SAYIFA 4 Yabuncı Pu Doğu ve batı “Bu yazı ingilizceden özdile çevril- miştir... Maircoster Gardiyan gezetesi “hatı ve doğu., başlığı altında yazdığı bi günde- Hkta düyor kiz "Ganeral Smuts'un pazartesi — günü söylediği sözler, (bunlar, Hakimiyeti Mi'liye'nin geçen carşambha yünkü sayı- ada çıkmıştı) yalavaç ağamdan çılmış sözleri andırryor. Bu sözler, bizim ulus- İmrarser saulaklarımızın temellarini artu. ya kaymakta, anun üzerine — kurulmuazı gereken syasayı bolirtmektedir. »— Alınanya'nın öteki uluslardım aşa- &1 bir kertade birzkılmasının öne bir ta- sa ve kaygr olduğu bayık ve gerçektir; Bunu ortadan kaldırmıak gerelikzi karşı- smdudır. Poki, bunu yapmca meilik ku- rumu: Bütün gücünü ve Almanya'dır te- funmasınır oğur veren destekleri olimden kaçıracaktır. Sonra generalin dediği yel- da Almanya'yı ötekü uluslarla denkleştir. bir de Fremsa'nın kafasını kemiren kuş- ku ve korkuyu yok etmek gerektir ki Buna buçüne değin kimse Bör em Bula- mamıştır. Sörenin bundan öteki sözlerinde bü - yük okan denizinde olüp Biten ve alma- * umulup Beklenen işler üzerinde söyle- dikleri ve Bir gün önce onarılmasını sa- hik verdiği yollar gerçektir. Genernl, orta Avrupa'daki ve Avrupa- daki ayrılıktarı geçici ayrılıkdar gözü ile görmekte, yalnız burada diledilderini e- le geçirmemiş olanların günün birinde büyük Olan denizindeki ulusların orta- ya bir çıhan başı çıkarmasına kolaylık ve yol açacağından islüllenmekte ve bunun için atılması gerekli olan adımın atılma- sını istemektedir. Bu, yerinde bir öğüttür ve yerine ge- tirilmesi icin alan da bulunabilir. General Smuts, Avrupa ve büyük O- kan denizi. sızıltıları, dışardan ayrı ayrı görünse de gevçekte bir olduğunu, ilk Gönce, açıktan açığa — ve çekinmeksisin söylemiş, bulunuyar. Sözenin doğuda belirip günün birin - de hütün uluslararam göklerini bürüye - cağini korkarak anlattığı bulut nedir? Bir bakımdan orada but vazdır. Çüm - küh doğu, kendisinin iliğini emen, zen - gönlik kaynaldarını emen, başına çulla - nan hatıen karşı yatısmaz bir hınç duyar. Bi duyguüları Türkiye'de, İyran'da, Hind'aton'da, Cin'de ve Japonya'da gör mrüşiüile. Aaya, avak üzeri duracaktır; — öyle #örünüyor ki hatmın daurtarı asılanma sedaha çoli uzun sürecek değildir; Asya kandi vağziyle kavrulacak: avak direye- celetir. Japonya, güçlü ve büyük bir tötü e- Tarak bu kalkınma akımının Başında yer tatacaktır. Goneral Araki'nin ağzından dinlediği- miz öteki Asyalılar için uğraşmak söz - keri bu sezişi pekiştirmiştir. Japonya da Almanya gibi, geri ve aşağı kalmanın Kaygılariyle sızlanryor. 1922 ve 1T930 yıl- larında yapılan anlaşmalarda baş eğdiği denizde geriliğe artık yanaşmıyacaktır. Acunun öteki ulusları da Almanya'yı ordu ve koşunça aşağı ve geriliğe zar- Kyamıyacakları gibi, Japonya'yı da da- nanmaca geri ve aşağı bir durumda tut- mağa güç yetiremiyeceklerdir. (Japan - ya, bundan baska—bunu general Smuts söylemiyorsa da — bir takım ak ulus - larım kınadıltları bir asağılık ve geriliğin de bununu çekiyor:Bu da japon deri ren- ginin bizden ayrı oluşudur.) İşin hepsi bu olsa, Japonya'ya bir batmın doğuyaş - Avrupa'nın — Asya'ya yumruk gösterecek yerda yardım eli u - zatmasını gerekli bulmaktadır. “Asya'ya karşı iyi dilekler, ve sevgi duyguları Bunlar zeyrekçe söylenmiş sözlerdir; ancak, bu yüzden kendimizi güçlükler içine atmamalıyız. Asya nedir? Çin ve Japonya nedir? Bu ikisini birbirine ka - rıştıracak muyrz? Dışardan bir. balışla görülüyor ki Japonya, bugün 1922 de giriştiği amlaş- parıp ayırdı. Bunun için Çin toprağında bulumun ctekı tünilere damışmak vükü - münü duymadı. Örle ise Çin'i çullanmalara, savaşma- Tava kavşı koruyacık olan nedir? General, burada susuyor. Sustuğun - dan da beliriyor ki bu iş için sahlı ve- veceği bir em yoktur; olem olka bumnun içim acunun erdem güçlerinin ağır ağır #ömi düşünmektedir. Sözenin, açıkça çizmiş olduğu syasal yol, bu ülkade huyünkü günde, Japenya- mn vömünden çlma syasasını gütmeli istekiisi olan toy kafaklara karşı, güzel Bür kalıştır. Yalımuz, kümseyi Ürküt - tacek bir yal değildir. B uluslrarası düzem, vazaları, antluzmaları, ve bunla- rız gere-klestürmek istediği doğruluğu korumak südünü güden bir yoldur. Bize bağlı alan başka ülkelerin ve bir zimle bir tarihten, kir kaynaktan - tüze - de tattuğu yol budur. Hepimiz, başkala. FinIm erkinliğine savgılt kalmak, örgels Tanmaş Bir yalın yolcusu olmak dileğim deyiz. Ancak biz gerçekten kendi: kanımız- dan olanlırla el birliği kurmak dileğin - de isek bu, yalnız anlarla birleşmek, baş- kalarını bu bağlanmanma dışında. birak - mak atılamında olmamalıdır; 1922 delii Büyük Okan denim için yapılarr anlaşma da ve bundan başka giriştiğimiz enlaş- malardn olduğu denli genişlik göstere- bilmelidir. Tater Batıda, ister - doğudk yapılacak olan birlik kurmualar ve yahım hir kaç u- Tusu bir araya getirmeğe oğur veren öz- Tem anlaşınalır Bizim işimiz değildir. İç sıyasası ne olursa olkun; büzümle » el ele verecek, bizimle domüryonlurumuz- Ta Amerika Birleşilt törülerinin Olkan de- mizinde el ele verebilecek bütün uluslar- khwh—kh—üm elmalıdır. Batı — garp Doğir — şatk Yalavaç — peygamber Uluslararası — Beynelmilel Ulua — millet Savlak — iddir, dava Gerze'ten — Tâzim gelen Sryasa — siyaset Rayık — katf Kurum — teşekkül Em — ilâç, çarc Sözen — batip Onarmak — rslah ve tamlr etmek Okan denizi — Okyanımı Alan — saha, meydan Asılanmak — menfaat elde etmek Törü — devlet Akım — cereyan Pekiştirmek — kuvvetleştirmek Koşunca — askerce Durum — vaziyet Bün — mtrap Zeyrek — zeki, akıllı Antlaşma — misak Antk — hazır Yüküm — meeburiyet Acun — dünya Sıyasal — siyast Kalış — azar, itap Güt — mal Özge — diğer Önen — hak Anlam — m>na Denli — misilli Oğun — imkân Özleri — husus? Cenevre türk okurlar birliği yeniden çalış- mağa başladı 1904 yılında kurulan ve fakat talebe azlığı yüzünden uzun. yıllar çalışmaları- 'a san vermeyi gerekli duyan Cenevre 'Türk Okurlar birliği, hu kere okurları- nn çağaldığını göz önüne alarak. 29. 10. 934 tarihindenberi yeniden toplanmağa ve Bern elçimiz Cemal Hianü'nün fahri başkanlığında çalışmağa başlamıştır. Birliğin. Başlraniyle çevirici derneği - nim atlarını aşağıya yazıyomuz: Birinci başkan hukuktan; Başr Şakin Ziya, ikinci başkan; Yüksek tiaaretten Bay Cemil Bozok,, veznedar; Ruhiyat - tan; Bayın Refia, genel kâtip; iktısattan Bay Nazım Kınacı. O URUS Garpta fikir haı eketleri REİS RUZVELT VE BANKACILAR... VE GÜZEL Bizleşik devike'er zeii Ruavelt'le Bankacılır arasında ötedenheri gökdetli Bir çarpışma elduğu malünndar. — Mev- yark'ıa çıkan Watiam gazıtesi, du gar- Rışmama safbalarımdan birimi teşkül e denm ve reis ile bankerler arsrtada yapı- dan Biz tapiantıdan çöyir bahsodiyor : Reimicümtur Ruzeeit'le bankerler » vasınddaki taplantı, sözlerin arcak düsün. €e ve amacı gizlirmeğe yaradıklarını bir lemiyerek, bankalar memal çalışmaları xa #adliklerimde tükümein artık işles vine kacmamıyacırığımı adırmıkddır kadtr. An- cak bankacılar numuma — söz söylemeğe memur edilenr V. Raynalkda böyle genel vaffak olamadt ve hükümete iki mühim noktada müsaadekürliie etmek mecburi- yatinde kaldı, yani bütge denkliği daha temin edilrmiyeceğini ve doların istik- rarz yalıma gitmek zamanr şelmediğini söyledi. Bu swvretle cümhurrelisi- <râma kar$r iki He yendi. Zaten toplmmeş olun döct bin Banker yenilmektan tanalarımı- yazık Ruzvelt't alkışlarmışlardı. - Fakat horsaya gelince o, reis Ruzvelt'in alımı ma kaprimarir ve menkel kiymetler diüüp meğer başladı . Şurası dö var Te Wall Street kulisle vönde söylendiğine Före banlıaerlar o ka- dar da yenilmiş değillerdir. Mattâ cüm Burreisinin, mevdnatın Bantta başına ve yıltlar 9000 dolar ölçüsünde siyorta edik mesine karşrltk hir merker Bankarı kur- maktan vazgeçirilmiz. Halbuki her barm Ka için kabul edtlen bu 5000 dolarlık miktar,, ar çok ehemmiyetli herhangi bir Bankadaki mewditatın ancak yüzde Biri demektir. Büöyle olunca Ruzvelt, hanka- cılarım dayanmaları kargısında geri mi çekilmiş oluyor? Bilinmiyor. Yalnız açık görünen bir nokta varsa o da el hirli- ğiyle çalışmakı isteğini göstermiş oldu - ğudur. Bunun sebebini öğrenmek için gok düşlünmeğe gerek yok. “New Doeal,, im yazım tedhirleri üle kenim umutlarına cevap. vermedi.. Ülk ke, çok aşağı bir seviyeye düşen ulmsal istihsali bugünkü halinde bırakmakta devam edildiği takdirde azaltmak im- kânı bulunamıyacak olam pak büyük masraflar yekünu altında inlemektedir. İşsiz ordusu gene seferher halinde bu- Lanuyor. Halkın. en büyük hölümü se- faletin sınızlamına yaklaşmış. bazan da Ötesine geçmiştir. — Kısacast gerçek tedbirler bugürt de: beklenmektedir. Hükümetim hiç değilse şimdilik kriz. le şiddetli mücadeleye yeniden başla- mtyacağı muhakkak gibidir. O, yardım etmek ve nafıa işleri yapımak için ölünç para almakta devam edecektir. — Reis Ruzweit. ucur Hatlariz birliükte çoğa! . maş bir istihsalin faydalarından bahae- diyor. Fakat aynır zamandı: N Bi A, kur rumları fint ve istihselir kentrolunu gevşetmektedir. Bu da, tâ Hocver za. manındar bile beklenen ve Nev Deal ta. raftarlanımım Bir yul önce gerçekleşece Bini söyledikleri genel bir Ralkınmanın temim edildiği sanıldığın:ı gösterir, Bu kallıımma hentiz uzak isc hükümetin ne yapmalr istediğini açıkça söylemek ze- manr gelmemiş. midir acaba ? Durunr pek sadedir: Y sanayi ve ti caret âlemi Nev Denl'i Kabul ederek » ma muhtaç olduğu sermayeler? verecek, yahut d Bükümet onun yerime geçe - cektir. Kati bir irademin bu alanda bir şey yapamıyacağını ileri sürmek çocuk- Tuk olur Bankacılar; açılan — Rredilerin daha bol verilmesi mümkün olduğunu kabul ettiler. Bankacılarla sanayicile rin ne İstedikleri bitiniyor. Onlar ü keyi, şimdiye değin idare ettikleri şe- kilde idare etmekte devam etmek isti: yorlar. Bunu yapamadıkları günden. Beri' imanlarmıı kaybettiklerini söylüyor- lar. Hükümet, işaielene iş bulmağır ça- laştığı takdirde bu minanlacı avdet ede- eek mü? Lazımz olt parayı tarfetmeli şartiğle hükümet bu işte muvaffuk . Tamasını aylardenberi beklemekten bık- Tur. Ülkenim, yemü Bir iş faaliyeti baş- tığma göre hükümetin bu yola gideceği muhakkaktır. Bu Hususta yapıfkcat masraf bizi; Bankacıları korkuttuğu gibi Rorkutmu - yor. Hükümet gergeli değerltr yarattığı ve milhim iyratlarr hususf bir vergiye tâbi tutmak suretiyle ödünç almatarı — İNGİLİZLER SANATLAR... örttüğü eakdürde emflasyon korkasu da yoktur. Bugün'rü masraflar, yakında o- Tacak bör kallımma emudiyle yapıldığı- na göre geçicidir. Kalkınmanın pahalıya —mal olması- mı tercih ederiz; fakat ülkenin dev- Tet tazafından. vu, yaksa bankacılar ta- rafından mı İdüre edildiğini anlamat za- manı gelmiştir. Katf tedhirler mevsim- &iz olmaklı Deraber rels Ruzvelt'in hiç değilse yarına ait amaçlarınım ne oldu- Bunu Bilmek isteriz. Hilkümetin, Nev Denl'i tahdit etmek ve yanı programı: ikümr oltuğu Brdar kücültmek is- tedit? söyleniyor. Bürün irsizlere de- vamlk iş Bulacağını radyo ile itan cden Ruzvelt'irr programı hakkında bazr ma- Himat edinmek isterdik. Ulus böyle bir program olduğuna inansa ge yardım me- seltsi, me de enfirsyon meselesiyle ve hattâ bankacıların aldığı vaziyetle dabhi meşgul olmaz. aay Londra'da çıkan '“Fle Studim,. mec- marosı, İngiltalerim günel sanmelara Rar: şr alekasreleğrar şır satırlarla tenkir & diyor * Çok tanınmış biz üngiliz ressamı ba- na birkaç gün evel diyordu ki: “Tngiliz- ler, sanat denilen faaliyetin şeklini ka- tiyen anlamazlar. Onlar için her şey sanattan önce gelir, sanattan Üstündür, her şey, yani'spor ve din... Bundan bir kaç yıf önce, Saint-Yues kasabasında Bir pazar günü resim yapmak istedim diye ar Ralkıt Beni' denize atıyorlardı. Hele bir yolun kenarma oturup resim yâpmak bizim ülkede gerçele bir işken - cedir. Etrafmıza toplanan halk, resmi- ni yaptığınız evii üstündeki kiremitle. rİtr tanv gaytsını koyup koymadığınızı a raştırırlar ve eksik İse çekinmeden söy- kerter.. Bu sörlere cevzben denilebilir ki Tn- Bitere'de Büyük müktarda ve pek kıy- metli sanat adamları vardır. Filhakiyka Ingiliz ressamları da diğer Ülkelerdeki resimler ayarında tablolar yapmaktadır- lar. Hattâi bunlardan bazıları sanatları hakkında söz söylememek, yahut düşün- celesini o sanat yolu ile ifade etmek gir bi bir kahramanlık gösterinler . Fakat diğerleri me yazık laflır geçinem sanat - Mrlimdız. Yani resim — yapmaktan çok söz söylerler. İngilizler, resim sahasında ar çok muvaffak oldularsa da heykeltraşlıkta pek geri kalmıslardır. Hele miymarirk- te RANN yerlerinde sayıyorlar. Tngilirlerin güzünde sanat, ancak faydam veya öğretici mahiyetl iytiha- riyle Bu bakımdan dahi İa gilterede sanat, Sövyetler ilinden daha Çok am serbesttör. Bür ayaktapu maçı Maewzuu bahsolunca bu. hususta aÖz ve rTey sahipleri. yalnız. mütehasamlardır. Fakat sanat Bahainde hackas kendinde tenkit salahiyetini görür. İste bunun içindir ki Misa Cavell 4- bidesi' e Londra bakçelerindeki' hey - kallerin et tanınmışt olun Peter Pan heykelinin tavşantarı ingilizler için sas Ratem e yültşelk Hadesini teşkil eder. , ——— İtalya'nın yapacağı borç Ttalya hükümetinin Bti milyarlık bir Borç yapmağa karar verdiği hakliındr geçem gön radyomuzla aldığımız bir ha- beri gazetemize koymuştuk. Fölkişer Beobalter geazetesi buna da- fr şanları yazımaktadır: Devlet bütçesinin. ihtiyaçlarını ka- patmak üzere İtalya bakanlar heyeti pa- zartesi günkü toplantısımda 2,000,000,000 Tinetlik yeni bür borç yapmağa karar ver- miştir. Nominal değer üzerinden yüzde dört faizli ve dolkturz sene mütldetii bazine bo- molamı çıkarılacalıtır. — İlle üç yıl içinde her yıli beş milyon liretlik prim dağrtır lacaktır. 21 den 27 sönteşrine kadas ya- zılma eçi bitecektir . 30 SÖNTEŞRİN 1531 € © | Balkan Postası. Balkanlar kurumu Bir kaç zamandanberi bazı gayetelif ulaslararası münancbes' ı Je azasıta rülen gerginlik yüzünder şanın maruz kalklığı telık bahardiyorlar. Bu gaueteler dad her tarafta rış yoluyla kaldırılmasıma ea Avrupa diplomasisinin fi'r tarma yolunda yantığı çakımaların ©* imemmiyetimi inkâr cbnemelle berahefi Avrupayı tehdit eden savas tehlikesiti Bağıra çağıra söylemekten ve açıktaf anlaşanın açığa mübalağaya kaymaktan çekinmi * yonlar. Ru. gezetelere göre Avruga #i vaş uçurumuna her gb biraz daka yali” Taşıyormuş ve ufak bir icltiyataınlık 0* gü bü uçuruma — yuvarlryabilecekmiş! Bunlar, mesul sıyasa! aıfamların harışf olan bağlılıklarını bir çok defatar WV* vetle söylediklerini ve onların 197" !6 alduğu İbi tehlike karşısında gör!'eti kapalı durnadıklarımı istiyerek unatlr var!ar. Fakat gazetelerin bu endiyşelerimiti çok meşrir bir berış isteğinden doğdur ğunu da iytiraf etmek gerektir. Bu müşahedelerden sonra hemen tÜY* liyelim ki, efkârr umumiyenin bir V1 mınım baklı veya haksız alarak korktür İt savaş tehlikesi bu sefer, herkesim c Ki Avcupa'da patlamağa hazır bir berul fıçısr saydağı Balkanlardın gelmiyote En şom ağızlılar Bile Bugün Bafkanlart da böytle Bir teklikr olmadığını ve Bal- kan uluslarının Birbirlerine karşı Cef iyi duygular beslediklerini söyfeme 'ttt birleşiyorlar. Kendi karunmalarına Üci zamandan çok kerar vermiş o'un Raf* kan ulusları, etraflarında barışı temili etmek ve ulusların el hirliği ve dostlul sıyasasını sarsılmaz temeller üzerinde kuzmak — için hiç hir — şeyi ihmal etmiyeseklerini gilemiyorlar. Bu vak daki dilekler en çok, Ankaradaki Balkal konuşmalarının ve Me — Titülesko'nut Sofva'dan geçişimin ertesinde yösterildi Bu sütunlarda bir kaç defa söyledirii miz gibi Bulyaristan kendi menfaatlcri” ni çok iyi görüyer ve Balkanlarda bart* şen korunması için kendi — çalışmalarınf imkân nisbetinde öteki ulusların çalış* malariyle birleştirmek isliyor. Uzak YA* kn bürüe memlekatlerle dostluk mü”? * sebetlerinde bulunmak — istiyen — ulesulk dileği de zaten bu yoldadır. Ballak Blokunun Bulgaristan'la anlaşma V beraberliği Rakkında yaptığı rin Tehinde sar eünlerde Bütün -I' Cüm yazılar, diğer BAF* kan uluslarının da bu dileği pıyuw!" nr göstermektedir. Bundan da ın!ııı yor kE Başka taraflardaki endiyşeler” V? Avrupa havasındaki bulanıklık alarmatler — rine tağmen Balkanlardaki vaziyet bAP” şın gok tehindedin. Alakadar bül lere düşen vaziyfe açıktır: Onlar bu salt fırkattan istifade ederek pek mi gi olmamakla heraber fikirleri yatıştı ve barıştandırmaya engel olabileceir bİCİR tün işleri aralarında halletmelidirler Üp gâristan, geçmiş günlerin Balkanlara ©' ras biraktığı her türlü anlaşamamazlık lart ortadan kaldırmak. Afleğinim cinü sirndiye kadar sayısız defallar mds. keral Boris'le ölen karal Al ortaya koydukları karerlikir ve güven hwemer içinde Vupaslavyf yapılmağır baslanın konuşmalara vüyül bir hır vermefe muvaffak oıııı-ı'" Türkiye ile Bulgaristan't da HÇ anlaşamamazlık ıymnımıman-l'" ya ve Yunamistan'la aıııııdıh lerin de yakında krwanç, verici hk !"' halledileceği umulabilir. Tekraf nu-—uıu.ıı.ııhü#; Fakat bunlarım tasfiyesi herkesiir üÇ — kadar bilhassa hepimizin barış işimin menfaati iycabrdir. M" ş mizin hıtan;ıhqıııh-m rideki günlere basredebilmeleri Kİ miş günler hesabının görülme gelmiştir. Bu, herkesin. M