Soyvadı V Âkyüz — Rize mebusu Bay Akif, kin — Demiryollar mutemedi Tev- k, Akıncı — Otomatik telefon santra- Kuda Şükrü, Akdemir — Devlet Demir- Yalları Ankara istasyon memuru Maz - aa Doğan, Ataman — Mütekait Gene- Nİ Mehmet Tevfik, Arslan — Ankara Nakası ambar memuru Haydar, Ak — Müliye bakanlığı tetkik memuru Ahi, Âksi — Maliye Bakanlığı kavanin mü- Meyyizi Faik, Akdemir — Maliye hesap hti tetkik memuru Mustafa Lütfi, Alp — Maliye bakanlığı hesapla Tüdürlüğü mümevvizlerinden — Sal Âytemiz — temviz mahkemesi üvesin- Üa Aptullah, Akm — muhasebei husu- le Zekeriya. Akyüz — Divanı mula Wbat daire müdürü Galip, Arda — Şü- İyı Devlet azasından Emin, Arslan — Hinci ferka Erkinıharp Reisi Kayma - kam Ahmet Riüknettin, Akğlin — Nafıa mahsus müdürü Süzuri. Ak Os- Tn — Afyon mebasu İzzet, Akalin — Pyal İhsan Giresin mebusu. Baran — Kolacı Ekrem, Bozkurt — nafıası başmühendisi Musmmer, Bezen — Maliye bakanlığı bütçe mü- zi Zahit, Bengi — Maliye müfettiş d Hüseyin Hüsnü, Babacan — Vi Tiyet Nafa muhasibi Rifat, Batut — Divanı muhasebat başkâtip muavini Ke- M Can — Maliye Bakanlığı hesaplar M. memüru Haydar, Coşkun — Kastamonu mebusu Bay Tahsin. Can — Maliye bakanlığı tetkik me Bunu Mustafa Çakmak — Maliye tetkik memurüa Çamaş — Ordu mebusu İsmall. Dinçer — Umumi Meclis üyesinden Müharrem, oğlu: Riyaseti cümhur kale- Mahsusunda Suat, oğlu: Trakya te- Takki geker şirketinde Nihat, oğlu: Bur- 'da yüzbaşı Fuat. Demirok — muha - İ hususiyede İhsan. Demiralp — B. M .M. evrak müdür Tesvini Münci, Demokan — Einlak İankasından Arif, M. Müdafaa leva- Tit şubesi 6. Refet, muhafız alayında lasim Enver, Hapdarpaşa muallim Mektebi 123 Naci, Paris'te İktısat tah- Ülinde Feridun kardeşlerle anneleri Hıı"' Doğan — Nafıa teftiş heyeti & memuru Niyazi. Er — mühendis, muharrir M. Şevki, Riçia — Maliye Teftiş Heyeti Reisi Ctzmi, Engin — Maliye Teftiş heyeti ik * Hamza Sadi, Ertan — Başbakan- aç 32 işleri müdürü Riza, Brol — K Bey maliye şubesi kazanç memurla « Bödün Mecdettin, Esen — Çankırı me- K Ziya, Erşin — Srvas mebusu Rem- Erdem — Zirnat Bakanlığı zootek- İnbesi kâtibi. Abidin, Ergüneş — t Bakanlığı zootekni şubesinde er, Ergen — B.M. M. daire —'&ıu Rüştü, Edes — Maliye Bakan- b._;hıplır tetkik memuru Halidi, at — Matiye bakanlığı — hesaplar yı“' Memuru Mekki, Esen — M. M. ' Hara müsteşarhık emir Z. Münim, Tt — gezetemiz çinkografı Ham Ü S Romanı: 4 * alanlar Güney — Maliye müfettiyi Esat, Gürbüz — Cebelibereket mebusu Basri, Gürsoy — İstanbul mebusu Hamdi Mustafa. Güvenç — Ziraat bakanlığı baytar U. M. zootekni büro âmiri Sait, Gürel İktısat Bakanlığı muhasebe müdürü Edip ve kardeşi Tstanbul rarntakası or- mam beşmüdürü Emin ve Dabiliye Ve- kâleti muhasebe MN::**P ve bür. deşteri, Çanakkalede avukat Ounan ve Aîkırı;d? müdendis. Hüsnü İbrahim ve Tahsin tbrahim, Gülen — Maliye bakanlığı hesaplar tetkik memuru Os- man Nuri, Güven — M. M. V. müste- şarlık emir zabiti binbaşı Kâni, Güncl — Bmnlâk bankası memurin şefi Yasuf İybar — Demiryolları zat işleri mü- dürü Tahsin Tamail, avukat Kemal, de- miryollar istatistik kaleminde Meh. met, Hakimiyati Milliye sipariş me- muru Mahmut ve kardeşleri Ahmet, Abdullalı, Salih Karakoca — Umumti meclis üyesin « den İbrahim ve ailesi, Keşmir — Maliye Bakanlığı Nakit işleri —müdürü Halit, Koçak — Mersin mebusu Hamdi. Kayacan — Nafıa tetkik şefi Ali, Kılıç — Nafıa mübayan memuru İs- meji, Kut — Doktor Ömer Fevri, Kut Divanı munasebat idare ve hesap işle ri müdürü Mecdi, kardeşi devlet şurası muavinlerinden Seyfettin. Kaplan — Maliye bakanlığı hesaplar mümeyyizi Abidin, Kaya — Maliye bakanlığı he- saplar tetkik memuru Avni, Koçak — M. M. V. ordu dairesinde binbaşr Mitat, Kaftay — Emlak bankasında İhsan Tzze- ti ve kardeşleri Nimet, Hikmet, İnayet, deşleri Nimet, Hikmet, İnayet Kaftay Kızrlay — Maliye müfettişi Hulusi Oktay — Nafıa mübayaa memuru Şükrü, Özer — Ziraat Bakanlığı ziraat umum müdürü Tevfik, Öge — Nafıa sipariş şefi Rüştü, Örge — Nafıa ayniyat mu » basipliği Sahir, Özdamar — Maliye Ba- kanlığı hesaplar tetkik memuru Behçet, Ören — Nafıa Bakanlığı - teftie heyeti reisi Şefik, Örgün — Nafıa Bakanlığı teftiş heyeti kâtibi Sezai, Önal — Mali. ye Vekâleti muhasebat umum — müdürü Mehmet Ali Pura — M. M. V. muhasebe müdürü Yahya Naci, Tulga — Nafıa Bakanlığı malzeme müdürü Agım, Tozan — Nafıa tetikk kısmında Seyfettin, Tan — Natta tetkik memuru Hayri Sait, Tan — Meelis ka- vânin kalemi birinci mümeyyizi Fuat, Tunç — Maliye Bakanlığı hesanlar mü- meyyizt Hasan, Tolunay — M. M. V. hususr kalem Md. Selâmi, Tolunay — Devlet Demii umum müdürlük ka leminde Rahmi, Tunay — Emlâk Ban- kasında Rüştü, M, Müdafaa tekatit şu - besinde Celâi, SüSh fabrikası tüfek iş- Tetmesinde Kemal. Uygür — M. M. V. Emir 2&biti Yür başı Nejat, Ürgören — h- susf kalem Md. Bay Vedit, Samsun uhüsevinin Üyeleri köylü kardeşlerile bir arada Hususi mubabirimizden — Ulu ve eştiz önderimizin buyrukları Üzerine öz dil yayımını kendine ulusal bir yü- küm bilen Samsun Halkevi, bu savaşta da göze çarpan bir basıma (gayrete) gi- rişmiştir. Bir yandan evin (dil ve e- debiyat) kolu köylerde ve kent (şehir) içinde orijinal söyleyiş ve deyişleri der- derken öbür yandan da (neşriyat) kolu bura gazeteleriyle yayım işlerini üstün- Temejğte çelışmaktadır. Dertleme ve yayım işleri böylece yü- rürken bu çalışmaları — genelleştirmek için geçtiğimiz perçşembe akşamı (dil ve edebiyat) kolunun bütün Üyeleri bir a- raya gelerek parlak bir türe ile bir dil gecesi yaşadılar. — Bu dernekte evin (muzik) kolunun çaldığı ulusal parça- Tarı, gençlerin bir ağızdan söylemesi, evin tavanlarını sarsan bir alkış yarattı. (Dil ve edebiyat ) kolunun başkanı, maarif müdürü Cemal Gültekin, söz a- larak Ziya Gökalp'ın © kurunda (va- kıtta) bir dergide çıkan ve ulue deyiş- lerindeki ve söyleyişlerindeki orijfnat- leri gösteren değerli bir yazısını ökü- duktan sonra (inşayi cedit) le bugünkü ulusal Çedebiyatı) karşılaştırdı ve bun- larden örnekler gösterdi, Muallim H. AN, türk edebiyatının geçirdiği (tetihalenin) Bir tarihçesini yaparak Yumus Emre'len, Nefi'den, Şi- nasi'den ve (Serveti Fünun) ozanların dan örnekler saydıktan sonra Fazıl Ah- met'in (Önderi dinlerken) atlr öz tülrk. <e bir deyişini krerak olgun bir göste- Tişte okudu. Muallim Galip Naşit de kurununun dartığı yüzünden çok bir şey getireme- ——— ——— — Ünür — Çankırı mebusu Rifa we Vural — Sehir feme suyu komisyo - nu muhasebe müdür Cevat . Yıldırım — Ziraat Bakanlığı Zootek- ni mümeyyizi Sıtla, Yakm — M. M. V. Emir zabiti yüzbaşı Mehmet Ali, Yur - dakul — M. M. V. Da, Teçhizat şubesin de binbaşı Şakir. Tefrikar 17 | gelmiş kız ve erkek talebeler de Benim Günahım (MEA CULPA) n İÂNNİE VEVANTI Notm vi İ N, an Grey'in nişanlısı?.. Sman Grey'e âşık? Yüreğine Ordu: Yüreği susuyordu. Y halaya soruyordu: O di- _h sevgi, namuslu bir kızın , evlenmeden sonra doğ- Ve şd'ıh'ektir_ önce değil; ve ila- NI“M“: Bugünkü gün, na- lı,%'u_ı artık yoktu; bu hali ile kim bilir nasıl bir âkıbete l.ly::ku. Diğer taraftan, o, bu kpintler yüzünden sinirli ola» he * artık Londra'daki evine di; çünkü orada böyle Ve terkedilmiş yaşayamaz- R; "ıı.'.'ı";ğudı, tavalir kadın göz ky%'"neye başlardı; Takin *x,.""m.hmm silmeye mec- ADİN y * çünkü ya çiçeklerle '“,__ nn telgrafla “ehas - hut bir ziyaret haber Italyanca aslından türkçeye çoviren: NÜSHET HAŞİM SİNANOĞLU vermek üzere kapıcı muavini, ya- hut da elinde paketleri ve hesap puslası ile bir mağaza uşağı ge- lirdi. Akşamleyin, Wintergarden'de orkestra “Beautiful Katy,,1, vghnı “Tea Fortwo,, yu çalarken, çift . ler, modern danılafıdan her m;ıeı: neşe damgasını silen o sansi ifade ile, srmsıkı dansederlerken, Astrid, Norman Grey'in sakin yü- züne, kendi mustarip melek yü- zünü kaldırırdı: K — Söyle bana, Norman!. 5 seviyor muyum? Seni sevdiğimi sanıyor musun? Seninle - mekle iyi ediyor muyum? — Çok iyi ediyorsun... Bu gü- zel bir öne-step. Gel. - dansede limt.. Çok defa, geceleyin, araların - da o günlerde İskandinavya'dan bulunan zabitlerle ve ingiliz ha- nımları ile birlikte dişarı çıkar- lardı. Şen bir kafile halinde tiyat- rolara, kahvelere giderlerdi. Bazı kere, yanlarında emniyetli bir ter- cümanla, yerlilerin eğlenti yerle- rini ziyaret ederlerdi. Buralara, onların girişi, ağır ve telkinci mu- ziğe sanki “sourdine,, koyarak, ve şark danslarının karakteristiğinin gehvetli kıvraklığını kısarak mu- hite hafif bir rahatsızlık verirdi. , Esmer müzisyenler, — salomm dip tarafında yükselmiş bir sahne üstünde bir sıraya oturmuslar, flüt- lerin ağlayışmı, tanburların vu- Tuşlarını ve dansözlerin sıçramalı hareketleriyle beraber giden mo- noton ve şikâyetçi türkülerini bi- Taz kısarlardı. Bir akşam tercüman Muham - med, kafileyi “Caff& Arahia,, ya götürdü. Dumandan sbis! kahveye girdiler, salanan dip ta- rafında iki masada yer aldılar. Viski ve şampanya ısmarladılar; şiddetle içki dllıını::ılın müslü. On beş yaht ön altı yaşlarm- diğini söyledikten sonra güzel ve canle bir söyleyişle öz dilden bir kaç parça gösterdi. Ulusal ve ocijinal — manileri toplayan muallim "it de bunların ör- neklerini sıraladı. Sait'ten sonca söz - lan lise müdürü Adil, eski bir ozatın (Saki ozan ayağını tad hanma) diyen bir deyişine ilişerek dünün( kadın, sa- ki, bade) diye yanan exki (şairlei) ile bugünlün yurda, ulusa ve Ülküye ka ssun alusevinin yardımile gözle vetirilan Bi Müylü kedıncağız genç ozanlarını karşılaştırdı ve bunlur- dan Böenekler göstererek vılımal bir (he- yecanın) izini ancak bu deyişlerde bu- Tuyorum, dedi ve sözlerini bitirdi. Ayrr ayrı alkışlanan bu bilgili ve ay- dımtıkir sözlerden bütün GÜyetlerin öz türkçe birer at kullanılmasına ve ayda bir, bu türlü bir genel toplantı yapıl- masına söz birliği edilerek bu değerli dernek sonuna erdirildi. Zübeyiroğlu Puat Uluğ da, beyaz hafif örtülere sarılı ve süs altımları ile süslü bir kız, sah- nenin önünde ayakta duruyordu. İnce kolu yüzünü örterek, kâh dal- galr kâh ispazmozlu, bütlin nazik gövdesini titretiyordu. Masalar boyunca, kırmızı tar - buşlarının altında karanlık yüzlü bir sürü adam, dansözün eğilip bü- külen hareketlerini baygın bakış- harta takip ediyorlardı. Norveçliler, arapların hislerini yaralamamak için tenkitlerde bu - Tunmuyorlardı; fakat ingiliz za - bitleri, alay eden ve istihkar eden mütalealarını yüksek sesle söylü- yorlardı. Yakın masalardaki arap- lar, farkında değillermiş gihi ya- parak arkalarını dönüyorlardı. Norman Grey, — İğrenc manzara, — dedi. Upsalalı bir talebe, — Bizim danslarımız için de böyle diyeceklerdir; belki de daha haklr olarak. $arktaki dans anlayışı hak kında, “Charleston,, ve “Mavi Rapsodi,, ile mukayeseler yapa- rak münakaşaya tutuşulduğu sı- rada, Astrid, dalgın gözlerini et - rafta gezdirdi; ve bir an, bakışı bir yerde durdu. Türkofis Habe;'li'ı;i— Ege mmtakasında balmumu vaziyeli Ege mıntakasının balmumu ihracatı biülyük savaştan tonrü istihsalatın azal « Masından ehemmiyetini oldukça kaybot- miştir. 