21 Mayıs 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

21 Mayıs 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

y a K ——— 21-5-939 BUGÜN Zafer Alayı Yazan: Ömer Rıza DOĞRUL Eu kahraman müdafaalardan bi- rine senelerce şahit olan Mad- rit, dün de muhteşem bir zafer ala- yına şahit oldu, Ve bu zafer alayının vukuu, İspanya dahili harbinin res- Men nihayet bulmuş olduğunu ifade etti. Bir yurdu baştan başa kasıp ka- Vuran, bir milleti yedisinden yetmi- $ine kadar inim İnim inleten feci bir dahili harpten sonra galip gelen ta- Tafın bir zafer alayı tertip etmesinin hikmetine kolay kolay akıl erdirile- Mez. Bu işe akıl erdirmek bizim vazi- femiz olmadığı için, biz de bu bahis Üzerinde, durmak niyetinde - değiliz. Fakat icrası bir kaç kere tehir edilen bu alayı takip edecek bir takım hâ- diseler vardı. İspanya dahili harbine general Franko lehinde iştirak eden talyan ve Alman kuvvetleri, bu za- fer alayında da kendilerini gösterdik ten sonra İspanyayı tahliye edecek - İer ve İspanyolları kendi başlarına bırakacaklardı. Şimdi beklenen hâ - tdise budur ve herkes İtalyanlarla Al- Manların İspanyayı nasil tahliye e - deceklerini bekliyor? Acaba bu tah- liye tam tahliye mi olacak? — Yoksa en mi olacak? Yâni askerler gi- decek te silâhlarını mı — bırakacak? Yahut askerler gidecek te askeri mü tehassıslar mı kalacak? Bunların bi- Ti de henüz belli değil! Fakat önü - Müzdeki günlerde merakla takip o- Tunacak hâdiselerdir. Bir aralık İtalyanlarla Almanla - Tın İspanyayı tahliye etmek İsteme- diklerl, orada kalarak, bilhassa bir takım üsleri kullanmak;, bir takım a- daların sevkulceyşi değerinden isti- fade etmek, Fas İspanyasında tahki- | Mat yapmak, Cebelitarıkı tehdit et- Mek istedikleri mükerrer defalar söy lenmişti. İtalyanlarla Almanların İs- L Danyayı tahliye tarzları, bu sözlerin Aslı olup olmadığını v-* * 'fc İ ta »-i yarugğünu gösterecektir. Filistin hâdiseleri: F S N ( listin Yahudileri grevler yapı- r yorlar ve İngiltere hükümeti tafından ilân olunan siyasetle mü- ele edeceklerini — gösteriyorlar. hudiler “Arap hükmü altında bir alliyet olarak yaşayamayız” diye Ağirıp duruyor ve bütün maksatla- _"_' açığa vuruyor, Yâni yahudiler _l_l'Slinde on dört asırıdr. — yerleşen, kleşeıı arap hâk'imîyetlni yıkmak * onun yerine bir yahudi ekseriyeti îeünnek istiyorlar. Yahudiler, bu if- atlara sapmakla İngilterenin şimdi- “îik_âdaı- kazanmış oldukları sempa- hh“l de kaybedeceklerdir. — Esasen 'Udilerin Filistinde tutunmaları - © imkân veren biricik âmil, İngiliz B:"Paüsidir. Yahudiler bunu kay - m:u.klerl ve yerli halk ile iyi geçin- Yi akıllarına koymadıkları takdir- l.îı_'i!htinde kalamaz ve Filistin on- için hiç bir veçhile yurt teşkil e- ©ez, ılhkııdı ki, İngiliz sempatisi ve mü- ir"eli, ister istemez gelip geçici - * Çünkü bugün değilse yarın, ya- : değilse öbürgün Filistin de, Suri- de istiklâline kavuşacak ve o za- ü" kuvvetli bir arap birliği teşek- Şi edecektir. Yahudiler, araplarla İ geci 1 m ği Ce hiç hlf— pati on- Tüğ u birliğin şiddetli mukaveme- €n koruyamaz. l'ö.?u.“n için yahudiler tarafından trilen ifratın süratle yatışacağı- Zannederiz. Ya *k Şefimizi bu merasim esnasında görüyoruz. Sun'i Bir Göl Yapılıyor Novi - Ligure, 20 (A.A.) — Bura- da suni bir göl vücude getirilmesine karar verilmiştir. Göl, 80 metre yük- sekliğinde bir set vasıtasile Berbera nehrinden su alacaktır. Bu göl, de- niz tayyareleri için bir üs vazifesi- ni görecek, ayni zamanda susuzluk- tan dolayı pek mümbit olmrıyan 25 bin hektar genişliğinde bir araziyi sulayacaktır. Hollanda Kı;ıîîçesî Belçikaya Gidiyor Brüksek, 20 (A.A.) — Holanda kra liçesi Vilhelmine, üç ;üu sürecek 0- e YESİNİ DN ziyarette SDulunmak Ü- zere salı günü buraya gelecektir. Bu ziyaret, geçen sene Kral Leopold ta- rafından Holandaya yapılan resmi zi- yerete bir mukabele mahiyetinde te- lâkki edilmektedir. Bununla beraber diplomatik müşahitler beynelmilel vaziyet dol'ı yısile iki leketin bi- TAN e— Cümhurreisimiz ve refikaları, refakatlerinde Meclis Reisimiz ve Dahiliye Vekili bulunduğu halde Ankarada Etnografya Müzesine giderek Ebedi Şef Atatürkün kabrine bir çelenk koydular, Yukardaki resimde Milli SIRP - HIRVAT İHTİLÂFI Müzakereler Hakkında Bedbinlik Gösteriliyor Belgrat, (Taymisin muhabiri ya- zıyor) — Hırvatlarla Sırplılar ara- sında yapılan müzakereler bir retice vermemiş olmakla beraber bugünkü vaziyeti şu şekilde hulâsa etmek mümkündür. Sırplılar, Hırvatlara is- tedikleri otonomiyi vermek iştiyor- lar. Fakat asıl mesele, bu otonomi- den istifade edecek olan Hırvatista- nin hududunu tesbit etmektir. Veri- len malümata göre Duktor Machek, aÇKA virayecimr; Tatişüyeredsissnader ten vazgeçmiştir. Buna'mukabil Dubrovnik kendisi- ne teklif olunmuştur. Bundan başka Başvekilin Bosnada, Hersekte ve Syrmia'da arayı âmmeye müracaati kabul ettiği bildiriliyorsa da bu son ribirine daha ziyade yaklaşmak iste- dikleri ve bazı mahfillerin Holanda ile Belçika arasında askeri bir iş bir- liği yapılmasına taraftar oldukları- nın söylendiği şu sırada bu ziyarete hususi bir ehemmiyet atfetmektedir- ler, ERAT S LNN Japonlar Yeni Bir Hezimete Uğradılar Hongkong, 20 (A.A.) — Japonlar, Paşanın, şimali garbisinde bulunan Çin kuvvetlerini muhasara etmek ü- zere üç koldan ilerlemek istemişler- dir. Yirmi bin kişilik mezgür Çin kuv vetinin orada bilhassa Japonları al- datmak ve pusuya düşürmek için bu- lundurulduğunu anlıyan Japon kuv- vetlerine mensup iki alay tam Tar- pinçeni geçerken baskına uğramış ve imha edilmiştir. Japon kıtaatı Tan- gapişandaki Çin garnizonuna mensup kuvvetlerle dümdar muharebeleri yaparak ricat etmektedir. a.. İngilterede Havacılk Günü *“İmparatorluk havacılık günü”, bütün İngilterede büyük merasimle tesit edil- miştir. Her tipte 5000 i mütecaviz tayya- reyi ihtiva eden 78 hava meydanı bugün halka açılmıştır. lenin tadili istendiği ilâve olun- maktadır. Çünkü bu havalideki aha- li, karışıktırlar. Bosnanın garbında ekseriyet Sırplarda, fakat garbındaki ekseriyet Hırvatlardadır. Ortodoks Sırplarsa, bütün Bosnada ekseriyet sahibi olduklarını iddia ediyorlar. Türk Hırvatistan namile maruf ©- lan havali - ki, Bosnanın garbında- dır - 366,471 nüfusu havidir. Bun- ların 25.849 u Hırvat, 236.021 i Sırp- h, 102.904 ü Müslümandır. Bu yüz- den Sırplılar bu havalinin Hırvatis- tana verilmesi aleyhindedirler. Hali hazırda iki taraf ta mevzu ü- zerinde bir hayli ileri geri sözler söy- Tüyöf. Büyüzden-nrüsalkarslerin.ne- ticesi hakkında bedbinlik gösterenler vardır. Hattâ yabancıların bu işle oy- namakta olduklarını iddia edenler de göze çarpmaktadır. Hattâ İngilizlerin bu işe karıştık- ları iddia olunduğu gibi Zagrebte mihver devletlerinin Hırvatları ez- mek için Sırplılara muavenet tekli- finde bulunmuş olduklarından da bahsolunmaktadır. İngiliz Muhalefet Lideri Lord Baldwin Hükümetin Siyasetini Tasvip Etti Londra, 20 (A.A.) — Muhafazakâr- lar lideri eski Başvekil Lord Bald- vin bu akşam Worcesterde söylediği bir nutukta, hükümetin siyasetini tamamile tasvip etmekte olduğunu söylemiş ve demiştir ki: “Memleketimiz makul herkesle a- kıllıca görüşmiye hazırdır. Fakat komşularına karşı zorbalız yapmak istiyenlere de karşı durmıya hazır- lanmıştır. Şuna katiyen kaniim ki, nasyona! sosyalist ve faşist ideoloji müteassıp- lart denilebilecekleri müstesna ol- mak üzere dünyada hiçbir fert har- bi istemiyor. Eğer nasyonal sosyalist ve faşist rüesa kuvvete müracaate karar ve- recek olurlarsa bütün dünya memle- ketlerinin takbihine uğrıyacaklardır. Bu, hiç kimsenin mukavemet edemi- yeceği bir tazyiktir. Bu mukavemeti Napoleon bile gösterememiştir. Napoleonun muvaffak olmadığı yerde hiçbir fert muvaffak olamaz. Baldvin, Hitler gibi mahir bir si- yaset adamının böyle bir hataya dü- şebileceğini katiyen zannetmediğini söylemiş ve nihayet belki de pek ya- kında Almanya ve İtalya da dahil ol- mak üzere bütün dünya halkının hüsnü niyeti galebe çalacağı kanaa- tini izhar eylemiştir. Bir Ada Kayboluyor Manil, 20 (A.A.) — Nüfusu 4000 kişi ve genmişliği 15 kilometre murab- baı olan büyük Okyanusta 100 mil cenubunda kâin Yeşilada vuku bulan zelzeleler dolayısile kaybolmak üze- redir. Adanın sakinleri ufak sandal- lara binerek civardaki adalara iltica etmişlerdir. Bir Leh Ticaret Heyeti Almanyaya Gidiyor Varşova, 20 (A.A.) — Buraya ge- len telgraflarda bildirildiğine göre Garbi Silezyanın ve Şarki Prusyanın birçok yerlerinde Alman tahrir nü- fusu komiserleri, milliyetlerini fiş- lere kaydeden Polonyalılara fişleri iade ederek bu kayıtları düzeltmele- rini istemektedirler. Ticari mübadeleleri kontrol için 22 mayısta bir iktisat heyeti Berli- ne gidecektir. Müzakereler bilhassa —Almanya- dan Polonyaya ihraç olunan malla- rın tediye tarzı üzerir.de cereyan e- decektir. SA L L Franko Sulhün İstikrarını İstiyor Madrit 20 (A. A.) — Radyo ile neşredilen bir nutukta Franco, kaza- nılan zaferi tebarüz ettirmiş ve de - miştir ki: — Biz şeref ve istiklâlimizi her- şeyden üstün tutuyoruz. Biz, Avru- pada sulhün istikrarı yolunda teşri- ki mesai etmek istiyoruz.” Franko, memleketin imarı için bütün İspanyolların birleşmesini is- temiş ve demiştir ki: “Zafere, mukaddes birliğin inzi- mam etmesi lâzımdır.” — İngiliz Kralının Seyahati İngiltere Kralı Altıncı Georges;Ame- rikanın Kanada elçisini kabul etmiştir. El- çi itimat mektubunu takdim eylemiştir. Kral müteakiben kordiplomatik âzasını kabul eylemiş ve bundan sonra da Sena- toya giderek iki meclis âzası önünde bir hitabede bulunmuştur. ŞELEK Yazan: B. FELEK ay anam vay. Amerikada beş yaşında bir kız, çocuk doğurmuş; ana olmuş. İşi- tenler inanmamışlar. Hâdisenin ce - reyan ettiği hastane: — İnanmayan gelsin baksın! Di- ye işkillileri davet etmiş.. Bana sorarsanız, maslahatı Nas - rettin Hocaya havale ederim, Rahmetliye gelip sormuşlar. — Yüz yaşında ihtiyarın çocuğu olur mu? — Genç komşusu olursa olur, Ce- vabmnı vermiş. Biz ne kadar garip adamlarız! Şimdiye kadar şaşılacak, inanıl - mıyacak yegâne şey beş yaşında kı - zın çocuk doğurması mıydı? Geçende, yirmi di özd kaybettiğim bir dostuma tesadüf et - tim. Oturdu, yirmi senedir başından geçen şeyleri anlattı. Hikâyesi bana sanki evvelden bir kere daha işitmişim gibi âşina geldi. Sonra muhakeme ederek şu neticeye vardım. Hep birbirimize benziyo - ruz, Hayatımız, maceralarımız, tasa- larımız ve neşelerimiz hep bir usta işidir. Bu arada sıradan ayrılmış bi- rini görürsek, meselâ bir dostumu - zun İşi iyi giderse, bir kaç kuruş ka- zanırsa, bir araba satın alırsa, bir se- yahate çıkarsa, - ne bileyim - adam- cılayın yaşamağa başlarsa hemen gö- zümüze batıyor; şaşıyoruz. - kıskanı- yoruz demek istemiyorum - tedirgin olmuş gibi görünüyoruz. Beş yaşındaki kızın analığı da böyle. Eğer tabiat heves edip beş ya- şında bir yavruya analık verdiyse bundan analar ibret alsın. Bu, o de- mektir ki; bugünkü analığı beş ya - şındaki çocuklar da yaparlar. Telâşa ne hacet! Bu daha pratik değil mi? Büyük ana hem anayı, hem çocuğunu yâni hem kendi çocuğunu, hem de torununu beraber büyütür. Emek ve masraf bakımından mühim tasarruf olur. Dün gazetelerden birinde oku - dum. Birinin kulağına bir kurşun girmiş. Yirmi sene sonra kalçasından — dışarı çıkmış. Hayata bu kurşun gibi giren ve umulmadık yerden çıkanlar az mr- dır? Eskiden. “Elbette kurt oğlu yine kurt o - lur” diye bir mesel varmış. Bugün artık manası kalmamış. Kurttan ku- zu, koyundan kurt doğuyor. Yabancı tanıdıklarınız arasında hayata sıvacılıkla girip devlet adam- lığına yükselen, Sosyalist bir mektep hocalığından, kan kırmızı Nasyonal Sosyalist şefliğine çıkan kimse hatır lamıyor musunuz? Yalnız, şuraya dikkat! Hocanın kadılığı sırasında birisi diğerinden şekvacı olmuş: — Efendim! Davacıyım. Bu herif benim kulağımı ısırdı. Öteki hemen reddetmiş: — Hayır efendim! Hâşâ! kulağını kendisi ısırdı. Hoca davayı hal için evvelâ insa- nın kendi kulağını ısırıp isiramıyaca- ğmı denemek üzere harem dairesine geçmiş ve kulağını çekip ağzına yak- laştırmaya çalışırken elinden kurtul- muş ve kafası duvara çarpıp yarıl - mış. Onun üzerine tekrar mahkeme salonuna dönüp davacıya: — Davanı reddettim. Sen kendi Kendi î._____l(_ı_SA HABERLER | ,Dî'"n hafta içinde Amerikaya 100 mil- 00.000 dolar kıymetinde altın ithal Bdiy, ıngi"îlmr. Bu altınlar bilhassa Kanada, Sönd *re, Avustralya ve Yeni Zelandadan Stilmiştir. hgoslavya ticaret heyeti Almanya- €ket etmiştir. Fahsız Reisicümhuru Lebrun Mısir di Prens Muhammedi kabul etmiş- harı Veli; tir. Ş * 1a0) Gİfonde tezgâhlarında inşa edilen İndi mluk “Lansguenet” muhribi denize lfnmişu, * K Tet M"'"Wu enternasyonal talebe cemi- * €N resmen çekilmiştir. n îekoslovakyanm eski Hariciye Nazi- Maye [alkovskı Bohemya ve Moravya hi- Vaziş idaresinin Berlin orta elçisi olarak Tg'“f başlamıştır. 37 bidayetinde İspanyadan hareket gördüğünü anlatıyorlar. . Berlin'den Doktor Göbels'in tekrar gözd HÂDİSELERİN Londra mahftillerine göre Hatay meselesi, İngilterenin de Fransaya verdiği öğüt üzerine Türkiyenin lehinde hallolunmuştur. İngiltere mahfilleri Türkiye ile yapılan anlaşmayı yirminci asrın en mühim diplomatik hareketi saydıkları için İngilterenin bu şekilde harekete lüzum düştüğür fakat bu €rej dok% t Tansız sularınz. iltica e miş olan hi Spanyol - Üsler L vapuru İspanyaya dön k defa sebebin romantik bir macera olmadığı bildiriliyor. Hakiki sebep henüz anlaşılmamıştır. L L Ydt Mister Chamberlain'in Rusya ile ş > çıkmazdan çıkarmak için mantıki bir çare bulduğu ha- ber veriliyor. Malüm olduğu üzere Fransa ile Savyet Rusya arasında sağlam bir ittifak bulunmaktadır. İngil- tere de Fransanın müttefikidir. O halde İngiltere de bilvasıta Rusyaya bağlıdır. İngiltere bu vasıtalı bağlan- İÇYÜZ * edecektir 1938 inin 31 ilkkâ tıyı, lüzumu takdirinde vasıtasız hale getirmeyi kabul d ü x- A vardı. Tezgâhlarında da birkaç tahtelbahir inşa edilmekte idi, Bugün bu tahtelbahirlerin sayısı (145) e varmıştır. Yakında bu sayının kabaracağı bildiriliyor. Rusyanın 175 tahtelbahiri bulunduğu anlaşılmaktadır. Bunla- rın yarısı Baltıktadır. getirileceği anlaşılıyor. Romanyanın eski Hariciye Nazırı Titülesku'nun siyaseti 1936 da lüzumundan fazla Fransız taraftarı ve Milletler Cemiyeti taraftarı olduğu görülmüş ve bu yüzden Titü- lesku Hariciye Nezaretinden çekilmişti. Fakat, Romen siyasetinin yeniden bu cereyanı almakta olması dolayı- siyle Titülesku'nun yakında yine Hariciye Nezaretine yanım 64 tahtelbahiri * kulağ kendin ısırmışsın: Demiş. Herif te: — Aman Kadı efendi! İnsan ken- di kulağını kendi ısırır mı? — Isırır, hem kafası bile yarılır. Demîş. aei ei Bunun gibi olmıyacak şeyleri de- nemiye kalkanların kafası yarılır. İhtiyat ve akıl şunu emreder ki, birisi: — Beş yaşında bir kız, çocuk do- ğurmuş! Dedi mi? — Olabilir. Koca Tanrım, nelere kadir değil ki; deyip işi tatlıya bağ - lamalıdır. ——— Karadenizde Sis Var Sinop, 20 (A.A.) — Karadeniz sa: hilleri on gündenberi kalın bir sis tabakası ile örtülüdür. Vapurlar sis yüzünden yollarma zorlukla devam edebiliyorlar. Dün akşam limanımi- Za gelmesi beklenen Cümhuriyet va- bDuru yine sis yüzünden bu sabah li«

Bu sayıdan diğer sayfalar: