4 e EE Ew ———— TAN | Memleket Röportajları " Bursada Közacılık << —. Büyük Bir Inkişaf oGösteriyol N Koza Satış Kooperatifleri Birliği Kurulduktan Sonra Bursanın İktisadi Hayatı Değişmiştir : da iv ga vilâytinin iktisadi va- ziyeti, son senelere kadar pek müsait bir şekilde değil i- di. Tütünün fazla para etmeme si, müstahsilin eline kilo başına on yedi kuruş gibi cüz'i bir mik- darin geçmesi, köylünün refahı üzerinde menfi bir tesir birakı- yordu. İkinci bir misal olarak kaza fiyatlarının düşkünlüğünü de söyliyebiliriz. Ayni zamanda, Karacaber, Mustafakemalpaşa gibi kazaların binlerce hektar tutar arasizi i- çinde, kışın ziast yapmak im- künsizdı. Çünkü, Apolyond gö- Tünden, Mustafakemalpaşa dere- sinden ve diğerlerinden taşan su- Jar, bütün o havaliyi “Nuhun tu- fanını ,andırırcasına- İstilâ edi- yordu... Bu yüzden, oralarda yal. nız misir, sebze ve kavun kar. pür ekmek mümkündü, Tütünün para etmediğine na- zaran, bunda israr etmemek, Ya- hut da topraktan cesitif mahsul #lmak lâzımdır. Meselâ Hint va- ğı ve keten tohumları ile susam #ibi... Fakat, dava ziraat! çeşit İendirmek ile halledilmiş olmıya. caktır. Zeytini nazarı dikkate a- lahm: İç piyasada 30 kuruş, diş piyasada 50 kuruş eden bu mah- sulün kilosundan, zavallı köylü kaç para elde etmiştir, biliyor musunuz? Yalnız ve yalnız 10 ku rüş! Şu halde, tarla ile sehir a- rasındaki mübadele ve alış veriş şartlarını ıslah etmek gibi bir zaruret ile karşılaşıyoruz, demek tir, Nitekim, Bursa koza tarım sa- tış kooperatifleri birliği kurul duktan sonra kozacılkta g#niş bir inkişaf görülmüştür. Evvelki sene, kilosu 35 kuruş öden koza, seçen sene 70, bu sene de 180 & çıkmıştır. — Müessese, işe 2000 ortak ile başlamıstır. Fakat, birliğin bü- yük randıman verdiğini gören köylüler, şimdi, ortak bulmıya can atıyorlar. Nitekim, 2000 ra- kamı, bu sene 10,000 e fırla- EETAPKLAZE EEE muaye PASINKAMR A A er e IŞIDUY Pe neye uğradığımı anlama- İmuştım. Fakat muntazam piyano, Şan, nota ve ilâh. dersleri günle- timi dolduruyor, şaşkınlığımı bir İereceye kadar götürüyordu.,, Bursada büyük bir koza hane avlusunun görünüşü evvelki seneki fiyatlar ile bu se- neki fiyatlar arasındaki fark ye- künu, tam 4.250.000 lira tutmak- tadır. Bu azim meblâğ, evvelce, mu- tavaşsıtların cebine inermiş! Fa- kat, simdi, köylünün kesesini şi- şiriyor, Müessesenin yaptığı diğer bir hizmet de şu: Koza yaş satıldığı için, ikinci eller tarafından alınıp kurutulur, bilâhare piyasa o temevvüclerin- den istifade olunurmuş! Koope- ratif ise, aradaki bu fiyat farkı- ni tabiatı ile ortaklarına dağıtı- yor. Nitekim, bu sene, Kilo ba- sına on beş kuruş olmak üzere köyliğ ortaklara ikinci bir kâr verilmiştir. Kooperatif ortakları, koza sa» tışında, borsa resminden de mu- af tutuluyorlar. Borsa resmi, ki- lo başına 2.55 kuruştur, ki bu da ayrica büyük bir avunlaj temin etmektedir. Müstahsili teşvik icin bir de koza bayramı ihdas olunmuştur. En iyi mahsulü yetiştirenin malı müzayedeye çikarılıyor. Ve sa- hibine ayrıca kozu borsası tara- fından ikramiye de veriliyor. Ni. tekim, Yenişehir kazasının Okuf, köyünden Emin Karpuzun koza- Yarı, müzayede neticesinde, kaç lira tutmuştur, biliyor musunuz? Beher kilosu 15 liradan olmak üzere tam 1162 lira 56 kuruş! Ayrca, koza borsası da bu va- tandaşa mükâfat olarak 25 lira hediye etmiştir! ** va giren - Mustafakemalpaşa şo. sesi, Apolyond gölünün sağ sahilimlen dolasıvor, Karı cabey ile Göl yor. Apolyond gölünde öç ada var: Robenson, Halilbey, Hayırsız. Robenson adasında tek bir va- tandas yaşıyor! Bu zat, yüksek tahsil görmüs. Fakat, her neden- se dünyaya küsmüş, buraya çe- kilmişt Halilbey adam, yevtin ağacis- rt ile kaplı büyük bir kara par- çası, Hayırsız nda ise eırçımlak ve lamış ve kısa bir zamanda mem- leketin en iyi romansım ve kısa hikâyecisi olmuştur. 1805 yılında 38 yaşında Blen Jacebsen'in bu hikâyesi, onun lirik tarzı bakımın. dan çok şayanı dikkattir. “Böyle tam dokuz ay durma - Şen, dinlenmeden çalıştık. Bİ g aizcb, hiç de neseli bir ehir gün çi değildir. Sağ kıyısında küçük © — Ali Rıza dedi. Şimdi ken - ini göstermek sırası geldi. Ber- İine gidiyoruz, Winter Gardende| oynıyacağız.,, Ni: o gün de geldi. Ku- lisin arasırda sıramı bek- erken başımı şöyle dışarıya u - Izattım. İnsan ve ışık bolluğu be- gelince İbir titremiye başlıyayım... Zaval- a Osi yanı başımda beni teşvik e- "dip duruyor, ben ise ha bire naz- İanıyordum. Yanımızda duran irin sabrı tükenmiş olacak #Xi, arkama bir tekme vurduğu bi e nazlı siyah çocuğu sahneye Hiti. İ “Artık olan olmuştu. Halk, kar #sısında afal afal bakan bir zenci bir köy görünür; çok fakir, çok ha. zin, âdet mezar gibi sesiz bir köy. Bütün evlerinin, bu sahilden öbü- rüne geçmiye, sanki sandal paralari yetişmediği için, nehrin bu kıyısın- da kalakalmış, boynu bükük, yoksul bir dilenciler sürüsüne benziyen gâ- rip bir halleri vardır, Kambur, çö- kük omuzlarıma, biri diğerine, diğeri öbürüne dayalıdır ve koltuk değnek- Terini andıran destekleriyle (o nehrin Kurşunl sertma abanmışlardır. Baş - ları samanla örtülü, çatık kaş dam- lar altından, buğulu, donuk cam gözleriyle, karşı yakanm daha bahti- Bİ) yar evlerine kin yüklü bir ıstırabın dilsiz henciyle bakarlar, Bu harap evler sırasında, İç açımı, hiçbir mevut aydınlığı rastlanmaz; her biri, kürşun gibi bir karanlığın # yavrusu görür görmez ai bas-| ağırlığı sıltında eziimiş gibidir, “4. Yüzlerce elin ARDİ ses * bana cesaret verdi. Sonrası ko- Güneş batmak üzereydi. “Tâ, u- lay oldu.,, zakta bir mandal gözükmüştü, © “Bundan sonra muvaffakıyet © muvaffakıyeti takip etti. Tam üç gene Avrupearın büyük merkez - Ülerini dolaştık, en meşhur yerler- Xde oynadık. Üçüncü senenin s0 - "Bunda Osinin şatosuna dinlen - Bir kadın, evlerden birinde, permak- ğn dayanmış, sandala bakıyordu. Bir deri, bir kemik denecek kadar kuru, zayıf ve balmumu gibi solgun yüzü, alaca karanlıkta, âdeta, içinde sik varmış gibi, acalp bir şeffaflıkla arasından geçi-|, tıpkı İstanbuldaki adaşım andı- riyor, Göl kenarındaki köylüler ba- likçılık da yapıyorlar. İ Mustafakemalpaşa şosesi üze- rinde Kervansaray devrinden kal ma bir bina var: Issız han, Mi- marı, otak deliklerini, duvarla- rın arasından geçirterek bir nevi Jorifer tesisatı vücude getir- mis. Bina, bu bakımdan orijinal Tarlalar, kış mahsulü ile dolu. Hatsâ buğdaylar azmış bile! 'Top- rak o kadar mümbit... Simdiye kadar, bu toprakları basan sular, ancak Haziran ayında çekilirmiş. Fakat, su islerinin tanzimi üzeri- köylü tarlasına sahip ve hâ- a olabilmis, bu sene de ilk de- fa kısın toham atmış. Mustafakemalpasa < deresinin ber iki sahilinde setler ve kasa-| banın smırlarında da rıhtım du- varları yapılmıs. Böylece, feye- zanm önüne geçilmiş, | Fakat, o Mustefakemalmasada maalesef önüne gecilemiven bir sey gördüm: Kasaba sokaklarının! barikulâde pisliği! Türkiyenin hie biryerinde, s0- kakları bu kadar mülevves ne bir şehire, ne bir kasabaya, hattâ ne de bir köye raslumamıstım! Mus- tafakemalnası belediyesinin. te- mizlik mefhumuna tamamen lâ- kâyt kalmasına hayret ettim! üzerin- x* H de durulması, koza tarım| Wlâsa, su işlerinin satış kooperatifleri birliğinin ku. rulması, Bursa vilâyetinin iktisa. | di şatları üzerinde büyük ve müs. | vet tesirler yapmıstır. Bunlara, Bursa Merinos fabri- kasının semereli faaliyetini de i- lâve edebil: Rençberlik ederek hayatlarım kazanan bir çok vatandaşlar, şim di, fahrikanın makineleri basında calısırorlar. Tarlada ecir olarak bel bükmiye, sabahın aydınlığın. dan aksamın karanlığına kadar cabalamıya mukabil alınan para, fabrikada verilen vevmiyenin #3 vanında pek az kalmaktadır. Bil- hasım, senenin her ayında tarla- da iş olmuyor; fakat, Merinos fabrikasının ığları, her tanrınm günü dakikada 7.000 devir yapı- vor. Bu sanat şubesini memleke- timize getiren müessese müdürü Bay Durmus Ersinsoy'u ne kadar tebrik etsek azdır. Maamafih, sırası “ gelmişken, Bursadaki işcilerin bir derdine temas edeceğim! Memleketimizde, isci zümresi- nin kazanc vasatisi tesbit oluns! madığı için, bunlar, bir çok mü- esseselerdö bazan pek az bir üc- ret ile calısmak mecburiyetinde kalmaktadır. İş kanununa, bu bususa ait müeyyidelerin ilâvesi zamanı gelmiştir. Semih AĞLI İHTİRA İLÂNİ “Telefon ara İstasyonlarma mahtus tertip, hakkımdaki 7/7/1939 günlü ve 8456 sayılı müracastı ve “Osllâtör ve Rezonstörlere mahsus Billür,, hak kandaki 1/1/819 günlü ve 8457 sayılı müracastr bu del mevkii file kon- mak üzere shere devrüferiğ veya İ- car ödileceğinden talip olanların, G: İstada, İktımat Hanmda, Robert Per- riye müracaatları ilân olunur, Ticaret Ofisi Umum © Müdürlüğünden: ' SPOR Milli Küme İstanbul Bölge Sanat Mektebi Arttırma ve Eksiltme Komisyonv-dan : Maçları ve : Bursa pirinci, 4 Nohut 4 BuHaftaki Deplasman nut .. z Mercimek Müsabakaları K Şeker Diz Çekirdeksiz üzüm m. Şehrimizde Yapılacak! x.“ "“ ez Maks: 40 39 Müli kümenin son deplâsman İrmik 108 38 maçları yarın ve pazar günü yaz) Şehriye 109 97 pılacaklır. Yarınki maçlar Setef sahasında, Pazar günküler def Sabun 800 47 Fenerbahçe stadında yapılacak-| Zertin yağı e 25 tar. Yarın ilk olarak Fenerbahçe) Z. tenesi 600 " ile Maskespor karşılaşacak. sonra — N Galatasaray ile Harbiye. oynıya- dn caktır, Pazar günü Galatasaray 100009 > ile Maskespor, Fenerbahce ile de Mer Harbiye Kadıköyünde karşılaşâ» 0 18 caktır. Nk Te, — Şekli u, K 147041 Pazartesi w 22 Açık sant 14 de ç ö varsan Pazartesi sani 1430 41 00 Açık BUGUNKU FKUGKAM 740 1030 Memleka? 733 Müzik (PL) postası 745 Haberler |1240 Orkestra 8,00 Müzik 1900 Zere 19.15 Örkesira 830 Evin sasi İlan Kaberler * 1945 Saz 12,30 Program | 2045 Radyo ge- 1333 Peşrev ve etsek semai 1045 Şarkdar 1245 Haberler ç | 21.00 Zirnat iak- 13.00 Şarkılar ii an ü ve /3,15 mi CELİ 500 Orkesten 18,00 Program © İ9945 Orkestra 18.03 Pasil sari | 2255 Kapanış Pandemonium (Başı 3 üncüde) Sat 730. (Bütün dünya radyo istasyonlarının nejrifatı şöyle bir lâf âlacası haline gelmiştir: Sov» 47MM Gizli profesyonellik Sade yağ 2000 15» Pazartesi 232 50 Açık | yeller... Bolşevik barbarlığı... Na- ve "2115 zizi Faşist haydutlar. De mücadele e A e Vi mokrasilatin alçaklığı. > Beynel Ki Şen milel yahudilik. Kapitalistler, , Fenerbahce klübünün kongre- Süz si 1000 «2 Pazartesi 1540 114 00 oOAcik | pıtokrasilerin Yani enirikâm sinde beer m. gizli al e şe ATAM Avrupa kültürü,, Hristiyan me- prolüeyonellikle mücadele. eti yağan 1000 35 Pazartesi 88 28 Açık | deniyeti. Her türlü milli ve gay. mek meselesi. Fenerlilerin tetkik | yoğurdu 200: 150 1 18 ri milli marşlar. Kilise çanları. komitesi tarafından ele alınmış- tar, Bu kabilden olmak üzere Fe. nerbahçe idare heyeti Galatasa- ray ve Besiktasa müracaat ede- rek birbirlerinden oyuncu sima- mak teklifini yapmıştır. Galata“ saraylılar bu teklifi'hemen kabul etmislerdir. Beşiktaşın da kabul edeceği, hattâ | İstanbulspor ve Vefanın da bu anlaşmaya dahil olacakları anlasılmaktadır. Böy- lece sporcular canlar; istediği va. *it klüp değiştiremiyeceklerdir. Galatasaray - Fener Günü Galatasaray ve Fenerbahce klüpleri bir spor bayramı yan- mayı kararlastırmışlardır. Bu bâyramın 13 Temmuzda yapıl- ması düsünülmekte ise de, ayni tarihte Fener stadında İstanbul atletizm birinciliği yapılacağın- dan, bir hafta sonraya kalacağı anlaşılmaktadır. Galatasaray - Fener gününde futbol A ve B takımları maçı, tekaütler karşi- aşması ve cazip atletizm müsa- bakaları yapılacaktır. GÖRÜŞLER (Başı 3 ünetde) beklenemez. Fakat Japonların Asya kıtasını hükümleri altıma alması davasında karşılarında yal nız Sovyet Rusya değil, Ingiliz ve ın emperyalizmi de var - dır, Ingiliz ve Al rın Sov iler re Japonları dü-| e — - 7 ke ar Armupa e e İİ EE ekl alel ya üslerinden bertaraf etmek Keşif bedeli İlk teminatı mümkün olmadığına göre Sov - yetlere karşı harbe iştirak, Pa - sifikteki emellere veda etmek 0- lur. Japonların hangisinden fe - rağat edeceklerini, yahut ikisine birden veda edip etmiyeceklerini önümüzdeki giinler gösterecektir. “Siyah Ejderha Cemiyeti, nin a- değildir. ş 1 — 2 Maym 1941 tarihinde Ticaret Of Umum (Müdürlüğünün açmış olduğu memuriyet yazılı imtibanmda kazananların isimleri yük- #ek ticaret okulundaki ilân yerine asdışlır. ? — İsimleri yazılı olanlar 15 Temmuz 1941 salı günü askeri vesi- Kaleriyle birlikte şifehi imtihana girmek üzere sast 14 de yeni Valde Has ,Binda Ticaret Ofisi Umum Müdürlüğünde bulunacaklardır. 3 — Kati olarak askeri vaziyetlerini gösterir vesika ibraz edemiyen- Jer imtihana kabul olunamıyacaklardır, İlân SIHIR Jens Peter Jacobsen'den -- parlıyordu. Gözleri, ümiteielik içinde, derin bir korkü iadesiyle uzaklara dikilmişti. Yorgun ve titrek durlakla- vanda, başıboş bir tebessüm geziniyor; fukat çatık alnımda, daha fik bakışta göze batan, derin, #mudi karışıklıklar bütün yüzüne ümitsiz bir karar göl- gesi serpiyordu. * * YK ösük köy kilisesinin çanı çal- mıya başlamışt, Çan sesine doğru döndü ve sanki duymak iste- miyormuş gibi, başı İki yana salla- nırken:; “bekliyemem, bekliyemem ars tık! diye mırıldandı, Fakat çan sesi kesilmiyordu! Sancısı varmış gibi, taşlıkta bir #- sağı, bir yukarı gidip gelmiye ba kadı, Alnındaki ümitsiz kırışıklık! 'daha da koyulaşmış, âdeta nefesi 8 dırlaşmıştı. Boşanmak istemeyip de boşanamıyan fırtmalı bir öğle sonu- mu andırıyordu. Uzun yıllar boyunca, yürürken, bakarken, otururken, ona bir türlü rahs$ vermiyen, işkenceli bir hasta- Wi çekmişti, Birbiri ardısıra, baş vur- madığı kapı, taşımmadığı uğurlu çeş- me kalmamıştı. Nihayet, son bir ü- mitle, mukaddes Bartbolo moos'un mezârmı ziyarete koştuğu bir gün, orada, tek gözlü bir garibe rastladı Derdini açılâr ve o, “edelmeler, 4» İstanbul Bölge Senat okulunun 1841 mali yılına mahsuben yiyeceği ŞOSE Nafıa Vekâletinden : 1 — Sart vilâyeti dehilindeki Kurtalan - Siirt » Haydar Yolunun makadam şose inşaatı ile kârgir, Kurudere ve Haydar köprüleri İnşaatı 380.000 lira keşif bedeli üzerinden kapalı zarf usuliyle eksiltmeye çıkarılmıştır. yukarıda yazıldığı Üzere eksilmeye konulmuştur. Eksiltme Ceğaloğlun- da Yüksek Mektepler Muh Odasının 9İ1 yılı vesikasını ibraza mecburdur, İlân olunur, İstekliler Ticaret 6180) iğimde yapılacaktır, İNŞAATI köprüsü 2 — Eksiltme 18/1/0461 tarihine müeadif cuma günü saat 15 de Na- #in Vekâleti şoce ve köprüler telsliği eksiltme ve urtterma da yapılacaktır. 3 — Eksiltme şartnamesi ve buna müteferri diğer evrak Nafla Ves kâleti gore ve köprüler relsliğinde görülebileceği gibi, 19 lira mukabi- linde şese ve köprüler relsliğinden alınabilecektir. 4 — Eksiltmeye girebilmek için ieteklilerin eksiltme tarihinden en #2 üç gün evevl bir istida ilç Nafia Vekâletine mMüraesat ederek bu gibi işleri yapabileceklerine dair ehliyet vesikaları almaları lâzumdir, $ — İsteklilerin “Ticaret Odası vesikası ile 18950 lirskk muvakkat İemiriatlarını hâvi olarak 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlı- yacakları kapalı zarfları ikinci maddede yağılı saatten bir saat evveline kadar kotnisyon reisliğine makbuz mukabilinde vermeleri muktazi olup, posta ile gönderildiği takdirde postada olacak geçikmeler ve milhürsüz zarflar kabul edilmez. (8767 — 5242) Darphane ve Damga Matbaası Taahhüt gerisi 24679 kilo matbaa kırpıntı kâğıdı 1) Temmuz 1941 en TAI 624,00 558,57 Vaniköy - 48,80 Topkapı - ma günü saat on beşle açık arttırma ile satılacaktır. Muvakkat teminatı 18,51 liradır, Şartname muhasebemizden verilir. İsteklilerin ayni gün ve saatte idaremizde müteşekkil komisyonda hazır bulunmaları lâzımdır. (5122) Kandilli yolunun esasi: şose tamiratı, Silivri yolundaki (o beynelmilei işaret Mvhülarının tamir ve boyanması işi, Keşif bedelleri ile ilk teminat miktarları yukaryin yazılı işler eyni Giz) miryolları VE ayri uçik eksiltmeye konulmüştur. Keşif ve çartrameleri Zabıt we Mun- melât Müdürlüğü kaleminde görülebilir. İhale 11/7/M1 Cuma günü saat 14 de Daimi Ehcümende yöpdecaktır, Taliplerin ilk leminat makbuz ve ya mektupları, ihale tarihinden sekiz gün evvel Vilâyei Nafia Müdürlü. ğine müracaatla alacakları fenni ehliyet ve BEL, yilma ait Ticaret Odası vesikalariyle ihale günü muayyen sasite Dalmi Eneümende bul Hizrmd zir Gare ERE Muhammen bedeli (5400) İira olan 1500 kilo yağlı kösele 21/7/5841 Pazartesi günü saat (18,80) on beş buçukta Haydarpaşada Gar binis dahilindeki Komisyon tarafından kapalı zarf weyliyle satm alınacaktır, Bu işe girmek irtiyenlerin (405) liralık muvakkat teminat, kanunun tayin ettiği vesikalarla tekliflerini mühtevi zarflarını ayni gün saat (İ4, 30)-cn dört buçuğu kadar Komisyon Reisliğine vermeleri lâzımdır. Bu işe ait şartnameler Komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır. Lİ DEMET dında bir demet nadir çiçek, bir cam parçası, bir buğday başağı, mezar- liktan koparılmış birkaç ot, kendi sa- çından bir bukle, ve bir tabut kiymi. ğını bir araya sarıp, bir akar su Üs- #ümen geçen genç, sıhhatli, mesut bir kadına doğru atmasını söyledi: Hastalık, onu bırakıp, öbürüne s0- rilscaktet,, *» Ç ihirli demet, şalımın altmda du- Tuyordu, Bu, o hazır oldu olalı, Oradan geçen ilk sandaldı. Tekrar parmaklığa dayandı, sandal hayli yaklaşmıştı. Artik içindeki altr yol. cu, iyiden İyiye seçilebiliyordu, Altı. sının da yabancı oldukları belli; Dümende genç bir kadın vardı Ya- nsbaşinda, gözlerini tek bir dakika bile, ondan ayırmıyan bir delikanlı oturuyordu, Öbürleri sandalm orta» sındaydılar, Hasta kadm, mehre doğru eğildi; yüzünün her hatlı, âdeta tetikteydi. Nefesi kesilmiş gibiydi, burun delik- leri, durmadan açılıp (kapanıyordu, yanakları alev alevdi, Gözleri alabil- diğine açılmış, sandalın daha'da yek- kısa, donuk birkaç alev parütsiyle, dümendeki genc kadının vüzünü ay. Çeviren: Ha - Ça dmlatmışir Hafifçe aralık dudakla - rında, mesut tebessümler oynaşan teze, tatlı bir genç kız yüzü, Zifiri karanlık göğe dalmış açık gözlerinde, bir rüya mânası okunuyordu, Işık birden sönmüştü. Suda hafif bir gi- partı duyuldu; sanki nehre bir şey düşmüş gibi., Ve sonra sandal akip gitti, ** Bir sksam üstüydü. Güneş, meh- rin kara sularma, kan karmızı gölgeler serpiştiren bulutlar arasında batıyor, kırlarda verin rüzgârlar esi- yordu, Hasta kadın, nehrin tam kıymında ayaktaydı. Tâ, uzaklarda, yine bir ndal o gözüküyordu, “O gün, ün üstünden aşağı yukarı bir sene peç- mişti, O sihirli demetli genc kadma, ferlatıp attığı Anı, güçlükle hatırlıya- biliyordu; bayılmıştı.., a Ke am EN , « , Dir gün her nasılsa, o civara uğrıyan bir belediye doktoru, hasta- lığın yavaş yavaş iyiliğe yüz tuttu - Bunu söyledi; hakikaten zamanla bi- raz daha iyileşiyordu İlk günleri, be his, kaç yıllardır unuttuğu, bu sıhhat zevki, onu Âdeta sarhoş etmişti... Pa- kat, bu duygu pek urun sürmedi, tekrar büyük bir üzüntü içine düş- müstü, Bir türlü rahat edemiyordu (5425) suna, unun, gece gündüz inlediğin! duyar gibi oluyordu... Onü, birara uhuttuğunu sandı, Pa- kat çok geçmeden, yanıldığını anladı; 0 tekrar gözükmüştü.., Âdeta erimiş. bitmiş gibi, solgun, harap bir hali vardr; alabildiğine açılan otıraplı gözlerle dimdik yüzüne bakıyordu. *» Bi siksem, yine ayni nehir kayı- smdaydı, Elindeki değnekle. yumuşak çarmura, birbir ardısıra, haç- ler çiziyordu... Kilisede akşam çanı çalınmıştı". Son haç resmini de dikkatle biti - rip, değneği yere bıraktı ve dizüstü duaya koyuldu, Sonra nehre daldı, su koltukları hizasını gelinciye ka- dar yürüdü, ve kollarını kavuştura - rak kendini akıntıya kapıp koyüver- di. Sular, onu bir anda derinliklerine doğru çekip, sora, hiçbir şey olma- mışçasma yine eskisi gibi, köyden, tarlalardan, kırlssdan wrağn, daha, duha uzaklara doğru senip hışırtılar- ta akıp gittiler... * imdi sandal daba da yaklaşmış» t., İçinde bir sene evvel, dü- mende oturan ayni iki genç vardı, Evlenmişlerdi., Delikanlı baş tarafta duruyordu. Genç İz, geniş, ipek bir sala sarınmıştı, başında küçük kır- mızı bir bere vardı, Sandal orta - sında, yelken direğine o dayanmış, gözleri bulutlarda, hafif sesle, naseli bir şarkı mırıanıyordu. Dualar ve Miyieğiz küfürler.) * Saat 8, Yirmi dört saattenberi geçirdiği o helecanlardan, işttiği birbirini tutmaz Hflarla küfür. lerden, uykusuzluktan bitkin bir hale gelmiş olan Y. artık müthiş bir sinir buhranına uğra- mış, etrafiyle alâkasını kaybet- miştir. Oturamaz, ayakta dura- tene me avuç- larından bur gil ter ği eler kasar sna biz kani İş masaya yaklaşır, Veronal şişesi- ni alır; on iki pastili üstüste yus tar, bardağı bir tarafa fırlatır. de. bitap, yatağa se kA gre arasından çıkan ây, tepesinde simdi başka bir bayrak dalgalanan Akropol üze- rind PARTHENOSun harap mabedini, gecenin karanlıkları 4. çinde, hafif mavi bir nurla belir- tirken PALLAS ATHENAlrin musiki gibi sesi işitilir; “Daha ne kadar sürecek, der- sin, ZEUS” ; ZEUSün cevabt gökleri gürle- ir ““PROMETHEOSun, bizlerden asırıp, aşağıdakilere götürdüğü ateş sönünceye kadar; İnsanlar, verin dibinden söküp çaldıkları bütün madenleri. tabiattan gas- pettikleri bütün kudretleri kâmi- len gene verin dibine ve fabiata inde edinceye kadar; insan nesil. leri karalarda, sularda ve hava- Isrda kendilerine örnek edindik- leri yaban! hayvanlardan deha a. sağı bir seviyeye düsünceye ka- dar! ti NOT. PANDEMONTUM. Tik defa olarak Müton'un “Paradise Lost, (Kaybedi- Ten Cennet) adir meşhur potminde kullandığı bu kelime için Türkçede münasip bir karşılık bulamadım, Gerp dillerinde çok maruf olan bu ehir hemen herkes Bilir sanıyorum, Unat uş olanları herhangi bir garp di- Unde bir lügat kitabına müracaatları mümin ve kolaydır, MEVLÜT Dr. Zihni Galip Sansu için İstanbul Zührevi Hastalıklar Teskilâtı müdürü merhum Dr. ZihnisSanus'un vefatının 40 inel ndünü dolayısiyle ruhuna ithaf o- yılunimak üzere yarin (5 Temmüz n2dl cumartesi öğle nama- çini mülenkin ” Çarsamba bulan camii şerifinde mevlüt takunacaktır. © ce, Merhümu. lerle arzu © ojjenlerin rica olunur. "Merhum RİZA TÜRMEN- rn ; ER se İn ailesinin teşekkürü On beş'günlük yavrusunu ök- İz bırakarak hayatının baha- rında solan; oğlumuz, kocam, da- adimi» ve enletem RİZA TÜRMEN'in sena? röerasimine İştirak eyli- sen, çelenk gönderen, gerek biz- Kat ziyaretleriyle derek mektup Kire kelyazılarivle sonsuz aermıza mrazivet ve teselliyette bulunan cektaba ve ehibbava ve bilhassa apedbaht RIZA hakkında eşsiz hir Beedakrlik gösteren (Yüksek Ti- Braret ve İktisat Fakültesi) arka- Aflaslarma teşekkürlerimizi sun - Sonak kanayan vüreklerimizin en Prüzel bir tesellisidir. j X “Cazihe ve Mahmut Türmen - ,errin Türmen, Sabiha ve İb- piıhim Rasmacı . İhrahim Avral, Ye KAYIP: İstanbul © Muallim sihektebinin 3 öncü sınıfından 920 senesinde «almıs oldtğwm. grasdiknameyi kaybettim. Yenisi. | Ti İ alacağımdan hükmü kalma- naştır, oğlu Yahya Duman ta p ii R er 1€ a