1911--1013 yıllarında İzmit mın- takalarından bu yal 150 — 170 bin kilo balmuma ihraç edilirken von yıllar icin- de bu ihracat yarı yarıya azalmıştır. İzinir mmtakasının son altı yıllık tacatı şöyle olemuştur : Sehne KRile Lira 1928 — 85,3$0 — 124,013 1929 5$6,203 — 76,514 1930 81,481 95.056 1931 94065 &8172 1932 — 74,842 — 40417 1933 — göğ10 — s0,934 Öteki ham madde Hatlarında ol? <u gibi, balmumu fiatlarında da genel kriz dolayıniyle devamlı bir düsüklük olmu”- tur. 1928 yılında kilosu orta olarak 150 kuruş olan bu maddelerin fintı her yel Hiraz düşerek buglünkü fiat olan 58—60 kuruşa inmiştir. Evelce büyük mikyasta müteassıp memleketlerin kiliselerinde yakılmak ti tere kullanıdan balmumu İstihlaki de son yıllarda azalmıştır. Bu aradea büyük Mmiktarda Balmumu istihlak eden Rutva piyasadan çekilmiş ve Amerikâya yap- fan ihracat da dölatın düşmesi dolayı - siyle hemen hemen durmuştur. Maaman Hih aefaset ve veak iytibariyle diğer ül- kelerin mumlarına fnik olan balmıumla - Tıirnazın mühim bir kısmı elyevm ipetli kumaşlatın kalınlaştıtılıp — parlatılınavı ve parke ve sair cilalarn onartılması çi- bi sanayi işlerinde kullanılmakta oldu- ğundan daima ahcı bulunmaktadır. Bu sebepten de her yıl istihtal e- dilen miktar büsbütün ihraç editmekte ve stok kalmansaktadır. Bo yılki rekolte 70 — 80 bin kilo w harak tahmin edilmektedir. Şimdilik aivcn Tarımmzın başmda Almanya gelmektedir. Fiatlar cif Hamburg 100 kilomu 79—81 florindir. Diğer yabancı piyasalardaki Hiatlar daha aşağı olduğundan bu piyasa tercih edilmektedir. Bu suretle mevsim dolayısiyle bu o« yım nihayetine dağru büyük miktarda piyasaya gelecek olan malların yürde 90 nmın Almanyaya ihraç edileceği u- mulmaktadır. Esüsen bu yılın ilkyazın- da ittihsal edileri mallarr tmühim bir kısttı b memlekete ihraç edilmiş idi. Ankara halkevi Kütüphane — Perşembe- den başka her gün: saat 14 ten 20 ye kadar açıktır. Jimnastik salonu — Cuma- | dan başka her gün açıktır. Jimnastikhanede çalışanlar, programına bağlıdır. Konser — Her pazar günü Riyaseti Cümhur filarmonik orkestrası tarafından: — saat 20.30 da. Çaylı dans — Her cuma: saat 17 den 20 ye kadar Salonun hemen hemen ortasın- daki bir masada yerlilerden bir grup sahneye bakmıyordu. Önle- tine eğilmişler, bir arkadaşsları - nen, donuk fildişi yüzlü, ateş ve kadife bakışlı bir delikanlırın söz- lerini dinliyorlardı. Saad! Alçak sesle ve heyecan gös- termeden konuşuyordu: fakat ar-« kadaşları, anu, derin bir dikkat içinde ve ateşlerini iclerinde bas- tırarak dinliyorlardı. Tercüman Muhammed, m'is - terilerinin yanıbaşında, onlardan &z ayrı fakat hemen oratıkta bir masada oturmuştu. Beyaz sarığı tltında pitoresk başımı duvara yes lamış, yarı kapalı göz kanaklert arasından yılan gibi gark danar ile kıvranan gör alrcı kıza dalmte vAy- rederek sigarasını içiyordu. Bo- nunla beraber, arada bir avrupalı- larım masasıma zeki bir göz atıyor ve bekliyordu. Astrid'in telaşını derhal anla- mıştı; onun sarsıldığını görmüş- tü; ve o atmaca gözü genç kısın giılerini takip ederek Sagd Nasir” Üüzerinde durmuştu. - — Sonu varm.