12 Nisan 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

12 Nisan 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

X i , v m — —— 12-4-933 TAN Gündelik Gazete TAN'in hedefi: Haberde, fikirde, hgr- #yde temiz, dürüst, samimi olm Kariln — gazetesi olmiya çalışmaktır, —ö ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 Kr, 1 Sene 200 Er, 10 Kr, gay 1500 Ke, “0 Kr. Say 200 Er, 80 Kr Laz 200 Kr, Milateraras posta ftndna dahil ol- Siyah memleketler için 30, 18, 9, 8.8 ra » Abone bedeli peşindir: Adres değiş- 25 kuruştur, Cevap için mektup dara 16 kurumu pul üvesi Yizımdır. GUNUN MESELELERİ Bu Yürüyüşle İstanbul İmar Edilemez Yazan : M. ZEKERİYA Falih Rıfkı Atay'ın “Ulus, refi- mizde şöyle bir yazısı çıktı: “Beş buçuk ay jasılasız Ankarada | oturmuştum. Bu sefer İstanbula ayak bastığımda, gerçekten geri dönmek istedim. Haraplık, çamur ve batak” Ankaradan sonra onun bü halini gö- Tünce, garp memleketlerinden gelen- hayal sukutlermi nekadar iyi anliyorum. İnsana yalmız şehre aevmak değil, daha fazla - maziye de cit olsa - kew- dimize kızmak hissi geliyor. Fakat, €ğer İstanbil imarı bir plânın ve bu Plâncının dissiplini altında muayyen Ve muntazam hamelelerle değil de, sözü geçenin, nüfuzu altındaki İşleri ayrı ayrı zorlaması şeklini ala- Sak olursa, şehir, yıllar yılı bu kar- Saşalıktan kurtulamaz. “Evvelâ bir garp merkezi, bütün Müesseseleri ile bir görp merkezi (plânda görüldüğü üzere Takstm kış- - Harbiye arası), sonra bu mer- Kezi deniz ve kara medhâllerine bağ- Byan muntazam yollar ve nihayet, belki yarın sabahtan itibaren kat'i Di lağak. omtrolü, Akin basi? mü- DORE EYE “tutul RE Ç8 bir Kontrol! Bir şeyler yapmak, al ve süratle yapmak lâzım! Her faydasından gayrı bu hususta gfedilecek parayı cümhuriyet me- tinin veklâm. tahsisatı dahi ad- dedebiliriz i ad. * Muhakkak bir şeyler yapmak, top- e süratle yapmak lâzım. albuki Eminönünün açılması te- #ebbüsü bile birkaç pera İntaç edi. aeedi. Para, plân ve saire hazır ol. ğu halde bu kadar kaplumbağa Yürüyüşü ile gidersek, İstanbulun imarı işi asirlarca sürebilir. Bu ufak tecrübe; şunu gösteri. Yor ki, İstanbulun imarı işi bugünkü Zihniyet. ve teşkilâtla kolay kolay Şarılamıyacaktır. İstanbulun ima- Ni mademki bir devlet işi olarak ele r. Bunun tatbiki hususun. İn da devletçe ona göre esaslı ted- birler almak ve bu gayeyi en sür- #tle tahakkuk ettirecek bir teşkilât Vücude getirmek icap edecektir. Sar- ek para ile az zamanda çok Ve seri netice almak için en kestir. Me Yol budur, â #atbiki işi basit bir idare Mi değildir. Mufassal bir belediye n #ehircilik meselesidir. İşi © suret- iş Ve bu zaviyeden göz önüne almak Y. Sna göre tedbir almak gerektir. Eminönü o meydanının açıl İşinde olduğu gibi, bazı huku-| Veya teknik mânialar mütemadi. Ya bu teşebbüstin hızını kesecek, le m kapıyacak ve süratle yürün- -—. engel mi olacak RENİZLİDE Dökumacılığ acılığın Kongresi el izli, (TAN) — Dokumacıığın Ve standardize edilmesi için Tirareğ şapıld: Odasında hir kongre yapıldı. teş oNgreye vilâyetin dokumacılık İsti küllerinden başka civar vilâyet- Murah dokumacılar ve Sümerbenk hasları davet edilmiştr. Sümer tünet beş kişilik bir heyet göndermek nee kongreye iştirak etmiştir. hay, Vilâyet dokumacıları" murah- Sayan, gelmiştir, Kongrenin birçok dış, * Kararlar alacağı umulmakta- Kurmak İstiyor ? Imanyam Avusturyayı ilha- kı, yapacağı işlerin yalnız bir tane olduğu, artık bir sır de - gildir; o, Versay muahedesini yır- tarak silkinip kalkındıktan sonra, Avrupanın ber #Afının verdiği fır sattan, istifadeye koyulmuştur. Ha beş meselesinde, Fransa İtalyaya karşı İngiltere ile yürümediğinden araları soğur soğumaz, Almanlar Ren bölgesini işgal ettiler. Bu se- fer de, İspanyadan gelen iyi haber ler ve Fransadaki elim kabine buh ranı Avusturyanın ilhakı için mü- sait bir zaman olmuştu. Hülâ Almanlar artık niyetlerini saklamı ya bile lüzum görmüyorlar, ve “te, propaganda nazırları - Dr. Göbels, apaşikâr söylüyor; “Artık dünya- yı yeniden tevzi etmiye, sıra gel miştir ve bu sıra da Almanyanın müstemleke meselesi halloluna - caktır, ilâh. Almanya, Avusturyayı kendine katmakla nüfusu 75 milyona çıkı- ror.fekat.MekösletikyasI ehikten, milyon kadar Alman varmış. Bun- dan başka, diğer milletler cephesin den de, Orta Avrupada çizilen hu- dutlar devamlı bir barış teminine müsait değilmiş. Bu sebeplerle âl- manlar, Göbelsin dediği dünyayı yeniden tevzi işine Orta Avrupa - dan başlamak istiyorlar. Demek eski, Orta Avrupa, Alman Tasarı bütün hızile meydana çıkmış ve tatbikat sahasına bilo | atılmıştır. Onun için bugünkü siyasi ve as- keri meseleleri, birer Avusturya, Çekoslovakya veya Macaristan me selesi halihde münferit olarak, mü talea etmekte bir fayda yoktur; çünkü asıl mesele, büyük ve en bü yük Almanya denilen cihangir - lik hülyasıdır ve işte bütün bun- dan bu Alman büyük Tasarının te melini de Orta Avrupa meselesi teşkil etmektedir. Imanya İstiyor kI, Orta Av- rupa bölgesi onun hükmün de bir birlik teşkil etsin; o bura- larda Rusyanm öncüsü (Pişdarı) bir Çekoslovakya, Fransanın dös- tu bir Polonya veya bir Romanya ve nihayet yabancılardan imdat uman, kendi ırktaşı bir Avusturya görmek istemiyor ve bütün bunla- rı kendisine çevrilmiş birer hahçef ucu ve birer sulkast telâkki ediyor du. Bu yüzdendir ki, Almanya, Le- histan ile olan ekalliyet ve Danzig meselelerini ikinci hatta biraka - rak, evvelâ onunla uzlaşmak ve dostlaşmak yolunu tuttu ve mu- vaffak oldu. Ondan $onra, bilhas- sa Habeş işinde kendine muhtaç olan İtalya ve Uzak Şarkta Japon- ya ile üçlü bir ittifak yaparak siya- si dış durumunu sağlamlaştırdı. Di ğer yandan kara ve hava ordusunu alabildiğine kuvvetlendiriyor ve Fransayı kuşkulandırmamak için, Hitler bu memlekette gözü olma- dığını ve Fransa ile hiçbir mesele- si olmadığını ilân ediyordu. Niha- yet, bu büyük devletin, uyanmak için Almanların Brenner'e inerek, oradan, onun Afrika ile muvassla sını tehdit etihesini beklediğini gö- rüyoruz. Almanların Orta Avrupa (Mitte- leuropa) Tasarı yeni değildir; evve Yazan: —— defa, filliyat ve hakikat sahasına çıkarmış ve bü meselenin etrafında zegin bir edebiyat doğurmuştu. O zamanki düşüncelere göre Orta Av rTupanin temeldireğini, coğrafi du- rum ve askeri kuvvetleri icabı, © vaktin merkezi iki büyük devlet, Almanya ile Avusturya ve Maca - ristan teşkil edecek ve bunların et rafında, müstemlekeleri ile birlik- te Felemenk ve Danimarkadan, İs- knadinavya memleketlerinden, İs- viçre, İtalya ve Balkanlardan ve Türkiye Avrupasından mürekkep büyük bir birlik kurulacaktı, üyük Harpten mağlüp çıkan B bir Almanyada artık em peryalist fikirler beslenemiyeceği için, Orta Avrupa fikri de muvak- kat bir zaman için uyumuştu. Fa- kat bugün, yalnız huzla uyanmış ol makla kalmıyarak, herkesin bildi- ği gibi tatbikat sahasına bile geç- miştir. Hitler Almariyasındâ bir Orta Avrupil teğkkülü için hazari barile eskisinden farklı değildir ve sımr cihetlerils de aşağı Yukarı birdir. Yeni Almgn Orta Avrupa fi kirlerini temsil ettikleri için, Al - manyada çıkan «skeri Deutsch Wehr adlı vakitli askeri gazetede yarılarına tesadüf ettiğimiz, ihtiyat Albay Franz Sivobodanın fikirleri- nİ, misal olarak, ele alacağım. Bu zata göre, “Orta Avrupanın, mu- kadderatı biribirine bağlı milletle- rir yaşadıkları bu bölgenin, sınır- ları - bilhassa müdafaa siyaseti ba kımından - Doğuda, Finlândya kör fezinden, Diniester üzerinden ge - çen ve Karadeniz Boğazına inen; Batıda, bizzat Fransızların yaptı: ğı, yeni Çin seddi, Magihot müs- tahkem hattı boyunca, Alplar üze- rinden Akdenize, Ceneve körfezi Batısında bir noktaya inen birer BABALIK Bundan evvelki makalemde iğfal edilip dünyaya birde çocuk ge- tiren kadının, erkek aleyhinde, ka- | rinelere dayanarak dava açıp, ba- balığı nasıl ispat edebileceğini Yaz- maştım. Bugün de, erkeğin, babalığı hak - kında şüphe olduğu takdirde karine yı gibi vaziyetlerde itibar olma- dığını anlatmıya gayret edeceğim. Evvelâ, bu hususu izah eden Türk Kanunu Medenisinin “301,, inci mad desinin ikinci kısmını gözden geçi- relim: “Müddeialeyhin babalığı ciddi şüpheler uyandıracak hallerin vücu dü takdirinde karineye itibar yok- tur. Kanunun bu cümlesinden çıkan mâna şudur: Eğer erkek, başka bi- risinin hakiki baba olması pek muh- temel olduğunu ispat ederse, kadı. nın mahkemede gösterdiği babalık karinesi ile hâkim karar veremez. Böyle bir hal olmayıp ta, erkek be- liyatı XIX cu asrın başlarına kadar İraber bir evde yaşadığı kadınla mil uzanır. Büyük Harp bu Tasarı ilk İmasebette bulunmıya mâni bir has- ZAN Almanya, Avrupada FHegemonyasını Nasıl KEKE Ö Almanlara gör. hattan fbaret olmalıdır. Bu tasav- vur Orta Avrupa birliği hudut larının çizilişindeki muharrik fik- re dikkat edilirse görülür ki, Al - manların, şimdilik, Doğu ve Batı- er i günkü bu cihet- İvar çövâyoruar veya çe kilmiştir. Onların hareket istika- metleri şimal ve cenuptur, çünkü Orta Avrupanın hudutlarını bu ci- hetlerde açık bırakmışlardır. Almanların şimaldeki hedefle- ri şöylece hülâsa edilebilir: Kendi dillerine yakın diller konuşan ve Cermenlerin yakın akrabası addo- Yunan İskandinavya milletlerini e- le alarak veya kendilerine katarak hem Rüsların bu cihetlere olan te- mayüllerini önlemek ve hem de şi malden Orta Avrupaya gelmesi me mul tehlikelere karşı gelmek.. Ce- nup cihetine gelince işte Almanla- rın asıl cihangirlik semti bu elhet- tir ve kendi tabirlerince güneşe doğ ru götüren yol bu taraftadır. eni Hitler Almanyasının Or- ta Avrupa teşekkülü hak- DAVASI talığı olduğunu veyahut ta ademi ik- tidarını İspat edecek olursa, hâkim, yine karine ile bahalığa hükme- demez. Diğer bir şekil: Erkek, ba- balık davası eden kadının başka bir erkekle münasebeti olduğunu İspat ederse, babalık davası teddolunur. Meşhur eenebi btikukşinası Rasel:. “Kadının bir erkekle münasebeti <insiyede bulunmayı ayıp telâkki et mediği veya münasebeti o einsiyede bulunmak için para kabul veya ta- Tep ettiği veyahut ahlâksızlik icap etmiyecek tarzda olsa bile, başka bir erkek ile seviştiğine, beraber ika. met ettiğine, velhâsil onunla cinsi münasebette bulunmasına — ihtimali tazammun edecek ahyalin mevcudi- yeti sabit olduğu surette, artık ka- rine nazarı dikkate alınmaz,, diyor. Bundan sonra ki yazımda, gebe kaldığı zaman, iffetsizlikle meluf ol duğu sabit olan ananın açtığı baba- RTA AVRUPA SINIRLARI e, Orta Avrupa kindaki düşüncelerini Albay Franz Sivoboda şöyle topluyor: 1. Polonya ve Rumanya Orta Avrupanın şarka karşı müdafaa dı “varı; 2. Balkan, Orta Avrupanın Cenup Doğusuna karşı kanadı; 3 Yalyf, hem Urta Avrupahın cenlup cenahı ve hem de Afrika kıtası- na geçmek için köprüsü ve ayni zamanda Akdenizde muhafız dev» Jeti; 4. 5. ilâh. Yani Albay demek istiyor, ki, Orta Avrupanın çekirdeğini şim- diki Almanya (Avusturya dahil) ile beraber Çekoslovakya ve Macaris- tan teşkil edecek ve bu göbeğin etrafında bulunan küçük ve Orta EDI Kültür Farkı 43 «or Yazan : SABİHA ZEKERİYA Dün Amerikan Kız Kollejinde, Kollej talebeleri Gogol'ün “Mü tiş,, isimli komedisini oynadılar. Bi; dela eser, bir mektep sahnesini temsili, dekorlarının barla güç bir eserdi. Buna rağmen dekor. ların tertibinde, sahnelerin tanzi minde “idareli maslahat, klişesine hiç uymamışlar. Bir mektep dahilin. de yapılması mümkün olanm azami, sini yapmışlar. Bundan başka, eseri sahneye koyuncıya kadar, oki dar organize, kollektif bir faaliy. göstermişler ki eser, bir mektep xentisi temsilciliğinden ( çıkmış, hir Tiyatrosu artistlerinin oyn: oyunla mukayese edilebilecek bir almış. Bu mukayeseyi yaparken, bir ta rafa senelerce tecrübesi olan prof. yonel bir grupu, bir tarafa sahneyi belki de ilk defa çıkan amatörl koyuyoruz. Hiç şüphesiz ki muka yeseyi bu ölçüleri muhafaza ederel yapmak lâzım, Eserin başlıca rolü nü oynıyan müfettişi, valiyi, bir Ga lip, bir Ertuğrul Muhsin ile muka yeseye imkân yoktur. Fakat sahne ye bütün yabancılıklarına rağmen / eserin ruhunu anlıyan, hareketlerin vermiye çalışan çocukların, eser onlara yakın bir kabiliyetle kavra- dıklarını iddia edebiliriz. Meselâ val Tinin karısı ve kızı rolünü yapan kız) lar, hemen de kusursuz oynadıla denebilir. İkinci derecedeki rolleri temsil e denler, eğer Şehir Tiyatrosunun ikin ei derecedeki artistlerine kıyas edi lirse, bunlar daha ileridedirler. Profesyonel ve amatör ölçüleri: muhafaza ederek yapacağımız m kayesede gerek birinci, gerek ikini rolleri oynıyanlara, profesyonelleri sahip olduğu senelerin tecrübesi ilâve edersek, daha üstün bir netiei ye varabiliriz. , Bu da kültür farkıdır. Ertuğrul) Galihi, Şehir Tiyatrosunda sivrilte )wwmr ve sanat kabiliyerlerinde) tefevvuklarıdır, fakat ikinci derer de kalan artistlerin, layer 5) kadar senelik tecrübeden hi amatör derecesinde kalmışlarsa, h da kültür noksanıdır. Kollej gençli rinin bir amatör sıfatiyle bunlar tefevvuku da, ktiltür itibariyle ol lardan yüksek oluşlarıdır. Eseri o) nıyabilmek için evvelâ onun ruhi nu, mânasını, felsefesini, gizli mal sadını anlamak lâzım. Cehil, bünu devletlerle İtalya, 'birtakım teda- İül veya taarruzi vazife ve maksat larla kalın ve kuvvetli bir kabuk vücuda getireceklerdir. Bütün bunlar gösteriyor ki, dün ya gittikçe düzeleceğine daha çok karışacak ve korkulan en büyük harp nihayet bütün dehşetile ola- .caktır. Malümdur ki, dünyadaki devletleri, insanlar gibi, memnun- larla gayrimemnunlar veya tatmin edilmişlerle edilmemişler yani tok lar ve açlar diye ikiye bölüyorlar; birincilerin bugünkü gayreti elle- rindekini kaptırmamak, ikineile. rin de, emelleri için hazırlanmak ve firsat kollamaktır. Almanya, A- vusturya işinde iyi hazırlandı ve kolladığı fırsatı buldu. Doktor Gö bels “bu meselelerin ne zaman hal lolunacağı belli değildir; nasıl ki, Avusturyanın ne zaman ilhak olu- macağı, Ren havzasının ne zaman işgal edileceği belli değildi... di yor ve bunlarla “biz gelecek e- mellerimizi de, Ren ve Avusturya işlerinde olduğu gibi, harp etme- den ve kan dökmeden İstihsal için, yine fırsatlar gözeteceğiz,, demek istiyor, amma bakalım diğer ta- raf hep kolu bağlı mı duracakl, Haydi Çekoslovakya ve belki de Macaristan meseleleri, yine birer fırsatta, ve meselâ Japonyanın Çin de zaferi beklenerek, Avrupada top ve tüfek patlamadan hallolunsun - lar; fakat Fransa, şimali OAfrikn müstemlekeleri için şimdiden, İn - giltere ise Hint yolu için çoktan telâştadırlar, B ütün bu Orta Avrupa işinin bir ucu, genel barışa ve ni- bayet Türkiyeye o dokunmasaydı, belki bu kadar söze değmezdi. Fa- lik lavasının reddolunacağını İzah edeceğim. İsmail Kemal ELBİR (İstabul Barosunda Avukat) a kat eski ve yeni Alman projelerin» de Akdenize, Karsdenize inmek ve Balkanlara el uzatmak var. Alman lar Karadenizde heri bir is.- | tekten söz etmiyorlar, Balkan SIVASTA: 18 Yaşında Bir Çocuk Taşla Öldürüldü Sivas, (TAN) — Darendenin Bi cir köyünde dam üstünde oynuyat beş çocuktan «18 yaşlarında Mustafi oyun icabı kaçarken önünü kesme istiyen 16 yaşında Mehmet, takribet iki kiloluk bir taş atmıştır. Taş ba Şına isabet ettiği için Mustafa yara lanmış, bir gün sonra da ölmüştür. Mehmet yakalanmıştır, i Sivas, (TAN) — Müteahhit Ab durrahman Naci yetiştiğ Divrikte hastane inşası için 'Taşpaş mevkiinde satın aldığı arazide büyül bir çocuk bahçesi vücude getirmiy;, karar vermiştir. Abdurrahman Naci Demirağ Divriğe güzel ii a içme s S7 eye # Sivas, (TAN) — miryolu inşaatı Kale Gi il lemektedir. Firat üzerinde büyük bii demir köprü ikmal edilmiştir. Trer haziranda Kemaha, Cümhuriyet bay ira da Erzincana varmış ola halbuki, bugünkü hudutları içinde barış ve refah istiyen bir Balkan ittifakı ve bir Balkan birliği vâr) © hâdiseler onun hor vakitten dal kuvvetli ve bitişik olmasını te, ettiriyor. Almanların İtalya ile

Bu sayıdan diğer sayfalar: