1 — Harbiye - Beşiktaş oyuncuları birarada. 2 — Dünkü maçtan bir enstantane SEHRİMİZDEKİ MAÇ Beşiktaş Dün Harbiyeyi | 3-2 Mağlüp Etti — — Oyundan Sonra Hakem. Hayli Hırpalandı Dün Taksimde ikinci maçını Be- şiktaşa karşı oymyan o Harbiyeliler müsabakayı 2 — 3 kaybettiler. Ma- çın nihayetinde hakem sahadan çı- karken 'oyunun idaresinden mem- nun kalmıyan bir kısım seyirciler tarafından hayli hırpalnadı. Seyirci lerin hakemi hırpalıyacak kadar hid detlerinin artmasına sebep olan hâ- dise, zannederiz, Beşiktaşın attığı ikinci beraberlik 'golüdür; Harbiye takımının #firar ettiği n ikinci geli hakem muteber addetti. Bazı merak klar Beşiktaşın ikinci golünü bir el darbesile kaleden içeri soktuğunu söylüyorlar, Beşiktaş o muhacimleri Harbiye - Beşiktaş maçından diğer bir görünüş Son Puvan Cetveli : Takım Galip Mağlüp Attığı gel ..İslu Be 8 Puvan © Güneş R Ücek X Beşiktaş R Galatasaray X Muhafız X Harbiye Alsancak Ü e Yediği gel 3 By Es y geye mame kale ağzında iken top aşağı yukarı baş hizasından geliyor. Bir kaç oyun cunun elleri o sırada havada idi. Biz de hakem gibi arkada idik. Elle doku nulduğunu iyice farkecek vaziyette bulunmuyorduk. O Maamafih şunu da ilâve edelim ki, dünkü hakem B. Halit Galibin uzun zamandanberi ha- kemlik etmeyişi, kararlarında ve to- pu takip hususunda biraz gecikmesi ne sebep olmuştur. Bir hakem topa ve oyunun hararetle paylaşılmak istendiği yerlere uzak Kalırsa, bazı), bugün de devam olulmuştur. kararlarında hata edebilir. Müsabakanın tafsilâtı : Sahaya evvelâ Harbiye takımı çık tı. Kadroları şu şekilde idi: Fethi — Hayri, Eyüp — Haşim, Muhterem, Celâl — Mücahit, Neca- bi, Habip, Celâl, İzzet, Beşiktaş takımı tam kuvvetli şekli ile Harbiyelileri takip etti. Mehmet Ali — Hüsnü, Nuri — Feyzi, Hakkı, Faruk — Fuat, Şeref, Nizım, Muzaffer, Hayati. Harbiyeliler Beşiktaşa bir Buket verdiler. Kale intihabını Harbiyeliler ka- zandılar. Maç Beşiktaşın akını ile başladı. İlk dakikalarda Beşiktaşlı lar kızlı başladılar. İki üç akın sıkış- tırdılar. Fakat Harbiye müdafaası te tik davrandı. O sırada Beşiktaşın sağiçi bir gol fırsatını topu iyi hesap byamamak yü en kaçırdı. Beşinci dakikaya doğru iki taraf hücumlarında tevazun hâsıl oldu. On dakika da böyle oynadılar. On beşin- el dakikada Beşiktaşın sağdan inki- şaf eden bir hücumu az kala golle neticeleniyordu. Harbiye kalecisi ye- rinde müdahale ile topu kornere 8- tabildi. Korneri de kolaylıkla uzak- laştıran Harbiyeliler mukabil akın- Yara başladılar. Saha ortasından açız- ları besleyişleri ve aralarında. pağ- aşmaları pek isabetli idi. Bu tarz Sa- yesinde Beşiktaş rısıf sahasında hâ- kimiyeti tamamile kendi taraflarına aldılar. Uzaktan çekilen şütleri tutuşun- dan da farkettiğimiz gibi, Beşiktaş ka Mehmet Ali, dün iyi günlerin- lecisi İzmirdeki Maçlar Alsancak Galatasarayı 3-2 Mağlüp Etti İzmir, 15 (A.A.) — Milli küme maç Bugünkü maç Galatasaray ile Ak sancak arasında idi. Dünkü karşı - laşmasını mağlübiyetle nihayetlen - diren Galatasarayın bugün Alsanca- ğa karşı alacağı netice merakla bek- leniyordu. Bu itibarla sahaya 3 bin- den fazla bir meraklı kütlesi top - lanmış bulunuyordu. Oyun başlar başlamaz Alsancak | akıncıları hemen Galatasaray kale - sine indiler. Galatasaray müdafaasın da kesilen bu hücuma mukabil bir akınla Alsancak kalesine kadar da- yandı. Fakat bu da Hilminin müda - halesi ile uzaklaştırıldı. 3 üncü dakikada top, Tayyardan Cemile ve ondan da Basriye geçti. | Kaleye yakın ve müsait vaziyette den birinde değildi. Mütereddit ve kavrayışlarında zayıftı. * Harbiyenin birinci golü : mem m ki On yedinei dakikada, Harbiye sol açığının ortaladığı topu, sağ iç güzel ve sıkı bir kafa vuruşu ile kalenin ağlarına taktı. Bu golden sonra Harbiyenin tazyi- kini daha artmış bir halde gördük. Harbiye sağ açığının yakaladığı bir kaç fırsatı iyi kullanamadıklarından gol adedini artıramadılar. sayısı : 23 üncü dakikaya doğru tazyikten biraz kurtulan Beşiktaşlılar, iki hü- cum tecrübesini başaramadılar. Fa- kat yirmi beşinci dakikada Harbiye İlleri yüzünden 38 inci dekikaya ka - bulunan Basri sıkı bir şütle Alsan - cağın İlk sayısnı kaydetti. Alsancak rüzgâra karşı olmasına rağmen sık sık Galatasaröy kalesine iniyordu. 5 inci dakikada Enverin pasını kapan Ilyas sola doğru güzel bir fırlayışla tehlikeli vaziyete gir- di, Ve topu kale önüne doğru &ttı. Buna yetişen Cemil Alsancağın ikin- ci gölünü sıkı bir vuruşla yaptı. 20 nci dakika: Bu gölden sonra bi- raz toparlanan Galatasaray rüzgârın | da yardımı ile Alsancağı tazyike baş ladı. Bir dakika sonra Halilin yap - tığı penaltıdan ilk sayısını kazandı. derdi, fakat, Şeref yavaş bir kafa darbesi ile kaleye sokarak Galatasa rayın İkinci beraberlik sayısım da kaydetti. Devre de netice üzerinde değişik lik olmadan 2—2 beraberlikle bitti. Ikinci devre: Bu devrede rüzgâr! da arkasına alan Alsancak derhal hâkimiyeti kurmaya muvaffak olmuş ise de Sacidin güzel kurtarışları ve mlüdafaanın da yerinde (müdahale dar sayı çıkaramamıştır. Fakat 39 uncu dakikada Basrinin kornerden kale önüne düşürmeye muvaffak ol- duğu top, Enverin kuvvetli bir şütü ile üçüncü defa Galatasaray ağlarına takıldı. Bu devre baştan nihayete kadar Alsancağın hâkimiyeti altında geçti ise de Galatasarayın sağ taraftan a- rada sırada yaptığı tehlikeli inişleri ile geçti. ” Maç ta bu suretle 3—2 İzmirim ga 28 inci dakika: Alsancak aleyhine | verilen uzaktan bir ceza vuruşunu| merkez muavin doğruca kaleye gön- | il Bakırköy Sahasındeki Müsabakalar Dün Bakırköy spor sahasında müh telif müsabakalar yapılmıştır. Barutgücü genç futbol takımı, Rum genç takımı ile berabere. kal miştir, Kurtuluşlular, sıfıra karşı 6 golle Bakırköy Rum takımını yenmişler- dir. Bakırköy halkevi tarafından tertip edilen küme maçlarına da devam o- lunmuştur. Demirspor, bire karşı iki sayı ile Bakırköy sporu, Barutgücü de bire karşı iki golle Alemdar takı- mını yenmişlerdir. Barutgücü B takımı sıfıra karşı 2 sayı ile Nişantaş B takımına galip gelmiştir. . Bu maçların finali 19 mayısta ya- pılacaktır, Basketbol ve voleybol maçları Ni- şantaşlıların galibiyeti ile neticelen miştir. Nişantaşı ve Barutgücü genç leri arasında yapılan güreşleri Ba- rutgüçlüler. kazanmışlardır. Cari Bizi Müsabakaları” Bitti İstanbul bisiklet ajanlığı tarafın- dan tertip edilen seri bisiklet yarış- İarinin sekizinci ve sonuncusu dün sabah Mecidiyeköyü - Kefeliköy 8- rasında 125 kilometre üzerinde yapıl- mış ve neticede Süleymaniyeden Ha ralambo, 3 saat 47 dakikada birinci, Süleymaniyeden Abdullah ikinci ol muşlardır. Yapılan #ekiz müsabaka netiçesin- de alınan puvanu nazaran Süleyma- niyeden Haralambo 15 sayı ile birin- ci olarak İstanbul bisiklet şampiyonu. olmuştur. 26 puvanla Feneryılmazdan Tor- küm ikinci, 30 puvanla Galatasaray» dan Muhsin üçüncü olmuşlardır. Şişli Yenildi Apoye Matini gazetesi tarafından Taksim stadında tertip edilen kupa maçlarına dün sabah devam edildi, ilk oyun Pera - Esayan arasında ya- pıldı. Ve Pera hâkim bir oyundan sonra 6-1 galip geldi. İkinci oyun Şişli - Arnavutköy 2- İrasında yapıldı ve çok enerjik oynı- yan Arnavutköylüler kuvvetli rakip- lerini 2 - 0 mağlüp etmiye muvaffak oldular, —... EDİRNEDE : İstanbul - Edirne Bisiklet Yarışları Edirne, 15 (Tan muhabirinden) — İstanbul - Edirne bisiklet yarışına gi- recek bisikletçiler dündenberi şehri- mize gelmiye başlamışlardır. Ankara dan bu yarışa girecek bisikletçiler- den Talât, Eyüp, Erdoğan, Nuri, Fa- ruk, Alâsttin, Kâmran ve Yakuptan mürekkep sekiz kişilik kafile dün şeh rimize gelmiştir Diğer bölgeler bisik letçilerinin de bugün ve yarın gelme- leri beklenmektedir. yapılacak olan bu yarış, memleketi muştar. Bu yarışların filme alınması haf hattını atlıyacak gediği buldular. | (Devamı 10 uncuda) Beşiktaş sol açığının sürerek ortala- libiyeti altında bitti. Evvelce bildirdiğimiz veçhile 19 mayısta başlıyacak ve takriben beş yüz kilometre gibi uzun bir mesafede i mizde ilk defa tertip edilmiş olması- na rağmen, büyük bir alâka uyandır- için FIIrE LİLA damda gayet kötü, gayet berbat bir soba var. Bütün ailem bu sobanın başa vurmasın- dan şikâyetçidir. Sobanın tamiri İ- çin birkaç defa “Ev müdürlüğü” ne müracaat ettiğim halde aldıran ol madı. Daha acele, daha lâzımlı iş- lere sarfetmek için parayı tasarruf ettiklerini söylediler, Fakat bende boş durmadım. Her çareye başvurarak sobanın ta mir edilmesi için ısrar ettim. Niha yet bu ısrarlarım Üzerine sobamı gelip muayene ettiler. Kapağını aç tılar... Başlarını sobanın içine sok- tular.. Velhasıl dört bir tarafını gözden geçirdiler... Netice olarak ta: — Birşey yok, dediler. Bu odada pekâlâ oturulabilir... Ben onların verdiği bu hükme a- damakıllı içerledim: — Yoldaşlar, dedim, bü sizin yap tığınız, doğrusu çok ayıp... “Bura- da oturulabi hükmünü ceffel- kalem nasıl verebiliyorsunuz?. Hal buki bu soba mütemadiyen bizim başımıza vuruyor. Adeta zehirlenir gibi oluyoruz. Hattâ geçenlerde kedimizin bile başına vurmuştu. Hayvan olduğu halde, onda da ze- hirlenme ârazı başgösterdi de, git- ti kovanın içine kustu, Halbuki siz: “birşey yok; bu odada pekâlâ oturulabilir!” diyorsunuz!, Ev kumandanı: — Bu işin içinden çıkmak için biricik çare bunun bir tecrübesini yapmaktır, dedi. Bunun neticesin- de sobanın başa vurup vur- madığı anlaşılabilir. Şimdi biz 80- bayı yakar ve burada hep birlikte bekleriz. Şayet soba tüter ve baş larımıza vurursa o zaman onu İa- mir ettiririz. Yok, başımıza vur- mâzsa o zaman da tecrübe için kul landığımız odun ve kömürün pa- obayı yaktık. Hepimiz etra- fına dizildik. Ve burnumu- zun bütün kuvvetile ortalığı kok- lamaya başladık. İ © Ev kumandanı sobanın tam ağız tarafına oturmuştu. Komisyon aza- larından “Griboyedov da şöyle bir 'kenare ilişmişti. Diğer bir azada benim karyolama kurulmuştu. Çok geçmeden soba tütmeğe, o- danın içine pis bir marsık kokusu İ yayılmaya başladı. Ev müdürü, bir zağar gibi, bu- rün deliklerini açıp kapayarak bir kaç defa ortalığı kokladı: — Görünürde birşey yok, dedi. Sıcak bir havadan başka birşey his sedilmiyor. Komisyon azası Griboyedov da: — Odanın havâsına diyecek yok, diye ilâve etti: Mükemmel bir ha- val,. Böyle bir havayı pekâlâ te- neffüs etmek kabil... Bu havanın insanın başına dokunur hiç bir ya nı yok... Hattâ doğrusunu isterse- niz benim odamdaki hava bundan bin kat fenadır. Binaenaleyh hü- zumuz masraflara girmekte kiç bir mâna yoktur. Tekrar ediyorum, odanın havasına diyecek yok... Ben artık dayanamadım: — Aman be birader, ne yapıyor sunuz, dedim?. Bunun neresi İyi, mükemmel hava?. Baksanıza, bu- ram buram duman tütüyor. Ev müdürü ortaya başka bir tek hif attı: — Tecrübe için, dedi, buraya ke diyi çağıralım. Şayet kedi rahat duracak olursa o zeman odanin !- çindeki havanın mükemmel bir ha va olduğuna karar veririz. Hayvan Jar bu işte bizden daha bitaraf dav ranırlar... Bu insan değil ki onu ta rafgirlikle itham edelim. Bence AAAAAAAMA DAS AAAS ALADA ORADA BALO BABA LORDABEEAAOREAARAT EAA EEA SE RODAAAARAYI KEDİ ve İNSANLAR Yazan: Mih. Zoşçenko — Çeviren: B. Tok . kediye her hususta güvenilebilir. Sor) belediye teşkili takarrır eylediği ek ra hayvanların bu gibi işlerde'ne |hetle intihap defterleinin tanzimi" derece hassas oldukları cümlenin |ne başlanılmıştır. Bu it bir, iki gün“ lâzım gelen hazırlıklar yapılmıştır. | malümudur. Binaenaleyh hiç teted | kadar bitecektir. il 165-1938 A YE düt etmiye yer yok... durmayın, kediyi çağırın!, Haydi, hiç ediye seslendik. Kedi geldi. Karyolanın üstüne çıkarak kıvrıldı yattı, Kedide herhangi bir hareket €- seri görülmüyordu. Maamafih ben bunu pek tabii telâkki ediyordum. Çünkü: hayvan ne de olsa bu mar- sık kokularına, bu soba dumanları pa alışmış bulunuyordu. Binaena- leyh rahat rahat karyolada oturup keyfine bakacağı âşikâr idi. Bu hal ev kumandanmın da dik katini çektiği için: — Af buyurun amma, dedi, gö- rüyorsunuz ki odada hiç birşey yok. İşte tam bu sırada komisyon a- zalarından Giboyedov ayağa fırla- di — Aman bana müsaade edin, de di. Acele bir işim olduğunu unut- muşlum... Gitmek mecburiyetinde- yim... Giboyedov bunları söyledikten sonra sallanarak pencerenin kena- rına geldi ve derin derin nefes al- miy ebaşladı. Ev kumandanı da ayağa kalka- rak pencereye doğru yürüdü : riz, döüL * . Ben onu kolundan tutarak pen- , cereden çektim: — Aizizim, dedim. tecrübe böy- le yapılmaz. Pencereye yaklaşma! — Pekâlâ, pekâlâ, dediğin ok sun.. Ben pencerenin yanında dur mayabilirim... Odanızın içindeki ha va benim pek hoşuma gidiyor. O- danızdaki hava çok normal bir ha vadır. Hattâ bu havanın İnsanın sıhhatine iyi geldiğini. bile iddia edebilirim. Artık bu vaziyette s0- banızı tamir etmiye (hiç lüzum kalmıyor demektir. İm md arım $aat sonra ev kuman- 'danını bır sediyenin içine kı yup “can kurtaran” ötomobilire bindirdikleri sırada, ben yine #â- nına yaklaştım. Mânâlı mânalı gü lümsiyerek: — E, nasılsın bakalım?. dedim. Ev müdürü bu kötü vaziyetine rağmen: — Nasıl olacak, dedi. Mükemmel bir hava.. Pekâlâ oturulabilir. Bu suretle soba yine tanir edil- meden kaldı. ni Ben tabii, ister istemez mevcut vaziyeti kabul etmeğe micbur ol- dum. Yavaş yavaş bu bajavurma- lara, bu marsik kokularına alışma ya başlıyordum. İnsan pire değil ki!, Fekâlâ her- şeye alışabiliyor. SAFRANBOLUDA Karabükte Belediye Teşkilâtı il Safranbolu, (TAN) — Kürabükte bini