Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
e D A l e öyA ieeBü f Fuar Hazırlığı Günden Güne Ilerliyor İzmir, (TAN) — İzmir Enternasyo- nal fuarı hakkında İktısat Vekâletin den alâkadarlara bir emir gelmiştir. Fuarın, kültürel, sınai ve zirai nok- Bursada Ipek Böcekçiliği ! Bursa, 24 (Tan muhabirinden) — kışlağında muhafaza edilmekte olan mutelif firmalara ait (80) bin kütu tadan milli varlığımızın bir meşheri halinet gelmesine çalışılacaktır. — Geçen sene 608,000 kişinin ziyaret ettiği fuara bu sene geleceklerin sa- yısı bir milyona baliğ olacağı ümit e- dilmektedir. Fuar münasebetile bu yıl da nakliye tarifeleri asgari had- de indirilecektir. Fuardaki pavyonla rın kiraları da çok ucuzlatılmıştır. İk tısat Vekâleti, fuara iştirak edecekle- rin ve etmiyeceklerin adreslerini iste mektedir. Kültür Bakanlığı tarafından fuar- da inşa ettirilecek pavyon işi ile alâ kadar olmak üzere kültür müfettişle rinden Hayrullah ve profesör Helil- ger şehrimize gelmişler ve tetkiklere başlamışlardır. Fuardaki Manisa paviyonunun tadi li ve burada Manisanin muhtelif mah sullerinin bütün zenginliğile teşhiri kararlaştırılmıştır. Denizbank Umum Müdürlüğü bü- yük bir pavyon inşa ettirecek ve bu- rada denizciliğimizin bütün varlığını gösterecektir. Pavyonda, Türk deniz kahramanlarına ait büyük kıtada muhtelif tablolar da bulundurulacak tır. Filitis - Mısır seyaaht müessesesi, Fuar esnasında İzmire seyahatler ter tip edeceğini bildirmiş, deniz ve ka- radaki nakil vasıtalarında kabul edi- len tenzilâtı sormuştur. İsviçre de- miryolları idaresi, İsviçre demiryolla rında yüzde altmiş - yetmiş tenzilât kabul ettiğini Fuar komitesine bildir miştir. Fuar, kongre ve emsali iktı- sadi, içtimai ve beynelmilel münase- ipek böceği tohumuhndan 78 bin ku- tusu sahiplerine tevzi edilmiş ve sa- tışına başlanmıştır. “ Ziraat Vekâletinin Eriklideki to- hum istihsal merkezinde - hazırlan- mış tohumlar yurtta böcek beslenilen yerlerde teşvik için köylüye parasız dağıtılacaktır. Tohumdan fenni bir şekilde fışkırtılan böceklerden daha iyi mahsul alındığı için enstitü bu se- ne esaslı olmak üzere Ziraat mekte- bi böcekhanesinde o civarda bulunan 10 köye mahsus bir fışkırtma istas- yonu vücude getirmiştir. Tohumlar- dan böcekler matlüp hararetle ve fenni bir şekilde fişkırtılarak köylü- ye verilecek ayni zamanda kendile- rine burada fışkırtmanın fenni usul- leri öğtetilecektir. Böcekçilik Kursu Açıldı Bursa, 24 (TAN) — İpek böcek- çiliği enstitüsünde her sene, birinci devresi ilkbaharda ikinci devresi son baharda olmak üzere açılan böcekçi- lik ve tohumculuk kursu bu sene Zi- raat Vekâletinin emrile bu iki dev- re birleştirilmiş ve kurs nisanın on beşinde açılarak derslere başlanmış- tır. Dersler üç ay devam edecek ve sonunda imtihan yapılarak muvaffak olanlara diplomaları verilecektir. saten demlıyor ki: “İstanbulda et fiya tının ucuzlatılması için birçok tedbir ler alındığı halde civar vilâyetlerde et fiyatlarında devam eden yüksek- betler için Türkiyeden iştirak edecek murahhaslara ve Türistlerle kongre a zalarına daimi surette İsviçre demir- yollarında yüzde altmış tenzilât yapa cağını da ilâve etmiştir, Almanyadaki birçok hususi mües- seseler, İzmir fuarına iştirak için ar- zu göstermişlerdir. Elen hükümetinin bu senekı fuarr her yılkinden çok daha vasi mikyas ta iştirake karar verdiği bunun için şimdiden faaliyet sarfedildiği anla- şılmaktadır. Et Ucuzluğu İçin Teklifler Yapılıyor İzmir (TAN) — Et fiyatının bura- da da ucuzlatılması için çalışılmakta- dır. Dahiliye Vekâletinden bu husus- ta Vilâyete gelen bir tamimde hülâ- Düşman ateşi keskmleşıyor, bombaları. kurşunla- lik yüzünden, celeblerin kasaplık hay vanlarını daima o ilâyetlere sevke- dip sattıkları bildirilmektedir.” Bu noktanın, ve 'etin ucuzlatılması çarelerinin tetkiki için Ticaret odasın da bir toplantı yapılacaktır. * İzmir (TAN) — Su tarife komis- yonu, Halkapınar suyunun metre mi kâbını 16 kuruştan 12 kuruşa, indir- miştir. Şirket murahhasının itirazına rağmen ekseriyetle verilen bu karar Nafia Vekâletinin tasdikine gönderil miştir, * İzmir (TAN) — Büyük Ziraat kongresine İzmir Vilâyeti namına gönderilecek murahhasları seçmek ve kongreye takdim edilecek Ffaporu ha- zırlamak üzere Vali Fazlı Gülecin baş kanlığında kaza kaymakamları ve zi- raat odaları heyetleri bir toplantı yap mışlardır. Enstitü, 78 Bin Kutu Böcek Tohumu Dağıttı Bir Hırsız Mahküm Oldu Bursa, 24 (TAN) — Bundan bir büçuk ay evvel akşam üzeri adliye karşıisında pulcu Şefiğin dükkânına girerek Şefiğin başına elinde sakla- dığı taşla vurup yere serdikten sonra 70 liralık pul ve 30 lira kadar da pa- rasını çalarak kaçan Hasan Kocaerin muhakemesine ağırcezada bakılmış- tır. Hasan, suçunu itiraf etmiş, iş bu- lamadığından müteessiren bu hırsız- lığı yaptığını söylemiştir. Mahkeme neticede kendisini üç sene on beş gün ağır hapse mahküm etmiştir. Galatasaray İzcileri Bursada Bursa, 24 (TAN) — Galatasaray lisesinin 50 kişilik bir talebe grupu dün şehrimize gelmiştir. Talebe, izci kıyafetile trampet ve boru çalarak şehre girmiş, halk kendilerini gör- mek için sokaklara dökülmüştür. Ga- latasaraylılar Atatürk caddesinden geçerek ikametlerine tahsis edilen Bursa erkek lisesine gitmişlerdir. BERGAMADA : Kermes Hazırlıkları Bergama (TAN) — Kermes hazır- lıkları devam etmektedir. Oyunlar i- çin İstanbuldan muhtelif oklar, yay- lar ve kalkanlar getirtilmiştir. Genç lerden istiyenlere kalkan oyunu öğre- tilecektir. Bunun sebebi, Türkiyemiz de bu oyunu bilenlerin Bergamada ya şıyan on kadar ihtiyardan ibaret bu- lunmasıdır. Bu milli oyunu öğrenmek T GAT PT CNT YT 25 - 4 - 938 BÜRHANİYEDE : Kaplan Avına Gitmek İçin Hazırlanıyorlar Bürhaniye (TAN) — Halkevi spor koluna bağlı avcılarla bunlara katı- lan köylülerin bir ayda vurdukları za rarlı hayvanların sayısı şudur: 44 do- muz, 2 kurt, 1 tilki, 3 çakal. Vurulan kurtlardan birinin karnı çok şiş oldu ğu görülmüş, yarılınca içinden uğlak çıkmıştır. Halk, koyun ve sığır sürülerine za rar veren bu hayvanların öldürülme- sinden dolayı çok memnundur. Civardaş kır. bekçilerini ve köyleri korkutan sesler çıkaran bir vahşi hay van türemiştir. Bunun Vaşak (Üşek) veya kaplan olduğunu söyliyenler var dır. Müteaddit yerlerde sesi duyuldu ğu için bu hayvandan birkaç tane bu lunduğu da tahmin ediliyor. Birkaç yıl evvel, yine böyle teşhis edilemi- yen vahşi bir hayvan, on beş metre uzaktan kendisine ateş eden avcının üzerine çullandığı ve yaralıyarak ay larca yatmasına sebep olduğu için, av e T G gl ee Siz de onun alibi vapınız! Başka kadınların beyaz ve parlak dişlerini kendi lekeli çürük dişlerile mukayese edip ye'se kapılmaktansa ADYOLİ kullanmayı tercih etti ve kısa bir zaman içinde onlardan çok daha beyaz, çok daha parlak dişlere sahip oldu cılar biraz çekingen hareket etmekte | RADYOLİN, kir kasından daha yumuşak olduğu için dişleri çizmeden temizliyen ve parlatan yegâne diş macunudur. xtıılıılnıı'ndııı daha sert, fakat mine taba- dirler. Çocuklara Yardım Burhaniye (TAN) — Çocuk Esirge- me kürumu şubesi, buraya gelen bir tiyatro kumpanyasına kendi menfaa- tine olarak “Unutulan Adam” piyesi- ni oynattırmıştır. Kurum bundan 133 Sabah, öğle ve akşam her yemekten sonra dişlerinizi muntazamen fırçalayınız. lira hâsılat temin etmiştir. istiyenler çoktur, * Bergama (TAN) — Kınığın Poy racik köyünden eskici Hüseyin Gök- çen ölmüştür. Vasiyetnamesinden, bir sene evvel burada bir bankaya yatır- mış olduğu bütün servetini teşkil e- den 300 lirayı Bergama Kızılay şube| bulünmak. sine teberrü ettiği anlaşılmıştır. BURHANİYEDE KURT AVI: Burhaniye avcıları tarafından geçenlerde vurulan bir kurdun kar- nından bir uğlak çıkmıştır. Resimde avcılar ve uğlak görünüyor. rı, başlarımızın üstünden geçerek Villâbla yoluna düşüyordu. Milisler bunları ilk defa işitiyorlar, fakat harp, harptir düsturunu biliyorlardı. Marguinez da- ha geri dönmeden, düşman bataryaları Callado Medi- ano yolunun diğer tarafına geçen taburların üzerine hücuma başladılar. Kasaba ve civarı boşaltılmış gö- rünüyordu. O taraflara, birkaç gün evvel geçtiğim yollara baktım, orada bıraktığım arkadaşlarımı dü- şündüm. Bundan sonra onları hiçbir cephede aradı- ğimıi hatırlamıyorum. (Bundan sonra bir daha bun - lara dair hiçbir şey duymadım.) Onları arıyamadım, çünkü isimlerini bilmiyordum. Eğer yaşıyorlarsa, bu- radan onlara nekadar sevindiğimi bildirmeme müsa- ade ediniz. Yollarda yalnız uyuklıyan bekçiler kalmıştı. Tel- graf telleri koptuğu için, telgraflar işlemiyor, toprak, patlıyan petrol borularının sızıltılarile ıslanıyordu. Marguez döner dönmez, büyük bir insan kafilesi et- rafını sardı. Yüzbaşı süratli bir emir geçtiı Kelime - ler ağızdan ağıza dolaştı. “Birleşiniz,, ve “Hücum edi- niz...,, düşmanı bulmalı, bulunca da mümkünse hü - cuüm etmeli. Hiç kimse düşmanın nerede olduğunu, kuvvetinin nekadar olduğunu bilmiyordu. Sierra yo- kuşları, sık çamlıklar, çalılıklar onları saklıyordu. A- lay ilerlemiye başladı, yolun sağ tarafındaki tepe- leri tırmanıyorduk. Öndekiler daha sanatoryuma var madan tüfek ve mitralyöz kurşunlarile selâmlandı - lar. Bir saniye soluk almadan düşen kurşunlar ilerle- melerine: mâni oluyordu. — Ra! Ra! Ra! Bir hastane otomobili son süratle aşağı iniyor. Te- sisatı yeni yapılan bir telefonun telleri yerlerde ya- tıyor. Ateşin küçük fasılaları içinde yaralanmış bir ağacın veya kırılmış bir direğin gürültüsü işitiliyor. Erknnıhnrbiyenm bulunduğu köşkü geçer geçmez, as- e —a rada düşen kurşunların sektirdiği bir taş veya çu- buk, yaralı bir tilki gibi elinizi yalıyordu. Herkes biribirinin yüzüne bakıyor, cesaretini kuv vetlendirecek birşey arıyordu. Ölüm ağlarına geri dönmüştüm, önce bu ağları hiç görmediğim için bu dönüş olduğu halde bana yeni geliyordu. Mitralyöz- lerin kopardığı ağaç dalları, tıpkı romantik bahar- larda âşıklarının önünde dizçöker gibi önümüze dö- külüyordu. — Ra! Ra! Ra: Çelik birliği geliyor... Geçecek. Tüfenk namluları çekiliyor. Hırslı eller bombala- rı bellerinden yakalıyor, şerapnellerin madeni sesle- yi bizleri olduğumuz yere mihlıyordu. Kaldırım ta- mircilerinin kulübesini geçip sola döndükten ve İs- panyol - Amerikan sanatoryomunun eteklerine var- dıktan sonra, Zablada'nın sağına doğru tırmandık. Bizim çete ne ağaçların, ne de küçük tepelerin ara- - sında görünmüyordu. Sağ tarafta, Valdelasierra'ya doğru, üzüm bağlarının solundaki dağ kurşunla delik deşik olmuştu. Denizler gibi uzanmış çalı çırpı, bom baların açtığı çukurlar... Yüzleri köstebeğe benziyen ölüler... Saçlar, saçlar, her ölünün renk renk saçları.. Her kayanın arkasında meçhul bir ateş. İşte düşman oradaydı. Nihayet geçtiğimiz yollarda bunlardan bir tanesinin bile olmadığını anladık. Bizim çete kuvvetimiz, iki milden fazla yaklaşmıştı. Bir saat sonra ateş durdu. Bazı çavuşlar yerde sürünerek öne doğru ilerlediler, ötekiler de onları takllde hışlar - — âdi bir hayattan korkunuz.” etmek, Ankara: Maden Tetkik ve Arama Enstitüsüne Aşağıdaki Evsafı Haiz Topoğraflar Alınacaktır 1 — En az 500 hektarlık arazinin başlı başına nirengisini tesis ve he- sabetmiş, Plançete veya Takeometre ile münhanili haritasını yapmış - 2 — Merkezde yîpılaeak müsabakada muvaffak olmak, 3 — Sıhhi vaziyeti müsait bulunmak, 4 — Merkez Ankara olmak üzere Türkiyenin her tarafında seyyar hal- de iş görmeyi, icabında yeraltı ölçüleri için ocaklarda , çalışmayı taahhüt 5 — Mevzu sıstemlerımıze göre ve mevcut aletlerimizle arazide en fazla”3ay müavin olarak çâlışıp bu müddet -içinde /göstereceği -liyakat ve vereceği lunmak. göre ali A, der İsteklilerin Bonşservisleri ve müsbit varakalarile birlikte 15-—5—938 e kadar Maden Tetkik ve Arama Enstitüsüne müracaatları. ler. Birinci taburun tam karşısında bir milis yerin- den oynar oynamaz, görünmiyen bir düşmen ateşi üzerine iniyordu. Fakat bizimkiler hâlâ ikide bir: — Ra! Ra! Ra! düşman nerede? diye bağırıyor- lardı. ,, Onu bulmanın ancak bir çaresi vardı. Onu gör- mek. Fakat gözler yüzde olduğuna göre, düşmana yüzümüzü göstermek lâzımdı. Tekrar yürümeye teşebbüs ettik. Marguez'in ya- nında duran iki kişi yere düştü. Cançekişme sesleri.. Çabuk kopan hayat düğümü. Fakat ölümü çok uzun düşünüyoruz. Belki onu düşünmüyoruz amma, o et- rafımızı sarıyor, ve bizimle konuşuyor. Kendi kuru, kısir,sert delillerile bize emniyet vermiye çalışıyordu, “Hayatta iken beni düşünürdünüz. Ben herkesin ak lından geçerim. Fakat benden kim korkar?. Yalnız sinirleri zayıf olanlar, hükümdarlar, veya basit ba- kireler değil. Benden herkes korkar. Hepsi bütün kudretlerine ve mukavemetlerine rağmen, karşımda âdicesine bir Mmeskenete düşerler. Fakat şim- di milyonlarla, milyarlarla insanı felâkete dü- şüren felâketler, hayata ne keder ve ne de eksiklik verirler. Bu milyonların içinde, sizin gibi bazıları ö- lüme ayaklarınızla gelirsniiz. Yanınızdakilerin ha- yatlarını kaybettiklerini söyliyemem, daha ziyade hayat onları kazandı. Haydi, ölüm papuçlarınızı giyi niz,, diyordu ölüm. Benden korkmayı;uz Boş veya SER | KGRL BO ON O, Te DNK de, tam ölüm ışıklariydi. n Kİ Gi d İstanbul Emniyet Müdürlüğünden : Müdüriyetimiz için mevcut plân, projeler umumi ve hususi şartna- Mmelerine göre imal ettirilecek olan 37 nevi, 692 kalem masa, dolap, etajer, koltuk, komodin gibi mobilya kapalı' zarf usulile münaka- saya konulmuştur. " Mobilyaların hepsinin muhammen bedeli 14615 lira, muvakkat te- minatı 1096 lira 13 kuruştur. Eksiltme 26, 4. 938 salı günü saat 16 da vi- lâyet muhasebecilik dairesinde kurulu komisyonda yapılacaktır. İstekli- - lerin teklif mektuplarını ihale tarihi olan 26. 4, 938 salı günü saat 15 e' kadar komisyonâ vermeleri ve şartnamelerle plân, pröjeleri, resimleri görmek üzere müdüriyet muhasebesine müracaat etmeleri. (1966) sandalya, Allaha ısmarladık. Düşmanı gördüğümüz zaman nerede olduğunu anlıyacağız, o bizi gördüğü zaman biz de onu göreceğiz, mitralyözlerinin zehirli gözleri bizi gördüğü ve üzerimize sıçradığı dakika biz de o- nu bulacağız. — Ra! Ra! Ra! Çelık Birliği geliyor. Ve geçecek. İlk çelik birliği ilerledi, Akşam: olunca - uzun gün — ne yemiş, ne de bir yudum su içmiştik - herkes üç dört kişilik gruplar halinde yemek ve su aradılar. Bir iki saatteriberi âteş dürmuştu. Bu âteş sesleri- nin durduğu dakikada, Sierra'nın öteki tarafında kalan ailemi düşündüm. Arkadaşlardan bir grup bir keşifte bulundu. Derin sükütun içinde, kulaklarımız kirişte, rutubetli taşların arasından bir su siciminin akmakta olduğunu duyduk. Arkadaşlardan biri sağa — doğru atıldı, toprak birdenbire tabiitbir su birikintisi haline geldi. Suyun sesi derinliklerden duyuluüyor- duü. Ay ışıkları üzerimize indiği zaman birkaç adım aşağıda gizli bir çay gördük. Üçümüzden biri su İç- — mek üzere aşağı atladı. Fakat tam çaya yaklaştığ! f AU a. ai sırada bir makineli tüfek patladı. Çayın yanında bif 5 ceset yatıyordu. Yanımdaki arkadaş mütehey&iç“' fakat susamaktan değil. — Parlıyan tüfeği gördüm, dedi. Yolda on me“'e kadar uzakta, ikinci çamın arkasında. ; Bunu yüzbaşıya haber vermek lâzımdı. İçimizde? biri haber vermek üzere ayrıldı. Fakat derhal arkâ” sından bir tüfek daha patladı. Tekrar yanımıza gel diği zaman etrafımızın sarıldığını haber verdi. Hiç - kimse şaşırmadı.. Hiç kimse birşey söylemedi. $ sükü tun içinde aşağıda akan suyun sızıltısını v.'hx),'uyol'd'—ııı Fakat artık onu düşünmüyorduk. İçimizden biri tek : rar çayın yanına gitmeği teklif etti. Suya yaklaşa'“’ sak bile, bu patlıyan tüfeğin yerini görür tamamiy” le tesbit edebilirdik. Önce aşağı inen bir arkadâ? # tekrar aşağıya sıyrıldı. Çayın üzeri ışıkla parlad! Makineli tüfenk tekrar patlamıştı. Üç kurşun P bi den sıkıyordu. Çıkardığı ateş kırmızı yıldızlar hâ rDevamı var) iyete alınmayı, muvaf- * fak olamadığı takdirde bir güna istekte bulunmamayı kabul etmiş bu- -