— — 29.3-938 Bombayda H balıktı, Kıyafet ve Tenk, bin bir &vce hikâyelerinden kesilmiş bir Parça gibiydi. Kadın ve erkek el- ele tutuşmuş, öbek öbek durup ko- Buşuyor, yahut yordu. Bu manzara kadınların Hindistanda, farzedildiğinden fazla bir kısmı- Bin açılmış olduğunu ispat ediyor- du. Göze hoş gelen ve renkli ka- Mibalık arkasındaki mimariyi hiç sevmedim. Cicili bicili, şeker ku- tusu kapakları gibi vakti, “Bombay Kronikl, gazetesinin binasında toplandık. Fikriyat itibarile Bombayı olduk- ça iyi temsil eden seçme balık, Konuşmak Hindis anda bü“ yük bir illettir, Fakat, Hindistan yalnız konuşmakla bazı öyle susmalar ol in çıktı! Te baktık. Bu bakış bana"Beuverij Hiles,, den Los bakışı ha- Bomba tapkı Los anzarası gibi, nlerce kandile parlıyan mu n bir fi n içine benziyor. Akşam ışıkları fazla rişli w güzellik vermi tasyonda itidalli ın ep güzel m bi- dı. Bir şehirde mabet tro binasından ziyade tlcarethaneler gözü a Yahut tiy İstasyon ve hırsa, oraya muayyen bir medeni- yak atmış demek ia Devi) ile lar giyinmiş, elele beruber bey tutunmuş bir genç kız alayı var- di. Bunlar Hindistanın (Non » Coo- perativ) hareketinde hapse mah- küm olmuş kızlardı. Şarkın, ka- Ginları en ka lan bir yerinde, Benç kızlar herhangi bir fikir yü Zünden İs ve eziyete katlanırsa, bu, oradaki değişmenin Şok derin olduğuna delâlet eder. Tren gece dokuz buçukta hare- ket etti Yattığım yerde pancoru #ralık bıraktım. Sıcak memleket karanlıklarının ilıklığ yumu” faklığı o üstünde yıldızlı bir gök. Istasyonlara girince yalnız kırmızı sarıkları görülen uzun ba- mallar, birçok göz kamaştıran işık, Byak sesleri ve gürültü... Bin kişi bir ağızdan başka başka konuşu- Yor gibi. Bu patırdı arasında iki Çığırtkan ses mütemadiyen bağırı- Yor: 10 an Çayyyy... Hindü elman Pani... Hindu Müslüman ve Hindu ây- Ti su ve ayrı çay ? Hintte bu kadar başka din grupları var? esi çayı, i pani, diye haykırmıyor? "mek, bu y Sihda en mühim olanı ve biribiri- DE en az uyanı Hindu ile Müslü- andır. B ir el pencereyi vurdu, eğ dim. Uzun boylu bir Ingiliz ten memuru birşey isteyip İste- imi sordu. Bombaydaki ev yolda bana mukayyet ni tenbih ettiği bir memür. Belki havsyı yi! rdeki cemaatler ara “Hindu SaYy... Müselman çayyyy..., sesle Tinin tesirile, birdenbire kendi Kendime: “Hint muamoasını bal tmek için lâzım gelen üç anah- Bardan birinin Ingiliz olduğunu Butma!, dedim, Orada var olduk- larını bile unuttuğum, İngilizleri na hatırlatan bu memur, yavaş *esle konuşan sikin bir adamdı Camie giden birkaç perde kadını Hocamın çocukluğumda bana ta- rif ederken her biri bir “Cengiz Han,, kadar kadir görünen İngiliz bu muydu? Üç köşeli Hindistan zaviyesinin bu mühim köşesi ne- kadar az göze çarpıyordu? Fakat, Hindistan muadelesine ne zaman baksanız onun Hindu -- Müslü man - Ingiliz olduğunu derhal gö rüyordunuz, Dalmışım. Işıkların yanmasın- dan uyandım, gözlerimi açtım. Karşımdaki mızı sarıklı bir adam eğilmiş yatak yapıyor. Arkasında zayıf bir ka- dın ayakta duruyor Hindistanda ister misafir, ister yerli olsun, herkes nereye giderse gitsin mutlak yatağını beraber gö türür, Yataklı vagon demek sade- ce geniş bir kanape demektir. Bombaylı ev sahiplerim bana he- men bir yatak tedurik etmişlerdi. Burada hali vakti yerinde olan her kadın mutlak bir hizmetçi ile se- yabat ediyor, Tabii çok yeni, da- napenin üstüne kir- Soldan birinci sari denilen açılmış kadın Payafetidir. Diğerleri perde kadınlarıdır. Kn i Yazan: ıntli Kadınlarla Başbaşa OX” yemeğinden sonra şeh- ri dolaştık. Bayramdı. Bom bay sokakları kiyamet gibi kala- ba doğrusu inkılâp hareketi için- de olanlar bu âdete riayet etmi yorlar (1) Bundan dolayı vagon arkadaşımın sarı giymiş olm rağmen oldukça muhafazakâr bir muhitten geldiğini anladım. Onun bukkında doğru olarak tahmin et- #iğme çeyylandem. bizi demans (2) olmasıydı. S abahleyin gözümü açtığım vakit arkadaşım » yatağının içinde oturmuş saçlarını. tarıyor- du. Hint kadınları umumiyetle u- oluyor ve nadiren kesi yorlar, Beni merakla süzüyordü. Herhalde yabancı olduğumu anla- mış fakat ne cins insan olduğumu tahmin edememişti. “e Gutmörning.. .— Gutmorning,, — Akşam sizi uyandırdık mı?,, '— Zarar yok.., Biraz durdu. Sonra nereden geldiğimi sormıya başlamadan ken dinin'kim olduğunu anlattı. Haki- kat Parsi idi. Raçpolana civarir- daki istasyonlardan birinin şefinin kurısiydi. Hayli tahsil görmüş, 7e- ki ve mütecessis bir kadındı. Çocu- ğu olmadığı için evde çok sıkılı- yordu. Bundan dolayı arada biz- metçisini alıp bir seyahat yapıyor- du. Bundan kocasının muasır fi- kirlere taraftar bir adam olduğunu anladım. “— Bu defa Karaşi kadın kon- feransına gittim. Seyahat on beş gün sürdü.,, dedi. Beynelmilel ka- dın konferansi o sene Karaşide ol- muş, Avrupadan, bilhassa İngilte- reden kadın delegeler gelmişti, Ma dam Korbet (3) Aşbi ile “Maud Roydon,, (4) de vardı. (Devamı 10'uneuda) asa (3) Sari, aslen Pirsl kadınlsrmın Kıya» fetidir. Fakat, bugün hemen bütün şehir Hinduları ve kaç göçü terketmiş müslüman kadınlarının ekseriyetinin kıyafetini teş- kil eder. Hindistan “Seri, yi kadınlarının pilli kıyafeti diye kabul etmiş sayılabilir. Ba, allı metre yekpare bir kumaşın etek ve başörtüsü olarak sarılmasından ibaret- tir. Yukardaki resimdeki kadın kıyafetle- rinin bir ve fki numara İle gözterilenleri (3) Madam Korbel Aşbi, siyasi bekım- dan en çok taranmış “feminist, lerde bi ridir, İstanbul beynelmilel kadın konferan sına da deleğe olarak gelmiş biziri gazete» ler kendinden çök bahsetmişti. (3) Maud Röydon en meşhur İngiliz ka- dın vhizldir. “Papaz, demiyorum çünkü kuvvetli hırletiyan olmasına rağmen “çok Hberaldir. Londrada vizettiği. vakit yer bulmak emen mümiün değildir. (4) Müslüman nasyonalistler, bilhaasa Gandi taraftarları onun ismini taşıyan be- yaz bir bere giyiyor. Doktor Ensarinin ve Cevahir lâl Mehru'nun resimde başlarında ki bere Gandi beresidir. TAN İLitoanya ile Lehistan arasındaki gerginlik sırasında yapı'an bir İnümayişte Mareşal Smizli Ridz | nümayişçilere karşı nutuk söylüyor Barselona şehrinin son tiğradığı tayyare bombardımanları, mod rin bu yüzden nö h Varşovadaki nümayişlerden birinde Lehistanlılar bağırıyorlar; “Mareşal! Bizi Kovno'ya (Litvanya merkezine) götür,, Almanların son sistem bombardıman tayyareleri (86 Yun- kersler) bir filo halinde Nürenberge doğru gidiyorlar 'RESİMLE DÜNYA HÂDİSELERİ n bir seh- koymuştur. Bu resimde, İspanya asilerinin sivil halkı tüy- ler ürpertici bir şekilde bombar- dıman etmeleri üzerine Cümhu- riyet İspanyasından birçok ahali hicrete başlamıştır. e Resimde, muhacirlerden bir grupu Fransa hududunda görüyoruz. Ankara Büyük Elçiliğine tayini tekarrür eden Von Papen'in son Avusturya hâdiseleri sırasında Viyanada alınıma bir resmi MN em a pa li