Antrenör mü Yoksa Hakem mi? Kimsenin iffeti üzerine söz söyle- mek hakkına malik değiliz. Onun i- çin bu satırlarımızı öyle bir şüphe- den tenzih ederek söze başlıyoruz. Üç dört ay evvel Viyanadan, antrenör) yetiştirmek üzere getirdiğimiz antre mör ustalarının ne öğrettiklerini gö- ren, bilen yok. Yalnız bir fena bür| merleri daima göze çarpmaktadır.| Bunları ara sıra hakem tayin edi- yorlar. Onlar da bunu kabul edip maçları berbat ediyorlar. Kimi bil memezlik, kimi görmemezlik, kimi tecrübesizlik yüzünden seyirciler ü- zerinde son derece namüsait tesirler bırakıyorlar. Bu adamlar hakem midir, antrenör mü? Hakem iseler, böyle fena hakem- leri yüzlerce lira verip kiralamıya Hi- zum yok. Antrenör iseler, onlara ha- kemlik ettirip kredilerini bozmuya hakkımız yok! Fenerlil Ankaradan Döndü İki maç yapmak üzere Ankaraya gitmiş olan Fenerbahçeliler şehrimi- ze dönmüşlerdir. Klüp idarecileri ve sporcular, Ankara halkının ve spor efkârı umumiyesinin & kendilerine karşı gösterdiği yüksek alâka ve sem patiden dolayı pek mütehassis olduk. | larını söylüyorlar. .. Fenerliler, aldıkları teknik netice- m den memnun görünmüyorlar ve ikin- ci maçlarını idare eden Viyanalı an- | #renör Horeys'in en acemi bir hakem den daha fena idare ettiğini ve maçın normal neticeleri üzerine müessir ol- duğunu söyliyerek şikâyet ediyorlar. |) m) landığından tedavisi yapılmak üzere | gl Ankaraya giden Fener takımından sağ açık Niyazinin ikinci maçta sert bir çarpışma neticesinde ayağı sakat- Ankara Nümüne hastanesine yatırıl- mıştır. Bu nezih ve teknik oyuncumuza çabuk Afiyetler dileriz. MEMLEKETTE: Kırkpınarda Büyük Pehlivan Güreşleri Trakyada eskidenberi bayramı namı altında pehlivan gü reşleri yapılmakta ve bu güreşler gi anane icabı olarak 3 gün devam et- mektedir. Her yıl tekrarlanmakta 0©- lan bu bayram bu sene de 6 mayısta başlıyacaktır. o Trakyadan ve bütün Türkiyeden tanınmış ve tanınmamış pehlivanların bu müsabakalara iş tirak etmesi için Trakya Umumi Mü- fettişi Kâzım Dirik tarafından bütün vilâyetlere bir tamim gönderilmiştir. Müsabakaları seyretmek için gele- cek halka kolaylık olmak üzere 8 mı yıs sabahı İstanbuldan Edirneye bir tenezzüh treni tertibi için teşebbüsa- "ta girişilmiştir. İzmirliler Salihlide Salihli, (TAN) — İzmirden davet edilen Alsancak futbol takımı şehri- mize gelerek ilk maçını Salihli İd- manyurdu ile büyük bir kalabalık ö- nünde yapmıştır. Maç, çok heyecanlı olmuş ve sami- mi bir hava İçinde cereyan etmiştir. Nisbeten teknik bir oyun göstören| İzmirliler, İdmanyurdu oyuncuları” | nın enerjik hamleleri karşısında faz- Ja dayanamıyarak 4 - 2 mağlüp ola- rak sahadan ayrılmışlardır. ——————— Milli K Kırkpınar 'ğ) Son Puvan Cetveli ğ uğ ? çu, i5 33 535 z Takım iz 236 : zi>ea & nu——33 98 : 1 6— 5212323 Ş Beşi 5132 970 & Muhafız 2331172829 K Harbiye 10 4 1 5131619 Â Galatasaray $ $ — 3101618 K Alsancak 9 2— 179712 KRON ANKARADA SPOR HAREKETLERİ Pazar günü Ankarada çok canlı spor hareketleri oldu. An- karagücü - Gençler muhteliti ile Fenerbahçe maçından başka atletizm müsabakaları, ve Atlıspor klübünün hazırladığı tilki avı yapıldı. Ankaralılar çok güzel bir spor günü yaşadılar. Ankara foto muhabirimiz, bütün bu hâdiseleri resimleri ile | “tesbit etti. Aşağıda bunların bir filmini veriyoruz: Vatandaşla MEN yi Tehlikeli Bir Bina de hir okuyucumuz dün geldi. Şunları söyledi: “Tophanede, askeri müesseseler yanında eski bir mektep binası v dır. Burası Feyziye mektebi idi di, bina iyice harap olmuş ve yi İmıya yüz tutmuştur. Cadde üzeri deki duvarı maili inhidam bir vazi- yet almıştır. Bugün, yarın, birdenbi- re yıkılacak. Belki, bu bir kazaya se- bep olabilir. Bu bina olduğu gibi mu hafaza edileceğine, bu tehlikeli v ziyetin önüne geçmeli ve derhal ti mir ettirmelidir. Eğer, binanın tari bir kıymeti yoksa derhal yıktık malıdır. Bu bin, İstanbulun en eski omekteplerinden | bi dir. Kapısının üzerinde “Mektel Feyziye,, levhası var, Üzerinde de 1283 tarihi yazılı. Bu levhaya dai birkaç söz söylemek isterim. Ben eski eserlere meraklı bir adamım. Tali Yazısile yazılmış olan bu levhanın çok güzel bir sanat eseri olduğu mu- hakkaktır, Eski yazılardan anlıyan duğunu söylüyorlar. Eğer, yarın, bir gün bina, ani olarak yıkılacak olursa bu levha da düşecek, paramparça 0- lacak. Eski yazılara ait, müzelerimiz- de ayrı bir galeri var mı, gin, hemen söküp götürmek lâzim- dır, Binanın da tehlikeli haline bir nihayet vermelidir. Bu noktaları * a- lâkadar makamların dikkat | koymanızı beklerim.,, gözüne OKUYUCU Mektupları —şş. i eee Boyalı kanapeler Fetihten M. E. K. imzalı okuyucumuz yazıya; "Gülhane parkında, belediyenin 948 yı MN baharıma hazırlık olmak Üzere, yeniden boyattırdığı kanapelere verilen yeşil renk tabialin yeşilliğine güzel uyuyor. Fakat, pazarın umumi tatil olması do- Mayisile berkes mümkün olduğu kadar ye- Dİ ve temiz elbisesini giyerek baharın gü- zelliğinden isti ie için buralara ak kın gitmekte ve ilk boş bulduğu kanape- ye mal bulmuş mağrıbi gibi çökmekte -| dir. Biraz sonra ökseye yakalanmış kuş boyaların kötülüğünden mi, yoksa bahar TORY Man em kimseler de bü levhanın kıymetli ol-| bilmiyo- | rum, Varsa, bu levhayı kurtarmak İ-| MEAAAMA KARA SEEEA LEAM BUDA DASAA İNANMA GAS ADADA Çeviren : . Biraz sonra tecrübenin muvaf- fak olmaya başladığını hayretle görmeye başladık. Genç Hintlinin göz kapakları ağır bir uykunun basmasina zor mukavemet ediyor gibi görünüyordu. Az sonrada gözler tamamen kapandı ve derin bir uykuya daldı. M. Vatrus dam la damla terlerle örtülü açık alnı- nı bize doğru döndürürken profe- sör yaklaştı. Halebesine: — Çok âlâ, çok âlâ, - diye fısıl dadı - şimdi sujeye muhtelif emir ler veriniz... — Ne gibi?.. — Meselâ kendisine bir ana ol duğunu, bir çocuğu bulunduğunu söyleyiniz. M. Vantus süjeye yak- laşarak kulağına birşeyler söyle- di. Hayretle görüyorduk ki süje bir yastık alarak çocuk gibi sallı- yor ve meme vermek için göğsü- ne doğru götürüyordu. Hintlinin bu vaziyeti, çocuğunu uyutmak için söylediği ninni görü lecek şeydi... Bu manzara karşısında en ziya- de»zevk duyan birisi varsa o da Vatnus idi. Profesör kendisine tecrübeye,de vam etmesini tavsiye etti. NL Vantus süjeye yaklaşarak yastığı gibi kanapeye yapışmaktadır. Acaba bu,| Elinden çekti ve: — Şimdi siz küçük ve çevik bir Aalidiniz mi? Kalkâla hayvanat rin kurumadan öcele yerlerine konulma- sından mı7 böyle yeni boyanmış kanape- lere halkı oturtmak doğru mudur, bun - ların yeni boyalı olduğunu dair bir işaret konulamaz mıydı?,, * Fena elekirik tesisatı Bayantia, Büyük Haydar sokağında 23 sayılı evde oturan Ali Bürhanettin isimli bir okuyucumuz yanıyor: “Beyâzılla büyük bir mıntaka elektrik cereyanından lâyikile istifade edememek tedir. Kumkapı ile Beyazıdı biribirine bağ uyan Mithat Paşa caddesi, büyük Haydar İsokağı, Sekbanbaşı sokağı, Turanlı ve kü. çük Haydar sokakları ile Soğanağa ma- hullesinde atölyeler, cereyan alamıyor » lar ve radyolar bile lâyikile çalışamıyor. lar. Buna sebep, bu civarda elektrik de- #siatının haval hatlarla yapılmasıdır. Tev sist ekseriya İnkilan uğruyor. Bu arada ayısın birinci pazar günü sabah yedi - sinden akşam 16,30 a kadar bu mıntaka- da elektrik cereyanı kesilmiştir. Bu hâdi- seler sk sık tekerrür etmekledir. Şirke- #in nazarıdikkatini celbetmenizi rica ede- rim, TOPLANTILAR e DAVETLER 6 Bugün: Üsküdar Halkevinde yarın akşam sart 130 da Deçent Doktor Lütfi Orhan ta- rafından “İdrar kaşları, mevzulu bir| konferans verilecektir Bu akşam anat 2030 da Patih Halkevin de Sadi İrmak tarafından “Türk yörükle- rinin biyolojisi” mevzulu bir konferans ve rilecektir. * Fen fakültesi doçentlerinden doktor Ahmet Çan Okan bu akşam saat 2030 da Besiktaş Halkevinde “Ekonomi ve sana-| yi bakımından gelir, mevzulu bir konfe-| runs verecektir. Konferaris bir temsil ta kip edecektir. Şişli Çocuk Esirgeme Kurumunun Müsameresi Yoksul çocuklar menfaatine Şişli Co - cuk «irgeme kurümu tarafından tertip olunup sanatkâr Naşidin rahatsızlığı sebe- bile geri bırakılan (Fevkalâde müsamere) mayısın beşinci perşembe günü saat 21 de Pangaltı (Tan sinema) sında verilecek- tir. Müsamere programı çok zengindir. | le ayaklarını toplıyarak ö bahçelerinde yaşıyan küçük bir maymun, Hintli birkaç dakika içinde ©- turduğu koltuktan kalkarak kena rına İlişti. Ve bir maymun tavri- lece o- fardu. Biraz sonra çevik bir ha- reketle kapının pervazına tırman- dığını gördük. Orada ilişecek bir yer bularak öylece kaldı ve ma; munların çıkardıkları seslere ber ziyen sesler oçıkarmıya başladı. Tecrübeyi burada kesmek, tatlıya bağlamak iyi olacaktı. Onun için M. Vantus : — Yoko dostum, artık ininiz, oradan ininiz diye telkinlere baş- ladı. Fakat ne yapsa boşuna idi. Hint li asılı kaldığı yerden bir türlü in- mek istemiyordu. Biz yapılan kuvvetli telkinin te #irini görerek hakikaten hayret ©- diyorduk, Kolonel dayanamadı: — Profesörü de talebesini de hararetle tebrik ederim « dedi - Bu İ bâdise karşısında şapkamızı hür- metle çıkarmaktan başka yapacak birşey tasavvur etmiyorum. Maun olduğu yerde asılı | duruyordu. Kendisine gös- terilen muzlar, cevizler ve yemiş ler iştahını tahrik etmiye kâfi gel miyordu Yine kolonel söze başladı — Dostum zannediyorum ki bu Hintliyi tavanınızda uzun müd- det bir avize gibi asılı olarak bi- rakmıya mecbur olacaksınız. Evsahibimizin gülmeye hiç te iş tahı yoktu. Hintliye tecrübenin bitmiş olduğunu söyliyerek işi bu rada kesmek istiyordu. Fakat ne yapılsa nafile idi. Profesöre soruldu. O da ümit- sizlikle başını sallıyarak* — Tecrübenin şu safhaya gir- mesi tesirinizin çok kuvvetli oldu una atfedilebilir. Öyle hissediyo rum ki süjenizi eski haline getir - mek için çok güçlük çekeceksiniz. EAA RAE TAKAN EAFA NURSAL KA İKİ GÜNLÜK HİKÂYE MANYATİIZMA C.T. 3-5 1938 AAA LARA AAA Garan > — Öyle amma uzun zaman bu adamı bu halde alıkoyamam. Bir çare bulunuz. Bu adamı uyandır. mak için siz müdahale ediniz. Lütfen... Profesör şiddetle reddetti. - Olmaz katiyen olmaz Sahip. Bilirsiniz ki birinin uyuttuğu ada- rm bir başkasının o üyandırması mümkün değildir. Benim müdaha lem hiç bir fayda vermez. — Şu halde... Fakat mutlaka bir sey yapmak mecburiyetinde bulu nuyoruz Kolonel ile ben hazin bir çare- sizlik içinde biribirimize bakıştık. Görülüyordu ki evsahibimiz yap- tığı bu tecrübe ile kendini kötü bir vaziyete sokmuştu. Kolonel şöyle bir çarel hal tavsiye etti. — Yerinizde olsam Vatnus, bu adamın uyanması için avtüfeğimi alır 8 numara bir kurşunla kaba etini delerdim. Hintli müdahale etti: Nasıl olur Sahip. İpnoz ha- lindeki bir adama böyle birşey yapmak ölümüne sebep olabilir. Katilmi olaraksınız?. Evsahibi, Kolonel Rapingtondan Wa git TöHfal masını rica ederek profesöre: — Aziz profesör, elbette bunun bir çaresi vardır. Bunu bize söy- leyini “wer uyumayın. Bu su retle süjeniz üzerindeki tesir kay bolacak ve süjeniz kendini serbest hissedecektir. Hemen faaliyete geçiniz. Be- ni uyutunuz. Bu adam uyansın. Siz ne dersiniz Rapington Kolonel: — Bravo - d bağırdı - bilârdo da buna karambol derler. Mösyö Vatnus bu sefer bana döndü... — Siz ne dersiniz?. — Profesörün teklifi bana ga- yetle mantıki geliyor. Sizi nötr bir hale getirince süjenizin ser- best kalacağına şüphe yoktur. — Hakkınız var, fakat erede uyutulacağım, burada mı?. Profesör: — Hayır. hayır - dedi - süjeni zin yanında uyutulmanız mahzur lu olabilir. Hepimiz şu yandaki 0 daya çekilmeliyiz ki harici hiç bir tesir kendini hissettirmesin... Mö atnus bizi içeriki 0- daya götürdü. Talebe ve profesör bir müddet karşı karşıyâ kaldılar. Biraz sonra Hintli: — Oldu - dedi - M. Vatnusun K radesini bir müddte için akim bi- raktığımı tahmin ediyorum. Şi” di salona geçip süjenin ne hale geldiğini görelim Tekrar salona döndük, Salonu” kapısı yarı açık bir halde idi. Ma mun Hintli artık tavanın perv#” zında asılı değildi, Besbelli uyan” mış ve inmişti. Meydanda da gö rünmüyordu. ma dönerek: — Hakiksten © profesörün fiNEİ yerinde imiş, süjeyi bilvasıta © yandırmak usulünü tatbik etti İ“ mek... Kolonel Rapington konuşmuYf du. Salonda dört tarafa bak birşeyler arıyor gibiydi. Nih#y” ağzında geniş bir tebessümle le alay etti — Evet görüyorum. Süje © Kİ dar İyi uyanmış ki, yakut kol” yi de beraber götürmek 78 tinden çekinmemiş!.. ğ