TAN Üstündağın Muhakemesi Başladı dali Mama (Başı 7 incide) yer tesbit ve tatbik şekilleri de ka- len mesuliyet her bakımdan gsyri va |kineisi Ahmet Şenoto (imzası ie) beş günde de, Bunun bizimle alâka. rit ve merduttur, noktaj nazarında | 23.7.937 tarihinde riyasete verilip tası yoktur, munların ruhuna ve metnine ve hü-| bulunmuştur. ratımdan hesap işleri müdürlüğüne| — Arabalar sefere çıktıktan bir kuki fikir ve telâkkilere uygun de: o Muhittin Üstündağ, kararnamenin le m Keresteci -İay sonra ruhsat tezkeresi verilmiş. , Bildir, demiştir. 6 ıncı maddesinde Kurtuluş — Be-|ler - Eyüp hattır ekte İken) — Hatırımda kal ği Ss I 4 Sabık vali, hakkmda lüzumu nur | yazıt hattımın açılmasında e Sabur |uhantnameleri istirdat ve bu. kere |çycamele tenemyar yar Te elam : bakeme kararı verilmesine sebep © | Samiye işletme ruhsatı verilmesinde-|âf ve iade olunan 3274 ve 3888 nu - İs a miş, mauyene- . lan, keyfi ve yersiz muamelelerin | ki muameleleri tetkik movzuu etme- | maralı arabaların yeni açılacak Maç; | <'i Yapılmak, ondan sonra ruhsat- (Başı 1 incide) | , vukuunu men için Şehir Meelisin-| sine, belediye işlerinin hüsnl cero.|ka - Beyazıt hattında çalıştırılması | Pâmesi doldurulmak için hiçbir za-| istiklal mücahitlerile,. bütün halk | den tasdikli bir talimatname yapı-| yanlarından kanuncn mesul tutula.İna müsaade istediği halde kendişine| Mana İhtiyaç kalmamıştır. Telefonla) ve Mehmetciklerle beraber başar- maması, İrtibatsız ve intizamsız e-| rak Türk ceza kanımunon 240 ıncı | cevap verilmemesidir. kime emir verilmiş, kime verilmemiş) dı. Bunun içindir ki. Türk Mkılâbı | 9j€ mirlerle İdare etmek suretiyle bir takim tezebzübler vukuuna meydan verdiği keyfiyetlerini ve diğer it hamları reddeylemiştir. maddesine tevfikan verilen lüzümu| © Bu adamın bu hatları beğenip a-| bunu bulmak lâzımdır. Bu wüame- muhakeme kararına itiraz eylemiş, |çılacağım işittiği Maçka hattına ve- kendisine isnat edilen, vazife sutisti- İrilmesi hakkındaki talebinin isafına mall, halka karşı kend'ler!ni memur. | kanunen veya idari bir zaruret do - tepeden gelme bir inkılâp. değil, halkın içinden gelme bir inkılâp- tır. Atatürk Türkiyenin ilk Cüm- hurrelsidir. Bu nimetşinas millet leyi ben yapmadım. Halka azami yardimi düşünerek vesalti nakliye- #UGÜNKÜ BULMACA 12348671809 10| Muhittin Üstündağ demiştir ki: “— Otobüs işlerinde mamulünbih olmak üzere daimi encümenden tas- dik ve İsdar olunan kararlarm gayri kanuni olduğuna ve bunun hangi sebeple red ve iptali lâzım geldiğine dair lüzumu muhakeme kararla” rında açık, kati, sarih bir kayıt ve hüküm mevcut olmadığı üzerinde muhterem hâkimlerin nazarı dik- katin celbederim.,, Sabık vali devamla: “.— Muamelâtta tatbik olunan mukarrerat dahi encümenden Isdar olunan ve meslise arzedilen talimat nameden ibarettir. Aksini iddin hi- lâfı hakikettir.,, Demiş, otobüs işleri talimatname. sinin hazırlanmasında gösterdiği İd. dia edilen ihmal ithamı reddeyle miştir, Muhittin oOÜstündağ, ( irtibetaz ve İntizamsız emirlerle idare etmek suretiyle bir takım tezebrübler; se bep olması iddiasına temas erlerek kendisini şöyle müdafaa etmiştir: “— Tezebzüp, madde tayini sure- tile irse edilir.,, Lüzumu muhakere kararnamesi- nni 2 ci maddesindeki keyfi hareket, otobüslerin hotbehot ticaretten me- nodildiği iddialarını da doğru bulmı- yan sabık belediye