10 Nisan 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

10 Nisan 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

l R Dünkü seçmelere iştirak eden güreşçilerimiz Güre; Şampiyonasına İştirak Edecek Güreş Takımımız Dün Şeçildi Talin'de yapılacak . Avrupa Greko Romen şampiyonasına iştirak ede- cek' olan rnilli güreş takımımız, dün Süleymaniye Klübü salonunda yapı lan müsabakalardan sonra tesbit &- dilmiş ve kati şeklini almıştır. Güreş takımımızın bazi kiloların- daki elemanlarımız mahdut olduğu için bunların takıma girmesi kati su rette kararlaştırıldığından, dün yal: iz 61, 66 ve 72 kilolarda müsabaka: lar yapılmıştır. Alman reticeleri ya- ziyoruz: 61 Kile: Bu kiloda geçen sefer yapılan mü. sabakalara sakat olduğu için iştirak etmiyen Yaşar Ankaralı Suatle kar. şilaştı. İlk on dakika böraberlikle neticelendi. İkinci devreye kur'a mu cibince Suat altta başlandı. Kıymetli güreşçimiz Yaşar * hasmı altta iken tatbik ettiği meşhur Saltolarile yine temayüz etti. Ve müsabaka Yaşarın galibi e nihayetlendi. 66 Ki Bu müsabakanın finaline kalan LR şk rn İZ genç olan Yahya ilerde bu sikletin en iyi elemanı olacağını ispat eden bir güreş yaparak kurnaz rakibine tuş yaptırmadı ve hükmen kaybetti. 72 Kilo: En teknik güreşçimiz Saim bu ki- loda da muvaffakıyetli güreşler ya- pabileceğini ispat etti. Ve karşısına çıkarılan iki'rakibini de bir günde yenmiye muvaffak oldu. Müsabakalardan sonra Avrupa şampiyonasına gidecek takımımız Şu şekilde tesbit edildi: 56 kiloda Küçük Hüseyin, Kenan. 61 ,, Yaşar, Ankaralı Ahmet. 66 ,, Yusuf Aslan. 72, Salim 79 ,, Mersinli Ahmet. 87 , Mustafa Bibi: Çoban Mehiret; Güreşçiler bugün kampa ye ve hareket gününe kadar çal: rina devam edeceklerdir. Kafiley Federasyon İkinci Başkam Şinasi götürecektir. Mersinli Ahmet halen 10 kilo fazla olduğundan müsabaka gine kadar. kilosunu düşürecek- o Hariçte: Arsenal Klübüne Teklif Yapılabilir Ingiliz futbol yıldızlarının en iyileri i ni toplamış olan meşhur Arsenal Klü bü evvelce kararlaşlırdığı Avrupa turnesine hazırlanmaktadır. İngiliz takımının muhtelif memle- ketlerle yaptığı mukaveleler — ara-| sında, Viyanada iki oyun oynamak Üzere sabık Avusturya Federasyonu ile de bir künturatı vardı. Avusturya Federasyonu © halen mevcut olmadığından İngiliz takımı- mın seyahat programındaki iki maç açıkta kalmış bulunuyor. Eğer yanlış hatırlamıyorsak, Arse nal her maçı için Merkezi Avrupa Federasyonlarından 450 İngiliz ira- m istemişti. Macarlar tahminimize nazaran 400 lira ile mutabik kalmış- lardı, Macaristanda öynıyacak olan İngilizler Rümanyaya uğradıktan sonra boş kalacaklardır. Seyahatleri | ni Misir tarikiyle temdit etmek niye || tinde bulunan Arsenal takımına İs- tanbula uğraması teklifi rahatça ya- pılabilir, Evvelce mukarrer maçlar- dan Viyanadakiler açık kaldığından herhalde İngilizler daha ucuza ikna edilebilirler. Haber aldığımıza göre, esasen Ma- carlar tarafından bu ihtimal düşünü lerek klüplerimizden birine Arsena- | lin İstanbula uğraması ihtimalini bil diren bir mektup yazılmıştır. Arâda mutavassıtlık yapmak İsti- yen ile esasta mutabık kalındığı tak- dirde Arsenale kati teklif yapılacak- tır. Bu teklifi Güneşle müştereken Fenerbahçenin yapacağı söyleniyor. Herhalde ayağımıza kadar gelen dünyanın en meşhur futbolcularını İstanbulda oynatmadan Boğazdan seyyah gibi geçirip bırakmak doğru olmaz Ne yapıp yapıp para fedakârliğın- dan çekinmiyerek futbol meraklıla- sına hakiki futbolü gösterecek kabi- liyette bulunan Arsenallileri İstan” bula davet edecek klüplerin bu ha- s7 : Halkevi Müsabakası Dün Neticelendi Beyoğlu Halkevi eskrim şamplyo- nası neticelenmiştir. Flörede İlhan birinci, Bedi ikinci, Esat ve Süha ü- Epe'de İlhan birinci, Bedi ikinci, Sermet üçüncü, Rıza dördün- cü, kılıçta Rıza birinci, Cihat ikin- ci, Osman üçüncü, Ali dördüncü gel- mişlerdir. Kızlardan flörede Perihan ikinci, Bella üçüncü, Hür- Nasibe birinci, müz dördüncü gelmiştir. Güneş - Beşiktaş Bugün Karşılaşıyor || Mili küme maçlarinin en mühim 16 da Şeref iktaş arasında yapılacaktır, Mili küme şampiyonluğunu pu - van vaziyeti İtibarile meydana çıka. |! #acak olan bu karşı Futbol : Galatasaray - Yedek Subay Maçı 3-3 berabere Geçen hafta Beykozu mağlöp eden Yedeksubay futbol takımı dün Tak- sim stadında bin kadar seyirci önün de Galatasaray takımı İle karşılaştı. Hakem kursundan. yeni diploma alan Şevki Çanka'nın idare ettiği bu maça takımlar şu şekilde çıktılar: Galatasaray: Osman — Reşat, Lüt fi — Mustafa, Bedii, Ali — Hali, Mehmet Yılmaz, Bülent, Haşim, Dan yal Yedeksubay Okulu: Necati — Be- küm, Nuri — Örer, Ekrem, Suavi — Necdet, Samih, Şehap, Ali, Namık. Galatasaray takımında cezalı oldu ğu için çoktanberi sahada görmedi-| imiz Lütfi oynuyor. Oyuna saat 16 da Yödeksubaylıla- rın bir akınıyla başladı. Şabanın çok mükemmel idare ettiği muhacim hattı derhal Galatasaray kalesini ab- lukaya aldılar Bu hâkimiyet 19 uncu dakikaya kadar sürdü. Müdafilerin ilerde bu- Tunmasından İstifade eden Galatasa- ray muhacimleri ani bir akın yaplı-) lar ve Bülendin verdiği derin bir pasla Danyal Galatasarayın ilk golü nü yaptı. Hâkim oynadıkları halde mağlâp vaziyete düşen Yedeksubay Oyuncuları bu golden sonra bütün e- Derjileri ile çalışmıya başladılar. Ve yaptıkları yeni bir akında top Gala- tasaray müdafilerinden birinin eline çarptı. Oyunu çok hatalı idare eden diplomalı hakem, bu gayrikasdi ha- reketi hemen penaltı cezasiyle karşı- ladı, Fakat Necdet bundan istifade edemedi. Oyun üzerinde tam bir hâkimiyet kuran Yedeksubaylılar nihayet Şe-| hap ve Namık vasıtasiyle iki gol yap| mıya muvaffak oldular. Ve devre 1 nihayetlendi. İkinci devreye oynıyan Yedeksubay müdafilerinin bir hatasından istifade eden Galate- saray Bülent vasıtasiyle beraberliği temin etti, Oyun bu sıralarda mütevazin bir şekle dökülmüş ve her iki taraf kar- şılıklı akınlar yapmıya başlamıştı. 20 inci dakikada Haşim rakip müda- faayı üstüne çektikten sonra topu sağ tarafa geçirdi ve Bedii de sıkı bir şütle takımının üçüncü gölünü yaptı. Yedeksubayın tekrar sol taraftan tehlikeli akınlar yapmıya başladığını görüyoruz. 28 inci dakikada Necde- tin çizgiye kadar sürerek geriye çe- virdiği topu Şehap nefis bir plâse ile üçüncü defa olarak Galatasaray ağ- larına taktı ve takımlar bu suretle 3 — 3 berabere vaziyete girdiler. O- yunun bundan sonrası karşılıklı hü- cumlarla ve taraftarları birçok heye canlara sokan safhalar arzetti. o Fi kat, vaziyet değişmeden her iki te- | kım sahadan 3 — 3 berabere ayrıldi- lar. Galatasarayın Antrenörü Gidiyor Bir senedenberi Galatasaray klü- bünün futbolcülerini çalıştıran Ma- mayı Adnan İl | Akın idare edecektir. . —e DÜNKÜ MAÇTA: car Zabo, kunturatı bil ve yeni- den tecd'3 edilmediği için birkaç gü- ne kadar meraleketine dönecektir, yırhı teşebbüsünü futbol heveskârla- ri uzun seneler unutmıyacaklardır. Dün berabere kalan Galatasaray ları biratada.. ve Yedeksabay takımları oyuncu- TAN Vatandaşla MATE Bu Şehir Bizim Evimizdir bir okuyucumuz yazıyor: “Vatandaşla mülâkat sütununuz- para hakkında bir yazı okudum. takım tedbirler tavsiye ediliyordu. Hakikaten, içinde yaşadığımız İstan vatandaşın alâka ve yakınlık duyma alikanın başlamış olması dâhi iyidir. Eskiden kimsenin hatırına böyle bir sey gelmezdi. Hemşerisi bulunduğu- muz bir şehrin güzel, mamur, rahat ve temiz oluşunu istemek ve bunun fikri olgunluk ve zevk sahibi olduğu nu gösterir. Devletin, belediyenin güne daha yakından meşgul olması, bu şehir halkı olan bizleri sevindiri- İN OYU rikesiyerüm ki,” Şakm bir istikbalde güzel İstanbulumuzu daha temiz, daha mamur göreceğiz. Bu işte halka düşen vazifeler de var yapılan şeyleri sevmek, onları yik- 'dim etmek. Mademki, şehrin inde biz ottruyoruz. O halde hun- lar bizim evimizdir. İyi bakmalı - Yaz. OKUYUCU Mektupları El arabalarının vaziyeti okuyucumuz yazıyor: “Geçen gün Halıkpazarından geçiyor. dum. Hamallık kalktıktan sonra, İstan- bulda meydans çıkan el arabalarının ne- vi ve çeşidi hakkında bir fikir edinmek İistiyenler İstanbul Balıkpazarından bir İkere geçmelidirler. Bir ei arabam gördüm ki, hayret edilecek bir şeydi. Bu el araba- # değil, âdeta büyük, bildiğimiz bir araba idi. Arabanın içi de petutes çuvalları ile İdolu idi. Yaşlıcn, zayif, nahif bir vatan- daş bu çok ağır yükün arkasınm geçmiş, bazılarının. kuvvetile iterek yörütmiye hayvan Köyulsa, belki, 5 bile Far götür. dü, Balıkpazarı malüim.. Daracık, kala- balık, yol bozuk. Bu gayrikabili taham- mül“işe sarılan vatandaş belli idi ki, bif ekmek “parası için uğraşıyordu. Fakat, bu el arabalarının bu çök çirkin ve gay ri muntazam haline bir nihayet vermeli dir, Bir Mecidiyeköyü Bir okuyucumuz yazıyor: “Geçenlerde bir pazar günü havanın açık olmasından istifade öderek Mecidiye köyüne doğru üzahdim. Burada İvıyretle karşılaştığım şey; kalabahk oldu. Mevgi- min daha İlk secik ve güneşli pazarı idi |İstanbal halkının henien hepsi orada idi inte susamış olanlar, Me Ki, Mecidiyeköyü ya- kın bir zamanda şehrin en güzel gerinti ve sayfiye yerlerinden biri olacak. Bu- nün için, simdiden tedbir sin Meci- diyeköyü İçin güzel bir sa; yapmadı. Gelişi güzel inşanla müsade et memeli. Bürada bahçeler, parklar, ağaç- iz vilâlar vücuda ge Meydan- lar açmalı.. Sonra'd alt başına kadar, istikbali gözönünde tarak, uzatmalı. İstenbulleler yazın ge Jcin çok yal Faris verirler, öyfi, en ucuz gi- gelinir bir yer halini e! miye gitmek Bu bakıma, 8lü MEMLEKETTE: Balıkesirliler Galip Geldiler Bahkesir, (TAN) nın finali pazar günü general Ali Hikmet stadında Balıkesir İdman Birliği ile Ayvalik İdman Yurdü a rasında yapılmıştır. Hâkem Saâmimin idare ettiği bu İdman Yurdu mağlüp olmuştur. likesir sporcularına verilmiştir. Antrenör Namzetleri Yeniden Elenecek mi merkeze müracaat edilmiştir Fatihte oturan Ali Nusret imzalı da İstanbulun imarı ve lâzimgelen ir bul şehrinin güzelliği, imarı için her sı sevinecek bir hâdisedir. Böyle bir için uğraşmak halkımızın gittikçe | ve halkın, imar mevzuile günden! mamak, bozmamak, muhafarasına | O gün) plâmil o Her zamankinden n| şahsiyetlere bol bel Kupa maçları- maç Bahkesirlilerin hâkimiyeti al - “ında devam etmiş ve 3—0 Ayvalık Maçtan sonra kupa merastmle Ba- (Yerli antrenör kursu) na nam- zet olarak alınmış olan yirmi küsur genein talimi için tatbikata geçildi- ği'zaman bunlardan birkaçından baş kasının futbol oynamamış kimseler olduğu görülmüştür. Bu vaziyet kar şısında aralarında yeniden bir imti- ban.yapılması ve ancak ehliyeti gö- rülenlerin kursa alınması için umu- . SM 0 ŞA Mektepte on beş tulebem vardı. Ufak telek bazı hâdiseler olmasay dı Veretön'daki hayatıma bir “cen net hayatı,, diyebilirdim.. Birinci #y kırk iki dolar biriktirdim. Ay- ığım kırk dolardı. Fuzla olan iki dolari da, küçük talebelerime za- mari zaman yüzde yirmi beş faizle verdiğim borçlarla artırdım.. Ben, büyük bir merak ve alâka ile Olri De — Vere'nin “ahlâkını tetkik ediyordum.. Olri haddi za- tında fena bir çocuk değildi. Fa- kat içinde yaşadığı şerait ve mu- hitin âdet ve ananeleri onun üze- rinde o kadar derin bir tesir Yap- mışlardı ki onun iyi ahlâikından ancak müphem birtakım izler kal mıştı.. Ölri'nin iyi bir dı. Ünivers#e mezunu idi söylemesini, resim yapmasını, mü- zik çalmasını biliyordu. Fakat ço- cukluğundanberi bütün arzuları- na serbest bir cereyan verdiği için, karşısında, Kaprislerinin . önünde için, aklına ber gelen şeyi çekin- meden yapıyordu. Hâreketleri ta- mamen kontrolsüzdü.. Bir akşam evin ikinci katındaki müzik salonunda oturmuş Şu- bert'in en iyi parçalarından birini çalıyordum.. Bu sırada içeriye Ol- ri De — Vere girdi. İri son zamanlarda, bilme- diğim bir sebepten ötürü, üstüne başına daha fazla dikkat etmeye, daha şık giyinmeye başlar miştı.. Bu akşam da üzerinde, kud- retli boynunu gösteren yakası açık bir gömlek ve kedife yakalı bir ceket vardı, Beyaz, parlak eldiven- ler giymiş, dalma kirli olan ayak- larını yıkamıştı. fazla sinirli idi. Amerikanın kurtarıcıları ölan Linkoln, Grunat, Core Frensis gibi atıp tuttu. Sonra, salonun orta yerindeki san- dalyalardan birine oturarak sağ a- yağının baş parmağile s6! ayağının tabanını kaşımaya başladı.. Bu ha- reketin her şeyden evvel fazla si- nirime dokunduğunu çok iyi bili yordu.. Hiç kızmamaya ve hiç renk vermemeye çalışarak piyano çal- maya devam ettim O birdenbire: «— Affedersiniz Mis Kuk. dedi Fakat yanılmıyorsam notaları yan- lış çahyorsunuz!.. Zannetmiyorum, dedim. — Siz yalancısınız, diye itiraz etti. İşte çalmanız lâzım gelen no- ta budur Bu sırada havada bir şeyler 18 lık çalar gibi oldu.. Sesin geldiği istikamete baktım. Olurduğu yer- den, dişleri arasından fışkırttığı tü tünlü bir fiskiye ile ve hayrete Şa- yan bir ustalıkla ta benim yanim- daki “do” diyez nofasının üzerinde koskoca sarı bir leke yapmıştı. Sinirlenmiş olmama rağmen ha- fifçe gülümseyerek yerimden kaik- tım, O, istihzalı bir sesle: — Ne 6, dedi, yoksa sinirlendi- niz mi?.. Bizim cenup âdetlerimiz galiba hoşunuza gitmiyor?.. Beni bir “mauvais sujet” (1) telâkki &- (1) Burada “fora insan, lük,, mânasına gelir. “fena mah- UZUN HİKÂYE Vereton»Villâsı ESA ARALARA AAENA diyorsunuz!.. Bizim “savoir vivre, (2) bilmediğimizi zannediyorsu- nuz! Siz Boston kültürünüzle bi- zim cahilliğimizi, kabalığımızı, nok sanlarımızı meydana çıkarabilece- ginizi zannediyorsunuz!,. Bunu in» kür etmeyiniz!,, Ben, büyük bir soğukkanlılıkla: — Mister De — Vere, dedim, si- zin alaylarınız bana zerre kada” tesir etmez!,. Ben burada vazifemi yapmak için bulunuyorum. Siz kendi. evinizde istediğiniz gibi ha- reket etmekte serbestsiniz!.. Geçe“ bilmem için lütfen ayağınızı biraZ çekermisiniz?.. Mister De — Vere birdenbire yerinden fırladı ve büyük bir ha raretle beni kucakladı. Korkunç bir sesle: — Penelop, diye bağırdı, sizi 8 viyorum.. Benim ufak tefek, temiz, pamucuk, güzel gözlü terbiyeli Yankeciğim.. Sizi ilk gördüğüm andan itibaren sevmeye başladım;- “ Bön'onun kucuğındari Kurtulma | ( ya çalışarak çabalanıyordum: — Beni bırakınız! diye haykır dım. Ah Sayrus burada olsaydı!. — | Mister De — Vere gök gürültü- sünü andıran bir sesle; — Bu Sayrus ia kim oluyor?. Diye bağırdı. o Yemin ederi ki Sayrus sizi aslâ görmiyecektir!.. Beni tek elile havaya kaldırdı ve açık olan pencereden dışarı fır- lattı. Sonra arkamdan teker teker odanın eşyasını da pencereden di şarı atmaya başladı. En son dışt” rı fırlıyan piyano oldu. Biraz son Ta onun merdivenlerden aşağı indi- ğine, tekrar yukarı çıktığını işit tim,. Çok geçmeden sulu bir şeyin mobilyaların üzerine döküldüğünü hissettim.. Biraz sonra “da keskin bir petrol kokusu burnuma gek $ di.. Bu kokuyu bir alev sütunu ve yanan eşyanın çıtırdısı takip et” ti. Artık bundan sonrasını hatırla” miyordum. K endime geldiğim zaman kendi yatağımda yatmak” ta olduğumu gördüm. Mis De — Vere yanımda oturuyordu ve beni bir yelpaze ile yelpazeliyordü. Kalkmaya teşebbüs ettim; fakat kalkamadım.. Çok zayıf düşmüş” | tüm... Mis De — Vere gayet müşfik bif sesle. —*Siz hiç kımıldamadan yat malısınız, dedi... İki buftadanbefi kendinizi bilmiyecek kadar âteşi” niz vardı. Oğlumu (affetmeniğ çok rica ederim.. O sizi çok ko” kuttu.. Siz onun kusuruna bakm” yınız!, O sizi deli gibi seviyor. fena bir adam değildir; fakat asabidir. Sordum — Peki, o şimdi nerededir?. — Sayrı Ne "u getirmeye gitti. rede ise gelmeleri icap ediyor. Gi deli birkaç gün oluyor. — Bu müthiş yangından ben A” sıl kurtuldum?. — Sizi yine Olri kurtardı. SİNİ” buhranı geçince yanmakta olan © yayı sizden ayırdı.. Sizi de kuca” (Devamı 8 nerde? (2) Adabı münşeret,

Bu sayıdan diğer sayfalar: