19 Şubat 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HİKÂAYE Kaybolan Saadet ister Chandler dikkatle smokinini — ütülüyordu. Rugâan papuçlarından kalçasına kadar uzanan pantalonunun orta gizgisini bozmamak için, gözleri- ni elindeki ütünün' hareketleri- ne dikmişti. Ne ise Hikâye kah- Tamaninimn tuvaletinden” bu ka- dar bahis yeter.. Onu az sonra güyet iyi giyinmiş olarak evinin Merdivenlerinden sokağa Cikar- - ken görüyoruz. Hali sakindir, tavrımna bakılırsa onun da, Nev- yorkun can sıkıntısını gidermek icin eğlenmiye giden — yüzlerce klüp âzasından biri olduğuna hükmedilebilir. Bir mimarın yanında calış- makta olan Chandler'ın maâaşı haftada 18 dolardır. Yaşı 22 dir. Chandler her hafta maasının bir p dolarını kenara koyar ve böyle- -— &e her ön haftada bir biriktirdi- ği on dolarla kendine ziyafet çe- kerdi. Bu ziyafete gitmek için evve- lJâ, bir smokin; kiralar, kendine bir milyoöner süsü vererek mu- hitinden uzaklaşır; en lüks klüp lerden birinde birkac saat için | —başka bir âlemin hayatını ya- şardı. D * * Handler, evinden Bröd- H way'ye kadar yürürdü. O- nu ancak 61 gecede bir defa böyle şık giyinmiş görebilir- j lerdi. Bu kıyafetle hörkese gö — Tünmek, Brodway'in parlak ışık- | ları altında #öze catnmak ister- di. Geçtiği yerde gözler, parlak, süzen; takdir eden, hayran olan, gözler onun üzerine dikilirdi. Chandler bir köşe başında dur- du. Biraz evvel tök sevdiği bir lokantarın önünden — geçmişti. buraya dönüp dönmemeyi düşü- nüyordu. İşte tam bu esnada gencç bir kız köşeyi döndü, birdenbire &- vağı kaydı ve kaldırimın üzeri- # ne, Charidler'in önüne düşüver- o di. y Chandler büyük bir çeviklik ve nezaketle onu yerden kaldır- || —du Kiz sekerek binanin duvarı- na kadar gitti, ârkasını binaya vererek — ayağını oğusturmıya başladı ve ayni zamanda kurta- rıcisina teşekkür etti. — Zatnedersem;, ayağım bur- kuldu. Düşerken bileğimin in- SÜ Rlidi meraki j andler merakla sordu © ©— Çok acıyor mu? k — Yalnız üzerine bastığim za- man. Bir, iki dakikaya kadar yü- ,rüyebilirim sanırim. Gefiç adam yardım etmek 15- tiyordu. — Eğer bir sey yapabilirsem: bir ötomobil cağfrayım, yahut... Genç kız tatlı ve yumuşak bir sesle revan verdi: 'eşekkür Ederim; rica ede- rim artık zahmet etmeyiniz. Hep benim beceriksizliğim. Papucla- rımın topukları da o'kadar - ka- ba ki... Tabil böyle kayarlar. * * * handler kiza bâktı ve o- u y na karşı tatlı bir alâka duyduğunu hissetti. Kızın kendi- | ne mahsus bir güzelliği; çok ne- şeli ve “merhametli bir bâakışı | vardı. İşdi kızlarının siyah üni- | formalarım andırân ucüz. kü- maştan mamül bir elbise giyin- Adi hasır şapkasının biricik | süsü kırmızı bir kordelâ idi. Do- nuk kahverengi saçları küçük bükleler halinde şapkadan dışa- rıya fırlıyor, omuzlarına dökü- lüvordu. Bu kızda, - çalıştığı halde ken- “disine hürmet ettirmesini bilen mamuslu ve fakir bir kızın şah- — sjyeti vardı. | Ggm münaı'm saklına — bir- Kızı bir- üi a d Gehç adam tatlı bir sesle: , — Bunda bir şey yok ki.. Mü- saâde ederseniz kendimi takdim edeyim. Adım, Towers'Chandler dir. Mümkün olduğu kadar ye- mekte hoş geçinmeğe cCalışaca - ğım, sönra da size Allahaısmar- ladık diyeceğim, yahut eğer ar- Zu ederseniz, sizi kapımıza kadar sağ salim götüreceğim. e K enç kız, göz altından de- likanlının yüzüne baktı, hayretle bağırdı: — Aman Allahım.. Bu eski yelbise ve şapka ile nasıl olur? Chandler neşeli bir sesle: — -Aldırmayınız, dedi. Emi - nim ki, siz bu kıyafetinizle dahi en parlak tuvaletler içinde rast- geleceğiniz kadınlardan daha se- vimlisiniz. — Bileğim hakikaten hâlâ ağ- tiyor; zannedersem davetinizi kabul edeceğim, Mister Chand- ler. Benim adım Miss Marian'- dir. Genç —Mmimar sevinçli, gayet kibar bir sesle: — Öyle ise geliniz Miss Ma- Fian, dedi. Gideteğimiz yer ya- kındır. Bir köşe ötede gayet ki: bar ve iyi bir lokanta var. Kor- karım benim omuzuma dayan- manız ve gayet yavaş yürüme- miz icap edecek! Yalnız başına vemek yemek cok zevksiz ve güç oluyor. Doğrusu ayağınızı incittiğinize bir pardacık —mem- vim olmadım değil! .Rahat bir masaya yerleşip, beterikli bir gârson tara- findan emirlerinin yerine getiril- diğini görünce Chandler ke- viflenmeğe başladı. Lökanta Ooldukça kalabalıktı. Masalar zengin müşterilerle do- luydü. Konuşulanların duyulma- sına Mâni olmiıyacak kadar yu- müşak sesle çalman iyi bir ör- kestra vardı. Arkadaşı; ucuz el- bise ve şapkasının içinde güzel- liğini artıran bir asaletle oturu- yordu. Genç kızın, Chandler'in saf mavi gözlerine, cana yakin, fakat kibar tavrına takdirle bak- tığı muhakkaktı. Chsndler birdenbire BrOdWav- da, zengin insanlarla cevrilmiş bir muhitte, kendisine bakan göz- ler olduğunu hatırladı. Hayat sahnesinde oynanan bu kömedi- de önün Tolü bir gecelik zengin- likti. “Bu'fol için giyinmisti. Kı- zın-üzerinde iyi-tesir yapmak i- cin-bu rolden vazgecmek zarure- tine rağmen, kıyafeti onu bun- dan menediyordu. Bu düsüncey- 'e Miss Marian'a klüblerden, çay- lardan, at gezintilerinden ve eölf oyunlarından bahsetmeğe basladı fakat c / Fakat bir iki defa kızın saf bir ruhla, onu vasadığı hayal âle- minden hakikate davet ettiğini duydu: — Sizin bu anlattığınız hayat cok mânasız ve faydasız bir ha- yata benziyor. Dünyada sizi da- ha fazla âlâkadar eden bir işiniz yok mu? — Muhterem Mis Marian! İ- mi? Bir düşünün.. Her gün ye- mek, için giyinmek; yarım gün- de.bir düzineden fazla insan zi- yaret etmek! Biz hiç bir iş gör- miyenler dünyada en çok çalı - şanlardanız. * * .Yemek bitmişti, garsonun bahşişi verilmişti. Birlikte “lk buluştukları köşe başma gel- diler. Miss Marian artık sekmi- yordu. Ayağının sızısı gitmişti. Büyük bir samimiyetle: — Teşekkür ederim dedi; çok iyi bir vâkit geçirdim. - Fakat ar- *ik eve gitmeliyim. — El sıkıştı- lar ve aşrıldılar. Chand- F Türk - Bulgar Ulusun Makalesi Beyannamesi S RERE b aha siZ seyerar l Karşısında (Baş tarafı 3 üncü sayfada/) 4 —Al yayı bu k vaz geçirebilecek iki endişe var- dır: Balkan devletlerinin müte- cavize karşı tedafüt ve askeri i“;l_îıkhu; Ro—nyn[: petrol ku- d Bu ikinci nokta üzerinde Al- manların bilhassa çok hassas bu- lunduklarını, aylardanberi pet- ol mıntakalarında aldikları mü- dafaa tertibatı teyit etmektedir. Filbakika İnsilir hava kuvvet- leri, bu petrol kuyularını, ayni zamanda Sovyetlerden aldıkları petrolün nakli için Tuna ağızla- rında yaptıkları tesisatı tahrip ettikleri takdirde, Almanyanın mevcut stoklariyle, harbi uzun Zaman ayni siddetle devam et- tirmesi güçleşecektir. Bunun içindir ki bugün — Almanyayı, Bulgaristanı istilâdan —ve Bal- kanlarda sulhü bozmaktan âlı- koyacak sebenlerden en mühi- mi, bu endişedir... M. ANTEN Habeşistanda (Başı 1 incide; görülmüştür. 4000 tonluk diğer bir-İtalyan vapuru ile bir İtalyan muavin harp gemisi tayyare taar- ruzları neticesinde hasara uğra- mıştır. Amiral Reader Milânoda Löndrta, 18 (A. A.) — “BBC,.: (D.N.B.) nin dün verdiği bir ha- bere göre, Alman donanması ku- mandanı -Amiral Reader, Milâ- noya giderek, İtalyan bahriye ne- zareti umumi sekreteri Amiral Rietardi ile götüşmüştür. İngiltere üzerinde hava muharebeleri Londra, 18 (A.A.) — “Tebliğ,, Dün gece İngiltere üzerinde düş- manın bazı faaliyeti olmustur. Başlıca hedef tutulân mıntaka - lar, Londra ve civarı ile Şarki Tngilteredir. Londraya karsı ya- pılan ve takriben üç buçuk saat süren taarruz, geniş bir nisbet dahilinde olmamış ve bir miktar ölü ve yaralının kaydedildiği bir vaka istisna edilirse, zayiat cok almamıstır. Yangın bombaların- dan bir miktar vangın cıkmış ise de, hepsi süratle , söndürülmüs veya bastıtılmış ve umumiyetle hasar hafif olmuştur. *& Londra, 18 (A.A.) — Pazarte- si günü sabahındanberi 7 Alman tayyaresi düsürülmüstür. Bu tav varelerin dördü pazartesiyi salı- va bağlıyan gece tahrip olun - muştur. Haftalik deniz zayiatı Londra, i8 (A.A.) — Bahriye Nezaretinin ticaret vapuru zayi- atı hakkmdaki haftalık raporun- Ada 9 Şubat şafak vakti biten hafta zarfındaki zayiata dair su rakamlar —verilmektedir: İngiliz vapuru ceman: 19.304 tonluk 9 vapur, müttefik — wvapurları - ce- mman: 10.442 tonluk 4 vapur. Alman tebliği Berlin 18 (A. A.) — “Tebliğ,, Savaş tayyareleri dün İngiliz. a- Aalarında mühim hedefleri mu - vaffakıyetle bombardıman ede - sek yangınlar tutusturmuş ve doğu sahilinde bir liman tesisa- tını hasara uğratmıslardır. Bu gece mühim savaşs tayvare filo- ları cenup ve şark sahili üzerin- de liman tesisatiyle projektör yuvalarına İ ve yâangın bombalariyle müvâaffakıyetli ta arruzlar vanmıslardır. cak, iki komşu, yeni Cihan Har- binin, Balkan yarım adasının İ- çinde, etrafında ve dışımda tehli- kesini hissettiregelen buhranla - rıma rağmen, sulhu korumak ve tecavüzde hiçbir menfaat bul - mamak prensiplerine sadık kal - dıklarını teyit etmeyi faydalı te- lâkki etmişlerdir.., Anlaşmanin tarihçesi “Y7 Şubat beyannamesinin bir tarihçesi vardır: Malümdur ki İlkteşrin tarihlerinde harp Türki- yenin emniyet sahasına intikal ettiği zaman İstanbul ve Trakya- |da-bir takım müstesna ihtiyat ve hazırlık tedbirleri almıya lüzum görmüştük. Bu önleme ve müda- faa tedbirlerini kötüye tefsir e- derek, Bulgaristanda — huzursuz- luk. uyandıranlar olmuştur. Hal- buki harbin bize doğru yaklaş- makta olduğunu anlamavlıktan gelmek ve milli emniyet zaruret- lerini ihmal etmek Türkiye için mümkün değildi, Bütün Balkan milletlerinin hayati — menfaati, Balkanlara bir büyük devletin yerleşmemesinde olduğu hakkın- daki görüş ve kanaatimizi muha- faza ediyorduk. İki devletin coğ- râfi vaziyetlerinden doğan siya- st icaplar, başka başka istikamet- te bazı inkişafları cebretmis o'sa dahi, hiç tereddüt edilmemek lâ- zımgelen nokta şu olmalıydı ki, Bulgarlar ve Türkler sulh arzu- sunda samimidirler. İki millet te harp dışı kalmak azmindedirler. Bu memleketten birine bulaşan harbin tehlike ve zararlarından diğerinin masun kalacağına kani değildiler. O zaman bu görüşü- müzü dost devlet mesullerine bir defa daha izah ettik. Türkiyenin müdafaa hazırlığı tedbirlerinin hiç birinde, Bulgaritana karsı bir niyet ve kast kötülüğü tasavvur Etmekte zerre kadar mantik bu- lünmadığını anlattık ve kerdile- rine aramızda hususi ve muvazi bir politika tayin etmek imkânr olduğunu da ilâve ettik. İşte ven beyanname, bu esaslı ve karş'lık- li bir anlaşma havası içinde de- vam eden fikir teatilerinin eseri- dir. Hariciye Vekilimiz bu esere, mütevazi, sıfatını vermiştir: Bü- yük hadiselerin tesir ve müdaha- lemize tâbi olmıyan inkişaflarım değiştirmek veya menetmek ba- kimından belki-öyledir. Fakat bu sit'ada, her iki memleketin va ziyet Ve muahedelerinden müte vellit hareket serbestliğini asla takyit etmemekle beraber Tür- kiye ile Bülgaristânın mutlak a- demi tecavüz siyasetini ve ahdi- ni tebarüz ettiren böy'e bir ve- sikanın bilhassa iki cihetten hu- susi bir ehimmiyeti olduğu in- kâr edilemez. Tehriklerin önüne geçilecek “17 Şubat beyannamesi, evve- lâ Türklerle müttefikleri İngiliz. lerin Bulgaristana karşı bir ta- arrüz hazırlığında bulundukla - rına dair, Bulgar efkârı üzerin- de, ısrar ile devam eden telkin ve tahriklerin önüne geçecektir. Bulgarlar, ne bizzat, ne bilyası- ta Türkiye tarâfından hiçbir teh likeye maruz olmadıkları hak - kındaki ;kanaatlerini müuhafaza edeceklerdir. Sonra, Bulgarista- nın komşuları anlıyacaklardır ki, Bulgaristan, hiçbir ihtilât ih- timalinin kendi emellerini ve ih- tilâflarını müsellâh bir müdaha- le ile halletmek için bir fırsat olacağı düşüncesinde değildir. Daha geçenlerde Başvekil Filo- fun bir nutkunda tam bir vuzuh ile ilân olunan bu prensip, 17 şu- bat beyannamesinde yeni bir te- yit kuvveti almıştır. “17 Şubat beyannamesini, bu- günkü şartlar içinde, şu veya bu tarafa çekerek, türlü türlü tefsir edenler olacaktir. Fakat onun Türkiye ile Bulgaristanin harbin sirayetlerinde, tecavüz ve ihti- YAFI K ? ne l I İ ne de Bı]_ Soğukhak' | — olan unsurunü Bu. “kısa süren yar Iıul çok hoş bir kızdı. der: kinini 69 günlük bir is- -)tirahate yatırdı. Kendi kendine pdüşünüyordu. Doğrusu Marian Çalışmasına Zrrüi öStograma bir ııenç kizin ilâvesiy- le iki misli eğlenceli olabilirdi. Böyle bir zivafet kizım vekne- sak haâyatında —müuhakkak ki bir 'değişiklik y iktı gayet kibardı. Bütün o yal yerine ona doğrusu- 'nü /soylenuş olsaydım... , Fakat Allah müstahakını versin; üze- irimdeki elbiseye göre hareket tmem İâzımdı. “Onün bu sevinc ve minneti de Chand- İnrm nesesini arttırmıva kâfiy- di. Ciddi bir tavırla genç kiza: 'Zannederim, dedi, ayağı T 2ih, sızin temenninizden - daha | “uzün bir müddet istirahate-ihti-. “yacı Var.Şimdi ben size bir tek- “lifte bulunacağım. Bunu kabul etmekle, hem ayak bileğinizin dinlenmesini temin etmis - ola - tak, hem de'beni sevindirecek- siniz. Siz köşeden çıkıp düstü- “ğünüz | —yemeğe gidiyordum. Benimle be- | “Yaber geliniz, başbaşa bir! yemek “Yer “biraz konusuruz. “Genç-kız-bir yıldınm ıuratir | İleidelikanlının — mert ve'sevimli Yüzünü gözden geçirdi. Gözle - tinde bir an icin harlak bir 'isık | Yandı, sönra “tatlı bir ttebes- sümle ve tereddütle sordu: *Fakat ibirbirimizi —taniimı- O Yoruz ki! Bu doğrü olmaz.. De- B - /Genç kız, bir müddet — yürü- dükten sonra bir taksiye atladı we muazzam bir köşkün önünde indi. Şık giyinmiş bir, genç kı- zın pencereden dışarısı- nı seyretmekte olduğu bir odaya .oeıeyle girdi. Onun girdiğini du an Aablaşı kapıya doğru dön- Xu ve Maftian'ı görünce hayret- bağırdı: zi Ah seni kaçık! Bizi böyle ktan ne vakit vazge - ? .unsu bekledim. İkı "genç kız ganyana 'penee— kanlar için, hiçbir menfaat ta -| B savvur etmemekte — olduklarına delâlet eden mânasından uzak - su cereyanı gibi akıp »geçen hal- kı seyre başladılar. Marian ba- işını ablasının omuzuüna koydü ve tatlı bir sesle: — Ikâmiz de bir gün evlene - teeğiz, dedi. O kadar çok - paramız varken ne yapacağımızı şaşıra- cağız. Abla sana nasıl ibir adamı sevebileceğimi söyliyeyim mi, — Anlat bakalım benim hayal- perest kardeşim. — Fakir kızlara iyi müamele e- l ik, böş yere zihin yormak olur. Dün olduğu gibi bugün de, iki müstakil memleket, vaziyet, faat ve taahhütlerinin ican- larını yerine getirmekte serbest- tirler ve Balkanlarda nizam ve sulhü, milli menfaatlerinin esası addetmekte müttefiktirler.., “Birbirimize ve başkalarına kâarşı iyi niyetlerimiz tamdir ve müşterektir. Başkalarinin da bi- ze karşı ayni hulüs ile hareket pdeceklerini zannedelim.., den, onlarla flört çalış- miyan, esmer, saf mavi gözlü bir idelikanlıya aşr.k tolabilirim. — Fa- kat onu bu dünyada bir. gayesi, yapmak stediği »bir işeyi varsa sevebwhrtm Fakirliğinin - bence hıç dıemmyeııı yok'mt *Ohnun IJA . geçti. “Annem o kadar merak et- ti ki.. “Kuzüum abla kızma., Bir min hiç bir zararı yoktu. Yolda ayağım büurkuldu. Bir lokantaya girdim ve bileğimin sızlamasa , geçinciye kadar orada Hizmetçinin şaj j reelbueıinlgMpmırhnkıy-— üzerinden iki saat arkadaşa kadar gittim; kıyafeti- | ül n zevk : dü; Fakat ablacığım, kismetimize bizim karşımıza ıhıınâı bir ga- yeleri olmıyan züppe milyoner- ].er, klüp adamları çıhyor Böy- le bir adamı, sokakta rasgeldiği fakir kızlara çok iyi muamele et- se bile ve gözleri de benim hoş- landığım saf mavi gözler olsa da- hi, sevemem. KISA HABERLER BULGARISTANDA: © Sofya, 18 (A.A.) — Bulgar Baş- vekilive. Maarif Nazırı Filof ile Ma- /ear Maarif Nazırı Honan, bugün Sof- Jyada bir Bulgar - Macar kültür. an- laşması imzalamışlardır. ADA: —— €© Paris, 18 (A.A,) — Münakalât Nazırı Bertholt, dün radyo ile meşre- dilen bir nutkunda şöyle demiştir: “Harp harekâtı esnasında 60 bin bi- ta hâarap ölmuş, 180 bin bina da ha- sara uüğramıştır.. Mağlüp ve fakir Fransa, harpten tevellüt edın bütün '" Popof'un Beyanatı (Başı 1 incide) mutevazı olursa olsun, bu be - birçok bi lmilel mu ahed.eleun imtihana tâbi tutul - duğu bu karışık zamanlarda, Türkiye ile Bulgaristan arasın - daki dostluk muahedesini takvi- ye ederek iki memleketin sulh- perver iradelerine ve karşılıklı menfaatlere istinat eden dostluk münasebetlerine yeni bir delil teskil edecektir.., İngiliz sefirinin sözleri Sofya, 18 (A.A.) — İngiltere Elçisi Rendel, Bulgar gazetecile- rine yaptığı beyanat üzerine, “Reuter,, ajansı muhabirinin sor duğu suallere cevaben İngiltere- nin Bulgaristana karşı takip et- tiği siyaseti sanlatarak —demiştir ki. ,“— İngilterenin siyaseti, Bul- garistanın bitaraflığını ve istik- lâlini idame ve harbin Bulgar topraklarına sirayetine mâni ,ol- mayı istihdaf etmektedir. İngi- Bulgar (Başı 1 incide) tere ile olan anlnşması bumn ibeleriyle meri ka Bulgaristanin, bu hükme tâbi o- lacak ahdi vecibeleri mutazam- mın bilinen bir karşılıklı yardım paktı yoktur. Türk - Bulgar an- laşması, Türkiyenin kendi ha - yati menfaatlerine tevcih oluna- ak bir taarruza karşı koymak hususundaki azim ve kararını ne değiştirir, ne de zayıflatır ve bi- naenaleyh vaziyeti hissedilir de- recede değiştirmez. Londrada mütalealar Londra 18 (A. A.) — “Reuter,, Londranın — salâhiyettar mah- fillerinde Türk - Bulgar itilâfı hakkında aşağıdaki mutalea yü- (Başı 1 incide, delen ve Klisura mıntakasına hâ- |kim bütün dağları ele geçmnış ibulunuyorlar. iliz ve Yunan hava kuvvet- — leri dün bilhassa Tepedelen civa- rında büyük bir faaliyet göster- mişlerdir. Ve başlıca gayretleri İtalyanların yeni bir müdafaa hat tı teşkil etmelerine mani olmayı | istihdaf etmiştir. Buraya geler haberlere göre, Arnavutluktaki İtalyan hava küvvetleri daha zi- yade takviye edi Pazar' sabahı üç mmmhuş;r Italyan bomba tayyaresi Moskopolis'ir cenubu garbsinde hava dafi ba taryaları tarafından uşürülmuşa tür. İ Londra, 18 (A, A.) — Atin: radyosu matbuat nezaretinin aşa 4 “Türk - Bulgar bey hakiki çehresiyle görmek için Türklerin bidayette Balkan bir- liğı' vücude getirmek ümidiyle liz hükümeti, Bulgaristan — ile komşuları arasında sıkı dostluk münasebetlerinin inkisafını mem nuniyetle karsılıyacaktır. Bulga- ristanın bitaraflığını ihlâ) veva harbe girmesini' mucip olacak her hangi bir teşebbüsü katiyen düşünmüyoruz. Eğer Bulgaris- tan bitaraflığını kaybeder ve harp, Bulgar topraklarına inti - kal eylerse, bu, münhasıran ve doğrudan doğruya Alman teseb- büsünden doğacaktır. Soyfadaki İngiliz Elciliğinin kalması veya #itmesi Almanyanın hareketine hağlıdır.., Havas ajansina göre Sofya, 18 (A.LA.) — “Havas,, Salâhiyetli. mahfiller, Türk ve Bulgar hükümetleri tarafiından dün öğleden sonra ayni zamanda |neşredilen anlaşmayı şu suretle tefsir etmektedirler: Türkiye, Bulgafistanda Gereyan edebile - cek ve kendi emniyetini doğru- dan doğruya tehdit etmiyecek o- lan hâdiselerin zuhuru takdirin- de bitaraf kalacaktır. Sofya matbuatında Sofya, 18 (A. A.) — “D.N.B.,.: Sabah gazeteleri 'Türk - Bulgar dostluk ve ademi tecavüz deklâ- rasyonunun yalnız Bulgaristan için degıl bütün Balkan memle- ketleri için olan ehemmiyetini bilhassa kayıt ve işaret etmekte- dirler. “Zora,, gazetesine göre, Balkan yarım adasının şark kıs- mında barış temin edilmiştir. Bu da Almanyanın ve Sovyetler Bir- liğinin arzusuna tevafuk etmek- tedir. “Utro,, gazetesi, bu anlaş- ma ile iki memleket dostluğu- nun kuvvet bulacağın kta- n a girişmiş olduklarını tahattur ettirmek icap eder. Bu müzakereler Balkan devletleri arasındaki birliğin bir nazi ta- arruzuna ve Romanyanın marüz kaldığı akibete karşı en mükem- mel bir teminat teşkil edeceği fikrini daima ileri sürmüş olan Büyük Britanyanın tam tas- vibine iktiran — etmiştir. ğıdaki bey neşretmekte dir; Yunan kıtaları 4 şiddetli mukavemetini cephenin merkez kısmında yeni — den ilerlemişlerdir. 1600 metrc yükseklikte bulunan bir İtalyan kazamatı, Yunanlıların eline geç miştir. İtalvanlu ricatleri esna- sında ağır zayiata uğramışlardır — Daha şimalde hücumlarına devam eden Yunan iler ikıtaları düşman bazı müstahkem mevzilerden tar- detmiştir. tok çiddi Almanların sessiz bir Bulgaristan dahiline nüfüuz etme- leri gibi bazı hâdiseler süratçe bu müzakeratı geride bırakmış ve.şüphe yok ki bu misaka bida- yette verilmek istenilen kiymeti | mühim mikyasta azaltmiştir. Şim diki şartlar'altında Bulgaristanın müstakil »bir bitaraflığı idame e- debileeceği ve - serbestçe intihap hakkını muhafaza eyliyebileceği çok şüphelidir. Bulgaristarı müs- takil bir yol takip etmedikçe ise beyanatın Türkiye mânası azdır. Müzakerat devam ettiği müd- det zarfında Türkiye Büyük Britanyaya karşı tambir dürüsti ile hareket etmiş ve Büyük Bri- için pratik Protokol mucibince, Türkiye | mevcut bütün muahedeleri ve | teahhütlerini tamamiyle- mah - fuz futmuş ve Almanlar tara- fından yapılacak. her hangi bir taarrüz hareketini kabul etmeğe âmade olmadığını şüphesiz bir suürette göstermistir. Almanlar, pakta ait tafsilâtın Söfvâ'da Ankara'dan evvel ilân edilmesinden isifade ederek ken- di propagandalarında hakikate aymrvan bazı telmihlerde — bu- dır. Büyük bir harpte başlamış olan bu dostluk, dâha büyük bir harpte tecdit edilmiş bulunmak- tadır' ve istikbalde daha iyi mey- valar verecektir. “Zora,, gazetesi bu yeni deklâ- sasyonun, iki memleketin diğer dir. devletlerle ölan münasebetleri ü- zerine tesir etmiyeeceğini kaydey iemektedir. n YUNANISTANDA Atina 18 (A. A.) — “Reuter;, Bu sabahki gazete tefsirlerine nazaran Yunan efkârı umumiyesi Türk - Bulgar deklârasyonunu müsait bir sürette karşılamıştır. Gazeteler, deklârasyonda an - laşmanın diğer devletlerle akde- dilmiş olan taahhütlere zarar ver- miyeceğinin kaydedildiğini te- barüz ettiriyorlar. Keza dek]âraıyonun Balkan milletleri arasındaki iyi komşu- luk omünasebetleri ruhundan mülhem ve Türkiye Hariciye Ve- kilinin de dediği gibi, Balkanla- rı arzuya şayan - olmiyan ihtilât ların biraz daha harisinde bulun- durmağa müsait olduğu i'âve e- dilmektedir. İTALYADA Roma 18 (A. A.) — “D.N.B.,, "G le d'ltalia,, tesi şu satırları — yazıyor: Turkıye ile arasındaki anlaşma, Balkan devletleri siyasetinin In- giliz nüfuz ve kurtul- duğunu teyit eylemektedir. Bu anlaşma, iki memleket arasında- ki münasebatta bir selâha ve karşilikliı prensip menfaatlerinin nazarı itibara alınmasına pek ziyade yardım *etmektedir. An- laşma harbin bugünkü safha - sında bundan sonraki inkişafın- da hüsusi bir ehemmiyeti haiz- dir. İItalya iki memleket vazi- yetindeki bu tavazzühu mem- nuniyetle karşılar. MACARİSTANDA Budapeşte 18 (A. A.) — Türk - Bulgar deklârasyonunun imzası Macaristanda çok büyük tesir Yapmıştır. Sofya ile Ankara ara- sındaki mün: saydınla - tılması - bilhassa eğer bunun ne- ticesinde> Türk “4-BulganHudu-- dundaki kıtalar ç - Bu- siyasetinin ciddi bir zayıflaması har l we bu paktın. Tür- kiyenin zayıflamasını ve Al- manlara göre Balkanlarda harp cu gayveler takip eden Britanya sivasetinin sukutunu tazammlın ettiği ididasında. . bulunmuşlar- Avni delillere istinat eden Al- vi icin bir muvaffakiıvet eseri o- larak göstermetkedirler. Hal bu ise, şu noktayı teba- -Az ettirelim ki, büyük rütbeli Mmailiz genel kurmay subayları Türk makamatiyle yapmiş'ol- dukları müzakereler her iki ta- raf icinde tam memnüniyeti mu- cip bir neticeye vardıktan sonra Kahire'ye dönmüşlerdir. Beyanat hakkında daha etraf- 1 malütmata intizaren şu noktayı: simdiden tesbit etmek kabildir ki, Bulgaristan hükümeti hic bir askeri hareket yanmak niyetinde olmadığını temin etmis ve bü suüretle Yunanistan vaziyetinde hiç bir değişiklik olmamıştır. MTürkiveve celinee eğer Bulga ristan kendi memleketinin Al - manya tarafından istilâ edilmesi- me müsaade edecek olursa Tür- kive bu oaktı her vakit iptal e- Adebilecek mevkide bulunmakta- dır. İngiltereye Yardım . (Başı 1 incide) Aleyhte konuşanlar Vaşington, 18 (A A.) — Ayan tanva hükümetini müzakeratın terakki safhalarmdan haberdar | etmistir. wanlar bu paktı kendi. siyasetle- | bütü yük zâayiat vermiştir. Resmi tebliğ “Atina, 18 (A.A.) — Ordu Baş- kumandanlığının 114 numaralı tebliği: Mevzii şiddetli muhare- beler olmuştur. Düşmandan ni mevziler ve yüze yakın da e- sir aldık. "Tayyarelerimiz harp sahasındaki hedefleri bombala- mış ve mitralyöz ateşine tutm lardır. Bütün tayyarelerimiz lerine dönmüşlerdir. * Româa, 18 (AA) — Ümümi karargâhm 252 mümaralı tebli- ği: Yunan cephesinde 11 inci or- du mıntakasında dün bütün gün anudane müuharebeler olmuştur. Düşman ağır zayiata uğramış ve hatlarımızı yerinden oynatama- mıştır. Bizim de zayiatımız his- sedilir derecededir. l adai Zi Hi G l 4 Japonyaya Göre fBaşı I incide) — hadiseler, eğer olacaksa, pek ya- kındır; hattâ hafta içinde bekle- nebilir. İngilterede Amerikan hazırlığı Tokyo, 18 (AA.) — Gııebeler İngilizlerin Malaya ve Bıxnnı hudutlarına 20 bin asker tahşit ettiğini ve İngilizlerin Çungki ile gizli bir ittifak —muahed: müzakere etmekte oldukları.n; yazıyorlar. Bir Japon gazetesi - nin Los - Anjelos'daki muhabil sunu bildiriyor: p y çılmak süzere mühürlü za hamıl bulunmaktadırlar. Felemenk Hindistani ıIe Japonya arasındaki müzakereler Batavia, 18 (A.A.) — 3 ile ticaret müzakerelerine yeni: den ba .. Ratar radyosu dünkü. neşriyatında şun: ları söylemiştir: Holanda Hind tanı hükümeti, sulhün idames için elinden geleni yapacaktır Fakat şeref ve menfaat icap et — tirirse, hem şer::fmı,' hem cjî_ıx. tereddüt etmiyecektir. —— —— —— Yeni Tir Tayyarelei (Başı 1 meide) dir. Bu yeni tayyare en hıyul' lngıli.z bembardıman tay rinin iki misli huyuklumde o lup dünyanın asker naklinde d kullanılabilecek en muazzam tay yaresidir. Mezkür tayyare 129 ı:kerLbü* tün teçhizatı ile nakledebi ve yemdın benzin almaya ihti’ yaç h ksizin — 7.500 milli) meclisinde bugün Clark, demokl rasilere yardım projesine karşı hücumu açmış ve ezcümle demis- tir ki: “Kendi adalarının müdafaasın- Ja İngilizlerin gösterdiği kahra- manlık karşısındaki hayranlığım ne kadar büyük olursa olsun. ben memleketimi Britanya impara- torluğunun müdafaasına angaje îfmeye hiç de mütemayil deği- Tm.,, Clark, muhalefetin müzakere- leri lüzumsuz yere uzatmak arzu- sunda bulummadığımı ilâve etmis ve-yalnız bir kac kısa günlük mü sakereden bahseylemistir. Bu be vanat, kanun projesinin nisbeten seri bir surette tasvip edileceği hakkında yeni ümitler , doğur- olarak tefsir edilmektedir. Ya- | Mmüstur. bancı mü LRİH' ar daki ka- - aaate göre, eni kabilecek bir! Boğazl E garek Berlin'de, gerek Moskova - da iyi telâkki olunacaktır. Zira, bu anlasma, bir Türk - Bulgar darı tamir İ takdirinde ortaya çI- ni tamamiyle bertaraf etmekte ve yalnız devam eden Yunan me- selesini tamamiyle tecrit eyle - bir mesafe katedebilecektir. b Bu tayyarenin meydanı ge rilmesi için 500 kadar n « dört seneden fazla ealışmışhı' Amerikada imal edilen diğer b “ tayyare tipi de, İngiltereden Av rupanın herhangi bir noktasın: dört ton bormba taşıyabilecek ka biliyette büyük bir bomardımaı tayyaresidir. Bu tip tayyareler den biri İngiltereye gitmek üzeri yola çıkmıştır. Diğer altı tane de teslime hazır bir haldedir, Buffalo şehri İngiliz hava ku vetlerine emsalsiz avcı tayy Jerı m'ıal etmek için azami ran 1 tekmei Bee sehndır Bu şehrin harbin sonu na kadar başlıca vazifesi İngil tereye on binlerce tayyare yetış» tirmekten ibaret olacaktır. Bir kaç aya kadar diğer se.bir ler de Buffalo'ya yetişecek ve At. lantik denizinin öbür tar: gönderilecek avcı ve bombardı man tayyareleri hakiki bir mektdir. le halinde akıp gidecektir

Bu sayıdan diğer sayfalar: