PMLLERAR. / ABONE BEDELİ Ecnebi Türkiye 1400 Kar 1 sene &800 Kr. 50 * & Ay 1500 * we * 3 Ay soç * 159 * 1 Ay so0 * M arası posta dahii olmıyan memleketler için abone bedeli müddet surasiyle 80, 16, &. 3,5 liradır. Abone bedeli beşindir Adres değiştirmek 28 — kuruştur. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. 'GÜNÜN. MESELELERİ | Beşeri Rabıtanın Samimi Bir Tezahürü Bu yazı, büyük demokrasi memleketlerinde eiköri umumiyeyi yapan gazetelerin gelir kaynaklarını tetkike tahsis edilmiştir. Matl;uatın Gelir AYNAKLARI Blr Fransız gazetecisi, (Bugü- nün gazeteciliği) mevzuu Ü. zerine verdiği bir konferansta, F&önelon'un: (Atinada herşey hal. ka tâbidi, halk ta söze tabidi.) ürkiye zelzel ne yardım “cemiyeti reisi Lord Loyd'un Londra radyosunda söylediği Türkçe nutku dinlemişsi. mizdir. Lord Loyd'un nutkunda, bizi en fazla mütehassis eden cümlel arasında şunlar da vardır: (. Athâ lnl.ll J" Hait du felâketzedeleri. | peuple, et le peuple döpendait de la parole) Sözünün, demokrasinin en güzel ve en tam bir tarifi olduğunu söye lemişti. Eski Atinada, siyasi hayata hâ. kim olan insanların, halkın ancak *“— İngiltered Türk zelzele fe- Iüketzedelerine gönderilecek — olan hediyeler, resmi değildir. Bunlar, İngilterenin, İskoçyanın, İrlandanın her tarafından geliyor. Zengin, fa- kir, her sınıf halkın hediyesidir!,, Biz, bu sözlerin doğruluğuna te- reddütsüz İnanıyoruz. Çünkü İngil- terede; İrlandada, İskoçyada yaşı- yan halkın, Orta Anadoluda yaşı. jyan temiz ve masum insanların uğ- radıkları felâkete karşı lâkayt kala. mıyacaklarını takdir etmek - güç de- ğildir. Zaten, dünyanın her tarafında ya. şgıyan halk kütlelerini, biribirlerine bağlıyan görünmez, ve kuvvetli bağ- lar mevcuttur. Gönülden kopan bu son yardımlara gelince, bunlar, Tür. kiyede yaşıyan halk kütleleriyle, İn- gilterede yaşıyan halk kütleleri ara- sındaki derin ve beşeri rabıtanın bi. xze şükran hisleri duyuran samimi bir tezahürüdür. Esasen, bu hed'ye-. lere karşı çok samimi şükran duygu- ları duyuşumuzun asıl sebeplerinden bir tanesi de, onların, doğrudan doğ- ruya İngiltere halkının kalbinden kopmuş olmalarıdır. Bilhassa bunun içindir ki, evvelk' #kçam, Tard Tayd'ıın ağrından n sözleri d'nlerken, gözlerimiz. sıcak we derin bir tıhıı;lkle yaşardı! Eski Eserler Meselesi Dün, bu sütunda çıkan yumesıtZi, meslekdaşımız Vâlâ Nurettin de mevzu edinm'ş. Bu mevzua tahsis et- tiği dünkü fıkrasında, şu şayanı dik. kat satırları yazıyor: “— Gençlere eski harfleri de öğ. retmiye, eski eserleri yeni harflere çevirmek elbette müreccahtır. Fa- kat, biliyoruz ki, tekmil kitapları lâ. tin harflerine istinsah etmek, şim. dilik kudretimizin dışındad_xr. Ay- nen İstinsahından, esasen bir fayda da hâsıl olmıyacaktır. Zira mesele, o lâfları Jlâfız lâfız okuyabilmekte değil, anlıyabilmektedir. Halbüki, ekseri telifatta, âyetlere, hadislere, kelâmı kibara, Şark âleminin me- şahirine, efsanelerine, hâdiselerine, yüzde onunu teşkil ettiğini hatır- lattıl sonra, bugün, halkın tâ- bi olduğu sözün, yani efkârı u. mumiyeyi yayan gazetelerin neye tâbi olduklarını göstermiye calı. şacağım E vvelâ, büyük demokrasiler- de, gazetelerin satışları hak. kında bir fikir verelim: 1937 senesinde, mahalli mahi- yette olmıyan İngiliz gazetelerinin tabı adedi (10.195.000) i bulmuş. tu. En mühimlerinin tabı adetleri- ni aşağıya kaydediyoruz: Daily Express 2.370.000 Daily Herald 2.000.000 Times 192.000 Hem havadis gazetesi, hem de magazin yerini tutmakta olan pa. zar nüshalarının satışları daha çok- tur: News of the World 3.750.000 The People 3.250.000 Büyük Amerika gazetelerinin « mahalli mahiyette oldukların- dan . tabı adetleri daha azdır: Chicago Tribune 533.724 New;York Times 472,674 Bu gazetelerin de pazar nüsha- ları, âdi günlere nazaran iki misli fazla basılmaktadır, Bununla beraber, — Amerikada son zamanlarda Tablold ismi veri. len gazeteler ortaya çıkmıştır. Bun lar, alelâde gazetelerden daha kü- çük formada olduklarından, tram- vaylarda, kahvelerde ayak üzeri çok kolay okunurlar. Pek çok re. simler ve fotoğraflarla ve bilhas- sa günün rezaletlerile doludurlar. Bundan dolayı pek çok satılmak- tadırlar: New.York Daily News (1.634,280) bunlardan biridir. Fransada günde 10.700.000 ga- zete basılmaktadir. Bunun (4) mil- yonu vilâyetlerde, (6) milyonu Pariste basılmaktadır. Günde (1) milyon (500) bin kadar satan Pa. ris - Soir, bunların en başında bu- lunmaktadır. Diğerlerinin satışları daha azdır. Bu lü lu istatistik malümatı. telmihlere rastlanır. Gayri kelimeler lügatlerde aranıp bulun- sa bile, mânayı hakkiyle kavrıyabil. mek için, esaslı hazırlık lâzım. “Demek ki, bir “Türk müsteşrik- leri kadrosu,, yetiştirmek — mecburi- yetindeyiz. Bu kadronun mensupla- rı, Arap harflerini de, Osmanlıcayı da, Arapçayı, ve Farsçayı da mü- kemmel surette — öğrerimelidirler. “Umuma mahsus basitleştirilmiş İs- tinsahlar,, 1 başaracaklar da bu gi- biler arasından pıtrak gibi çıkar. Şimdiye kadar yapılmış yanlışları keza bunlar düzeltir. Tarihimize, dilimize, dinimize da- ir meçhul kalmış hakikatleri yine Onlar ortaya vururlar!,, İşte buna elbette diyeceğ'miz yok. Filhakika, eski eserler arasından de- Berlilerini, lüzumlularını salâhiyet Ve vukufla seçmek, onları, yeni nes- lin de ist'fade edebileceği şekle so- karak, yeni harflere çevirmek, daha fazla ihmali hiç te caiz olmiyan kül. türel bir vazifedir. Bunda b'raz da. ha gecikmekle, evvelâ bu İşi başa- rabilecek liyakatte olanları, bu su- Tetle de bu işi başarma ümitlerini tamamen kaybedebiliriz. Bugün, hir yeni vesileyle, bu süi. funda bir kaç defa temas etmiş bu- kanduğumuz - çok mühi'm bir mev. zua bir defa daha dönmüş, ve vak. fiyle samimiyetle izhar etmiş bu- hunduğumuz büvük ve çok ciddi bir femenniyi bir defa daha tekrarlamış ;"'"""l- Bu vnz'feyi bir müddet aha ihmal ettiğ'miz takdirde, yine Ayni Mmeslekdasımızın dediği gibi m'lit imizd. D Ç| büs- bütün koparmış,, olacağız! na ilâve olarak, bugün büyük bir gazetenin çıkabilmesi için, beş on milyon franklık bir iptidai serma. yeye ihtiyaç olduğunu söylemek isterim. Fakat asıl mühim olan nok ta, bütün gazetelerin, yalnız kendi satışlarının temin 'ettiği gelirle yaşayamadıkları keyfiyetidir. Bugün İngilterede (2) milyon nüsha basan 20 sayfalık bir gaze- tenin senelik vasati masrafı (3) ânilyon İngiliz lirasını bulmakta- ır: Kâğıt Mürekkep Matbaa Yazı işleri 950.000 150.000 500.000 350.000 400.000 -300.000 Muhtelif Bu gazetenin gelir kaynakları şunlardır: 1.600.000 1.800.000 Satıştan temin edilen İlânlardan temin edilen 3.400.000 Netice itibarfile bu gazete, se. nede 400 bin İngiliz lirası kâr te. min etmektedir. üâtün gazeteler, yapmıya mecbur oldukları - gittikçe çoğalan - masrafları karşılıyabil. mek için, satışlarının temin ettiği gelirden başka gelir kaynakları a. ramak, temin etmek mecburiyetin- dedirler. Bu kaynakların — mahiyetlerini tetkik etmeden evvel, g leri « bir bakımdan - iki kısma ayırmak kabil olduğunu söylemek isterim: YAZAN: Sadrettin Celâl Antel lari 1. Fikir siyasi gazet ler. Bunlar, muayyen bir partinin organı olan, o partinin siyasetini, muhtelif meselelerdeki noktaj na. zarlarını açıktan açığa müdafaa e- den, havadis bakımından, ekseri- ya diğer gazetelerden daha zayıf ve binnetice tabı adetleri nisbeten daha az olan gazetelerdir. 2. Presse d'information ismi ve. rilen havadis gazeteleri dir ki, bunlar, zahiren, bütün partilerin tesirlerinden müstakil, bitaraf, ol. dukları hissini veren, tamamile si. yasi mahiyetteki kavgalara iştirak etmiyen, ve bundan dolayı muhte- lif partilere mensup okuyucuları kendilerine çeken gazetelerdir. Bu gazeteler, bir nevi gizli din taşıdıkları, hakiki hüviyet ve ma- biyetlerini sakladıkları, menfaati umumiyenin müdafii gibi görün. dükleri içindir ki, efkârı umumi. yeyi daha kolaylıkla aldatmakta, onu istedikleri tarafa sürükliyebil- mektedirler.. Bu vaziyetlerinden dolayı, kudretli oldukları kadar tehlikelidirler. Birinci kısma dahil olan parti gazetelerine, ait oldukları siyasi partiler yardım etmektedir. Mese- lâ Pransada (Populaire) gazetesi. ne Sosyalist Partisi, yardım ettiği gibi. Bazan da bu fikir ve siyaset ga« zeteleri, taraftarlarının arzulari- le yaptıkları yardımlarla yaşamak- tadırlar. (Action Francaise) gazes tesi, bunlardan biridir. H avadis gazetelerinin — gelir kaynakları, Bu mahiyette o- lan g; lerin, hepsi âşikâr ve meşru olmiyan bir çok gelir kaya nakları vardır. En başta, normal ve meşru tica- ret ilânları gelir. Bugün bütün ticaret firmaları, mallarını sattırmak için, ilândan geniş mikyasta istifade etmek mec- buriyetindedirler; bunun için mü. bim yekünlar teşkil eden paralar sarfediyorlar. Bu ticaret ilânları, gazeteler i. çin oldukça mühim gelir kaynak- larıdır. Şüphesiz, bu ticaret ilânları, o. tomatik bir surette, gazetenin is. tiklâlini tehlikeye koymaz. Ancak, ilân ücreti milyonları bulduğu tak« dirde, gazete, böyle bir müşteri- yi kaçırmamak için, onun tabiiyeti altına girer ve bütün meselelerde onun menfaatini müdafaa etmiye mecbur kalır. Meselâ, bütçesi, otomobil ilân. larile tevzin edilen bir gazete, grev hareketleri esnasında hâdiselerin ehemmiyetini azaltacak, patronla. rın ihmalinden doğan feci kazala- rı sükütla geçiştirecektir. İthalât ve ihracata ait kanunların müza- keresi esnasında o firmanın nok« tai nazarını müdafaa edecektir. Ayni sebepten dolayı, kanserin, veremin yahut frenginin üç gün- de iyi edileceğini bildiren ilânlar basan gazete, ecza şarlatanlarına, efkârı umumiyenin safdilliğini is- tismar etmek istiyenlere karşı bir kanpany açmak, istemiyecektir. 1931 senesi Fransız mebusan meclisinde bazı i'âçlar üzerine ver- Okuyucuların stgortası Y akin zamanlara gelinceye ka- dar, gebe bayanların beslen- mesi pek basit bir mesele farzedi- lebilirdi. Meşhur bir ebe hekimi: — Gebe bayan gebelikten önce ne yiyorsa, gebe olduktan, sonra da gene öylece devam etmelidir... Dediği için, onun sözüne inanı- lırdı. Halbuki vitaminler keşfedilip te çocukların beslenmesi ve büyü- mesi için lüzumlu oldukları mey- dana çık çocuk lerinin beslenmesi işi de haylice değişti... Çocuğun anne karnında büyümesi için vitamine ç olduğu an- laşılınca, bir kadının gebelikten önce yalnız kendisini besliyecek ihtiyacı ile, gebelikte hem kendi- ni hem çocuğunu besliyecek — vi- tamine ihtiyacı bir olamıyacağı tabiidir. A vitamininden gebe olmıyan bir kadının günde 3000 ölçüye ih- tiyacı bulunduğu halde, gehe o- lunca ihtiyacı 4200 ölçüye çıkar. Hemen hemen bir buçuk misli de- mek. Bu ihtiyacı temin edemiyen —ht “LOKMAN HEKİMİN <ÖĞÜTLERİ Doğacak Çocuğa Vitamin diği halde gebelikte 1000 ülcü is- ter. Sonra, gebe bayana kendisini yormıyacak surette hareket etme- sini, gezimeyi ve her halde oturup kalmamayı tavsiye ederler, Bun- lar haklı sözlerdir. Fakat harcket adalelerin şeker yakması ile olur, şekerin yanması için de B 2 vita- mini lâzırıdır. Demek ki gebe ba- yanın çocuğu için B 2 vitaminin- den fazla ihtiyacı olmazsa da, ken- disinin sıhhatini muhafaza için, bu vitaminden her gün ihtiyacı olan 600 ölçüyü, hareketinin azlığına ve çokluğuna — göre arttırması lâzım olur. Buna riayet etmiyen gebe bayan kendi sıhhatini hozar. Daha sonra, gebe bayana kendi. sine ve çocuğuna lüzumlu olan vi- taminlerin nereden olursa olsun gelmesi ehemmiyetsiz — değildir. Sebzelerde bulunan A vitamini n Ş Hilaahğ vi taminin kendisi değil, onun ancak -h ıl a £ Bu | DA k 'l gıçları karaciğerde toplanarak ora- iendind. anne çocuğ, da iyi büyü Sinirlerin rahatı için lüzumlu B 1 vitamininden ihtiyaç gebelikten ön ce 400 ölçü iken gebelikte - 450 ölçü olur. Burada fark vâkıâ az- dır, fakat o kadarı da temin edile- meyince anne çocuğunun ihtiyacı- nı kendininkinden önce temiu e- der, kendisi de sinir ağrılarına tutulur. Bundan dolayıdir ki gebe- likte sinir ağrılarına tutulan ba- yanlar ötedenberi çok bul B 2 vitamini bakımından gebelik- ten öncekl zamanlar gebelik za- manı arasında fark yoktur. Fakat C ve D vitaminlerile bü- yüyecek çocuğun ihtiyacı annesi- nin ihtiyacından pek çok ziyade lduğundan bu iki vitamin - bakı- mından annenin ihtiyacı kat kat fazla olur. Gebe olmıyan bir kadını C vita- mininden günde 300 ölçü idare et- tiği halde, gebelikte bundan 2000 ölçü lâzım olur... D vitamininden | de günde 200 ölçü kadına kâfi gel- da i işine yarıyacak vitamin olurlar. Fakat bu hale gelebil- mek için onların mühim bir kısmı kaybolur, Gebe bayana lüzumlu o- lan bir ölçü A vitamini için seh- zelerden 2,6 ölçüye ihtiyaç olur. Onun için bu vitamin bakımından kara ciğer yemek, sebze yemekten daha iyidir. Fakat - aksiliğe bakı nız ki -o0 vitamin " bizim köyun k iğerinde bul A vitami- nini en bereketli olarak veren hay- vanın etini biz yemediğimiz için ondan sonra gelen dana kara ciğe- rini l D: ka- raciğerinde bu A vitamininden yüz gramda 10000 ölçü bulunur. Şu halde, birinci madde olarak. gebe bayan danarnıın kara ciğerin- den 50 gram kadar, şöyle hafifçe kizarttırarak yerse kendisine ve çocuğunun büyümesine lüzumlu o- lan A vitaminini bol bal temin et- miş olur, hem de gebelikte daha kıymetli olan kendi kara ciğerini yormadan..... — k KÜ ei ka Ka Tan, bazı gündelik gazeteler, Fran. sızların sıhhatlerinin tehlikede ol- duğunu v&e bütün namuslu insan- larin bu “hastalardan atınmak is. tenen vergilere,, karşı protesto et. meleri lâzım geldiğini yazmışlar. yüzde beş yüz kazanan ilâç muh- tekirlerini müdafaa etmişlerdi. Bazan siyasi bir rol oynamak is. tiyen meselâ Coty gibi şahıslar, gazetelere mali yardımda bulu. nurlar, Bazan da meselâ Stavisky gibi sergüzeştçi dolandırıcılar, kendi a- leyhlerinde ifşaatta bulunmama. ları için, bazı gazeteleri satın alır. lar, Stavisky, kendine hücum etmesi muhtemel olan bazı gazeteleri elde etmek için bir (İlân şirketi) kur- du. Sonra, biri sol temayülde gö- rünen Dubarry'nin Volonte, diğeri en sağ temayülü aksettiren Paul L&vy'nin Rempart gazetesini elde etti. Gazetelerin siyasi temayülle. rinin Stavisky için hiç bir ehem. miyeti olmadığı için onların dahi- li ve harici sivasetlerine istikamet vermeyi düşünmedi. Dübarry'yi, Fransız — Alman anlaşmasmı teş. vik eden neşriyatta bulunmakta, Paul Lövy'yi de, hükümeti ağır toplar almıya davet eden yazıla- rında serbest bıraktı. Dolandırıcının istediği, sadece, kuvvetli siyast münasebetleri bu. lunan ve kendine siyasi nüfuz ve salâhiyet sahibi şahsiyetleri tanış. tıracak olan iki gazete müdürünü elde etmekti P iblicit& finanelföre ismt veri. len ilânlar, bu büyük hava. dis gazetelerinin en mühim gelir kaynağını teşkil etmektedir. Bu gazeteler, fikirleri ve pren. sipleri değil, kömür, demir, petrol, mensucat sanayiinin, büyük şimen- difer kumpanyalarının, büyük bankaların, mali grupların men. faatlerini müdafaa etmektedirler. Umumiyetle (mali ilânların) ta. rifesi, ticari ilânların iki mislidir. Fakat ekseriya mesele, mali mües. OPUSLER Basın Birliği Uyuyor mu? ZİK V. AA Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel ürk matbuatımı organize eta mek, g iliği bir lek haline getirmek, umum tahrir un. surlarını içtimai bir. emn'yet altına almak emeliyle Ankarada teşekkül eden Basın Birliği, bir iki senedena beri faal'yettedir. İçtimalar, kongre« ler aktedildi. Nizamnameler yapıl- dı. Matbuat Kanununa göre modern bir. Matbuat Cemiyetinin temelleri atıldı. Fakat bu temellerin üzerine modern b'r bina değil, bir aşiret ça- dırı dahi kurulamadı. Demişlerdi ki: Türk matbuatımnı, Türk tefekkürü. nü, edebiyatını, kültürünü temsil e- den unsurlar kum gibi dağınık bir haldedir. Memleketin kültürüne se. nelerce hizmet eden, mürekkep sâ. yini en ucuz bedel mukabili Ankara caddesine sebil gibi hediye eden Türk münevveri, açlığın, sefaletin, istı- rabın - el'nde, ıssız ormanlarda tek başına tabiatle mücadele eden sürü- ler gibi, cemiyetin ortasında hima, yesiz ve yalnızdır. Ciltlerle eser ya« zan münevverin, ücra bir köşede aç« lıktan ölmesi, cenazes'ni üç hamalım götürmesi, cemiyetin kafasını temsil eden Türk münevverleri için affe. dilmez bir suçtur. Basın Birl'ği her modern memlektte olduğu gihi mat- — huatı mesleki bir teşekkül haline ge- tirecek, gerek çalıştıkları zaman, gerek çalışamadıkları zaman, hayata larmı ve sâylerini emniyet altına a. lacaktır. Bu altın yaldızlarla işlenmiş vaa. din cazibesine tutulmıyan, insanı, insan gibi cemiyetin icine yerleşti. ren kararı alkışlamıyan bir fert yok- tu. Ankara caddesi, senelerdenberi İstanbulda gölge faaliyetlerle iktifa eden cemiyetini feshe karar verdiği seselerle gazeteler ar da irtiba. tı temin eden ve (Distributeurs — Dağıtıcı) ismi verilen ajanlar vası- tasıyle, götürü olarak halledilir. Ekserisi milyoner olan bu ajanlar, umumiyetle 90 10 komisyon al. maktadırlar. Canital gazetesinin direktörü o. lan Mösyö Perguel, Oüstrie mese- lesi münasebetiyle tahkik komis. yonu tarafından sorguya çekildiği bazan g ine beş on sa- tır yazı koymak için 100.000 frank aldığını iftiharla itiraf etmiştir. Büyük havadis gazetelerine, hü. kümetler tarafından da mali yar. dımlarda bulunulmaktadır. Stavisky tahkikatı di da, şüphe izhar edenleri bu vaatlerle susturdu. O günden bugüne ortaya maddi eser halinde hiç bir faal'yet çıkma- dı. Sebebini sorduğumuz zaman di« yorlar ki: “İstanbuldaki Basın Birliğinin fa- aliyete geçmesi için Ankaradan ni« zamnameler'n gelmesi, Ankaranın umum matbuatı organ'ze etmesi lâ. zımdır. Orası harekete geçmedikçe İstanbulun kati iş görmesi mümkün değildir.,, Fakat bu zaman içinde, matbuata mensup unsurların — hastalanmasını menetmek, ölümün önüne geçmek, ölenlerin allesinin b'r an içinde so- Mösyö Daladier, hükümetle bu gazeteler arasındaki münasebet. ler hakkında şu beyanatta bulun. muştu: “Gazetelerin dörtte beşi, bütün hükümetler tarafından — yardım görmüşlerdir. Bugün, kendi satre- lar yle, aboneleriyle, tamamiyle, tHcari mahiyette olan ilânları ile yaşıyan gazeteler nadirdir.,, Umumi Harp esnasında (Bonnet Rouge) gazetesinin direktörü Al. mereyda'nın, samimi dostu olan Dahiliye Nazırı Mösyö Malvy'den ve ayni zamanda bir Alman ban. keri olan Max de Manneheim'den para aldığı meydana çıkmıştır. Bu gazetelerin, memleket efkâ. rı umumiyesine, yabancı memle- ketlerin menfaatlerine uygun bir istikamet verdirmek hususundaki emeklerine karşılık olmak üzere, o memleketlerin hükümetlerinden de mühim miktarda paralar aldıkları, bir çok ifşaat ve resmi vesikalarla sabit olmuştur. Ciddi bir gazete olarak telâkki edilen ve yabancı Mmemleketlerde büyük bir nüfuz ve itibarı olan Le Temps gazetesinin bu sahada bü- yük bir meharet ve kabiliyet gös. terdiği, aşağıdaki izahattan anla. şılacaktır. Eski zamanlarda, bu gazetenin direktörü bulunan Mösyö Heb. rard'ın, (P a) lesinde, bir kakta yard ve sefil kalmalarını menetmek mümkün olmadığına gö- re, bu mesulivyeti Üüzerine alan An. kara Rasın Birliğine b'r sual teveca cüh edivor. “O halde nicin çalısmi. yorsunuz?,, Merkeze bağlı âzalara sorduğumuz zaman da şu cevabi ve« riyorlar: “Biz kaç defalar davet üzerine İç- *imalara g'ttik. Fakat kimse gelme- diği için tonlanamadık. Daha Anka« sadaki tesekkül tamamiyle organize edilmiş değild'r.., Peki, bu teşekkül ne zaman faali. yete geçecek? Bu sualin cevabını vermek mümkün değildir. Yalnız şunu kaydedelim ki, Basın Birl'ği merkezi heyeti ve şubeleri, bu teş« kilât mesuliyetini üzerlerine aldık. ları için, leyte lâalle ile geçirdikleri zamanın cevabını vermek iztırarın- dadırlar. Hastalığın pençesinde kıv- ranan muharrire, “bekle, Ankara Basın Birliği faaliyete geçecek. seni hastaneye yerleştirecek, matbuata ettiğ'n hizmetlerin mükâfatimı göre. letini sık, ölme!,, mi diyelim? Basın Birliği uyuyor, fakat ihti. yaçlar ve zaruretler uyumuyor. Mat. buat Cemiyeti için bir saray yapıla« cakmış... Biz şimdilk bir çadıra ra- zıyız. Hiç olmazsa, muharrir, sokak- ta kaldığı gün başını sokacak bir ça. tı bulsun... Bir devlet müessesesin. de çalışan her unsur gibi, içtimat buçuk milyon frank aldığı sabit olmuştur. Eski (Rus — Japon) harbi esna- sında ve 1905 ihtilâl hareketi za- manında, Rus parasından vâsi mikyasta istifade eden Le Temns. Umumi Harpte Rus hükümetinin mali yardımını çoğaltmasını iste. miştir. Neratoff'un 1916 da, Paris sefi. ri İzvolsky'ye şifre ile gönderdiği mahrem bir telgrafta şu satırlar o. kunmaktadır: (Le Temps gazetesinin Petrogtrat mu- habiri, Razete idarehanesinden aldığı tali- mata İstinadı Rusya hükümetinin bu gazeteye, iki sene müddetle, — senede 150.000 frank vermesi meselesini ortaya atmıştır. . Bu para, karşılığı olarak gaze. te idaresi, her sene, harict politika me- selelerini bizim arzu ettiğimiz şekilde ay- (Devamı 7 incide) in, cemiyetlerin içerisin« de çalışan fertlerin de mesuliyeti vardır. toplanamadık, bir mazeret değildir. Toplanamıyanların, topluluğu idare. ye kab'liyetleri yok demektir. Basın Birliğini daldığı uykudan uyandır. mak için belki acı yazdım, fakat te- essürü ifade eden kalemin, karşısın- daki tablolara bakıp methiye yazma« sı, vazifes'ni yapmıyanların suçuna Lştink etmek olur. Bunu yapama- ım. : Kamyonla Tramvay Çarpıştı 2837 numaralı vatmanın idaresin- deki 74 numaralı Edirnekapı - Sif« keci tramvayı ile şoför Hasanın ida« resindeki 3147 numaralı kamyon Sirkecide çarpışmışlardır. Her iklsi de hasara uğramıştır. İnsanca zayiat yoktur. Biz içtimalara gittik, fakat — ceksin. Yalnız o zamana kadar diş. — |