21 Mayıs 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

21 Mayıs 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İngiltere İle Ticaretimiz (Başı 1 inelde) ediyorlar. Normal ticaret kaideleri- bu ticari oyuna yanaşmıyor ve bu sebeple de Orta Avrupa, cenubu şar- ki Avrupası ve Yakın Şark memle- ketlerindeki ticaretlerini günden gü- ne kaybediyorlar. Bundan en ziyade zarar gören biz oluyoruz. Çünkü hakikatte malımızı yine dünya piyasalarındaki fiyata satmış oluyoruz. Fakat ona karşılık çürük mal alıyoruz, ve fazla olarak beynelmilel pazarlarımızı kaybediyo- ruz. 2 — Ingiltere ile kliring hesabile iş görüyoruz. Şimdiye kadar İngilte- reden getirttiğimiz mallara mukabil kâfi derecede mal ihraç edememişiz. * Çünkü yukarda zikredilen sebepten dolayı İngiliz tüccarı piyasamızdan mal almıya muktedir olamamaktadır. Bu yüzden Merkez Bankasındaki kli- ring muvazenesi İngiltere aleyhine kabarmış ve iki seneddenberi Ingiliz firmaları mallarının paralarını ala- mamışlardır, Bir çok İngiliz firmala- Yi para alamadıkları için Türkiyeye pl göndermekten, hattâ bizimle ti- cari münasebette bulunmaktan vaz- geçmişlerdir. Haziran aymdan itiba- ren, Türkiyeye Ingiltereden kitap ve mecmua bile gönderilmiyecektir. n iki mahzur bugünkü hölde İngiliz - Türk ticari münase- betlerinin inkişafına mâni olmakta- dır. Ingiliz - Türk anlaşması üzerine Alman firmaları faaliyete geçerek piyasada ne bulurlarsa almıya ve In- gilizlere satın alacak mal bırakma- mıya başlamışlardır. İngiltere ile akdettiğimiz siyasi anlaşmayı takip edecek iktisadi an- Taşma da bu noktaların gözönünde bulundurularak iki memleket ticari | münasebetlerini inkişafma engel tejkil eden mânilerin kaldırılacağını şüphesiz addediyoruz. Çünkü Ingilizlerin Türk piyasasın- dan alabilecekleri pek çok mal var- dır, Bu mallarımıza İngilterede yeni pazarlar bulmak mümkündür. Bu Salmktından Ystfs8e etraek, hattâ bu imkânı genişletmek Tizen ve fayda: dır. EA Ankarada Vefa 6-3 Yenildi Ankara, 20 (A.A.) — 19 Mayıs stad yomunda Demirsporla - Vefa takımı Arasinda yapılan maç 8 - 3 Demirspo- run galibiyetile neticelenmiştir. Maçı, stadyorun dolduran binlerce halk büyük zevk ve heyecan içeri. sinde takip etmiştir. Ihsanın hakemliği altında başlıyan bu oyunun ilk devresi rüzgâr ve gü-| eş lehinde olduğu halde Demirspo- | run bariz bir hakimiyeti altında ce- rTeyan etmiş ve oyunun ortalarında hücum hatlında oynayan merkez ve sol içi Orhanların ayaklarile iki sayı kazanmıştır. Bundan sonra baskısmı artıran Demirsporun fazla gol yap- masına mâni olmak için büyük bir süratle harekete geçen Vefalılar yap- tıkları sıkı İki akında merkez ve sağ içleri vasıtasile iki gol yaparak bö raberliği temine muvaffak olmuşler- dır. Devre 2 - 2 neticelenmiştir. İkinci devre ilk haftaymda ve bil- hassa son kısımlarında hakikatte tak tik bir oyun gösteren Vefalılar rüz- gir ve güneşi lehlerine aldıkları bu devrede gol adedini artıracaklarına muhakkak nazarile bakılıyordu. Fakat çok geçmeden ağır basmıya başlıyan Demirspor karşısında bo- calamağa başlıydn Vefa oyunu bu tahminlerin hakikatten uzak olduğu- nu isbatta gecikmedi. Demirspor bu devrede do çok muvaffak olan oyunu ile 4 gol daha yaparak gol adedini al- tıya iblâğ etmiş bulunuyordu. Buna mukabil Vefalılar sarfettikleri bütün enerjiye rağmen ancak bir golle mu- kabele ederek sahadan 6 - 3 mağlüp çıktılar, —“ —o Babaceklde | Kurslar a "ANI — 38 memurun i zehirli gazlardan ko- runma ve 47 köy muhtariyle kâtibi- nin devam ettiği köy kursu on beş gün devam eyledikten sonra muvaf- fakıvetle bitmiştir. Mütefekk Dün, Ağaoğlu Ahmedin tabutunu takip eden büyük ve güzide kalaba- liğin içinde, bir tok insan yoktu ki, o cenaze merasimine, emirle, göze gü rünmek, veya bir zahmetli (o yasak savmak için girmiş olsun! Ben, arkasından muazzam kafile- ler yürümüş zavallı tabutlar hatırla- rm ki, içlerinde yatanlar, yer yü - zünde, cesetlerini saran kefen kadar kıymetli birer eser, birer iz bile bi - rTakmamışlardır: Ve onların tabutla- rını takip eden kalabalık, kumanda ile hareket eden profesyonel cema- attir. İçlerinden herhangi | birisine, kimin cenazesini takip ettiğini sorar- sanız, inanm ki, bu susle bile cevap verememenin hazin hicabiyle kıza - Tacaktır, Buna mukabil, meselâ koca en - natkâr Nevres gibi, meselâ koca edip Süleyman Nazif gibi, öyle tallsiz kıy- metler hatırlarım ki, eğer çok yakın dostları, sevap kazanmağa (o hevesli bazı vatandaşları zorlamasalardı, ta- butlarını ta; cak dört omuz bile bulunamıyacaktı! İşte bu nankörlükler dünyasında, Ağaoğlu Ahmedin tabutunu, o ka - dar nezih, o kadar (riyasız, o kadar saygılı ve o kadar büyük bir kalaba- lığın takip edişi, çok az £ bahtiyarın kavuşabileceği bir mazhariyet, çok az İnsanın kazanabileceği bir zafer - dir) Ve biz, dün, Ağaoğlunun, bu maz- hariyete kavuştuğunu, bu zaferi de İkazandığını gördük! . Eğer yanılmıyorsam, Ahmet, nüfus kâğıdında: “— Müslüman!” kaydi bulundu- ğu halde; cenazesi kadınlar tarafm- dan da takip edilmiş olan İlk vatan - daştır. Ve dün, onun tabutunu takip e - den cemaatin içinde, göze çarpan İpekli zarif kedınesvapları; üslü menlığa, softaların kattıkları mü: ciane bir ariğneyi yikmiş bayraklar gibi dalgalanıyordu. Dün, Ağsoğlu Ahmedin münev - ver kızları, babâlarının şerefli cena- zesine, bu ikinci zaferi de kazandır- dılar! Ağaoğlu | * Feriköy mezarlığında Feriköy mezarlığına girdiğimiz zaman, İlk gözümüze (çarpan köşe, koskoca kabristanın ortasındaki bah- çeydi O geniş ve o kurak mezarlığın küçük bir köşesine hayat veren bu bahçe, burunlarımıza, bütün bahar çiçeklerinin kokularını savuruyor - du. Fakat biraz yaklaşmca hayretle gördük ki, uzaktan bahçe zannettiği- ğımız tabutu bırakacağımız mezer - dır: Ve bir kaç gün sonra, tıpkı göz yaşlarımız gibi kuruyacak olan o çi- çekler, Ağaoğlu Ahmedi sevenlerin gönüllerinden kopmuş olan çelenk - ler, büketlerdir! Kendisini sayanların ve sevenle - rin, hakiki bir bahçeye çevirdikleri mezarının yanıbaşında, Ağaoğlunun hayat arkadaşı yatıyordu. Ve Ağa - oğlu Ahmedin tabutu o mezarın yanı başındaki çukurun içine, âdeta, ha- yat arkadaşını uyandırmaklan çeki- niyormuş gibi, ve âdeta onun koynu- na giriyormuş gibi, ağır ağır indi! . Ağaoğlunun mezarı başında Mezarlıkta desterelenen kereste - hin esip bir sesi vardır: Tabut ka - pağını kesen destere, kalbinizin Üs - tünde, vahşi bir musikinin gizli, kes- kin ve tırtilir yayı gibi gidip gelir! Şimdi, Ağaoğlunun mezarı başın- da ayni ses duyuluyor. Ve hafızlar hatim İndiriyorlar! Ben, hatimi, melânkolik bir mu- siki gibi dinliyorum: Ve tabutu ke - sen desterenin sesi, bana, bu acı bes teye refakat eden iptidai bir saz âle- tinin temposu gibi geliyor! Destere durunca, hafızlar susun - ca, hıçkırıklar duyuyorum: Onlar da bu mevtai konserin ara nağmesi ola- cak! Gözlerim yaş dolu. Dikenlere ba- sarak. mezarlık kapısına doğru yürü- yorum. Fakat: miz o köşe, biraz sonra içine, taşıdı” ir Ahmet Ağaoğlu Dün Ebedi Medfenine Bırakıldı “ - Arkadaşlar!” diye baykiran, ve İnsanı derin bir uykudan sarsa sarsa uyandırır gibi sıçratan bir ses, beni oradan, bu haleti ruhiye içinde uzaklaşmanın acı lezzetinden mah - rum bırakıyor: Vaz geçmediğimiz bir manasız â- dettir bu: Mezar başında, taze mezar tümseğini hatip kürsüsüne çevirmek, ve hiçkiran bir kalabalığa bağıra Çça- ğıra bilinen hakikatleri tekrarla - mak... En sonunda da ezeli hüküm: “— Sen ölmedin... Yaşıyorsun!” Ve malüm tavsiye" “— Müsterih uyur Nitekim, dün de hemen ayni söz- lere mubatap olduk. Evvelâ Dr. Fet- hiyi dinledik: “— Sen, ebedi İstirahatine ka - vuştun.. Senin için hepimiz göz yaşı döküyoruz... Nemutlu sanatı.” Sonrs Peyami Safa söyledi “ — Ağaoğlu... Senin en büyük hafan, susmaktır. Şimdi sen (o dağı- nık dimağla iyice (o kavrayamarlığım karışık bazı kelimeler, ve retic&:) Sustun artık!.. Ben de susuyorum! Daha sonra İsmail Habip başla - du “— Mütefekkir, edip, ayni za - resnda büyük karakter adamı Ağa - oğlu... Senin bu faniliğin önünde yo- rulmaz bakanı selâmlıyorum!” Hele İsmail Habibin üzerinden in- diği mezara çıkan Azerbaycanlı Ca- fer oğlu Ahmet, yüzde yüz siyasi bir nutuk İradına, ve Turancılık davası- nin tahliline, telkinine girişine, ne- rede bulunduğumuzu, neredeyse u - nutacaktım! Bereket ki, artık - üzerinde söz söy- lenilebilecek başka kürsü © yokmuş gibi - birbirini takip eden hatipleri dinlememeye alışmıştım: Çünkü ilk söz alan en cerbezeli hatipleri dinle- yip sukutu hayale uğradıktan sonra, - mezar başında nutuk > ni mazur gösterebilecek kedar - dol gun bir söz dinlemek ümidini çök - tan kaybetmiştim! Süküt ve hıçkırık Nihayet, mezarlığın yeniden ka- vuştuğu yumuşak sükün, gerilen vü- cudümü, sıcak bir