Hindistan Yazıları: Ay Işığı Altın da Agra Abideleri Wa Agra âbidelerine geldi. ğine, Opları misafirlere ay ışi- ..., * Göstermek âdet olduğu için Si gün bekledik ve bir sabah *n otomobille beni Agraya Bötürdüler, Yolda birkaç köyden geçtik, bir- Sok köylü kafilesine Tastgeldik. a çok kadınlarile alâkadar ok düm. Hepsinin yüzleri açık, syak- çıplak. Arkalarında renkli bezlerden Yapılmış, belden büzgü- i etekler, üstünde sıkı düğmeli Yelekler, başlarının arkasına atıl Miş uzun örtüler. Hepsinde birçok bilezik var, Yorlar, Hintli İster prenses olsun, kendine mah- Sus bir edası var. Köy evleri ç Murdan yapılmış pis kulübelerden bm hepsinin damı saman, hep- in ortasında gübre yığınları, ça Murları kurumuş, yahut balçık line gelmiş me: ler kadınlardan < > Ek kapı önlerindı a bir kerevetin üstüne uzan- $ uyuyorlar, Benizleri sapsarı. ze de hepsi sıtmalı. Kadınların eş kuvvetli görünmesi belki en amlarının sağ kalmasından o- ei Yolda Nuh yılından kalma 8u dolaplafı gördüm. Bu lerin hepsi insana “evvel za- Mn itine... havası hissettiriyor. e wan den girdik, Öl üm m ve ölüme mah- ha Şarkın en bariz unesi. Ba " Beldi ki, başkalık arıyan garp ae rini bu manzara memnun a le, bunların ortadan kalk- iş dan bir tek şarklı mütees- eri Mütevazi bile olsa, in- Olmus, bir hayatın şartlarını haiz Yan bu sefalet yuvaları neka- * çabuk ortadan kalkarsa o ka- dar iyi, Burada Hintlilerin temizlik me- “sinde vaziyetlerini söylemek ş ödir. Meskenleri nekadar es- Üstleri nekadar parça parça o- Ba olsun halk tabakasının vü- eri te dir. Hindu ve Müslü. ve hepsi vücudünü ve arkasın- esvabi —pek temiz suda ol- $a bile— yine yıkar. Bir Hintli > kalabalığına, Avrupa sine- Sında duyduğunuz ter, ayak ko inu biç almazsınız. ir Hint *rin yalnız yere tükürmek, eliy- Sümkürmek gibi şarkın başka rinde de olan çirkin âdetleri hir. Gerçi köylerde İâğımsız- Pak, mütevellit bir koku vardır, “t kimsenin vücudü kokmaz. iz falet sahnesinden ihtişam ve dn birdenbire geçiliyor. Hin- anın birçok kasabalarında or- yo halk pek İktisadi be- dan çok fıkara ile nisbetsiz tik Ye: Mginler var. 'Arka sokak vedi- | » orta sokak hemen yok taraftarı ts- evine &rada terakki Biimış bir doktorun F olduk. Bayan, ilk açılan man kadını imiş. Herhalde ee > Ağra için olacak. Çünkü li, #ehirde bana “ilk açılan Müs- ön kadını, diye başka bir 8 miz; Sterdiler Fakat ev sahipleri" âlnız yemek vakitleri gör mea vaktimiz hep âbidele- Mekle geçti Misarı Müstü Yal kaygan yemeği ke Ey Hindistanın 1 Diye Welington'un oğlu ile geli” Sin, “Mas etti, O civarda bir Rar Be inde kaplan avına Mrt, Aslan, kaplan vesair Dava Mmahlükattan yedi tane câ- bip yı, YUMuşlar, Yanımda oturan Binti Hint şaheseri : Agra'nın görünüşü CR Yazan: Halide ErİR CA * # # / / * * "arar — — “Bu sun'i birer cengelistanı vardır. Böyle asil misa firler geldikçe bu hayvanlara af- ortuya sürerler. Bu suretle hiçbir tehli meden misafirler aslan ve kaplan vuvurur,,, Dedi Bu hakikat mi, yoksa yon verir sonra eye düş- şaka ri Buhar geldi, size burada zarif bir| i kostüm modeli verİYOruz. bilmiyorum. Fakat buna en çok İngiliz misafirler güldü. Agra (arkeoloji) şubesinin ba- şında Ensari isminde genç bir mü- tehassıs vardı. Hayli eser sahibi, tanınmış bir adam, o gezd şakirtleririden biri tarafından ya- pıldığını söyledi. Hamdullah Sup- hi duysa nekadar memnun olur- du. Taçmahelin kendisini evvelâ büyük sarayın terasından gördük. Güneş vurmuştu. Uzaktan üstüste atılmış, hemen uçacak bir sabun köpüğü yığınına benziyordu. açmahale kendi zi ehemmiyeti olan giriliyor. Binaya giden iki yol ara- sında, iki tarafı servi dikili, meş- hür havuz var, Bundan sonra biri- birini takip eden mermer teraslar dan çıkılarak asıl binaya varılı- yor. Ben, bu teraslardan birinde oturdum. Taçmahali uzun uzun seyrettim. Evvelâ müphem beyaz bir küme gibi göründü. Sonra yan- dan çıkan ay yükseldikçe bina a dınlandı. Kubbesinin ve cephösi- nin yavaş yavaş tatlı bir ışıkla şe- kil alması adama çarpıntı verecek kadar güzel, Kapısı açıktı. Türbenin içinde tavandan sarkan bir lhmba yanı- yordu. Yalınayak bir türbedar içinde dolaşıyordu. Dünyada er- kek aşkının en büyük timsali ola- rak bu binayı zikrederler. Çünkü bir Müslüman hükümdar bunu ka- rısı için yaptırmıştı. İkisi de bu me zarda yatıyorlar. Ayni zamanda bu dünyadaki yedi harikadan biri- dir. Ay yükseldi. Bina, mavilik için de, altın bir ışıkla örtüldü. Bu gü- zellik bana sükün verdi. O kadar bütün hususi teessürleri ve tah- Mili bir tarafa bıraktım. Tam mâ- nasiyle bir “temaşa, olan bu mu- cize âbide, ırki, milli her mülâha- zaya meydan okuyordu. Mimarı, ister İstanbuldan, İster Floransa- dan gelsin, yaptıran saiki ister aşk, ister şöhret olsun... Bu bina bir Hint eseriydi. Bunu olduğu yer- den başka bir memlekette tahay- yül etmek imkânı yoktu. Ona ba- karken tarihin devirden devire a- kışını insan görüyordu. Tarih devirleri üstüste konul muş birer labaka, gelecek zaman geçmişin temeli üstünde duruyor. Taçmahal Türk — Mogol rejimi- nin şahikası, iyi ve kötü Hindista- na bıraktığı mirasın en nefis im- | zası başına bir camiden Bir Haftalık Dünya Hâdiseleri Birçok İspanyollar, kar yığınların batarak, açlığa katlanarak yurtların. dan kaçıyorlar. Bu resimde onlardan bir grupu görüyoruz. Blum hükümetinin omafi projeler aleyhinde rupor veren Ayan Meclis Maliye mütehassısı B. Kayyo Fransa Cümhurreisi B. Lebrün ve meelis reisi B. Heryo eski ve yeni ka- bine reisleri ile bir arada: B. Blum ve B. Daladye Eski Fransız Başvekil B. Flandin Yıpranan büyükler arasında masum bir İspanyol çocuğu. Madride civar istasyonlardan birisinde tren gürültülerine rağmen taş üstünde uyuyan yorgunlar>