Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
B YÖ — — — Fransa İçin İspanyanın Ehemmiyeti (Başı 1 ncide) louse şehirlerini tehdit edebile- cektir. 2 — Müstakbel harpte bütün milletlerin en çok korktukları teh- likelerden biri de memleket da- hilinde harp malzemesi yapan fabrikaların tayyare bombardı- manları ile imha edilmesidir. Al- manya bu tehlikenin önüne geçe- bilmek için bütün harp sanayiini toprak altına almıştır. Fransa da Alman tayyare hücumlarına karşı harp sanayiini Cenupta Pirene dağlarının eteklerine nakletmiştir. | Halbuki Almanlar, İspanyanın şi- — malindeki tayyare karargâhları sa- yesinde bu sanayii de tehdit ede- bileceklerdir. 3 — Almahılar İspanyanın Bask ve Asturia sahillerinde denizaltı k gemileri için üsler tesis etmişler- dir. Bu üsler sayesinde Fransanın | Bordeau yolunu kapamıya mu- vaffak olacaklardır. Ayni zaman- da Kanarya adalarındaki denizal- — ti üsleri sayesinde de Fransanın | Garp Afrikası müstemlekelerile o- | lan münasebatını kesebilecektir. | İtalya da İspanyanın Akdeniz l*' sahillerindeki Balear adalarına hâ- | kim olmak sayesinde Fransanın | Akdenizden Şimali Afrika müs- : temlekeleriyle olan temasını kes- — miye ktedirdir. Bi leyh | Fransa Fastan artık asker getirt- ı*, miye muktedir olamıyacaktır. Bu suretle Fransa her taraftan tecrit edilmiş bir hale düşecektir. nazik vaziyet budur. Çünkü |— Fransız erkânı harbiyesi bu teh- —- likeye vâkıftır. Hattâ geçen Ey- lülde Münih konferansı esnasında |— Fransız erkânı harbiyesi İspanya- — - ya derhal üç kolordu sevkederek * Işte Fransayı telâşa düşüren - a Bti ö ğ a İspanyada?-i İtalyan Generali (Başı 1 ncide) faa ediyoruz. Siz iki sene müddetle İspanyol cephelerinde kahramanca çarpıştınız.,, Gönüllüler arasında 30 İngiliz ve 125 Kanadalı vardır. İtalyan Generali yaralandı Roma, 20 (A.A.) — Salamankanın bir tebliğinde İtalyanın lejyonerleri- ne kumanda eden generalin Katalon yada son günlerdeki muharebelerde bacağından yaralanmış olduğu bildi- rilmektedir. İngilterenin gösterdiği sükünetin sebebi Londra, 20 (A.A.) — Siyast ma- hafilde zannedildiğine göre, Fransa hükümeti İspanya meselesindeki hat tı hareketine dair Londraya tebligat- ta bulünmuştur. Bundan anlaşılıyor ki, Fransa ademi müdahale siyase - tinde hiçbir değişiklik yapmak fik - rinde değildir ve Pirene hudutlarınır açılması hakkında sol cenah talep- lerini reddetmek azmindedir. Yine anlaşılıyor ki, Fransa hükü - meti, Hariciye nazırı Bonnet'in mec- liste yapacağı beyanatın ana hatla- rını da İngiliz hükümetine bildirıniş- tir. İngiltere hükümetinin İspanya hâ- diselerini takipde gösterdiği sükünet bu meseleden mühim enternasyonal ihtilâtlar çıkmıyacağı suretinde tef- sir olunmaktadır. —- Japon Balıkçılarının Kararları 'Tokyo, 20 (A.A.) — Şimal suların da balık avı yapan balıkçılar birliği umumi heyeti Tokyoda toplanarak, Vladivostokta on beş Martta Sov- yetler Birliği tarafından yapılacak olan müzakereye iştirak etmemeyi '(Başi 1 ncide) Bu nüfuz, iIstihdaf edilen dveletlere münasip vasitalarla büyük Alman müşterilerinin husust — ihtiyaçlarına göre, ekonomik istihsallerini artırma yı empoze etmekten ibarettir. Bu suretle zahire meselesi Alman yanın mehnfaatlerine tamamen uygun olarak halledilecek, yalnız daha &z mühim olmayan petrol meselesi kala caktır. İtalyanım bu husustaki rolü ne - dir? Donnadieu, bu rolü Epogue ga - zetesinde şöyle görüyor: Görünüşe nazaran, B, Ciano, Bel- je'e tıpkı son defa Budapeşteye gitti- ği gibi gitmektedir. Yugoslavyanın da Macaristan gibi — Roma - Berlin mihverine iltihakını görmek arzusun dadır. Bu suretle Almanyanın hesa - bına hareket ediyor. Zira Avusturya ve Çek bastiyonları ortadan kalktık- tanberi, İtalya artık Alman nüfuzu ile böy ölçüşecek vaziyette değildir. Cianonun “muaevin,, vazifesini gör - mekteki tehalükünü görerek bir hü- küm vermek mümkünse de, Düçe ve damadı yaptıklarının farkındadırlar,. Cenup- doğu Avrupasında sahayı Al- manyaya serbest birakmaları, Akde- nizde onun müzaheretine güvenebile ceklerinden ileri gelmektedir. Maca- ristan ile Yugoslavya arasında bir mukarenetin bugün mümkün olduğu nu teslimde ittifak vardır. B. Ciano bunun tahakkukunu tesrie memüur - dur. Bu Yugoslavyayı mihvere ekle- mek için bir vasıta olacaktır. Fakat diğe rtaraftan da malümdur ki, Hit- ler Macaristanı Transilvanyayı iste - meğe teşvik ederek Rumanyaya eriş- mek arzusundadır. KBunun için Bel- grad hükümetinin vaziyeti çok na - ziktir. Petit Journal da Boussard, şu sa- tırları yazıyor: Ki Bize verilen:malümata göre, İtal- ya Almanyanın orta Avrupa ile doğu Avrupasındaki bazı hedeflerini karşı iamağa çalışmaktadır. Fakat hatırı - ınızda kaldığına nazaran, Almanya - Ciyano Yugoslavyayı Mihvere İltihaka Teşvik Ediyormuş Nasyonal - Sosyalist organı Dantzi - ger Vörposten gazetesi tarafımndan a- çıkça izah olunmaktadır, — — Gazete, Macaristanım mihver sis- temine “tam surette dahil olmuş bu- hlunduğunu,, kaydeyledikten — sonra, her sahada ekonomide, dahili ve ha- rici politikada serbest bir işbirliği - bin meydana getirilmesi icâbettiğini bildirmektedir. Gazeteye göre, Maca. ristan, milletler cemiyetine karşi o- lan hattı hareketini mihverin — hattı hareketine uydurmalıdır. Macaristan, “mihvere mühalif Macar unsurları - nm hareket imkânmmı ortadan kaldır- mak ve Macaristana modern devlet- ler ihtiyacımna tekabül eden dahili bir teşkilât vermek için,, yeni seçim ka- ruünları kabul etmelidir. Çek - Alman teması Berlin, 20 (A. A.) — Çekoslovak - ya hariciye nazırı yarın sabah Berli- ne varacak ve öğleden sonra von Rib bentropla görüşecek gece yarısı tek - rar Praga hareket edecektir. Bolkan Devlet Bankaları Toplantısı Bitti , Belgrat 20 (A. A.) — Balkan An-| tantı memleketlerinin merkez ban - kaları direktörlerinin üçüncü toplan- tisi bu ayın 18 inde yapılan celse ile | nihayet bulmuştur. Ruznamedeki bü tün meseleler tam bir karşılıklı anla- | yış zihniyeti içinde tetkik olunmuş -| tur. ! Banka direktörleri, dünyanın başî hca dövizlerinde istikrarın idamesi Kizumunu tebarüz ettirmişlerdir. Bu | istikrar düny.