22 Mart 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22 - 3 - 938 SEYH — Bu ormanlar baki oldukça, | Fecenlere galebe etmek mümkün değildir, demişlerdir. R uslar bu hakikati anladıktan sonra, Çeçenleri mağlüp 'ı“rnek için harp sistemlerini de- İŞtirmişler; kılıçtan, kurşundan, Ve gülleden ziyade; ormanları yak Mak ve tahrip etmek suretile mü- “afileri sığınacak yerlerden mah- Tum bırakmayı usul ittihaz etmiş- ir.... İşte bunun içindir ki; (Çeçenleri mağlüp eden kılıç de- il, baltadır.) sözleri, bu orman- ehemmiyetini gösteren bir hakikattlr. Sırası gelmişken unutmadan söy liyelim ki; (Şeyh Şamil) işbaşına #&cergeçmez, herşeyden evvel bu Ormanların (milli hayat) taki e- h'—'mmiyetini takdir etmiş; hüküm- ; olduğu ülkedeki ormanların | “erine kanat germiştir. Bu milli Tvet ve tabil müdafaa unsurunun her İert tarafından şiddetle muha- ve himayesi için evvelâ umu- MN bir emirname neşretmiştir. Fakat bu emirname, kuru bir | kVSîye ve tehditten ibaret kalma- aır, Şamil, bu emrin tatbikında Bok şedit usul kullanmıştır. Her- hangi meşru bir sebeple olursa ol- , kendisinden izinsiz ağaç ke- ülerden; beher ağaç başına bir i- Jek veyahut bir boğa ceza almış- (. Eğer kesilen ağaçlar meşru bir bebe istinat etmiyorsa, o tahri- h M y F ON n AA a A lştır. iklâl mücadelesi başlayıncaya |. “&r, ne Dağıstanda ve ne de Çe- İiSistanda, muntazam - bir hükü- ,,çht şekli mevcut değildi. Beyler- ve nüfuzlu şahsiyetlerden mü- ; :“kep imtiyazlı bir sınıf mevcut | kl"lakla beraber, halk tam mânasi |. Bukuk müsavatına malikti. Şan, *f ve şöhret kazananlar; ancak İ hîîhanlara karşı koyanlar, yurt- in müdafaasında şecaat ve cü Ntkârlıklarile temayüz edenlerdi. a ::“n. içindir ki bu muhitte “cesa- “insanlarda ilk aranan haslet” e gelmişti B üyük cesaret ve fedakârlık- j lar, sahibine daima itibar, ::Ş"Et ve nüfuz da getirirdi. Fa- j hu.bunlm malik olanlardan hiç | hk Vatandaşlarının üzerinde mut * bir hâkimiyet gösteremezler- L lm::lmz, halk tarafından kendi- “!ı— Bösterilen itibar ile iktifa &- qog:::ii. Hemen her fert, anadan j hay bir süvari idi. Çocuklar, her İ ıî]düı evvel kama, kılıç ve silâh Üün yı öğrenirlerdi. Ve, ni- ',._ iliktaki maharetlerini arttırmı- | Bîok gayret ederlerdi. badan evlâda intikal eden en li eşya; kılıç, “kincal” de- kama - ve sonraları da - tü- ibaretti. Diğer ev eşyasına, derecede ehemmiyet verilir- ._ silâhtan başka makbul ve bi Stp olan birşey varsa, o da iyi Pam, *H” idi. Adeta halkın bütün İğinin hülâsası, yalnız at ve si- D toplanırdı. b *Sistan ve Çeçenistan hayatını Uzadıya tetkik etmiş olan | isminde bir İngiliz * halkın lisanından şöyle bir Yazmıştır: at.. kuş gibi uçup giden, bir b Ven "lak çelikli, çok keskin, aman ü bi | ir kılıç. ":, '&,&ad” bunlar olsun.. Cesur kalp- * | V aşka birşey istemez. G Sitardan hai | ıü,m ardan başka cihanda herşey A, 'iı__' *tsizdir.. Hattâ herşey, “hiç” &ğî:::aten doğrudur. Bir Dağıs- bir Çeçenistanlının bütün — — No:'7 "e Mücadele Günlerinde Dağıstan ve Çeçenistan Dağistanda bir kaleden farkı olmıyan bir köy gayesi ve dilekleri, yalnız bu kıta içindeki kelimelerde toplanır. Bu kadar fazla silâhla oynamak, bütün bu muhitte hayatın kıymeti ni azaltmıştır. Faydası nisbBetinde zararlar da yaratmıştır. Bu zararın en başında, “kan gütme” vardır. Pek korkunç şekiller gösteren bu kan davalarından da ileride bah- sedeceğiz. Şeyh Şamil işe başladı- ği zaman, bu hailevi âdet ve anane yi de ortadan kaldırmak muvaffa- kıyetini göstermiştir. eçenler ve Dağıstanlılar he- men umumiyet itibarile u- zun boylu, çevik hareketli, vüpuf— lacak kadar cevval ve elâstiki, na- rin yapılı, kemikleri kuvvetli;gdir. Zekâları, yolundadır. 'Aerşeyi kolayca anlarlar. Yaradıalış itibari le zalim olmamakla k,eraber, hain ve hilekâr düşmanlağa karşı şid- detli davranırlar. Milli an'aneler, büyük bir sadakat yve taassupla merbut oldukları “eİini hisler”, bu halkı, hiç bir medleni milletle öl- çülemiyecek derewcede mert, afif ve fazilet sahibi yapmıştır. Adetler ve an'aneler arasında en ehemmiyet verilen cihet, “misafir- perverlik” tir: Bu eski ve necip Türk hasleti, halkın ruhunda kök- leşmiştir... Misafir, âdeta “mukad- des” tir. Hiç tanınmıyan bir ya- bancı, hi? bir kayıt ve şarta tâbi ol madan 'bir evin kapısını çalıp: — Tanri misafiriyim. Beni ka- bul eder misiniz?. Dediği zaman, derhal atından in- dirilir.. Hürmetle eve kabul edilir.. İzzet ve ikram ile odanın üst köşe- sine geçirilir. Bir misafir, bir evin kapısıridan ayağını attığı dakikadan itibaren, artık o ev halkının himaye ve mu- hafazası altına girmiştir. O misa- fir, o evde bulunduğu müddet zar- fında, herhangi bir şekilde olursa olsun bir taarruza uğrayacak olur- sa, bütün ev halkı hayatlarını fe- da ederek onu müdafaa etmeyi en mukaddes bir vazife bilir. Arala- rında kan davası olanlar hakkın- da da, ayni usul caridir P ek çok defa olmuştur.. Ara- larında kan davası olanlar; farkında olmıyarak, misafir sıfa- tile aile düşmanlarının evlerine girmişlerdir. Fakat bu misafirlik- leri hitam buluncaya kadar ev sa- hiplerinden hayrete şayan hürmet görmüşlerdir. Ancak şu var ki; mi safirlik müddeti hitam bulup ta o evi terkettikten sonra; birkaç yüz adım ötede yetişen, ve aradaki kan davasını ihtar eden evsahibi tara- fından mübarezeye davet edilmiş- lerdir. Kahramanlığa taallük eden her şey, makbul ve memduhtur. Köy- lerin kızları, hayatlarında kahra- manlık vakası olmıyan delikanlı- larla evlenmiye katiyen rağbet et mezler. Onun için biribirlerine ha sım olan kabileler arasında, sık sık. vakalar cereyan eder. Bu vakala- rın kahramanları, ekseriya evlen- mek çğına gelmiş olan, veyahut sev gililerinin gözlerine girmiye çalı- şan delikanlılardır. Rusların bu mıntakaya yaklaş- ması, ve artık arada mücadelelerin başlamsı üzerine, bu gibi vkalar bir kat daha artmıştır. Artık o za man - ayni cinsten ve ayni ırktan olan Çeçenlerle dağlılar, araların-' daki ufak tefek husumetleri bir ta rafa bırakmışlar; “büyük düşman” namını verdikleri “Çar kuvvetleri” ne karşı müttehit bir cephe almış- lardır. Ve işte, Kafkas Türklerinin ten itibaren başlamıştır. 4 an n Y ( lğir, hariçten, hiç bir mil- let ve hükümetten yardım görmüyorlardı. Düş dan “yani, EKONOMİ SANAYİ : İpek Fiatları, Ipekli Kumaş Imalâtı Arttı Bursada ipekli kumaşların fazla i- mal edildiği ve sürprodüksiyon bulun duğu haber verilmiştir. Alâkalılar- dan aldığımız malümata göre, ipekli kumaşların mevsim itibarile fazla sa- tılmadığı ve elde stoklar bulunduğu, yaz gelince sarfiyatın artacağı anla- şılmaktadır. İpek 'fiyatlarının yüksel mesi ve bir kilo ipeğin 14,50 liraya çıkması ipekli işliyenlerin mühim bir kısmının kumaş yerine floş imal etmelerine sebep olmuştur. Çin - Japon harbi dolayısile Uzak Şarktan Avrupaya fazla ipek gönde- rilemediği için Fransa, piyasamızdan ipek almak mecburiyetinde kalmış- tır. Fiyatların yükselmesi de bundan ileri gelmektedir. Dün hem bu ipekli kumaşlar, hem de ipekli çoraplar hak kında Sanayi birliği umumi kâtibi Halit Güleryüzle diare heyetinden Ce mil ticaret odası umumi kâtibi Cevat Düzenliyi ziyaret ederek görüşmüş- lerdir. Haber aldığımıza göre, ipekli kumaşlar ve ipekli çoraplar hakkın- da elde mevcut nizamnameler hüküm leri aynen tatbik edilecektir. Görüş- mede ipek kumaşların fazlalığı hak- kında şimdilik yapılacak hiçbir şey olmadığı neticesine varılmıştır. ruhaniyet ve manevi muavenetine güveniyorlar; ve koca Çar ordula- rına meydan okuyorlardı... Çarın en güzide asker kuvvetlerine, defa larca galebe etmişler; kendilerini esir etmek istiyen bu büyük düş- manlarına hayrete şayan derecede telefat verdirmişlerdi. Yüz seksen 'milyon nüfusa, milyonlarca mun- tazam askerlerden mürekkep ordu ya dayanan Çarlık, bu bir avuç Türk kahramanı ile senelerce mü- cadele etmişti. Bütün bu mücade- Bi ai anadli- ar, Çarlığınt mı'ı.yonl:r sârt&deek yaptırdıkları “askeri istasyonlar ve müstahkem mevkileri” ezmiş- ler, çiğnemişler, tahrip ve yağma Çar ordusundan” zaptedebildikleri birkaç toptan başka, ellerinde bü- yük silâhları yoktu. Yalnız, “Alla hın kudretine” ve peygamberin etmişler.. Çarlığın azametine, ser- vetine, bütün ğurur ve şevketine kahkahalarla gülerek kahir darbe- ler indirmişlerdi. (Devamı var) A UYKUDAN ŞİFA Hergün uykuda geçirdiğimiz müddet yaşamak, çalışmak - yahut eğlenmek - zamanımızdan kaybolmuş gibi görünür. İnsan oğlu her gün uyumaya mecbur olmasaydı daha İyl yaşamış, daha büyük ve daha çok İşler görmüş olacaktı gibi gelir. Uyku zarureti ol ydı, İş bak hastaları demek olan morfinamanlara tatbik ediliyor. Bu hastalığı başkaların- da bile görmüş olmanızı temenni et- mem, fakat elbette duymuşsunuzdur. Bazıları likin gerçekten bir istirabi tes- kin için morfin yaptırırlar ve onun key- fini tadarlar. Sonradan artık o keyiften dan belki öyle olurdu. Meselâ büyük büyük ciltler doldurmuş olan İlim adam- ları, hergün ömürlerinden yedi, sekiz sa- atini uykuda geçirmeselerdi, hiç olmaz- sa bir misli daha yazı yazmış olurlardı. Fakat, bir bakımdan da dünyada en büyük teselll uykudur. Uyku olmasaydı hayat, hiç tahammül edilemiyecek, büs- bütün bir ıstırap olurdu. Vakitlerini sa- de eğlenceyle, gecelerini sabahlara ka- dar barlarda geçiren mutlu adamlar bi- le, güneş doğarken yataklarına dönüp Ü di 6B y di, © nihayet bıkarlardı. Herhalde fiziyoloji bakımından uyku, şimdilik, beslenmek gibi en mühim va- zifelerimizden biridir. Uykusuz hayat kabil olmadığı gibi, psikoloji bakımın- dan, da İnsanı hayata tahammül ettiren ancak uykudur. Beden hastalıklarında uyku en iyi Hâç tır. En şiddetli hastalıklarda Insan rahat ve d y h daha hafif ve daha çabuk geçer., Uykuyu ke- sen bir hastalık İnsan için gerçekten fe lâket olur. Sinir ve fikir hastalıklarında devamlı uykunun faydalı tesiri daha ziyade belli olur. Hiç birşey duymamak, hiç bir ha- reket yapmamak, hiç birşey dü Hergün, daha sonraları günde birkaç defa, her saat bile morfin iğnesi yapmaktan kurtulamazlar... Ki- «Misi de görenekle o keyfi tadar. İşret gibi, Ilkin bir merak, acaba nasıl şey? Pek keyifli gelir. Bir kere daha tekrar- dan ne çıkar? İnsanın İradeti elinde de- ğll mi?. Aksi gibi, morfin tam da insa- nın İradesini elinden alır. Yavaş yavaş insanı hayvan menzilesine düşürür... İradeti zaten gitmiş olan bu hastaları Ipnotizma ile uyutmak tehlikell olduğun dan onları hafif, zehirlemesi az bir üy- ku ilâcıyle, iİlâcı dört saatte bir aşağıdan şırınga ederek, beş gün, altı gün devam- li uyutuyorlar. Bu devamlı uykunun te- siri harika gibi, hasta uyandıktan sonra, bir daha morfin şırıngası istemiyor. Vü- cudünün ötesinde berisinde gerçekten ağrılar bulunsa bile, elinden gitmiş olan iradeti geri geldiğinden ağrılara da da- yanıyor. Böyle devamlı uyku tedavisi- nin evde yapılamıyacağını, mutlaka ha& tahane lâzım olduğunu elbette tahmin “edersiniz. Zaten uyku İle morfinoman- lık geçtikten sonra da - ne olur, ne ol. maz diye - eski hastayı birkaç hafta has tahanede tutmak lâzım. Bu usuül, İşrete fena alışıp ta, kendi * mek sinir hastalığını geçirecek en iyi vasıtadır. Bunu da eh iyi uyku temin eder. Onun için ötedenberi, zayıf sinir- İlleri tedavi etmek Üzere Veterstand u- sulü denilen, hastayı ipnotizma İle Uyu. tarak günlerce, haftalarca devam ettiri- len bir uyku tedavisi vardır. Bu usulden şimdiye kadar binlerce sinirli hastalar le tifade etmişlerdir... Uyku ile tedavi usulü şimdi, yine ruti — di ne ondan ç lere de elbette tatbik edilecek ve şüphesiz iyl neticeler alınacaktır... Devamlı uyku tedavisinin yalnız bir mahzuru var: Vaktile “Ashabı Kehf” u- yandıkları zaman ceplerindeki paranın para etmemesinden sıkılmışlar. Bu za- manda da beş altı gün devamlı uyuyan bir kimse uyandığı zaman Orta Avrupa- nın haritasını değişmiş görünce şaşırıp kalacak. PRAG # Çekoslovakya Cümhurreisi B. Beneş, SERGİSİNDE PAVYONUMUZ : Türk paviyonunda izahat alıyor... GÜNLÜK PIYASA Anadoludan gönderilen tiftiklerin mal cinsinden dokuz bin kiloluk bir parti kilosu 119 kuruştan satılmıştır. Amerika için piyasamızdan bir mik tar sansar derisi alınmıştır. Bu deri- lerin çifti 2130-2650 kuruş arasında ve tilki derilerinin çifti 450 kuruştan verilmiştir, * İhracat için kuşyemi ve susam alın maktadır. Dün bir parti kuşyemi ki- losu 7, 11 kuruştan ve susamların ki- losu 16,27 kuruştan satılmıştır. * Karadeniz sahillerine sarı mısır gön derilmekte olduğundan piyasada mi- sır satışları iyi gitmektedir. Dünkü sa tışlarda mısırların kilosu 4,35-4,38,5 kuruştan müşteri bulmuştur. İHRACAT: Adananın Bir Aylık İhracatı 43100110 avınıaca îı;ac;ı 1.45;.189 lirayı b!lmuştur. Geçen senenin ayni ayı içinde ihra- cat 933,218 lira olduğuna göre ihra- catta fazlalık görülmüştür. Bü mik- tardan başka bazı müteferrik ihracat ta olmuştur. Bunların yekünu 34,343 liradır. İhraç olunan maddeler sırasi- le pamuk, pamuk çekidi ve küsbesi, pamuk yag, buğday, yulaf, un, susam, pamuk ipliği, pamuklu bez, yapağı ve bir miktar barsaktır. ww Berlin Türk ticaret odasının is- tatistiğine göre 1937 yılında Türkiye nin Almanya ihracat ve ithalâtında- ki mevkii ithalâtta 97,8 milyon mark ve ihracatta 111,1 milyon marktır. di z 21—3—1938 PARALAR Alış Satış Frank T4— 80,— Dolar 124— — 127,— iret 95.50 95.50 Belçika Fr, Bü— B4— Drahmi 18—' | 23 İsviçre Fr. ST5ö.m— — 5T5— Leva B0 ç l Florin 65,— 70,— Kron Çek 78,— BZ.— Şilin Avusturya 2l,— 23,— Mark 22,— 25,— Zloti 20,— 22,— Pengo 2l— 25,— Ley 12.— 14— Dinar 48,— 52.— Kron İsveç S0.— 32,— Sterlin 626.— — 632.— ÇEKLER Acılış — Kapanış Paris 25.685 25.685 New-York 0.7880 0.7875 Milâno 15.— 15.— Brüksel 4.6882 4.6882 Atina 86.7460 86.7460 Cenevre 3.4355 3.4355 Sofya 63.4920 63.4920 Amsterdarr 14242 14242 Prag 22.5190 22.5190 Vi Viyana 4.1857 4.1857 Madrid 12.3810 12.3810 Berlin 1.9646 1.9646 Varşova 4.1668 4.1668 Budapeşte 3.9682 3.9682 Bükreş 105.8730 — 105.8730 Belgrad 34.2857 * 34.2857 Yokohama 2.7268 2.7268 Stokholm 3.0810 3.0810 Londra 630.— 630.— Moskova 23.99 23.99 hu ör BANKALAR : n Emlâk Bankası 327 Bin Lira Kazandı Ankara, 21 (A.A.) — Emlâk ve Ey« tam Bankasının umumi heyeti bu- gün saat l1 de Bankanın hususi dai- resinde toplanmıştır. Okunan idare meclisi rporuna nazaran Emlâk Ban- kası bu sene, ilk teşkil zamanındaki rakamlar istisna edilirse, diğer bü- tün seneler muamelâtından yüksek olarak 786 gayri menkul mukabilin- de 1.798.180 lira ikrazatta bulunmuş ve bunun bir milyon 354 bin lirasıni yeniden tesis ve ihya edilmekte olan hükümet merkezine tahsis eylemiş- tir, Bankanın ikinci mühim bir vazi- fesi olan mütekait, yetim ve dul ay- lıkları tediyatı da geçen sene zarfın- da 41,969 kişiye 3.109.900 liraya var- miştir, Rapora nazaran bankanın serma- yesinden (A) hissesini teşkil eden 10 milyon liradan takriben 7 milyon li- rasına mukabil hükümet tarafından Banlenerm — RİZNE AARTAR danlim nAYLE gışqe bunlârdan 6 milyo'n iqıralığı yakın kısmı nakde tahvil edilmiştir. Keza (B) hisselerinden satılığa çıka- rılan 2 milyon liralık kıssmına mah- suben 1.100.000 liralığı satılmıştır. Banka, memleket dahilindeki hizmet- lerini daha esaslı ve daha geniş bir surette yapabilmek için sermayesini tamamlamak teşebbüsünde bulun- maktadır. Bankanın üumumi “muamelâtı sene 327 bin lira bir kâr. SAa L ea ANLAŞMALAR : bu . p. İsviçre - Türkiye Ankara, 21 (Tan muhabirinden) — İsviçre ile aktedilen ve geçenlerde pa rafe edilen yeni ticaret anlaşması İs- viçredeki elçimiz tarafından imza e- dilmiştir. Yeni mukavele nisanın bi- rinde meriyet mevkiine girecektir. Türkiye - Çekoslovakya Ankara, 21 (Tan muhabirinden) — Çekoslovakya ile yapılacak ticaret an laşması müzakerelerine iştirak ede - cek olan Çekoslovak heyeti yarın bu rada bekleniyor. BORSALARDA : Türkborcu, 19,20 Liradan Satılıyor İstanbul borsasında muameleler gevşemiştir. Dün bir miktar Ünitürk satılmış ve 19,20 liradan verilmiştir. Çimento üzerinde az iş olmuş, 12,90 liraya satıcı çıkmıştır. Gayri müba- dil bonosunun yüzü 21.10 liradır. Franga dair Londradan gelen haber- lerde vaziyetin durgun olduğu gö- rülmüştür. Cumartesi bir sterlin kar- şılığı 161,87 frank ile kapandığı ve birden birkaç santim yükselerek 161,81 frank olduğu bildirilmiştir. Pa riste Ünitürk 359 franktır. Bir ster- lin 4,9707 dolardır. Zahire Satışı Dün zahire borsasında Ziraat Ban- kası kilosu 5,27 kuruştan yüz elli bin kilo yumuşak buğday ve 5,20 ku- ruştan on beş bin kilo sert buğday sat mıştır. TTüccarın pek az malı satıl- mıştır. Anadolu arpası 4,01 - 4,05, yemlik arpalar 4,16 - 4,17,5 kuruştan çavdar 4,30 kuruştan satılmıştır. Pi- yasa gevşekliğini muhfaaza etmekte- dir. miğü üi

Bu sayıdan diğer sayfalar: