Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Sıvaslılar Bolluk Istiyor Sıvas, (TAN) — Ticaret Odası, An karada toplanacak Ziraat Kongresi- ne vereceği raporu hazırlamış ve gön dermiştir. Raporda başlıca şu temen- nilerde bulunulmaktadır: 1 — Hububatın verimini çoğalt- mak için bir tohum ıslah istasyonu a- çılması. 2 — Devam etmekte olan kara sapanla zeriyata son vermek için Ziraat Bankasınca köylüye pul- luk tevzii, 3 — Kağni arabaları hem bati olduğu ve hem de öküz neslini bozduğu cihetle dört tekerlekli ara- balar verilmesi. 4 — Şeker pancarı ziraatini teşvik için, geçen sene ya- pılan kiloda on para tenzilâtın kaldı- rılması. 5 — Mıntakamızda çok yeti- şen patateslerin fazla miktarda ihra- cı için trenlerde tenzilâtlı tarife tat- biki. 6 — Senede 2930 ton kadar ya- pağı istihsal eden Sıvasta bir şayak fabrikası kurulması. 7 — Her veçhi- le meyvacılığa müsait olan Sıvasta nümune bahçeler tesisi ve meyvacı- lık kursları açılması. %&DAPAZARINDA: Ortamektebi Halk Kendisi Yaptırıyor Adapazarı, (TAN) — Yeni yapıl- makta olan ortaokul binası için otuz bin liralık bir arsa ve nakden de on dört bin lira veren Adapazarlılar, o- kulda ilâveten yapılacak kısmın ta- * Mamlanması için de on dört bin lira vereceklerdir. Müddeiumumi Nusre- tin riyasetinde toplanan himaye' ce- miyeti, bu maksatla on bin liralık eş- ya piyangosu tertibine karar vermiş- tir. Kalan dört bin İira doğrudan doğ ruya teberrülerle temin edilecektir. 3 Adapazarı, (TAN) — İstanbu- lun Kapalıçarşısı mesabesinde bulu- nan kasabamız Uzunçarşısının esna- fı, belediyeden yardım istemeden, el birliği ile çarşıyı güzelleştirmiye ve beton ilâvelerle takviyeye karar ver mişlerdir. * Adapazarı (TAN) — Ankarada mühim temaslarda bulunan belediye reisi Ahmet Faik Abbas Yanık bana dedi ki: “Yeni mukaveienameye nazaran 'Türk Ticaret fabrikasından alınacak elektrik cereyanı ile Adapazarının aydınlatılması hem daha ziyade kuv- vetlenecek, hem de ücretler mühim P İÇLA Erterm Sıvas ulus okulları faaliyete devam etmektedir. Ulus okullarından me- zun olan kadınlardan bir kısmı kültür direktörü ve öğretmenle bir arada.. Dörtyolda Portakal Usare Fabrikası Adana, (TAN) — Şimdiye kadar yalnız tabit güzellik ve zenginlikle- riyle öğünen Dörtyol kasabsı, önü- müzdeki birkaç yıl içinde modern te- sisatı ile iftihar edilebilecek dereceye gelecektir. Pek yakında Dörtyolda bir porta- kal usare fabrikası ve bir de ambalâj atölyesi açılacaktır. Bu yıl portakalların “islah ve tek- siri işine geçen yıllardan daha büyük bir ehemmiyet verilmektedir. Dörtyolun başlıca ihtiyaçlarından birisi olan elektrik işi ele alınmış, projesi yaptırılmış ve tasdik için Ba- yındırlık Bakanlığına gönderilmiştir. Bu tesisatın santrali, su kuvveti ile işliyecektir, tesisatın keşif bedeli 30,000 liradır. Dörtyolda belediye binası inşası münakasaya konulmuştur. Kasaba- nın haritası yaptırılacaktır. Beş senelik iş programına göre, ka sabada ferini bir mezbaha yapılacak- tır. Dörtyol kaymnkamhğı,_ yol insaa- tına büyük bir ehemmiyet vermek- Surette ucuzlıyacaktır..,, Fahir ağabey sağ elile gözlerini mi parçalıyan bir istekle yaralı başımı onun omuz- larına bırakmak istiyorum. | Fahir ağabey gözlerini açıyor, duyulmıyacak kadar yavaş: — Hayat, güzel! diyor... » O zamana kadar duymadığım bir sarsıntı içinde kendimi boşluklara bırakmak, uçurumun dibindeki kayalara çarpmak, lâcivert sularda yanıp sönen yıl- dızlar gibi da ( p yok ol için ınıyorum. Hayat güzel; hayat lnıx:ık bu gşıı:âhğî'n karşısın- tedir. Çukurovanın birçok kazaların- kapıyor; ben, içi- bana bakmadan, Portakalcılığımız Genişletilecek, Ambalâj Atölyesi Kurulacak dakine nisbetle Dörtyolun köyler a- rası yolları muntazamdır. Dörtyolda ve köylerinde hemen her yıl birkaç yeni okul açılmakta- dir. Fakat Dörtyol ve mülhakatında | | mevcut ilkokullar yine azdır. Kasabada bir de ortaokul açılma- sı lâzımdır. Millet Mektebinden Çıkanlar Sıvas, (TAN) — Şehrimiz ve civa- rında açılan 145 millet mektebinde imtihanlar yapılmıştır. A. kurslarına devam eden 548 kadından 150 si, 2600 erkekten 1400 ü; B. kurslarına devam eden 118 kadından 35 i ve 1263 erkekten 815 i şehadetname al- mışlardır. Halkevinde ve — hapisanelerdeki kurslar bir ay daha devam edecektir. * Sıvas, (TAN) — Şehrimiz ziraat idaresi, vekâletinden aldiğı progra- ma göre, haftada dört gün köylüye pratik ve tatbikatlı ziraat kursları vermektedir. Bu arada ağaççılık ta öğretilmektedir. YA L DONUYORUM AZAN * ŞÜKÜFE N VA Köylünün Kooperatife Alâkası Ordu, (TAN) — Ziraat Bankası kredi kooperatifleri ortakları yıllık içtimalarını kendi merkezlerinde ak- tederek idare heyetlerini seçmekte- dirler. Köylüde, kooperatiflere karşı geçen yıllardakine nazaran canlı bir alâka görülmektedir. Ortak adedinin mıntakamızda on bine çıkacağı tah-s min olunuyor. Kooperatif kontrolör- lerinden Necati Biçer Ankaradan gel miştir, kooperatif içtimalarında bu- lunmaktadır. * Ordu, (TAN) — Açık bulunan Ziraat Bankası Müdürlüğüne mü- fettişlerden İrfan Fuat tayin edil- miştir, yakında gelecektir. *& Ordu, (TAN) — Köy Kanunu- nun kabulü tarihi vilâyetimizde köy bayramı olarak kabul edildiğinden, 18 Martta Halkevi köycülük şubesi âzası köylere gitmişler ve bu bayra- mın ehemmiyetini köylüye anlatmış- lardır. Vali Baran da deniz yoluyla Mersin köyüne gitmiş ve tetkiklerde bulunmuştur. * Ordu, (TAN) — Su tesisatının tevsii ve ıslahı için sipariş edilen mal zeme ve borular Almanyadan gelmiş tir. Haziranda Ordunun her tarafına tazyikli su isalesi mümkün olacaktır. * Ordu, (TAN) — Ankaradaki kır koşularına iştirak eden bölgemiz at- letleri 13 bölge arasında 6 ıncılığı ka zanmışlardır. AAA AAA AA p * KÜÇÜK HABERLER esıı*ı-ıxıx İzmir, (TAN) — 7 Nisandan itibaren *Konya” vapüru İzmir — Pire seferlerine başlıyacaktır. Tarsus, (TAN) — Gülek nahiyesine bağlı Tenk köyünde Ali kızı sekiz yaşın- daki Zekiye amcası ve süt kardeşi Bekir tarafından kirletilmiştir. Bekir tutulmuş- tar n Erzurum, (TAN) — Şehrimitde bir atış li yapıl için t Vekâ- 80 bin lira i Ş Erzurum, (TAN) — Vilâyet umumi mec- lisi yeni bütçeyi 766,475 lira olarak ka- bul etmiştir. İzmir, (TAN) — Romanya ve Bulgaris- tandan gelen göçmnelere hayvan temini için 70 bin liralık tahsisat gelmiştir. Osmaniye, (TAN) — Muallimler civar köyleri gezerek konferanslar vermektedir- ler. Ceyhana ve Toprakkale köylerine gi- dilmiştir. Adana, (TAN) — Sıhhat müdürü Hüs. nü Muhittini yaralamaktan maznun fab- rikatör Mustafa Akdağ ve Osman Akdağ beraat etmişler, carih meçhul kalmıştır. * Akhisar, (TAN) — Tütün dikilmesi- ne b Ayın yedisinde ilk tütü- nü dikmiye muvaffak olan Mehmet Sın- dırgılıoğlunun çiftliğinde tören yapılmış- tır. 29- 3- 090 Deniz Levazım Satınalma Komisyonu İlânları TI &h l Cinsi Kilo Beher kilosunun Fiyatı Kuruş Sığır eti 14,000 30 Kuzu eti 20,000 41 Koyun eti 22,000 38 1 — Cins ve miktarlarile beher kilosunun tahmin edilen bedelleri yu” karda yazılı olan üç kalem et, 30 Mart 1938 tarihine rastlıyan çarşambâ günü saat 14 te kapalı zarf usuliyle alınmak üzere münakasaya konub muştur. 2 — İşbu üç kalemi etin muvakkat teminatı (1557) lira olup, şartnâ” mesi parasız olarak, komisyondan her gün alınabilir. 3 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dahilinde tanzim ede“ cekleri kapalı teklif mektuplarını belli gün ve saatten bir saat evveli- ne kadar Kasımpaşada bulunan komisyon başkanlığına makbuz muka*| © bilinde vermeleri. (1347) Yi x » * iç Marmara Üssübahri K. Satınalma Komisyonundan ! * 1 — Komutanlığımızca aşağıda cinsi, miktar ve ebadı gösterilen de t Mmirler açık eksiltme suretile satın alınacaktır. a Ebadı İ Boy — Genişlik ” Cinsi Met. San, Adedi Kilosu UDemiri — 7 12 208 19437,6 iç * L Demiri 6 05 174 4071,6 : 23509,2 bi UDemiri — 8 12 208 16660,8 f * L Demiri 6 05 156 3650,4 u* 20311,2 j A grubunda yazılı demirler, 7 metre boyundaki U demiri kısmen ve ya tamamen bulunduğu takdirde alınacaktır. Mezkür grupta 7 metrd K boyundaki U demiri hiç bulunmadığı halde B. grupunda yazılı U ve li *İ demirleri alınacaktır. Di 2 — Eksiltmesi 30 mart 938 çarşamba günü saat 14 te İzmitte Teri/ ? sane kapısındaki komisyon bi da yapılacaktır. 'N 8 — Beher kilosunun muhammen bedeli 13,50 kuruş olup, ilk & nâtı 288.08'lira kuruştur. Bu işe ait şariname kömisyonumuzdan — bedelii " siz olarak alınabilir. Z Şi 4 — İsteklilerin 3 üncü maddede yazılı ilk teminat ve kanunen &i zım olan vesikalarile birlikte muayyen gün ve saatte komisyona müraf k caatları. (1414) Kapalı Zarf Usulü İle Eksiltme İlânı | Kırklareli Nafıa Müdürlüğünden : ş 1 — Eksiltmiye konulan iş: Demirköy kazasının Ayastafanos mev”| n kiinde bir adet gümrük binası inşaatıdır. W Keşif bedeli (6626) lira 15 kuruştur. ki 2 — Eksiltme 7 nisan 938 cuma günü saat on beşte Kırklareli N: ö müdürlüğü binasında toplanan komisyonda kapalı zarf usulile ğ <| 3 — İstekliler şartnameyi ve buna müteferri diğer evrakı her gülği v 4 — Eksiltmiye girebilmek için isteklilerin (507) lira muvakkat te minat vermeleri ve Nafıa Vekâletinden alınmış 938 senesine ait yapı mü) teahhitliği vesikasını ve Ticaret odası sicil kâğıdını hâmil bul lıdi! 5 — Teklif mektupları ikinci maddede gösterilen saatten bir saat veline kadar komisyon reisliğine makbuz mukabilinde verilecektir. 6 — Posta ile gönderilecek mektupların eksiltme saatine kadar miş olması ve zarfın mühür mumu ile iyice kapatılmış bulunması dır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (1488) LA F e AA İ V AP G Devlet Demiryolları ve Limanları işletme U. idaresi ilânları Muhammen bedeli (5000) lira olan 5000 m? okzijen açık eksiltme usuliy” le 10-4-1938 Perşembe günü saat 15,30 da Sirkecide 9 ncu işletme binasif da mubayaa komisyonu tarafından satın alınacaktır. j Bu işe girmek istiyenlerin 375 liralık muvakkat teminat makbuzları kanuni vesikalariyle beraber komisyona müracaatları lâzımdır. Ş; ler p olarak komisyondan verilmektedir. — (1609) V e 4 —iti — kında... Onu saran havanın içindeyim; o, bir t MT netse, ben en küçük hareketimle h imd Ü v : kurtulabilirim... Ona, bir erkeğin kollarına atılır gibi | | — değil; bütün küçüklüklerile varlığımızı avuçlarında tutan insanlık dünyasının dışında bir âleme, kâinatın | | ruhuna atılır gibi atılmak istiyorum. Bunu yap bü duyg mahiyetini bele | * ki, kimbilir, Fahir ağabeye bile anlatamam; ona, yalnız, kadın duygularile sevmiş bir kadın gibi gö- | ! rünmektense sonsuz bir ıztıraba, ölümlere katlanır | ! daki çirkin varlığımızla ölüm istekleri verecek ka- dar güzel... Fahir ağabey bana bakmadan soruyor: — Dönelim mi, Yıldız? Sesi yavaş, ağır muztarip... Keşke Fahir ağabey böyle yavaş ve muztarip ko- nuşmasa... Böyle tabiat güzelliklerinden filân istifade ede- rek durup dururken bana larından bahseden bu- dalalar görmüştüm; keşke Fahir ağabey de böyle . yapsa da beni kendisinden birdenbire soğutsa.. Fahir ağabey neden bu kadar sustu; neden bu kâa- dar yavaş, muztarip konuştu? Bu gece bü yola ne- den çıktık? Tabiat neden bu kadar büyüleyici? Ben neden bu kadar kimsesizim? Neden, Fahir ağabey göklere baş vermiş, ulu bir dağ gibi gözlerimde ha- yatımın tek varlığı?.. Fahir ağabey bir daha ayni sesle soruyor: — Yıldız, gidelim mi? Biran duraklıyarak daldığım âlemden dönüyo- rum; Fahir ağabeye hiçbir ses vermeden kalkarken bu çapraşık yolda sendelemiş gibi, dizlerim birden- bire kıvrılıyor; bana yardım için ellerimi tutan Fa- hir ağabeyin kollarında sonsuz bir ruh faciasile hıç- ıiyorum, kırı'îhir ağabeyin sesi göklerdeı; iılnıiiyo!r gibi: — Yapma, yavrum; yapma, MAi 4 . yükselip beyazlandı; Ay, göğün ortasına Fahir ağabeyin gözlerinde de kocaman damlalar 'e h ölürdim z Zai GD Hi — 55 — N vardı... En küçük zerrelerimize kadar biribirimize gömülür gibi bakıştık; en küçük zerreme kadar 0- nun varlığında yanarak eridim. Ellerim, ateşli elle- rinin arasında, başım, çelik omuzlarında, bir an hayatımın cennetini yaşadım... Koydaki yıldızlar biribirile öpüşüyor, birleşip da- ğılıyor... Uzun sükütlardan sonra kalbini parçalıyan bu güzelliğe vurgun bir kuş varabilmiş, yamacın te- pesindeki çamlardan keskin keskin haykırıyor... — Gidelim, Fahir ağabey! Kalktık; uzun yolları sessiz geçtik. Eve girince biribirimizin elini sıkarak ayrıldık. Uzun, fırtınalı, dalgalı bir yolculuktan ölümle, ölümlerle boğazlaştıktan sonra bir kıyıya varabilmiş, yolcular gibi, yorgün, uyudum. Sabahleyin yüzüm renksiz fakat sakindi... Fahir ağabey daha durgun, daha düşünceliydi... Denize karşı bir çam altında kahvaltı ettik. Şuradan buradan konuştuk. O, öyle bir dost, öyle bir arkadaş ki korkulmaz, iğrenilmez, şüphe edilmez... Bazı budalalar, basit adamlar baş- kalarını oyalamak için oldukları gibi görünmemiye çalışırler; karşılarındakini şüpheye düşürecek va- ziyetler alırlar; anlaşılmaz görününmeye üzenirler.. Fahir ağabeyin böyle küçük hilelere ihtiyacı yok- tu; o, başlıbaşına bir ufuk, bir kâinattı. Ona yak- laştıkça kat kat güneşler, gökler açılır, gözler ka- maşırdı. Cnun derinliğine varılamaz, yüksekliğine /— trişilemezdi; konuştukça siz, bir peyk gibi etrafına K dolar, uzaklaşamazdınız.. O sabah bana yine neler anlattı!.. Tıpkı, çocukken, beni yetiştirmek için ça- lıştığı zamanlarda olduğu gibi.. tarih, sanat, felse- fe... Bunlardan başka uzun askerlik kahramanlık esirlik, ıztırap günlerinin sonsuz hikâyeleri... Zayıf mahlüklar gibi ıztırap onu çökertmemiş, çelikleştirmiş, olgunlaştırmıştı... Bir yandan da in- gilizceyi bir Ingiliz kadar öğrenmiş, ruhiyle bera- ber kafasını da kuvvetlendirmişti. Fahir ağabey gözlerimde her dakika gittikçe bi- raz daha insanların üstüne yükselen bir insan olu- yor.. Onu ne kadar büyük, erişilmez gördüğümü anlatmak için, göğsümde kabaran, taşan bir vol- kan var: — Ne kadar büyüksün Fahir ağabey, sana hiç e- rişilmez! Uzun uzun gözlerime bakıyor; bir insan gibi de- ğil; bir erkek gibi değil; büyük şeyler duyuran, yük sek şeyler sezdiren bir sanatkâr, bir ilâh gibi... Sanki karşımda iki güzel göz değil, maveralardan açılmış sır dolu, ürperten iki güneş yanıyor: — Sen bana kadar inemezsin; Yıldız; ben sa- na yükselmeliyim!.. n Yerdeki toprak sarsılıyor; başımın üstünde gök- ler oğulduyor.. Bir anda kâinatı dolasan bir kasırga içindeyim... Nereye doğru?.. Içinde, Allahını bul- mak, sonsuz, ezeli ve ebedi varlığa karışmak isti- yen dindarların ateşi... Işte o varlık, bu kadar ya- h A y v M kdEr Öudizülledi a Z z rım... i Gözlerim buğulanıyor; boğazım tıkanıyor... Dw daklarımı dişlerimle parçalıyorum. Ebedi gurbete atılan ruhların acısı içindeyim... Fahir ağabey, ya- nı başımda ve Fahir ağabey ölüm dünyasının bile uzaklarında... — Yarım vapurile inmeliyim, Yıldız. Fahir ağabey Istanbula inecek, kimbilir, bir da” ha ne zaman gelir!.. Bir gün, bir saat için bile ole sa, ondan ayrılışın acısı varlığımın her zerresini 8* teşli, zehirli bir yılan dişi gibi didikliyor.. Iskeleye beraber indik... Bir şey konuşmadan.. B” ribirimize bakmadan vedalaştık... Vapur kaltkı, bef bir kaya gibi olduğum yerde kaldım, denizdeki sof | | dalei ilini iz, ha son ye kadar.. İ Sanki bir çelik zincir kalbimi parçalaya parçalâ” ya kopup ayrıldı!.. * Fahir ağabey, gönlümde mukaddes bir sır... ToP” rak üzerinde yaşıyanların erişemiyeceği bir cennet” Ölüm uüykularının — bile uyutamadığı bir. ” tırap... Bu toprak onsuz neye yarar?. Güneş & yor... Deniz, yüzüne yas örtüsü çekmiş bir kadil! gibi gölgeli... Dağlar, tepeler bir daha açılmıya” dumanlar içinde... Kâinatın ruhu taş kesildi!.. . (Devamı var'