3 Mayıs 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çankırı caddesi, Ankara 3 Telgraf: Ulus. Ankara TELEFON MAYIS Başmuharrir yıll 1938 Frans_ızca Ankara 1063 5 KURUŞ Atöiye —— — 1066 ADIMIZ ANDIMIZDIR 7.5.1938 8.5.1938 8.5.1938 Şehir stadyomunda ve hipodromunda Cumartesi M. Gücü - Alsancak Pazar Harbiye - Alsancak Pazar saat 16 da ilkbahar at ya- Başbakanımız ve Dr. Tevfik Rüştü Aras bugün Ankaraya geliyorlar B. Celâl Bayar yolculuk Başbakanımız Atina garından çıkarken Mekteb - ordu ! - Muhafız alayından intrbalar — Her sene, mayısın birinci günü, as- kerlik hizmetine yeni başlıyan erleri geçen mayıstan beri bu hizmeti yap- Yazan : N. B. Aynı imtihanları geçen sene geçir- miş olanlar karatahta ve harta başıma çağrıldı. Sorulacak suallerin cevabla- intibalarını anlatiyor: Dostluk, karde;lik Atina seyahatimizin ulâsası budur Devlet adamlarımız İstanbulda büyük tezahürlerle karşılandılar İstanbul, 2 (Telefonla) — Başvekil Celâl Bayar ve Dış İşler Bakanı Dr. Tevfik Rüştü Aras ile birlikte bu sabah saat 11 de hu- susi trenle Yunanistandan dönmüşlerdir. Bu münasebetle Sirkeci istasyonu bayraklarla donatılmıştır. Bir bando mızıka ile as- keri bir kıta, bir polis müfrezesi, kız ve erkek üniversite ve lise talebeleri, izciler ve istasyonu dolduran muazzam bir kalabalık heyetimizi beklemekte idi. Başbakanımız istasyonda vali B 'görüşüp vazıtelerinin “Buyuklüğünü kendilerine anlatmak Muhafız Ala- yının ananelerindendir. Bu yıl ma- yısın birinci günü pazara tesadüf et- tiği için bu güzel tören yirmi dört saat teehhürle dün tekrarlandı. — Merhaba arkadaşlar. Yüzlerce genç göğüsten gür çıkan tek ses cevab verdi : — Sağol ! Komutan yeni arkadaşlarmna şunla- rı anlattı: Ordu mektebdir. Orduya yeni giren köy delikanlısının bilme- diği pek çok şeyler olabilir. Fakat bir buçuk senelik aşkerlik hizmeti zar- fında bilgili bir vatandaş olacak ve köyüne bilgi götürecektir. — Bü vazifeyi yapacaksınız, değil mi arkadaşlar ? — Yapacağız, — Fakat bunun bir kaç şartı var- dır: İlk önce, özünüz gibi — sözünüz de doğru olacaktır. Aleyhinize dahi blsa ancak doğruyu söyleyeceksiniz; Yalan söyliyen hiç bir suretle af e- dilmez, fakat doğru söyliyen kaba- hatli af edilebilir. “Üstünüz başınız gibi yüreğiniz de temiz olacaktır: Maddi ve manevi te- mizlik ana millet olan türke zaten vergidir. İş başında, yemek yerken, yatarken, her zaman temizliği vazi- fe bilecek, herkes için temiz duygular besliyeceksiniz. Kendiniz gibi arka- daşınızı da iyi tanryacak, en ufak de- dikodudan yılandan çekinircesine çe- kineceksiniz. “Sonra, her hareketinizde çabuk ©- lacaksınız. Tenbellik askerin en bü- yük düşmanıdır: Her işinizi zamanın- da görecek, vaktin değerini bileceksi- niz, Düşmandan beş dakika evvel bir bölüğün mevzi tutması bir orduya zafer kazandırabilir.,, Böyle konuşan komutan yeni erle- rin umumi bilgilerini ölçmek, onla- rın öğrenme arzusunu artırmak için beş onunu teker teker çağırdı; — Senenin on iki ayını sayabilir misin ? — Bir kilo kaç gramdır ? — Gün ne zaman başlar? — Bir kilometre yolü ne kadar za- nanda gidersin ? — Bir saatte kaç dakika, bir daki- kada kaç saniye vardır ? Ayları sayamıyanlar, — bir kiloyu dört yüz gram bilenler, günün güneş çıkınca başladığını haber verenler, bir kilometre yolu bir saatte gidebilece- ğini teyid edenler, dakikanın üç sani- ye olduğundan bahsedenler bulundu.. Komutan, yanlış cevablar aldıkça usta erlerden soruyordu : — Doğru mu ? — Hayır. — Ânkara neresidir? Er, güzel denilecek bir el yazısı ile yazdı : — Ankara, cumhuriyet hükümeti- nin merkezidir. Er harta başına geçti. — Doğu sınırımızda hangi komşu- (Sonu 8. inci sayfada) ömniyet direktörü B: salık Kılıç, ko-| mutanlarımız, parti, vilâyet, belediye, ticaret odası, denizbank ve diğer mües sese direktörleri, ajans ve matbuat er- kânı tarafından karşılanmıştır. B. Celâl Bayar trenden, seyahatinin çok iyi geçtiğini gösteren mütebessim (Sonu 8. inci sayfada) B. Hitler dün akşam Romaya hareket etti Alman devlet reisiyle maiyetini iki hususi tren Roma'da buluşacak olan BB. Hitler ve Musolini Berlin, 2 (Hususi) — — B. Hitler, italyan başvekilinin Berlin ziyaretini iade maksadiyle bu akşam — Romaya hareket etmiştir. Führer'le mayetini götürmek üzere iki husust tren hazırlanmıştı. Trenler gamalı haç işaretlerini taşıyorlardı. Berlin halkı B. Hitleri uğurlamak için garı, ve geniş meydanı doldur- müuş bulunuyordu. Berlin radyosu da, bu töreni bütün tafsilâtiyle bütün dünyaya ilân ediyordu. B, Hitler, mayetinde bir çok gene- raller bulunduğu halde halkın alkış- (Sonu 8. inci sayfada) götürmektedir İtalya boğazlar mukavelesine iştirak etti Roma, 2 (A.A.) — İtalyanın bugün Montrö Boğazlar mukavelesine iştirak ettiği resmen bildirilmektedir. Ancak, İtalya milletler cemiyetinden çekil- miş olduğundan bu vaziyetinden mü - Hafaydaki transız delegesi B. Garo dün Ankaraya geldi Hataydaki fransız mümessili B. Garo hükümet erkânımızla temasta bulunmak üzere dün sabah Toros ekspresile şehrimize gelmiş ve istas- yonda dış işleri bakanlığının bir mü - messili tarafından karşılanmıştır. Ponso ile birlikte iç işleri bakanı ve "| parti genel sekreteri Şükrü Kaya ve dış işleri bakanlığı genel sekreteri Numan Menemenci oğlu ile görüş- müştür. Dış işleri genel sekreteri Numan Menemencioğlu bugün B, Garo şerefi- ne bir ziyafet verecektir. (A.A.) akakık Hatayda fransız delegesi olan mös- yö Garo'nun Ankaraya gelerek mesul makamlarla temasta bulunmasındaki Fhemıyetı' kaydedelim. Mösyö Garo, (Sonu 3, üncü sayfada) Başbakanımız Atina ziyaretinde bir efezon kıitasını teftiş ediyor B. Garö, fransız büyük elçisi B.| * Milli ekipimize mensup biniciler- den Eyüp Öncü bir müsabakada Binicilerimizin yeni ve parlak muvaffakiyeti Ekipimiz Musolini altın kupasını kazandılar Roma, 2 (Hususi) — Bugün Roma- da on binlerce seyirci önünde - yapılan (Sonu 8. inci sayfada) __Ijeybelideki deniz harb okulunda Hamidiye alayına İ:tanbul,g Amiral Şükrü Okay 14 de mektebe gelerek talebeyi ve askeri kıtaları teftiş etti. Sonra mektebin talim heyetiyle konuştu. Bundan sonra sancak verme töreni yapıldı ve evvelâ deniz harb oku- lu alayına sanra Hamidiye alayına san- cakları verildi. Sancakir verilirken A- miral Şükrü Okan alaylara birer hita - be söyliyerek Sancağın kudsiliğinden bahsetti ve şanlı sancağı alaya Cumhur tevellid bazı ihtiraz kayıdlarında bu- lunmuştur. Reisi Atatürk Gdına teslim ettiğini söy- (Sonu 8. inci sayfada) Yeni mezunların törenle diplomaları verildi Deniz harb okulu alayı ile da sancak verildi (Telefonla) — Heybelideki deniz harb okulunda b_u yıl deniz lisesini bitiren talebeye diploma ve meç tevzii mera- simi deniz harb okulu alayı ile Hamidiye alayına da sancak verme töreni yapıldı. Merasimde 'donanma komutanı Okan, büyük rütbeli subaylar ve bir çok davetliler bulundular. Amiral Şükrü Muğlada zelzele fasılalı şekilde devam ediyor Muğla, 2 (A.A.) — Dün gece saat 22 yi otuz geçe tekrar şiddetli bir yer sarsıntısı olmuştur. Kazaların hiç bi- rinde sarsınttı yoktur. Bütün sarsın- tılar doğu istikametinden geliyor. Sar (Somu 8. inci sayfada) İzmirde şiddetli yağmurlar Muhtelif yerleri su bastı, hasar yok İzmir, 2 (A.A.) — Bu sabah saat on- SA FOÜ y e Gi A . “. saat kadar pek şiddetli devam eden yağmurlardan hasıl olan seller Bahri- baba karşısındaki sıra kahvelerini bas- mıştır, Aynı zamanda Yemiş ve Halim- ağa çarşılariyle gümrük önündeki Fevzipaşa meydanlığını da sular kap- lamış ise de belediyenin her taraftan faaliyete geçmesi yüzünden suların dükkânlar ve mağazalara zarar verme- sinin önüne geçilmiştir. Fevzi Paşa bulvarında Bahçeli hanın üst katını işgal eden sulh hukuk hâkimliğinin o- dasına isabet eden bir yıldırım du- varda pek cüz'i bir sıva döküntüsü yapmış, elektrik lambasının ampulünü yakmıştır. Handa bir panik vücuda ge- tiren bu yıldırım nüfusça hiçbir zayi- at yapmadığı gibi bina da hiçbir hasam (Sonu 3. üncü sayfada) Fıkra Gelen sesler! “Yuha..,, dan, “beleş..,, ten başlayı- nız da “ulan,,a kadar: insanın kulak Jarrna inanmıyacağı geliyor. O kadar güzel stadyom çerçivesi içinde, ondan daha güzel, uyanık, dinç ve canlı türk gençliği kalabalığı arasında bayağı so- kak kelimelerinin, hattâ bu haykırışla« rı ilham eden duyguların ne işi var? Heyecansız maç olmıyacağını bilmi- yor değiliz. Hattâ bu heyecan bazan çığırından da çıkabilir. Havuzda bon« marşe kayığı yüzdürülür gibi futbol oynanmıyacağını takdir edenlerdeniz, Fakat kavga dahi, centilmenin efendi- liğine ve lügatinin temizliğine halel getirmez. Bahusus bizim oyuncularımız üc- retle toplanma değildirler; Hepsi a« ile yavruları ve sanat âşıklarıdır. Ve biz, bininci defa bir daha söyliyelim, sporu beden terbiyesinden fazla ruh terbiyesi, ahlâk terbiyesi için istiyo- ruz. Sporda yenip yenilmesini bilen insanlardır ki üumumi hayatta, politika ve iş hayatında dürüst olmağı, bu ha- yattaki rekabeti şarklılık zilletlerin- den kurtarmağı, talii daha iyi karşıla- mağı öğreneceklerdir. Karşısındaki sporcunun ayak darbesi maharetini, çelme ile önlemek ibtilâsı, bizde eski siyasi mücadelelerin mahiyetini de anlatır bir şeydir ve bu tarzı teşvik eden sesler, bize, o mücadeleler zama- nındaki yazıları ve sözleri hatırlatır. Stadyom, bizim nazarımızda Kema- list gençliğin yeni sıhat, fakat mad- di manevi sıhatını yuğuran ocaklar« dır. Biz stadyomlarda türk asaletini, oyunda, hükümde, seyirde, her üçün« de türk asaletini, kuvvet ve asaletimi isteriz. - Fatay

Bu sayıdan diğer sayfalar: