I3 İLKKÂNUN 1934 PERŞEMBE Artırım ve yedigürü yerli mallar başladı General İsmet İnönü'nün söylevi tik geçen yıl 28 kuruşa satılmakta iken bu yıl DS kuruşa kadar aranmaktadır. Pamuğun kilosu geçen yıl aşağı yukarı 17—20 kuruşken bu yıl şimdi elli ku - ruşa kadar aranmaktadır. Diğer mahsu- lat zeytinyağı, deri de geçen yıla nisbet- le iyi fiattadır. Ökonomik duruşumuzun iyi alametlerinden €n kanaat verici ola- başlıca sevindirecek bir alamettir. Bunu yalnız ticaret sisteminde kabul ettiğimiz usulde değil içpazarın zenişlemesinde ve artmasında görmeliyiz. Evvelâ ticarette sıkıntı, darlık yılla. rında başlayan konteajan usulü bu son yıl içinde serbestliğe doğru geniş mik - yasta çevrilmiştir. memlekete girmesi kontenjana bağlı mal mikdarı çok azal- mıştır. Buna mukabil klirinkde, denk - leşme ile memlekete girecek mal mikda. ti çok artmıştır. Şu halde geniş mikyas. ta, denkleşmeğe müsald kliring ticareti- ni takib ediyoruz. Genel kontenjan mik- darını çok azaltmışızdır. Yurd içinde takib ettiğimiz ökono. mi sıyasasında İçpazarı genişletmeğe çalışıyorur. İçpazarın genişlemesi, sınat program tesirile, vatandaşlar İçin istifa. deli bir âmil olacaktır. Smaf program hakkında, geçen yıl yüksek katınızda, yapılacaktır, düşünülüyor diye söyledi - Him sözler bu yıl temel atma ve tahak- kuk alanına getirme suretile — ileri bir safhadadır. Şişe fabrikasının temelini s.::nıı. Bu yaz işleyeceğini umuyoruz. yi pro. gramı için başlangıcı 934 mali yılını ka- bul etmiştik, 935 mali yılr içinde şişe fabrikastnı açmış olacağır. Pamuklu - için İstanbulda Bakırköy fabrikasını açtık. Önümürdeki ilkbahar. da Kayseri kurumunu da açacağız. Rreğ- li'deki fabrikanın temelini attık. Önü. müzdeki yıl işlemeye başlayacak. Önü- müzdeki yazda Nazilli'deki diğer büyük fabrika ile Malatya'da kurulacak fabri- kanın ve Bursa'da karığarın fabrikasının temelini atmağa çalışacağız. Sömikok * fabrikasının mamulatını ise önümüzdeki mevsimde piyasamızda göreceğiz. Hulasa 934 ve 935 sencleri içinde beş senclik sanayi programının büyük bir krsmı tahakkuk edecektir. Demir sanayiinin esasları şimdiden geniş mik- yasta tedkik edilmekte, plânları yapıl . maktadır. Önümürdeki yaz mevsiminde temelleri atılacaktır. Kâğıt fabrikası yazın işlemeye başlı- yacaktır. Seramik, kendir sanaylinin 8. nümüzdeki yaz etüdknn:mrnıc:'ı ve başlanmış olacaktır. En sona kimya ::ııyii hhy'ot Bunlardan başka olan bütün sanayi fabrikalarının temelleri ve işletilmeleri herkesin anlayacağı ve gö- receği bir derecede ilerlemiştir. İlk maddelerimizin, kendi fahrikala. Tımızda ve işlenecek bir vaziyet alması tabil çok faydalr ve ha- yırlr olarak fiatlar üzerinde yükseltici Benim Güna (MEA CULPA) İtalyanca türkçeyı NÜSHET HAŞİM SINANOĞLU Norman, hareket le yazıyordu. Taburu ile k'ı"î'-b' lıklar çıkmış olan Kartum'a he- Men yollanması için emir almış- tı. Çok çabuk döneceğini umu- yordu.: Her halde evlenme için tesbit olunan tarihten önce döne- cekti. Bu arada “sweereheart”- ini, her türlü tecssürleri unutma- Smı, bir gün önceki hâdiseyi ve © sefil köyün hazin âkıbetini ak- hndan silmesini diliyordu. Mektub şöyle bitiyordu: “Benim istikbalden şüphem Yok, Astrid. Senin her şeyin be- him için azizdir: Seni böyle a- daletsiz kılan adalet duygun da.. Seni böyle merhametsiz kılan Merhametin de. Kalhimi, istikha- limi, askerlik şerefimi senin te- TMiz ve emin ellerine emanet edi- ÇS tesirini göstermektedir. Kendi mahsul- derimizin dahilde alıcını ve onu değerleş- tirici müşterisi olmak ilk maddeleri - mizin harice satış fiatlarını da kıymet- lendirmektedir. Görüyorsunuz ki memleketin ökono- mik durumunu düzeltmek — ve yükselt- mek için hem dışarı işleri hem içeri iş. leri ayrı ayrı tedbirler almak ve bu ted- birler arasında yakınlık, kar$şılık ve uy- gunlük tutundurmak gerektir. Bütün dünyanın darlık içinde bunal- dıği ve hastalıktan kurtulmak, iyiliğe dönmek alâmetleri dünyanın her tara- fında iyice belirmediği zamanlarda Cüm. huriyet Türkiyesinde ökonomik sağlığın gözle görünür bir gekilde fark göster - mesi cümhüriyet ökonomik politikasmın esaslı bir muvatfakiyetidir. (sürekli al- kışlar). Bu ökonomik söylemede vatandaş- ların vazifeleri ve çalışma istikametleri çok genişlediğini ve çok ehemmiyetlen- diğini ayrıca zikretmeliyim. Arkadaşlar; birçok memleketler mahsullerini gerek fabrika, gecek toprak mahsullerini stok halinde görmekten, malları satılmıyarak ellerinde birikmiş olmaktan çok sıkıntı içindedirler. Ama size ben rakam üze- rinde söyliyebilirim ki bugün yetiştir- diğimiz mahsullerden elimizde birikmiş hiç bir şey olmadıktan başka ileride yetiştireceklerimizden de 24 milyon li- ralık bir miktarını satmak için müşte- rimiz kapımızda bekler variyetteyiz. Yani biz ileride yetişecek mallarımızı satmak için şimdiden mühim bir mik- tarda bağlanmış bulunuyoruz. Bu, mah- sul yetiştiriciler için çok teşvik edici ve çok ehemmiyet verilmesi lâzım ge- len bir vaziyettir. Ayni zamanda onlar için çok çalışma ve çok yetiştinme icab ettiren bir variyettir de, Cümhuriyet hükümeti fabrikalarında ve tarlalarında çok mahsul yetiştirme ihtiyacındadır. Hükümetçe ve ulusca bütün gayreti- mizi kazanmak ve mahsul yetiştirmek, güyretimizi, en son imkânlarına kadar takatrmızı sarfedip, mahsul yetiştirme- ğe çalışmalıyız. Çalışmamızı, ökono- mik sahada verimli olmamızı çok ar- tırmak mecburiyetindeyiz. Bu seneki mahsullerden bahsederken tütünden de bir iki kelime ile bahsetmezsem eksik kalır. Bu sene tütün mahsulümüz ge- çen seneye misbetle miktar olarak daha fazla değildir. Hattâ daha azdır, dene- bilir. Fakat değer olarak elimize geçen para en çok tütün istihsal ettiğimiz se- nelerde elimize geçen paradan eksik değildir, fazladır. Bu geçirdiğimiz yıl içinde, memleketin — mali vaziyetinden de memnuniyetle bahsedebiliriz. Devletin bütçesi, bu sene gerek mem. leket müdafaası için ve gerek diğer ih- tiyaclar için göze alınan masraflarla 185 milyon Hraya kadar yükselmişti. Şim- diye kadar hazinenin geliri ve tahsilatı bu bütcenin tahakkuk edebileceğini em- Tefrika: 29 -———— hım 'e ceviren! Lady Taylor, öfkelenmiş, mek tubun yere düşmesine aldırma- dı. Ah, bu gencler.. Bu'egoistler!.. Önce haber vermeden, bir şey ol- du mu sorup hattâ a kusur — mektu- buna onun için bir selam hile yazmadan rahatça Kartum'a Bi- duhNormınlYıohım.ı,p kim bilir nerelere giderek ona ta- rif edilmez bir gece, bir gaddar gâce geçirten akılsız, deli Ast. id!.. E Elsy?., Şimdi Luxor'da bah- tiyar vakit geçiren ve mektubla- rında, kendinden geçmiş, Ra- messeum,un ve kocasının harika- Jarmdan başka bir şey yazmryan Elsy?... Hepsi, hepsi egoist.. Baş- ka bir şey değiller. Ah, kız yetiştirmek, kurak ve kalpsiz çocuklar için feda olmak ULUS SAYIFA 8 niyetle vadetmektedir. Zaten ökonomik vaziyet, alış veriş ve iç pazarımnın geniş. liği, mahsullerin para etmesi rakımlara müstenid olarak meydanda olduktan son- va vatandaşların borclarını hazineye ö- deme - kabiliyeti kendiliğinden artar. Fakat biz bunu hazinenin kendi varida- 'tınt tahsil etmek için gördüğü kolaylık. la da rakam üzerinde ve gözle görerek anlıyoruz. Altı aylık tahsilatımızın ye- künu 90 milyonu geçmektedir ki, 185 milyon tahmin ettiğimiz varidatı emni - yetle alabileceğimizi tahmin etmek ha- kikate uygun bir söyleme olacaktır. Cümhuriyet Merkez;Bankasının orta- da altın mikdarı bu yıl zarfında da art - mıştır. Geçen yıl bu vakıtlar mevcut al- tın, ortada dönen, tedavül eden küğrt paraya nisbetle yüzde 15 tutuyordu. Bu- gün aldığım malümata göre bu mikdar yüzde 16,5 çıkmıştır. Yüksek heyetinizce hul değildir ki bir çok memleketlerde altın karşılığı bu dar senelerde artmıyor, eksiliyor. Biz kanuncn kâğıd paralara henüz daha karşılık ilan etmediğimiz halde Cümhuriyet Merkez Bankasında birikmekte olan altınlarımız artmakta - dır. Eğer biz münhasıran altın birik . tirmek'yani uluslararasındaki alış ve - rişte mümkün olduğu kadar az satın a- Jarak çok satmak gibi dar bir düşünce İle hareket etseydik daha çok altın bi. riktirebilirdik. Ama biz iş hacmini, ge- rek uluslararası ticarette gerekse içpa- zarda daraltarak para biriktirmeyi öko. nomik bir kâr saymryoruz. Bizim politi- kamız bütün dünyada alış verişin geniş olması ve bunun için kolaylık göster - mektir. Ancak bu güzeydedir ki geçim ve uluslararası ökonamik münasebetleri daha kolay ve daha rahat olur ki bunun genel olarak gösterdiği faydalar daha çoktur. Bununla beraber altın karşılığı. n artırmanın bütün ökonomik muhit - lerde ve vatandaşlar arasında, iyi bir a- henk, iyi bir müvazene işareti olarak ka. bul edileceğine şübhe yoktur. Arkadaşlar, ulusal paranın değeri ü. zerinde bu ufak hulasadan sonra bir iki söz söylemek iİsterim. Görüyorsunuz ki ulusal paranın değerini tutmak için bütün şartlar mevcuttur. Anlayışımır ve sıyasamız olarak ulusal paranm değeri- ni mutlak olarak muhafaza edeceğiz, jasla düşmesine mahal vermiyeceğiz. Bu şerait içinde düşmesi için bizim düşme- sine karar vermemiz lazımdır. Biz ge- çen yıllar söylediğimiz gibi asla bu zih. niyette değilir. Ulusal paramızın değe- rini düşürmeye ihtiyac da yoktur. O- nun için gerek tasarruf erbabı gerek ha- riçten bizimle muamele yapanlar, müna- sebette bulunanlar değeri sabit olarak muhafaza edilmesi için katf karar içinde bulunan bir para ile muamele yapmak- tan memnundurlar ve memnun olacak- lardır. Tasarruf erbabi. için, tasarruf yerlerine yatıracakları en emin para bu. gün türk parasıdır (alkışlar). Bu konuş- malarımı, bu sözlerimi dış sıyasası ala- nında bir iki görüşümle tamamlamak is- terim. Evvelâ uluslararası vaziyeti: Bu son yıl içinde bazı günler çok gergin ol. muştur, diyebilirir. Ancak bu son gün- ler içinde uluslararası havası gerginliği- ni ve şurada burada patlryacakmış gibl gösterdiği istidatları oldukça yumuşat - | ne de değerdi ya... Bunlar, eğlen- mekten, evlenmekten, ilk rastla- dıklarile bal ayı seyahatine çık- maktan başka ne düşünüyorlar- dı! Hem de baş ağrısından, baş dönmesinden, yürek çarpıntısın- dan muztarip olduğunu, dokto- run, Londra'da, üzüntü veren yü- rek çarpıntılarından kaçınmasını tavsiye ettiğini biliyorlardı. Halbuki işte hepsi gidiyorlar- dı; onu yalnız bıra! ı. Yal nız.. Zenci dolu bir dehşet verici otelde, mezar, deve ve sinek dolu bir korkune memlekette yalnız. Ya şimdi yürek çarpıntısı tu- tarsa... Ya baş ağrıları, yahut baş dönmesi gelirse.... Bu noktada Lady Taylor ken- di kendine acıma tesiri altında acı göz yaşları dökmeğe başladı; ve bütün geceyi giyinerek, soyu- narak, tekrar giyinerek geçirdiği için nihayet katf surette yatağa Bgirmeğe karar verdi. &'Bn“h gün h:ldvnltı etmeden, le yemeği yemeden, akşam ye- meği yemeden odada tek arkadaş olarak baş ağrısı, baş dönmesi ve mıştır. Garbi Avrupanın sön zamanlar. daki büyük meselelerinde ulusların izanı ve aklı selimi nihayet üste çıkarak bü- yük meseleleri, uyuşulacak ve sulh ha- vası içinde hallolunacak, bir istikamete götürmüştür. Bu, Uluslar Cemiyetinin son bir kaç yıl içinde çok sarsıntılara uğradıktan sonra bu yıl bütün insaniye- te verebileceği en kıymetli hediye addo. funabilir. Doğrudan doğruya Türkiyeye taallük eden dış sıyasaya - gelince: bir doğrudan doğruya Türkiyeye taallük e- den ağır bir mesele içinde bulunmuyo- ruz, Bizim sulh havası için gösterdiği - miz kaygu, daha ziyade uluslararasında Türkiyeden oldukça uzak bulunan me. selelerden dolayı dünyanm barış içinde yaşayışı bozulmasın endişesindendir. Tür- kiyenin vaziyeti, komşuları ile iyi mü - nascbetleri, komşularile yaptığı muahe- deler bilhassa son yıl içinde bütün bu memleketin memnuniyetle — bayramını yaptığı Balkan andlaşması, bizim kom . şularla münasebetlerimizi iyi hava için- de olgun bir hale getirmiştir. Ümit ediyoruz ki bizim zihniyeti- mize ve takib ettiğimiz politikaya gö- re komşularla münasebetimiz, gelecek yıl içinde daha eyi bir istikamette yü- rüyecektir. Ama eğer uluslararası ha- vası bu memleketin kendi harici siya- setini hüsnü niyetine, uzlaşma fikrine olduğu kadar milli müdafaasına da is- tinad ettirmesini zararr kılryorsa bu, bütün Gdünya politikasının tabit ve 2a- rurf bir neticesidir. Türkiye bütün memleketlere şamil olan müşterek bir kanaatin, müşterek bir ihtiyacın izinde yürümekten başka bir şey yapmamak- tadır. Biz bu istikamette gene yürüye. ceğiz, dikkatli bulunmak yolundan ay- rılmıyacağız. Ökonomik ve mall alan- da olan İnkişafımız, uluslararasında sulh fikrinin sağlam bir temelde olma- sına mütevakkıftır ki bu hususta Tür- kiyenin kendi kuvveti en emin ve en müessir yardımcılardan birisidir. Sul. bun, İnkılâbın ve ökonomik genişleme- nin en eyi bir yardımcısı olan millt müdafaa masarifini onun sahibi olan türk milleti dalma hoş görecek ve sağ- lam tutmağa çalışacaktır. (Alkışlar) İçeri siyasette bütün ülke emniyet içinde ve dirlik içinde çalışmağa de- vam ediyor. Yeni bir cemiyet — olmak için yurdun inkılab yolunda her yı) al- dıiğı bamleler içinde bulunduğumuz se- nenin güzel eserleri ile de ayrıca süs- lenmiş ve genişlenmiştir. Büyük Millet Meclisinin son karart ile türk cemiye- Hi daha çok yükselmiş, ve daha çok yükselmek için yeni şartlar temin edil- miştir. Kadınlarımızın memleketin ida- resinde şeçme ve seçilme hakkını ale rı yurdumuz için ayrıca bir geniş- lik, rahatlık ve yükselme temin edece. ğgine yüreğimizin içinden samimi ola. rak kani bulunuyoruz. (Alkışlar) Arkadaşlar, Türk vatandaşı bir nok- tayı hiç gözden kaçırmadan çalışmak mecbüriyetindedir! Yeni Türkiyenin bizim düsündüğümüz ve istediğimiz hede fe yükselmesi için bütün meselelerinin, bütün çalışma istikametlerinin aynı za- manda halledilmesi ve takip edilmesi Ikzımdır. Tnsanın hayatında olduğu gibi mil- Jetler yaşayışında da muhtelif mesele- ler hallolunmak için biribirinin srrası« nı beklemezler. Onun için Türkiye'nin yükselme hayatını ökonomik — sahada, milli müdafaa sahasında, mali sahada, daric? siyaset sahasında ve dahili siya. set sahasında hep beraber başarılmak, hedefe, muvaffakıyet hedefine, varmak için tek çaredir. Ulus hayatının hiç bir istikameti ihmal kabul etmez. Bunları söyleyişim bu büyük milli işler arasın« ** hepsinin kendi ihtiyacı kadar, kendi istediği kadar tedbirinin aynı zaman- da bulunması lüzumunu göstermek için dir. Görüyorsunuz ki türk davası, türk kurtuluş, ilerleyiş davası her yıl yurd- gaşlardan yeni bir hamle yeni bir gay- Tet ve sarsılmaz yeni bir İnanma İste« mektedir. Türkiye on, on iki seneden- beri gösterdiği gayretler, gördüğümüz tecrübelerle önümüzdeki seneler daha çok azim, gayret göstermek iktidarın. dadır, azım, gayret göstermek mecburi- yetindedir. Yeni tasarruf ve iktısat haftasını açarken gelecek yıl bugünler. de gerek ökonomik gerek sıyasal alan- da yurdun daha yüksek, daha ileri ola» cağına asla tereddüt etmeden emniyet» Te bakıyoruz. (Şiddetli ve sürekli alkışlar). Mm. ÜSSÜBAHRİ KUMANDANLIĞI SATIN ALMA KOMİSYONU REİSLİ- ĞİNDEN: Cinsi Kuru fasülye — 54,000 'Kuru üzüm 20,000 Miktarı Teminat Tarihi 567 27/12/934 Perşembe 255 ” Münakasa Günü saatı 10 £ 4 Deniz efradı ihtiyacı için satınalınacak olan cinsi ve miktariyle muvakkat teminatı yukarda yazılı iki kalem er- zak hizalarında gösterilen gün ve saatlerde kapalı zarf usu liyle münakasaya konulmuştur. İstekli olanların ihale gün ve saatinden bir saat evel muvakkat teminatlariyle teklif mektupları ayrı ayrı birer zarf içinde ve herikisi ayrı bir zarf derununda olarak komisyon reisliğine teslimi ve şart- namelerini görmek istiyenlerin komisyonumuzla İstanbul da Kasımpaşa'da Deniz Levazım Satmalma komisyonuna 8—5638 müracaatları. Gece geç vakit, ağrıyan başını birdenbire yastıktan kaldırdı. Yandaki odada galiba biri var- dı. Evet!... Birinin yürüyüşünü işitiyordu. Hafif ve ihtiyatlı adım larla şuraya buraya gidip geliyor- lar, kapının önünde duruyorlar- dı. Kimdi acaba?.. Bu saatte kim olabilirdi? Astrid? hizmetçi ka- dım? bir zenci?.. Hani şu iskar- pinleri temizliyen ve koridorlar boyunca, yarı karanlıkta kendisi- ni, o dönüp baktıkça köşelerde saklanarak takip eden zenci mi acaba?.. Lady Taylor'un gerilmiş sinirleri daha fazla dayanamadı: Bir feryad, sonra bir feryad daha, nihayet uzun ve keskin çığlıklar kopardı. Banyo odasının kapı eşiğinde, gül gibi ve parıldıyan biri peydah oldu: Elsy! Elsy idi. — Annel, Anneciğim!.. Seni korkuttum mu? Anne hıçkırdı: — Elsy, Flsyt. Sonra yeniden korkmuş, doğ- ruldu: — Ne oldu? neden geldin? k (3675) ediyorlar.. Fakat nasıl olur?. Su dan'da ihtilâl olduğunu bilmiyor musun? — İhtilal mi?... — Lady Tay- lor ferah bir necfes aldı. — Ne ise... Kocanla şimdiden kavga et- miş olmandan korkmuştum. , kızararak protesto etti: — Oh hayır!. Bilakis anne... Lady Taylor altüst olmuş yü- zünü kızının omuzuna yasladı. Ve neşe ile şefkat dolu oda- dan yavaş yavaş lüzumsuz mi- safirler, baş ağrısı, baş dönmesi ve yürek çarpımtısı çekilip gittiler XIX Lady Taylor, hikâyesinin so- nunda, — Onun için, — dedi; — kon- soloshaneye, kumandanlığa ve polise haber vermek lâzım gele- cek.... Elsy sözünü kesti: —- xılıh aşkına anne, fayda- sız işaaların önüne gecelim. Dü- şün, Forresters'lerin, Harter'lerin ve koloni'nin bütün işi _gücü öl- mıyanlarının sevinclerini, ac de- dikodu ve işkandallerini bir dü- şün! aa (Sonu var*