Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
NUN 1934 CUMARTESİ ULUS i £ | Ankara Bozkırının yüzünden çöl ya- B t töğsünden kurak çatlağı geçiyor. â toprağının kilini kırdık, yu - M 3 külünü yeşil bir deri ile kap - y n“*lrm ilkyazı güle, günü gölgeye kavuştu, ğ L M | : .“İlurın dar boğazlarında, toprağı ç Ddi kat kazarak, beton tuzaklar kurup, İ ü aclürmnı yakaladık. İ | , Eski Türk tarihi, Asya Bozkırların - h4 k tuzlu, tuzsuz sulara doğru bir akın K '_ ;'îh'dîr Atalarımız Volga'yı, Fırat'ı, İÇ DUYUMLAR Atlıspor gezintisi Atlıspor kulübü üyeleri dün sabah kulüpde toplanarak bir kır gezintisi yap mışlardır. Gezintiye üyelerden bir kısmı iştirak etmiş ve telsiz istasyonu — Kireç ocak- ları — Mamak — İncesu yolu ile Yeni - şehirde nihayet verilmiştir. | Mha'yı, Hazer'i, Akdeni 'i, Karadeniz'i, | “özeyik gibi avlandılar. O tarih çevresi- Tüzm içinde, Anadolu ırmakları birer at - $j ,__.ilı Anadolu gölleri birer çanak su y Süyün ayağına giden eski Türk kı- h ı%"l yerini, şimdi suyu ayağına geti - Ö yeni Türk tekniği tutuyor, ırda su, bir büyü, | kandan değerli idi, Atatürk, büyük savaştan, Bozkıra, : | _ a toprağa döndü. Yurdun bir ucun- f | öbür ucuna kadar, bütün orta yayla- [ ğ 'da, bir dudak değse, onun kanını & | a kadar susamış Bozkırın kucağı- |j “seldi. | s.llhııı'lan susuz, Aklaşmış kerpiçten, güneşte kavrul- I Pi Tuş tezekten kuru, | , Sarr benizli büyük Bozkır Ankara'- ia kapılarında Onun yolunu kesti. 25 #raltı yarıklarından toprağımızın Ka L“İ’ giden suları , . . kasırga önüne ka- *'! kara bulut sürüleri içinde, hava - .ğ- kaçıp giden suları ınıınd'ı, An- . | hin temellerini attık; Bozkır'a yer- 3 Y'ılllı Ankara'yı değil, onun yukarı- B" ltn da, sağındı lunda uzayıp k kırçıl toprağı iki özleminden kur - "'"tıiıı: Su, yeşillik . , .*hklnu' testi, çınar yaprağı türküleri, İ tr folklorunun ağız pasını gidere - l | yefîn üstünde ırmakları yolundan | N | '.."'eh Herkül masalını, yeraltı sula - » | n boğuşan Türk gücünün gerçeği ” "N""İı unutturacağız. | .- . 5 3 zkır'a kendi bağrındaki suyu içi- K N. onu yeşil'e boğacağız. ]i' kö.n“&"'m toprağı içine ağaçlarımızın y leri yeni bir natura, dışma yaprak - hî_'ım gölgesi Tuna kıyılarının güler- "ı"“ü verecektir. : 4%5'* gücünü kaplıyan bizans yosu - İ *ı— Yayla güneşinde kurutup dökece- r i_ Onun çeliğini Bozkır örsünde yeni- B | IJ. l y 5 | döVeı:eğiz. Ükke ı ! iık"l! adı bir daha yenilmez olacaktır. * ırla boğazlaşan, Bozkırı yenen Yü F.R. ATAY . p y 5b ) Mali_w' Bakanlığı Hususi F Kalem Müdürlüğü ' | h aliye Bakanlığı Hususi Kalem Mefürlüğüne vekâleten Maliye W “tişlerinden Bay Hüsnü ta- edilmiştir. W RAMAZAN M Diyanet İşleri : Reisliğinden: dci kânunun sekizinci cu- Si günü oruc ayının iptidası ilan olunur. | l £ £2 | | Abam .Mlıte red kelimesinin . öz l | Tüe çede karşılığı! Bu keli D — Abamak ! | tan çıkıyor. e| — — Red,red! sözü yerine: N e*î Abam, abam! diye- ' lniz, r,,::“t Başkanı saylavla- B şöyle seslenebilir: hıx Onaylayanlar ellerini | dırımg | '—:nA!bayanlar ellerini kal- f “Ona " Sözü de ötekiler gibi | : %.' _b'ğldlmuzu, Üş &İz mizi alıştırınız, söyle- ü » Yazınız, — T | ASAT aK Dd HDDA AA aZ Mamak geçerken ağaclıklar ara - sinda bir parça dinlenilerek kulüp tara - fından üyelere sıcak şarap ve sandoviç ikram edilmiştir. Pek kalabalık olmadığı için dünkü gezinti geçen haftaya bakarak biraz da- ha neşesiz geçmiştir. Datca'da ağaclar çiçeklendi. Muğla, 30 (A.A.) — Vilayetin Datca kazası yağmursuzluktan sıkıntıda idi. Hattâ kuyularda su bile kalmamıştı. Son günlerde de- vamlı yağmurlar — yağmıştır. Bu yağmurdan sonra tarlalar sürül- meğe başlandı. Datca'da badem ağaçları çiçek açmağa başladı. Bu yıl Datca'da zeytin ürünü önceki yıllara göre iyidir. Zeytin- yağının kilosu şimdiden 30 ku- ruştur. Muğla'da bir söylev Muğla, 30 (A.A.) — Dün gece doktor Bay Tahsin — tarafından Halkevinde belsoğukluğu hastalı- ğı, bulaşması ve iyi edilmesi hak- kında değerli bir söylev vermiştir. Anteb'te nüfus kayıdları Anteb, 30 (A.A.,) — Geçen yıl teşrin başından bugüne değin vi- layetimizde 74.436 saklı nüfus, 19.164 saklı evlenme, 34.728 sak- hr ölüm tesbit edilmiştir. Böylece 260 bin olan vilayet nüfusu 300 bin olmuştur. 935 yılı yapılacak genel nüfus sayımı için şehirde ve köylerde sayılmak işlerine başlanmıştır. Suriye'den gelen muhacirler Anteb, 30 (A.A.) — Suriye'den gelen ve Islahiye kazasına yerleş- tirilen türk muhacirlere vilayetçe çift hayvanları dağıtılmış, bir yıl- lrk yiyecekleri temin edilmiş ve hepsi de müstahsil duruma getiril- miştir. Soyadları Türk Dili araştırma — kurumunun soyadları hakkında bildirdiği B. listesi - nin ikinci parçası şudur: Baydur — Baygeldi — Baygut Alp — Berke — Bayın — Bayındır — Begiç — Bayırkan -— Baykara — Baymas — Bayna — Baynal — Bayım — Bayram Bigün (ka) — Baysoy — Bayrı — Bây- san — aysarı — Baysmup — Baysu — | Baysuğ — Baysungür — Bayşu — Baytemür — Baytok — Baytüz — Ba- yutmış — Bayyiğit — Bazir (ka) — Bazman — Beçene — Bağbağa — Bağ- bars — Beğdili — Beğ Doğan — Beğeç Beğeç Arslan — Beg (ka) — Begisi — Begkondu — Bağtaş — Begtorun — Beki — Bekil — Bekis — Bekis (ka) Beklen — Beksarı — Bektaş — Beküç Buğa — Bel — Belban - Balban — Beleda - Balta — Belek — Beler — Belketin — Berdibek. Dünkü ayaktopu maçları Gençlerbirliği - 3 Muhafızgücü 2 Çankaya - 6 Demirspor 2 Dün Ankara Gücü alanında Ankara çevresi ayaktopu maçlarına devam edil- miş, Çankaya 6 - 2 Demirspor'u, Genç- ler Birliği 3 - 2 Muhafız Gücünü yenmiş lerdir Bu maçları seyretmeğe gelenler arasında Maarif Bakanı Bay Abidin Öz- men, Gümrük ve İnhisarlar Bakanı Bay Rânâ Tarhan, Askeri fabrikalar umum müdürü general Eyüp,İdman kurumları birliği ikinci başkanı Bay Halit, Ankara çevresi başkanı Bay Şükrü ve daha bir çok büyüklerimiz yer almışlardı, İlk maça saat 12,30 da Ankara Gü- cünden Bay Hikmetin idaresinde baş - landı. Çankayalılar umulduğu gibi, bi- rinci yarı oyunda 4, ikinci yarı oyunda 2 sayı yaptılar. Demirsporlular buna iki sayı ile karşı koydular ve maç 6 - 2 Çan- kayanın üstünlüğü ile bitti. Geneler Birliği - Muhafız Gücü Sıra Muhafız Gücü — Gençler Birli- ği maçına gelmişti. Hakem Ankara spor cularının pek iyi tanıdığı Binbaşı Bay İbrahim Turgut'du. Her iki takım da landa yerlerini aldıkları Muha - fız Gücünde bazı değişmeler olduğu gö- ründü Çoktanberi yerini Fuad'a bırakan Vasfi, Güç kalesinde, koruyucu Kemalin yerine Talat, orta akıncı da Naim olmuş. Buna karşı Gençler Birliği aralarına Kâ- şif'i almışlar. Selim de Yozgad'tan gel - miş. Oyuna saat 14,35 de başlandı. İlk beş dakika her iki taraf da biribirlerini deniyor ve ilk sayıyı yapmak için çalışı- yorlar, 7 inci dakikada Gençler Birliği - nin bir akını daha .,, Ayaktan ayağa giden top nihayet Salâhaddin'e geçiyor, Salâhaddin Vasfi'nin kaleden ayrılma - sından istifade ederek takımmın ilk sa- yısını yapıyor. Bu seyr Muhafızı gâyrete- getiriyor ve Sedadın yerinde bir kafa vuruşiyle beraberliği elde ediyor. Oyun çok ça- buk ve sert oynanıyor, top hiç durma - dan iki kaleyi yollıyor. Muhafızdan Bekir, Talât cok eyi, bir çok tehlikeleri savuyorlar. Sağ yardımcı larmın aksadıkları gözüküyor. 25 inci dakika, Sedad kaptığı topu Ahmed'e ve- riyor, Ahmed iki koruyucunun arasın - dan sıyrılarak 2 inci sayılarını yapıyor . Bu sayı muhafızlılara hız verecek yerde gevşetiyor. Gençler Birliği bunu fırsat bilerek hızlanıyor ve Münir'in ayağı ile beraberlik sayısını da yapıyor. İlk yarı oyun da bu suretle 2 - 2 bitiyor. İkinci yarı oyuna Muhafız Gücünün akmiyle başlanıyor ve bir iki şüt atıyor- larsa datop Cihadm elinde kalıyor. Gençler Birliği yavaş, yavaş baskıdan kurtularak sağdan akınlara başlıyor - ve TI inci dakikada gene Salahaddin, 801 - dan gelen topu kapıp üçüncü ve üstün - lük sayısını takımıma kazandırıyor. Bu sayının Muhafız Gücüne hız verdiği gö- züküyor ve beraberliği temin etmek için var güçleriyle uğraşıyorlarsa da bir fay- da vermiyor ve maç da netice değişme - den 3 -2 Gençler Birliğinin üstünlüğü ile bitiyor, İstanbul maçları İstanbul, 30 (A.A_-) — Bugün lik maçlarına her iki sahada da devam edilmiş ve havanın çok gü- FUSMEER YA NERN N zel olması dolayısiyle müsabaka- lar çok zevkli olmuştur. Galatasaray - Fenerbahçe Taksim Stadyomunda: Taksim stadında Galatasaray'- Üğlzak yağlar, | Verterden bir sep 10 Mayıs İlkyazın, içimi açan, o tatlı ertenle - re benzer, tansık bir eriric bütün gön- lümde erksürüyor. Yalnızım yaşamaktan aslam alıyo - rum: benimki gibi gönüller için yaradıl- mış olan bu ileyde. Mutluyum, öğürüm; diniz bir yaşa - yışın duyuşuna o denlü dalmışım ki bundan irtemime yazık oluyor. Bugün m - Fenerbahçe ile karşılaş dan ötürü oyun saati geldiği va- kit alanda 4-5 bin kişilik bir seyir- ci kütlesinin toplandığı görülüyor- du. Saat üçe beş kala alana gelen takımlar şu şekilde dizildiler: Galatasaray: Avni, Lütfi, Os- man, İbrahim, Nihat, Kadri, Dan- yal, Fazıl, Salahaddin, Münevver, Necdet. Fenerbahçe: Hüsameddin, Ya- şar, Fazıl Esad, Ali Rıza, Cevad, Şaban, Fikret, Muzaffer, Naci, Niyazi. Hakem Ahmed Ademdi. Oyuna Galatasaraylıların hücu- mu ile başlandı. Fener muavin hattında kırrlan bu hücumu sarı lacivertlilerin bir akını kovaladı. Bunun arkasından Galatasaray sol taraftan bir hücum yaptı ve Münevver'in çektiği sıkı bir şütü Hüsameddin kurtardı, henüz teh- like geçmemişti. Nitekim az sonra Salâhattin sıkı bir şüt çekti fakat top avuta gitti. Bu ilk dakikalar Fenerbahçe için umutlu değildi. Sağ tribünler susuyor buna karşılık sol yön se- âircileri takımlarmı alkışlıyorlar- . Fenerbahçe bundan sonra akın- lara başladı. Niyazi'nin sağdan ortaladığı topa Fikret bir kafa vu- ruşu yaptı ise de topu içeriye so- kamadı. Bundan sonra Fener'in soldan yaptığı bir hücum da of- sayt ile neticelendi. Oyunun bu kısmında Fener muavin hattının çok iyi çalıştığı nazarı dikkati — celbetmektedir. Bundan istifade eden fener mu- hacimleri üstüste akınlar yapı- yorlar. Soldan yaptıkları bir hü- cumda Şaban'ın ortaladığı topu Niyazi avuta attı. Biraz sonra da Cevada yapılan bir favul üzerine Yaşar'ın çektiği frikiki Muzaffer güzel bir ara pasiyle Niyaziye ge- çirdi. Niyazi sürdü ve ortaladı, ka- le önlerine gelen topu Naci Gala- tasaray kalesine havale etti, fakat Avni'nin güzel bir atılışı bu teh- likeyi uzaklaştırdı. Oyun bu şekilde ve karşılıklı akınlarla 25 inci dakikaya kadar sürdü. Çok hızlı olduğu için top âdeta güç takip olunuyor, olduk- ça sert oynandığı için de birçok favuller yapılıyordu. Bu esnada iki taraf kalecisinin güzel müda- haleleri ve iyi kurtarışları dikkati çekiyordu. Bundan sonra oyunda nisbeten bir durgunluk başladı. Fakat iki taraf da diğerinin hakimiyeti al- tına düşmeden oyuna devam edi- yorlardı. Biraz sonra Cevad sakat- lanarak sahadan çıktı. Fenerbah- çeliler 10 kişi oyuna devama baş- ladılar. Fakat devre 0-0 bitti. İkinci devre Fener nin a- kınıyle başladı. Kadri'nin favul- lü bir müdahalesi üzerine Esadın çektiği şütü Avni kurtardı. Önce Fenerbahçe on kişi ile oyuna baş- lamışsa da Cevad biraz sonra to- dün yapılmıştır. Fırkanın Etlik nahiye ocağı kongresi de İsmetpaşa nahiye ocağı Ismetpaşa mektebinde dün kongresini yapmıştır. fırcamdan bir çizgi bile çıkamıyor, böy- le iken bundan ön kendimi şimdiki gibi büyük bedizci duymuş değilim. Sevgili dereciğimin dumanları dört yandan yükselip, güneş yolunun en üs- tünden, içine sinilmez karanlık orma- nım doruklarına korlarını fırlattığı, şu kutun yere ise ancak bir kaç tel ışın saçtığı sırada; suyun çağlanı yakınında yere uzanıp, kaba çimen içinde tanıma - dığım binbir küçük otu görüp bulduğum sırada; gönlüm yerden bitenler arasında kaynaşan şu küçük acunu, sayısız böcek- ler, tütürlü kurdcuklar yığınını daha ya- kından duyduğu sırada: hepimizi kendi sanısınca yaratanın da varlığını, bizi üzel bir tadıklar denizi içinde yüzdüren tanrısal sevgisinin de soluğunu duyarım. Öğürüm, sonsuzluk gözlerime belir- diği, acun yanyöremde dinlendiği, gök bir sevgilinin sanısı gibi gönlümün içine saklandığı kurun, içimi çeker, haykırı - rım: “Ah! sen de böyle sıcak, böyle gür yaşıyanları kâğıdın üstüne bir solukla serebilseydin; örgütün gönlünün aynası olabilseydi, gönlün sonsuzluğun aynası olduğu gibi!,, Sevgili öğürüm... ah! ben yok oluyorum, bu görünüşün ululuğu altında çöküyorum. YENİ SÖZLER: Sep — sayıfa İlkyaz — bahar Erten — saba, fecir Tansık — muhayyir, hayretbahs, bedi Erinç — sükün, huzur Erksürmek — hükümran olmak “rel- ghner,, Aslam — faide İlev — havali, nahiye “contrâe,, Mutlu — bahtiyar Öğür — âşina, dost Diniz — sakin “paisible,, İrtem — hüner, kabiliyet “talent,, Bedizci — ressam “peintre,, Sinilmez (içine - ) — “imp&n&trable,, Doruk — tepe üstü “cime,, Kutun — kutst ( - yer — “sanctualre,,) Iİşın — şua, güneş ziyası Tütürlü — her türlü Sanr — heyal “image,, Tadık — zevk Tanrısal — ilâht “c&leste,, Yanyöremde — etrafımda Kurun — vakıt Örgüt — eser — “euvre,, pallıyarak sağ açığa geçmiş, Ni- yazi sağ içe, Naci sol içe alınmış- tır. Fakat Cevadın girmesine rağ- men bu esnada Galatasaray'ın taz- yiki daha fazladır. Şimdi Fener daha hâkim oynı- yor. Galatasaray kalesi tehlikeler atlatıyor, fakat sağda- Cevadın aksaması yüzünden hücumlar dai: ma neticesiz kalıyor. Bu sırada ayağının fazla ağrıması yüzün- den Cevad yeniden sahayı terket- ti ve Fenerbahçe de oyunun sonu- na kadar on kişi olarak kaldı. 31 inci dakikada ve bir Fener akını esnasında Galatasaray'a ce- za vuruşu verildi, Çekilen şütü Avni elinden kaçırdığı için Mu- zaffer yetişerek sıkı bir şüt çekti. Fakat top avut oldu. Bu sırada se- yircilerden birinin attığı taşla Lüt- fi yaralandı ve ortaya polisin mü- dahalesini gerekleştiren çirkin bir hâdise çıktı. Her iki tarafın gösterdiği s0- ğguk kanlılık neticesi olarak hâdi- se büyümediği için oyuna tekrar başlandı. Oyun gene oldukça seri bir şekilde devam ediyordu. * Na- ci'nin çok aksaması neticesi ola- rak Fener âdeta üç muhacimle oy- nıyordu. Bu esnada Niyazi'ye ya- him müsabaka - 0-0 beraberlikle bitti. Bundan evel yapılan ikinci kü- me maçında Topkapı Altınordu'- yu 3-0, Galatasaray genç ve B ta- kımları da Fener'i 2-0 mağlüp et- Bi g laf ği balarl Hbclkğ yi mişlerdir. H at n nan a Ka SAYIFA 3 pılan favul neticesiz kaldı ve mü- *