masaj gibi yatış - tırdı: Ve ben bu derin, bu omanalı sükünu dinleye dinleye, biraz evvsl- ki bakir ıztırabıma yeniden kavuş - tum. Şimdi, nutukların; kuruyan bo- Bazlara vurduğu düğümler de koptu. Ağsoğlunun iki öksüz kızı yat şımdalar. Biraz evvel, birbirlerine metanet tâvsiye ettiklerini çoktan u- nutmuşlar: İkisi de hıçkırıyorlar, Hıçkırıyorlarlı, Mezarlık kapısına doğru yürür - ken müztarip, #skat.. Müsterihim: Çünkü, şimdi Ağaoğlunun çiçekli ve taze mezarı başında, en belâğatli iki hatip konuşuyor: Suküt ve hiçkirik! Naci Sadullah * Cenaze merasiminin tafsilâtı Büyük Türk mütefekkiri Ahmet Ağaoğlu, dün takdirkârlarmın ihti - ram elleri üzerinde ebedi istirahat yerine götürüldü. Sabah erkenden Ihlamurda geniş yeşil sahalara nazır evinin içi, bah -| çesi ve önü son vazifelerini yapmağa koşan arkadaş, dost ve takdirkârları ve ayni zamanda dostlarının, flim ve| kültür müesseselerinin (o gönderdiği musanna çelenklerle dolmuştu. Hazır bulunanlar arasında — Vali| Lütfi Kırdar, başta Fethi Okyar' ol-! mak üzere İstanbuldaki mebuslar elçi ler, eski vekiller, üniversite profe - sörleri, bütün matbuat erkânı, dost- ları, takdirkârları ve akrabası vardı. Cenaze, saat 11,15 te evin önün-| deki antreye indirildi. Burada yapı - lan kısa bir dini merasimden sonra eller üstünde Teşvikiye camiine gö- türüldü. Cenazede bir kıta asker ve Çapa kız mektebi talebeleri de bulunuyor- du. Saat 1230 da namazı kılındıktan sonra cenaze gene eller üstünde Fe- riköy kabristanına kadar götürüldü. Ve orada hazırlanan medfenine göz- İyaşları arasında indirildi. Dini merasimden sonra araların- İyısta yapılan Sovyet TAN Halifaks Pariste (Başı 1“ineide) Van Sittart, sefirden ön beş ma- tekliflerinin Sovyetlerin son sözünü teşkil edip etmediğini sormuştur. Çünkü “dün tevdi edilen Sovyet notası 15 mayıs- taki notanın muhteviyatının teyidin. den ibarettir. Maiski, hükümetinin esas adde - giştirmiyeceğini zannettiğini söyle - miştir. O nokla şudur; “Müşterek emniyet mütekabil yar- dım teahhütlerine girişilmed takdirde kabili tahakkuk değildir. Bunun üzerine İngiltere hüküme- ti derhal Varşova ve Romanya ile te- masa geçerek bu İki memleketin tar- 2! hareketiyle üç taraflı bir yardım paktı ve bunun neticeleri hakkında bu iki memleketin imtiyazlarının no- lerden ibaret olduğunu öğrenmeğe karar vermiştir. Kabine, Varşova ve Bükreşten a- Iscağı cevapların ve cümarlesi le pazartesi günleri Pariste ve Cenevre- de yapılacak görüşmelerin neticesine göre çarşamba günü son kararını ve- recektir, İngiliz hükümeti mahafil - lerinde söylendiğine göre, İngiltere, Sovyet taleplerinin bir mıktarını da- ha İsaf edecektir. Ayni mahfiller, şarki Avrupada harp vukuunda İngiltere ile mütte- fiklerinin hareket serbestilerine ha- lel gelmeden Sovyetlerle umumi bir anlaşma yapılabileceği kanaatini iz- | har eylemektedirler. Moskova gazeteleri Mister Cham- berlain'in beyanatı hakkında henüz bir şey söylememiş bulunuyorlar. Fakat bugün Pariste yapılan ve daha sonra Cenevrede yapılacak © lan konuşmalardan bir neticeye va- rılması kuvvetle umuluyor. Lord Halifaks'a, İngiliz hariciyesi hukuk müdürü Malkin, orta Avrupa işleri dairesi şefi Strâng ve matbuat dairesi şefi Peoke refakat etmekte dir. Milletler Cemiyeti Konseyinde «Pazartesi günü resmen açılacak o- lan Milletler cemiyetinin 105 Inci iç- timin devresi esnasinda Şalhiz iki si- yasi mesele tetkik edilecektir. İ — Çinin teşebbüsü, 2 — Aland adalarının askerileşti- rilmesi hakkında Finlandiya #le Is veç arasında hasıl olan itilâfın tasdi- kl için bi fki devlet tarafından yapı- lân müracaat, Danzig meselesi ruzmamede yazılı değildir. Bununla beraber bu mese- lenin İngilterenin, Fransanın ve 1s- veçin murahhaslarından mürekkep olan üçler komitesi tarafından tetkik edilmesi kuvvetle muhtemeldir. Var- şovanın serbest şehrin statüsünde ta- dilât yapılmasına muarız olduğu ma- Tümdur, Potemkinin gaybubetine rağmen Ingiliz ve Sovyet murahhasları ara- sında yapılacak olan hususi görüş- meler bu içtima devresinin en me - raklı safhasını teşkil edecektir. üm ila Oturan Vapur Kurtuldu Köstenceden Stettine giderken sis yüzünden Şarköy civarında Incebu- runda karaya oturan dokuz bin ton İtayyare benzini hamuleli Alman ban- dralı (Mittelmeer) vapuru, Türk Ge- mi Kurtarma müessesesinin Alemdar Hora ve Saros kurtarma gemilerinin bir haflalık geceli gündüzlü mesaisi- le bu sabah kurtarılmış ve Şarköye İ getirilmiştir. Geminin hamulesinin İtayyare benzini olması v2 hararetin bugünlerde fazla bulunması dolayısi- | İle büyük bir tehlike atlatılmış ve ge- minin sığlıklar üzerinde oturması kurtarma ameliyesini ehemmiyetleş- #irmiştir. Gemi ve hamulesi'dn kıy- meti 600 bin Türk lirası tahmin e dilmektedir. aki Gemliklilerin Bir Şikâyeti , Gemlik (TAN) — Burada pek çok clan radyo aboneleri, gündüzleri e- lektrik cereyanı olmadığı için neşri- yatı takip edemediklerinden şikâyet eylemektedirler, almak İpsalada Kurs İpsala (TAN — Açılan kursa bü- tün köy muhtarları ve kâtipleri de- vam etmektedir. — — — lekette yarattığı büyük Türklük ce- reyanlarının değeri etrafında söz da doktor, edip, ve profesör olmak üzere bir çok hatipler, büyük Türk #liminin idealist ruhunun bu mem- söylediler ve mütefekkir millici Ağa- oğlunun yüksek meziyetlerini heye- canlı sözlerle sena ettiler, dilen nokta hakkında kanaatini de-| Almanya ii 21-5-939 ——— Ile Italya Arasındaki lttifak Yarın İmzalanıyor (Başı 1 inelde) Japon hükümetinin kararı Roma ve Berline bildirileceği ve bu husus- ta her halde müzakereler yapılması lâzım geleceği için 22 mayısta ital yan - Alman ittifakının imzası mera- siminde Japonyanın fiilen iştirak ©- debilmesine ihtimal verilmiyor. Masmafih Almanya ve İtalya, itti- fakın imzasından evvel Japonyanın vaziyetinden haberdar edileceklerin- den mezkür ittifakı şu veye bü su- retle Japonyanm da iltihakına imkân verecek bi rtarzda tanzim lerdir. Göbels, hücum ediyor Almanya Propaganda Nazırı Dr, Göbels dün Kolonyada bir nutuk söyliyerek demokrasilere şiddetli hü cumlarda bulunduğu gibi bügün de Wolkişer Beobahter gazetesinde neş- rettiği bir makalede bu hücumlarını tekrarlamakta ve bilhassa İngilizle- re karşı hakaretamiz sözler | söyle - mekte, İngilizlerin riyakâr, haydut | bir millet olduğunu, imparstorluk - ların riyakârlığa, kan dökmeğe ve şekavete müstenit olduğunu anlat - maktadır. Göbels, bundan başka Alman ör- dusunun teslihatından ve kuvvstin- den bahsederek hiç bir ordunun b: orduyu yenemiyeceğini, ona çarpâi ların dişlerini kıracaklarını iddia et- mektedir, Almanyanın yeni hazırlıkları Alman ordusu matbuat şubesi rei- si Albay Von Vedel bugün Völki- scher Beobahtör gazetesinde yazdığı bir makalede Almanyanın Polonya ile olan ademi tecavuz paktını fes- hettikten sonra şark hudutlarında ihtiyat tedbirleri aldığını ve bir la- edecek - Hatayın Kurtuluş Bayramı: 5 Temmuz Antakya, 20 (A.A.) — Millet mec- list töplanarak 4hâvalan resmi gün- lerine ilâve olarak Türk ordusunun Hataya girdiği 5 temmuz günü kur- talaş ve meclisin açıldığı 2 eylül gü- nünü kurtuluş bayramı olarak kabul etmiştir. Meclis, bundan başka Hatsy şehitlerinin kemiklerinin bir yere toplanmasını ve bir şehitler âbidesi kurulmasını kararlaştırmıştır. Devlet reisi Tayfur Sökmen şehri- mize gelmiş, dün geceyi ordu evinde geçirmiştir. ae Bir Fransız Filosu Şimal Denizine Gidiyor Paris 20 (A. A) — Bahriye neza- retinden bildirildiğine göre İki zırh- lı, üç kruvazör ve on İki torpitodan mürekkep bir Fransız filosu amiral Cansoulun kurnandası altında vlsrak 22 mayısta bazı İngiliz, Holanda ve Belçika limanlarını ziyarete çıkacak- tır. Bu seyahat haziran başlarına kâ- dar devam edecektir. —— Eski Çekoslovak Cümhurreisine Suikast Hazırlamışlar Vaşington, 20 (A.A.) — Eski Ç»- kosluvakya Reisieimhuru Benesi ter tip edildiği haber alınan bir suikast- ten korumak içir. polis ciddi muha- faza tertibatı almıştır. Gerek Nevyork gerek Şikago Cek mahafili bu hususa sıkı bir ketumi- yet muhafaza eylemekteair. elik Şile Halkevinde Şile (TAN) — Halkevi, iyi bir o- kuma odası vücude £ getirmiştir. Gençler, şimdiye kadar mahrum bü- Yundukları böyle bir yere kavuştuk- larından dolayı memnundurlar. Halkevi, daha kuvvetli bir radyo satın almayı ve kasabamızın mühte- lif yerlerine koyduracağı hoparlörler vasıtasiyle konferanslarını ve diğer neşriyatı yaymayı düşünmektedir. Eğ gp Seyitgazi Köylerinde Seyitgazi (TAN) — Eğitmenli köy- lere bin tane aşılı meyva fidanı ve doksan bin bağ çubuğu verilmistir. Önümüzdeki yıl, her eğitmenli köyde bir fidanlık yapılacaktır. Şim- diden hazırlıklara başlanılmıştır. kim müstahkem hat'ar vücude ge tirdiğini yazmaktadır Albay Vedelin veraiği mialümata göre Şarki Prusya deha şimdiden baştanbaşa bir kale hâline gelmi? bulunmaktadır. Şark mıntakas' da gayet kısa bif zamanda garp hudutları derecesinde tahkim edilmiş olacaktır. Kuvvetli etüdler Silezyada işe koyulmuş bs lunuyorlar, Otosirad insası ekipleri de garp hudutlarında ciduğu gibi bu” ralarda çalıştırılacaktır Mussolininin yeni nutku Roma, 20 (Hususi) — Sinyor Mus solini bugün söylediği bir nutukti pazartesi günü imzalanacak — Wttifa$ muahedesinden bahsederek bu mut” bede ile 150 milyonluk büyük bi” insan kitlesinin bir blok teşkil ede * ceğini, silâh ve insan kuvveti bak: “ mından mağlöp edilmez bir kudret teşkil ettiğini, fakat bu blokun an * cak sulhü istihdaf ettiğini, onun içi? İdemokrasilerin, bu kuvveti süjisti İmal etmemeleri lâzım geldiğini sö)” lemiş ve “şimdi susacağım, teabındi neler yapmağa, muktedir olduğumu” zu göreceksiniz!” demiştir. Litvanya — Almanya münasebetleri Berlin 20 (A.A) — Litvanyf Hariciye Nazırı Urbsys, bu sabah bi raya gelmiştir. Mumaileyh, öğle Üz” ri hariciye nezaretinde Alman - Lif vanya ticaret itilâfını imza etmişti Sefir, öğle yemeğini Von Ribbentro? ile birlikte yemiştir. Ticaret muahedesinin imzasın * dan sonra Almanyanın Memelden ki mil mesafede bir hür Jiman tesi ederek bunu Litvanyaya tahsis ed” ceği bildirilmiştir . — ma? Amasya Çekirge İstilâsına Uğradı Amasya, 20 (A.A.) — Vilâyetimi dahilinde gili, glieş bin hektar sahada beş gündenberi külliyetli mi tarda ve müstevl! şekilde çekirge # fatı başlamıştır, Mahalli vasıta yapılan mücadelenin azlığı sebebi Ziraat Vekâletinden scele yardım # tenmiştir. Evvelce on dört köy mahsulünül dolu meticeşi ma.volduğunu bildi” miştim. Son raporlar bu miktaf”f yirmi sekize çıktığını göstermektedif Gerek dolu âfatı ve gerekse çel tehlikesi vilâyet mahsulünü endi verici bir vaziyete sokmuştur, Eceabatta Posta Eceâbid (TAN) — Posta münaki” Iâtamız Çanakkaleden ve deniz © rikiyle temin edilmektedir. iki gün posta motörü gelmediği bi, fırtına olduğu zamanlar da memektedir. Halbuki, postalar radan getirilse, halk her gün gaz” alıp dünya hâdisatından olmak imkânını bulacaktır. a nyal Ipsala Kaymakamı Değişti Ipsala (TAN) — Kaymakam Be çet Tüm Savaş, Plorer kaymak liğına tayin edilmiş ve gitmiştir. e 12 Yaşında Bir Kız Öldürüldü Ödemiş — Birgi nahiyesinin B# rataş mahallesinde oturan Meh öğlu Mehmedin 12 yaşındaki kızı mine Tahta, Süleyman oğlu Süleğ man Apış isminde birinin secavÜ ne uğramış ve biçakla öldürülmüştü” Katil tutulmuştur. MAARİFT E ç Ziraat Talebesi Seyahati Istanbul Ziraat mektebi son yi talebesi Trakyada yaptıkları seyahatinden sonra Bursaya giti lerdir. Talebe, Trakyada 'Tekirda! da şarap fabrikasını, Lüleburgaz let çiftliklerini ve Edirne fidanlık bağlarını da gezmişler ve tetkik#' bulunmuşlardır. Bursada Karacabey harasın! > xecekler ve tatbikat için Uludağ? kacaklardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: