SV AŞ RR gi ie b-. in — 20 16 zl — le ri” e — e Kli a 14 - 6 - 938 NT BESİNCİ MURADIN HAYAT | e ecit, Muradın Doğuşunu amamda Haber Almıştı > Muradım., Ah benim talihsiz im. sakın üzülme... Anacığın İ oldukça, seni hiç bir. şeyden Tüm komaz. kire Murat Efendinin boynuna Slârak onu teselliye başlamiştı. e rat Efendinin validesi, (Şev Kadın) idi. TALİHSİZ MURAT M ürat Efendi, 1256 senesi İh, Jül ayının 21 inci sah : (alaturka) saat ikide, Beşik- € arayında dünyaya gelmişti. buçuk sene evvel henüz on İı, * Yaşında iken Osmanlı tahtı - ge Knaş olan genç Sultan Mecit, İk ada doğacak olan bu çocuğu | Tük bir sevinçle beklemekte idi. Socuğun erkek mi, kız mi ola - İç > tabii - bilinmiyordu. Sultan İk büyük bir arzu ve iştiyak ile “erkek çocuk istiyor; od İnşallah, Cenabıhak muradı- n eder, yordu, İihayet çocuk, erkek doğmuştu. >< ağası, genç hükümdara müj | "ermek için, Hünkâr dairesine | tuştu. Ve Sultan Mecidi, ha - ida bulmuştu. şah, bu müjdeye son derece Mevinmişti. Kızlar ağasına der bir şey ihsan etmek istemişti İL 8 0 anda, beline sarılmış olan İN bir peştemal ile, ayaklarında Semaları #lmas işleme! nalın- ie başka hiçbir şeye malik de Bütan, Mecit, buna pek çok te- “etmiş; kızlar ağasına: 0 Vah, vah Lala... Şu anda sana #Y verecek vaziyette değilim İk, © bana bu saadet haberini ver İk, Icin biraz daha bekleseydin. | m ki; evlâdım, sıkıntılı bir İt geçirecek. | miyiz, hâdise, o zamanın meşhur mü İk lerinin nazarı dikkatini cel “ti. Galatadaki Arap camisi: |, uvakkiti Bahir Efendi, Ne - a, Mehmet Riza hoca gibi üstatları derhal kalemlere Işlar.. Genç padişahın o ka- rin bir arzu ve iştiyak ile bek İh, ilk şehzadesinin yıldızına bak Şu (ahkâmı) çıkarmışlar. İk hzadenin doğduğu saatte. w & Get burcunda vâki olmuş” “© anda tahavvülâti kamer, N burcuna intikal ettiğinden. tâlü ömür ile muammer o İse de; baht ve talli yâr ol - T iğ Jj a ki, bu (istihraç) tan, Sul N. it haberdar değildi. Çünkü; ote Sok şükür. Cenabihak, mura j n etti. 28 adını (Murat) tesmiye etti- hac hakkında böyle bir şey- | Nan miye, sarayda hiç kim- İ ie &demezdi. Böyle olmakla İse, Sultan Mecit, meçhul bir üye palarak o kadar sevdiği ve titrediği oğluna (talihsiz hn ge itiyat etmişti. * işe nazaran mi - di, Murat Efendi), hiç şüphe- İl ig Yanın en bahtiyar bir çocu- Ni ç Padişahın ve Halifenin ilk di) olmak ikbal ve saade- ppaada, tabiat ta ona ayrıca Li & yet ihsan etmişti. O da, 9g, Bi idi. Nana e; Osmanlı hanedam a- Ney, » Dü kadar güzel ve cazip bir it değildi. Ayni za - dere da dikkati celbede- keskindi. Bu da kü - h adeye ayrıca bir kıymet ve menin sebep teş — ultan Mecit, her gün biraz daha artan bir muhebbetle oğlunu seviyor; onun istikbali hak- kında büyük ümitler besliyordu. Hünkâr sevgili oğlunu iyi yetiş- tirmiye karar vermişti, Henüz altı, yedi yaşlarında iken onun ilk tah- sil ve terbiyesine (Ferit Efendi) is- minde bir zat ile, (Gerdan kıran Ö- mer Efendi) yi tayin etmişti. Çirkinliği ile maruf olan Ferit Efendi. o tarihte Osmanlı kitabet ve edebiyatında üstatlıkla iştihar ot - mişti, Gerdan kıran Ömer Efendi ise; (Üleme) denilen sarıklı züm- arasında, İ Yâkinn ciddiy ralet ve nezaketi ile temayüz eyle- mişti, Bu iki zat, on Murat Efendiyi gi lar, yazdırmışlar; oldukça pişirmiş- lerdi, Artık, tahsil derecesinin yüksel tilmesi icap etmişti. Evvelâ şeh- zadeye arap lisanının usul ve ks idini öğretmek için (Şeyh Hafız F- fendi) seçilmiş; sonra da, riyaziye dersleri için erkâniharp kaymakam larından Mustafa Saffet Bey intı - hap edilmişti. Murat Efendinin bu tahsil dev- resi de, on dört yaşına kadar de - vam etmişti. O zaman sira, şehza- denin Fransızca öğrenmesine gel « mişti. Bunu öğretmek vazifesi de evvelâ (Ethem Paşa) ya, sonra da, (Slösyö Garde) isminde bir Fran- $ıza verilmişti. Bu arada, Efendinin musikisi de ihmal edilmemişti. Esasen İyi hir musiki istidadına malik olan Pren sin hocalığını: evvelâ « o devrin meşhur musiki üstatlarından - (Gu- vatelli), sonra da (Lom'ardI) İs - minde iki İtalyan deruhte etmişti. (EFENDİ) NİN, O ÇAĞDAKİ HUSUSİYETLERİ Ars iki yaş farki olan şeh- zade Hamit Efendi de, bü- yük biraderi Murat Efendi ile tah- sile devam etmekteydi. Hamit Efendi, Murat Efendiden daha keskin bir zekâ ve dikkate ma lik olmakla beraber, onun kadar tahsile hevesli değildi. Sonra, bu iki kardeşin, heves ve istıdatları a- rasında da buriz bir fark mevcut idi. Murat Efendi; lisan ve edebiyatı seviyordu. Hamit Efendi, bunlar - dan hoşlanmıyordu. Murat Efendi, riyaziyeden ve bil hâssa hendeseden, büyük bir zevk alıyordu. Hamit Efendi ise, tabla- tin tetkiklerinden, üzerinde uzun zaman durulmıya ihtiyaç göster- miyen bahisleri tercih ediyordu. Musikide, Abdülhamit Efendi bi raderine faik görünüyordu. Ondan daha iyi hissediyor. piyanoda, ho- galarının ciddi takdirlerini celbede Yazan : ZİYA ŞAKİR cek kadar istidat ve maharet göste- riyordu. Hamit Efendi, alafranga musiki yi seviyordu. Murat Efendi ise, a» lafrangayı sevmekle beraber, ala - turka musikiye daha fazla ehem - miyet veriyordu. Hattâ bazan, ufak tefek şarkılar bile besteliyordu. Murat Efendi yirmi yaşına geldi ği zaman, artık fransızcasını bir hayli ilerletmişti, Pek ince ve yük- sok yazılmış olmıyan edebi eserle- ri, okuyup anlıyacak hale gelmiş- #i. Fakat gariptir ki, bir türlü ko- nuşmayı beceremiyor; fransızca ka limeleri talâffuz etmekte bir hsyli müşkülât çekiyordu. İki kardeş arasındaki bariz fark Tarı tetkik ederken, şu noktulara da ehemmiyet vermek icap eder. Hamit Efendi, son derecede kuv vetli bir hâfızaya ve çok süratli bir intikal hassasına malikti, Murat E- fendi ise, unutkandı. Ve karışık meseleleri, çarçabuk kavrıyamazdı. (Devamı var) TAN ET ANLAŞMALAR : Heyet Ayın 20 sınde Almanyaya Hareket Ediyor kiye - Almanya ticaret anlaşması için Berline gidecek heyetimiz bu ayın yirmisinde şehrimizden hareket ede- cektir. Heyet bir iki güne kadar An- karadan şehrimize gelecek, Ticaret 0- dasile Türkofiste Iki toplantı yapıla- caktır. Toplantıya ithalâtçı ve ihracat çı tacirlerden Almanya ile iş yapan- lar çağırılacaktır. Tacirlerle yapıla- cak görüşmelerle geçen yılın tecrübe lerine dayanan yeni esaslar tesbit e- dilecektir. Kontemjan listelerinde Türk mallarına az veya çok mikdar tesbiti, mahsullerimizin reköltesine göre tanzim edilmiş olacaktır. Piya- larımızdaki bazı firmaların gelişi gü- lar yapmasına ve diğer orta ve küçük derecede firmaların rekabet karşısın da zarar görmemeleri için, ithalât ve İhracat yapabilmelerine imkân vere- ! bilecek şekiller hazırlanacaktır. Bu sene Almanyaya ihraact yapanların mahdut firmalara inhisar ettiğini göz önüne alan İktisat Vekâleti bilhassa İbu nakta üzerinde çok hassas davran İmayı kabul etmiştir. Heyetimiz Beril De giderken İcap ederse bazı maruf tacirlerimizi beraberinde götürecek veya kendilerini sonra Berline davet edecektir. © çimen ——— BANKALARDA : Ziraat Bankasının Yeni Şubesi Galatada bulunan Ziraat Bankası, İstanbul semtinin tüccarile diğer alâ- Kadarlara kolaylık olmak üzere Emin- önünde yeni bir şube açmaya karar İvermiştir. Yeni şube Tahmis soka- ki Banka ardiyesine yakın ğı yar olâcaktır. Bu şube bütün Banka mu- #melelerini yapacaktır. Zirast Banka si İstanbulda iken tüccarımızın mun meleleri kolayıkla yapılmakta idi. Banka Gulataya naklettikten sonra diğer bankalar bu vaziyetten istifade etmişlerdir. Ziraat Bankasının şube açmak yolundaki kararını piyasamız çok iyi karşılamış! LOKM AN HEKİM N YA, ÖTEKİ YAŞ? Kız çocuğunun kaç yaşında bulü ga ereceğini önceden kestirmke ka bil değil, Acaba kadınlığın en acıklı xamanı olan öteki Yaşını, kaç ya- sında hararetli mevsiminden çıka- rak sonbaharına gireceğini önceden kestirmek mümkün müdür? Aşağı, yukarı sayılara kanaat ge- tirenler onun için de vasati bir yaş söylerler. O vasati yaşı burada tek- rar etmiyeceğim, Zaten, en doğru söz, onun da kesim bir yaşı yoktur. Eskiden hekimler, bir kız ne ka- dar erken kendini bilirse sonbaha- ra da o kadar erken girer, derlerdi 'le söylemekle hayatta en bü yük kuvet olan aşkın kudretini an- İsyamadıklarını gösterirlerdi. Bir kıza erkenden anne olabilmiye im - kân yeren o kuvvet, kızı kadın ve anne olduktan sonra da unutmaz, onun sonbaharını da geciktirir. Şim diki mütehassıs hekimlerin fikri bu dur, erken kendini gören kızın son ha erkenden kederlenmiye biç lü - zum yoktur. Erken kesilenlerin sayısı -biraz ön- ce de söylediğim gibi. geç kesilenler den daha azdır. Onların da en çoğu vücutlarının bir tarafında hastalık bulunanlardır. Belli başlı bir has - tahığa tutulmadan otuz, otuz beş ya şında kesilenler de bulunmakla he- raber pek, pek azdır. Geç başlıyan ların erken kesilmiye istidadı daha ziyade olur., Umumi sağlık tedbirlerine riayet etmenin, sonbahar mevsimini ge - ciktirmiye büyük tesiri olur, Ayni iklimde, ayni şehirde yaşıyan ka - dınlardan rahat ve temiz yaşıyan - lar daha geç kesilirler, Bu işte s0- yun tesiri yok gibidir. Annesi er - ken kesildiği halde, kızının daha geç kesildiğine misaller çoktur. Vaktile, bir kadının asıl kadın- lık hayatım otuz yıl sayarlardı: On : ? Kilosunu “Tüccar namına satılan yumüşaklar 20 Müddeti bitmek üzere bulunan Tür!$ bin kilodur. Fiyatları 832 - 6.35 Kuruş zel Alman ithalât bürolarile anlaşma bahara girmesi daha ziyade geci - kir... Hemen ilâve edeyim ki, çok çocuk doğuran kadınlar doğurmak kudretinde daha uzun zaman de - vam ederler. Zaten çocuk doğurabilmek kud - retinin öteki yaştan sonra devam et- tiğine de misaller vardır. Kesildik- ten iki yıl, üç yıl, altı yıl bile, sonra çocuk doğuranlar görülmüştür. Sonbahara girdikten sonra yeni- den anne olabilmek bir'kadına her acıyı unutturacak pek zevkli bir duygu olmakla beraber hunlar, ta- bii, pek müstesnadır. Fakat, altmış, yetmiş, hattâ sek- sen yaşına kadar sonbahara girmi- yen kadınların sayısı erkenden gir- miş olanlardan ziyadedir. Onun için öteki yaşın mutlaka erken gelece- Zini düşünerek kendini üzmiye,da beşinden kırk besine kadar, Halbu ki tetkikler ilerledikçe bu hesabın yanlış olduğu meydana çıkmıştır. Şimdi asıl kadınlık hayati en az, üç kere on iki yıl sayılır. İlk on iki yıl gençlik devri, bu devirde kadın az doğurur, ikinci on iki yıl sık sık anne olmak devri. Ondan sonraki on İki yılda çocukların sayısı yine azalır. Ortadaki on iki yılda çok do Huranların ücüncü devirleri on iki yıldan daha uzun olur. Tabiatin kadınlığa karşı gösterdi ği haksızlığı gidermek, kadınlık ha yatını da erkeklerinki gibi devam ettirmek için uğraşan bircok hekim ler vardır. Onların çalışmalarının - hem de yakında - netice verece- ğinden ümit kesmemek lâzımdır. Geneliği geri getirmek kabil olma sa da kadınlığı erkeklere - her cihet ten - müsavi kılmak belki mümkün olacaktır. GÜNLÜK PIYASA Ziraat Bankasi dün yalnız yüz el. MH bin kilo yumuşak buğday satmış ve 8.28 kuruştan vermiştir. arasındadır, Polatk o buğdâylarından 45 bin kilo yumuşak buğday 8.10» 6.554 kuruş arasında verilmiştir. Diyarbakır, ve Samsun, Polat ve Karabigı havülisinin seri buğday. larından 45 bin kilo 5.30 «535 ku- ruştan ve 63 bin kilo 8 » 6.0 kuruş arasında satılmıştır. * Tavşancıldan' gönderilen on beş bin Kilo arpa 4.21 kuruştan, Samisun mah elli bin kilo arpa kilosu 4.16 kuruş. tan Bandırma #ar: masırlarından çü- yalı 6500 kilo 4325 kuruştan sa- talmıştarı, * Bir miktar kabuklu ceviz kiloru 10 kuruştan, Dabak malı keçi kıl 32 kuruştan, kasap başi yapakları 45-02 kuruş arasında beyaz peynirler 31.87. 34.13 ve kaşerler 56 - 68 kuruğ'ara- sında müşteri bulmuştur. - İTHALAT: Bazı Ibtidai Maddeler Takas- sıs Getirilecek Hükümet evvelce neşrettiği bir ka rarname ile serbest dövizle mal geti- rilen memleketlerden Türkiyeye it- hal edilecek pamuk ipliği, jüt ve jüt mensucat, çuval, kauçuk, kebrako gi- bi madlelerin takas suretile ithali ka- bul edilmişti. İktisat Vekâleti yeni bir kararla Mısır ve Filistinden geti- rilecek bu gibi iptiiai maddelerin ta- z olarak yurdumuza ithalini ka- bul etmiştir. Bu gibi maddelerin mem lekete ithali halinde bunların bedel- leri Türk n bu memleketlere ih- raç edilecek malların yekün döviz kıymetinden yüzde sekseni" ile öde- 'necektir. Ödeme işi Merkez Bankasın ca yapılacaktır. Merkez Bankasında bu muamele- ler için disponibilite bulunduğu müd detçe muameleler kolayca yapılacak- tır. Ancak bankanın usulü mucbin- ce tediyat sıraya tâbi tutulacaktır. Takas komisyonu bu mesele etrafın- da bir toplantı yaparak alâkadar tüc- carlara lâzım gelen malümatı vermiş ve İktisat Vekâletinin tamimini ken- dilerine izah etmiştir. ORARÇA | BORSA İ kanananaanasasasarsasassesesesasesasesaneeseseeeeeseeeee İHRACAT: Yumurtalarımız Iyi Bir Mevki Kazandı İktisat Vekâleti, yumurta ihracı si- rasında kontrolörlerin ihracine mü- #aade etmedikleri yumurtalar hak- kında alâkadar dairenin gönderdiği raporu muvafık bulmuştur. Tüccarın bu yoldaki şikâyetleri de haksız gö- rülmüştür. Vekâlet yumurta ihracı. İnn tanzimi ve rakip memleketlerin propagandalarına uğramamak için a- lınan tedbirlerin dış piyasalarda der- hal tesirlerini gördüğü için yumurta nizamnamesinin müsamahasız olarak tafdikine kiymet vermektedir. Kon- #rol işlerinde çok hassas davranılms- si ve nizamname hükümlerinde israr edilmesi sayesinde evvelce yüklen- meden, geri çevrilen yumurtaların tekrar elden geçirildikten sonra yük- lenmesine müsaade edilmiştir. Alâ- kadar makamlar yumurta nizamı mesinin hükümlerini ve boy, kalite nisbetini muhtelif yumurta ihraç e den memleketlerin nizamnamelerine nazaran tacirlerimize daha müsait bir vaziyette bulmaktadırlar. Dış piyasalardan gelen haberlere göre, bilhassa İtalya, Almanya ve Yu nanistana gönderilen standardlı yu- murtslarımızın bu piyasalarda iyi bi- rer mevki kazandığı anlaşılmakta- dır. Geçen sene ihraç edilen standartsız yumurtalar 7754 sandık olduğu hal- de, bu sene bu miktar bir mizlinden fazlaya çıkmış ve 16716 sandığı bul muştur. Bu rakamlar ihracatın arttı. ğını göstermektedir. DERİCİLİK ; ni Iç Piyasada : Gevşeklik ... sy Görülüyor Yapak piyasaları son günlerde gev- şemiştir. Sovyetlerin piyasamızdan yapak alacakları haberi teeyyüt et- memiştir. Ancak Sovyetler hesabıma tiftik almak için görüşmelere devam edilmektedir. Son günlerde, koyun derilerinin de ihracatı azalmıştır. De riler üzerinde geçen işler bir ay ev- veline nazaran daha gevşektir. Kali- te ve menşelerine göre 80 - 100 kilo- luk balyalardaki derilerin çifti 130 - 150 kuruş arasında satılmaktadır. Ke çi ve oğlak, kuzu, sığır derileri üze- rinde de canlı işler olmamıştır. İz- mir piyasasında da deri satışları pek canlı değildir. Yalnız işlenmiş keçi derileri, meşin ve sâhtiyan için yerli satışlar olmaktadır. Mevsim itibarile değirmenlerde çavdar oğütülmesi azalmıştır. Sıcak- İ İ İlarda isteniletn çavdar harmanı yapı- İ mn j İlamadığından çavdar satışları azal. | İ mıştır. İhracatlık çavdarın da öranıl- ÇEKLER mamasi yüzünden çavdar fiyatları $-$ İ Açılış | Jpara kadar düşmüştür. Londra 623 İ Dee Nevyork 126.3925 BORSALARDA : Paris 3.4925 (ee EA Milâno 6.6025 UÜ Borcu uponları "Cenevre 28.6975 | Türk K (Amsterd. 605175 İBerlin 505425 İ Ödeniyor emmi m 'Türk borcu tahvillerinin kuponları İsorya 15878 5 nı ödeme kararını veren hamiller he- İPrax 43075 yetince, yüzde yedi buçuk faizli 1933 İydarrid 7495 senesi tahvillerinin vadesi 25 Mayıs İvarşova 33 1938 tarihinde dolan on numaralı her Rae As kupon için 0,0298 Türk lirası ödene- Dul Ce cektir. 25 İkinciteşrin taksiti ise Tür. rik 26400 5 | İkiyede 0.7346 dolar mukabili Türk bi- İStokhelm 321225 rası ile tesviye edilecektir. Yüzde ye pon 23105 di buçuk faizli ve 1034 ikinci sıra PARALAR Türkb orcu tahvilleri için dahi 25 ; Am © Ser, | | Mayıs 1938 taksiti için kupon başına i |0,6643 Türk lirası ödenmesi kabul e- ez İ İdilmiştir. Dolar | Bai $ Hayvan Borsası Satışları Vİ ? Hayvan borsasında satılarak kesil- İ döl ğ mek üzere mezbahaya gönderilen ka- İ teriçce Pa 5 saplık hayvanlar, 606 beyaz karaman, aa 474 dağlıç, 70 kıvırcık, 1639 kuzu, 119 İm : öküz, bir inek, otuz marda ve on beş Kron Çek melaktan ibarettir. m Yulaf Satışları Arttı as Yeni mahsul yulaf satışları artma- bw â ya başlamıştır. Mersin mintakasının | Diyar Yulaflarından yüz bin kiloluk bir par Kron Isveç *i 26 haziranda teslim şartile Mersin teslimi kilosu 3,38 kuruştan alivre olarak satılmıştır. 4