10 Nisan 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

10 Nisan 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sürek Avında Zararlı Hayvanlar) Yok Ediliyor * Burhaniye, (TAN) — Halkevi Spor kolu avcıları üstüste üç hafta kırkar kişilik kafileler halinde bü- yük sürek avlarına çıkmışlar, ken- dilerine civar köyler halkı da iştirak etmiştir. Bu avlarda 20 kadar domuz ve diğer zararlı hayvanlar öldürülmüş- tür. Hayvanların vuruldukları yer- lerde bırakıldıkları ve maddi istifa- de düşlinülmediği « teessürle görül mektedir. * Burhaniye, (TAN) — Beledi- ye, gıda maddeleri satan dükkânları &sasli bir temizliğe tâbi tutmuştur. Bunlar daimi şekilde kontrol edik mektedir. Çarşının manzarasını çirkinleşti- Ten töneke dükân saçakları kaldırtıl muş, dükkânların cepheleri kurşuni renge boyatılmıya başlanılmıştır. Burhaniye, (TAN) — Şehir klü- bü birçok gecelerini âile toplantıla- rına hasreylemektedir. Bu esnada meşhur bir muganniye neşe saçmak» ta, aile oyunları oynanmaktadır. 4 Burhaniye, (TAN) — Ilçebay Ibrahim Dikmen, Büyükdere köyüne giderek, mahsulâtı arziye sergisini ve okuma odasını açmıştır. DEVELİDE : Yeni Mektep Binaları Yapılıyor Develi, (TAN) — Hususi idare burada 15 bin Tira sarfile beş sınıflı © bir ilkmektep yaptıracaktır. Yahya- ı, Tomarya, Bakırdağı nahiyelerin- de yatılı ve beşer sınıflı üç mektep, yedi köyde de üçü beşer ve dördü ü- çer sınıflı mektepler inşa olunmuş- DE siyece köylere 25 damızlık boğa da- ğıtılmıştır. —— —— © SAFRANBOLUDA : Zehirli Kucak Piyesi Oynandı Zafranbolu, (TAN) — Halkevi- mizin temsil komitesi üyeleri tarafın “dan “Zehirli Kucak, piyesi temsil e- dilmiştir. Piyesin temsili çok muvaf- fakiyetli olmuş, İlçebay ve Zongul- dak Kültür direktörü | gençleri ayrı ayrı tebrik etmişlerdir. bütün çalışma kollari İngiltere Fuara İştirak Ediyor Izmir, (TAN) — Büyük Britanya hükümeti, 1998 fuarına resmen işti- rak edeceğini Fuar komitesine bil- dirmiştir. A İzmir, (TAN) — Kızılay kuru- mu işleri, bütün az gündelikli işçi- lerle bunların mektebe giden çocuk larına gayet ucuz fiyatla yemek ve- recek aşhaneler, açmak üzeredir. Gazi Bulvarında, Amerika tütün müessesesindeki 1000 amele için Kı- İzlayın açtığı aşhanede ameleden bir yemek için 6 kuruş alınmaktadır. KL BALIKESİRDE Beyköyünde Bir Umumi Müfettiş Balıkesir, (TAN) — Beyköyüne gi- den biri, memleketin her türlü işleri. ni kontrol eden umumi müfettiş ol. duğunu söyliyerek halkı toplamak ve kendilerine konferans vermek is- *emiştir. kavfivai Biyin. ilimler er tevkifi hakkında emir almıştır. Bu- nun üzerine tutulan şahıs, şehrimize getirilmiştir. İsmi Hüseyin Avnidir. Sözlerinden, akli müvazenesinin bo- zuk olduğu anlaşılmaktadır. ———— BURSADA : ? Kitap Özü Gecesi Bursa, (TAN) — Bursa Halkevi- İnin tertip ettiği “Kitap özü,, gecele- ri çok rağbet bulmaktadır. Bu haf- taki kitap özünü belediye reis mua- vini Bayan Zehra Budunç yapmış- tır. Bu toplantılarda Bursa münev- Safranbolu Halkevi komiteleri iyi bir programla kömitelerini birarada gösteriyor. | KÜTAHYADA; Yurdun Her Tarafı Ağaçlandırılıyor Kütahya, (TAN) — Şehrimizin Hisar ve Hıdırlık sırtlarında çıplak kalan yerlere ağaç bayramında yüz- lerce ağaç dikilmiştir. Belediye ve orman idaresi, bunların korunması İ- çin tedbirler ittihaz etmiştir. k Kütahya, (TAN) — Vilâyet ta- rafından C. H. Partisi kurağında açı» lan zehirligazlardan korunma kursu- nun bu yıl birinci devresi bitmiştir. Doktor Sait Keskin'in idare ettiği kursun ikinci devresi bugünlerde açı- lacaktır. Kurslar, bütün halkım ze- hirligazlardan korunmayı öğrenmesi- ne devam edecektir. HENDEKTE : 33' Yıl Meddahlık Eden Adam Hendek, (TAN) — 33 senedir med- deklık eden Kemal Ozgören burada milli ve edebi hikâyelerile halkı eğ- lendirmektedir: zi gezdiğini, nereye giderse “ihtiyar eşini de beraber götürdüğünü söyli- yen Kemal Ozgören, “Şifahi gazete- cilik,, telâkki ettiği meslekinin öl mek üzere bulunmasından şikâyet etmekte, “Edebi ve milli bir bizmet,, saydığı medahlığın himayesini gör- mek son arzusu olduğunu söylemek- tedir, ———— | CEYHANDA : Elektrik Tesisatı Şirketi Ceyhan, (TAN) — Burada halkın iştirukile elli bin Hira sermayeli bir İ Halketinin bütün çalışma komite yerleri, kendi sahalarında çıkan e- | şirket kurulmuştur. Şirket en çok eri iyi bir programla memlekete fay | serleri dinleyicilere izah etmektedir- | bir sene zarfında Ceyhanın elektrik- | çok isabetli ve mükemmel bir şeki) dahı oluyorlar. ler. je tenvirini temin edecektir. Harpten bahsederek yürüyorduk. Solumuzdan iki, va Fare AŞA b TR IKONYADA : Hayatı ucuzlatma Tetkikleri İlerliyor Konya, (TAN) — Hayatı ucuzlatı mak için tetkiklerde bulunan Isviç reli mütehassıs Löran burada , bir müddet meşgul olduktan sonra An karaya gitmiştir. C * Konya, (TAN) — Halkevi, ölür münün yıldönümü olan 13 Nisaa ge- cesini Abdülhak Hâmit gecesi olarak kabul etmiştir. O gece büyük şartın hayatı ve eserleri yadedilecektir. * Konya, (TAN) — Elektrik şir keti umumi heyeti toplanmıştır. 937 yılı kârının 17 bin lira olduğu anla şılmış, bunun çürüyen direklerin de- Biştirilmesine, diğer ihtiyaçlara ve tesisatın genişletilmesine sarfolunma 8) kararlaştırılmıştır. Yeni idare heyetine Tahir Mum- cu, Mustafa <Pâksoy, Hüseyin Aytekin ve Mehmet Nakip, seçilmiş- tir, ——— TAVŞANLIDA : Bir Maden Kuyusu Çöktü Tavşancıl, o (TAN) Buradan trenle 2,5 saat uzaktaki Alabarda Krom ocaklarında feci bir kaza ol- muştur. Mühendis Yani Seferyadisin işletmekte olduğu yeni açılan bir ku- yuda çöküntü olmuş. Öküzler köyün- den İbrahlm oğlu Hüseyin, feci bir şekilde ölmüştür. Amele Kâmil de ağır surette yara- lanmıştır. , LADİKTİ Silâh Yapmakta Jleri Bir Kaza © Lâdik, (TAN) kazamiz içinde tütüncülüğe fazla e- İsenede bir buçuk milyona yakım yu- İmurta ihraç edildiği gibi Lidik pey- niri, sütü, yağ ve yoğurdu muhjti- mizde nam kazanmıştır. Halk alelümum ziraat, sanat ve ticaretle uğraşıyor. Civarımızdaki 4 bin kilometre murabbamdaki orman lardan lâyıkıyle istifade edilmemek- tedir. Lâdikte bilhassa demircilik çok ilerlemiştir. Alman taklidi silâhlar İde yapılmaktadır. Son senelerde | hemmiyet verilmiş, feni usullere ve | çok zeriyata başlanılmıştır. Buradan (Hikâyeden Mabaat) Vereton Villâsı (Başı & acıda) ladığı gibi buraya. yukarıya getir. di. Birkaç dakika sonra merdiven- den bir syak sesi duyuldu. Başımı kaldırınca, Olri De — Vere ile Say- Tus'un başucunda durmakta olduk larını gördüm. — Sâyrüsl'diye bağırdım. O da bana: — Bonjur Penelop, dedi. Nasıl sın?. Nen var?. Sayrus'a cevap vermeye vakit kalmadan oda kapısının dışında bir gürültü koptu. Oda kapısı mih verinden çıktı ve odanın içine yüz. leri maskeli bir düzüne insan gir di.. Gelenler, hemen hemen hep bir ağızdan: Burada bir Yanke'nin bülun- duğunu haber aldık.. Onu linç et- miek istiyoruz. Olri De — Vere bir kaplar çevikliğile örtaya ( fırladı.. Bıçağını çekerek | İçeri girenlere saldırdı. Sayrus'u linç etmeye ge- lenlerin hepsini, biribiri peşinden yere yuvarladı.. Sonra da Sayrus'a dönerek; — Sayrus Potts, diye haykırdı, şu mektep kızını hemen şimdi öpü- nüz!. Yoksa bu heriflerin barsak- larını deştiğim gibi şimdi de sizin barsaklarınızı deşerim.. Sayrus soğuk bir eda ile beni öp- tü. Bir hafta sonra Sayrus'la bera” ber Bostona hareket ettik.. Onun aylığı yirmi beş dolara çıkmıştı. Ben de Vereton'da kaldığım müd- detçe iki yüz on dolar biriktirmiş- tim. Ollri De — Vere bizi trene ka- dar geçirdi.. Koltuğu altında bir barut fıçısı taşıyordu.. Trenimiz hareket ettiği zaman o bu fıçının üzerine oturdu ve yanmış bir kib- riti barut fıçısına yaklaştırdı. Müt hiş bir infilâk oldu.. Onun ayak parmaklarından birisi vagonun pen ceresinden içeri girerek kucağıma düştü. Sayrus kıskanç bir adam değil- dir.. Bu ayak parmağını İspirto do- lu bir şişenin içine koydum.. Bu is- Sayrus'la evlendik. Bundan son- ra cenuba hiç gitmemeye yemin ettim.. Cenuplular çok öfkeli insanlar. İstanbul Komutanlığı İlânları Birinci muhabere alayında 600 araba kadar gübre toptan veya 50 arabadan aşağı olmamak Üzere pera- kende pazarlıkla satılacaktır. Istekli- lerin şeraitini görmek ve pazarlığını yapmak için Pazartesi, Çarşamba, Cuma günleri saat 14:17 ye kadar Fındıklıda Satınalma Komisyonuna gelmeleri. 1U a yaş <2 Harici Askeri Kıtaat | İlânları Ankara garnızonu — muesseseji Açin 50.000 kile koyun etinin kap zarfla eksiltmesi 18 Nisan 938 İ5 de Anküğu Levuzım Amırliği 9 tınalma komisyonunda yapılacakt"| Muhammen bedeli 22500 lira ilk *€ minatı 1687 lira 50 kuruştur. ramesi komisyonda görülebilir. #8 Buni, vesikalârı da bulunan teki mektuplarını sast 14 de kadar Af kara. Levanm ümirliği Satı komisyonuna vermeleri, “773,, “1688. » Bir kilosuna tahmin ediler iy** 250 kuruş olan 18000 kilo yün çi ipliği kapal zarf usulile satın alı9 il caktır. Şartnamesi 200 kuruş mukabilinde hergün M. M. Vel Satınalma komisyonundan alınabil İlk teminatı 3000 liradır. İhalesi Nisan 938 Cumartesi günü saat 11 © yapılacaktır. Eksiltmeye girecekle! 2490 sayılı kanunun 2,3 Üncü msf delerinde yazılı vesikaları ilk teni natlarile birlikte teklif mektupl, ihale saatinden en az bir saat evv©l Ankarada M. M. Vekâleti Satınal Komisyonuna vermeleri. (789) (17 * Her bir metresine tahmin edi” fiyat 275 kuruş olan 67000 metre b kışlık elbiselik kumaş kapalı zarf 9 suliyle münakasaya konulmuştur. halesi 18/4/938 Pazartesi günü at 11 dedir. İlk teminatı 10462 if 50 kuruştur. Evsuf ve şartnamesi 9“ kuruş mukabilinde M, M. Veki Satmalma Komisyonundan ali Eksiltmeye gireceklerin 2490 kanunun 2 ve 3 üncü maddelerin” gösterilen vesaikle teminat ve & mektuplarile birlikte ihale saati en az bir saat evvel komisyona meleri. “774, o “1688, Levazım Amirliği İlânları; Maçkada Fen Tatbikat OkutuDül keşfi mucibince tamiri 18 Nisan 1994 Pazartesi günü saat 15 de Topane' L. V. Amirliği Satınalma Ko, dâ pah zarfla eksiltmesi yapılacaktır. Keşif bedeli «12065 lira 67 kuruştur. Bürtsame” ve kesti "ET Kuruş muf bilinde Ist, Komutanlığı inşşat besinden alınır. isteklilerin mesinde istenilen vesikalariyle raber teklif mektuplarını ihale tinden bir saat evvel Ko na İleri. (473) (1761) | Harp Akademininin « tamirat Nisan 1938 Pazartesi günü saat de Topanede L. V. Amirliği Satın” ma Ko. da açık eksiltmesi yapılse*” tır. Keşif bedeli 9000 Lira ilk tı 675 liradır. Şartname ve keşfi kuruş mukabilinde Ist. Komutan linşaat şubesinden alınır. İsteklile İşartnamesinde istenilen vesikaları X belli saatte L, V. Amirliği Satınal Ko. na gelmeleri, (474) (11688 İ Mi iki buçuk mil ötede, çamların arasında ağır topların patladığını duyduk , Arkadaşım: — Harp, bir sanattir, Dedi. — Evet.. göze görünmez bir sanat, o, Omüzlarını kaldırdı: — Asri harpelrin bu mürekkepliği karşısında da mı? — Bütün bunlara rağmen, harp hâlâ Anibalin yaptığı harptir, Harbin tekniği yine ikinci plândadır, fakat barbi kazanan yine, seziş, ve liderin dehasıdir. Medeniye- timizin ortasında, bir çoban çıkabilir, çok zeki ol- madan; hayali ile bütün generalleri mağlüp edebilir. Tabidir ki çobanın da, iyi bir erkâniherbiyenin iyi taporlarına ibtiyacı vardır. Harp bir tekniktir, fa- Kat, fakat neticeyi alan ve harbe can veren kuvvet- # bir maneviyettir ve imandır. Bu düşünceler ormanlar doktorunu şaşırttı. fa- rat nefret duyacağı yerde hoşuna gitti, çünkü harp #jderi solumuzda birkaç metre uzakta gürlüyordu. Silâh seslerini arkamızda bırakiyorduk. Faşist © — #oplarının her dakika daha sık sık patladıklarını du- yuyorduk, bunların devamlı sesleri, harp seslerine hâkim oluyordu. Biz diğer bir dağı iniyorduk. Çam denizleri, hudut- suz yeşil ormanlar bizi, İspanyol - sanator- yomundan, dağın eteğinde ormani yararak yükse- len bu haşmetli binadan uzaklaştırıyordu. Guadar- rama'dan bir mil uzaktaydık, şimdi kasabayı görü- yor, biraz sonra yine gözlerimizden kaybediyorduk. Bir kaynaktan sızan suyu gördük, onu âdeta keşfet- #ik, kana kana içtik, dinlendik. Fakat acele etmek Mâzımdı, arkamızdan gelen düşman orduları bütün bu yerleri geçecekti. Ufukta iki tayyare göründü. Bizimkiler, Bir ça- mın arkasına saklanarak görmek için bekledik. Baş- larımızın üstünden geçtiler, Alto de Leon'a vardı lar, geniş birimeydanlıkta indiler. Şimale gittikleri için, gözlerimizden kayboldular, fakat ayni dakika- da iki müthiş tarraka duyduk. Az sonra daha iki tay yare. Bazan motörlerinin sesini duyuyorduk. bunlar demin yere inenlerden tamamile farklı idiler, daha süratli ve daha mekanik. Belki sesi daha ince olduğu için, çok uzaklardan bile duyuluyordu. Benim tah- minim doğru çıktı. Üçümüz de açlığımıza ve yor- gunluğumuza rağmen nikbin olduk. Arkadaşım has- ta bir adam olduğu halde, muhacir maneviyetini boğmamak için, arasıra, eşya diyebileceğimiz şeyle- Ti onun sırtına koyuyordum. Gece basmazdan evvel Guadarrama'ya varmamız lâzımdı. Yolun artık ya- rısını gitmiştik. Tayyareler yüklerini boşaltıyorlar- dı. Havnda patlıyan bataryaların ateş sütununu, son- ra kıvılcımlaşarak şeytani bir sevinçle düşüşünü sey rediyorduk. Saat üçe doğru, tayyareler Madrite döndükten sonra, ilk faşist toplarının patladığını duyduk. Bizim henüz geçtiğimiz, Alto de Leon'nun sağındaki dağ- ların üstünde bizimkilerin üç bombası patladı. Ka- ın bir toz ve duman tabakası, yeşil çamların üstünü kapladı. Biz koşuyorduk. Bundan yarım saat son- ra mitralyöz seslerinin, top seslerinin İtsikametini değiştirdiği anlaşılıyordu. Tekrar bizim üç tayyare geldi ve bombalarını dağın öteki tarafına attılar. A- cele etmemiz lâzımdı. Üç dakikalık bir kazanç, kati kazanç olabilirdi. Kasabaya varıp bir araba almayı düşünüyor, bu- nunla Madrite bir saatte gideteği duk. Şunu da söylemek lâzım ki, arkadaşım bir dev- İlet memuru olduğu için karısıyls Madrite gitmek istiyordu. Ben daha hiç hir şeye karar vermemiş- tim. Benim kendi kanaatime göre, hâdiseleri bek- lemeyi, yapacağım bareketi hâdiselerin kararlaştır- masını tercih ederim. Bütün hayatımda bu plânım ekseriya beni tehlikeye götürür, fakat ayni zaman- da bu kararsızlığın beni çok defalar beklenmiyen hâ diselerden kurtarması itibarile bir kıymeti olduğu- Du da ispat etmiştir. Fakat benim ihtiyar edeceğim hareketin başkalarını da müteessir edeceğini anladı- ğım zaman en küçük feferrüata kadar basiretli o- lur, ve kendi sistemimi tamamile unutmaya çalışı- rım. Eğer onlara şimdi ne yapmak istediğimi söyle- mek lâzımsa, şu cümleleri söylemem İcap ederdi: “Eğer şimdi bir bomba bizi öldürmezse, doğru fa- şistlerden biraz evvel kasabaya gidelim. Oraya var- dıktan sonra, yeni hâdiseleri, gecenin hâdiselerini düşünürüz... Tahminler yapmaktan, hissikablelvu- kulara uymaktan İse acele etmek evlâ idi. — Haydi çabuk olalım. - Şimdi önümüzdeki yol, tamamile dağ sırtlarından inişti. Saat altıya doğru yolda giden bir öküz ars- basına yaklaşır. Bu, ormandak. bağından topladığı özümleri kö- yüne götüren bir köylünün arabssıydı. Arabayı ta- kip ederek, çamların arasına saklanmış küçük ev- lerin önüne geldik. Bu evler, tek katlı (T) biçimin. de yapılmış küçük kulübelerdi. Evlerin srasına ge il rilmiş ipler üzerine çamaşırlar serilmiş, kulübeleri kapıları kapalı, içleri boştu. Harp yakına gelineei sakinleri kaçmışlardı. Biz durmadan yürüyorduk" Güneş batıyordu. Buralarda güneşin batışının hay” ret verici bir haşmeti var. Köy, üzerine mavi şerit $ le işlenmiş kızıl bir zemindir, bu kırmızı zeminin rafı beyaz, pembe, sarı bulutlarla sarılmıştır. Şarl# doğru olan cephesi atılmış pamuk gibi beyaz, pen” be bulutlar, vö üzerlerine serpilmiş İnci taheleril örtülüdür. Bu kızıl ateşin karşısında, toplarin, uzak” tan gürleyen bataryaların ateşi bu güzel ahengi bö” zuyordu. Köylü arkadaşımla avunuyorum. Dediklerine #ö | re üç yüzden fazlası silâhları, topları olmadığı bak” de sabahın onundan şimdiye kadar mekanize bir tabur meydana getirmişler. Bunu arkadaşıma sö” lediğim zaman, — Biz bu ruhla muhakkak kazanacağız. dedi. Bu hakikatin yarısıydı. Bu ruhla, biraz mübif” matla, teşkilâtla kazanacağımıza şüpbe yoktu. Bi söyledim. Hükümete sadık kuvvetlerin vaziyeti belli olmadığında ittifak ettik. Arkadaşım: — Mademki harp şimdi'de,Aribalin zamanındf| olduğu gibidir, insan kuvvetine fazla kıymet VW mek lâzım, bizim asilerden daha çok ve daha iyi *Öj damlarımız var, dedi. — Elbette dedim, Fransız ihtiyatları harbi mütÜ | rekeye kadar götürdüler, ve kazandılar. | Fakat bu ihtiyatlar mükemmel silâhlanmışlard | İngilterenin. bilhassa Amerikanın harbin son sa)” | larındaki yardımı, en mükemmel mühimmat v€ lâhlarla bu ihtiyatları silâhlandırması onlara meri kazandırdı, Fakat bizim kuvvetlerimizin vaziY Fransız askerlerinden çok farklıdır. Eğer her te bir silâh Kulursak, biz onlardan çok daha iyisini İ parız. Fakat silâbsız hiçbir şey yapamayız. çatı ; /(Deram

Bu sayıdan diğer sayfalar: