| Başvekil, Sirkeci garında askeri teftiş ediyor Deniz Harp Okulunda! Başvekil Dün Dün Merasim Yapıldı (Bağı 1 incide) Türk sancağının şerefi — Komutan, Bu sancak, Türk milletinin temiz yaşamış, yaşıyan ve yaşıyacak olan mukaddes nâmusu ve Türk askeri - min de dünkü, bugünkü ve yarınki ierefli günlerinin sembolüdür. Onu Cümhuriyetimiz gibi seve seve, en tehlikeli zamanlarınızda bile, canı - mızla, kanınızla koruyacağınıza, onu idalma yüksek ve temiz tulacağınıza «eminim. İşte kutlu, çok sevimli ve şerefli bu sancağı büyük Cümhurbaşkanı - pmz Atatürk nâmına, deniz harp © İkulu alayına teslim ediyorum. Kut- İla ve mutlu olmasını gönülden di- lerim.,, Talebe, Amiralin sözlerini (Sağol) İhitabile karşıladı ve mektep komuta İn Albay Ertuğrul, bir hitabede bu- İlunarak sancağı aldı ve ezcümle şun İları söyledi: — Baş ödevi; Türk vatanını, Türk istiklâl ve cümhüriyetini korumak olan deniz harp okulumuz, 162 yıl igibi uzun ve şerefli bir varlığa ma- hiktir. Bugün bu varlığın en büyük şgünüdür. Çünkü bugün Büyük Baş- buğumuz, Reisilcümhurumuz Ata - türk nâmına sayın donanma komuta nımız Amiralimizin elinden sancağı mızı saygı ile aliyoruz. Bu sancak, Türk Ulusunun bize bir emanetidir. Ve asırlardanberi sarsılmıyan Türk askerliğinin ve de nizciliğinin canlı bir örneğidir. Bu sebepten sancak kimseyi selâmla - maz ve her fert sancağı selâmlamı. ya mecburdur. Hamidiye gemisinde Bundan sonra, mektep önünde de mirli bulunan Hamidiye gemisinden gelen bir kıta sahile çıktı ve Amira- lin karşısında yer aldı, Biraz evvel olduğu gibi, Amiral bir nutukla alay sancağını, gemi komutanı yarbay Ne cati Özdenize verdi ve: “Atatürk nâ mına size verdiğim bu bayrağın $€ relini koruyacağınıza eminim,, dedi. Buna gemi komutanı güzel bir cevap vererek Hamidiyenin geçen harpler de gördüğü şerefli hizmetlerden bah setti ve sancağın nâmusunun koru- nacağına dair verdiği sözün Atatür- derek sözlerini bitirdi. Sancak verme törenihden sonra, önde deniz harp okulu ve arkada da Hamidiye âlayı olduğu halde alay sancaklariyle bir geçit resmi ya - pıldı ve sancak selâmlandı ve al - kışlandı. Bundan sonra, bu yıl deniz lise « sini bitirip harp okuluna geçen 44 talebeye diploma ve meç tevzii me- rasimi yapıldı. Bahçede hazırlanan masanın üzerine birer kurdelâ ile sarılı diplomalar ve meçler sıralan- mıştı. Talebe, Amiralin karşısında ki yerini aldıktan sonra evvelâ ma- kine sonra da güverte talebeleri bi- rer birer gelerek amiralin elinden diplomalarını ve meçlerini «aldılar Her defasında Amiral talebenin elini sıkıyor ve kendisini tebrik ediyor, talebe de (Sağol) hitabile Amirali selâmlıyordu. 44 talebe çıktı dağıtıldıktan sonra sımıfın birinci, ikinci ve üçüncüsüne hediyeler verildi. Bunlardan: birinci olan 626 Münip Öktene bir altın sa- at, ikinci 610 İhsan Tezcana ve üçün cü 616 Vedit Erere birer altın kalem hediye edildi. Bu suretle donanmaya iltihak eden genç harp talebeleri 22 si makine ve 22 si de güverte olmak üzere 44 kişidirler. Bundan sonra, Amiral Şükür O- kan, diploma alan talebeye hitaben bir söylev yerdi we ezcümle şunları söyledi: —“Evlâtlarım; Bugün okuldakitahsiliniz tamam landı ve şimdi Hamidiye gemisine yani, donanmaya geliyorsunuz. Tarihlere namlarını bırakan, de- nizlere şeref saçan sevimli bayrağı- mızı daima zaferle gemilerinde dal. galandıran büyük amiraller, Barba- roslar, Turgutlar, hep sizler gibi kü- çük denizcilerin içinden yetişmişler- dir.,, Amiralin nutkuna talebe “sağ ol!,. hitabile cevap verdi ve merasim bu suretle bitti. Bundan sonra içerde ha zrlanan büfede davetlilere ve diplo- ma alan talebeye bir çay ziyafeti ve. rildi ve talebenin çaldığı cazbantla dansedildi. Uğurlama merasiminde Saat 16,30 da talebenin İlamidiye gemisine uğurlanması merasim! ya- pıldı. Talebe, bir motörün yedeğin- deki iki filikaya dolarak, arkadaşla- rinin (yaşa!) sadaları ve mızıka" ile coşkun bir surette gemiye uğurlan- İdilar. Talebe gemiye gittikten sonra, o- kul komutanı Albay Ertuğrul da ge- miye giderek. talebeyi Hamidiye ko- mutanı Yarbay Necatiye takdim etti ve verdiği bir nutukla artık bilfül donanmıya iltihak'eden talebeye ö- gütlerde bulündu ve kendilerme mu vaffakıyetler diledi. Okul komutanı, gemiden ayrılır. ken, Hamidiyeden atılan toplarla se Ilâmlandı. İ Dün akşam, Harp okulunda ve Ha- midiye gemisinde bu münasebetle bü tün gece eğlentiler tertip olunmuş ve hem gemide, Hem de mektepte ta- lebe gece yarısına kadar eğlenmişler ve geminin projektörlerile deniz ay- dınlatılmıştır. Hamidiye gemisi, bu sabah Gölcü- ğe hareket edecektir. Orada makine talebesinin bir kısmını staj için çıka- racak ve burada bir müddet kaldık- tan sonra talebenin altı aylık staj devresi için seyahate çıkacaktır. Haber aldığımıza göre, Hamidiye dost ve komşu memleketlere bazı zi- yaretlerde bulunacaktır. Geldi ve Ankaraya Gitti (Başı 1 incide) Avukat Teologos, nütku ile berar|İ sos s0 ber, Başvekilimize ince sedef işlemeli || ma bir fotoğraf çerçevesi hediye etmiş- tir, Bu çerçeve eski bir Türk sanat- kârı tarafından siyah ve beyaz sedef lerle yapılmış, kıymetli bir ağaçtan mamul üzeri altın kakmalı siyah bir kutu içinde bulunmaktadır. Başvekilin sözleri Başvekil Celâl Bayar, bu nutuktan ve hediyeden çok mütehassis olmuş ve sık sık alkışlarla kesilen şu ceva- bı vermiştir: TAN YARDIN LİSTESİ Dün mafbaamiza mürscaat ederek velzele #elâketredelerinetyardır İçin teberrtilerini bildiren okuyucuları - mizin listesi ssağıdadır: (ON BİRİNCİ LİSTE) Lira K. Evvelki yekün Üsküdar Alemdar köyü a- halisi (23.nisanda bir mü- samere esnasında) I Üsküdar Alemdar köyü iIk okulu talebesi Üsküdar Alemdar köyün - den İsmini vermiyen bir bayan Malstya inhisarlar menu Tu Şefik (pasta ile) Şişi hanımlar hayır yurdu Gemlik merkez okulu tale- besi (posta ie) İstanbul 23 üncü talebesi ükokül 1450 54 Yekün * Zelzele feliketzedelerine yardım için Türkiye, Eczacılar birliği delâle le toplanan meranın müfredat: de a- şağıdadır: Lira K. İ 304 50 Şehrimizin muhtelif semt- lerindeki eczanelerden Muhtelif Mboratuvarlardan ve ecza depolarından Mümessillerinden 2000 140 60 219 00 Yekün (BAŞMAKALEDEN MABAT) Hataydan Bir Misafir (Başı 1 önelde) B: itibarla bugün Ankarada bu lunan genç Fransız misafiri- “— Yunanistanda çok samimi duy | mizin üzerinde bütün Türk - Fransız gularla karşılaştık. Ben ve arkada- | dostluğunun samimiyetine ve ahen- şım Doktor Aras, dost ve müttefik | SİS ait mesuliyetler toplanmıştır. devlet payitahtında ve geçtiğimiz bü | Ankara ile Paris arasında görüş ayrı- tün merkezlerde bize karşı güsteri- | lığı doğuracak hiçbir sebep yoktur. len dikkatin, resmiyet Budutlarını | Hatay hakkında bütün . istedikleri- çok aştığını, Türk - Elen dostluğunun | miz, Fransanın Cenevrede kabul etti- tamamile geniş halk yığınlarına inti-| gi-esasların iyi-ve halis-niyetle tatbi- kal etmiş bulunduğunu anlamış bulu | kinden ibarettir. Demek ki, bu eski nuyoruz. Refaha doğru yürüyen ve| ve Yakın Şarkın barış ve istikrarı i- milli ahengini kurmuş bulunan Yu-| çin çok kıymetli dostluğu kuvvetlen Şenliler çok iyi hatıralarla av-| direcek veya bozacak yegâne âmil, İki millet arasındaki anlaşmanın | tir. İve dostluğun gittikçe kuvvetlenme: B. Garo'yu yakından temdıktan Hataydaki tatbikat tarzından ibaret- mesi için ortada hiçbir engel yoktur. yürüyen milletlerimiz, mütekabil bir j emniyetle ilerlemekte daima muvaf- | fak olacaklardır.,, Celil Bayar, bu güzel cevabi ver- dikten sonra mızıkanın çaldığı istik- lâl marşını dinlemiş ve ihtiram kıta- sını teftiş ederek askerin hatırını sor- muş ve (sağ ol!) hitabile karşılanmış- tir, Yunanistan seyahatinin manası Bundan sonra, Başvekilimiz etrafı ni saran gâzetesilere de beyanatta bulunarak şu sözleri söylemiştir: “.- Dostluk, kardeşlik, meveddet ve muhadenet, Yunanistandaki seya hatimizin hulâsası bundan ibarettir. Jİki memleket arasındaki dostluk tık halkın malı olmuş ve her iki mil- let ayni güzel duyguları karşılıklı 0- İarak benimsemiştir. Yunanistanda Elen milletinin milletimize karşı çok samimi ve temiz duygularile karşılaş tik. Memleketimize bu güzel duygu- ları hamilen dönüyoruz. | “Başvekilimiz beraberlerinde Hari iciye Vekilimiz bulunduğu halde, is- tasyonu baştanbaşa dolduran iki s- ra mektepliler #rasından geçerek İ kendilerini alkışlaria, sevinç ve sev! İgi dolu nazarlarla karşılıyan — tale- belere Htifat etmişlerdir. Başvekilimiz bu sırada talebe ara sında tavakkuf ederek, kendilerine demiştir ki: “Size Dr. Arasla birlik sonra, bizde şu ümit uyanmıştır ki, Refaha doğru giden güzel bir yolda | Hataydaki tatbikat yüzünden Türk - Fransız dostluğuna düşen gölge ta- mamile ortadan kalkacak ve dün bir ayrılık âmlli görünen Hatay, Türki- ye, Fransa ve Suriye © arasında bir| döstluk köprüsü ve Yakın Şark için bir barış ve istikrar kaynağı olucak» dır, Ahmet Emin YALMAN | Belediye Reisi Atinaya Gidecek Atina, 2 (Hususi surette giden ar- kadaşımızdan) — «Payitaht nazırı Kosaş (Atina valisi) Istartul vali ve belediye reisi Muhittin Ustündağı A- tinaya davet etmiştir. Atina vilâyet ve belediye reisi Muhittin Üstünda - &ı iyi'bir şekilde karşılıyacak ve bü- tün Atinayı gezdirecektir. On sene içinde Atina çok değişmiştir. İstan - bul belediyesinin yapmağa ve hal - letmeğe çalıştığı bir çok işleri hallet mitşir. Bu arada, gıda maddeleri, u- cuzluk, temizlik, asfalt yollar, hal - İler, çocuk bahçeleri ve daha birçok şeyler vardır. Başvekil Celâl Bayar, vali, Muhit- tin Ustündağın Atinaya giderek t (Başı 1 incide) cuk cürümlerinde ve çocuklarda icinsi, o suiistimallerin o doğmasında, bu gibi filmlerin tesiri çoktur. Bun- dan dolayı çocuk sinemalarının ço İl cukların ruhi inkişaflarına yarıya - cak şekilde olması lâzımdır. Sonra çocuklarda lüzumsuz heye - canlar, lüzumsuz sinir gerginlikleri de sinir hücrelerinin bozulmasına sebep olur. Hayatta telkinin en mü- essir olduğu devirlerden biri çocuk İl luk çağıdır. İşte bu zamanda fazla heyecanlar, fazla tenbihler, korkular, çocuğun || ruhi bünyesinde sarsıntılar yapar Binaenaleyh çocuk neşriyatını ve bu arada çocukların görmesi Jâzimge - ilen filmleri iyice kontrol etmek lâ- || zımdır, Çocuğa daha ziyade tabiatten mi- sal alınmış vakalar, tarihi hâdiseler ve çocuğun izzetinefsini okşıyacak süjeler, çocuk masallarına dayanan ve psiko - pedagojik ölçülerden geçen hususi surette hazırlanmış filmler göstermek lâzımdır. Çocuk bir balmumu gibidir. İste - nildiği gibi işlenilebilir, onun terbi- yesinde çok hassas ve dikkatli bu - lunmak lâzımdır. Tesadüfe ve ihma- le terkedilemez. Ve bu işle ferdin hürriyeti mevzuubahs değildir. Ço - cuk yalnız ailenin değil, cemiyetin de malıdır, Cemiyet onun yetişmesi- ni çok haklı olarak sıkı bir kontrole tâbi tutar ve tutmalıdır. Mazhar Osman Diyor ki: Profesör Mazhar Osmunın fikri de şudur: Sinema Fransada tamamile ser- besttir. Her çocuk (gidebilir. Fakat Almanyada çocuklar için ayrı sine malar vardır. Büyükler, sinemalara giderken küçükler de kendi sinema- lerina giderler. Sinemâların terbiye edici tesiri muhakkak olduğu gibi maatteessüf menfi ve fena tesirleri de inkâr olunmaz bir hakikattir, Bü- tün dünyada rağbet kazanmak için sinemalar şehvetin en coşkun şekil lerini, fuhşun bütün azgınlıklarını biribirlerile müsabaka edercesine sahneye koymakta, hele butün mev- zularını sile hayatına sadakatsızlık, ilekârlik teşkil etmektedir. Bahusüs yaşlı kadınların hoşuna gitmek için gayritabii muhabbetler icat etmek- rler. Binaendleyh bunların, de Bil dimağı henüz neşvünema bulan, le fena tesir yaptığına inanmalıyız. Diğer taraftan tablatin güzellik - lerini medeniyetin inceliklerini, sa - nat ve maarifi, bilhassa insanca ya- samanın yollarını değil şehir halkı ns, hattâ köylere varıncaya kadar öğreten sinemanın, terbiye edici te- sirinden halkı mahrum etmenin doğ ru olamıyacağını, bilâkis bunun daha siyade İntişarına çalışılmasını arzu ederiz. Çocuklar için sinema en güzel dersanelerden biridir. Ancak çocuk- ların göreceği filmler yaşlarına gö - re ayrılmalı ve ayrıca çocuk Sinema ları kurulmalıdır. Burada bir şey daha vardır! Ço - cuk sineması denince ekseriya hatı- ra Rotkephin almanca uydurulmuş masalları perde üzerinde göstermek geliyor. Bunlar ancak 7— 8 yaşında- ki çocukları oyalıyabilirler. Şimdiki m — kikler yapmasını emretmiştir. Muhit tin Ustündağ pek yakında Atinaya gelecektir. Galatasaray Lisesi Alım Satım Komisyonu İ gençler, hattâ büyükler üzerinde bi- | Donanmaya iltihak eden genç de-|te dost ve müttefik memleket genç nizcileri tebrik eder, kendilerine mu-|tiğinin selâm ve sevgilerini getiri - vaffakıyetler dileriz. Yoruzi, ————ğ—ğ—ğ— Başvekilimiz, yanında Hariciye Ve Beyoğlu 4 üncü sulh hukuk hâ:|kili olduğu halde ötomobille Pera - kimliğinden: Beyoğlunda Meşruti »! palas oteline giderek istirahat etmiş yet caddesi No, 243 de oturmakta İ- ve dün akşam hususi trenle Ankara İken akıl hastalığına müptelâ olup /ya gitmiştir. B. Celâl Bayar, Anka- halen Şişli Fransız sulh hastahesin-|raya gitmek üzere dün akşam To- de tedavi edilmekte bulunan Kris * | pane rıhtımına inmiş ve buradan mo tin Fredriçinin hacriyle hukukunu |törle Haydarpaşaya geçmiştir. Baş- siyanet ve emvalini idare etmek ü-| vekilimiz Haydarpaşadan saat 10 ü zere en yakın akrabası oğlu Fran -İon geçe kalkan trenle Ankaraya git Başkanlığından : Teminatı Keşif bedeli Lira Lira Soğuk Hava Mahzeni İnşası 138 916 Galatasaray İlsesi binasında yapılmasına lüzum görülen keşif bedeli ve teminatı yukarıda yazılı soğuk hava yaahzeni inşasının 12-5-938 per- şembe günü saat 15 de İstanbul kültür dikertörlüğü binasında Liseler muhasebeciliğinde toplanan komisyonda pazarlıkla eksiltmesi yapıla caktır İsteklilerin en az 700 liralık bu işe benzer iş yaptıklarına dair idare- lerinden almış olduğu vesikalara istinaden İstanbul Nafin veya Yük- sek Mühendis mektebi direktörlüğünden eksiltme tarihinden evvel yazıl- suva Fredriçinin 2—5-—-938 tarihin mişler ve istasyonda ayni tezahürat de vasi tayin edildiği ilân olunur. uğurlanmışlardır. olim ie dd eti mış ehiliyetname ve Ticaret odisı vesikası ve teminat makbuzlariyle bel- N gün ve saatte komisyona gelmeleri. (o (2531) 3-5 1938 Asabiye -Mütehassıslarının Fikri | Öyle Filmler Var ki, Çocuklara Değil, Büyü Adamlara Bile Muzırdı çocuklar çok olgundur. Onların kine uygun ve büyük adamların görmekten zevk duyacağı esaslı ler yapmak lâzımdır. Meselâ, her nema sâatinde büyüklere olduğu £ klere de âlemşümul vukalsi dan, futbollerden, at yarışlarındı #lâka uyandıracak parçalar göster meli.. Mici Mavs filmlerinin de lü muna kaniim. Diğer filmlerin Fredi Bârtolomev'in Di Kup” Filt, Küçük Lord, Öksüz çocuk gil büyük adamları da müteessir edecf güzel filmlerden olması o şartbi Hattâ sile hayatına alt fuhuş meşi? ri olmıyan filmlere bile ebeveynli le beraber gitmeye müsaade edilmi lidir. Çocuklar, yaşları icabı tayyaredi seyahatlerden, deniz sergüzeştleri den çok haz ederler. Spor arzusuf kahramanlık hislerini, o biribirleri” sevmeyi ve insan hakkına hürmet meyi öğreten filmleri gösermeliği Çocukluğu, serseriliğe, macersp? restliğe, belki de şarlatanlığa ve sızlığa teşvik edecek filmlerden 88 kınmak lâzımdır. Her sokak başında bir sinema di rurken, miniminileri, bilhassa or” tahsilde bulunanları sinema zevkif den mahrum etmek çok feci bir © dır. Bu itibarla bizde sinemaları b ce üçe ayırmak lâzımdır. Birisi 41 çocuklar için, ikincisi ağırbaşlı ail lerin, sile baba ve çocuk beral seyredeceği filmler, üçüncüsü de 8 cak olgun yaştakilerin seyretmesi ne müsamaha edilebilecekler içi$ dir. Çemberlayne Şiddetli Hücum ler Yapıldı (Başı 1 incide) fiyeye uğrıyacağını anlatmıştır. Şiddetli Hücumlar . Başvekilden sonra amele narsıf” Mister Morrison söz söylemiş ve P milletle anlaşmayı tasvip ettiğini, kat Ispanyaya tecavüzü hoş gört yi, Habeşistanı feda etmeyi anla dığını, hükümetin Milletler Cemij tini, kollektif emniyeti feda “ede Büyük Harbi doğuran eski ittifak asetine avdet ettiğini anlatmış ha sonra İngiltere İaiya laşmasından bahsederek, İtalya daha evvelki anlaşmalara saygi termediğini, o binaenaleyh yenisi de risyet etmesinin de şüpheli ğunu söylemiş ve Arsp devletlerif istiklâlini tanımak hususuna Tits! nın teşrik edilmesinin Talyayı yö selttiğini ve Ingiltereyi düşürdüğü nü anlattıktan sonra “Anlaşmada! bata vardır: Biri Ispanyaya, © d Habeşistana karşıdır. Ikisinin doğ, rultulmasım istiyoruz. Halbukt kümet, yaptığı anlaşma Tngilt şerefini düşürmüş ve Milletler Cİ yeti siyasetini terketmekle mün hiplere karsı taahhütlerini mJâl' miştir... demiştir. Daha sonra liberaller “namına” Archibald Sinclair söz söylernifii hükümetin Müssolini hesübına # fadeler temin ederek Tspanyay9 dahaleyi meşru saydığını ve ti vüz saydığı bir hareketi de tani üzere olduğunu söylemiş, ve dahi ra “Hükümet İspanyayı sette & onunla beraber Akdenizi de Bİ ve Mussoliniye baheştti., demis Daha sonra söz söyliyen Dİ George anlaşmanın hiçbir veçbi refli ve sulha hâdim olmadığı. ” | vekilin realist olmakla beraber gerisin geriye gittiğini ve Avr”! sülhün tehlikede olduğunu mıştır, Müzakere devam ediyor. K Is, 1. ci iflâs memurluğunda” Ws Komen Dinğer masasına gelen hazine alacağından 589 Yy kuruşu mümtazen ve 13 hira © ruşu da adiyen kabul olunaf” caklılar sıra defterinin dür ilân olunur, (7366)