— A İŞ ZE Fuar Hazırlığı Günden Güne İlerliyor İzmir, (TAN) — İzmir nal fuarı hakkında İktisat Vekâletin den alâkadarlara bir emir gelmiştir. Fuarın, kültürel, sınai ve zira! nok- tadan milli varlığımızın bir meşheri haline gelmesine çalışılacaktır. Geçen sene 608,000 kişinin ziyaret ettiği fuara bu sene geleceklerin sa- yısı bir milyona baliğ olacağı ümit e- dilmektedir. Fusr münasebetile bu yıl da nakliye tarifeleri asgari had- de indirilecektir. Fuardaki pavyonla rın kiraları da çok ucuzlatılmıştır. İk tısat Vekâleti, fuara iştirak edecekle- rin ve etmiyeceklerin adreslerini iste mektedir. Kültür Bakanlığı tarafından fuar- da inşa ettirilecek pavyon işi ile alâ kadar olmak üzere kültür müfettişle rinden Hayrullah ve profesör Heli- ger şehrimize gelmişler ve tetkiklere başlamışlardır. Fuardaki Manisa paviyonunun tadi li ve burada Manisanın muhtelif mah sullerinin bütün zenginliğile teşhiri kararlaştırılmıştır. Denizbank Umum Müdürlüğü bü- yük bir pavyon inşa ettirecek ve bu- rada denizciliğimizin bütün varlığını gösterecektir. Pavyonda, Türk deniz kahramanlarına “ait böyük kıtada muhtelif tablolar da bulundurulacak tar. is - Mısır seyaaht müessesesi, Fuar esnasında İzmire seyahatler ter tip edeceğini bildirmiş, deniz ve ka-| radaki nakil vasıtalarında kabul edi- len tenzilâtı sormuştur. İsviçre de- miryolları idaresi, İsviçre demiryolla rında yüzde altmış - yetmiş tenzilât kabul ettiğini Fuar komitesine bildir miştir. Fuar, kongre ve emsali ikti. sadi, içtimat ve beynelmilel münase- betler için Türkiyeden iştirak edecek mürahbaslara ve Türistlerle kongre a zalarına daimi surette İsviçre demir- yollarında yüzde altmış tenzilât yapa | cağını da ilâve etmiştir. Almanyadaki birçok hususi mües- seseler, İzmir fuarına iştirak için ar- zu göstermişlerdir. Elen hükümetinin bu il fuarr her yılkinden çok daha vasi mikyas ta iştirnke karar verdiği bunun için şimdiden faaliyet sarfedildiği anla- şılmaktadır. Et Ucuzluğu İçin Teklifler Yapılıyor İzmir (TAN) — Et fiyatının bura- da da ucuzlatılması için çalışılmakta- dır. Dahiliye Vekâletinden bu husus- İtir. Dersler üç ay devam edecek ve İ Nafia Veküâletinin tasdikine gönderil | kanlığında kaza kaymakamları ve zi- Bursada ipek Böcekçiliği Enstitü, 78 Bin Kutu Böcek Tohumu Dağıttı Bursa, 24 (Tan muhabirinden) — Ipek Böcekçiliği enstitüsünün tohum kışlağında muhafaza edilmekte olan mutelif firmalara ait (80) bin kütu| ipek böceği tohumundan 78 bin ku- tusu sahiplerine tevzi edilmiş ve su- tışına başlanmıştır. Ziraat Vekâletinin Eriklideki to- hum istihsal merkezinde hazırlan- mış tohumlar yurtta böcek beslenilen yerlerde teşvik için köylüye parasız dağıtılacaktır. Tohumdan fenni bir şekilde fışkırtılan böceklerden daha iyi mahsul alındığı için enstitü bu s6- ne esaslı olmak üzere Ziraat mekte bi böcekhanesinde © elvarda buluna: 10 köye mahsus bir fışkırtma 1s yonu vücudö getirmiştir. Tohumlar. | dan böcekler mâtlüp hararetle ve fenni bir şekilde fışkırtılarak köylü- ye verilecek ayni zamanda kendile- rine burada fışkırtmanın fenni usul leri öğtetilecektir. Böcekçilik Kursu Açıldı Bursa, 24 (TAN) — Ipek böcek- çiliği enstitüsünde her sene, birinci devresi ilkbaharda ikinci devresi son baharda olmak üzere açılan böcekçi- lik ve tohumculuk kursu bu sene Zi- raat Vekâletinin emrile bu iki dev. re birleştirilmiş ve kurs nisanın on beşinde açılarak derslere başlanmış- sonunda imtihan yapılarak muvaffak olanlara diplomaları verilecektir. saten deniliyor ki: “İstanbulda et fiya tanın ucuzlatılması için birçok tedbir ler alındığı halde civar vilâyetlerde et fiyatlarında devam eden yüksek- İlik yüzünden, celeblerin kasaplık hay vanlarını daima o Vilâyetlere sevke dip sattıkları bildirilmektedir.” Bu noktanın, ve'etin ucuzlatılması çarelerinin tetkiki için Ticaret odasın da bir toplantı yapılacaktır. *# İzmir (TAN) — Su tarife komis- yonu, Halkapınar suyunun metre mi| kâbını 16 kuruştan 12 kuruşa, indir miştir, Şirket murahhasının itirazına rağmen ekseriyetle verilen bu karar miştir, # İzmir (TAN) — Büyük Ziraat | kongresine İzmir Vilâyeti namına| gönderilecek murahhasları seçmek ve | kongreye takdim edilecek Faporu ha- urlamak üzere Vali Fazlı Gülecin baş raat odaları heyetleri bir toplantı yap lar ve kalk Bir Hırsız Mahküm Oldu Bursa, 24 (TAN) — Bundan bir büçuk ay evvel akşam üzeri adliye karşısında pulcu Şefiğin dükkânına girerek Şefiğin başina elinde sakla- dığı taşla vurup yere serdikten sonra 70 Tiralık pul ve 30 lira kadar da pa- rasını çalarak kaçan Hasan Kocaerin muhakemesine ağırcezada bakılmış- tır. Hasan, suçunu itirsf etmiş, iş bu Ismadığından müteessiren bü harsız- lığı yapt , Mahkeme neticede kendisini üç sene on beş gün ağır hapse mahküm etmiştir. Galatasaray İzcileri Bursada Bursa, 24 (TAN) — Galatasaray lisesinin 80 kişilik bir talebe grupu dün şehrimize gelmiştir. Talebe, izci kıyafetile trampet ve boru çalarak şehre girmiş, halk kendilerini gör- mek için sokaklara dökülmüştür, Ga- latasaraylılar Atatürk caddesinden geçerek ikâmetlerine tahsis edilen Bursa erkek lisesine gitmişlerdir. © BERGAMADA : Kermes Hazırlıkları Bergama (TAN) — Kermes hazır- lıkları devam etmektedir. Oyunlar İ- çin İstanbuldan mubtelif oklar, yay- lar getirtilmişlir. lerden i tilecek , Türkiy de bü oyunu bilenlerin Bergamada ya şıyan on kadar ihtiyardan ibaret bu- | sene evvel burada bir bankaya yatır- BÜ RHANİYEDE : ; Kaplan Avına Gitmek 'için Hazırlanıyorlar Bürhaniye (TAN) — Halkevi spor koluna bağlı avcılarla bunlara kati- lan köylülerin bir ayda vurdukları za varlı hayvanların sayısı şudur: 44 do- muz, 2 kurt, 1 tilki, 3 çakal, Vurulan kurtlardan birinin karnı çok şiş oldu ğu görülmüş, yarılınca içinden uğlak çıkmıştır. Halk, koyun ve sığır sürülerine za rar veren bu hayvanların öldürülme- sinden dolayı çok memnundur. Civarda; kır. bekçilerini ve köyleri korkutan sesler çıkaran bir vahşi hay van türemiştir. Bunun Vaşak (Üşek) veya kaplan olduğunu söyliyenler var dır. Müteaddit yerlerde sesi duyuldu ğu için bu hayvandan birkaç tane bü lunduğu da tahmin ediliyor. Birkaç yıl evvel, yine böyle teşhis edilemi- Yen vahşi bir hayvan, on beş metre uzaktan kendisine ateş eden avcının üzerine çullandığı ve yaralıyarak ay larca yatmasına sebep olduğu için, av &ılar biraz çekingen hareket etmekte ler, Çocuklara Yardım Burhaniye (TAN) — Çocuk Esirge- me kurumu şubesi, buraya gelen bir tiyatro kumpanyasına kendi menfaa- tine olarak “Unutulan Adam” piyesi- ni oynattırmıştır, Kurum bundan 133 lira hâsılat temin etmiştir. istiyenler çoktur. A Bergama (TAN) — Kınığın Poy racik köyünden eskici Hüseyin Gök- | çen ölmüştür. Vasiyetnamesinden, bir mış olduğu bütün servetini teşkil e-| den 300 lirayı Bergama Kızılay şube | bulunmak. Başka kadmların beyaz ve parlak dişlerini kendi lekeli ürük dişlerile mukayese edip ye'se kapılmaktansa ADYOLI kullanmayı tercih etti ve kısa bir zaman içinde onlardan çok daha beyaz, çok daha parlak dişlere sahip oldu RADYOLIN, kir tabakasından dah kasmdan daha yumuşak olduğu için dişleri çizmeden temizliyen ve parlatan yegâne diş macunudur. sert, fakat mine taba- Sabah, öğle ve akşam her yemekten sonra dişlerinizi muntazamen fırçalayınız. Ankara: Maden Tetkik ve Arama Enstitüsüne Aşağıdaki Evsafı Haiz Topoğraflar Alınacaktır 1 — En az 900 hektarlık arazinin başlı başına nirengisini tesis ve he- sabetmiş, Plançete veya Takeometre İle münhanili haritasını yapmış Tunmasıdır. Bu mili oyunu öğrenmek BURHANİYEDE KURT AVI avcrlamı tarafından geçenlerde vurulan bir kurdun kar- sine teberrü ettiği anlaşılmıştır. 2 — Merkezde yapılacak müsabakada muvaffak olmak, 3 — Sıhhi vaziyeti müsait bulunmak, 4 — Merkez Ankara olmak üzere Türkiyenin ker tarafında seyyar hal- de iş görmeyi, icabında yeraltı ölçüleri için ocaklarda çalışmayı taahhüt etmek. ; 5 — Mevzu sistemlerimize göre ve mevcut aletlerimizle arazide -en“İ fazlâ“3“ay ihâavin olarak çâlışıp bu müddet içinde şgöstereceği -Hyakat ve vereceği randiman derecesine göre ali memuriyete alınmayı, muvaf- fak olamadığı takdirde bir güna istekte bulunmamayı kabul etmiş bur unmak. İsteklilerin Bonservisleri ve müsbit varakalarile birlikte 15—5—938 e kadar Maden Tetkik ve Arama Enstitüsüne müracaatları. me İstanbul Emniyet Müd Müdüriyetimiz için mevcut plân, projeler umumi ve hususi şartna- pielerine göre imal ettirilecek olan 37 nevi, 692 kalem masa, sandalya, dolap, etajer, koltuk, komodin gibi mobilya kapalı zarf usulile münaka- saya konulmuştur. Mobilyaların hepsinin muhammen bedeli 14615 lira, muvakkat te- minatı 1096 Mira 13'kuruştur. Eksiltme 26, 4. 938 salı günü saat 16 da vi- | lâyet muhasebecilik dairesinde kurulu komisyonda yapılacaktır. İstekli- lerin teklif mektuplarını ihale tarihi olan 26. 4. 938 salı günü saat 15 € kadar komisyona vermeleri ve şartnamelerle plân, projeleri, resimleri ta Vilâyete gelen bir tamimde hülâ-|mışlardır. Düşman ateşi keskinleşiyor, bombaları, kurşunla- rı, başlarımızın üstünden geçerek Villâbla yoluna düşüyordu. Milisler bunları ilk defa işitiyorlar, fakat harp, barptir düsturunu biliyorlardı. Marguinez da- ha geri dönmeden, düşman bataryaları Callado Medi- ano yolunun diğer tarafına geçen taburların üzerine hücuma başladılar, Kasaba ve civarı boşaltılmış gö- rünüyordu. O taraflara, birkaç gün evvel geçtiğim yollara baktım, orada bıraktığım arkadaşlarımı dü- şündüm. Bundan $onra onları hiçbir cephede aradı- ğumı hatırlamıyorum. (Bundan sonra bir daha bun - lara dair hiçbir şey duymadım.) Onları arıyamadım, çünkü isimlerini bilmiyordum. Eğer yaşıyorlarsa, bu- radan onlara nekadar sevindiğimi bildirmeme müsa- ade ediniz. Yollarda yalnız uyuklıyan bekçiler kalmıştı. Tel graf telleri koptuğu için, telgraflar işlemiyor, toprak, patlıyan petrol borularının sızıltılarile ıslanıyordu. Marguez döner dönmez,'büy'ik bir insan kafilesi et- rafını sardı. Yüzbaşı süratli bir emir geçti. Kelime - ler ağızdan ağıza dolaştı, “Birleşiniz,, ve “Hücum edi- niz...,, düşmanı bulmalı, bulunca da mümkünse bü - cum etmeli, Hiç kimse düşmanın nerede olduğunu, kuvvetinin nekadar olduğunu bilmiyordu. Sierra yo- kuşları, sık çamlıklar, çahlıklar onları saklıyordu. A- lay ilerlemiye başladı, yolun sağ tarafındaki tepe- leri tırmanıyorduk. Öndekiler daha sanatoryuma var madan tüfek ve mitralyöz kurşunlarile selâmlandı - lar. Bir saniye soluk almadan düşen kurşunlar ilerle- melerine mâni oluyordu. — Ra' Ra! Ra Bir hastane otomobili son süratle aşağı iniyor. Te- sisatı yeni yapılan bir telefonun telleri yerlerde ya- tıyor. Ateşin küçük fasılaları içinde yaralanmış bir ağacın veya kırılmış bir direğin gürültüsü işitiliyor. 'Erkânıharbiyenin bulunduğu köşkü geçer geçmez, as- keri ni koyulduk. Düş a v nından bir uğlak çıkmıştır. Resimde & rada düşen kurşunların sektirdiği bir taş veya çu- buk, yaralı bir tilki gibi elinizi yalıyordu. Herkes biribirinin yüzüne bükıyor, cesaretini kuv vetlendirecek birşey arıyordu. Ölüm ağlarına geri dönmüştüm, önce bu ağları hiç görmediğim için bu dönüş olduğu halde bana yeni geliyordu. Mitralyöz- lerin kopardığı ağaç dalları, tıpkı romantik bahar- larda âşıklarının önünde dizçöker gibi önümüze dö- külüyordü. — Ral Ra! Ra: Çelik birliği geliyor... Geçecek. Tülenk namluları çekiliyor. Hırslı eller bombala- rı bellerinden yakalıyor, şerapnellerin madeni sesle. ri bizleri olduğumuz yere mihliyordu. Kâldırım ta- mireilerinin kulübesini geçip sola döndükten ve İs- panyol - Amerikan sanatoryomunun eteklerine var- dıktan sonra, Zablada'nın sağına doğru tırmandık. Bizim çete ne ağaçların, ne de küçük tepelerin ara- sında görünmüyordu. Sağ tarafta, Valdelasierra'ya doğru, üzüm bağlarının solundaki dağ kurşunla delik deşik olmuştu. Denizler gibi uzanmış çalı çırpı, bom baların açtığı çukurlar... Yüzleri köstebeğe benziyen ölüler... Saçlar, saçlar, her ölünün renk renk saçları.. Her kayanın arkasında meçhul bir ateş. İşte düşman oradaydı. Nihayet geçtiğimiz yollarda bunlardan bir tanesinin bile olmadığını anladık. Bizim çete kuvvetimiz, iki milden fazla yaklaşmıştı. Bir saat sonra ateş durdu. Bazı çavuşlar yerde sürünerek öne dei dele ötekiler de onları taklide başlar , Faşist bataryaları tekrar faaliyete er verlar ve uğlak görünüyor. ler. Birinci taburun tam karşısında bir milis yerin. den oynar oynamaz, görünmiyen bir düşmen ateşi üzerine iniyordu. Fakat bizimkiler hâlâ ikide bir: — Ral Ra! Ra! düşman nerede? diye bağırıyor- lardı. Onu bulmanın ancak bir çaresi vardı, Onu gör- mek, Fakat gözler yüzde olduğuna göre, düşmana yüzümüzü göstermek lâzımdı. Tekrar yürümeye teşebbüs ettik, Marguez'in ya- nında duran iki kişi yere düştü. Cançekişme sesleri... Çabuk kopan hayat düğümü. Fakat ölümü çok uzun düşünüyoruz. Belki onu düşünmüyoruz amma, o et- rafımızı sarıyor, ve bizimle konuşuyor. Kendi kuru, kısir,sert delillerile bize emniyet vermiye çalışıyordu. “Hayatta iken beni düşünürdünüz. Ben herkesin ak ından geçerim. Fakat benden kim korkar?. Yalnız sinirleri zayı? olanlar, hükümdarlar, veya basit ba- kireler değil, Benden herkes korkar. Hepsi bütün kudretlerine ve mukavemetlerine rağmen, karşımda âdicesine bir meskenete düşerler. Fakat şim- di milyonlarla, milyarlarla insanı felâkete dü! şüren felâketler, hayata ne keder ve ne de eksiklik verirler. Bu milyonların içinde, sizin gibi bazıları ö- lüme ayaklarınızla gelirsniiz. Yamrızdakilerin ha- yatlarını kaybettiklerini söyliyemem, daha ziysde hayat onları kazandı. Haydi, ölüm papuçlarınızı giyi niz,, diyordu ölüm. Benden korkmayınız. Boş veya “âdi bir Lin ayl NN la b keki HiaT görmek Üzere müdüriyet muhasebesine müracaat etmeleri. (1966) Allaha ısmarladık. Düşmanı gördüğümüz zaman nerede olduğunu anlıyacağız, o bizi gördüğü zaman biz de onu göreceğiz, mitralyözlerinin zehirli gözleri bizi gördüğü've üzerimize sıçradığı dakika biz de o- nu — Ra! Ra! Ra! Çelik Birliği geliyor. Ve geçecek. İlk'çelik birliği ilerledi. Akşam olunca - üzun gün ne yemiş, ne de bir yudum su içmiştik - herkes üç dört kişilik gruplar halinde yemek ve su aradılar. Bir iki sâafleriberi #teş dürmuştu. Bu âteş sesleri- nin durduğu dakkada, Sierra'nın öteki tarafında kalan ailemi düşündüm. Arkadaşlardan bir grup bir keşifte bulundu. Derin sükütun içinde, kulaklarımız kirişte, rutubetli taşların arasından bir su siciminin akmakta olduğunu duyduk. Arkadaşlardan biri sağa doğru atıldı, toprak birdenbire tabiltbir su birikintisi haline geldi. Suyun sesi derinliklerden duyuluyor” du. Ay ışıkları üzerimize indiği zaman birkaç adım aşağıda gizli bir çay gördük. Ücümüzden biri su i€“ Fakat tam çaya yaklaştığı sırada bir makineli tüfek patladı. Çayın yanında bif mek üzere aşağı atladı. ceset yatıyordu. Yanımdaki arkadaş müteheyyiçti. fakat susamaktan değil. — Parlıyan tüfeği gördüm, dedi. “Yolda on metr kadar uzakta, ikinci çamın arkasında. Bunu yüzbaşıya haber vermek lâzımdı. İçimizde” biri haber vermek üzere ayrıldı. Fakat derhal ark” sından bir tülek daha patladı. Tekrar yanımıza £9 diği zaman etrafımızın sarıldığını haber yerdi. Hi kimse şaşırmadı.. Hiç kimse birşey söylemedi. SÖKÜ tun içinde aşağıda akan suyun sızıltısıni duyuyorduk” Fakat artık onu düşünmüyorduk İçimizden biri t€X rar çayın yanına gilmeği teklif etti. Suya yaklaşım” sak bile, bu patlıyan tüfeğin yerini görür tamsmiY” le tesbit edebilirdik. Önce aşağı inen bir arkadif tekrar aşağıya sıyrıldı. Çayın üzeri işıkla parla Makineli tüfenk tekrar patlamıştı. Üç kurşun b” den sıkıyordu. Çıkardığı ateş kırmızı yıldızlar hâli?” GÖeveine 4 i de, tam ölüm oışıklariydi.