HIKÂYE linde olsa, ayakkahilirım eskimesin diye, işten eve uçarak gidip gelecekti o MümXün olsa, elbise parası vermemek için sipluk gezecekti, Tramvayda otu- racak yer bulunmadığı zamanlar, işi ne kadar acele olsa yine bin - mezdi. Ayakta durduktan sonra, ne diye para vereceğim, derdi. gün öğretmen, onun oğlu- nu yanına çağırtmış, üç li- Ta getirmesini söylemişti. Akşam, çocuk babasına bunu söylediği Za- man su içiyordu. Pinti Mustafa bo- Rulscak gibi oldu. Ertesi sabah, elleri tötriye titriy çıkın çıkın İçinden çıkardığı üç li rayı çocuğa verdi. Muallimleri kendisi gibt 3 Tira geti ren bir kaç arkadaşile bereber, ©- na da şık, güzel, resimli büyük bir ansiklopedi verdi. — Oğlum! Bunu oku! Bu kitap. seni bilgisizlikten kurtaracak. Si- nıfın en iyi sacuklarından olacak- sın, dedi. inti Mustafa, o akşam oğ- lunun koltuğunda, koca - man bir kitapla girdiğini görünce, çok sevindi. — Aferin oğlum! Bunu mektep Küçük Kaya'nın Ansiklopedisi Yazan:D.T. sana mükâfat olarak verdi değil mi? diye sordu. Sonra, işin iç yü- zünü öğrenince ne yapacağını sa - şırdı. Kayayı karşısına aldı: — Senin baban, parasını verdi- Bi şeyi, midesi boğazına kadar do lu olsa, yine sen lokmasına kadar verdin, yer! Madem ki, parasını Bu kitabı son satırına mazsan kemiklerini llramız boşuna gitmesın, dedi din? Üç liranın ne kadarı anla? bakalım, öğrendiklerini!,, ye söyleniyordu. Ö nceleri, zorla başladığı kita bı, sonraları büyük bir zevk ile okumıya koyulan Kaya, kısa bir zamanda sınıfının birincisi ol- du. Çocuk babasına niç benzeri yordu. Kitaplar ona paranın mek, tapılmak için değil, sırasın. da işe yaramak İçin icat edilmiş olduğunu, paradan ziyade, sevile- bilecek pek çok şeylerin bulundu- ğunu öğretmişti Yıllar sonra, her gittiği yerde sözü dinlenen, her işte muvaffak olan bir adam oldu. — Böyle güzel bir sapkan var dz niçin başına giymiyorsun? — pi İyi ama bunun kolayı v güzel değil mi? — Üç ayda bir erkek torunumuz ol- du Hoca, torunumuz.. Çabuk bize bir isim bul. Hoca — Durun yahu aklımı dağıt- İktisat — Altay, saçını neden o | — Ekmeğe ne kadar da çok re- çel sürüyorsun! Sen galiba iktisat neğir bilmiyorsun! dedi. Oktây ce- vap verdi: — Ben de Iktısat yapıyorum ya? | — Nasıl iktısat yapıyorsun” — Nasıl olacak. Bol bul reçelle azıcık ekmek yiyerek ekmekten £k- tısat yapıyorum. Tarak ; taramı- yorsun? — Tarağım yokda ondane fendim. — Peki niçin annene hir tarak aldırmıyorsun? — Tarak aldırırsam. bu sefer de her sabah saşımı taramak lüzum. Parmaklar Boya kutusunun üstüne ayağını koymuştu. Ayakkabı boyacısı, müş terinin pabuçlarının ucundan fir- uyan parmakları göstererek: — Fakat bunlar. dedi. Müşteri cevap verdi — Parmaklarımı da siyaha bo- yayın! Pabuçlarımın yırtık olduğu belli olmasın! 'Tayyareci Oyunu Bu oyun iki kişi arasında oyna- nir. Arka arkaya zar atılır. Her tayyareci zarın gösterdiği adette ilerler. Meselâ zar üç göstermiş sen üç siyah nokta atlıyarak üçün- cüye gelir. Her ikisi de böylere a- şağıdaki son istasyonlara doğru i- lerlerler (1) iki oyuncu 32 rakkam- | lı yerde birleşirse, ikinet gelen 0- | yuncu 3 nokta daha atlamak hak- kını kazanır. Burası müsademe ye ridir, (17) 50 ve 60 numaralar. pa- raşüt kullamlacak yerlerdir. Kim MAMAK za, iz hü KODAMUY AA SARAL olursa 2 nokta geri çekilmiye mec- burdur. (Tİ) Oyunculardan biri, 63 ve 68 numaralarla gösterilen yerlere konmak zorunda kalırsa denize düşmüş demektir. o Öbür oyuncu üstüste üz zar atıp ilerle mek hakkımı kazanır (IV) 78 ve BI de yıldırım çarp- iniş sayılırlar. Yıldırıma maruz ka- lan oyuna beş nokta geriden baş- Burada gördüğünüz dört resim parçasını kesip münasip sekilde bir araya getirerek okuma kitebındaki at üstünde koşan adam resmini meydana getireceksiniz. Bu resimde 8 tane üçgenle ayrı ayrı beş numara ile gösterilen kâ- yık, put gibi beş şekil görüyorsu- müz. Bü 8 üçgeni birer mukavva- ya yapıştırarak, beş şekli onlarla meydana getirebilir misiniz? LL Gİ Bilmecemizde Kozanonler Sekizinci sayfamızdadır. psa m lar. (V) 86 ve 91 numaralı mınta- kalarda konanlar benzini bıtmış sa- yılır, oyunu kaybeder, İki oyuncu- dan hangisi, daha evvel aşağıdaki, kendi yolu üstündeki büyük tay- Yare istasyonuna gelirse. o oyunu | kazanır. 'BİLMECE - BULMACA 1 — Sağdaki şekle bakarak, si- ze sorduğumuz atalar sözünün ne olduğunu bulacaksınız. Bu atalar özlü nedir? — Soldaki 8 kutulu şeklin her kutusuna birden sekize kadar o- lan sayılardan birini koyunuz. O şartla kih,e,d. a harfli kutu ların toplamı B, e, f, g, harflerile gösterilen kutulardakı sayıların toplamına müsavi gelecektir. Üstteki dört kutunun rakxam - ları toplandığı zaman da, yine alt- taki dört kutuda bulunan dört sa- yının toplamına müsavi bir sayı çıkacaktır. (Kazananlardan 25 kişiye muh- telif hediyeler verilecektir. 4 > Barometre Yapmak İçinde, çok tuz eritilmiş bir mik- tar suya bir sicim sokunuz! Sicim bu suda 24 saat kalsın! Sonra çi - karip kurutunuz! Bir ucuna bir kurşun bağlayın! Boş ucundan di- şardaki duvara asın! İyi havalar da ipin uzadığını, rütubetli hava- da kısaldığını göreceksiniz, bu ni- çin, nsl oluyor? Düşünün, bulun bakalım? Olmuş? ... Niçin | 4, Roma rakamlarile IV diye yazıldığı halde, bazı saatlerde bu- nun TW olarak yazılmış olduğunu görüyoruz? Niçin bu, biliyor mu, sunuz? Ben size anlatayım. Bundan 700 sene evvel Fransa kralı şaatçisine çök mükemmel bir sast yapmasını emretmiş. Sa- atçi onun dilediği gibi Kusursuz bir saat yapmış. Kral, evirmiş, çe- virmiş, tenkit edecek bir şey bula- mayınca: — Niçin bu saate dördü diye yazdın, demiş! Saatçi ne desin? Krala, bunun doğrusu budur, sen bilmiyorsun, diyemez yal. Hemen saati almış. Dördü, kralın dediği gibi 4 çizgi 4. le (TİM) göstermiş! O günden son- ra da, saatlerde, 4 sayısı dört çiz- gi ile gösterilmiye başlanmış. Mantar Ne Oldu? ınıza deyiniz ki: Çok kalın camlı bir şişem var- dı. Ağzını bir mantarla sımsıkı ka- pamıştım. Gece yatarken onu mut- fak penceresine bırakmıştım. Bu- bah kalktığım zaman, mantarı Şi- şenin ağzında bulamadım. Halbur- ki bu mantar bana ne kadar lâzım olmuştu. Acaba mantar ne oldu; cinler, periler mi götürdü, dersi- niz? Cevap: Arkadaşlarınız, cevap vermezlerse, siz deyin ki: Bunu bi- lemiyecek ne var; hava çok soğuk- tu. Şişenin içindeki su donup buz olunca hacmi büyüdü Şişe kırıl- madı. Mantarı attı. İki Mesele Gv) Pazara gidiniz! Bir mik- tar tanesion bir miktarda tanesi yedi kuruşluk portakal aldınız. Her iki boydan aldığınız bütün portakallar 42 tane, verdi- giniz para da 336 kuruştur. Aca- ba onluk ve yedi kuruşluk porta- kallardan kaçar tane aldınız TI — Erkalın yaşı, annesinin ya- rısı, kardeşinin iki mislidir. Haba- larının yaşı, hepsinin yaşının tu- tarı kadardır. Anne, baba ve ço- cukların yaşını toplarsak "40 edi. yor. Acaba her biri kaç yaşında < dır? CEVAP: Birinci meselenin cevabı: 14 ve 28. İkincininkinin cevabı 10, 20, 49. 70 dir. Ee BİLMİYORDUM ! / Size, şu aşağı resimdeki, yalnız pirinç tanesile beslenen Hintlinin 300 kilo, yani orta hesapla on beş çocuk ağırlı ğındaki yükü hiç sıkılmadan kaldırabildiğini söyleseler, a- caba inanır musınız, inanmaz mısınız? Sıcak mı, Soğuk mu? Elimizi sıcak suya soksak ya » nar, Soğuga daldırsık donar. Fa- kat acaba ayni zamanda, her iki &- limizden birinin baş parmağını Sıcak suya, ötekininkini de soğuk suya daldırırsak, ne duyarız. Ay- ni zamanda, hemen iki parmağı birden ılık suya batırsak nasıl bir netice ile karşılaşırız. Düşünün, ya hut tecrübe edin, bakulım. (Ben size haftaya bunun cevabını vere» — Ağaçların Yüksekliği Bir ağacın yerden olan yüksele- liğini hesap etmek mi İstiyorsu - nuz. Bu, çok kolaydır. Ağacın bu- lunduğu yerde, bir metrelik baston veya sopayı yere çakın. Onun ve ağacın yerdeki gölgelerinin uzun- luklarını ölçün! Ağacın gölgesi bastonun gölgesinin kaç misli ise, ağaç o kadar metredir. Meselâ bas tonun gölgesi yarım, ağacın göl gesi de 4 metre gelse, anlarsınız ki, bü ağacın uzunluğu 8 metredir. Pekâlâ hatırlarsın, — A, akıl dağılacak ne Yar ayol? üç ay evvel bir gün kızıma rastlayıp elini öptürmüş- sün damadımızı da görmüşsün! Hoca — İyi ama benim gördüğüm ufacık bir çocuktu, daha adam olama: dan kızınızı nasıl verdiniz? (İktibas Hakkı Mahfuzdur | Af f, z Üyee ATAN yi yu Nlp — Aman Hoca — üç ayda dünyaya gelen © torunumuza bir isim bul haydi. Hoca sen onları bırak ta, Eski zamanda olsaydı, ka- ra kaplı kitaba bakar, (Âsi) derdim... *». fakat şimdi dokuz aylık yolu üç ayda kateden çocuğa (Süi) ismi ver- mek doğru olacak)