29-6-039 29 Haziran 939 TAN ABONE BEDELİ Türkiye Eonebi 00 Kr. . İ Sene © 2800 Kr m ” sAy 180 4 * Say e » m 1Ay sw * | Milletlerarası posta ittihadinm dahil olmıyan memleketler için abone bedeli müddet sırasiyle 30, 16, 2, 3,5 liradır. Abone bedeli peğindir. Adres değiştirmek 29 kuruştur. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lzmdır. KALI IAN AN Milli Bankacılığı Söndürmiyelim re kanunu müzakere edilir. ken, Bankaların da diğer dev. let müesseseleri şeklinde nazarı dik. kate alınması bazı bankacıları endi . şeye düşürmüştür, Bunlar, Cümhu riyetten sonra binbir müşkülât ile tesis edip büyüttüğümüz bu milli müesteselerin, barom yüzünden za. rar görmesinden korkuyorlar, Edirne Ziraat Bankası O müdürü Kemal Aziz Yasa, gazetemize gön - derdiği uzun bir yazıya endişesini iz- har eden şu serlâvhayı koymuş: “Barem derken milli bankaları e mızı söndürmeyelim? Bu okuyucumuz, baremde me - muriyetleri tespit ederken bankala. rın hususi vaziyetinin o gözönünde bulundurulması lüzumunu ileri sü- rüyor ve diyor ki: “Bankalar ne devlet dairelerine, ne de rakipsiz çalışan İnhisar ve Devlet Demiryolları gibi müessese. Tere benzetilemez. “Bir banka müdürünün iş mev - zuundaki tenevvü ve seyyaliyeti bir inhisar müdürünün veya bir istas - yor müdürünün İştiyal | mevzuunda Bulmağa ve aralarında iş mahiyeti bakımından mukayese yapmağu hiç bir veçhile imkân yoktur. “Kredi işleri üzerinde bütün has sesiyet. ve, barlmiyle çeçen Ze düz Hikeli işlerden şahsi mesliyetini or. taya koyarak müessesesine gelir te. minine çalışan bir banka müdürü nü vazifelerinin hudut ve | şümulü tespit edilmiş olan devlet devair ve müessesatı memurları ile ayni rü - yet zaviyesinden tetkik ve mülâhaza etmek yanlış olmaz mı? Bankaların gelirleri şube müdür. lerinin zekâ ve dirayet ve iş yapma | kabiliyetleri ile mütenasiben artar, azalır. Rekabet sahasında müessese. si namina tam bir salâhiyetle hare - ket imkânına mazhar bir banka mü. dürü faizden; ajvodan ve sair hu » susattan fedakârlıklar © yaparak ve nihayet şerait muadeleti şahsi sempati telkinine türlü miznegirliklere müracaat e - derek müşteriyi kendine celbetme » Be çalışır. Bazan da şahsi vaziyetin gösterdiği itimatbahş tesirden mül - hem olarak büyük mıkyastaki kredi taleplerini terviş ve semerebahş te. şebbüsleri de himaye edebilir. “Bütün bunlar o müdürün diraye. tine, ihatasına ve nihayet şahsi me - suliyetine mevdu işlerdir. “Bundan inhiraf etmek bütün dün. ya bankacılık siyasetine © aykırı bir yol takibine tevessül etmek demek. tir. “Şahsi meziyetleri, zekânın, dira- yetin bankalarda yâni ticaret umu. runda olduğu kadar kıymet ve itibar edindiği hiç bir iş zemini yoktur. “İş; hukuki bakımdan da ayrıca mütalca edilmeğe değer bir mahi - yettedir. Bu bankalardan bazısının bir çok hissedaranı vardır. Bankanın ilerisi gerisi için ilk sözü söylemek onların hakkıdır. Bu müdahale si - monimlik vasıfları ile telif lebilir mi? Geliri, gideri ile dev. let müvazenesini hiç bir suretle alâ. kadar kılmıyan bir anonim şirket memurlarının maaşları hakkında da ayni esasi tatbikine ve teşmiline te. vessül etmek muvafık mıdır? “Netice itibariyle bankaları, hu - #ibi kıyas zemini ile avni harem çer şevesi içine sokmak, (ilhakika iddia edildiği gibi onların faaliyetini kır - mak, gelirlerini azaltmak ve memle. kette bankacılığı söndürmek gibi mu. tler doğurabilir ve buna şüp. he de etmemek lâzımdır.” uğraşarak, | TAN Muharrir, bu yazısında yeni müttefikimiz Fransa ile aramızdaki uzun münasebetlerin #arihini kısaca hulâsa ediyor ve bugün müttefikimiz olan Fransanın bundan önceki birbirine benzemez * oFransalardan çok farklı hususiyetini tebarüz ettiriyor : o Bild Yirmi bir yıl önce karşıkar- şıya sipere girip tam 4 yıl harbettiğimiz eski bir düş man, yâni Fransa, dört gün- denberi geniş hudutlu bir an- laşma ile yanıbaşımızda yer almış ve bir müttefik olmuş - tur. Fransa ile aramızdaki münase. betlerin pek eski bir tarihi oldu. ğunu ve bu tarihin seyrinde biri diğerine benzemez “bir çok Fran. sızlar” İa karşılaşmış bulunduğu. muzu memleketimizde ( bilmiyen yoktur. Ve yine şunu da bilme - yen yoktur ki yarın bu ittifaka bir kat daha muhkem bir mahiyet ve. recek olan nihai ahd imzalanınca Türkiye, mukadderatını birleştir - diği Fransayı, bügüne kadar tanı. miş olduğu Fransalardan bambaş. ka bir Fransa halinde görmek ar. zusundadır. Acaba bu “bambaşka Fransa” nasıl bir Fransadır? Bunu anla - mak için şimdiye kadar tanımış olduğumuz Fransalara şöyle bir kuş bakışı göz atalım: Fransa Numara: | arp Türklerinin ikinci devle. ti olan Osmanlı imparator. Tuğu da selefi Selçuk imparator - luğu gibi Fransayı evvelâ haçlılar arasında görmüştür. Selçuk impa. Tatoru" Kıhç” Aslanım" Sakarya ve Porsuk kıyılarında göğüslediği ve Tiagedp edin liği ğe şövalyesini Osmanlı < imparatoru Yıldırım Beyazıt Nigeboluda ve im parator ikinci Murat Karatavuk ovasında yine haçlılar © arasında görüp yere sermişler veya aman dilemeğe mecbur kılmışlard. Selçuk imparatorları karşısm. da Fransa, zâhirde, hıristiyanlığın mukaddes beldelerini müslüman boyunduruğundan kurlarmak e - meli ile harbeğiyordu. Fakat ha - kikatte dava, yakın şarkın istilâ - si ve şarki Akdeniz (ticaretinin garbi Avrupa hıristiyan devletleri tarafından müştereken gasbından ibaretti. Osmanlı (o imparatorleri karşısındaki Fransa iso mütecaviz görünüşüne rağmen hakikatte mü. dafan hâlinde bir Fransa idi, Bu Fransa bileği sağlam, karnı tok, kılıcı keskin ve cesur bir Türk im. paratorluğunu Atlas denizi kiyıle. rına ulaşmaktan men için, Tuna hüvzasını zapletmesine - meydan vermemek lâzım geldiğini anla - miş bir Fransa idi ve mutlaka düş. man bir Fransa idi ki Rumelide yerleşmemiz ve Bizansı zaptettik. ten sonra Avrupadaki her ileri ha. reketimiz daima onu da birâz te. pelemekle mümkün olmuştu. Fransa Numara: 2 Fatih İkinci Mehmedin, İstan. bulu müdafa; kâfi bir Avrupa hinterlandı elde etmek için giriş » tiği mücadelelerden bir hayli yıl miş ve sinmiş olan Avrupa hıristi. yanları; ölümünden sonra “Sultan Cem « İkinci Beyazıt” mücadele » lerinden büyük ümitlere köpılmış ardı. Sultan Cemi kışkırtmak ve yardıma boğmakla bir koldan Sa- va nehrine ve Adriyatik'e, bir kol. dan Tuna şimaline ulaşmış olan ve şarki Akdenizdeki Avrupa ti caretini ve din! bir kisve altında bu ticaretin ileri karakolluğunu yapan silâhlı ve silâhsız teşkilât » ları tehdit eden imparatorluğu za. yıflatmak, parçalamak ve belki de mahvetmek mümkün © olacağını zannedenlerin bâşında yine Fran. sayı görüyoruz. Ve biliyoruz ki; 1 — Sultan Cemin . böyle e. © . ws ıgimiz Bugün yanıbaşımızda bambaşka bir hüviyet ile yer alan mütte- fikimiz Fransa ile aramızdaki son pürüzlü mesele olan Hatay Yazan: Nizamettin Nazif 7 Fransa Ve Nihayet Sekizincisi işinin halline ait anlaşma imza edilirken. mellere âlet olmağa tahammül 6 aammimam harikldds Aik mert karakteri, 2 — Bazan alçaklık derecele - rine düşmekle beraber Beyazıdın birbirini takip eden kurnaz ma - nevraları, Eyveli Rodos şövalyelerinin sonra Fransız kralı Şarlin proje: lerini tatbik imkânından mahtum kalmıştı, Bu Fransa da entrikacı, bezir. gön, müteassıp hıristiyan ve haç - ların ananesine devam imkânı a. rayan düşman bir Fransadır. Fransa Numara: 3 mparator Kanuni Süleyman devri, hayati menfaatlerinin bizimle tam bir tezat halinde bu- lundufuna ezeldenberi kani olan Franssyı birdenbire bir başka çeh- re He yanı başında, daha doğ - rusu dizleri dibinde bulur, Tunayi ve orta Avrupayı ele geçirdiği anda Osmanlı atlılarının Fransayı çiğneyip Atlas denizine ulaşacağını “kestirmek Oo zekâsını göstermiş olan bu memleket, Ka. nüni devrinde kendin! daha yakin bir düşmanla çevrilmiş gördü. Bu düşman Şarl Ken'in kurduğu dev- ettir. İspanyayr, İtalya; Sardun - ya, Sicilyayı elinde © bulunduran ve bir kısım toprakları ile Fransa- nın bütün şark ve şimelini çevi » Ten bu devlet Franseyt köleleştir. mek temeyülündedir, Kâh Pire » nelerden kâh Alplardan (sarkan Şarl Ken kuvvetleri Fransız sıra» yını uşaklaştırmış ve hattâ Fran - sa kralı birinci Fransuvayı esir et miştir. Fransa İçin şu iki şıklan bi. rini kabul etmek zaruridir: 1 — Ya Şarl Ken imparatorlu. Bunun içinde yarı müstakil bir bü- yük derebeyliği haline inmek. 2 — Yahut Şarl Ken imparator. luğunu mahvetmenin çarelerini a- ramak, Fransa ikinci Şıkkı tercih et - miştir. “Denizlerin ve karalarin e ğemeni 'Türk imparator” Ounden yardım diler. Kanuni o Süleyman vesiri Pargalı İbrahim paşa dili i. le bü yardımı bahşeder. Türk amiralı Barbarosun Çivita » vekya'lara, Mesina'lara akın etti. #lni, orta Avrupadaki Türk ordu. larının Şarl Ken kuvvetlerini ardar da tahrin ettiklerini ve günüm.hi — rinde Fransanın rahat nefes alma. ğn başladığını görürüz. Bu Fran . sa bize karşı bir çok (o minnetler yüklenmiş bir Fransadır ki her şeyini bize borçludur. Acaba bu minneti nasıl tediye eder? Gürün birinde Pargalı İbra - him paşa Fransadan gelmiş bir se. firi kabul tenezzülünde bulunu « yor. Adı: Mösyd lâ Şövalye dö Lafore.. Bu zat “dost Fransa” için haş- melli Türk imparatorundan bazı lütuflar niyaz eder: Feraza, Fransız gemicilerin bir takım vergilerden affı gibi, Faraza, Fransa devleti tebaa - sından olanların mahkemelerinde dillerini bilir tercümanlar bulun. durulması gibi. İmparator Süleyman bu yalva. rışa menfi cevap vermez. Fakat günün birinde Fransa bu lütufları, sanki yumruğunun kuvveti ile a. inmiş haklarmış gibi aleyhimizde kullanmaktan çekinmez. Kapitü - lâsyon belâsı doğar: Bu Fransa, lütuf görmüş, siya si canlılığını ve tarihi seyrinin de. vemını bize medyun olmuş bir Pransadır ki mukabelesi nankör lük olmuştur. Fransa Numara: 4 Ü" incü Ahmedin hsline te - keddüm eden Fransayı Sadanbat köşkleri debesine karşı Galata gemicileri » nin hırslarını tahrik edenler ara. sında en çok casus (o bulunduran devlet halinde görüyoruz. Maksa- di İstanbulda kendine âlet olabile. cek unsurları hâkim vaziyete sok. mak ve Karadeniz ticaretinde ra. kipsiz kalmaktır. Patrona Halil devrinde ve on. dan sonra bu hedefine ulaşama » yan Fransayı, insan iolmak iddia. sında bulunan büyük ihtilâl aka. binde, gerek Direktuvar ve gerek Konsülâ devirlerinde ayni hedef peşinde koşar buluyoruz. Üçüncü Selimin Paristeki elçisi Galip e - fendi ile Konsül Napoleon Bona « part arasındaki bütün (temaslar “Karadeniz ticaretinin Fransaya hasrı” ile hulâsa edilebilir. Buna mukabil Fransa ne vaadetmekte « dir? Rusyaya karşı ittifak, Fakat bu ittifakın bütün veci » belerini üzerine ulscak olan kim. dir Yine Osmanlı sarayı, Hakikatte Napolconun şudur: 1 — Türk imparatorluğunu, bir kat daha zayıflatıp göçtürmek. Mümkünse parçalamak. 2 — Türk imparatorluğunun bü. tün kuvvetlerini, parçalanma - ayı zedelemek unda harcamak, Napoleonu bir müddet sonra Tepedelenli Ali paşa İle birlikte bir takım plânlar kurmakta bulu. yoruz. Az sonra ayni Napoleonu Mısıra saldırmış görüyoruz. Ak » kâda Cezzerdan yediği duyak ve Mısırdaki Fransız istilâşının, Kle. berin hançerlenmesiyle ayni anda zeval bulması da Napoleonu us - Jandırmaz. Kendisine bir müddet sonra Moskovaya kadar | gitmeyi pöze aldıracak olen ezeli düsman le elele dorada tahrikâ- . Şarki Akdenizde ve Ad- iyatikte Türk denizciliğinin en büvük düşmanı yine Fransa olur. Bu Fransa iki yüzlü, istismarcı, entrikacı ve “fena düşman bir Fransa,, dır. Fransa Numara: 5 hedefi kinci Mahmut devri. Büyük Mehmet Ali Paşayı kuvvetli bir donanmaya sahip ©- denler arasında Parisin rolünü az .Masirı, silâh kuvve- tile ele geçiremiyen Fransa, mah. remi esrar bir dost-sıfatını takıma» rak Büyük Mehmet Alinin yanı- başında yer almıştır. Bir taraftan Istanbulda yeniçerilik ve yenilik ruhu arasındaki mücadelede sinsi tahrikât yapar, bir taraftan da Sul. tan ordusunda bulunmıyan silâh. larla müstakil vali Mehmet Alinin kuvvetlerini techiz eder ve Mısırm ilerleyişinden imparatorluğun de- vamlı gerileyişinden bütün siyasi med ve cezirlerden istifade ederek şarki Akdenizin Suriye" kıytların- da, Haçlı akınlarnın cereyan etti- ği günlerdeki ruhla durmadan ça. llşir. Ikinci Mahmut teverrüm eder, ölür. Yerine genç ve sefih prens geçer: Birinci Abdülmecit. Fransa, Iştanbuldaki sefirile bu- na hulül etmeği (imal etmez. Fa- kat Istanbulda çok zeki bir İngi- liz sefiri de yardır: Stradford Redkılâyif, O'da sarayı ele almak, daha doğ- rusu teshir etmek vazifesini almış- tır. İngiliz sefiri, hükümdarın $a- mimi dostu ve akıl hocası Büyük Mustafa Reşit Paşayı ele alır. Fran- 8iz sefiri de sefirenin verdiği balo. lar ve suvarelerle sefih padişahi Fransız sefaretinin dostları arası- na sokar. Biribirine muvazi olan bu çalışmaların Rusyada aksülâme- li gecikmez. O zaman Imparatori- çe Ojeninin zekâsı, ayrı ayrı çalı. şan Fransa ile İngiltereyi beraber çalıştırmak daha doğru olacağını keşfeder. Kocası Uçüncü de Ingilterenin güzel kraliçesi Vik- torya bir müddet şonra bu devlet- leri Kırım hasbine sürükliyecek o- lan anlaşmayı yaparlar. Ingilterenin gayesi Boğazlara hâ- kim olmaktır. Fransanın gayesi ise şark hiristiyanlığının hâmisi ol- maktır. Rusya hem Boğazlara kük- metmek, hem şark hiristiyanlığının bâmisi olmak davasında bulundu- ğu için biribirile zıd düşünceler pe. şinde olmıyan Fransa ile İngiltere, Rusyayı müşterek düşman say- makta gecikmezler ve Kudisün mahut Kammâme klisesi, cenubi Rusyada ölüm çanları işitilmesine sebep olur, (Sonu 8 uncuda) Vatan Arayıcılar Yazan: Söbiha Zekeiza deresi 4. Louis gemisinde 918 kişidir. | ler. Kadın, ihtiyar, ocak genç, her yaşta, her kılıkta, insandır. | lar. Yahudi oldukları için — Almi topraklarından kovulmuş, ellerinde - ki Küba vizesi, Küba | topraklarına | çıkmalarına kâfi gelmadiği için, deni zin ortasında bir limandan bir lima. | na fır dönüyorlar, $ St, Dominic gemisinde, haftalar. danberi yol alan, Hazreti Nuhun ge | misindeki kazazedeler gibi güvercin. | den selâmet, toprak haberi bekleyen. muhacirlere, Haiti adası şefkat ka - dını açtı, İçlerinden 14 © tanesini üne bastırdı. gi Uruguaydan dönen Monte Elvio ges misinde, günlerdenheri dalgalar a - rasında yuyarlanmaktan bitmiş, e « | zilmiş, yorgun mülteci kafileleri 70 muhaciri Boenos Ayrese yerleştirin. ciye kadar akla karayı seçtiler. Top, rağa yüz sürmekten o menedilenler, şimdi denizden yuttukları o iyotta | toprak kokusu arıyorlar İçinde 104 yahudi mültecisi gez. diren bir Fransız vapuru, keşkül aç. mış dilenci gi limandan bir Wi. | ü or, Roterdamda, dırım grupları dipçiklerle püskürttüler, Açık denizlere açılan gemiden kendilerini denize atan iki kadını, toprağa yüz sürmek istediği için, toprağa ayak basmak istediği i. | çin, ellerine kelepçeler vurarak gö 5 | türdüler. j Astir gemisinde, “Mukaddes top. | İrağa” Filistine çıkmalarına, Fili hükümeti izin vermediği için İyüz yahudi mik grevi yedi | Romanyanın Mangalia mesrdazi / Filistine doğru bir sergüzeşt seyaha. İtine çıktılar. Ağios Nicolas toprağı - na ayak basan muhacirler, & ya hükümeti tarafından ters yüzü geri döndürüldüler, Bunların aras da Dachan temerküz © kampından kurtulan 152 muhacir de vardı, İçin. de 1,300 yahudi mültecisi sak üç gemi, neresi olursa olsun, Şang hay, Filistin, Afrika, canlı mahlüka. tın yaşadığı bir toprağa varabilmel için emir bekliyorlar, izin bekliyor. İlar... Gemiler deniz aşağı, deniz Yı )rı vatansızlara vatan arıyor, * i Hazreti Musa, Firavunların milnden kavmini kurtarmak için. sasını Nile sürdü, Nilin suları çi di. Nehir toprak oldu İsrail o ka geçti, Arkadan gelen Firavun lerine Nil gükredi, toprak deniz du, Musa, ehramları kuran esir k selâmet toprağına eriştirdi. Fa. kat Mısırdan o çıkış, hu çıkiş.. Kav. mi hâlâ serseri serseri dolaşıyor, gün bugün, hâlâ bir toprağı vat diye göğüslerine basıp öpemediler. 4 Bu, sermayenin sermayeden in tikamıdır. Bu, yahudi o Mi kendi ırkını süren, kendi vrkına İş | kence eden Her Mullere sattığı esli. S hanın kârıdır “Ekmeğimi nerede kaza nırsam vatanım orasıdır.” Vatan, bir parça kuru ekmek, ne altın bir kasa, ne de anonim şirketin kâr hanesi kabarık bilânçosudur, Vatan, müşterek dökülen emeğin, müşle - rek sürülen toprağın, müşterek ko runan #inirm içidir. Vatanın ne altı, ne ortası, ne de üstü vardır. Bir a - partıman gibi kat kat kiralık da de. gildir. O müşterek maldır. İçi yaşayan bütün insanların müşterel malı olmak için, müşterek © en N müşterek alınteri, o mülşterek alâka ister, j “Ekmeğimi nerede kazanırsam va. | tanım orasıdır.” Sermayelerin ser mayelerle çarpıştığı yerde büyük dev küçük devi yutar. Hazreti Mus âsası Nile sürünürse, Rokfellerin ka. sasına altın getiren petrol kuyusu 0. Jar. Gemilerin içindeki muhscir ka. fileleri serseri serseri vatan arar © » lurlar. Almanya ile Polonya arasin. da ayrılan “hiç kimtenin toprağına” sığınanları da kovarlar. Çünkü bu kavga, “hiç kimsenin toprağını” de. y herkesin toprağını paylaşmak . cindir.