nn * VÜŞe L X SAYIFA 6 Sövyet Rusya'nın yeni nesilleri, gün dolik hayatın çetin meseleleri karşısın da bulunuyorlar, Bunlardan en mühim- mi, ferdin soysal rolünü bususi yaşı- yaşiyle, yani eski cemiyetlerde sarsıl- maz ananeler üzerine kurulmuş olan sevgi, çacuklar ve sile ocağiyle telif etmektir. Pravda gazetesi bu —mesele Üzerinde bir anket açınış, buna gelen en iyi cevabları neşre başlamıştır. Bun lardan en dikkate değer olanlarını, 21 . 12 - 934 tarihli “LÜ,, gazetesinden ahyoruz: Bir gene komünist evlenmeli midir? Ben, “Elektro - Stal, fabrikasının bir atelyesinde ustabaşı olan genc bir komünistin karısıyım. Kendim komü - nist değilim, belki de bedbahtlığımın sebeblerinden biri de budur. Yirmi ya- gandayım, iki yıldanberi kocamla yaşı- yorum. Bir çocuğumuz oldu, fakat ge- çen ay öldü. Kocamla ben pek de iyi geçinemiyoruz. Bazan, gündüzleri çok defa onu görmediğim oluyor. Ancak ge celeri, buluşuyoruz. Fakat saat on İki. Wye doğru yataktan fırlayıp Tabrikaya koştuğu oluyor, Bazı geceler hiç eve gelmiyor. Yalnız geceleri buluşmanın bir şeye benzemediğini, işini, kendisini biraz da ailesine hasredebilecek şekil - de tanzim etmesi gerektiğini ona söy- lediğim zamanlar, fabrikada gene ko- münistlerden mürekkeb üç ekipin işle- rini tanzime mecbur olduğu için, bu - nun imkânsız olduğunu söyküyor. Şu halde soruyorum: Bir genc komünist, hele böyle faal bir “mücahid,, olursa, evlenmeli midir? Bizim geçirdiğimiz böyle bir hayat, Ansanları sosyalizmin yaprerlarının dü. Şüncelerine göre yetiştirmez, öldünir. v zun bir hastalıktan sonra çocuğum öle H bir ay oldu, Hastalıkta ona yalnız başrma ben bakıyordum. Kocam yalnız: “annesi sensin, onunla meşgul olmak da sana düşer,, gibi sözler söyliyordu. Çocuğu evde birakıp eczahaneye gidi- yor, çarşıdan yenecek alryordum. Ço cuğumun hastalığı ve ölümü gibi acık- lr günlerden sonra; kocamla İnsanca müansebetleri muhafaza edebileceğim! zannedermisiniz? Tabit hayır, ve gali- ba da ondan boşanacağım. Boşanmanım İyi tarafı var mı? İşin en fenası, bu didinmelerin dü- şüncelerimizde de tesir yaptığıdır. Yal nız kaldığım zaman kendimi öldürme ği düşünüyorum. Bunlar delice, kötü dü gşüncelerdir. Acaba benim vaziyetim, İstisnaf bir vaziyet mi? Bize benzer bir gök kimseler olduğunu kuvvetle sanı- yorum. Aile meselesi bizim için mana- tız bir şey değildir. Bizimki gibi bir aile hoş bir şey olmamasına rağmen, biz gene sileyi İnklr etmiyorus. © halde, gene bir. komünist ailesi nasıl olmalrdır? 8. — “Elektro - Stal,, fabrikası. Aile sandeli Birçok genc komünistler, bilhassa © kadınlar bana kızacaklar ama düşündü- #ümü söyliyeyim: Ben gene bir komü- nist ailesinin, hiç olmazsa önümüzdeki ©n yıl icinde, mesud olabileceğine İnan Muyorum. Ben, düşüncelerini töyliyen bir gene komünist kadın gibi — düşünmüyorum we kocasından tarafa çıkryorum, çünkü aynı şeyler benim de başımdan geçti. 'Tornacıyım, ayrıca komünist genclik teşkilâtı için çalışıyorum. Bundan baş- ka da kendi icad ettiğim bir makine Üzerinde uğraşıyorum. O İradar çok ——— ra, ehemmiyetsiz olmakla beraber, güm- Tük kolaylıkları yapmıştır. ... Ökonomik kalkınmanın yolu Üzerin- e engel olarak duran ve önceleti ken. len çok bahtettitmiş olan uluslar- Savaşı borclar meselesi geçen yıl e hemen hiç sesini çıkarmadı. A. merika birleşik hütümetleri - fsizlerin vadeleri geldiği zarnanlar her defasın- a formel olarak borclulardan parasını istedi. Ama borclular — bu bore ödeme mektublarını sepete attılar. - Belki e- bakımından gayet ameli bir hare- kettir. Fakat bu hareketin andlaşma sa. dakati ve ahlakla hiç hir alâkası yoktur. 24 ilkkönun 1934 tarihli Noye Zörber Çoytung ULUS işim var ki soluk almağa vakit bulamı- yorum. Karımı ancak geceleri görebili- yorum. Ona diyorum ki: “— Liduşka, bence genclik teşkilâtı ve fabrika, ken- di saadetimden ve aile saadetinden da ha değerlidir,çünkü genclik teşkilâtı ve fabrika da benim yaşayışımın birer par- çasıdır.,, Karım ağlamağa başlıyor: “— Neden biz de başkaları gibi ya şamıyoruz? Komşumuz bir trüstte tek. nisyendir. Hemen hemen her akşam ka rısiyle gezmeğe, yahud sinemaya gidi- yor. Beraber almanca öğreniyorlar... Ben de karıma: “— O halde, Liduşka, diyorum, sen böyle bir erkekle evlen meliydin... Fabrikada iftihar levhasına kayde- dildim ve 10.000 rublelik tasarraf ya- pılmasını mümkün kılan bir teklif için mükâfat olarak “teknik ansıklopedi,, yi aldım. Liduşka bana; “— Sen muvaf - fakiyetlerini benim bedbahtlığım üzeri. me kuruyorsun!, dedi. Geceleri eve geç dönüyorum ve ğlü gibi uyuyorum. Karım: “— Bu böyle devam edemez. Biz biribirimizi ancak yatakta görebi- hyoruz.,, diyor ve gideceğini söylüyor. Fakat ben kaba bir adam değilim, Li- duşka'ya acıyorum, şöyle bir düşündüm ve sileme de biraz zaman hasredebil - mek için vaktimi tanzim edemediğim meticesine vardım. Bununla beraber, yelkenle uçuş mektebine gitmek için bir saat vakit bulamıyorum. Karıma: “— Bana erziyet etme. İs - tersen odamı sana birakayım ve ben fabrikanın yatakhanesinde, yahud her hangi bir yerde kalayım. Benim hiç bir şeye ihtiyacım yok, Verimli bir biçim- de çalışmamak da elimde değil,, dedim, omun için, arkadaşlar, gene kamünistle. rimizden bazılarının aile bakımından mesud olmamalarına katlanmaları ge - rektir. En iyisi, hiç evlenmemek, ya hud da evlenmeden önce genc bir kıza: “— Benim halimi anlayabilecek misin, anlıyamıyacak mısın?,, diye sormak ge- rektir. Benim biricik kabahatim, evlenmiş olmamdır. Fakat karımı seviyorum. Siz zannediyormuzunuz ki ben onun ya « nında bulunmak, onunla gezmeğe git - mek İstemiyorum? Ona diyorum ki: *“— Peki, yarın bir savaş olsa, ben de gitsem, ne yapardın?,, Cevab vermiyor. İnsan affetmesini bilmeli, halbuki Li . duşka halden hiç anlamıyor : “— Neden her işi kendin görmek, herkesten faz - la çalışmak, her şey sen olmak istiyor- sun , Halbuki ben şahsan bir şey iste- miyorum ve kendim için çalışmıyorum, Yeni icadım için ikramiye aldığım za - man Liduşka'ya bir manto bir de ipekli rob aldım. Kendime de, İcad ettiğim Alete gerekli olan çelik teli satın almak için, 15 ruble ayırdım. Karım: “— Al- dığın elbiseyi giyip de ne yapayım?, diyerek robu suratıma attı. Arkadaşlar, çok düşlindüm ve hesab ettim, fakat bu işe çare bulamadım. Ben vakitlerini didinmek için boşuna geçi. rtenlerden değilim, benim gibi cidden galışanlardan bahsediyorum ve bu gi - biler pek çoktur. Düşüncelerimi söyledim. Belki siz bunları doğru bulmıyacaksınız. Fakat bunun aksine de beni ikna edemezsi - niz. — Piyet Bruski Karımı seviyorum, çocuğuma tapınıyorum. 8. adlı arkadaşımın mektubunu okur ken, bende gayri ihtiyarf önun kocası. ma karşı bir düşmanlık duygusu uyan dı ve öyle sanryorum ki bütün genc ko- münistler deaynı duyguyu duydular. Karısını İntiharı düşünmeğe kadar sevk eden bir gene komlünisti kim mazur görebilir? Karısını bir esir telakki ede. rek ona: “— Sen annesin, çocuğa bak!,, dmeek bir gene komliniste yaraşır mı? Sen de baba deği! misin? Niçin karın yalnız başına yaşamağa'mecbur kalam ? Böyle bir şeye çare bulman gerek de- ğil midir? Size kendi — hayatımı anlatayım: Ben 1924 denberi komünist genelik tey- kilâtına mensubum. Karrm da komünıst tir. Zaten onunla komünist kulübünde tanıştık. İkimiz de teknisyeniz ve biri- birimizle çok iyi anlaşıyorur. Fakat şirn diye kadar da ne güçlüklere katlanma dık! kucağımizda emzikli çocukla dip lJoma imtihanlarını hazırladık. Satah- lara kadar uyumadık. Tezimizi yazdık. ©O zamanlar pek meşakkatli idi ve ara . mızdaki sağlam bağlar, arkadaşlık sevgi sayesinde bu geçici anlaşamamız- hıklar daima yatıştı. Karımı seviyorum, küçük çocuğuma tapınıyorum ve işim bittikten sonra evime sevinerek dönü - yorum. Allem, benim üzerimde, çalış - kanlığımı azaltmak bakımından hiç bir teşir yapmadı. Şimdi bir enstitüde tahsil ediyorum. Böş vakitlerim az ama, aileme hasredecek vakıt bulabiliyorum. Oğlumu, sosyalist cemiyetinin faydalı biy üyesi olarak yetiştirmeğe çalışaca- fem. Ondan benim mesul olduğumu an- lryor ve onun büyümesini dikkatle ta. kib ediyorum. Ailesini ihmal edenleri anlıyamıyorum. İnsan çalışkan bir işci, iyi bir teşkilâter olmalı ama yalnız bu- nunla kalmamalı. Çünkü cemiyet kar - şısında herkes ailesinden mesuldür. — Bjitsa'da P. A, ve Kadmlar da vakit bulamıyorlar İşleri çok olduğunu söyliyen Piyer Bruski'nin mektubu, hele kadınlara bir az fedakârlık yapmalarını tavsiye eden cümleler beni çok saratı.. O, ailesini insanlığın iyiliğine feda eden bir adam mıdır? Bilmiyorum. Fakat bana öyle geliyor ki, işleri çok olduğunu #öyli » yen kocalardan çoğu, vakitlerini aile- lerinden uzakta, boşu boşuna geçiriyor lar. Eğer bir işci dinlenmek için bir Karı koca anlaşmazlığı: — Niçin kocana karşı rey veriyor- sun? Geçinemiyor musunuz? — Evde değil, Kolkoz'da geçinemi. yoruz. Anlarsın ya! İşte onun şefi be- nim, az zaman bulamıyorsa, çalışmağı bil « miyor demektir. “Her zaman işim vari,, demenin manası no? Eğer işi çok olan kocaların hepsi, aile ocağıyle meşgul olmak işini başlarından atarlarsa, ka . dın da bu işi başından atabilir. Kadın da cemiyet içinde bütün haklarına sa - hib değil midir? Kadının bütün kuvvet kerini işe, istihsale ve cemiyete hasret- mek istemediğine inanryor musunuz? İnanmıyorsanız, kadın da işinin çok olduğunu söyliyecek, aile hayatı ceml- yet içindeki işlerinden kendisini kıs- men uzaklaştırdığı için, çocuk yapmak istemiyecektir. Bu ise ailenin raahvol - ması demektir. Biz de bunu istemiyo . ruz. — Kursk'ta P. Gorşkova İnsan yaşayışını nasıl tanzim etmeli? Kocam da, ben de genc komlünistle. riz. Biribirlerimizi seviyoruz, sayıyo- ruz, İkimiz de tahsilimizi pedagojik enstitüde yaptık. İki yıl, uzak doğu ta- raflarında bir okulda beraber çalıştık. Ne okulda iken, ne de komlünist kulü - bünde, aramızda hiç kavga olmadı. Yal nız, evdeki boş vakitlerimizi tanzim &t mek çaresini bulamadığımız için ara - mızda anlaşamamazlık çıktı. İki yıldanberi bir günümüzü bile okumuş kimselere yakışır bir şekilde geçirdiğimizi hatırlamıyorum. Kocama sinemaya, tiyatroya gitmeği veya ka. yakla dolaşmağı teklif edersem o dai- ma; “— Vaktim yok,, diye cevab veri- yordu. Bütün geceler işi vardı. İki ay- Hık uzun tatil müddetini kederle evim- de geçirdim ve genc bir komünist olan kocamın, karısı ve iş arkadaşı olan ba- na bir saat bile hasredememesine — kız. dim. O, daima: “— Bizim zamanımızia insanın yaşamak için boş vakti yo«l, diyor. O ha de, arkadaşlar, şimdi değil- 3c, ne zaman yasıyacağız?. Sovyetler, aile hayatı bakkında neler düşünüyorlar ? Benim kocam nasıl olmalı? Ben daha evlenmedim. Fakat hiç bir zaman $, gibi, yahut Piyer Bruski gi- bi bir erkekle elvlenemem. Ben “Kras- naya Roza,, fabrikasında çalışıyorum. Bazan, biz genc kızlar, kendi aramız. da, eyi bir aile hayatı geçirebilmek için nasıl bir kocamız olması gerektiği hak- kında açıkça konuşuyoruz. Gene kömü- nist erkekler karılarınm şöyle veya böyle olmasını nasıl istiyorlarsa, ben de onlara genc komünist kızların, ko- calarının nasıl olmalarını istediklerini söyliyeyim: Genc komünistlerden çoğu: “— Ben, galışmama mani olan bir genc kızla ev- Tenmek istemiyorum.,, diyorlar. Onlara açıkça derim ki: “ — Siz cemiyet için. deki işlerinizi ihmal ederseniz, ben de sizinle evlenmek istemem. Fakat İşi- nizden başka bir şey düşünmezseniz sizinle yaşıyamam. Ne müzike, ne ti- yatroya, ne spora alâkadar olmıyan bir kocaya ihtiyacım yok. Ben, benimle birlikte voleybol oynıyacak, tiyatroya gidecek, kitab okuyarak onun mevzuu üÜzerinde benimle münakaşa edecek bir koca İstiyorum. Hayatı yalnz plânlar tezler arkasından gören bir koca İste- miyorum. Bana, yalnız komünist top- lantılarile değil, benim roblarımla da alâkadar olan bir koca lâzım. Hulasa kocam benim her şeyimle alâkadar ol. malıdır., Fakat benim, tiyatrodan, giyinmek- ten başka bir şey düşünmediğimi san- mayınız, Yalnız mesud olabilmek için birçok genc kızların nasıl birer koca istediklerini anlatmak istedim. Erkek komünistler de, nasıl birer karı istediklerini söylesinler. Bu su- retle, alâka verici bir aile hayatı kur- mak bepimir için daha kolay olacaktır. *Krasnaya Roza,, fabrikasında V. Kuzaeçova. Bir alle ocağına mulik almak ne İyi şey! Ben daha çok genc iken karımla ta. naştım. O komünist fırkasına girme- mişti. Birlikte çalışıyorduk ve ekseri zamanlar Niyura'nın komlnist teşek- küllere girmesinin gerekliği hakkında konuşuyorduk. Nihayet o da komünist fırkasıma girdi. O zaman ben evlenme- ği düşünmüyordum. Biribirimizi sık sık görüyorduk, Sonradan ayrıldık. İki yıl sonra Hamovniki mahallesinin komü- nist genclikler komitesi beni, birkaç makinistle beraber Spaskoye köyüne gönderdi. Niyura da o zamanlar ora- daki komünise kulübünün kâtibliğini yapıyordu. Çok hoşuma gitti ve sevi- gerek 1931 başlangıcında evlenip Mos> kovaya gittik. Bal ayı seyahatimiz iki ay sürdü. Sinemaya, tiyatroya gidiyor, biribirimizden hiç ayrılmıyorduk. Fa- kat günün birinde bunun işime zararı dokunduğunu gördüm ve ciddi surette çalışmağa karar verdim. O zaman evde kavga kopmağa başladı. Karım; “— Ne için gidiyorsun? beni neden bırakıyor- sun?,, diyordu, Bunun Üzerine ben de gece toplantılarıma gitmeğe, eve saat birde dönmeğe başladım. Bu intizamsız hayat 1931 ilkbaharı. na kadar sürdü. O sıralarda da asker oldum. İki yıl sonra torhis edildim ve asıl anlatmak — istediğim şey o zaman başladı. Karım ben yokken başka bir erkek seçmişti. Buna çok şaşmadım, çünkü Niyura ile kâfi miktarda meşgul olmadığım, alâkadar olmadığun için ka- bahat benimdi, Onun tanıştığı çocuğun büyük bir kıymeti yoktu. Niyura ko- münist kulübünden de çıkmış, eğlen- mekten başka bir şey düşünülmiyen bir muhite düşmüştü, Halbuki ben Niyura'yı seviyor, on- dan çok hoşlanıyordum. Ne yapmalı idim? derdimi birçok kimselere anlat. tım. Aldıran olmadı. Onun üzerine me- seleyi kendim halletmek gerektiğini anladım. İşimi o suretle tanzim ettim ki, beş ay müddetle hiç bir işi idare et- miyecek, gene bir komünist, yürek sa. hibi bir adam gibi çalışacaktım. Eski- den, hiç bir zaman korımla birlikte okumazdım. O bana: “— Gazetelerde alâka verici bir şey var mı?,, diye sor. düğü zaman, ben gazeteyi ona verib: *“— Ah, okul,, diyordum. O da kızıyor ve odadan çıkıyordu. 31 İLKKÂNUN 1834 PAZARTESİ .. O günden sonra, tavırlarımı baştan aşağı değiştirdim. Karım biçki ve di. kiş öğrenmek istedi. Raze oldum. Dersş- lerden geldiği zaman kitablarına onun: la birlikte bakıyor, ona yardım ediyor. dum. Sonra da beraber okuyor, konüe şuyorduk. Günümü, her secbest dakikas mı karıma hasredecek şekilde tanzim ediyordum. Bu serbest dakikaları iş saatlerinden çıkarmak — gerekiyordu. İ- şimi çabuk bitirmeğe ve bizim fabrika- da âdet ouduğu üzerc, sanki dünyadaki bütün meseleleri biz halledecekmişiz gibi, saat ikilere kadar arkadaşlarımla kalmamağa karar verdim. Şunu da söy- Tiyeyim ki, ekserimiz sanlarız. Niyura'ya müşfik hareket etmeğe başladım. O da tavırlarını değiştirdi. münasebetlerimiz öyle bir âhenk aldı ki, bütün genc komünistlerin bizimki gibi bir yuva kurmalarını dilerim. Şimdi 28 günlük bir çocuğumuz var, Bazı gecelet ağlıyor ama aldırmıyoruz. Çöcuğumuz çok güzel, Sabahları erken kalkıp fileyi alryor, çarşıya çıkıyorum. Eve dönünce oğlumun beşiğini bir müddet sallıyorum ve bu yüzden ka. TIM Beviniyor. Akşamları saat yediye doğru fabri- kadan dönüyorum. Bazan fabrikada kal- mak istediğim oluyor ama benim yeri- me çalışan arkadaşrm, “— Haydi baka- hm, evet, diyerek beni kovuyor. Ev. de ekseriya karımla birlikte Pravada gazetesini okuyor, onun aile hayatı hakkında açıtğı anketi gözden geçiri- yor, ve ceki hayatımzı, anlaşamadığı- mız günleri hatırladıkça gülüyoruz. Evlenmiyen genc kızlar ve genc er- kekler, siz ailenin fena bir şey olduğu- Nu mu sanıyorsunuz? aile eyi bir şey- dir. İnsanın evine dönüp de dinlendiği, çocuğu İle oynadığı ve karıslle konuş. tuğu zamanlar, ne tatlr anlardır! bumu okuyan genc erkekler, benim bayale ka. pulmağa başladığımı — söyliyecekler, 2- ma bu anlattıklarımda hayal namına bir şey yoktur. Ben sadece bu hayatın eyeiliğini söylüyorum. İnsan dinlenmiş bir kafa ile fabrikada daha ciddi ve daha istekti bir surette çalrşabilir. İşte, benim söylemek istediğim de bundan ibaret. intizamsız İn- Neden evlenmiyorum ? Ben Libkneht fabrikasırım en mü- him atciyelerinden birinde, komünist genclikler teşkilatçısıyım. Oraya yerle. geli ancak iki ay oldu. Benim teşkila- tıma mensub İll gene komünist var. Atcdyemiz üç ekiple çalışıyor. Benim evim fabrikadan sekiz kilemetre uzak- tadır. Sabahları fabrikaya sekizde geli. yor, akşamları ise, saat 9 da, 11 de hat- tâ daha geç eve dönüyorum. Bekârlıktan memnunum., Gencim ama, kendimde bir yaşb adam yüreği olduğunu hisscdiyorum. Niçin? stelye- de çok igim var ve ibim, sinirlendizici bir iş. Komlnist genclikler - komi: teşkilat veya atelyedeki çalışma yanlış. lıkları yüzünden hep beni yakalıyor. Tenkidler bana çok dokunuyor, ıstırah çekiyorum ve evime çok geç, kim ol. duğunu bilmediğim bir kimseye kız- gın olarak dönüyorum. Ltrafımızdakiler, nem olduğunu sordukları zaman antı. rı tersliyorm, yahut da hiç cevab v » miyorum. Nihayet yatıyorum, Sabavla- rı da trene yetişmek için acele ediyo- rum ve her gün de hayatım böyle geçi. yor. Bir aydan fazla zamandanberi si- nemaya ayak basmadım ve çok uzun müddettenberi de hoşuma giden gene kızı görmedim. Bazan işten yorgun argın çıkınca - parka gittiğim oluyor. Orada, döns eden gencleri görüyor ve dans etme- nin hoş olacağını düşünüyorum, ama dams bilmiyorum. Dans öğrenmekten utanıyorum. Zaten vaktim de yok. Böylece, yüreğim ürzüntülü olarak eve dönüyorum. Pravada gazetesi bugün- lerde, genclikle, genc komünistlerle meşgul olmak mescelesini ortaya attı. Genclerin ne istediğini dinlemek ge. rektir. Biz de genciz ve bir aile yuvası kurmak istiyoruz. Ben de eyi bir arka- daşa, bir zevceye malik olmak isterim. Eski günleri hatırladıkca lüyoruz! Kocam dı'ü l—ux: gene komüni stw ve 1911 de doğduk. Ben maden sanaviı