31 İLKKÂANUN 1934 PAZARTESİ enstitüsünde tahsilimi Wdyaıııın Ko- cam çilingirdir. Görüyorsunuz ki ara - mızda büyük bir tahtil farkı var, fakat bu husus, daima çok iyi giden müns- vebetlerimiz üzerinde hiç bir tesir yap- madı. Kocam aynı zamanda komünist genc likler teşkilâteremdır. Ürzun zaman pro. pagandacılık yaptı ve fabrika tarafın - dan tebrik edildi. Bundan başka soysal Ççalışmalarda daha az ebemmiyetli iş - ler de görüyor. Fakat ben size eski gün Jerden hahsetmek istiyorum. Evlendi;_i. izin ilk yılı, evimiz olmadığı için birlikte yaşıyamadık. Ben, öteki arka- Başlarımla beraber, herkese mahsus olan evde kalıyordum, kocam da anası ve babasiyle birlikte oturuyordu. Niha- yet bundan bir yıl önce fabrika koca . a bir oda tahsis etti ve ikimiz de ora- ya taşındık. Fahat m "'ve namına hiç bir şeyimiz, bottâ bir İskemlemiz bile yoktu. Yalnız bit iz, bir yastığı» mrır ve bir de yorganımız vardı. Bunla- ri da odamızın bir kösesine yoerleştir. dik, Başka bir köşede de bir yığın ki. tabla iki bavul vardı. İmtihanlara ha. zırlanmam — lâzımdı. Fakat — çalışmak için yerim yoktu. Vaziyetimiz çok güç- tü, fakat hiç bir sabırsıxlık alâmeti gö termedim. Kocam bana karşı çok şef . katli ve iyi hareket ediyordu. İmtihan. larımı iyi bir derece ile verdim ve yü- reğim rahat olarak tatile kavuştum. Bic az sonra bir kızım oldu O zaman ens. titüden uzak olarak ev kadımı olmak gerekti. Çocukları olanlar bizim vaziyetimi. rin güçlüğünü anlarlar. Kendi vasıta- mızla odamızı iyileştirmiş, bir soba kunmuş, kırık camları yenilemiş, oda- nın çatlak, yıkık yerlerini tamir etmiş- tik. Ben çocugumlı yalnız başıma idim, Geceleri uykusuz kalıyor, çamaşır yıka- maktan, ortalık toplamaktan çok yoru. Juyor, umudsuzlanmağa — başlıyordum. Fukat kocam bana yardım ediyordu. İşinden döner dönmez, benim birkaç saat uyu, bilik dinlenmem için çocuk- la meşgul oluyordu. Bir taraftan da günler geçiyor, gocuğumuz büyüyordu. Nihayet onu bir çocuk bakım evine yer. leştirdik ve ben de enstitüye avdet et « tim, En güç zamanlar da böylece atla. tılmiş oldü. Bu güçlükler karşısında korkmadı- ğımız için, şimdi o günleri hatırladık. ca ikimiz de tatlı tatlr gülüyoruz. Bu ce saretimiz şimdi bize İyi ve mesud ya - şemak imkânını veriyor. Sehirden uzak bir yerde, bir jimnas. tik parkında bütün birgün beraber din. lenmenin ne kadar tatlı olduğumnu bil . seriz! Kızımla beraber, kocamm çalış. tığı fabrikanın tertib ettiği gezintilere iştirak ediyorum. Eherlyı_ birlikte si. nemaya veya tiyatroya gidiyoruz. Kocamın kültürel bakımdan ilerle- mesinden benim mesul olduğumu - bili- yorum. Onun için, tahsilimi bitirib de çalışmağa başlar başlamaz, o da enstitü- ye girecek, Onun biran evel enstitüye girebilmesini mümkün kılmağı o kadar çok istiyorum ki.... Kocam birkaç gün sonra asker ola- tak. Fakat ikimiz de bunun için keder lenmiyoruz. O biliyor ki karısı tahsili- Di bırakmıyacak ve çocuğunu İyi yetiş- tirecektir. Ben de kocamın, fabrikada olduğu gibi orduda da çalışacağını, fay- dalı ve namuslu bir. savaşcr olacağını biliyorum ve bundan gurur duyuyorum- Kocamt çok seviyor, ona çok güve niyorum. Onun için, aınırlarımızı ko - Tuyan orduda da ona sevine sevine ar - kadaşlık edeceğim, Moskova'da Olga Luksçeviç. n HAVACILI Fitre ve zekât Gelecek, havacılığındır Yeni bir hava ekspresi Göktanrının bir dileği Hava hukuku SEA5CSESARCSARİ Gökle yer arasında — SAYI 133 içindekiler — Karada denizde ucan bir kuş. Uçakla bir dakikada 12 kilometre hız Gök Alanmda hız alanlar Dağa çıkmak ve kayak sporları — Profesör Riedel Gençler Birliği kurultayında Ankara güreıgçîleri 'Türkiye birinciliklerinde Bir çift kara göz (Hikâye) Server Ziya Gürevin Sinema: Carile Lombard, Marlene Dietrich, Evelyn Venable, Clara Lou Sheridan, Gertrude Michael v. s. YFT Ford diyorki ULUS Inkılab laburatuvarlarda tekemmül ediyor Nevyork, ilkkâ Bugünkü Amerika ve Hanri biribirinden çö; Ford imiyen — iki tabirdir. Ford'u ford yapan Amerika ve Ameri- kanın inkişaf imkânları olduğu gibi A- merikayı da bugünkü Birleşik Amerika yapan Fordun istihsal — metodlarıdır. Bundan dolayıdır ki muntazam fasıla- larla ona müracaat edilmekte ve işlerin içinden nasıl çıkılacağı hakkında akıl danışılmaktadır. Ford da bu gibi müra- caatlara gayet büyük bir nezaketle, u- zun tecrübelerin derinliklerine inerek oradan kargılıklarını vermektedir. O bu karşılıklarında neye inanmak, neden u. mudlanmak neyi baştan defetmek ge- rek olduğunu söylemektedir. Amerika Birleşik — hükümetlerinde kâlâ, Amerika ulusunun son seçimler. Acunun en ileri bir sanat müessesesi Hin sahibi Bay Ford de kendisine inandığını ispat ettiği Re- isicümhur Ruzvelt'in yeniden kalkınma Programı etrafında mücadele — devam ediyor. Ancak bu mücadele amerikalı- nın “mavi kartala,, Jeh veya — aleyhtar olduğu devrelerdeki gibi hızlı değildir. Zaten şimdilik bundan daha eyi tadele mevzuu da olmadığından herkes Sabrediyor. Amerikan'n kendi gücüne Çok büyük ve sarsılım z bir inanı var. dır. ir mü- Hükümet tedbirleri hakkında ne dü- şündüğü sorgusuna Ford'un — verdiği karşılık bütün Avrupa'da da dikkate değer bir — biçimdedir. —Ford di- yor ki: Hiç bir hükümet — hâdiselere hâkim olamaz. Hükümet idare eder, İş- te bu kadar, Hükümetin vazifesi nizam- ları kurmakdır ki, bunun için de yasa- lara riayet ettirir. Sryasacılar ticaret. ten anlamazlar. Çünkü zor mesleğin » damakıllı öğrenilebilmesi İçin uzun za- manlara lüzum vardır. — Hüdiseler hiç durmadan kendi kendilerine inkişaf et- mektedir. Bu inkişaf ise sıyasal vakıa- lardan doğmamaktadır. Sıyasal hâdise- Kâzım N. Duru Amiral Decteur B. Sait Çonay Ritat Şerit Abidin Davar ler, hakikatte olan biten şeyler akıntı. sımın dalgalı Üst yüzüdür. Başka cümlelerde Ford günün mese- leleri etrafında daha açık konuşuyor. Yakın bir zamanda bütün yaşayışımızı temelinden değiştirecek olan şey belki de yeni bir keşfin üzerinde — çalıştığı herhangi bir yapı yerinin kenar odala- rında hazırlanmaktadır. —Eğer bugün hâdiseler akıntısının üst yüzü kaynayıp tütüyorsa, bence bunun manası, bir şey- ler hazırlanıyor demektir. Herhalde bu, Vaşingtonda düşünülen bir tedbir de- ğildir. Geçmiş günler dikkatle araştı- rılacak olursa görülür ki, patlamento ile budun yığını daima değerli olmıyan şeyler etrafında sinirlenmiş, — halbuki onlar sinirlenip dururlarken, hakikf in- kılab, sessiz ve sadasız — herhangi bir Laboratuar'da tekemmül etmiştir. Bugün henüz daha acun genel dü- şiincesinin duymadığı bu gibi değişik- liklerin yapıldığını, Ford misafirleri- ne beyaz bir suyu göstererek ispat edi- yor ve diyor ki, işte —bu gördüğünüz herhangi bir inek südünden daha te- miz, daha ucuz daha erhihf süttür. Fa- kat aryasal mücadeleler işlerin üst yü- zünde yapılan değişikliklerdir. Havayı gösteren termometrenin hava ile olan alâkasr ne ise bunların da hakik? güc- lerle olan alâkaları ondan fazla bir şey değildir. Fordun bu nazariyeleri, — kendisinin bütün yaşayış ve eserinde görülmekte- dir, Bugün yetmiş bir ında — olan Ford, ilk otomobilini ,.:â günlerde- ki on sekiz yaşındaki bir delikanlı gibi gene ve dinc olarak kurumunda yorul. madan çalışmaktadır. Yazı masası — ba- şenda hemen hemen hiç oturmadığı için ona rastlamak çok zordur, Belki, dene- me alanında, veya okulada, yahut da müze veya laboratuvarındadır. Buralar- da değilse büyük kurumunun sakin bir köşesine çekilmiştir. O nasıl ki bu dev gibi esere biçim vermiş çığır açmışsa, eseri de ona biçim vermekte çığır aç. maktadır. Onun görüşleri, Inanışları bu makinalardan, bu fabrikalardan ve bu Tasyonel istihsal — metodlarından doğ- makta güc almaktadır. Kurumunun ona öğrettiği şeyleri, o genelleştirdi. Ford, hakikf İncil'in an- cak ve yalnız burada bulunabileceğine inanmıştır. Onun için sağıltılamryacak soysal bir hastalık yoktur. Bütün mücs- sese sahibleri onun gibi olsaydılar, a- cun hiç bir zaman işsizlik veya artık istihsal derdleri nedir öğrenmiyecekti, Fordun mürabaha kapitalistlerine, Bankerlere ve borsa oyuncularına kar- şı beslediği kin çok büyüktür. Acunun böyle acıklı bir vaziyete — düşmesinde onları guçlu görmektedir. Bütün işlerini mükemmelleştiren fikirleri — etrafmda var kuvvetiyle mücadele — etmektedir. Ford, ben yapabildikten — sonra, artık başkaları da başarabilirler, diyor ve is- tihsalinin geçen yıldanberi yeniden baş- Tadığına ve Atiden nikbin olduğuna işa- Tet etmektedir. Ruzvelte karşı çok büyük bir saygı beslediği halde sıyasacılardan hiç bir şey beklemiyor. Ford,burada kendisin- den çok başka bir tip olan ve Ruzvelti zamanımızın en değerli adamlarından biri olduğunu söyliyen meşhur ingiliz Tomancısı Vels ile buluşmaktadır. Otomabil kıralı, kendisinin para ka- zanmağa çalıştığını iddia edenlere kar- şı da mücadele etmektedir. Ford için sermayenin manası iş çıkarmak gaye- sinde bir vasrtadan başka bir şey değil- dit. Buna rağmen parayı anlayış kabi- Jiyetinin de çok inkişaf ettiğini itiraf ediyar, Ancak, ökonomik — yaşayıştaki tecrübeleri yerinde — kullanabilmek İs- tidadını bütün bu malf kabiliyetlerin Üstünde görmektedir. 22 ilkkânun 1934 tarihli Noyes Viner Jurnaf'dan Son aylarda Nevyork'da Riçard V. Roven isminde bir muharrir tarafından “Casınılar ve gelecek savaş,, adlı bir ki- tab basmıştır. Amerikada büyük biz alaka uyandı- ran bu kitab hakkında amerikalı münak- kidlerden Mordavant Hol, şu yazıyı yazmaktadır: Casuslar konserve kutularının kapakla- Tının iç yüzüne işaretler koyarak mek- tublaşmak ve haber vermek imkânlarını bulmuşlardır. İster para kazanmak için, isterse yurdseverlik gayretile olsun casusluk e- den bir çok kimseler vardır ki düşman tarafının faaliyetini gizlice anlayabil- mek için her türlü fedakârlıklardan çe- kinmerzler. Önümürzde bir savaş çıka- Bir posta pulunun altına yazı yazılaca- ğt ve bu yazılarda en korküne düyüm- lar bulunacağı kaç kişinin aklına gelebilir cak olursa o zaman bu esrarlı adamların faaliyeti eskilerinden daha müdhiş ola cağı şüphesizdir. Bu kadınlarla erkek- lerin önümüzdeki herhangi bir savaşta yüklenecekleri vazife ve mesuliyeti bü- yük savaştakinden pek fazla olacaktır. Bu mevzu üzerinde büyük bir salâ- hiyet sahibi olan Riçard Roven, yazdı- Her şeyden şüpbe edilebilir, fakat zâ. vallı bir kelebeğin ince ve dokunulunca dağılacak kadar nazik zardan kanadla- rına şifre dizilebileceği akla nasrl gelir? ğr bu kitabta tek bir yıl içinde casus- luk yaptığı için yakalanan, muhakeme ve mahküm edilenlerin Avrupada 600 kişiyi bulduğunu yazıyor. Kitabta bu adamların işlerini yürü. tebilmek için ne gibi çarelere baş vur . dukları, kimsenin şüphesini davet etemi- SAYIFA | Casusluğa dair bir eser yecek surette ne gibi silahlar kullan- dukları bahse mevru olmaktadır. Mubarrir, bu kitabta büyük savaşın 1919 yılının ilkbaharında bittiğini ve o zaman Amerika kimyagerlerinden Prof, Levis, Levist denilen bir nevi zehirli madde keşfetmişti ki bundan üç dam. lanın deri üzerine damlaması bir insan öldürmeğe kâfi geliyordu. Bunun gibi içinde bu maddeden bulunan bir bomba patladığı zamam 600, 800 metre içinde. ki bir infilak sahasımdaki adamları öl- dürmeğe kâfi geliyordu. Gene bu kitabta iddia edildiğine gö- re, 1918 senesinde merkezi Avrupa dev. Jetleri mağlüb olmasalardı, gizli ajan- lar vasıtasile Fransa ve İtalyada bir takım sari hastalıkların mikrobları aşı- lanacak ve büyük bir felaket vukua ge- Tecekti. ©O zamanda içinde kolera mikrobu bulunüan mürekkebli kalemler düşman memlekete sevkedilmeğe hazırlanmıutı. O zaman böyle şeyler yapılabildiğina göre gelecek harplarda daha müdhişle- ri yapılması mümkün olduğu da gene bu kitabta mümkün görülmektedir, Bundan başka bir kurşun kalemi a- garlığında bombalar da yapılmıştır. Büyük savaştaki casuslarla mukaye, se edilecek olursa eski savaşlarlaki car suslar Beyefendi adamlar sayılabilirler, Bunlarm işledikleri cinayetler sayısız- dır. Bu kitabta, büyük savaşta çalışmış kadınlı, erkekli bir çok casusların hi- kâyeleri, gösterdikleri yüksek cesaret ve cüret de anlatılmaktadır. Büyük savaşta, casusları idare eden. lerin bunlar kendilerine ne kadar fazla hizmet etmiş olurlarsa olsunlar, bir ka bahat işledikleri, sadakatten uzaklaştıle. ları takdirde şeflerin onları ortadan kaldırmaktan çekinmedikleri de bu ki tabta yazılıyor. Hele bu usul para ka zanmak İçin casusluk edenler için daha ziyade tatbik olunmuştur. Para için casusluk edenler, ne ka dar kurnaz ve usta olurlarsa olsunlar, bunların sırf yurd sevgisi yüzünden ca susluk eden Alis Dübua, Lconi Van Hut gibi fedakârlık göstermedikleri gö rülmüştür. Kitabta almanlar tarafından casus o larak kullanılan sarışıa lehli kadın, Ma ria Sorel'in heyecanlı hikâyesi gayet Bgüzel yazılmıştır. Bu kadın, savaştan önce de Almanya hesabına casusluk yapmakta idi. Bu kadın, ilerliyen ak manların karşıstada çabuk bir ricat yap- mak mecburiyetinde — bulunan bir rus zabiti tarafından hiç bir muhakeme ya. pılmaksızın atılmıştır Kitabın muharriri son savaşta casut. ların haber ve emiş göndermek için baş vurdukları mahirane usullerden de bah- setmektedir. Bunlardan bir tanesi yapıştırılmış o- lan posta pullarının altına yapıştırma« dan yazı yazmaktır. Bir casua, bir mek, tub pullarının altına 1600 harf yazmağa muaffak olmuştur. Bu hüneri Pol Ber. nard isminmde bir rarita mütehassısı yap- mış ve Alis Dübua'ya göndermiştir. Bazı casuslar da içinde su ve balık bulunan tenekeleri göndermek suretile muayyen bazı — şahısların hareketleri hakkında birbirlerine haber salmışlar- dır. Bir posta pulu kolleksiyonunun ar- zu edilen şekilde tanzimi suretile de bir filonun gemileri hakkında istenilen ha. berler gönderilmiştir. Bu kitabta yazıldığına göre bir ca. sus, bir böcek meraklıtı gibi yaptığı bir kelebek kolleksiyonunda kelebeğin kanadları üzerine istediği işaretleri ve hatta haritaları resmetmiştir. Bir başka casus da büyük savaşta konserve kutularının üst kapağının altı- na istediği alâmetleri yapmış ve öylece göndermiştir. Bu kitabta, gelecek savaşlarda her- halde bu faaliyetin, eskisinden daha zi- yade artacağı iddia olunmaktadır. 4