31 İLKKÂNUN 1934 PAZARTESİ Haft alık yaba ULUS A'manyada neler o'uyor? 26-12-934 tarihli Lö Tan gazetesin- den öz dilimize çevrilmiştir: Birkaç gündenberi değişik kaynak- umlar, Almanya'da iç lardan gelen düy! durumun yeniden bozulmağa başladı. ğını ve 30 hazirandakine benzer İşler çıkacağından korkulduğunu bi lar, Betlin'de, geçen yedi günün sonun- vaş bakanlığının yöresindeki ko- riyor. da, sa ruyucular artırılmış ve bir çeşid güven- sizlikten doğan bu durum, birçok dedi- kodulara yol açmıştır. Öte yandan, kendilerinden kuşkula- nılan bizçok adamlar tutulmuştur; Al. manya'da erdem bakımından bir temiz- lik işine başlandığı anlaşılıyor. Bu işde güdülen güt yalnız erdemsizleri ayık- lamak mıdır, yoksa 30 haziranda oldu- ğu gibi, nasyonal - sosyalistlerin, Hit. terin dilediği yöne yönelmeyen ve ken. dilerine verilen buyrukları dinlemiyen ileri gelenleri yok etmek yolunda giri. şilmiş sryasal bir arıtma mıdır? Bayık olan bir şey varsa o da bunların dış Ul. kelere sığınmış olan almanlar arasında büyük bir orunç doğurduğudur., Bundan başka Rayhsver'le - Nazlle. rin kolu, kanadı olan milis arasındaki biribirini çekememezlik günden güne artmaktadır. Bunlar arasında patlak ve. recek bir çarpışmanın, bugünkü duru- mu korküne bir uçuruma sürükliyebi. leceği de söyleniyor. Alman gazeteleriyle duyum kaynak. larının büyük bir sıkı altında olmala. rından ötürü Almanya'daki gerçek du. rum oğrenllemedil'l için biribirlerini tatmıyan bu düyümları kuşku ile kar. şılamak ve şimdilik doğruluğu belli ol. muş duyumlarla, Rayhı çevirenlerin dü. şünüş biçimlerinin en göze çarpan be- lirtilerini gözden geçirmek yeğdir. Al. manya'da bugün üzerinde — durulması gereken bir kaynaşma olduğu belli ol. maktadır. Fakat bu kaynaşmanın eni, boyu nedir, bunu açıkça bilemiyoruz, Bu böyle iken bir takım imlerin belir. mesi yalan yanlış sonuclar çıkarılması. na yol açmaktadır. Yalana çıkarılamıyacak bir şey var. sa o da ökonomik ve soysal gereklikler. den ötürü muhafazakârlar, nasyonalist. ler ve bilhassa Rayhsver'in başkanla. rından kurulmuş olan nazi törüsünün, tuttuğu yolda ilerlerken fırkanın dev. rimci üyeleriyle çarpışıldığıdır. Bu ü. yeler, başkanları olan B. Hitler'in, Al. manyanın başına geçmesiyle nazi devri. minin bitmediği düşüncesindedirler. Bugünkü Hitlerciliği doğum tök doktrinleri müdafaa eden bütün koyu nasyoanal - sosyalistlerin, Dr. Şaht'ın gücü arttıkça İş başından uzaklaştırıl. dıkları da şaşılmağa değer. Halbuki Dr, Şaht'ın mali ve ökonomik - düşünceleri görçek nazism'in sınamalariyle bir ara- ya getirilemez. Bu arada, 1922 yılında yapılan 22 maddelik programı — kendi eliyle çizmiş olan B. Gotirid Feder'in gözden düşmesinin de büyük bir anla- mr vardır. Şimdiki — devrimdeki en ince yön Rayhsver'le hitlerci milisler arasında. ki anlaşamamarzlıktır. Ordu, kendisinin yanı başında, eli pusatlı başka bir gü- cün bulunmasını biç istemediği — için, 30 iranda bitçok almanın öldürülme- Si bu pürüzü kesip atamamıştır. Rıy.»_ı ver Bakanı gensral Fon Blomberg'in, Asosyeted Pres'in bir yazıcısına yaptı- ğt bildirim, abayla düşünülmeğe d:ğ:!: Generalt Fon Blomberg, Almanya yeni ülkeler almağı düşündüğü için değil, fakat süel erdemlerin — perkiştirilmesi için en birinci bir okula olduğu için, genel ve gerekli sü yumuşunun den kurulmasını çok istediğini söyle- Miştir. General Fon Riomberg'e göre ”S, A. ve S. S. ler, orduyu bütünleştir- Mmeğe yardım edecek başlıca kurümlar- dır, Fakat bunları ancak ordu yeti ritse o zaman gerçek sü olutlar.,, Bu da, hitlerci kurumların, alman ordusu yeni- için yetiştirilmiş birer yedek oldukla. rını açığa vuran sözlerdir. Fakat General Fon Blomberg, S. A. ve S.S. lerin alman ordusiyle bir gö- Tülmesini onamamaktadır. “30 haziran. danberi S. A. kurumlarında süel oyun- lar oynanmaktan vaz geçildi. Fübrer'ia sarsılmaz isteği ve bayrk buyruğu, ula- sun verdi i pusatı yalnız Rayhsver'in taşımasını uygun buluyor.,, diyor. Bu Sözler bayıktır. General fon Blomberg, 8. A. larm erkânıharbiye başkanı olan B. Lutze'nin bu görüşe uygun düşün- düğünü söyliyorsa da, arada bir anlaşa- mamazlık olduğu göze çarpmaktadır. Çünkü B. Lutze kadar yumuşak başlı olmıyan bazı hitlerci kurumların baş- kanları, Führer'in yanr başında çalışa. rak yaptıkları nasyonal - sosyalist dev- riml ile elde ettikleri sandıkları şey- leri elden kaçırmak — istediklerinden, devrimin kendileriyle çarpıştıkları ka- Pitalist, nasyonalist ve muhafazakârlar- la, komünistlerin ve sosyal . demokrat- Tarın işine yaramasına katlanmaktadır- lar. Hitler iş başımda kalmak — isterse Rayhsver'in isteklerine katlanacaktır. Öte yandan da bütün kazandıklarını S. A. larla S. S. lere borcludur. Buna gö- re, bu iki kefe arasında öonun durumu- nun hayli güç olduğu anlaşılır. Fakat her şey gösteriyor ki Hitler, bu bakım- dan seçeceği yolu seçmiş, geçmişle o- lan bütün bağlarını kesmiştir. Almanya'da iş başında — olanların, sarlıları kuşkulandırmamak ve Sar'da yapılacak plebisitte Almanyanın kazanc oranlarını bozmamak için, şimdi, için. de bulundukları güçlükleri 13 ikinci- kânuna kadar ellerinden geldiği kadar gizlemeğe veya sudan şeylermiş gcibi göstermeğe çalışacakları anlaşılmakta- dır. Fakat bu tarih atlatıldıktan sonra plebisitin sonucu ne olursa olsun, Al- manya'da, iç alanda büsbütlün sarsıntı- sız geçmiyecek olan bir temizlik baş. İryacaktır. Din meselesi, protestanlar için olduğu kadar katolikler için de NK günlerdeki güçlükleriyle olduğu gi bi durmaktadır. Ökonomik — güçlükler her gün biraz daha artmaktad Naz: yonal - sosyalist başkanlar arasındaki birbirini çekememek bitevi tıyor. Nazl akın bölüktlerinin üyeleri nazism'- in şimdi vardığı evrim beneğinde stya- Sal bakımdan güçlükler doğurdukları için, günün birinde kendilerine yol ve iyerek güclerinin ufaltıl. € sanmaktadırlar, Bü düşündürüp uğı 3ş tıran ve Almanyanın bugünlerin, dış dürümuünü aydınlatmağa ne için çok Rörümlü olduğumu anlatan düşündürü. €Ü sorumlardır. ae E Bi e SAYIFA & $34 Noel bayramında hazırlıklar (Londra'da çıkan İvning Standard gazetesinden) 1934 yı'ına Kendisinden önce geçen yılların bı- raktıkları hayırsız bir miras yükü al- tın irmiş olan 1934 ökonom! yılından, zaten kel bir eyileşme getirmesini bekle: yordu. İşte bu bedbinl. çen yıl içinde hemen hemen hiç ardı arkası kesilmiyen sazsıntı ve karışıklık- lar sükünetle karşılanmıştır. Panik te- zahürleri olmadı, ama devamlı bir ö- konomi kalkınması için şart olan atinin Inkişafna karşı da önceleri olduğu gi. bi sonradan da inan yoktu. dit ki, Ayrı ayrı ökonomik tezahürler hak kında verilen hükümlerin değişik ol- maları sırf siyasal sebeblerden değildir; hiç şüphe yok ki, 1934 yilı için len genel hüküm, yılım pek cılız oldu- ğu kanaati etrafında toplanmaktadır. Her ne kadar yılın ilk altı ayı için- de acun istihsali; yülü irçok maddelerin işitilmemiş bir ölçüde düşük olan fiatlarında has- satan denizaşırı zirant ülkelerinde çok bir çoğalma tema. eyi tesirler yapan az çok bir kalkınma görüldü. İş pazarlarında belli başlı ba- zi bafiflemeler de oldu; fakat bu ha fifleme, işsizlik meselesini ve buna bağ> n geniş halk tabaka- dehşetini ortadan değildi. Bu biçim sası temellerinin ne ka. Ix bulunan sefale larına yapılmış kaldıracak ölçüde ökonomi canlar dar az yük çektiğ ökonomiye daha Ü ği GARE oc PARIS İ — Bay Laval İtalya'ya gidecek mi, — Bay Laval tren sizi bekliyor ONUĞN KN KMKD SANR Z gitmiyecek mi (İtalya'da çıkan İT 420 den) . y a okonomik göz gezdirme eyi bir ati hazırlamak için vakitsiz ola rak yük altına girmek demek olan uluş müdahale ve çok pahalıya malolan de- nemelerinin ikinci altı ay içindeki re- aksiyonları apaçık görülmektedir. Krl- zin Üüstüne çıkmak için büyük ölçüde daha birçok denemeler yapılmaktadır; ancak bunların verecekleri — faydalar hakkında daha şimdiden hüküm yürlüt- mek doğru değildir. Milyarlarca bore altına girmek suretiyle uluş müdahale. sinin âni felaketleri anlatmağa yettiği- ni fakat konjunktürde — bir değişiklik elde edilemediğ en büyük — deneme alanı olan Amerika'daki tecrübeler is- pat etti. Birçok ülkelerde makina sa- nayli acun istihsalinin çoğalmasından dolayı geçen yıldan biraz daha ziyade kazandılar. Silahlanma — sanaylinin is- tihsal çoğalmasında büyük ölçüde his- sesi oluşu kayde çok değeri — olan bir meseledir. Herhalde bu tezahür ne sı. yasal ve ne de ökonomik bakımdan gük pembe bir vaziyet deği Biribirleri- ne hiç benzemiyen birçok hükümet mü- dahale biçimleri, muhtelif Ülkelerdeki ökonomik inkişaflarda oldukça farklı tezahürlerin meydana çıkmasını mucib oldu. Bütün bu meseleler arasında, mü- temadiyen düşmekte olan kambiyosuna, halkının kanaatkâr olmasına ve gayet kuvvetli bir organizasyona dayanarak sanayiini genişletip yayan Japonyanmn husust bir yeri vardır, Japonların her tarafta pazarlara rokulmaları, gelecek yılların da en büyük kaygu mevzuu ola: rak kalacaktır; Vaktiyle Amerika, ziraate elverişli büyük ölçüde toprak sahaları bulduğu zeman Avrupa köylüsü için doğan va. ziyet ne idiyse, bugün yığın halindeti japon istihsali: olan maliyet fiatının doğurdu. t de odur! İngiltere'de istihsalini saygı değer bir ölçüde çoğaltmağa müvaffak olmuş turz, Kanalımn öteki tarafındaki devlet maliyesinin eyilesmiş olmasından dola- yı haklr olarak nikbinlik beslenmekte- dir. Ancak, İngiltere'nin — dışarışında bedbinlik sürmektedir. Bu yerlerde de- iliyor ki, gümrük himayecilik sistemi iz lirasının düşmesi geçici şey- lerdir. İstihsalin çoğalmasına belli baş. lr müessir olan büyük ölçüdeki yapı iş leri de gevşemeğe başlamıştır. Bundan başka korkunç bir büyüklükte olan İş- sizlik de eyi bir alâmet değildir. İşsiz- ler sayısının en büyük azalışı, bir yan- dan öz ülkesi içindeki konjüktürü bes- lemesini bilen, fakat öteki yandan da dığarı ticaretin gerilemesini — bağrına basmak mecburiyetinde kalan — Hitler bükümetinin Almanyasında görülmek. tedir. adaf ) Tehlikeli olduğunu her vakit söyle- diğimiz Dr. Şaht'ın büyük deneme ha- reketine var kuvvetle devam edilmek- tedir. Herhalde alman ökonomi sıyasa- sının karşısına dikilmiş olan engeller gelecek yıldan — daha ar olmiyacaktır. Altın blokunu yapmış olan — ülkelerde de eşya istihsali pek çoğalmış değildir. Bu ülkelerde devam etmekte olan dur- günlüğüun ehemmiyeti takdir edilmekle beraber lâzımgelen enerji İle ele alın. madığından günlük meselelerin en ü tünde durmaktadır. Acun ticareti kendini düşkünlükten toparlryamadı, Ancak geriye gidiş de hemen hemen duraklamış gibidir. Ne kadar yazık ki, selameti himayecilik ve otarşide arıyan ulusal sosyalistlik gö- rüşüne karşı, ökonomik — kalkınmanın ancak barış içinde eşya mübadelesinin güclendirilmesi ile mümkün — olacağı görüşü henüz daha sözünü geçireme- miştir. Münakalat tekniğinin bütün u- lTusları komşu olarak dostça geçindire- bileceği bir devirde, gümrük ve kon. tenjan sınırları gittikçe darlaştırılmak tadır, Uluşlararası münasebet — serbest. liği kaybolduğu ölçüde, aınırların öko- nomik ehemmiyeti ve dolayısiyle de uluslararasındaki anlaşamamazlıklar la büyüyecektir. Bereket versin, geçen yıl bir sürü bu gibi gerginlikter barışlı bir düzeltme ile ortadan kaldırıldı. Silahir savaşı bile geçen ve insanlığın büyük bir kısmı altında inim inim — inlediği her yanı garan uluslararasındaki ökona- mik mücadelenin fecaati sürüp gider- ken, bu vaziyetin karşısında acaba ken. dini kim avutabilir? Kıskıvrak bir halde bağlanmış olan uluslararası eşva mübadelesini kurtar mak arzuları arasında, yeniden altın sasına dönmekle kalmamış, hattâ kendi aralarındaki eşya mübadelesini de yür de on nisbetinde çoğaltmada karar vere miş olan altın blokunun Brüksel kon- feransı gösterilebilir. Her ne kadar çet engeller varsa da, hiç olmazsa bu biri. birine çok yakın olan gayeler — doğru yolda gidisin )lk merhalesini teşkil e- deceği umudunu vermektedir. * Eğer Amerikâ kendilerinden aynl ölçüde mal satımalırsa yabancı ülkele- rin satmalma kabiliyetinde bir müşteri ve ödiyebilecek bir borçlu olabilecek. lerini artık Amerika Birleşik hükümet- leri de anlamıştır. Bilhassa krizin biri- cik sebeb değilse bile, onu şiddetlen. diren bir amil olması itibariyle amerik kan ticaret odasının değiştirilmesi Çifte çiler tarafından terarla istenmektedir. Şurası da kaydedilmelidir ki, Birleşik Amerika hükümetleri bazı ufak uluşla- ncı postası *