Bir Notları 2 Nisan : ( Avlonya) İtalyan konsolosu, Arna - vutluk ricalinden birine İtalyan işgalinin halkı hiç bir veçhile in - citmiyeceğini söyledi. O da bu söz- leri Tirandaki kralma bildirdi, Bu İtalyanın işgal © hakkında nim resmi fakat kati ültimatomu idi. 3 Nisanla 4 nisan hâdisesiz ge « “Tirana": Şayia- 5 Nisan: larla dolu biz gün. Sabahleyin altıda Velishdin doğu- mu şerefine 101 pare top atılması halkı bir hayli heyecanlandırdı. Herkes Italyan işgalinin başladı ğından korktu.. Şehirdeki Italyan- lar, sahile doğru hareket ediyor. lar ve Italyan otelleri kapamıyor- du. Daha sonra Arnavutluktaki bütün Italyanların 24 saat zarfında memleketi terketmeleri için emir aldıklarını anladık. Mühim bir hâ- disenin vuku bulmak üzere oldu- Bunu hissettiren ilk haber bu idi. Inanılmağa değer bütün haberle. rin özü, Kral Zogonun Italyan ta- lepleri aleyhinde olduğu, nazırla- rm ve parlâmentonun, bilhassa bü- tün halkın bu hususta kendisine müzaharet ettiği merkezinde idi. 5 Nisan : Itaiyanlarnm Be- : rat civarındaki petrol sahalarında çalışan Ameri- kalı bir mütehassıs, 750 İtalyanın Avlonya limanına gönderildikleri- ni, halbuki bunların hiçbir tehlike- ye maruz olmadıklarım anlattı. 1- talyanın, bunları geri alarak mem- lekette bir takım hâdiseler vuku bulduğunu hissettimek istediği gü- ze çarpıyor. Halbuki petrol kuy! Jarına ve sahile uzanan petrol bo- Tularına bile katiyen dokunulma- miştı, Öğleden sonra İtalyanın havu kuvvetleri Tirananın üzerinde bir nümayiş uçuşu yaptı ve anlaşılan Arnavutların karar vermelerini kolaylaştırmak istedi. Bu tayya- relerin 43 adet olduğunu saydık. Halk, bu nümayişten korkmıyarak, şehrin meydânında toplandı ve hü- kümetin mukavemet etmesini iste- miştir. $ , Paskalya cuması. 7 Nisan: Bu gün Arnavut- Jarın kara cuma dedikleri gün.. Sa» bah 5.30 da Italyan askerleri Draç- ta karaya çıktılar, Arnavutlar bun- lara ateş açtılar ve İtalyan gemi- leri şehri bombardman etti. Çok geçmeden telefon muhabereleri, bombardman yüzünden kesildi. 1- talyan tayyareleri şehrin üzerin- de uçarak binlerce beyanname at- tı. Beyannameler hükümetin fe- nalığından, Italya ile Arnavutluk srasındaki dostluktan, mukaveme- tin faydasızlığından bahsediyordu. 'Tirana henüz sakindi. Öğleden sonra İtalyanların dört noktadan sahili işgal ettiklerini ve en Omühim mukavemetin Draçta gösterildiğini haber al - dık. Burada İtalyan © askerleri ve denizcileri rıhtıma çıkmış, ve mukavemet beklemeden yü- rümüş, Arnavutların mitral - yözleri faaliyete geçerek bu as- kerleri biçmiş, İtalyan askerle- ri iki defa püskürtülmüş daha “sonra İtalyan zırhlıları vaziyet alarak şehri bombardıman et - miştir. İtalyanlar üçüncü defa karaya çıkmağa imkân bulmuş- lar, sokaklarda göğüs göğüse şiddetli bir muharebe vukubul. Haftalık| , EE işgalin | Acı Günleri İtalyan işgalinde Arnavutlukta bulunan Taymis muhabirinin günlük notlarını hulâsa olarak veriyoruz. Bu notlarla işgalin çalışan Aria yuk tebi talabesinden ibarettiler, Ve bunların hepsi de cesurane dö- vüşmüşlerdir. Vakanın kahra - manı, her taraftan bombardı- man edilen, her taraftan tüfek ateşine tutulan ve havadan da ateş altına alınan fakat üç bu- çuk sant mitralyözünü kulla - nan ve İşleten Armavuttur, Hükümetin halka silâh dağıta- mamâsi yüzünden uzun bir mu- kâvemete imkân kalmamıştı. : . Sokaklarda as 7 Nisan * kerlerin ve tank- ların geçişini seyredenler pek az- dılar. Tayyareler tepemizde mü- temadiyen uçmakta idi. Fakat Ba- i radyosu, her yerde halkın Mak y ı sevinç içinde karşıladıkla- rını söylüyordu. Radyo daha dün, Arnavutlukte yaştyan İtalyanlar» dan birinin de emniyet İçinde ol- madığını söylediğini unutmuş ve böylece en tehlikeli düşmanlığı, bir gece içinde en hararetli dosi- luğa çevirmişti! Arnavutluk Oor- 12 Nisan: dusunun o Kruja gerisinde olup eskiden Iskender Be- yin payitahtı olan Bürele çekildi- ğini, daha sonra Elbasan dağları- pa doğru hareket ettiğini haber aldık. Fakat Tirananın içinden memlekette olup biteni öğrenmi- ye imkân kalmadı. Elbasana git- miye karar vererek gece yarısı ha- reket ettiğimiz zaman yol başin- da rastgeldiğimiz askerler ilerle- menin tehlikeli olduğunu söyledi- ler. Italyan askerlerinin umumiyetle korku içinde olduğu göze çarp- makta idi. Bunların çoğu, Halya- dan hareket ettikleri zaman nere- ye gittiklerinin farkında değiller- di. Bir kısmı da Arnavutluğun da- veti üzerine dostane bir ziyaret yapmakta olduklarmı sarityordu: Bunların içinde “Bizi istemedikle- rine göre burada işimiz ne7” di- yenler çoktu: 13 Nisan ş Avvavutluk “Mü essisan mezlisi, eden İtalyan süvarilerinden bi şimdiye kadar yazılmamış kanlı safhaları canlanmış oluyor. Tiranda gazeteden öğrenmiye e sunmak için toplandı. Fakat mat- buata verilen tebliğ, asıl neşri is- tenen tebliğ olmadığı anlaşılıyor- Çünkü bu tebliğ derhal müsadere olundu. Çünkü matbuata yanlışlık- la verilmişti. Bü tebliğ 3 nisan ta- rihini taşıyor ve altında İtalyan se- firi ile başkâtibinin imzaları gö- rünüyordu.Halbuki ayni tebii ğArna vutluk hükümetinin kararı olarak 12 nisanda neşrolunmuştur. Halyanların burasını niçin işgal ettiklerini herkes biribirine soru- yordu. Çünkü İtalyanlar Arnavut- tuktan her istediklerini alıyorlardı. Arnavutluğun işgali bu suretle tamamlandı. Şimdi İtalyanlar Yugoslavya hudutları içinde ve zengin topraklar üstünde yaşa - yan yedi yüz hin Arnavuda kom- şu olmuşlardı,” .Bolvadinliler Ortamektep Yapacaklar Bulvadin (TAN) — Burada şiddet- Je hissedilen orta okul i min edecek müsbet bir adim atılmış- tır. Biri zenginlerin iştirakile bir top- lantı yapılmış, orta okul inşasına ve buna dalr diğer ihtiyaçlara yetecek miktarda teberrüde bulunulacağı hak kında taahhütler verilmiştir. Bunu duyan halk, milli çalgıla çalarak ve milli oyunlar tertip ederek, sevinci- ni ve maarife sevgisini izhar etmiş. tir. Bir taraftan da hayvanlarla, ara- balarla, okulun yapılacağı arsaya taş getirip yığmıştır. Okulun temel at ma merasimi yakında yapılacağı an- laşılmaktadır. ——o— Babaeskide Karga Mücadelesi Babaeski (TAN) — Burada 600 ve köylerimizde 230 karga öldürülmüş- . i TAN GAZETELERLE İzmit Karakolunda Knidos Heykeli Yazan: Naci SADULLAH İzmit karakolunun koridorunda, kapı levhalarına bakarak komiserin odasını ararken, ince bir kadın sesi duydum: Döndüm: Koridorun nihayetine atılmış arkalıksız, eski bir sandayle- de, çıplak vücüdünü, iki kirli hamam peştamalı ile örtmliş genç bir kadın oturuyordu. O, gözlerimde aradığı âşinalığı bulamayınca, acı acı gülüm- sedi: “— Tanıyamadınız değil mi? de- di. Ve ilâve etti: Haklısınız. Çünkü beni bu ha - İimde, değil siz, o Praksitel (1) dahi görse, tanıyamazdı! Bu sözleri söyleyen kadıncağıza, bütün dikkatimle baktığım — halde, münlesef tanıyamamıştım. O: “— Ben, meşhur Knidos Veniisti- yürm:” Deyince, hayretimden heykel gibi donup kalacaktım, Oo: Biliyorsunuz: Dedi, biz, yüzünde üç tane Venüsüz: Kapitol venüsü ile ben sap sağ -| lamdık, Fakat biçare Milo Venüsü - nün başı ve bir kolu yoktu. Geçenlerde, Bursadan bir mektup aldım: Bursa müzesi müdürü, “asarı âtika” yı tamir etmek merakına düş- müş, ve Venüs Dömiloya bir kol, bir İde baş yaptırmış! Şimdi, o da bizim İgibi sapa sağlammış. Fakat biçare, kendisini ziyaret edenlerin yüzlerine bakamıyormuş: Zira o eğreti kolla, o takma baş, zavallı Venüsü, mer - merden yapılmış bir karikatüre çe - virmiş! ! Ben, bunu öğrenince, İçinmde de- rin bir merhamet duymuştum. Fa - kat şu anda, görüyorsunuz ki, ondan yer Ingiltere ile mevcut ticaret anlaş- mamıza rağmen iki memleket arasın da kliring yoluyla yapılan ticaret muamelelerinin inkişuf edemediği söyleniyor. Bu hususta alâkadar tüc- carlarla iktisadi mahafilde yaptığı- mız tetkikattan İngiltere ile aramız- daki #caret muamelelerinin gevşek gittiği anlaşılmaktadır. Gerçi Türk ofisin haftalık bülteninde kliring he- suplarının 10 - Ji milyon Türk lirasi arasında temevvüğ ettiği görülüyor- sa da yine kliring yüzlinden muams- lelerin Ingiltere tüccarların hoşnut etmediği temin olunmaktadır. Dövizle muamele yapmak itiyadın- da bulunan İngiliz müesseseleri kli- ring sistemini anormal bir sistem telâkki ettiklerinden ihtiyatlı davra- nıyorlardı. Fakat evvelâ Sovyetler, sonra Almanya ve müteakiben diğer memleketlerle 1930 tarihindenberi tatbik olunan Enterşanjable uzlaşma» lar sebebile Ingiltere ile olan mua- melelerimiz çok gerilemişti. Bu tar. da kabul edilmesi işleri nisbeten can- landırmıştı. Fakat devlet müessesatı için Ingiltere ile olan hususi ve kro- dili anlaşmalar bir tarafa bırakılır. sa; kliring sistemi ile olan münase- betlerimiz bidayette iyi devam etmiş ve memleketimize kumaş, yün ipli ği ve koloni yapakları ile diğer ba- zı maddeler bilâ kayıt ve şart gönde- rilmişti. Şu kadar ki gelen malların dövizleri sıra beklemiye tâbi tutul- duğu için Ingilier fazla beklemek- | ten ise Türkiyeye mal göndermekte ihtiyatlı davranmışlardır. Bazı In- giliz firmaları maslımızı fop teslim- den ancak bir sene sonra paramızı zn bilâhare İngiltere tarafından| alabiliyoruz. Bizim bu kadar intizar işimize gelmez demiya başlamışlar. İyyda'iır Yazı Mertyalar şe eğer'mu. rebileceğinizi temin edebilirsiniz $#i- ze İstediğiniz kadar mal gönderebi- liriz, diyorlardı. Fakat tüccarlarımız kliring sisteminin icaplarına tâbi ol- duklarından bu teminat ve taahhüdü daha acınacak haldeyim! “— Ne oldunuz? Sizin burada ne işiniz var? 3 Kendisini daha fazla zaptedemi - yen zavallı Venüs, hıçkıra hıçkıra ağ- layarak içini döktü: 26-44-0939 EKONOMİ Kliring Muameleler Ve İngiltere İle Ticari Münasebatımı BORSA 25 —4— 30 i İ İ İ Londra İ Nevyork Paris Milâno , Cenevre . İ Amsterdam 67247 i Berlin 50447 | Brüksel 21035 Atina 107 Sofya 158 Madrid 14.033 Varşova 23.345 | Budapeşte 24.0671 Bükreş 08031 Belgrad 2291 İ Yokohama 34.62 Stokholm 30.0321 Moskova 23.902: ESHAM VE TAHYİLÂT İ Türk Borcu T peşin © ses i 1996 © 5 ikramiyeli 20.06 | Ergani 10— : Sivas - Erzurum II 19.45 | İş Bankası nama ! peşin 930 ————— —-— etmiye başlamışlar ve ilk iş ok büyük miktarda tiftik satın almış dır. y Ingiliz müesseseleri takas yol girince son altı ay içinde fazla r tarda Türk malı istemişlerdir. zim için Ingilteredeh ilhal edilet cek mensucat ve fabrikalarım. bam maddelerinden ulan yün ip pamuk ipliği, ham yün, manifat eşyası gibi mallardır. İngilizler & mallarımızı fiyat itibarile yük; bulmaktadırlar, Fakat iki hüküm mütekabil kolaylıklar göstermek ithalât eşyalifına prim verilmek yapmamış oldukları “ prensip «e kârlığını bundan sonra yapmaları: çok yerinde olacağına şüphe yokt Bu noktanın ehemmiyeti büyükt Çünkü dünyada en mükemmel tif “— Bir seyahate çıkmıştım: İz «| mite de uğradım. Fakat beni polisler | yakalıyarak buraya getirdiler, Siz, dedim, kendinizi müda «| faa etmediniz mi? “— Etmez olur muyum? Müd - delumumiye, tarihleri gösterdim: Be. şeriyetin sanat ilâhı tarafından bana, bütün dünyada çırçıplak dolaşmak imtiyazımın verildiğini söyledim. Fa: kat kim dinler? Müddeiumumi hana bir kitap gösterdi. Anlamadığım söz- ler söyledi. Zavallı Venüs, bunları söylerken, hırsından tir tir titriyor, ve açık sı çık görülüp de tekdir olunmak kor kusu İle, kirli peştamalına daha faz- İla sarınarak hıçkırıyor: | o “— Bu, diyordu, hiç alışmadığım bir şey. Unutacağım da bir tarafım ifa edebilecek bir vaziyette bulun- | ipliği imal ve ihraç eden Ingiliz f. muyorlardı. Bundan dolayı İngiliz müesseselerile geniş ölçüde Iş yapa- bilmek imkânları elde edilememiş- tir. Zira Merkez Bankasında bloke olarak kalan eşya bedellerinin ancak sırası geldikçe ve sırası bozulmadan de bloke edilmesi bir vsuldür. Bu u- sülün devamı müddetince İngiliz müesseselerinin arzusunu yerine ge- tirmek İmkânı yoktu. İngiliz fabri- kalanı gönderdikleri malların faizini hesap etmiyerek ve kısa vadelerini bazan temdit etmek suretile de faiz- siz olarak mal göndermeği kabul et- mişlerdi. Ancak mal bedellerinin intizara mahal bırakmadan gönderilmesini istiyorlardı. Bunu temin etmek müm- kün olamayınca ancak takas sureti- le mal göndermek imkânları aran- açılacak diye ödüm patlıyor!” Ben o anda, biçare Venüse, ve - rilebilecek bir cevap © bulamadım. Şimdi o ihtimal hâlâ, ayni kırık san- dalyenin üzerinde, ve kirli peştama- binin içinde hıçkırıyordu, — İstanbul gazeteleri, onu, bu ağır mahkâmi - etten kurtarmak için kalemlerinin olanca celâdetini harcıyorlar. Eğer halkın âr ve haya duygularını renci- 4e etmekten mazmun bulunan biça- re Venüs, uğradığı bu ağır cezadan kurtarılamazsa, mutlaka kahrından ölecektir. O takdirde, onu defnede - bileceğimiz en münasip mezarı da ben sağlık vereyim: “— Güzel Sanatlar Akademisi!” (0) Yeryüzünde mevcut iki kopyasm- dan birisi Vatikanda diğeri de Münihte bulunan meşhur Knidos Venüsünün hey- kelini yapân sahatkâr, Besnide Pamuk Ekimi mış ve İngiltere ile takas muamale- lerine girişilmiştir. İngilizler bloke paralarını da bloke edebilmek için kıymet itibarile yekün tutabilecek ve kendi kölonilerinde az istihsal o- lunan maddeleri yurdumuzdan itbal rikaları olduğu halde bu fabrika bu mühüm işi tamamen Almanlı kaptırmışlar ve bu hareketlerile h bizi, hem kendilerini mutazarrır mişlerdir. Çünkü Almanya bu gibi mall; hem daha ucuza mal etmekte, h de daha ucuza satarak İngiltere rekabet etmektedir. Bazı telâkkil, nazaran eğer Türkiye hükümeti gilterenin ihtiyacı olan ve takas : laşmasına dahil bulunan malların rasına diğer muhtelif maddeleri ilâve ettirir ve karşılıklı bir tal primi temini mümkün olabilirse memleket arasındaki ticari müna betlerin inkişafa yüz tutacağı şüp' siz görülmektedir. İngilizlerin bir ay İçinde mal almak tekliflerir bulunmadıkları halde en kritik vaziyete rağmen Almanlar müter diyen Türkiyeden mâl talep eyler tedirler. İngiliz müesseselerine pi: samızdan yapılan bütün tekliflere len cevaplar şöylece hulâsa edile lir: Fiyatlarınız yüksektir.. Ankarada Bir Otomobil Kazasında Üç Kişi Yaralandı Ankara, 25 (TAN Muhabirin- den) — Bügün öğlden evvel Ata- türkün bulvarı üzerinde (Orduevi ile Sıhhat Vekâleti arasırda bir oto mobil kazası olmuş, bir kişi ölmüş iki kişi de hafif yaralanmıştır: Resmi bir arabayı idare eden Lüt fi Altınok yeni idare etmeğe başla dığı otomobili kaldırıma çıkararak Milli Müdafaa Vekâleti hava malze- Besni (TAN) — Geçen sene Malat-| me deposunda müstahdem maran- ya pamuk ıslah istasyonunca gönde-| goz Mustafa oğlu Abdullah Gökcam., rilen sekiz cins pamuk tohumunun | ayni yerde asker Recep oğlu Mümin tecrübesinden sonra topraklarımıza | ve Ziraat Bankası kooperatif şubesi en uygun olanın klevland cinsi pa- |memurlarından Orhana çarpmıştır muk olduğu anlaşılmıştır. İstasyon | Bunlardan Mustafa oğlu Abdullah bu sene bu cinsten on bin kilo tohum- | Gökcam biraz sonra ölmüştür. Müd- Bir Profesörümüz Bükreşte Bir Konferans Verdi Bükreş, 25 (A.A) — Doktor p fesör Şevket Evrensel bugün, saat de Bükreş Tip #akültesinde konfer: sını vermiştir. Sabık Başvekil ve sarayı krali a sından Vayda İle sıhhat ve maarif » arlarının, tıp fakültesi reisinin fakülte muallimleri ile bir çok de torların hazır bulunduğu konfera çok takdir edilmiş ve hararetle alk Janmıştır. Konferansta elçi Tahrlöu de vardı. Gerek elçinin bulunması teati edilen sözler gerek konferan: yaptığı tesir, bu toplantıya Türk