4 Eylül 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

4 Eylül 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4-9-939 4 Eylül 1939 TAN ASONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1 Bene say say vay 2800 1800 800 300 Milletleraram posta ittihadına dahil olmıyan memleketler için abone bedeli müddet srasiyle 30, 16, 9, 3,5 liradır. Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul Divesi lâzımdır. Nihayet Umumi Harp Yazan: M. Zekeriya SERTEL ün saat on ikiyi çeyrek geçe Londra radyosunda İngilte - renin harbe girişini haber veren Mr. Chamberlain'in nutkunu dinleyenler, bu hazin, bu matemli, bu ağlayan sesi hiç unutamıyacaklardır. Radyoda İngiliz Başvekilini Mü. nihten evvelki son nutkunda da din. lemiştim. O vakit sesinde daha ümi- di sönmemiş bir adamın ışığı vardı. Dün bütün gayretine rağmen kade. re boyun eğmiş mağlâp adamın yorgun, bezgin ve kin sesi işitiliyordu İki denberi milletini ve cihanı hir harp âfetinden kurtarmak için yet- miş yaşına rağmen, bir genç gibi her müşküle göğüs geren İngiliz Başve. kili nihayet korktuğu ve kaçtığı âkı- bete uğramıştı ve milletine (harbe girmek mecburiyetini kendi & haber veriyordu. Bu, kendisinin de İtiraf ettiği veçhile, onun için büyük ve e- lim bir darbeydi. Ve bu darbenin a. Eırlığını sesinin hazin ahenginde 0. kumak mümkündü. Mister Chamberlain harp istemi- yordu. Bu İstemeyişi o korkusundan değildi. Bütün medeniyet ( âleminin ortasında tek ba; kalan Alman - yanın nihayet mağlüp ileceğine kaniydi. Fakat beşeriyetin yeni bir âfete sürüklenmesinden korkuyor » du. “Fakat kader owun Üntine prensi. bi ve siyaseti harp olan bir adam çi- karmiştı. Chamberlain'e, bu adamın mütemadiyen dünyaya soktuğu kun. dakları söndürmek vazifesi düşmüş. tü. Bu mücadele tam iki sene sürdü. Chamberlain bir çok fedakârlıklara katlandı. İngilterenin haysiyet ve şereli ile barışması mümkün olmu - yan vaziyetlere tahammül gösterdi. Münih anlaşması gibi bir vesikaya imzasını koymağa razı oldu. Fakat Hitleri tevkif etmek müm. kün olmadı. Bu defa Alman ordula- n Polonya topraklarına (girdikten sonra bile, Chamberlain, Polonya ile akdettiği askeri ittifak muahedesine rağmen, bir defa daha Hitleri hak ve mantığa davet etmek mecbutiye. tini duyarak ona Polonyayı tahliyesi İçin son bir ültimatom vermek lüzu- munu hissetti, Bu ültimatomun fay. dasız olduğunu biliyordu, hattâ bu kanaatini Avam Kamarasma bil. dirmişti. Onun bu teşebbüsünü yeni bir Münih araştırması suretinde te » lâkki edenler bile bulundu. bit- sene Nitekim Hitler bu fasıladan isti-| fade ederek Mussoliniye bir sulh tek. aptırdı. Fakat bu teklifi kabul <tmek, Almanyanın Danzig ve Kori. dordaki tecavüzlerine emrivâki ola. rak peşinen razı Halbuki İngiliz efkâri © umumiyesi buna mütehammil değildi. Nitekim Ültimatoma cevap verilmeyince mee- liste Chamberlaini sıkıştırdılar, “Bu sinirli havaya tahammülümüz kal - madı, bu hale biran evvel veriniz.” dediler. Bir taraftan hâdiselerin | tezyikı, bir taraftan Hitlerin (dikte etmek *evdasından vaz geçmemesi, ve İn - giliz milletinin arzusu, Chamberla - İhi harp halini kabule mecbur etti, tlerin harbi Polonyaya inhisar «ttirerek garp devletlerini yeni bir *mrivâki karşısında bırakmak hül - Yası da suya düştü . Şimdi artık ricati mümkün olmu. Yan bir emrivâki karşısındayız. Ye- »İ bir cihan harbi başlamış bulunu. Yor, Bu harbin bütün mesuliyeti, dün. Yayı istilâ hırsa kapılan bir ada - Mm omuzlarına yüklenmiştir. Mil - etlerin birbirlerine ne kinleri, ne #ayzları, ne de İntikam hırsları var. dir. Almanyadan alınan © haberler hakın harbi istemediğini gösteriyor. olmak demekti. nihayet İ TAN Muharrir, bu yazıda, Almanyanın yeni Harbe girerken İçinde bulunduğu müşkül şart- ları anlatıyor ve göze görünmez düşmanların Almanya üzerinde şimdiden müessir olduklarını tebarüz ettirerek bu hususta mukayeseler yaptıktan sonra şöyle diyor: Hitler Vaterlosuna itlerin > Rayştagdaki son nutku büyük bir roman- tizm içinde geçen bir hayatın son romantik hikâyesinden bir pa: dır. O, artık hayat ve memat me. selesinden bahsediyor ve ölümünü gözlerile görüyor, muharebe için hazırlanmış olan çelik okun parça- landığını hissediyor. Rayştagdan çıkıyor, nefer elbisesile hudutlara giden kafilelere katılıyor. Dönecek mi? Muzaffer bayraklar önünde eği- lerek onbaşı imparatoru selâmliya. cak mı? Yoksa Büyük Harpteki milyonlarca arkadaşı gibi bir da- ha görünmeden kayıp mi olacak? Şimdiden kehan, bulunmak mümkün değildir. Fakat müttefik- ler tarafindan uzun sürdürüleceği muhakkak olan bir harp kendisinin iti şekilde “bir hayat ve memat,, meselesidir. “Hayat ve memat,, meselesi her şeyden önce bir hesap ve harp Tea. litesi meselesidir, Hesap, hendese, fizik, kimya, & konomi, psikoloji her şeyi Hitler yan çizmektedir. Onun yalnız ima mı, romantik hulyaları, kendisine yâr olmaktadır. B u harp böyle başladı: Po. lonya hududundan içeri a- dım atan askerler henüz realitenin sert, keskin mukavemetine uğra- madılar. Romamtizmin sarhoşluğu devam ediyor. Meydanda tek kalan Almanya reslite ile nasil karşıla. şacak. Bu realite yalnız süngü mu- kavemeti ile değil, bin bir şekilde tezahürlerle kendini gösterecektir. Romantik Alman diplomasisi Al. manyayi harbe sürükledi. Harp Gidiyor | Sadri ER TEM dünyayı iki cepheye böler, Bu iti. barla Almanyanın görünür görün mez düşmanlarını hesaba katmak lâzımdır: 1 — Almariyanın Fransa ve İn- giltere gibi. denizlere hâkim “iki yakın düşmanı vardır. Bu kuvvet. ler bütün iptidai ham madde mem- leketlerine sahiptirler, Açık denizler ellerindedir. İhtiyat kuvvetlere hâkimdirler. İnsan depoları müttefiklerin cephesindedir. Altın stoku İngiliz, Fransız ka- salarındadır, Ham madde bu cephededir Zirai mahsullere bu cephedeki. ler maliktir. 2 — Almanya hayatının hiç bir devrinde olmadığı çekilde siyasi ittifaklardan kendini teerit etiniş- tir. Büyük Harpte, daha evvelki di ve etrafında mühim kudretlere sahip müttefikleri vardı. Bugün sadece tek başinadır. Bu müttefiklerinden Büyük Harpte et- tiği istifadeler o kadar çoktu ki, bugün onların yokluğu mağlübiyet sebeplerini süratleştiren âmiller di- Sırası - Geldikçe : Bir Sakat önderdiğin mektupların ikisini de çok geç aldım. Orta Anadoluda yaz tatili yapıyordum. Onun için ceva- bi da geç oldu. Kusura kalma. Daktilo- Jarımın ikisi de izinli olduklarından on- lar da sana bir şey yazamamışlar, Hoş gör, Bir kaza sonunda ayağının sakat ka- Uişına inan ki çok acındım. Bununla be- râber orta tahellin olduğu halde ortadan çok üstün bir zeki ve liyakat gösteren mektuplarına © nisbette memnur oldum. Sen yalnız orta tahsllle kalmamışın, kendi kendine de epeyce çalıştığın bel- U. Aferin delikanlı! Gelgelelim asıl meselenin can hokta- sına: Sen şimdiye kadar bir yerde İş bulamamışsın. Vermezler oğlum vermez- ler. O işlerin püf tarafları vardır ki 9- nu da senin yirmi ikilik yaşın henüz bilemez, beceremez. Bizim Bayan Sal ba Sertel de sana çok üzülmüş, İş ara- müş, birçok yere başvurmuş. O da mü- vaffak olamamış. Çünkü o da - eslan gibi iki yavru sekibi olmasına rağmen - mezkür pit tarafını henüz keşfedema- miştir. Bana gelince: İnan ki ben İkiniz» den beter daha beceriksizim, Bir oğul: ğum var, liseden mezun, Dil bilir. Ma- liye işlerinde epeyce çalışı. Bonservis- leri hep iyidir. Bir erkek melek denile- bilir. Bay Mithat onu inhisarlara vek! likle aldı. Amirleri pek mamnundul Sonra birdenbire çıksrıverdiler, Nedi Ne bileyim neden? Çıkanıverdiler işte. Simdi evde oturupbatır, Kader kismet, şans, mans diyelim de geçiverelim. Bunları, beceriksizliğimi isbat ve seni biraz teselli etmek İçin söylüyorum. Yoksa dudaklarımı bile kımıldatmaze dım. Söz aramızda; benim gibilere nüfuzlu İngiliz ve Fransız Başvekilleri de Al- man milletine karşı hiç bir husmnet hissi ile hareket etmediklerini bil - hassa tasrih etmişlerdir. Fakat Alman milletini idare e - denlerin hırslarını tatmin mümkün olamamıştır. Dünya artık tahammül edilmez bir huzursuzluk ve emniyet- sizlik içinde son kararını © vermek mecburiyetinde kalmıştır. Ve işte bu karar verilmiştir. Harp edilecek, ve yeryüzünde» hak, adalet, (taahhüt tanımıyan, İnsanlara huzur ve yaşa- ma hakkı vermeyen hurslara gem vu- rulacaktır. Gence Açık Mektup başvur. Eğer zerre kadar imkân yaka- Yazan: AKA GÜNDÜZ müfulu, sevilir mevilir, sayılır mayıfır derler, derler ya.. kulak asma! Biz neol- duğumuzu biliriz, ne yazık ki buna 86- nin gibi denksiz toylar inanmazlar. Bu- unla beraber sra sira şöyle bir heye- cana, harekete gelirim. Senin gibi müs- tahak ve lâyık olanlara iş bulmağa yel- tenirim. Çoğun çoğu da kof çıkar ba, bunu da bilesin, Ne yapıyım? Elimde değil ki iâsre meclislerini kaldırayım, her âzadan ge- Ti kâlacek her “hakkı huzur, u dörde Beşe ayırıp yetişmiş dört beş gence ve- rip kayırayım. Bundan da iyisi vari Memlekette işi çoğallmak ve memile- keti zengin etmek, Fakat merak elme; şu geçen on sekiz. yıl içinde ve binlerce umulmadık, bayale sığmadık geyler yapıldı. Bu da Olacak. İnsan neye uğrarsa uğrasın da- ima sikbin ve idenlirt olmadı. Ama ben Böremiyecekmişim; varayım gözemeyim. Eçonist değilim ki. Ne üzülüyorsun oğul? Sille tokat da, koltuk rahat da insanlar için. Ben nin bugünkü yaşından" öç yaş daha gençken ayaklarıma altmış kiloluk de- mir pranga geçirdiler, Yirmi bir yaşın- dan yirmi dört yaşına kadar Abdülha- mit sürgünü oldum. Yersiz kaldım, yurt suz kaldım, vatansız ve tebaasız kal- dim. Devlet kapılarının hiçbirine, ben “padişah hainini” sokmadılar, Sen kiç sünt sç kaldın? Ben beş'on defa. Sex nin yaşında iken bir defasında dört gün Üç gece aç kaldım. Bir defa da - hem meşrutiyette » on gece on bir gün! Da- ha meler de neler. İnanırsan da yiz i- nanmazsan da. Gazetecilik O mesleğine bağlandım. Bugün tam otuz” beşinel meslek yılımı bilirmek üzereyim. Va- tana, millete çok şükür, mesleğimden zerre kadar pankörlük, kedir bilmezlik görmedim. Görmiyeceğim de. Dur bakalım, sen daha yirmi 'ikisin- desin. Ablara dâyına dârilıp 'oruş böz- mağa kalkma. Günaha giren gene se5 olursun. Hele şöyle bir düşünelim, Yol, ix arı gelim, Ben hemen şimdi aklıma gelen- leri söyliyeyim, sen de akına geleceke leri bir hale yola sokmağa çalış. İstanbulda bir “İş Bürosu, var, O- mun şefi olgun, münevver, bilhasen memleketsever bir. zattır. Bir defa ona « sokma, Bu sicakta fazlasına akıl erdire- lârsa mutlaka sana iş buh radan bir şey çıkım kürme. Beşiktaşia Hayret bir tayyare fabrirası var. C ni hiç tanımam, bir dakika bi ruşluğüm yoktur, Fakat çok müteşed- bis, hayırsever, birçok gençleri yetiştir- miş, hakkile kulsntor olmuş bi> vatan daş olduğunu herkesten işittim. Ona Bit. Umarım ki sakst uygun bir büro işi verir. Ama dur, vazgeçilm, sen Boğa öbür ucunda oturuyorsun, fabr: ucunda, Senin için sabah akşan #elme belki zor olur. Sana göre dah kolay, daha yakın, âdeta komşu kapı bir yer: Paşabahı Puşabahçede bir şişe fabrikası var. Direktörünü çok methederler. Onu da hiç tanımam. Onun karşınna var, bir pat çak, mi 3, minsonra durumunu anlat ve iş'iste, Yüzde bin eminim ki (yok) demez. Çünkü muhterem w daşlardan aldığı toptan siparişleri ye- tiştirebilmek için ne yapacaklarını bi- lemiyorlarınış. Sana da mete altmış kâ- Bit vermiş çok mu? Ama senin için bu miktar bütün bir. hayattır. Direk bunları takdir edecek kadar civa, olacağına inanmalıyız. Sandıkları konan şişeleri sayarsın, Bi: işon, Bay ram, Bay Salemon diye iaptan sipariş verenlerin muhaberelerini veride sadıre defterlerine geçirirsin, sen de geçinir gidersin. Bunların hiçbiri kabil olmazsa Şu ekli, yolu öğretirsin: — Bay direktör, ne olur, idare lisinden bir âzayı kadro dışı parayı beşe ona pay et, bir pay ne, diğer paylarını da benim gibilere ver, Yahut bütün üyelerden beşer kirpıp sana versin. Aman oğul sen del « Olur ki 0- Şuna buna iskelesinde bacağına onar Beni üzüntüye miyorum işte, Sen bunlara başvuradururken daha başka çareler de ararız. İki el bir baş i- çin deyenler bayağıca bir şey demişler. Onun doğrusu iki el bütün yurtlski başlar içindir. Yani birimiz Bepimiz ve | hepimiz birimiz için. Olabilir ki her yer kararlık, pir nür © mevki diyebilecek bir yer bulamayız. O zaman son çare şudur: Bir teyyare bileti alırız. Karşılıklı otururuz. Bahti- mıza kitaksel deyip bekleriz. Şurasın da peşin söyliyeyim ki biletine ortak olmam, Büyük ikramiye sana kalsın. Benden yana anam sütü gibi helâl baş olsun. Vaziyeti bana bildirmeni rica e- derim, Selâm. ye ifade edilebilir. 3 — Dünya efkârı umumiyesi, Almanyanın aleyhindedir. Dünya efkârı umumiyesini kendi aleyhi- ne tahrik etmiş olmaktan mesul 0- lan Alman propaganda diplomasi | makamlarıdır. £ Çekoslovakyanın parçalanmasından sonra yapılan hareketler, Alman sempatisini or- tadan kaldırmıya sebep oldu Çünkü Almanyanın kendini anti- patik yapmak için kullandığı silâhı ir siyaset adamı vasıta diye kullanmamıştır. Imanyanın geçirmekte oldu- ğu müşkül dakikalarda 0- nun mağlübiyetini bekliyen beşe- ri bir kütle vardır. Bu kütlenin Almanya ile uzaktan yakından bir hesabı yoktur. Fakat onun Avru. pa ortasında milletlerin mukadde- ratına tecavüzü bir hak say. masını ve bunu fiil haline koyma. sinı cinayet telâkki etmişlerdir. Ne olursa olsun beşeriyetin te- kâmül hattı üzerinde bir fikri se- viyesi vardır.Bu fikri seviyeye ya- pılan tecavüzün cozası antipatik ol- maktır. Almanya bugün yalnız topların, tayyarelerin tecavüzü kar. şısında değil, dünya efkârı umumi. yesinin tazyiki altındadır. Gerçi topların söz söylediği demlerde efkârı umumiye gibi sadece bir lâf- tan ibaret olan müesseselerin te- siri sıfır addedilebilir. Fukat ha. tırlamalıdır ki, Almanya Büyük Harpte Amerikayı sırf bir antipa- & yüzünden kaybetmiştir. Politik hstaların propaganda saf- hası hâlâ Almanya aleyhine anti. pati toplamaktadır. 4 — Almanya dişardan yardım görmemesine mukabil içinde bir hayli düşmanla doludur. Avustur- 8, Çeko ket. lerine girecek düşman kuvvetlerini hüriyet kahramanı diye selâmlı. yacak, hiç bir şey yapmasalar bile gelecek düşman kuvvetlerini dost- ça karşılıyacaklardır. Milyonları imha etmek mümkün değildir. Hudut üzerinde bulunan hiçbir yere bu zamanda emindir ovakya kendi demiye kimsenin dili varmaz. Çeklerin, hali Almanyanın bu kısmını elde tutmak için büyük kuvvetler tahşit etmesine sebep olacaktır. Buda Almanya için dahili bir cepheden Avusturyalıların bu başka bir şey değildir. Hor düşman | cephe, zafer ve mağlübiyet sahibi- dir, 5 — Almanya artık altın vere- rek ekmek almıya ve böylece harp etmiye mecburdur. Geçenlerde neş redilen bir hesaba göre, yanın yüz günlük zahiresi vardır. Bu yüz günlük zahire de mübalâ- gah görünmektedir. Zirast memle- Alman- keti olmıyan, ham maddesi bulun. mıyan Almanyaher şeyi altınla satın alacaktır. Alman markı pi- yasada artık sıfırdır. Ölmüştür. Büyük harpte “bir damla petrol, bir damla kan,, diye bir söz var- dı. Bu söz bugünden itibaren AL manyada hâkim bir kudrettedir. Bir kilo benzin almak için dünya piyasası ancak sabit bir kıymet is- ter. Almanya için altın stoku harp çin harcıyacak bir makam yoktur; B u beş cins düşman Almanya. nın mukadderatı üstünde olanca kudretleri ile müessir olmı- ya başlamışlardır. Harbin uzun mu, kısa mı süre- ceğini şimdiden tahmin müşkül dür, fakat inkârı mümkün olmiyan bir hakikat vardır. Onu şimdiden yâdetmek mümkündür. Almanyâ- nın bugünkü hali, denizlerin çev- rilmesi, şimali Avrupa ovasında da ha şimdiden hudutlarının kuşatıl- miş bulunması itibarile Napolyon harplerinin son safhasına pek ben- ziyor. Onun için “Hitler Vaterlosu. na gidiyor, diyebiliriz. Zİ Hâtiften Bir Sada | Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel merikan Cümhurreisi Mister Roosevelt, Hitlere ve Polonya; Cümhurreisine gönderdiği mesajla; sivil halkı bombardıman etmemele rini rica ediyor, gerek mütecavizi, gerek mazlümu adâlet ve insaniyet hudutlarına davet ediyor. Mister Roosevelt'in insaniyet hiss lerine itimadımız ve hürmetimiz bü- yüktür, Fakat Habeşistanda, rengi siyah olduğu için bizden hiç farkı olmıyan İnsanların gözlerine zehirli gazla mil çekildiği günler, Afrika sularında zeeri tedbirlerin iflâsı ile, mehtap safasından döner gibi salına salma dönen insaniyet gemilerinin dönüşünü unutmadık. İspanyada, sk saçlı ihtiyarların, süt kokan yavru- ların sokak ortalarında delik deşik edilmiş ciğerlerinin manzarası hâlâ gözlerimizin önündedir. Hele “ade- mi müdahale,, isimli bu facialara göz yuman İnsaniyetin kör gözü, İnsanlı- Ea inanan şuurumuzu kör etti. Çin- de sarı ırkm canı, hürriyeti, istiklâl pahasına çevrilen siyasi manevrala- Tın karşısında, insaniyet denen heyü- lâya inanmak için, insanlar bize ölü- yor gibi görünüyor, belki bu maddi gözümüzün aldanışıdır, diyecek ka- dar raybi bir filozof olmamız lâzım. Tahakküm, zulüm, cebir ve zor, terör, insanlığın mezbahada inekler gibi boğazlanışı gözlerimizin önünde geçen vakalardır. Eğer elinizden ge- Tyorsa muhterem Cümhuürreisi bu İni rı durdurunuz. Hâtiften gelen o sadalara, sağla, insaniyet © palavralarına artık itimadımız kalmadı... Tahak- küm, cebir ve zor mesajla konuşmu- yor, silâhlar patlıyor... Polonyada patlıyan bu silâhın hangi ülkenin son larda sizin Okyanus kadar vu, yoksa yiz. Milletler hürriyet için harbetmekten Bütün insanların sinirlerini bozan bugün artık top sesi değil, mesajla- rin kuru sıkı yaylım ateşidir. Söz de- gil, fül istiyoruz. İnsanlığı bu badi- ve istiklâlleri İnsani tedbirlerin alınmasını istiyo- ruz. Siz de, ben de, bütün insanlık da ne kadar teesslif etse yeridir, yi- ne İnsaniyet namina toplar, tüfekler, mitralyözler konuşacak... a Muhterem Cümhurreisi, Bize hâtiften bir sada gibi gön- derdiğiniz bu insaniyet davetine te- şekkür ederiz. Yüzü kirlenen insani- yetin, mazlüm Polonyalıların kanile alnına daha bir karış çamur sürül mesine tahammülünüz yok. Fakat müsaade ederseniz şunu da söyliye- lim ki, insanlığın cebir ve zora oldu- Zu kadar bu mesajlara da tahammü- lü kalmadı. Hayatları tehlikede olan Avrupalılara mesajınızla beraber, bu ve manevi yardımlarınızı da beraber gönderseniz, bütün İnsanlığın min | netini kazanmış olacaksınız... Adana Belediye Fidanlığı Adana, (TAN) — Yansen plânma göre, caddelerin ve açılacak yolların program dahilinde ağaçlanmasının temini için mezbahadaki fidanlığın tevsii kararlaştırılmış ve burada on büs edilmiştir. İstimlâk muamelesi, tekemmül ettikten sonra burası tan- zim edilecek ve şehrin bu bakımdan ihtiyacına kâfi ve iklime uyan ağaç | cinslerinin teksirine çalışılacaktır. Bu yıl bütçesinde temizlik işleri £ çin 45225 Hira ayrılmıştır. Bu tahsisat ile şehrin tozdan kurtarılması cadde. lerin daha sık sulanması ve temizlik işlerinin daha Iyi yapılabilmesi için amele kadrosu arttırılmış, 10 kadar da çöp arabası yaptırılmıştır. ek Mahkemeler Açılıyor Mahkemelerin yaz tatili | bugür bitmiştir. Yarından itibaren mahke- meler faaliyete başlamacaktır. me- hududundâ duracağını, bütün kıt'a mesajı garanti altına alacak maddi | daha çok mu kan akacağını bileme. korkmuyorlar. reden en son süratle kurtaracak olan beş dekar arazinin İstimlâkine teşeb.

Bu sayıdan diğer sayfalar: