M. SIFIRIN M ATIRA A Ü , > N. 40 (Dünkü tefrikanın en sonuna yanlışlıkla 12 satırlık ayrı bir kı- sım karışmıştır. Tashih ve itizar e- deriz.) B arbanın ağzını bıçak açmı- yordu. Tam işi tıkırına ko- yup İngilizlerden para sağacağı za- man kolcu H. ile Değirmendereli İ. den gelen havadis kesilmişti. İşi- ni bozmamak için çırpınıp duru - yor, çare arayordu. Bu sırada bi- zim Aleko imdadına yetişti. Ale- ko, Barba ile ahbaplığı koyulattı. Kendini kulağı delik bir adam o- larak tanıttı. Bir gün Aleko, Barbanın can sı- kıntıları içinde poflıyarak gezdiği - ni gördü. İş zamanının geldiğini - kavradı. Verdiğim direktifi gözönü “ne alarak taarruza geçti: — Bre, Barba, dedi. Neden böy- le fok balığı gibi poflayıp geziyor- sun? İşler galiba aynasız gitmiye başladı. — Ah bre evlât, —Ingiltereden bir iş kaçırdım ki, sorma... Yüz pa- - pel ânaforlamak işten bile değil- di. — Vay senin İngıhzlerden tanı- dığın var mı? — * — Elbette var. Hem de büyük bir zabit, casusluk işlerinin başı... — Böyle bir adamın var da ni- çin söylemezsin bana? Benim elim- de onlara yarıyacak ne işler var. Barbanın kanlı gözleri açılmıştı. Alekoya ikram etmek için bol me- zeli güzel bir rakı sofrası hazırlat- tı. Karşilıklı içmiye başladılar. Bar- ba karşısındakini aptal sanmıştı. Ağzından lâf almak için: — Anlat bakayım, şimdi, dedi. Elindeki işler ne biçim şeylerdir? — Türklerin kaçırdıkları silâh ve cephaneleri İngilizlere haber verir isek çıkar mı para? Barba, sevincinden çıldıracaktı. Kalın ve küt parmaklı elile kavra- diği büyük kadehi ağzına boşalttı. Yüzünü buruşturdu ve elinin ter- sile ağzını, biyığımı silerek: — Para mı? dedi. İstediğin ka- dar... Var mı iyi, doğru haberle - rin? — Benim bir Karadenizli arka- daşım var. Adına İbrahim derler, amma inanma; asıl adı Kostidir. Büyük harpte askerde iken korku- dan Müslüman olrüuştur. Evvelce Tneboluluların kaçakçı motörlerinde çalışıyordu. Şimdi Lâz Ali Osman Ağanın yanındadır. Kosti bütün si- lâh ve cephane kaçakçılarını birer birer bilir ve ondan istediğimiz gi- bi haberler alırız, Yazan: M. SIFIR Barba, İbrahımın Öksesine Duşuyor ba, gizli hizmetler grupu kumanda nının karşısında idi. Kumandan meyhanecinin verdiği haberleri din ledi. Sonra, kasadan çıkardığı yir- mi beş lirayı uzatiırken: — Barba, dedi. Şimdi diğer ©- dada Mülâzim Blând, seni dinliye- cektir. Bü işte onun emri altında ça hşacaksın. Haydi gözünü aç. Bizi aldatırsan sana bu sefer çok ağır bir ceza yaparım. İki dakika sonra Barba, Mülâ - zim Blândla görüşüyordu. Meh - met Ali de Blândın emri ile odada bulunuyor ve not tutuyordu. Bar- ba: — Mister, diyordu. Küçükçekme- cede Ambarlı ve Anarşa köyleri a- rasında ve Anarşa bağlarının al - tında, deniz kenarında ufak ve giz- li bir koy var. Bu hafta içinde ka- çakçıların birkaç motörü birden bu koya gidip gizlenecek ve silâh, cephane yükliyecektir. Bu cepha - ne ve silâhlar vaktile Zeytinburnu fabrikasile Ramız ve Davutpaşa kış .B lal * bir kısmı şımdı Anarşada ve bu- kısmı da Gardan köyü, civarında Bizanslılardan kalma mahzenlerde- dir. Öğrendiğime göre, bu silâh ve cephaneler vaktile bu tarafta top- lanacak Türk çeteleri için sakla - nılmıştır. Şimdi bunları Anadoluya geçirmek için Türkler hazırlık ya- pıyor. Bu iş için İneboludan bir binbaşı gelmiştir. Fakat henüz is - mini öğrenemedim. — Bu malümatı sen kimden al- dın, Barba? — Tam yerinden ve adamından.. Gelen binbaşının kardeşi ile ahbap- lığı olan İbrahim isminde bir Lâz bunları bana söyledi. — Lâz İbrahim mi dedin? Öyle ise hepsi yalandır. Lâzlar millicile- | ri ele yermezler, — Affedersin Mister, dinleyiniz beni... Bu Lâz Müslüman ismi ta- şıyor amma, kendisi Rumdur, İs - mi Kostidir. Büyük harpte kor- kusungdan askerde Müslüman ol- muş. Asıl dinini Türklere karşı giz- li tutuyor. Bir de arkadaşı var: A- leko... — Öyle ise mesele yok. Bu Kosti ile Aleko bu haberleri kimden al- mışlar? , — Şimdi hepsini anlatacağım. Bu iş için gelen binbaşı dört motör bulmak için kardeşi ile beraber Yağkapanına gelmişler. Mavnacı- ların kahvesinde kaçakçı kaptanlar dan Kel Mehmet ile görüşüyorlar- mış. İbrahim ismini taşıyan Kosti de o sırada bu kahvede imiş. Bu binb. kardeşi ve isminin Sami — Nerede bu Kosti? K dık şununla... — Akşama ister isen getireyim amma uçlanmak ister. — Hadi canım, iş oraya kalsın. Yalnız biraz geç gelin. akşam Barba, bankosunun ar kasına ayrı bir masa kur- durmuştu. Kostiyi ağırlamak için masraftan da sakınmamıştı. Aleko, ile Mapavrili Ibrahim, Kalafat yerin de Top Ömerin kahvesinde ben - den ayrılırlarken rollerini bülbül gibi ezberlemişlerdi. İbrahim biraz da rumca bildiği için Barbayı av- hyacağımızı kuvvetle tahmin edi- yordum. Nitekim tahminim beni aldatmamıştı. Barbayı demir bir günü öğleden evvel Bar- Bey olduğunu sonradan öğrendi - ğim genç, Büyük Harpte İbrahim ile beraber Çanakkalede bir bölük- te askerlik yapmışlar. İbrahim, Sa- mi Beye kendini tanıtmış. İstedik- leri motörleri bulacağını söyliye - , rek binbaşıya çatmış. Sami Bey işi İbrahimden saklamamış ve size şimdi verdiğim bu haberleri İbra- hime anlatmış. Anladınız mt şim- di? Bu işin yalanı yok. — Bu Sami Bey dediğiniz adam- la biz görüşebilir miyiz? — Siz nasıl görüşürsünüz onun- la Mister. Anlamazlar mı? — Hayır. Ben görüşecek deği - |lim. Sana bir Türk tanıtacağım. -Sehn de onu Sami Beyle, motör sa- BELEDİYEDE : D AN % 25 - 4 - 938 * YERLİ HABERLER Kuyu ve Sarnıç Suları Temiz' Tutulacak Belediyece yapılan bir talimatna- meye göre, şehirde halkın kullanaca- ğı sular üç grupa ayrılmıştır. Birinci grupa Terkos ve Elmalı dahildir, bun ların tevzi ve sıhhi emniyetleri doğ- rudan doğruya belediyeye aittir. İkinci grupa kuyu ve sarnıç suları dahildir. Bu tesisat, sıhhi şartlara uy gun olmak ve suların temizliği heye- ti sıhhiyece muayene edilerek husu- si olarak evlerde veyahut şehir suyu bulunmıyan mıntakalarda hertürlü ihtiyaçlar için kullanılabilecektir. Şehir suyu bulunan yerlerde, bü- tün sanayi ve ticaret müesseselerin- de,'han,'otel, apartımarı gibi toplu ikamet yerlerinde hamam gibi temiz lik yerlerinde içmek ve temizlik mak sadıyle yalnız şehir suyu kullanıla- caktır. ğ Bu gibi yerlerde kuyu ve sarnıç su larının kullanılması yasaktır. İçinde gıda maddeleri hazırlanmı- yan veya satılmıyan yerlerde yalnız sanayi işlerine münhasır kalmak şar- tiyle kuyu ve sarnıç sularının kulla- nılmasına müsaade edilmiştir. Üçüncü grup, her nevi memba su- larıdır. ——— LİMANDA: Dün Limanı Kesif Bir Sis Kapladı Dün sabah Pendikten Kavaklara kadar, Adalar da dahil olduğu halde bütün limanı ve Boğaziçini kesif bir sis tabakası kaplamıştır. Sis ancak saat 9,30 dan sonra açılabilmiştir. Kavaklardan mutat birinci ve ikinci vapur seferleri sis yüzünden kalka - mamış, Köprüden Boğaza hareket e- den vapurlar da yollarına devam e- demiyerek muhteNntf 1Iskelelerde Ka nuşlardır. Akay vapurlınmn seferleri de sis yüzünden aksamiış ve bir aralık seferler durmuştur. . rüştüreceksin. İşin alt tarafını biz yaparız. — Peki, şimdi ben ne yapaca - ğim? — BSen yarın sabah, saat dokuzda buraya gelirsin. Yanına takacağım adamı alırsın. Kosti ile veya Sami Bey ile, hangisi kolayınıza gelir- se adamımızı tanıştıracaksın. Bu- günlük sana vazife bu kadar, hay- di git.. — — Iyi söylüyorsunuy amma ya- zıhanesiz simsar olur mu? Sonra şüphelenmesinler. İşi yanlış tutup yapamaz iseniz - kumandana karşı ben mesuliyet kabul etmem. — Haydi sen işimize karışma. Yazıhane de hazırdır. (Devamı var) Adli Tebliğler İçin Yeni Usuller Celpnamel Adli tebliğleri yapmak için Avru- pada üç usul var: Bunlardan biri Lâtin memleketlerinden başka bütün memleketlerde tatbik ediliyor. Bu da adli tebliğlerin posta vasıtasile yapıl- masıdır. İkincisi Fransa, İtalya, İspanyanın usulüdür. Buralarda adli tebliğler için noter teşkilâtına benzer bir hu- susi teşkilât vardır ki tıpkı noter gi- bi ücret ve harç alarak çalışıyorlar. Üçüncüsü de dünya yüzünde yal- nız Türkiye ve Bulgaristanda- mev- cut kalan mübaşir usulüdür. Rumanyada ilk iki usul çok garip bir imtihandan geçmiştir. Eski Ru- manyada Lâtin memleketlerinde ol- duğu gibi hususi tebliğ teşkilâtı var- dı. Rumanya, Avusturya ve Macaris- tandan birtakım arazi alınca, o mem leketlerdeki posta teşkilâtını yıktı ve kendi eski teşkilâtını oralara soktu. Derhal şikâyetler başladı. Transil- vanya ve diğer yeni eyaletler kendi tanıdıkları basit usule nisbetle Ru- men usulünü okadar fena buldular ki kıyamet kopardılar. ' Bunun üzerine bir müddet iki u- sul Rumanyada yanyana başladı. Karşı karşiya imtihan ve mukayese geçirdi. Neticede Rumanya, posta u- sulünü o kadar mükemmel ve seri buldu ki bütün teşkilâtını postane sistemi üzerinde birleştirdi. Biz yeni ve kestirme bir yol arar- ken, Rumanyanın tecrübesini dikka- te değer bulduk. Tetkik ettik. Fakat bu sırâda en son İsviçre usulünü de gözden geçirdik. Bunu okadar üstün Tek Şekil Hazırlanıyor er İçin Bir bulduk ki kendimize benimsemiye kârar verdik. Rumanyada ceza, hukuk, mal be- yanı, davacı, suçlu, şahit gibi vazi- yetler için 17 türlü celpname vardır. Biz Rumanya sistemini benimsemiye hazırlanırken bunu ancak 13 mikta- rına indirdik. Bir de baktık ki İsviçre bire indir- mek imkânını bulmuş, biz de onu al- dık. Celpnameler, bir taahhütlü- mek- tup şeklinde postaya verilecek$ir. Ayrı zarf yoktur. Celpnamenin bir ta rafı yapıştırılarak zarf şekli verile- cektir. Posta müvezziinin celpname ile hiç alâkası yoktur. Bünü kapalı bir mektup gibi sahibine verecektir. O, yalnız kâğıdın zımbalı kismiyle meşgul olacaktır. Celpnameyi zımba- h kısmın imzası mukabilinde verecek ve bunu ait olduğu mahkeme veya makama gönderecektir. Bu sayede sürat, intizam, tasarruf temin edile- cektir. Bugün adliye teşkilâtımız pos ta idaresinin 91,000,000 - tebliğ yap- mak için sarfettiği parayı yalnız 9,000,000 tebliğ için sarfediyor..Hem de iş daha yavaş ve fena yürüyor. Bugün adliye, tebliğ için senede 700,000 lira sarfediyor. Posta ve tel- graf ile ilerliyen bir anlaşma muci- bince bu vazife yeni sistemde 200, 250 bin liraya görülecek, tasarruf edi len yarım milyon lira, evvelce de yaz dığımız gibi, adliye kaâtipliğini bir meslek haline koymak için sarfedile- cektir. MÜTEPERRİK : Üniversite ' Talebeleri b b e n a Edirneden Döndüler SPYOZ S TARERİR İbee b git Trakya umumi müfettişi general Kâ- zım Dirik'in daveti üzerine birkaç gün evvel hususi bir trenle Edirne- ye gitmişlerdi. 'Talebeler Edirnede kız ve erkek muallim mekteplerinde misafir edil mişler, şereflerine Halkevinde veri- len bir çay ziyafetinde general Kâ- zım Dirik, başmmüşavir ve vali hazır bulunmuşlardır. Çok neşeli geçen bu ziyafette hal- kevi musiki kolu tarafından bir kon- ser verilmiş, talebeler tarafından mil li oyunlar oynanarak ve müsahabe - ler yapılmış ve müsamere geç vakte kadar devam etmiştir. Dün gece de erkek muallim mek- tebi salonunda umumi müfettişlik si nema operatörü B. Vehbi Kaya tara- fından talebelere Trakya kalkınma- POT .İS'T'E: Beşıkfu; Yolunda - Ofomubıı Kuzudu Evvsilei gün Beşıktaş yolımda ha- fif geçiştirilen bir otomobil kazası ol- muştur. Nişantaşında Gayret. apartı- manında oturan eksper Nezihi, husu- si otomobili ile, Beşiktaşa giderken bir ağaca toslamış ve ötomobilde bu- lunan karısı Fatma ile kendisi hafif- çe yaralanmışlardır. , Kaçak Sigara Bulundu Evvelki gün Yeşilköyde, Çatalca- dan Küçük Çekmece yoölu ile İstan- bula gelen bir kamyonda 107 kilo ka- çak köylü sigarası bulunmuş ve si- garaalr Çekmece gümrük muhafaza memurluğuna teslim edilmiştir. Kam yonuün şoförü Salâhattin ile sahibi yakalannîışlardır. ca bir müsamere verilmiştir. Tale- be grüpu dün sabah Edirneden ayrı- hrken istasyonda General Kâzım Di- rik, başmüşavir ve vali tarafından sına ait filmler gösterilmiş ve ayrı- uğurlanmıştır. ÇOCUK HAFTASINDA * ı.ı EĞLENCELER : CÇU MA Gülhane Parkında Dün Çocuk Haftası /| hibi veya deniz simsarı olarak gö- de, toplantılar yapılı »eııegu“çöm&ıudubıımı&rı—yom ş-tır. Bu r Ankaradan Telefon ve Telgrafla Ka - Türkiyedeki Yabancılara Ait Bir İstatistik Ankara, 24 (Tan Muhabirin- den) — Yapılan son bir istatisti- ğe göre, dünyanın en az yabancısı bulunan memleketlerden — birisi Türkiyedir. Memleketimizde 7,908,789 erkek vatandaşa muka- bil ecnebi tabiiyetinde olan erkek sayısı 27,723 tür. Diğer taraftan 8,195,115 kadın vatandaşa muka- bil de yabancı tabiiyette bülunan kadın sayısı 25,823 tür. 27723 yabancı tabiiyetinde er- kekten 1273 toprak mahsulleri, sa- nayi ve küçük sanatlarda 5948, ti- caretle 6562 nakliye ve muvasala ile 1247; umumi idare ve hizmet- ler, serbest mesleklerde 2833, ev iktısadiyatı ve şahsi hizmetlerde 706 kişi çalışmaktadır, MemlekeHşâ Samsunda Feci Bir Tren Kazası Samsun, 24 (TAN) — Samsun sahil hattında çok feci bir tren kaza- sı olmuştur. Samsuna gelmek üzere oğlu ile birlikte trene binen Havva adında bir kadın Hamzalı istasyo- nunda, tren hareket ettikten sonra, vagonda oğlunu görememiş ve indi'; ğini zannederek trenden atlamıştır. Fakat, muvazenesini kaybettiği için tekerleklerin altına düşmüş Ve feci şekilde parçalanmıştır. Boluda Felâketzedelere Yardım İçin Faaliyet Bolu Kızılay kurumuna yardımci. olmak üzere teşkil edilen bu faal ko* © mite derhal don, gömlek, çorap VE zahire ve para yardımı gibi gönül' den kopan her tjirlürmuaveneti. mkwi A ebîtî:m: ouna.ıtı,ın'mdâ’da DU. jiîfıf' Kalara kereste.gönderilmesi! Jaydust” nu da temine uğraşmaktadır. 5 | Köylülerimiz kerestelerin orman — zerine aldıkları gibi fabrikalar © bunların ayni suretle parasız biçil mesini üzerlerine almışlardır. Bolu, 24 (A.A.) — Kırşehir ve YOf gat hayalisindeki vatandaşlarım! yer debrenmesi yüzünden maruz Eâ” dıkları büyük felâket vilâyetimiz B” kı arasında büyük bir teessür uy’ıı dırmıştır. Dün milli hâkimiyetin ilânınt! inci yıldönümü ve Çocuk Bayrafi kutlamak için Boluya gelmiş olan var kaza, nahiye ve köyleri halkP” iştirakiyle halkevinde yapılan top'” tıda Kızılay şubesi vasıtasiyle felâ? zede kardeşlerimize Bolu halkının " essürleri bildirildiği gibi bu f zedelere lüzumlu yardımları etmek maksadı ile bir de komite * kil edilmiştir. Safranboluda Bayram Safranbolu, 24 (A.A.) — Milli kimiyet ve çocuk bayramı büyük rasimle kutlandı. Okullar tarafıff) çiftçi, deniz ve muhtelif kıyafet#” ? g geçit resmi yapıldı, çok alkışl DN Öğleden sonra çocuklar için bif " verilmiş ve gece halkevinde mü”” lif eğlenceler tertip edilmiştir. TAKVİM ve HAV” 25 Nisan 1938 j PAZARTESİ Kasım 4 üncü ay Arabi" 1957 Sefer: 24 Güneş: 5.02 — Öğle: İkindi: 16,01 — Akşam: Yatsı: 2037 — İmsâk: Gün: 80 rüzgârlar Doğu Anadolu bölgesitd” kalmış, Karadeniz kıyılarında ğre yerlerde Şimali istikametten ” vette esmiştir. İstanbulda hava F geçmiş, rüzgâr sakin kalmışti hava tazyiki 7601 milimetre İdİ- — Haydedilmiştir. en yüksekii5,6 ve en düşük