Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
3-9-939 nmwml“l”n[nmm;..m, ” aaf . Tefrika No. 150 Kabinede Tasfiye İIsteniliyordu Damat Ferit, Vahdettine, Bu Arada Askeri Erkân Arasında da Değişiklik Yapmak İstediğini Söyledi Ancak, Damat Feridin Harbiye Nezaretile erkânı harbiye riyase- tinde teklif ettiği değişiklik talebi. ni Vahdettin tamamile muvafık gö- rüyordu. Kabinede de bir tasfiye icrasını kabul etmekle beraber bil. hassa Salih ve Ali Rıza Paşaların kabinede kalmalarını ve Tevfik Pa- şanın meclisi vükelâ memuriye- tinden ayrılmamasını istiyor ve bu hususta ısrar ediyordu. Fakat, hün- kârın bu talep ve ısrarı ne millet ve memleketin selâmet ve menfaati endişesinden ve ne de bu paşalara olan muhabbet ve teveccühünden değildi. Vahdettin, Mustafa Kemal Paşaya karşı takip ve icra kararı. nı verdiği şiddetli hareket ve siya- setinde millete ve Anadoluya kar- şı bu paşaları siper gibi kullanma- ği zihnine koymuştu. Aklınca milli cereyan ve hareketlere bu eski ve- zirlerin de taraftar olmadıklarını halka göstermek ve bu suretle fi- kirleri zehirlemek istemişti. ahdettin, bu entrikalı içti. mal şu düzme sözlerle açtı: — Mübarek vatanımızı parça- lanmak tehlikesinden kurtarmıya uğraşırken aziz milletimiz arasına, hiç yoktan bir nifak girdi. Çok mükedder ve müteessirim buna. Şarkta, Müdafaai hukuku milliye, Muhafazayı hukuku milliye, Mü - dafaai vatan ve saire gibi acayip namlarla cemiyetler teşkil edilme- si, bende, hukuku hılâfeti islâmi. ye ve saltanatı Osmaniyenin ih- mal edilmek istenilmesi fikrini ha. sıl etmişti. Arada bir sui tefehhüm mevcut olduğunu zan ve bunun İ- zale edileceğini ümit ediyordum. Maatteessüf beyan edeyim ki, su. kutu hayale maruz ve altı yüz se- nelik saltanatımızı harice karşı bir | bazice menzelesine düşürenler hak kında biraz şiddetle hareketi ter- vice mecbur kaldım. Şimdi de, va- sıtai İeraiyem olan hükümette te. şettüt âsarı müşahade ediyorum. Bu halin, maazallah milleti, vatanı, saltanatı düçarı izmihlâl edecek bir hâdise olduğunu hepiniz takdir e- dersiniz. Binaenaleyh, bu gibi hâ- lâttan tevakki ve içtinap edilmesi- ni ve müşterek bir faaliyetle vatan ve milletin bu badirei azimden ha lâsına çalışılmasını arzu ediyorum. Sadrazam paşanın ahval ve vaziye. ti umumiyemiz hakkında verecek- leri malümatı nazarı dikkate ala. rak sefinei devlete ve icraatı hü- kümete salim ve kati bir tarik ve cereyan verilmesini sizlerden talep ediyorum. Tevfik Cenabı Haktan. v ahdettinin, vekarlı jestlerle düşüne düşüne ve kelime ke- lime söylediği bu hitabeyi, hazır bulunanlar, başları önde olduğu halde bir cuma hutbesi telâkki ve tevekkülü ile dinlemişlerdi, Tev- fik Paşadan gayrisi birer suçlu va- ziyetinde sessiz ve hareketsiz bu- lunuyorlardı. Hünkârın hitabesi bitince, Tevfik Paşa, hiç şüphesiz ki, Damat Paşanın kendinden evvel söz söylemesine meydan vermemek fikir.ve arzusu ile ve kendinden u- mulmıyan sinirli bir tezlikle aya- ğa kalktı. Serbest bir eda ve tesir- li bir sada ile sözlerine başladı, İlk önce, hâdiselerin o güne kadar ce- reyan şeklini bir bilânço halinde tasvir ve yapılan hataları da birer birer tadat ve tenkit etti. En ziyade ilkbahar sonunda ve yaz iptid d çiçek mevsimi de başlur Onun için, şimdi onun pek te mevsimi — sayılmazsa da, Kadıköyünde Yeldeğirmenin - den gazeteye mektup gönderen sayın okuyucumuz Bayan İclâl, nezlesini aylardanheri saklımış, saklamış ta şimdi haber veriyor. Sonra da: — Ne tavsiye edersiniz? Diye soruyor. — Çiçek nezlesi — adı güzel olmakla beraher — bayağı nezle gibi biraz sabr-la ya- hut gazetede verilecek tavsiyeler- le geçmez. Hele insan Kadıköy gi- bi hekimleri pek bol, hem de mü- kemmel bir hastaneye yakın bir semite oturunca, çiçek nezlesinin kendi kendine geçmesini bekle « meğe bir sebep yoktur. Burada yapabileceğim, © gdzel lenin bayağı farkıni ve tedavisinin neden güç ol- duğunu anlatmak üzere okuyucu- larıma biraz malümat vermektir. lesinin öteki lel ÇİÇEK NEZLESİ meydana çıkmasını kolaylaştırır. Bir kere tutulmuş olan da sonra- dan pek kolay tutulur. Zaten bu türlü nezleyi gıeyda- na çıkarmıya vesile olan “yalnız çiçek tohumları da değil'ir. Nez- le çiçek tohumlarından ileri gelir. se, çiçek mevsiminde, — çok defa ilkbaharda yazın, bazı memleket- lerde sonbaharda başlar. Çiçek tohumlarından — başka vesilelerle — meselâ dokunacak bir yemek yedikten sonra — meydana çıkan nezlenin belli mevsimi yoktur. Her mevsımde başlar ve çiçek nezlesi- nin alâmetlerini gösterir. Şu ka- dar ki, çiçek mevsiminde olursa, daha şiddetlidir, baska mevsimler- de, çiçeklerden başka seheplerden ileri gelince, daha hafif geçer. Çiçek nezlesinin en çok gnııçllk. YS L KMNİK <ti SAŞFTRT — T Hattâ, büyük bir hak tanıyıcılık ve dürüstlük gösterdi. Yapılan ha- talara kendi iştirakini de itiraf et- ti. Fakat, bu iştirakinin mahiyeti- ni teşrihten de çekinmedi. Makamı saltanat ve hilâfete karşı olan mu- habbet ve sadakati icabı olarak münihasıran, fiil ve hareketlerinin, sadakatsizliğine hamledilmesi kor- ku ve endişesile şahsi kanaat ve iç- tihatları hilâfına hareket ettiğini açıkça söyledi. Damat paşanın bü- tün icraatını hünkârın irade ve di- rektiflerine istinat ettirdiğini bil- diği halde, vakalar ve maddeler ta- yin ve tasrih ederek, onu çok acı tenkitler ile hırpaladı. Nihayet: — Padişahım, dedi, Anadoluda- ki harekât, tahmin hilâfına çok te- vessü etmiş ve umumileşmek isti- dadını göstermiştir. 'Bugünkü va- ziyete nazaran, ortada Mustafa Kemal paşa meselesi yoktur. Va- ziyet, bu hâd şeklile bir millet ve hükümet ihtilâfı manzarası arzet- mekte ve pek feci ve elim âkıbet- ler ihzar eylemektedir. Sadrâzam paşa kulunuzun bu husustaki hüküm ve telâkkilerini, abdiâciziniz, pek yanlış ve hata. h buluyorum. Ecanibin işar ve te- minatına itimat etmelerini de da- ha çok safdilliklerine hamlediyo- rum, Daha samimane bir lisanı sa- dakatle arzıhali, zati hazreti şeh- riyarilerine karşı bir ubudiyet ve- cibesi addettiğim için, şu ciheti de arzediyorum ki, Ferit paşa kulu- nuz, herhalde vaziyeti tekmil ha- kayik ve dekayiki ile zati hazreti şehriyarilerine arzdan içtinap edi- yorlar. Tevfik paşa, kızım sana söylü- yorum gelinim sen anla kabilin- den, Damat paşayı ileri sürerek hünkâra karşı bir hayli taşı gedi- ğine koymuş ve nihayet susmuştu. Bu içtimada müzakere ve mü- nakaşalardan sonra yine Vahdetti- nin arzusu yerine getirilmiş, kabi- nede ipknsı arzu edilen ihtiyar ve gün g vezirler kabinede kal- mıya razı olmu;h! padişâhla ha- in eniş Makksa k'ls- te başlaması, onun bülüğ h lariyle münasebeti — olduğunu da gösterir. Nezle ilkin gözlerde şiddetli ka- şınmayla başlar, gözler kızarır, yışlar akar, — Arkasından üstüste Çiçek den farkı, mikroplardan ileri gel. memesidir, Bayağı nezlelerde bu- runun içerisinde iltihaba sebep mikroplar olduğu halde çiçek nez- lesinde iltihaba sebep çiçeklezin çıkarıp havaya dağıttıkları erkek- lik tohumlarıdır. Bunlar rüzgâr- la insanın burun deliklerine kadar girerek, oradaki ince zarı tahriş ederler. Tabiidir ki, bu çiçek tohumları her girdikleri burnun içerisinde marifet göstermezler. Onların bir tesir yapabilmeleri için ilkin, bur. nun sahibinde — bu türlü nezleye tutulmıya bir istidat bulunması lâzımdır. O istidat da en ziyade sinirli ve arkribik denilen bünye sahiplerinde bulunur. Sadece çiçek nezlesine değil, daha başka türlü hastalıklara da istidat hazırlıyan bu bünyeyi bir aralık uzun uza. dıya anlatırım. k, on defa, yirmi defa, otuz defa, Burundan da çeşme gibi su akar. Kimisinde fazla olarak gö- Büse sıkıntı gelir, nefesi daralır, öksürükle balgam da çıkar. Bayağı nezle gibi, — bazılarında daha ziyade, bu türlü nezlede de baş ağrısı, kırıklık, kimisinde biraz ateş de olur, Çiçek nezlesi kendi haline bıra- kılınca, bir buçuk aydan üç aya kadar sürer. Sonra kendi kendine kesilse de, ertesi yıl gene ayni mevsimde, yahut mevsiinsiz olarak, tekrar gelir. Yirmi yıl, otuz yıl devam ettiği vardır. Kırlık, bahçelik yerlerde daha çok olması tabiidir. Hele güneşi ve tozları çok yerlerde, daha.-faz. la ve daha şiddetli olur. Fakat şe. hir içinde, bahçeli apartımanların dairelerinde bile insana çiçek nez- lui geleblllr. Çünkü rüzgârlar İnsanda bu istidat bul burunda bulunan bir polip yahut ehemmiyetsiz bir çarpıklık onun den, kırlardan aldıkları tohumları ve tozları apartımanla- ra kadar getirirler. tediklerl tâdilât da muları vec- hile yapılmıştı. Başta Vahdettin olmak hain eniştesinin reisliğindeki yeni kabine de eskisi gibi yine bütün kuvvetiyle Anadoluda parlıyan İs. tiklâl ateşini söndürmek için çalıs- mıya başlamıştı. Memleket tamamen ışgal altına girmiş, mıllet bu işgalden kurtul- mak ve tekrar istiklâline kavuş- mak için büyük halâskâr Mustafa Kemalin emri altına girerek sa- vaşmıya başlamış, , padişahla hü- kümeti de bütün cibilliyetlerini meydana koyarak ve memleketi iş- gal edenlenle elele vererek bu mil- li hareketi boğmıya çalışmıştı —S O N— üzere Sovyetlerin Berlin Sefiri Moskova, 2 (A.A.) — — Brivaris Sovyetler Birliğinin Berlin Elçiliği- ne tayin edilmiştir. Küçük Memleket Haberleri Yatak, yemek ve çalışma odalariyle salon takımları velhasıl hernevi mobilyalar; BAKER (eski HAYDEN) mağazalarında teşhir edil- Ş mekte ve her yerden ucuz fiat ve müsait sartlarla sa- tılmaktadır. Tirebolu (TAN) — Buraya hususi su- rette getirtilen mühendis, elektrik tesisatı projelerini yapmıştır. Proje tasdik edil- aikten sonra tesisatın yapılmasına başla- nılacaktır. €© Kâhta (TAN) — Belediye, yeni plâ- nın tatbikına başlamış, bu sene birçok ev- leri yıkmıştır. Ev buhranı hissedilmekte- dir. Kira bedelleri artmıştır. KANZUK _KUVVET' ŞURUBU VİTALİN Kansızlık, Dermansızlık, İştahsızlık 'gibi vak'a- larda kullanılan en-tesirli şuruptur. . Çocukların çabuk - büyümelerini. temin eder,. VİTALİN şurubu her eczanede bulunur. İNGİLİZ. KANZUK ECZANESİ — Beyoğlu, İstanbul İstanbul Nafıa Müdürlüğünden : y 18.9.939 pazartesi günü saat 15 te İstanbulda Nafıa müdürlüğü ekımmo komisyonu odasında (9.696,86) lira keşif bedelli Guraba hastahanesinde Dahiliye Anfisi tesisat bağlama işleri açık eksiltmeye konulmuştur. A Mukavele, eksiltme, bayındırlık işleri genel, husust ve fenni şartı — nameleri, proje keşif hulâsasile buna müteferri diğer evrak dairesinde — görülecektir. 7 Muvakkat teminat 728 liradır. İsteklilerin en az 9000 liralık bu işe benzer iş yaptığına dair lda— : relerinden almış olduğu vesikalara istinaden İstanbul vilâyetine müra- ç caatla eksiltme tarihinden 8 gün evvel alınmış ehliyet ve 939 yılına ait Ticaret odası vesikalarile gelmeleri. (6855) ğ İnhisarlar Umum Kabataştaki inhi- I — Keşif VB W d ibi id izin sarlar bi yap l irat işi kaplı zarf uıu.hle eksiltmeye konmuştur. - < 1 1I — Keşif bedeli (20.027) lira muvakkat teminatı 1502 02 lradır. III — Eksiltme İİ/1X/939 Pazartesi günü saat 15 de Kabataşta Le. vazım ve mubayaat şubesindeki alım kömisyonunda yapılacaktır. İ IV — Şartnameler her gün levazım şubesi vezmesinden ve İzmlt, l Ankara başmüdüzlüklerinden (100) kuruş mukabilinde alınabilir. — — V — Münakasaya girecekler mühürlü teklif mektuplarını kanunt vesaikle 94 7,5 güvenme parası makbuzu veya barika teminat mektu. bunu ve şartı in (F daki vesaiki ihtiva edecek kapalı zarflarını ihale saatinden bir saat evvel mezkür komisyon başkanlığı- na makbuz mukabilinde vermeleri ilân olunur. (66681) — #rl fıkr Bu Sene 15 Eylülde Ankarada Açılacak Ordu Hastabakıcı Hemşireler Okuluna 100 Lira Aylık Ücretle İki Talim Hemşiresi Alınacak. Alınma şartları: 1 — Kızılay hastabakıcı hemşıreler okulundan mezun olacak! 2 — En az üç sene hastahanelerde hemşirelik vazifesinde istihdam e. — dilmiş bulunacak ve buna ait bonservisler gösterecektir. vi 3 — Sağlam olduğu bir sıhhi heyet raporile tevsik edilecektir! 4 — İstekli olanlardan İstanbul ve civarındakiler Gülhane hastaha: — nesi, Ankara ve 'civarında bulunanlar Ankara Merkez hastahanesi Bı.ı- tabipliğine müracaat edeceklerdir. * 5 — İstekliler arasında 12 eylül 939 da Gülkkğe Ve AKLOMA hastaha- — nelârinde tahriri ve şifahi müsabaka imtihanı yapılacaktır. (350) (6866) İstanbul ricali nasıl bir kafa ve ne gibi idare te- saltanat ve hilâfetin masuniyeti bilfiil temin olü. lâkkileri taşıyorlardı?.. Hâlâ anlamış değilim, Lâ« kin o kafaların mutlaka karışık ve o telâkkilerin RESİT PASANIR! nuncaya kadar, Mustafa Kemal Paşa ile beraber nihayete kadar çalışmıya kadd ahdü misak eylediğimizi arz ve ilân eylerim. — Rauf — “Bahriye nazırı (çsbakı Rauf Beyefendinin - işbu mmutlaka olduğuna £ t taşımaktan geri kalmadım.' Bu hakikatin Aaksine —nasıl zahip olabilirim ki, — Istanbul, evvelce vehmi surette Mustafa Kemal Paşayı azledilmiş göstermeğe ça- lışırken olduğu gibi, şimdi de ona harp açarken, iyi 'bir hesap yürütmüş ve kendi kuvvetiyle Paşanın kuvvetini karşılaştırıp ölçmüş değildi. Eğer böyle bir mukayese yapmış olsaydı, Paşayla açıktan açı- ğa muhasama vaziyötine düşmezdi, yani (hükümet) le “millet,, i karşı karşıya getirmezdi. Ingilterede Birinci Sarl'ı, Fransada On Altıncı Lui'yi cellâtlar önünde diz çöküp can vermeğe mecbur ve mahküm eden “Gâmiller de işte bu şekilde gafletlerdi. Tarih, millet namına ve millet hesabına hareket edenleri küçültmağe veya gidermeğe çalışan devlet adamla- rını daima husrana mahküm etmiştir. “Birinci sı- nıf münevver,, geçinen Babiâli ricali bu hakikatten gafil olmalı ki, işte milli heyecana tercüman olan bir vatsnperver aleyhine tedbirler alıyordu. Benim gaflet dediğim bu halin, doğrudan doğru- ya millet aleyhine tevcih olunmuş bir hareket ol- ması da muhtemeldir. Fakat ben Istanbulun, yurt- suz kalmamak ve esir olmamak için, bir şeyler yap- mıya hazırlanmış bir milletin bu azmini temsil e- Gen Mustâfa Kemal Paşayı sırf vatanperverliğin- den dolayı cezalandırmıya yeltendiğini kabul et- mekten utanıyorum. Böyle bir şey, en basit düşün- celi bir Türkün dahi havsalasına sığmaz. Gerçi İstanbulun o sırada pek nazik bir mevkide bBulunduğu da malümdur. Buna rağmen, onu töh- Mmetler altına sokmıya çalışmak reva' değildi ve ya- HATIRALARI. TEFRİKA No. 23 pılacak şey, kendisine el altından yardımda bulun- maktı. Babıâli bunun aksini iltizam etmekle mille. te karşı suçlu mevkiine düşüyordu. Bana bu mülâhazaları telkin eden haber, Erzu rumdan aldığım şu şifre telgrafta münderiçli: Erzurum 9/71/335 Sıvas vilâyetine *Mübarek vatan ve milleti parçalanmak tehlike- sinden kurtarmak ve hain emellere kurban elme- mek için açılan Mücahedei Milliye uğurunda . mil- * letle beraber serbest bir surette çalışmıya sıfatı res. miye ve askeriyem artık mâni olmıya başladı. Bu gayei mukıddm ıçı.n nıllletlo beraber nihuyete ka- dar süz vetmiş ol- dugum cıhetle pek âşıkı olduğum silki celili aske. riye bugün veda ve istifa ettim. Bundan sonra ga- yei mukaddesem için her türlü fedakârlıkla çalış. mak üzere sinei millette bir ferdi mücahid suretiy- le bul k ığ arz ve ilân eyle- rim. — Musiafa Kemal — N “-“Mustafa Kemal Paşa hazretleri işbu telgrafna. melerinin müdafaai hukuku milliye ve reddi ilhak cemıyetlerine ve mülkiye makamatiyle fırka ku- l İi ker şubeleri vasıtasiyle va« iduğ İömiü ve Bi İ " d da) & Va , bi - aÜi e AA P tanın ehp hücra köşesine kadar aynen tebliğ ve if- hamına tavassut ve delâleti seriai vatanperverane- lerini hassaten rica ediyorlar.,, Üçüncü Ordu Müfettişliği Erkânıharp Reisi Kâzım Bu telgrafnameyle beraber şu şifreyi almıştım: " Erzurum * 9/71/335 Sıvas vilâyetine Vatan ve milletimizin inkıraz ve inkısamı kati. sini tamamile hazırlamakta olan bugünkü düşman- ların tazyiki altında eli ayağı bağlı kalan Dersaa- detteki hükümeti K hk yüzün- den vâki mümaşatı karşısında hakknıı, toprağını, istiklâlini müdafaa ve muhafazaya azmeyliyon mil- Tetin iradesi uğrunda bir ferdi âciz sıfatiyle çalış. mak için Dersaadetten çıktım. Aydın tarikiyle- ge- lerek Mustafa Kemal Pı;ı hazretlert*yle Htirak eya ledim. Istanbul ltında kaynıyan dindar, kâr ve h li bir kan vardır. Pa- yitahtın bütün kâr ricali ve ul ve bil- fiil t ta bulund Hüdavendigâr, Aydın, Ka« rasi, Ankara, Sıvas vılnyetlı:ı'ınm tabakatı milliyesi tamamiyle bu ruh ile mütehalli olup, mübarek A- nadolunun hidematı milliyesine rabtı ümidü âmal eylemiştir ve milletin halâs ve istiklâli ve makamı ha DÜ ni el <F telgrafnamesinin tekmil müdafaai hukuku milliye ve reddi ilhak cemiyetleriyle makamatı mülkiye ve fırka £ danl ve ah iker şubeleri vasıta- siyle vatanın en hücra lı.oıesme kadar aynen suret olarak tebliğ ve ifh ve delâleti seriai B * : FÜ vatanperv a rica Miralay Kâzım Teessür ve endişe içindeydim. Çünkü Mustafa Kemal Paşanın müfettiş, fahri yaver ve kumandan sıfatiyle millet işleriyle meşgul olması başka, sırf ihtilâlci olarak ortaya atılması başka tesir yapa. caktı. Birinci vaziyette işler daha düzgün, daha kolay yürüyebilirdi. Ikinci vaziyet, Babiıâli ve sa- raya karşı açıktan açığa isyan demekti ve bundan ağır neticeler doğması muhtemeldi. Bu ihtimal ile endişelenirken, dimağımı kaplıyan bir merakı da gidermek elimden gelemiyordu. 1Is. tanbulla Mustafa Kemal Paşa arasında neler cere- yan etmişti. Bir yolunu bulup, öğrenmek istiyor. dum. Aklıma tabiatiyle telgraf müdürü geldi, ken- disini Ççağırıp mahrem olarak bu işi — Erzurum merkezinden — öğrenmesini rica ettim. Adamca. ğız da, benim gibi meraka düşmüş olmalı ki, yelve- perek telgrafhaneye koştu, iki üç saat sonra ayni hızla geldi, şu haberi getirdi: — Evvelki gece, daha evvelki gece Mustafa Ke. mal Paşa Istanbulla makine başında uzun muhabe- reler yapmış. İlkin harbiye nazırı ile, sonra padişah ile (bu tâbir telgraf müdürünündür. (Devamı var)