(Dünkü tefrikanın en sonuna yanlışlıkla 12 satırlık ayrı bir kı- sım karışmıstır. Tashih ve itizar e- deriz.) B arbanın ağzını bıçak açmı- yordu. Tam işi tıkırına ko- yap İngilizlerden para sağacağı za- man kolcu H. ile Değirmendereli İ. den gelen havadis kesilmişti. İşi- ni bozmamak için çırpınıp duru - yor, çare arayordu. Bu sırada bi- zim Aleko imdadına yetişti. Ale- kö, Barba ile ahbaplığı koyulattı. Kendini kulağı delik bir adam o- larak tarıttı. Bir gün Aleko, Barbanın can s- kıntıları içinde poflıyarak gezdiği - ni gördü. İş zamanının geldiğini kavradı. Verdiğim direktifi gözönü ne alarak taarruza geçti: — Bre, Barba, dedi, Neden böy- le fok balığı gibi poflayıp geziyor- sun? İşler galiba âynasız git başladı. — Ah bre evlât, o İngiltereden bir iş kaçırdım ki, sorma... Yüz pa- pel ünaforlamak işten bile değil- di. — Vay senin İngilizlerden tanı- dığın var mı? — Elbette var, Hem de büyük bir zabit, casusluk işlerinin başı... — Böyle bir adamın var da ni- çin söylemersin bana? Benim elim- de onlara yarıyacak ne işler var. Barbanın kanlı gözleri açılmıştı. Alekoya ikram etmek için bol me- zeli güzel bir rakı sofrası hazırlat- ta. Karşiliklı içimiye başladılar. Bar- ba karşısındakini aptal sanmıştı. Ağzından lâf almak için: — Anlat bakayım, şimdi, dedi. Elindeki işler ne biçim şeylerdir? — Türklerin kaçırdıkları silâh ve cophaneleri İngilizlere haber verir Bek çıkar ii para? Barba, sevincinden çıldıracaktı. Kalın ve küt parmaklı elile kavra- dığı büyük kadehi ağzına boşalttı. Yüzünü buruşturdu ve sile ağzıni, biyığım silerek: — Para mı? dedi. İstediğin ka- dar... Var mı iyi, doğru haberle - rin? — Benim bir Karadenizli arka- daşım var, Adına İbrahim derler, amma inânma; asıl adı Kostidir, Büyük harpte askerde iken korku- dan Müslüman oluştur. Evvelce Ineboluluların kaçakçı motörlerinde çalışıyordu. Şimdi Lâz Ali Osman Ağanın yanındadır. Kosti bütün si- lâh ve cephane kaçakçılarını birer birer bilir ve ondan istediğimiz gi- bi haberler alırız, > Nerede bu Kosti? Konuşsay- dık şununla... Dİ — Akşama ister isen getireyim amma uçlanmak ister. — Hadi canım, iş oraya kalsın. Yalnız biraz geç gelin. akşam Barba, bankosunun ar kasına ayrı bir masa kur- durmuştu. Kostiyi ağırlamak için masraftan da sakınmamıştı. Aleko, ile Mapavrili Ibrahim, Kalafat yerin de Top Ömerin kahvesinde ben - den ayrılırlarken rollerini bülbül gibi ezberlemişlerdi. İbrahim biraz da rumca bildiği için Barbayı av- lıyacağımızı kuvvetle tahmin edi- yordum. Nitekim tahminim beni aldatmamıştı. Barbayı demir bir kafese soktuk. —— GErtesi günü öğleden evvel Bar Yazan: M. SIFI a Barba, İbrahimin Öksesine Düşüyor ba, gizli hizmetler grupu kumanda nının karşısında idi. Kumandan meyhenecinin verdiği haberleri din ledi. Sonra, kasadan çıkardığı yir- mi beş lirayı uzatirken; — Barba, dedi. Şimdi diğer o- dada Mülâzim Blând, seni dinliye- cektir. Bu işte onun emri altında ça lişacaksın. Haydi gözünü aç. Bizi aldatırsan sana bu sefer çok ağır bir ceza yaparım. İki dakika sonra Barba, Mülâ zim Blândla görüşüyordu. Meh - met Ali de Blândın emri ile odada bulunuyor ve not tutuyordu. Bar- ba: - Mister, diyordu. Küçükçekme- cede Ambarlı ve Anarşa köyleri a- Tasında ve Anarşa bağlarının sl - tında, deniz kenarında ufak ve gi Mi bir koy var, Bu hafta içinde ka- | çakçıların birk. birden bu koya gidip gizlenecek ve silâh, cepbane yükliyecektir. Bu cepha - ne ve silâhlar vaktile Zeytinburnu fabrikasile Ramiz ve Davutpaşa kış lalarından kaçırılmıştır. Bunlardan bir kısmı şimdi Anarsada ve bir kısımı da Gardan köyü, civarında Bizanslılardan kalma mahzenlerde- dir. Öğrendiğime göre, bu silâh ve cephaneler vaktile bu tarafta top- motörü lanacak Türk çeteleri için sakla - | nılmıştır. Şimdi bunları Anadoluya geçirmek için Türkler hazırlık ya- pıyor. Bu iş için İneboludan bir binbaşı gelmiştir. Fakat henüz is - mini öğrenemedim. -— Bu malümatı sen kimden «1. dın, Barba? — Tam yerinden ve adamından... Gelen binbaşının kardeşi ile ahbap- lığı olan İbrahim isminde bir Lâz bunları bana söyledi. — Lâz İbrahim mi dedin? Öyle ise hepsi yalandır. Lâzlar millicile- ri ele vermezler. — Affedersin Mister, dinleyiniz beni... Bu Lâz Müslüman ismi ta- şıyor amma, kendisi Rumdur. İs - mi Kestidir. Büyük harpte kor. kusunglan askerde Müslüman ol- müş. Asıl dinini Türklere karşı giz- li tutuyor. Bir de arkadaşı var: Â- leko... — Öyle ise mesele yok. Bu Kosti ile Aleko bu haberleri kimden al- muşlar? — Şimdi hepsini anlatacağım Bu iş için gelen binbaşı dört motör bulmak için kardeşi ile beraber Yağkapanına gelmişler, Mavnacı- ların kahvesinde kaçakçı kaptanlar dan Kel Mehmet ile görüşüyorlar- mış. İbrahim ismini taşıyan Kosti de o sırada bu kahvede imiş, Bu binbaşının kardeşi ve isminin Sami Bey olduğunu sonradan öğrendi - ğim genç, Büyük Harpte İbrahim ile beraber Çanakkalede bir bölük- te askerlik yapmışlar. İbrahim, Sa- mi Beye kendini tanıtmış, İstedik- leri motörleri bulacağını söyliye - rek binbaşıya çatmış. Sami Bey işi İbrahimden saklamamış ve &ize şimdi verdiğim bu haberleri İbra- hime anlatmış. Anladınız mi Şim- di? Bu işin yalanı yok. — Bu Sami Bey dediğiniz adam- la biz görüşebilir miyi — Siz nasıl görüşürsünüz onun- la Mister. Anlamazlar mı” — Hayır. Ben görüşecek deği - lim. Sana bir Türk tanıtacağım. Sen de onu Sami Beyle, motör sa- hibi veya deniz simsarı olarak gö- BELEDİYEDE : Kuyu ve Sarnıç Suları Temiz | Tutulacak Belediyece yapılan bir talimatna- meye göre, şehirde halkın kullanaca-| ğı sular üç grupa ayrılmıştır. Birinci grupa Terkos ve Elmalı dahildir, bun İlanın tevzi ve sıhhi emniyetleri doğ- !tudan doğruya belediyeye aittir. İkinci grupa kuyu ve sarnıç suları dahildir. Bu tesisat; sıhhi şartlara uy İ gun olmak ve suların temizliği heye- İti shhiyece munyene edilerek husu- erde veyahut şehir suyu da hertürlü r için kullanılabilecektir. r süyu bulunan yerlerde, bü- tün sansyi ve ticaret müesseselerin- İde,'han,'otel, apartiman gibi toplu İikamet yerlerinde hamam gibi temiz| İlik yerlerinde içmek ve temizlik mak #adiyle yalnız şehir suyu kullanıla caktır. ç Bu gibi yerlerde kuyu ve sarnıç su İlarının kullanılması yasaktır. İçinde gıda maddeleri hazirlanmı- an veya salılmıyan yerlerde yalnız nayi işlerine münhasır kalmak şar- e kuyu ve sarnıç sularının kulla- nılmasına müsâade edilmiştir. Üçüncü grup, her nevi memba su- lardir. Ji AAA İLİMANDA: Dün Limanı Kesif Bir Sis Kapladı Dün sabah Pendikten Kavaklara kadar, Adalar da dahil olduğu halde bütün limam ve Boğaziçini kesif bir sis tabakası kaplamıştır. Sis ancak| saat 0,30 dan sonra açılabilmiştir. Kavsklardan mutat birinci ve ikinci vapur seferleri sis yüzünden kalka - mamış, Köprüden Boğaza hareket e Kak mışlardır. Akay vapurlarının seferleri de sis yüzünden aksamiş ve bir acülık seferler dürmuştur, ————— rüştüreçeksin. İşin alt tarafını biz yaparız. — Peki, şimdi ben ne yapaca - ğım? — Sen yarın sabah, saat dokuzda buraya gelirsin. Yanına takacağım #damı alırsın. Kosti ile veya Sami Bey ile, hangisi kelayımza' gelir- se adâmımızı tanıştıracaksın. Bu- günlük sana vazife bu kadar, hay- di git. İ — Iyi söylüyorsunuy amma ya- #hanesiz simsar olur mu? Sonra şüphelenmesinler. İşi yanlış tutup yapamaz İseniz 'kumandana karşı ben mesuliyet kabul etmem. Haydi sen işimize karışma. Yazıhane de hazırdır. (Devam var) j muallim mekteplerinde misafir edil İ1i oyunlar oyn Adii Tebliğler Için Yeni Üsüller Celpnameler Için Bir Adli tebliğleri yapmak için Avru- pada üç usul var: Bünlerdân biri Lâtin memleketlerinden başka bütün memleketlerde tatbik ediliyor. Bu da adli tebliğlerin posta vasıtasile ya masıdir. İkineisi Fransa, İtalya, İspanyanın usulüdür. Buralarda adli sebliğer İçin noter töşkilâtına benzer bir hu- susi teşkilât vardır ki tıpkı noter gi- bi ücret ve harç alarak çalışıyorlar. | Üçüncüsü de dünya yüzünde yal nız Türkiye ve Bulgaristanda" mev cut kalan mübaşir usulüdür. Rumanyada ilk iki usul çok garip| bir imtihandan geçmiştir. Eski Ru-| manyada Lâtin memleketlerinde ol- duğu gibi kususf tebliğ teşkilâtı var-| dı. Rumanya, Avusturya ve Macaris- tandan birtakım arazi alınca, o mem leketlerdeki postâ teşkilâtını yıktı ve kendi eski teşkilâtını oralara soktu Derhal şikâyetler başladı. “Transil vanya ve diğer yeni eyaletler kendi tanıdıkları basit usule nisbetle Ru men usulünü okadar fena buldular ki kıyamet kopardılar, Bunun üzerine bir müddet iki u- sul Rumanyada yanyana başladı.! Karşı karşiya imtihan ve mukayese geçirdi. Neticede Rumanya, posta u- sulünü o kadar mükemmel ve seri buldu ki bütün teşkilâtını postane sistemi üzerinde birleştirdi. Biz yeni ve kestirme bir yol arar- ken, Rumanyanın tecrübesini dikka- te değer bulduk. Tetkik ettik. Fakat bu sırada en son İstiçre usulünü de gözden geçirdik. Bi u okadar üstün wÜ'T RRIK * Üniversite" Talebeleri Edirneden Döndüler | Üniversitenin ayrı ayrı şubelerine aif yüz elli talebeden ibaret bir grup Trakya umumi müfettişi general Kâ- zim Dirik'in üzerine birkaç i bir trenle daveti gün evvel Edirne- ye gitmişlerdi. Talebeler Edirnede kız ve erkek mişler, şereflerine Halkevinde veri- len bir çay ziyâfetinde general Kâ- um Dirik, başimüşavir ve vali hazir bulunmuşlardır. Çok neşeli geçen bu ziyafette hal kevi musiki kolu tarafından bir kon- ser verilmiş, talebeler tarafından mil arak ve müsahabe - ler yapılmış ve müsamere geç vakte kadar devâm etmiştir. Dün gece de erkek muallim mek- tebi salonunda umumi müfettişlik si nema operatörü B. Vehbi Kaya tara- fından talebelere Trakya kalkınma- sına alt filmler gösterilmiş ve ayri- 'Tek Şekil Hazırlanıyor buldük ki kendimize benimsemiye kerar verdik. Rumanyada ceza, hukuk, mal be yanı, davacı, suçlu, şahit gibi vazi- yetler için 17 türlü celpname vardır. Biz Rumunya sistemini benimeemi hazırlenirken bunu ancak 13 mikta- rına indirdik Bir de baktık ki İsviçre bire indir- mek imkânıni bulmuş, biz de onu al- dık, Celpnameler, bir taahhütlü” mek- tup şeklinde pöstaya verilecektir. Ayrı zarf yoktur, Celpnsmenin birta rafı yapıştırılarak > zârf şekli verile. cektir. Posta müvezi n celpname ile hiç alâkası yoktur. “Bünü Kapalı | bir mektup gibi sahibine verecektir. O, yalnız kâğıdın zımbalikısmiyle meşgul olacaktır. Celpnameyi zımba- lı kısmın imzası mukabilinde verecek ve bunu ait olduğu mahkeme veya makama gönderecektir. Bu sayede sürat, intizam, tasarruf temin edile- cektir. Bugün adliye teşkilâtımız pos ta idaresinin 91.000.000 tebliğ yap-| mak için sarfettiği parayı yalnız 8,000,000 tebliğ için sarfediyor.Hem de iş daha yavaş ve fena yürüyor. Bugün adliye, tebliğ için senede 700,000 lira sarfediyor. Posta ve tel- graf ile ilerliyen bir anlaşma muci- bince bu vazife yeni sistemde 200, | 250 bin liraya görülecek, tasarruf edi len yarım milyon lira, evvelce de yaz dığımız gibi, adliye kâtipliğini bir meslek halit oymak için sarfedile- cektir, POTİSTE; Beşiktaş. Yolunda Otomebii Kuzu Büvei gül Beşiklaş yolunda ha- İİ geçiştirilen bir otomobil kazası ol | muştur. Nişantaşında Gayret apartı- manında oturan eksper Nezihi, husu- si otomobili ile, Beşiktaşa giderken | toslamış ve otomobilde bu- lunan karısı Fatma ile kendisi hafif çe yarslanmışlardir. Kaçak Sigara Bulundu Evvelki gün Yeşilköyde; Çötalca- dan Küçük Çekmece yolu ile İstan- btla gelen bir kamyonda 107 kilo ka- çak “köylü sigarası bulunmuşwe si- garanir Çekmece gümrük muhafaza | memurluğuna teslim edilmiştir. Kam yonün şoförü Salâhattin ile sahibi yakalanmışlardır. ——— a İca bir müsamere verilmiştir. Tale be grüpu dün sabahı Edirneden ayrı- lrken istasyonda General Kâzım Di- rik, başmüşavir ve vali tarafından uğurlanmıştır. ÇOCUK HAFTASINDA EĞLENCELER: Dün Çocuk Haftası münasebetiylehirçok yerlerde, toplantılar yapılmış-tır. Bu resimde, Gülhane Parkında eğlenen çocuklardan bir grup görüyoruz. Jetmeye başlı Ankaradan Telefon ve Telgrafla Türkiyedeki Yabancılara Ait Bir İstatistik Ankara, 24 (Tan Muhabirin. den) — Yapılan son bir ğe göre, dünyanın en az yabane: bulunan o memleketlerden . birisi Türkiyedir. Memleketimizde 1,908,189 erkek vatandaşa muka- bil ecnebi tabiiyetinde olan erkek sayısı 27,723 tür, Diğer taraftan 8,195,115 kadın vatandaşa muka- bil de yabancı tabiiyefte bülünan kadın sayısı 25,823 tür. 27723 yabancı tabiiyetinde er- kekten 1273 toprak mahsulleri, sâ- nayi ve küğük sanatlarda 5948, ti- caretle 6562 nakliye ve muvasala ile 1247; umumi idare ve hizmet- ler, serbest mesleklerde 2833, ev iktısadiyatı ve şahsi hizmetlerde 706 kişi çalışmaktadır, istatisti- Memlekette : Samsunda Feci Bir Tren Kazası Samsun, 24 (TAN) — Samsun sahil hattında çok feci bir tren kaza” sı olmuştur. Samsuna gelmek üzere İoğlu ile birlikte trene binen Havvâ İadında bir kadın Hamzalı istasyo” nunda, İren hareket ettikten $sonrs, vagonda oğlunu görememiş ve indik ğini zannederek trenden atlamıştır. Fakat, muvazenesini kaybettiği için tekerleklerin a düşmüş ve feci şekilde parçalanmıştır. Boluda Felâketzedelere Yardım İçin Faaliyet Bolu Kızılay kurumuna yardımcı olhak Üzere teşkil edilen bu faal Ke mite derhal don, gömlek, çorap VE zahire ve para yardımı gibi gönük den kapan her #ğirlğsmuaveneti. dumana, DÜĞAR 11 BU ie Kalara kereste. gönderilmesi Jandu$“” nu da temine uğraşmaktadır. rimiz kerestelerin orman © dan fabrikalara meccanen naklini Öl zerine aldıkları gibi fabrikalar Öl bunların ayni suretle parasız biçil ” mesini üzerlerine almışlardır. lu, 24 (A.A) — Kırşehir ve YO gat havalisindeki vatandaşlarını yer debrenmesi yüzünden maruz dıkları büyük felâket vilâyetimiz & kı arasında büyük bir teessür uya dırmıştır. Dün milli hâkimiyetin ilânının ıldönümü ve Çocuk Bayra İkutlamak için Boluya gelmiş olan var kaza, nahiye ve köyleri halki iştirakiyle halkevinde yapılan top” ıda Kızılay şubesi vasıtasiyle telif? zede kardeşlerimize Bolu halkının" essürleri bildirildiği gibi bu feli zedelere lüzumlu yardımları tef İetmek maksadı ile bir de komite kil edilmiştir. | Safranboluda Bayram | «Safranbolu, 24 (A.A) — Mi kimiyet ve çocuk bayramı büyük resimle kutlandı. Okullar taraf çiftçi, deniz ve muhtelif kıyafi geçit resmi yapıldı, çok alkı$ Öğleden sonra çocuklar için bif verilmiş ve gece halkevinde e lif eğlenceler tertip edilmiştir. TAKVİM ve HAVA 25 Nisan 1938 | PAZARTESİ EA Sho GN YURTTA HAVA VAZİ Yurtta hava ekseriyetle bulut rüzgârlar Doğu Anadolu böltesini kıyılarında G9” hava tağyiki 1601 milimetre 8k en yüksekjs,6 ve en düşük | Kaydeditmiştir.