—— 3.5.1933 Türk - İslâm Eserleri: Müzelerdeki Eşsiz Tarih Yadigârları Arasında ürk ve Islâm eserleri müzesi bir tarih ummanıdır. Burada Parlak ve zengin bir mazinin en Sanlı yadigârlarını buluyoruz. Ye- hi rejim, halifelerin inkiraz çuku- Tuna kadar sürüklediği bu ulusu kurtardı. Şimdi yaratılışla at başı beraber yürüyen yüce mazimize lâ Yik bir istikbalin eşiğindeyiz. Her Alanda çabucak serpilme ve ilerle- Me için lâzım olan hızı buradaki muhteşem hatıralardan alacağız. Burada, Sinanın kubbeleri altında saklanan her eser yolumuzu ay- dınlatacak bir projektördür. Şmidi müzenin kitabiyat salo- Mundan sonra, Şark halılarına tah- sis edilen ve yeni açılan Ikinci sa- lonu görelim. İyi bir elin ve ihtisaslı bir bilgi- min tasnif ettiği bu salonda irili, u- İaklı 100 den afzla halı ve seccade teşhir edilmektedir. Türkün eli $arkın bütün renklerini ve çiçek- lerini yün iplerin düğümlerinde eİsunlamış ve canlandırmıştır. Yer lere serpilen, duvarlara asılan ha- larda bütün bahar renklerinin ve bahçelerinin canlandığım,, gözleri- mizi ve gönüllerimizi büyülediği- ni görüyoruz. Anadolunun halı ya Pan meşhur eski merkezlerinin eşsiz örnekleri buradadır. Gördüsin, Lâ diğin, Konyanın, Sillenin en eski seccadelerini burada ( görüyoruz. Duvarları süsliyen kaplan derili, ırmaklı halılar yalnız bizim mü- zemizin değil, dünya müzelerinin şaheserleridir. Avrupada ve Amerikada halıcı- İik hakkinda, çok tetkik eserleri Yazılmıştır. Dünya müzelerinde ve hususi koleksiyonlarda pek çok hah örnekleri vardır. Bizim mü- zemiz bütün bu örnekleri topla- makla beraber şimdiye kadar en büyük ve zengin kataloğların kay- detmediği eşsiz parçaları da ihtiva tMekTENtr Müzenin halı Kolekki- Yonu Yalnız bu üzün sâlonda gör- düklerimiz değildir. Bunlar kolek- $iyonun onda biri bile değildir. eşhir edilecek salon bulunmama- ünden diğer halılar depolar- da saklanıyor. Müzenin henüz bir Tehberi ve kataloğu yoktur. Bu sa- lon için tahsis edilecek bir kataloğ Ve rehberin uyanmıya başlıyan ha- cılığımızın çabuk inkişafında ve Yabancı tesirlerden kurtulmasında ühim rolü olacaktır. Gözlerinizin, gönüllerinizin bu yünden tablola- Pın renklerine ve desenlerine çen- gellendiğini, bir türlü ayrılmak is- temediğini görüyorum. Fakat vak- iz azdır Şe üçüncü solano geçelim. Burası muhtelif tarih ve sa- bat eserlerinin bir sergisi halin- edir. Konyanın Alâaddin cami - İnden getirilen “Kâbeli seccade, salonun baş ve şaheseridir. Mü e 538 ve 539 numaralarında map Yıldırım Bayazıtla İkinci k imin, harp gömlekleri birçok ba- amlardan yüksek kıymet taşıyor- 2: Bu gömlekler harplerde zırh. Fn altlarına giyilirdi. Çok şiş- e bir adam olduğu anlaşılan balırımın gömleği Bursadaki tür- 2 e, ince, zayıf bir hükümdar de “ anlaşılan İkinci Seliminki Kk örneden getirtilmiştir. Açık Pimaş TEPSİ ipekten yapılan Yaldı- boya ,Eömleğinin arkasına yağlı zand hakiki renklerile lâle, ka- n Ey çiçekleri ve dalla- ie iştir. Diğer taraflarına da Münir #yetlerinden ve Vefk'lerden » Yapılmıştır. Bele kadar İ- Müş inci Selimin gömleği üze- Teta, ince ve yüksek bir ka- Batan kuran yazılmış ve ba e bir de- ir. “Tarihçilerin ve Di a bu gömlek için biç- et milyon çerçevesini gal ettikleri Bulgarlar, Edirneyi iş ten y “rüya tük, zaman bu gömleği de Ti in Eötürmüşlerdi. Sonra * Siyasi teşebbüslerile dite Pm Birinci Ahmedin ke, Sok Yükyeşei de kumaşı itibarile Pu, tir, nuninin karısı Sultanın, Oyacılık, işleme- m , YAZAN: o Mörahim Hakkı; : Konyalı ; Ke ie ve) Türk - İslâm eserleri müzesinde bulunan bu rahle, üç asır evvel fil dişi ve sedeften kakma olarak yapıl miş bir Türk şaheseridir. cilik sanatinin erişilmez, örnekle ri olan ipek mendilleri, kaş baskısı denilen âlın bağları, muhtelif kas- mak, gerkef, mil, iğne işleri sanat- kâr kadınlarımız ve kızlarımız i- çin taklide değer ne güzel ve müs- tesna modellerdir. Kaşlarında kıy- metli taşlar bulunan maktul şeh- zadelerin kemerlerinin tam bir kolleksiyonunu bu sulonde tetkik edebiliriz. o Öldürülen (o şebzade- lerin o cesetlerile beraber tür- belerine götürülüp konan Bursa, Bilecik ve İstanbul kumaşlarından yapılmış kaftanlar ve elbiselerin biçimleri kadar kumaşları da mü- tehassısları meşgul etmektedir. Dünyanın hiçbir müzesinde bu salonda bulunan Türk kumaşları- nın eşleri ve benzerleri yoktur. 624 numarada kayıtlı Hazreti Hüseyinin siyah sarığının bir par- çası bilhassa İranlılar ve eski ku- maş mütehassısları tarafından e hemmiyetle ziyaret edilmektedir. İzmirin en eski ve birçok mihrap- lı saf halıları ile Bergama secca- deleri de bu Salonun bilhassa ec- nebileri üzerlerine çeken kıymetli eserleridir. Sorguçlar, gümüş sehpalar, gü - müş çekmeceler, üzerlerine kıy - metli taşlar oturtulmuş altın bile- zikli lihyel şerif şişeleri, büyük bir meharetle içlerine büyük lev- halar sokulmuş, dar ağızlı şişeler, üstlerinde kalemkârlığın yüksek sanatini taşıyan gümüş tepsiler ortadaki vitrinin en zengin süs- leridir. Üç asır evvel boğdurularak öl dürülen Osmanlı şehzadelerinin na kışlı, renkli meşinden yapılmış pa- buçları, bilhassa Türk dericilik ta- rihi bakımından yüksek kıymet taşımaktadır. Geçenlerde İstanbul müzslerindeki deri işlerini tetkike gelen bir ecnebi mütehassıs bunla- rı gözden geçirdikten sonra müze direktörüne: — Biz bu deseni, yeni ve kendi- mizin bir icadı sanıyorduk. Halbuki dedeleriniz bunu şimdikilerinden çok yüksek olmak şartile asırlarca evvel bulmuşlar ve yapmışlardır. Bu buluş karşısında hayretle ve takdirle eğilmekten başka elimden bir şey gelmiyor, demiştir. Bu sa- lonun Türk çatmaları da dikiş mü esseseleri tarafından ehemmiyetle tetkik edilmiye değer ee salona girerken gö- zümüze birçok fırın ve ocak yerleri çarpıyor. Burası eskiden i- marethanenin mütfağı olduğu an- laşılmaktadır. Buraya serpiştiri - len tarih bergüzarları arasinda pa- ha biçilemiyecek kadar kıymetli 0- lan parçalar vardır. İstanbul türbe- lerinden toplattırılan sedef, fildişi, bağa kaplı ve kubbeli kuran ve cüz mahfazaları iç ve dışlarındaki sa- nat incelikleri yönünden fevkalâ- de kıymeti haizdirler. Bunların eş- lerine diğer müzelerimizde rastlı- yamayız. Sedef ve fildişi kaplı 3 a- sırlık rahleler Türk zevkinin, eski 'Türk sanatinin yaşıyan birer ifa- deleridir. Bu eserler ecnebileri sa- atlerce meşgul ediyorlar. Bir vit. rindeki gümüş çekmeceler ve kıy- metli taşlarla süslenmiş kandillik- ler, kuyumculuk sanatinin pırlan- talarıdır. Üstat Sinanın tarifile ve çizdiği plânla hazırlanan muaz - zam bir musluk ta büyüklükte ve ihtişamda bir rekor eseri olarak Bu musluk, Hal cılardaki eski bir su deposundan ge tirtilerek buraya konmuştur. Bu - rada Evliya Çelebinin babasına ait kıymetli bir hatıra da vardır. Çe- lebinin babası. Osmanlı sarayında Serzergeran iken Sultan Ahmet Camiinin kıble kapısı için bir bini yapmıştı, Altın yaldızlı bu bini ca- minin kapısından - hırsızlık kor- kusile - sökülerek buraya getiril miştir. Evliya Çelebi seyahatname. sinde bundan ehemmiyetle bahse- der, Pertevniyalin altın yaldızlı gümüş Jü leğen ve ibrikleri, her birisi yur dun bir köşesinde başka başka sa- hatkârlar tarafından yapılan bu - hurdanlar, mücevher şamdanlar da bu salondadır. Edirnedeki İkinci Selim camlinden getirilen iki mu- azzam bakır şamdanın kalemkâ- rı süsleri tavsif o edilemiyecek kadar güzeldir. Bu şamdanın ka- zanında ve boğazında arapça ve farsça birçok manzum parçalar o- kunmaktadır. Salonun duvarların- da Kafkas Türkleri tarafından ya- pılmış halıların bütün örneklerini bir kolleksiyon halinde görmek müm kündür. 400 sene evvel dokunan bir İran halısının havları dökül - müş ufacık bir parçası vardır ki, renginin taraveti henüz uçmamış- tır. Şimdi, müzenin en zengin sa- lonuna geldik. Burasını da bir bas- ka gün gezeriz. gösterilebilir Belediye Reisinin İkramiyesi İzmir, (TAN) — Belediye Reisi doktor Behçet Uz'un hazır bulun - madığı bir içtimada 10,000 liralık para mükâfatile taltifi hakkında bir takrir verilmiştir. Behçet Uz, bu pa- ranın İki bin lirasının Kirşehir zel- zelesi felâketzedelerine, ve sekiz bin lirasının da İzmirin imarına tah sisini istemiş ve teklif alkışlarla ka- bul olunmuştur. EA An KUŞADADA : Amerikalı Misafirler Kuşadası, (TAN) — Amerikanın sayılı zenginlerinden ve asarı atika meraklılarından Mis Mur, hemşire- si, iki misafiri ve kendisine Yuna - nistandan iltihak eden asarı âtika mütehassısı Profesör Vitemur ile be raber hususi yatile buraya gelmiş - tir, Misafirler Selçuk ve Priyan ha- rabelerini gezdikten sonra Dikiliye gitmişlerdir. Oradan Bergamaya ge- çip harabeleri görecekler, sonra Di - kiliye dönüp yatlarile İstanbula gi- deceklerdir. Misafirlere Istanbul Turing Klüp- ten Tahir ve İmadettin Remzi refa- kat etmektedirler DENİZ LİSESİNDE DÜNKÜ MERASİM Bu yıl Deniz Lisesini bitirerek Deniz Harp Okuluna geçen 44 gence dün büyük merasimle diplomaları verildi ve Harp Okulu ile Hamidiye Alayına sancak verme merasimi yapıldı, bunu alay sancakları ile bir geçit resmi takip etti. Aşağıdaki resimlerde, dünkü merasimin bir filmini veriyoruz: Genç mezunlar, Hamdiye mektep gemimize uğurlanıyorla | Şu Gorip Dünyada: 24 Dakika Hapis Cezası Geçenlerde Amerikada Sen Lul şehrinde bir genç, 2 dolar çaldığın - dan dolayı mahkemeye £ verilmişti, Şimdi mahkeme heyeti, bu genci yal niz 24 dakika hapse mahküm etmiş- tr. Cünkü bundan evveli Rifard Uy- ney nâmında bir banker, müşteri - lerinden 225,000 dolar dolandırmak tan 5 sene hapis cezasına çarptı. mıştır. Bu hesaba göre, mahkeme he yeti, gencin 2 dolar çalmasile daha az cezaya çarptırılacağı kanaatine varmıştır. * 495 seneye mahküm Amerikada Teksas hükümetinde Elena Kurtis nâmında bir kadın, do- kuz çocuğunu birden öldürmüştür. Mahkemede, çocuklarını bakama » masi dolayısile bu cinayetleri işledi Bini söylemiş ve katil kadın, 495 se ne hapise mahküm edilmiştir. * Paraşütlü fare Amerikada 10 metre yüksekliğin « İdeki ağaçlardan, paraşütle atlamak- ta olan bir nevi fare keşfedilmiştir. Bu fare, yere atlıyacağı esnada sir- tında yarasa kanadı gibi bir deri zar açıyormuş. Bu da şemsiyeye benzi. yormuş ve yere atlarken paraşüt hiz metini görüyormuş. Bildirildiğine göre, ağaçlarda yaşıyan bazı kurba- Ralarda, paraşüt hizmetini gören bu na benzer zar şeklinde kanatlarile yere atlıyorlarmış. * Hukuk tahsil eden mahkümlar Amerikalı haydutların sürüldük - leri meşhur Şeytan adası şimdi bir hukuk fakültesi halini almıştır. Mah kümlar harıl harıl hukuk tahsil edi- yorlar. Bu, San Fransisko civarın - daki Alkatraz isimli ve büyük bir kale içinde tamamen hapisane itti- haz olunmuş bir adadır ve buradan kurtulmanın imkân ve ihtimali yok Burada, bundan bir müddet evvel mahkümlardan birinin kendi yazdığı bir temyiz lâyihası üzerine tekrar mu hakeme olunup kurtulması diğer mahkümlar üzerinde hukuk bahisle rine karşı bir alâka uyandırmış ve hepsi günün birinde kendilerini kur taracak müdafaanameyi yazabilmek ümidile hukuk öğremiye başlamış - lardır. Adada üç senedenberi mah - kümlara hukuki dersleri verilmek- tedir. Bunlardan otuz beş kişi kendi aralarında İmtihan olarak diploma da almışlardır. Fakat şimdilik o bir kişiden başka kurtulan yoktur. * Napolyon radyo istasyonu Meşhur Napolyonun son nefesini verdiği St. Helen adasında ve Napol- yonun ikamet ettiği evde İngiltere hü kümeti bir radyo İstasyonu kurmak- la meşguldür. Yakında, radyomuzu açıp skala Üzerinde dolaştığımız za- man; “Allo, Allo, Radio Napoldon, sesini duyacağız. Bu İstasyonun ku- rulmasına sebep, İngiliz hükümeti - nin St, Helen limanını genişletmek ve burasını uyandırmak istemesidir. Bu münasebetle kurulan istasyona Napolyonun isminin © verilmesini halk hükümetten rica etmiş ve hü- kümet te bunu kabul etmiştir, * Biranın tarihi Bira, 6000 sene evvel Babil halkı. ron çok sevdiği bir içki imiş. Leip- zig'li profesör Noimayer'e göre, Ba- bilde biracılık çok ileri gitmiş bir gı- da sanayii şubesi halinde imiş, İZMİRDE — Karşıyakada Yat Klübü İzmir, (TAN) — Denizbank, de- niz: sporlarını çoğaltmak ve gençleri bu yolda teşvik etmek için, 25 bin lira sarfile Karşıyakada bir Yat klü bü yaptıracaktır. Ayrıca vilâyet, İnciraltı tevsi edecek, burada bir otel plâjını 1, gazi- no v asri eğlence yerleri yaptıracak tır.