Gimrililer Müdafaa İçin Mücadeleye Giriştiler hârareti, birder a Kapanmıya y N Yürası, tekrar deşilm Mil bu sefer bire yük utmuş 0- Ve Şa- tam ikiay ecel ile bir itikat ek yüzünden, kesine sü- son derece mü ığu gibi orada bulunan- 0 hepsi de bu teessüre iştirak işleri, Halbuki, bunların bu teessürü ta- ri ile beyhude idi nilin Üz Pa o meş şum * Fatmatın sü iz ligi... Ş ön a rada fa doğa” iğrur başlar yükselen Kan gnen - Diy,“ çizmeleri altında çiğ Maruz kaldığını duyar duy- Sin ? bu sözler ona düşman süngü- kil, #n daha acı gelmiş. vatan aş tig pena kalbine, zehirli bir x sip etmişti, yek. e asıl büyük muci- Sefer kend t Kiş ii © kadar vah yl Kİ, artık onun ifakat bulma- », Bizzat Abdülü: hin yen tar Fakat 9. tarihin Sey arı ve gümüş ve millet unun, O, toprakla - i semalara in zla sey hür dağlarının işti, i değiştir Ve i. Onun çelik bünyesi, hiç- Kağa, #Tİ kudretle ölçül yü İ met, nişi, yecek ksek olan maddi ve mâ- neti, bu sefer de eceli yen İKİNCİ IMAM HAMZAT BEK İL Yasukul “köyüne “tar akın bir müddet ölüml diş, Sİfken başlıca mühim iki Miki yün yan etmişti. Biri, Gim- Dün Ruslar tarafından iş ire, Han, iğ Tİ de İmamet mevki. Evvel zat Bek'in geçirilmesi... elin. birinci hâdiseye temas e- king, Sar ordusu Deknek mev. raki bi, “uç kahramana * karşı İN a ir Zaler kazandıktan $ön- Mi, simri köyünün işgaline gel Üre, Sünkü, ordu başkumandanı de Tire uharbiyesi, inin düşünceleri- Mİ gi vüritliğin merkezi olan “a Beçirilirse, artık âsilere miş olacak. Mi an Ve ibtilâller de hitama N eş Tollanın şehit, ve Şamilin rin kaybolmasına rağmen, hü, kumandanı, Gimri üzeri” emrini vermek için he- “Müt içinde idi. Çünkü, ba- Ya af ndan bu köyün şiddet- “dileceğine dair endir Eetirmişlerdi. idi. İde Çerkili | Ce- * âdi yir eşkiya serger- ide Herkânlı, Salt Hoca şpolla azmanı idi... Bun- tmandanının endişesini ilerince bir iz Simit, bunu kuman» işlerdi, kı TE, bu iki adam, en hi şaş dan bir kısmını, ki il ettirerek yan - teliş zi muhtelif yerli bo 'Manlarda köye gi “faa mevzilerini i- en > birkaç gün son- e çe manda a ordu ile- dış, > Zaman, bunlar *decekler.. Rus Map vermesine n, köyün işyali- Anda inin beğendiği üz efbik edilmişit, Ga, liramanlarını y neililer, kalple- va, den, Yaz va NE 2la ip, bu ol y ka, iyecek; kler Fay ça kayı Mk büy m şi gösterdikten sonra; şiddetli top â- teşlerinin altında bunalarak gece- karanlığında, dağlara ve Or- a çekilmişlerdi Gimriyi zap- manı Ordu kumandanı, tetmekle, artık son zaferini de ka- zanmış olduğuna hükmetmişti. Hattâ, Kafkas ordusu başkuman - danına gönderdiği san raporda (Bütün bu isyan ve ihtilâllerin başlıca âmillerinden olan Gazi Mo- hammet ile Şamil, ortadan silin - miş.. ve Gimri de zaptedilmiştir. Bu büyük muvaffakıyetler, çarlığın kuvvet ve kudreti karşısında, bü- tün Dağlıların mağrur ve anut baş- yana bit- arile bakabiliriz.) Ve, etrafa dağılan Gim- rililerle çete harplerine girişerek askerlerine fazla telefat verdirme- mek için kış mevsimi geçinciye ka- dar hareketi tatile karar vermiş- * nandanının bu düşün- ni aldatmaktan başka bir Gerek Dağıstan ve ge- an halkının mağrur ilmek şu tarafa dursun, ammedin kanlı cesedinin nlarak teşhir edil- , bilâkis halkın çarlığa olan. kin ve gayız ateşlerini bir kat da- ha slevlendirmişti Halk, Gazi Mohammet ile Şami- lin açtığı cihat yolunda, son nokta- ya kadar yürümiye azmetmişti. Fakat bu iki başın birdenbire or- an kayboluvermesi, halkın ıma tabii bir sarsıntı vermişti. Şimdi bu sarsıntıyı silecek ve cihat. Yolunda halkı sevk ve idare ede - cek bir baş elzemdi. Eğer Şamil, olsaydı, hiç şüphesiz ki, bu deruhte edecek. (Gazi Mo- ın halifesi ve en tabii vâ- risi olarak İmamet mevkiine o ge- çecekti. Fakat O sırada hurma &- teşlerile kavrulan Şamilin hayatın- dan tamamile ümit kesilmişti. Bü- tün gözler ve ümitler, oldukça mü- him bir kuvvetin başında bulunan (Hamzat Bek)e çevrilmişti. Hamzat Bek te, müritler tariki- nin asli erkânından idi. Gazi Mo- hammet ona da niyabet payesi ver- . Dağıstanın garp mıntakasın- daki köylerin idaresini ona havale etmişti. Müritler pekâlâ iyi hatırliyorlar- dı ki, Guzl Mohammet bir gün Ham zat Bek'ten bahsederken: — Hamzat Bek, bir gün gelip te benim halifem olacak. Fakat kor - kuyorum ki, size, şiddetli muame- lelerde bulunacak. Demişti. İşte, başsız kalmamak için umu» mi bir içtima yapan müritler, ar- tk Şamilden ümitlerini keserek, Hamzat Bek'i İmamet mevkiine geçirmek mecburiyetini hissetmiş- lerdi. MİŞ, * Hamzat Bek (1) 1789 yılında, A- yaristanı hanlığının merkezi olan Hunzah kasabasının on allı kilo- metre şimeli şarkisindeki Ojotsat- Je avlusunda, Canka ailesinden (İs- kender Bek isminde bir zatın sul- bundan dünyaya gelmişti. Bu zat, bütün o muhitte, cesaret, ve bilhas- sa mertliği ile kendisine büyük bir şöhret temin etmişti ve oğlunu da, öylece yetiştirmiye gayret göster- şti. mai Bek, evvelâ Çak köyün- deki mektepte tahsil görmüş ve arapça öğrenmişti. Sonra tahsilini ikmal etmek için Hunzah kasuba- itmişti 93 hanının annesi, Bahu Bi- ke, Hamzat Bek'in poderi İsken- bazıları, m 717 Mehazlerimizden bu zatın ismini (Hemzad) re kaydediyorlar- Biz, daha ii - lanılan (Hamzat) şeklini kabul e der Beyi tanıyor ve onun kazandığı şöhrete hürmet ediyordu. Buna bi» naen, Hamzat Bek'i de himayesine alarak ons âdeta evlât muamelesi göstermişti. Hamzat Bek, burada - muhite gö- re - yüksek tahsilini bitirdikten sonra, tekrar köyüne avdet etti Hunzah sarayında, içkiye alışmış olduğu için birkaç senesini, bol, bol şarap içmek, köyünün bedil man- zaraları içinde, gezip eğlenmekle geçirdi. Amcası İmam Ali, Hamzat Be - kin geçirdiği bu hayata muhalifi. Muhtelif zamanlarda onu bu âvâre hayattan vazgeçirmek istemişti. Fakat onun üzerinde bir tesir husu- le getirememişti Aradan bir müddet geçtikten son ra, Gazi Mohammet, imamet mev. kiine gelmiş, gazalara başlamış. şöhreti her tarafa aksetmişti... İşte o günlerde amca ile yeğen oturup . konuşurlarken, Hamzat Bey, Gazi lohammetten büyük bir hayran- lıkla bahsetmiş: — Ne bahtiyar adam. Memleket- te büyük bir şöhret kazandı. Demişti etmemiş: . Amcası bu fırsatı fevt — İyi ya.. İşte sana, bu bir ders olsun. Avar sarayında gördüğün şerefsiz âdetleri burada da tatbik edeceğine, Gazi Mohammedin fa- ziletini taklit et, O zaman, sen de onun gibi büyük bir adam olur - sun. D ye cevap verm Bu cevap, Hamzat Beye kâfi gel- | mişti, Ertesi gün, derhal atına bin- miş, Gimriye gidip Gazi Moham- medin önüne diz çökererek: (Devamı var) İ Italyaya Bir Parti Yumurta Gönderildi Yumurta piyasasında hararetli sa- tışlar oluyor. Geçen hafta hazırlan- mış olan ihracatlık yumurtalar Yu- hanistana gönderilmişti. Yeniden ha zırlanmış olan bin iki yüz sandık yu- murta İtalyaya ihraç olunmuştur. Yu banistan ve İtalyadan yeni istekler yapılmıştır. Yumurtacıların bu mev- simde mevcut stoklarını sarfedecek- lerini tahmin ediyorlar. Takas Komisyonunda Dün geç vekit takas (komisyonu ithalât için neşrolunan kararname - ye göre başlamış muâmeleler üze - rinde tetkikler yapmış ve bu mua - melelerin yolunda gittiği neticesine namına Türkofis malümat vermekte- | dir. v —— —— BORSALARDA : Kuzu Satışları Birden Fazlalaştı Mevsim itibarile kuzu satışları ki üç gündenberi fazlalaşmıştır. Evelki gün hayvan borsasında 1105 süt ku- İzusu ve 2262 kuzu satılmıştır. Ku- zu fiyatları diri olarak kilosu 20— İ30 kuruş arasında, süt 17,5—32 arasındadır. Ayrıca 700 be- yaz karaman, 502 dağlıç, 11 kıvırcık, 28 oğlak, 28 öküz, 7 inek, beş dana, Lİ manda ile 11 malak satılarak mez bahaya gönderilmiştir. * İstanbul borsasının Ankaraya nak inden önce 24 Hraya bun lunan gayrimübadil bonolart alıcı ve satıcıların azalması dolavısile vüzü yirmi liraya düşmüştür. LOKMA N HEK rp i Uykuda Horlıyan Erkek Bayanlardan da uykuda horli- yanlar bulunabilir, Horlıyan kadın lar mı, yoksa erkekler mi daha çoktur, iyi bilinmez. Onun için uy- kuda horlamak hakkı bakımından da kadın erkeğe müsavidir, denile- bilir. Bununla beraber, uykuda hor lamak - haksız olarak - ayıp gibi sa yıldığından bayanlar uykuda horla mak hakkını kullanıp kullanmadık larından bahsedilmesini sevmezler, Zaten hana mektup göndererek, uykusunda horladığından dolayı e şinin şikâyet ettiğini bildiren oku- yucumuz erkek olduğundan, bayan ların horlamıya hakları olsa bile, bu yazıya horlayan bayanları karış tırmaya benim hakkım yoktu Bu sayın okuyucumuz, uykusun da horludığının farkına varmadığı» nı yazıyor. Çok defa öyle olur, ken- di horultusundan rahatsız olup u- yananlar pek az bulunur. Okuyucu muzun benden horlamaya karşı bir ilâç veya baska türlü bir tavsiye is temesi, kendisinin horlamasından çok sikâyet eden ve korktuğu için sabaha kadar uyuyamıyan savın e- ini hoşnut ve teskin etmek için- di: Bayanların erkekler gibi horla- mak haklarını teslim etmekle be- raber, eşlerinin horlamasından şi- âyete hakları olacağını, doğrusu, kabul edemem. Eskiden herkesin e- vine döndüğü vakit sakinlik içinde basını dinlendirmeye, geceleyin de etraftan bir ses duymadan ra- hat uyuma akkı bulunduğu za- manlarda, uykuda horlayarak eşi. evdekileri ve apartıman komsu- larını rahatsız etmek ayıp sayılırdı. O zaman horlayanlardan şikâyet et meye hak ta olabilirdi. Halbuki, otomobliler çoğuldığın- dan, radyolar hemen her eve yayıl. dığından beri herkesin evinde ha- şını dinlemek, gece rahat uyumak hakkı da kalmadı. Bu zamanda, hor lıyanlardan - horlayan kimse insa- nım eşi de olsa - şikâyet etmiye yer yoktur. Zaten otomobillerin maki. nelerinden çıkan sesler, radyonun parazitlerinden gelen seslerle horla yanın çıkardığı ses arasında azçok benzerlik te vardır. Bu zamanda 0- tomobillerin, radyoların seslerine tahammül etmiye alışmış olan me- deni adam horlama sesine de alış- muş demektir. Okuyucumuzun sayın eşi, erkeği» nin horlamasından korkuyorsa, 0- turdukları yer hücra bir semtte bu lunduğundan, otomobil ve radyo gürültülerine henüz alışamamış ol- sa gerektir, En kolayı caddesi çok işlek bir yere taşınarak orada hem sokaktan ve komşulardan gelen gü rültülere, hem de eşinin istemeden çıkardığı horlama gürültüsüne alışı vermektir... Bir taraftan da horlamaya karşı kesin bir çare olmadığı, gösterilen çarelerin sayısı pek çok olmasından bellidir: Kimisi ağzı açık uyuduğu vakit horlamadığından yatarken dişleri- nin arasına pamuğa sarılı bir tıkaç kor. Kimisi burnunun deliklerini a- çık birakarak uykuda ferah nefes almak üzere burnunun kanatlarına lâstikli pensler takar. Bazıları yan taraflarından biri üzerine yattıkla. rı vakit horlamadıkları için arka fi- zeri yatamamak için arkalarına havludan ve katıca bir yirmak bağ. larlar. Kulaklarına yatarken pamuk tıkayanlar da vardır. Gece yatacak Iri vakit bütün vücütlernie kolon- ya suyu ile sıkıca friksiyon yaparak horlamaktan kurtula, da olur. Horlayanın yanında yatan için daha mücerreb çare horultunun â- ,hengine uydurarak ıslık çalmakt *O vakit horlayan ya horultusunu ke ser, yahut uyanır ve yanındaki ei kuya dalar, Bu carelerin her biri tecrlihe e- Fakat uykuda horlamak birçoklarında burunda, boğazda, yahut kulakta bir bozukluktan ileri geldiğinden bir defa mütehassıs he kime kendini muayene ettirmekte ihmal etmemelidir. toplanmıştır. Komisyon, karşılıklı ve | takas suretile yapılacak ihracat ve GÜNLÜK PIYASA Ziraat Bankarı, yumuşak buğday » lardan 14-1$ çavdarı olarak iki yöz seksen beş bin kilo 620 kuruştan ve on beş bin kilo sert buğday 5.20 kuruştan kırmacılara satmıştır. '7 car malı olarak getirilen 30 bin 1-2 çavdarlı Polatlı buğdayları 6,174 822, sıra malları 520-6 kuruştan ve rilmiştir. z * Fındık piyasasında canlılık devam etmektedir. Bir parti tombul iç fin dık kilosu 37 kuruştan verilmiştir. 25 bin kilo Samsun mah arpa çuval- k olarak 4430, Kütahya arpası dök- me 4,06,5, çavdarlardan on beş bin kilo 5 kuruştan, Adapazarı sarı mi « sirlarından çuvallı olarak 3,10 kuruş tan satılmıştır. * için av derilerinin satışla- ax hareket görülmüştür. Dün sansar derileri kuzuları da| varmıştır. Kararnamedeki maddele- | rin izahını istiyenlere de komisyon | tirtişter. aaaseaeanessazeseserarame Jopapa: Ticaret Odası Bir Bina Yaptırıyor | Ticaret odası, kendi parasile bir o- da binası yaptırmak o kararındadir. Oda inşaat için bütçesinden ayıraca- ğı paraya Fenerler idaresinden alacak W bulunduğu yirmi bin lirayı da ilâ ve ederek bina yaptıracaktır. Odanın İ binası ticaret ve zahire borsasının bü- lunduğu binanın üzerinde yapılacak- tır. Fenerler idaresinin ticaret odasina «skidenberi verdiği aidat senelerden beri ödenmemiştir. Oda, bu aidatı defalarca istemiş, fakat alamamıştır. kat devlet gurüs Fenerler idaresini | haksız bulmuştur. Haber aldığımıza göre paranın tahsili için kanuni yoldan gidilecek ve tah- silât yapılınca yeni oda binasının da inşasına başlanacaktır. Dün toplanmış olan berberler es- nafı seçim yapmak için ekseriyet bu lamadıklarından tekrar toplanmak ü- zere seçimi mayısın dördüncü günü- ne bırakmışlardır. Bugün kapıcılar esnafı toplanarak seçim yapacaklar- Karanıs Paris New-York Milâno Brüksel Atina 20,77 0.791463 15.0396 409 86.7460 3.4438 634920 14225 22.7380 12.8984 19670 4.1950 39682 106.1730 345238 27210 3.08 630,— 238215 PARALAR Ain 21 0.7958 18.0396 409 86:7460 3.4438 | 63.4930 | 14225 22.100 12.8904 | 1.0670 | 4.1969 3.0682 105.8730 14.5238 2.0210 308 60, Belgrad Yokohama Stokholm Londra Moskova İ Dolar türet Belçika Pr. Orahmi teviçre Pe. Leva Florin Kron Çek Mark Borsadan paralar verilmemiştir. Mesele devlet şürasına kadar gitmiş- borcun kaldırılması istenilmiştir. Fa| EKONOMİ (SANAYI : Küçük sanayiciler Muamele vergisi Verecekler Muamele vergisi kanununun ica- bı olarak küçük sanayi erbabından şimdiye kadar bu vergi alınmıyor ve bu vaziyet ötedenberi küçük ve büs yük sanayiciler arasında bir rekabet şeklinde tesirini gösteriyordu. Büyük sanayi ile ulâkalı olanların mütead- dit müracaatları üzerine mesele Ma- liye Vekâletince tetkik edilmiye baş lanmıştır. Maliye vergiler müdürlü- gü, muamele vergisinden muaf tutu- lan ve muharrik kuvveti beş bey- samıza gelen haberlere nazaran, kü- çük sanayi erbabı de muamele ver- gisine tâbi tutulacaktır. Bu husu henüz verilmiş bir karar olmamakla n kabul edil atkârların hükümet t meleri muhtemeldir. Çikolata İmalâhı Azaldı Son günlerde çukulata sanayliri- de durgunluk baş göstermiştir. Bu- nun sebebi çukulata sarfiyatının mev sim itibarile azalmış olmasıdır. Bun- dan başka piyasada mu kerikme ve şekerler yapıldı ucuz olan bu şekerlere halkımız faz- la rağbet göstermektedir. Esasen ka- kao Amerikadan ithal edildiği ve gümrük resmi yüksek olduğu gibi it- hal masrafları da fazla bulunduğun- dan ucuz şekerlere rekabet etmek ka bil değildir. Çukulatacılar bu vazi- yet karşısında imalâtlarini azaltmış- lardır. Çukulatanın yerine geçmekte olan şekerlerin birçok çeşitleri, renk ve şekilleri değişik olanları imal e- dilmektedir. Bunların Anadoluya gön derilerek satıldığı için serfiyatın art- tığı anlaşılmaktadır. Eldiven Stoku Arttı Şehrimizde eldiven imalâtı iki se- ne içinde çok inkişaf etmiştir. Evvel- ob İmişt Ziya da karısını evine tekrar almış. ce mevcut 4—5 imalâthane yerins bugün küçük ve büyük on sekiz ima- tâthane ve fabrika eldiven yapmak tadır. Derleilikte görülen inkişaf, bu sanatin de ilerlemesine sebep (Ol muştur. Fakat bu sene fazla kış ol- maması ve eldivenin ancak büyük şehir hallkı tarafından kullanılması yüzünden satışlar yarıdan çok azal- mıştır. Geçen seneye kadar düzinesi 3 —35 liraya satılan pldivenlerin dü zinesi 17—18 liraya düşmüştü HOPADA : Arkadaşının Karısına Göz Koyan Adam “Hopa,, dan yazılıyor: Burada feci bir hâdise olmuş, po- Usin ateşile bir adam ölmüştür. Taf- silât şudur: Kese köyünde oturan Köse oğul - larından Ziya, geçen sene ayni köy- den Hocanın oğlu Ali ile ortak ol - muş ve kütük ticareti yapmıya baş- lamışlar. Bu esnada Ali sık sık Zi- yanın evine geliyormuş ve nihayet Ziyanın karısı Pakize ile gayrimeş- ru münesebatta bulunmıya başla - miş. Hâdiseyi ancak 7-8 ay sonra far- keden Ziya, karısını evden kovmuş tur. Bundan sonra All “o karıyı ben alacağım, Ziya bıraksın,, diye ötede beride söylenmiye başlamış, niha- yet Karabükte ticarete gidip yerleş- Araya girenlerin tavassutile ur, Ali, boşadığı için nafaka davası a- çıp Karabükte haciz yaptıran kendi eski karısına kızmış ve bu işi tasfiye için oradan gelmiştir. Ziya, Aliyi kah vede otururken görünce vurmak iş - temiş, tabancasını boşaltmıya basla mış, fakat kahveci Mehmet Aksay bi leğini kavradığından kurşunlar bo- şa gitmiştir. Sağ gözü sakat olan Ziya farketmemiş ve Aliyi yvurduğ mış olmalı ki, kaçmıya baş lar Polis Kemal Boran k lamış, Ziya durmamış ve mem dinlememiştir. Kese köyü yolu üze- rindeki köprüde arkasından yetişip ateş eden polis memuru, bunu Ziyavi vur