- mübadelâ İ Amerika Yeni “Tayyare Alayları — Teşkil Ediyor Vaşington, 20 (A.A.) — Parlâmen tonun ordu encümeninde bazi erkâ- nı harbiye zabitleri Amerika ordu- sunun tayyareye karşı 37 müdafaa alayı teşkil etmek tasavvurunda bu lünduğunu söylemişlerdir.. Malüm. olduğu veçhile hali hazırda munta- zam: Amerikan ordusunda 5 ve mil,; N muhafız küvvetlerinde 10 “tay- yareye karşı müdafaa,, alayı mevs cuttur. Bu itibarla 9 yeni alayın teş kili istenildiği anlaşılmaktadır. Erkânı harbiye ikinci reisi Mars- hal, Harbiye Nezaretinin “müstak- bel harbin havalarda başlıyacaği,, kanaatinde bulunduğunu beyan et- miştir. . Âyan Meclisi Bahriye encümeni reisi B. David Walsh da âyan mec- lisi riyaset divanına verdiği kantn lâyihaları, Büyük Okyanus sahille- rinde ve bu Okyanustaki adalarda ve hassaten Guam adasında hava ve deniz üssülharekeleri ihdasını ve mevcut olanların takviyesini is- tihdaf etmektedir. Yurddaş: Bir gün, bir kavga günün- de, göklerin kör gazabına uğramak istemiyorsanız, du- rup dururken kurban olmt- ya isteğiniz yoksa, şimdiden kurbanlarınızı kendi eliniz- le hazırlayıp yerine götürü- nüz: Türk Hava Kurumuna veriniz. 21-1- 939 Mersinde Bir Kaftil İdama Mahkâm Oldu Mersin, (Tan Muhabirinden) — Mersin ağırceza mahkemesi bir idam kararı vermiştir. Dokuz ay evvel yetmişlik Pırlanta adında bir Ermeni kadını kaybolmuş tu. On beş gün araştırmadan sonra bu kadının cesedi metrük bir evin bodrum katında bulunmuş ve cina- yetin faili Ahmet Cingöz yakalan - mıştı. Pırlanta, bütün servetini altın ve halliyatı olarak üzerinde taşıdığı için seyyar kasa diye anılırdı. Katıl Ahmet Cingöz de bu kadını parasına tamah ederek iple boğduğunu itiraf etmişti. O zamandanberi devam eden muhakeme neticelenmiş ve katil Ah- met Cingözün idamına karar veril- miştir. Sultanahmet - Beyazıt Caddesi Belediye imar şubesi, yeni imar plânile Sultanahmetten Beyazıda u- zanacak olan caddenin projesini de hazırlamıştır. Projeye göre bu cadde Çarşıkapıda iki kısma ayrılacaktır. Caddenin bir kolu Merzifonlu Kara- mustafa Paşaya ait mezarlığın sağ ta- rafından, bir kolu da sol tarafından geçecektir. Mezarlıktan sonra bu iki kol tekrar birleşerek Beyazıda doğru devam edecektir. Bu suretle Çarşıka« pıdaki mezarlık, caddesinin ortasın- da kalmış olacaktır. ( Bir Haftada Yakalanan | Kaçakçılar Ankara, 20 (Â. A.) — Geçen bir hafta içinde gümrük muhafaza teşkil lâtı, elli yedi kaçakçı, yedi yüz alt « mış bir. kilo gümrük kaçağı, iki yüz on beş kilo inhisar kaçağı, beş yüz: kırk üç gram uyüştüurucu madde, yir mi beş bin yüz otuz altı defter sigara: kâğıdı, otuz Türk lirası, on dört kası çakçı hayvanı ile on bir mermi ele geçirmiştir. kir tarzda sevmaye tekâmülü ve dün ya ekonomi veziyetinin, devamlı se- iâhmın mütevakkıf bulunduğu nor - mal sermaye hareketlerinin yeniden tesisi için esaslı şarttır. ğ 4 04 dedir. | görmedikçe kımıldamıya ve karar " başına kalacak, ve o vakit Alman- | düşecektir. Halbuki Chamberlain “-General Frankonun galibiyetine - taraftardır. - Müdahale |- müdafaa etmektedir. Ademi mü- —sanın kollarını bağlıyan bir siya- ve Nisanda İspanya tehlikesinin bertaraf edil- ; avı mevsiminde mesini teklif etmişlerdir. Şimdi de Fransiz erkânı harbiyesi bu fikir- laştırmıştır. Fakat hükümetin başında bulu- nanlar” İngilterenin bir işaretini vermiye cesaret edemiyorlar. Çün kü İngiltereyi de kaybederlerse, |ması iştir. bu defa Fransa bütün bütün tek başlıyacak olan balık Sovyet sularında eskisi gibi balıkavı yapmayı karar- Bu karar Hariciye, biye, ve Bahriye Nezaretlerihe teb- liğ edilmiş ve Japon menfaatlerinin himayesi için şiddetli tedbirler alın- nın yalnız bir tek ittifak — tanıdığını bildirmiştir, Atm,araba ile ittifakı. « Nihayet Broussolet de Populaire gazetesinde şöyle;diyonacam 0 cvar Mihyer-dirijanlarının takip ettik” leri gaye açıktir: İtalyan istekleri - nin ortaya çıkardığı buhranda müm- kün olduğu kadar fazla memleketin tesanüdünü veya hiç olmazsa hayır- hah bitaraflığını temin etmek. Kezâ Ziraat, Har- yanın karşısına çıkamıyacak hale | Gtmektedir. Onun için de hükü- metçilere yardımı meneden ademi siyasetinin devamını | £ düşmüştür. dahale perensipi ise yalnız Fran- settir. Çünkü İtalya ve Almanya Şoför geldiğini bildirmek için korna çalıyor.Kar lar şimdi çıtırdamıyor; caddelerdeki gibi çamurlaş- mıya yüz tutmuştur. Ağır ağır dönüyorlar, Viran, külüstür otobüsler, çıldırmış otomobiller sıyırıp ge- çiyorlar. Vurgun artık müsterih adama benziyor. Etrafı seyrediyor, Bir yeldirmeli, sarı başörtülü kadın sepe- tine salatalık otlar doldurmuş, Şişliye götürüyor. Ga- zinoda durup şoförle ikişer kanyak ıçtiler. Şoför o- kumuş bir delikanlıya benziyor. Lâf açmak istiyor, yanaşmıyor. Nihayet şoför dayanamıyor: — Bay Vurgun” diyor, rahatsız mısınız? — Hayır. Beni tanıyor musun? — Nasıl tanımam bayım? Belki on beş kitabınızı okudum. Çok defa sizi ben taşırım. Sizin sokağın kö- şesinde dururum. Hemen aklına geliyor, bu delikanlı da kendisine yardım edebilir ve hemen yârenliğe başliyor. Eve gidinciye kadar. Adresini numarasını alıyor. Ikisi de Uykusu | ştır ve bu sabah da büyük e- serine başlıyamamıştır. Perihan Soydangel ç Aşık kızdan kalın bir zarf geldi. Tçinden İrili u- faklı dört fotoğraf ve kurşun kalemile yazılmış uzun- ca bir mektup çıktı. Mektup, bir aşık mektubu olun- ca ehemmiyeti yok, önce fotoğraflara bakmalı. Birinci resim: Hiç şüphesiz Perihanın, başka bir kızın resmini gönderecek değil ya. Buycak bir resim. İlk göze çarpan yüzünün klâsik güzelliğinden ziyade Frankoya açıktan açığa yardım Bu suretle Fransa, düşmanları hesabına müttefiki tarafından kol- ları bağlanan bir kurban gibi ta- mamen Çekoslovakya — vaziyetine İspanyada Frankonun kat'i ga- libiyetinin Avrupada — doğuracağı ilk beynelmilel hâdise budur. barış zamanında endüstri mahreçleri vukuu halind4 de muhasamatın de - vamı için elzem olan istihsalâtla buğ day, yağ ve demiri mümkün olduğu takdirde petrolü temin etmek mev- zuu bahistir.,, Macaristanın istedikleri Berlin 20 (A. A.) — Kont Czaky- nin Berlin ziyaretinden sonra Maca- ristanın Almanyadan neler istediği TEFRİKA No. 19 ve ham Maddümenbeları'ya Sir hirp (ri; kendi memleketleri arasındaki ti- Direktörler, ahval ve şerait dün- Yada ekönomi ve para münasebetle- Finin netmak-ve-müstakar bir hal'al maşmma , müsait|-pluncaya;kadar, Bal- kan Antantı memleketlerinin seyirci vaziyette kalmaları,ve! bizzat- kendi milif paralarmıin istikrarma itina gös termeleri hususunda mutabık kal - mışlardır. — » RiPiN Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma; Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızi derhal keser. EREE İcabında günde 3 kaşe alınabilir. KEREME “ Bu münasebetlerle alâkadar olan bütün'teknik meseleler halledilmiş olduğundan başka banka direktörle- caret ve tediye münasebetlerini ko -| laylaştırmak hususundaki gayretle - re devam lüzümunu ve Balkan mem- leketleri arasında kabil olduğu dere- | cede samimi dostluk münasebetleri- | rın idamesinde âmillerden biri ol - mak üzere Merkez Bankaları arasın- Ğa devamlı teşriki mesainin zarureti- ni müşahede eylemişlerdir. (Aşkın ebedi saadet rüyalarını görüyorum) der gibi tatlıca, taklit bir gülümseme. Bir köşesinde dikiş makasının ucu ile kazınarak yok edilmiş bir satır yazıdan kalma beyaz çizgiler. Bilmiyecek ne var, bu resim bir başkasına verilmiş. O bir başkası ile kav- ga çıkınca geri alınmış, Şimdi de bir başkasına gön- derilmiş. Bu tahmin haksız bir isnal ve iltiraya da gelebilirse de... — * Üçüncü resim: Dar ve uzunca. Arkadaki çamla- rın arasında bir çağlayan. Çağlayanın önünde çizgili kumaştan bir kanape, Bir oyma geridonu. Üstünde kollarınm duruşu. Hani bir aşağılık sinema yıldızı vardır, sahnede ikide bir poz alır, tıpki onun pozu Sol el sol böğrün üstünde, dirsek ileriye doğru çıkık. Sağ kol göbek hizasından aşmış ve sağ el sol elin üs- tünde, Eski biçim Çanakkale destisinin canlısı. Kiibik poz diyorlar. Yollu entarisinin etekleri dizkapakların dan dört parmak aşağıda, Belli ki, seon modaya bağlı bir kız. İskarpinleri üçer atmalı ve yanlarında made- - ni tokaları var, Bu iskarpinlerin bir eşi de Ballıbaba» imamının kızındadır. Kollarda Maraş işi, Van işi, Ha- lep işi cam işi bilezikler. Yan parmakta iki de Roza yüzük. Alt zaviyesinde yapma gülü sarkan bir de- koölte, iki omuzda iki tül pompon. Saçların kulaktan atma ve arkaya demet demet sarkma. Kırmızı renk fotoğrafta siyah çıktığı için dudaklarin pek çok bo- yalı olduğu belli. Ağız güzel. Burun grek. Gözlere diyecek yok. Kulakları ufak. Bir kadını aptallaştıran dar alın yerine genişçe bir alın. Yalnız bakış epeyce manasız.. Objektifin karşısında sallanmamak için zahmet çekildiği anlaşılıyor. Arkada bir orman. Or- manın kenarında bir, stil salon goltuğu ile üstü ku- Tnaş örtülü bir salon masası. Masanın üstünde bir de- met çiçek ve bir kaç kitap, İkinci resim: Önce kartona yapışıkmış, gönderil- mesi kolay olsun diye koparılmış. Bele kadar. Aşık kız çok ponpon meraklısı, Bluzunün her yanı pon- ponlu. Boynundaki pantantifin tcunda elmaslı yıldız sarkıyor. Buradaki bakış şairanemsidir. Objektifin solundan verevine arkaya doğru süzgün bir bakış. 'bir 1 bir ut ve bir kaç kitap. Aşık kız kanapeye yaslanmiş, sol dirseğini yana koymuş ve başini sol avucunun içine almış. Sağ elindeki kitap sıyrılıp ku- cağına kaymış. Bacak bacak üstüne bir uzanış. Üst- leri ponponlu, yüksek ökçeli terlikler. Bir teki topuk- tan ayrılmış. Kırmalı, dantelli bir sabahlığın arasın- dan yuvarlak bir göğüs taşkınlığı. İki yapma güver- cin yerde yem yiyor. Resimlerin en şairanesi bu. Dördüncü resim- Bir gezintide çekilmiş olacak ki kürk mantolu, şoşonlu, manşonlu bir şey. Amatör çekişi. Burada yalnız gözlerile burnunun üst kısmı görünüyor. Bu resim, kendisinden zıyade kürk man- toyu ve şoşonları göstermek için çektirilmişe benzi- yor. : Hulâsa: Güzel bir şey. Hattâ epeyce güzel bir şey. Yalnız çokçâ löplöp. Kadın, şışman olursa, şişkoluğunu o saf o ko- . mik, o samimi güzelliği kaybolur. Şişman, kadin o- lursa, kadınlığın o cana yakın, o ince, o ilâhi güzelli- ği kaybolur. Aşık kızda ikisi de biribirini kaybetmiş. Bu kız Zayıf olsa kraliçe olabilir. Fakat bir genç kız şişmanlamıya görsün. Onu uygun kiloya indirmek im kânsızlaşır. Erkeğin çerden çöpten kadın için neyse, kadının hantalı da erkek için odur. Bir kadının vü- “eudü milime we ile ölçülmeli. Dönümle ölçülenin adı- na tarla derler, dağ derler. " Vurgun niçin bu kadar mizahi düşünüyordu.Bir TÜRKÇE TATBİKATLI GRAMER DERSLERİ Mithat Sadullah Sander Maarif Vekâletinin 46486/51293 /5—29295 numaralı ve 19.12.1938 tarihli emir mucibince orta okul müfredat proğramına göre okutu- lacak olan gramer dersleri için hazırlanmıştır. Fiyatı 50 kurüştur. Kanaat Kitabevi Beğenmedinse çevir resimlerini mektuplarını. Ge- çenki Bayan Şinaver Gülbeyaza ne yaptın? Affe. dersiniz hanımefendi, ben esmerden hoşlanırım, de- yip baştan savmadın mı O da gelip bir iki ağladı, geçti, unuttu, herkes Makbüle Serviten gibi sırna- şık olmaz. Yüz bulamadı mı gider, hoş görüldü mü kuzu kuzu oturur; gidinciye kadar. Bu kız hepsin- den saf, hepsinden acemi görünüyor. Yalnız on se- kizini bitirmedim deyişi biraz tuhaf. Resimlere ba- kılınca yirmi beşini aşırmâk için iki parmak yol kal- mış. Bu güzel kadınlar da niçin boyanırlar ki? Ger- çi kadım mutlaka biraz boya ister. Makyajsız kadın çerçevesiz tabloya benzer! Küpesiz kadının sapsız cezveye benzediği gibi. Kadında küpe, zarifliğin im- zasıdır. Tek taşlı iri yüzük de o imzayı tasdik eden mühürdür. Lâf karıştırmamalı, Hakikat şu ki: — Ben vicdansızca alay ediyorum. . Vurgün kendinden utandı. Utancını gidermek i- çin kızdan gelen Mektubu okumıya başladı. İkinci mektup: Arizai âşıkaneme bilmukabele takdimı ettiğiniz müstear imzali cevabınızdan son derecesinde bahti- yar olduğumu bildirmekle müşerreftim. Ruhumun sevdazedeliği hususundaki tahayyülhtı samimiyesin- den kopup gelen bu satirları yazmakağım meeburi- dir. Çünkü siz benden çekinmişsiniz ve ablanızın im- zasını atmışsınız. Halbuki bir ablanız olmadığını ümmücihan gibi ben de biliyorum. ilem de sizin bü- tün hayatınızı ilânihayesine kadar bilmekteyin Ba- na açık yazınız hiç bir endişeden havfınız olmasın. Ben çok raman okudum, çok film seyrettim, hayatın ne olduğunu biliyorum. Benim gibi okumuş, hısli in- sanların sizin gibi meşhur kimselerle yaşaması mua- şırane hareketlerdendir. Sizinle arkadaş olmak isti- yorum. Belki bir gün daha samimi eş olabiliriz. Ne kadar güzel olduğumu yakından görürseniz hayreti âlinizin pâyanı bulunmıyacağına emniyetim berke- maldir. Muharrir Emin Davulerin “Sevdalı mehtap saf kız marazi bir hayale kapılmış, kendisine âşık olduğunu sanıyor. Resimlerini gönderecek kadar sa- mimi davranıyor. Böylesi ile alay etmek reva mı? geceleri,, adındaki aşki eserinde şu cümleyi ckudu- nuz mu? Der ki: “Sevda yakınlıktan doğar. (Devamı var)