reisi, uzun uzun bu hareketlerin asıl reazilerini, be: | lediyece alınan tedbirlerin kanuni; oldukları anlatmıştır. Kararnamenin. miştir ki: “— Belerliya bu işler dı - şmda cereyan eden safharından ,ha- kikaten haberdar mıdır? Bir takım muvazsalar olmustur Eövr mutlaka bir yolsuzluktan bahsedilecekse, onu mutlaka belediye haricinde ve iş ya- panlara matuf ve müteveccih olarak işin bünyesinde © aramak lâzımdır. Belediye bu muvazaaları evvelden öğrenmek imkâna ve Tırsatma ma- lik olamayınca, öğrenmedi diye bu muamelâtı talfi edilemez. Vali teftiş mevkiinde değil, icra ve sevki ida- re makamındadır.,, Kararnamenin yedinci maddesinde Şişi — Fatih hattında Refet Hako- la, oh araba işletmek için verilen müsüade, mevzuubahis messleyi Üs- tündağ uzun uzun teşrih etmiş, hâdi- senin safhalarını anlatmıştır. Ekrem Sevencanın müdafaast Bundan sonra Ekrem Sevencan ayağa kalktı ve hulâsaten şu sözleri söyledi: “Devlet Şürası umumi heyetinin hakkımdaki kararını dinledim. 330 muamelâtından dolayı bana atf ve isnat olunan suçlardan birincisi İb- rahim İsminde birisinin Bakırköy - Sirkeci hattında otobüs işletmektey- kon 30.3.37 tarihinde ruhsatnamele- deki Aksaray — Yıldız oinbüs hattı- (ri istirdat ve bilâhare cezaları affe nın açılmasındaki muamelenin yol- |dilmiş olan 3268, 3353 numaralı oto-| suzluğu kidiasma karşı Muhittin Üş- |büslerinin yine eskisi gibi Bakırköy hattında tündağ: işlemesine müsaade tasını — Bu babtaki mildafaamı bizatshi |bir istida İle talep ettiği halde £-ra - karar teşkil etmekte ve bans söz bı. |fımdan Bakırköy hattına verilmiye- rakmamaktadır.,, şeklinde cevaplan-/rek Topkapı Sirkeci hattına veril. Reis — Kaç araba için ruhsat ver- diniz? — 10 araba için, sonra fiyat me- selesi de öyle... Biz en-az para ile &- dam taşıyan buraya gelsin deme - dik. Hattın açılmasına ne ben ne de vali taraftar değildik. — Peki Karaeftim Oğulları ile Hayri Ertandan başka talip yoktur, diyorlar. — Var efendim, dört talip daha var, Sabur Sami meselesi — Şu Sabur Sami meselesine ge- lelim. Bu adam otobüsleri ne vakit sefere çıkardı, ruhsat ne zaman ve- rildi, — Bu kabil muameleler riyaset makamına vaki olur birisi müracaat eder, vali muvafık görürse mu amele yürür. Bundan sonra enci- men kararı alınır, arabalar müsye- ne edilir, ondan sonra da müsaade edilir, — Yarım günde bütün işler bitmiş diyorlar? . — Efendim yarım günde de olur, 15 günde de olur. — Evet, telefonla emir verilmiş, bilet verilmiş. — Ben bilet filân vermedim. — Sabur Sami bu otobüsleri nere- den getirmiş? ler üzerinde nafiz birer sahsiyet o-İlayısiyle bir mecburiyet mi vardır iş| vip bir an evvel faaliyete geçmesi larak tanıtan açık gözlerin. halkın |terviç edilmemesi suç teşkil ediyor | <9 müsaade edilmiş, bu kolaylığı sırtından geçinerek, havadan para | İstidasına cevap verilmemesi kazanmalarına fırsat ve imkân ve bu | ise bendenizin şahsen meşgul ve me-| değildir. yolsuzluklara meydan verdiği hak- | sul olabileceğim bir mevzu da de - kındaki iddiaları kabul etrnemiş. de- | ğildir. keyfi yapmış olan varsa ,bu kötü bir şey — Sabur Saminin bir suçu var mi bu işte? — Belediyeye bir müracaat vâki oldu. Bana geldi. Son birkaç kuru- şum var. Bunu yiyeceğim, müsaade ediniz de otobüs işleteyim, dedi. Ben de bu işler çok karışıktır, bunlara karışma, dedim. Fakat o ısrar etti, nasihatimi dinlemedi. Şahsan bende- nize vâki olan müracaati bundan iba rettir. Üstündağın sözleri burada bitti. Bundan sonra len heyeti müdürü Hüsnü Keseroğlu ve varidat müdürü Neşet Altuğ söz alarak bu işin ken- dilerile alâkasını izah ettiler, kendi- lerine isnat edilen suçun kat'iyen gayri varit olduğunu ileri sürdüler. Muhakemeye yarın saat 9,5 ta de- vam olunacaktır. Banka Hırsızlarma Ait Tahkikat Sultanahmet sulh birinci ceza hâ- kimi Reşitle, müddelumumi muavin- lerinden Orhan Kâri, dün İş Banka- inin Beyoğlu şubesine giderek. ban- memuru Mi âfi tetkikatla meşgul olmuşlardır. fikle arkadaşı Necdete — Nereden getirdiğini iyice bil miyorum. — Hattâ şoförleri de beraber ge- tirmiş. — Bütün bu muameleler TTetkikat tam beş saat sürmüştür. Heyet Müşfikin delterlerini, hesabı cari kayıtlarını ve 14 bin liraya alı Ban ve hesabı cariyi bütün tafsilâti- dırmıştır. mesi keyfiyetidir. Bu adamın ara -' Maçka — Beyazıt otobüs hâttma |balarının Bakırköy Battıma, veril ait, muavin Ekrem Sevencanla müş-|memesinin sebebi şudur: terek meziyetlerine temas eden lüzu- Bakırköy hattında çalışan otobüs mu inubakeme kararı dördüncü mad desine uzun boylu itirazda bulunan #abık belediye reisi, beled'ye reis mu avinlerinin kanun ve muamelât kar- şısmda vaziyetlerini teşrih ve tahlil | etmiş: “—Maçka—Bayazıt hattının müuamelâtımda mvavinime teşrik su- Tetile bana tevcih edilmek isteni- sahipleri demiryollar idaresinin yap- tığı büyük tenzilât dolayısiyle bu hatta geçinemediklerinden bahisle 18.6.937 tarihli bir istida ile beledi- ye reisliğine müracaat ederek yeni hatlar açılmasını ve arabalerinm © hatlara tahsisini istediler. Bendenize atfolunan suçlardan İ- İve bütün bunlar yarım günde bitmiş Makamını alâkadar elmez, muayyen le kaydeden hesap makineci tetkik bürolara tâbi resen yapılacak işler. j etmişlerdir. Müşfik bu sehtekârliğı dir, yeptikten sonra bütün kartanları ime Reis bundan sonra Muhittin Üş-| ha etmiştir. Hesap makinesini şimdi- tüindağa dönerek: ye kadar hiç kimsenin aldarmıya mu — Sabur Sami mestlesinde tele-| vaffak olduğu görülememişi Müş- fonla emir verd ğiniz doğru mudur? | fikin yazılacak kâğturi fers basmak — Hayır, vermedim. suretile makineyi bile aldattığı tes- — İstisnai muameleler yapılmış| bit edilmiştir. Saat on beşten sonra suçlulur tev- diyorlar, ne dersiniz? İifmeder yetirilerik ayriü ifas — Efendim yarım gündede olur, lerine de müracaat e jlireiştir. Atatürkün bu cöümhuriyete yaptığı hizmetleri, en felâketli, en müşkül günlerdeki liderliğinin kıymetini hiçbir zaman unutmuıyacaktır. » smet İnönünün Cümhurrelis- Tiğine, her şeyin kurtulduğu kolay ve emniyetli bir devirde gel- diğini zannetmeyiniz. İsmet İnönü- nün, Cümhurriyasetine geçtiği ta- rihin bu devresinde, yalnız Türki- yenin değil, bütün dünya milletle- rinin istiklâlleri, emniyetleri tehli- kededir. 1914 harbinden evvel, mil- etlerin başı üstünde öten felâket baykuşu. yine kanatlarmı milletle- rin üzerine germistir. Bütün cihan, boftazına kadar silâhlanmakta, gün gün müstakil milletleri birer birer kurban vermektedir. Harbin hangi gün. hangi toprağı siravet edeceği çok küvvetle tahmin edilemezse de, her milletin bu tehlikenin karşı- sında olduğu kestirilebilir. İsmet İnönü, tarihin bu müşkül devresinde, ikinci Cümhurreisi o larak bu milletin başındadır. Türk milleti, bütün dünva milletlerile beraber. ikinci bir Cihan Harbinin muvseshesindedir. Ru fırtına ve s9- le karışmadan dünya hâdiselerine sevirei kalmak sulhü. terakkiyi, in- sanlığın yükselmesini seven ber ferdin. her milletin en birinci dile- #idir Fakat hâdiseler. arzuları, çeliği avuclarımda bilken Hergül gi. b! kırar geçer İmkânsızlıklarm. za- Dünvanın gidisine baktığımız za- man. emniyet ve htzur içinde uyu- mamıza, yarını sükünetle bekleme- mize imkân voktur Gözlerimiz a- çık. bütün hâdiseleri vekar ve sü- kün ile sevrederken ist'klâlimize karsı gelen her tehlikeyi evvelden hessvliyan ve karsılıyan bir Udere muhtacız İste İsmet İnönü. bize hu emnivet ve Itimadi veren Cüm- hurretsidir. Türk milleti mukadde- retım ona teslim ettiği zaman. bu detfilâli onun bükülmez armine 4 radesine. kivasetine, uzağı rören si- yasi kudretine emnivet etmistir Biz rahat uvuyoruz. o belki de hiç uyumuyordur. Bir millet icin. bu kadar emniyet ve itimatla mukad. deratım bir lidere teslim ediş, ta. İcin adli tıp müessesesi müsahedebi «im gn SOLDAN SAĞA VE YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Evin üstü g İskambilde birli g 88 sayı. 2 — Mıder © Bir nota © Uruvlar, Mangolda bulunur g Cari, 10 — Şeref © Bir nata g Namus. ——— —— > 17 Bin Liralık İhtilâs Birinbi sorgu hâkimlişi evrak tah rif etmek ve sahtekârlık yarmak s& retile 17 bin lira karlar para ihtfiğ$ ettikler: iddiasile tevkif edilen adi ye levazım müdüri Asin ve levazıff | memurlarından Emin, Tevfik we Nefi hakkındaki tahkiketi bitirmiğ tir. Suçlulardan birıs'nin tevxifhane” de iken akli vaziyetinden şüphe # redulasay ie) nesine gönderilmişti Müssösce k disinde cezaf ehliyeti kahdırıcak bif hastalık bulunmadığı hakkında rapof” dir. B Unun içindir ki İstanbul şeh- ri, Ismet İnönünü yalnıs Cümhurretsi sıfatile deği, Türk tarihin'n büyük inkılâpçısı, kurtar ricisi, Türk milletinin mukadder" tm ve istiklâlini bekliyen büyük millet babası, halk baban sfatile karşılıyor. Bu toprağa bu sıfatlarla ayak basan Büyük Cümhürreisini Üçüncü gün palazlandı, serpildi, geldi, Vurgun eski Vurgun değildi, maneviyetçe sıhhatçe çok uygun olmakla beraber neşesi gelmiş, iştahı açılmış, dili çözülmüştü, buraya geliyor, dönüşte başı döndüğü için bir uyuyor, tekrar akşama kadar çalıştıktan sonra, şesine gidip oltası ile eğleniyor. Fena Zil ama, gidiş fena. Boğaziçi. Deniz. Yeşil, Sahilde oda. Balık. Kırk dokuzluk. o Ve Mardiros, Bir insanı çileden çıkarmağa biner defa yeten gü- zel şeyler. Sanatkâr ise güzele bağlıdır. rüya görmediği gecelerin sabahı vücutca bitik, fakat ruhça diri kalkardı. Penceresini açtı. Denizi seyret- ti Yandan balıkçıların ağ kuruttukları meydan gö- rünürdü. Bir takım delikanlılar birbirlerine el ile top atıp eğleniyorlar. Ne mesut nesil! diye keyiflen- ike üzeri «İlaç İri TEFRİKA No. 56 — Dalaverâ etme Davalaciro! Şakalanan delikanlı sahiden iri yarı bir şeydi. O- teki arkadaşları da ona Davalaciro diyorlardı. Davalaciro! Yani aşkı uğrunda cemiyeti, hayatı, ve ölümü yenen adam! Bu adam ne kadar kuvvetliydi. Fakat ondan daha kuvveti si de var; Da- Valaciroyu yaratan adam! Yani Abdülhak Hâmit. Yani bambaşka dünyalar şairi, Abdülhak Hâmidi Şok severdi. Büyük bir farkla: Hâmit onu ondan daha çok severdi, wükeni amala saka etti: o fakı — Lüsyen Hanımefendi belki ansızın çıkagelir. Görmesin. Bilirsin ki o beni torununun küçük toru- nu gibi himaye eder. Halbuki İşte dört ay oldu ki bir tek kadehe hasret çekiyorum. Bütün gönlünü bana veren sen hususi dostum, benden bir teki esir. ger misin? Vurgun heyecanla haykırmak isterdi; — Istersen bir binlik sunayım Benim gönlüme ne Lüsyen karışır ne de kaptan paşa! Fakat haykırmazdı. Hâmide gösterilen o dikkat ve şefkat ancak hürmete lâyıktır. Meydandaki delikanlılar kesiksiz haykırıyorlar: — Davalaciro! Göğsüme çarptın. Davalaciro! Se. nin Leman geçiyor Davalaciro! Topu bana, Demek genç, sev mli delikanlı Lemana âşık. O kadar gizlisiz âşık ki bütün arkadaşları bu oşktan serbestçe konuşabiliyorlar, Lemun de kim. Hayatında çok Lemanlar tanımış tı, Her çeş'dinden. Fekat bir tanesi hatırasında de- rin bir iz bırakmıştı: Turşucunun Leman. Belki otuz beş yıl önce bir turşucu delikanlı bir Lemanla sevişiyorlar. Bütün aile mühalifliklerine * inat evlen'yorlar. Bir gün Leman bir tabanca kur. şunu ile... Bunların hepsi vız! Ona ne? O Lemanı. asıl Ah- met Rasimin bir güftesi ve bestesile hafızasına işle- miştir, O zamanlar Ahmet Rasim bu hâdise üzerine bir şarkı bestelemişti: “Leman gidiyor, vuslatimiz mahşere kaldı...” Vurgun hem garipsedi, dem tuhafsadı. Davalaci- rodan Hâmide, Lemandan Ahmet Rasime geçtiği için. Bu bir tedai değildi. bir ruh muammasıydı, el topundan doğan bir telepati. Daha şaşılacak tarafı Mer'deki deniz meyhanesinin gramofonundaki plâk oldu, Gramofon “Demirciler demir döğer tunç olur, sen gidersen benim halim nice olur” halk şar- kısını çalıyordu. Bu şarkı narın dostu Hayrı Temel- inin hoşter olduğu zamanlar ağzından düşmeyen bir be z y de ” şekti, Bir şeyler yapmak İstiyordu. Nihayet karar verdi. Bugün üç dost mezarı ziyaret edecek. Zincirlikuyuya gelmeden otobüsten indi. Ağır ağır yürüyor. Hiçbir şey düşünmediği balde bir şeyler düşünür görünüyor. Ruhundaki tazelik canlanmış- tir, handiyse neşeye dönecektir. Once Hâmitle konu- şacak. Neler konuşacak? — Ya benden, Lüsyen Hanımdan gizli, bir kadeh rakı İsterse? Belli belirsiz gülümsedi. Macarın gazino bozuntu- Sundan bir yirmi sekizlik küçük şişe alıp cebine koydu. Asri mezarlık denilen çölün kapı denilen ya- rığından girince alnının şakına gübreli bir toprak yığını çarptı. Onun da tâ yanıbaşında bir yığın daha vardı. Hâmdin toprağını tanıyordu. Çamurdan ya- vatılan insanlar, birbirlerinin toprağını tanımazlarsa adam değillerdir. — İçi bütün bir dehâ ve ruhla dolu olan bu tüm- sek yüz metre daha ileride olamaz mıydı? Çevresi elli metre nısıf kutrunda bir meydan bırakılamaz mıydı? Bu nankörlerren sonra gelen şu vefalı yeni nesil ona bir âbide dikecek. Fakat nereyo? Hadi be ser de! Mühendislik, mimarlık taslamağa gelmedin, Hâmitle ruhlaşmağa geldin! Mezarı şöyle bir dönüp dolaştı. Cebindeki şişeyi çıkardı, dibini tabanıns vurup mantarını fırlattı, Me zarın gübreleşmiş çelenklerini şöyle araladı ve Şişe nin içini son damlasına kadar serpiştirdi. Ayak ucu- na geldi. şişeyi toprağa ters dikti: — Sana fanus takıyorum Hâmit! dedi. Oraya çömeldi. Oturdu. Dizlerini dikti, dirsekleri- ni dizlerine, alnını avuçlarına deyadı. Ve Hâmitle, Fatma Hanımla, Davalaciro İle ko- nuştu. Hususi bir otomobil. Biri şişman. birl sıska İki a- dam. Iki süslü paçoz. Sahil otellerinden birinden döndükleri yüzlerindeki yorgunluktan belli. Durdu- lar. “Hâmidin sevmele selâmlıyor. Taze bir ruhla kalktığı halde birkaç defa içini | İ