SPOR: Beşiktaşın Fevkalâde Kongresi iv A İdare Heyeti Seçimi Pazara Yapılacak Ankara maçının arifesinde patla- ye o zaman müsabaka zaruretile muvakkat hal suretine bağlandığı görülen Beşiktaş klübü ihtilâfı ev - velki gün klüp lokalinde yapılan kon grede tamamile meydana çıkmıştır. Kongre toplanmadan evvel alınan reslümattan, klüp azasından ehem-| miybtli bir ekseriyetin, uzun müd- dettir iktidar mevkiinde kulan idare beyetine karşı vaziyet almış olduğu ve bunu Fenerle yapılan müsabaka dolayısile futbol kaptanı Hakkıys yazılmış olan mektubun büsbütün şiddetlendirdiği anlaşılıyordu. Pazar günü saat onda davet edil- miş olan kongrede klübün asli aza - sından yetmiş kişi kadar bulunmuş ve kongreyi 150 kişi kadar da asli ol- mıyan aza takip eylemiştir. İdare heyeti ve taraftarları tara - fından kongre reisliğine namzet gös- terilen Şehir Meclisi azasından Ada- ANKARADAN YENİ BİR SPOR FİLMİ Ankara, sosyal varlıklar ve hareketler bakımından da baş şehrimiz oluyor. İstanbul, sporcü sayısı itibarile en ilerde ol- duğu halde spor hareketleri bakımından Ankâra rekor sahibi olmıya başlamıştır. Çünkü İstanbul birçok haftalar sadece bir iki futbol maçiyla iktifa ettiği halde hükümet merkezimizde hemen her hafta futbol ve atletizm yönünden ciddi faaliyetler görülüyor. Şimdi orada kalabalık bir sporcu kütlesi durmadan hareket halindedir. İşte son pazarın Ankaradaki spor teza- hürlerinden canlı intıbalar: İ | |. okuyucu i Mektupları Bir mektebin civarındaki yollar Bir okuyucumuz yazyar : lerce kız talebenin deve önü lisesinin etrafı bataklık ihde bulunan bozuk yollarla çevrilmi Muhtelif istikametlerden bu mektebe gi Up giden yavrularımız çok sıkıntı çekiyor. lar. Acaba, bu mektebin civarındaki yol (ları asfalt olarak değil, Arnavutkaldırımı olarak tamir etmek mümkün değil midir? Kaşın, bir çamur deryası ölan bu civar, ya- zn da toz, toprak İçindedir. Bu hurnesta alâikadarların dikkat nazarlarını çeker: “ Bir Kayıp Aranıyor Bir okuyucumuz yanıyor: 'Kosova vilâyetinin Voçitirma kazasının ireşmlsa karyesinden Ali oğlu Halim 28 se ne evvel askerliğini yapmak üzere İstanbu- nişi. Dedesinin ismi İkrahimdir. € vakittenberi haber alınamadı. Bilen varsa Düzcede Ali Yılmar nezdinde kardeşi Hall- meye haber vermesi insaniyet nârına ri- ca ediliyor, » Bir Vergi Meselesi Çorludan Celâl imzasile yanılıyor” “Sahiplerinden bulunduğum Çorlu kaza- sı dahilindeki Sarılar çiftliğini 12-5-933 ta m hk Bay Avniye karşı ekseriyetle sa- un bık Kocaeli mebusu Bay İsmail Zi ya getirilmiş ve müzakerelere saat | onda başlanarak arada bir kaç tat ile beraber üçe kadar devam etmiş- | tir, Kongre ekseriyetinin başlıca mev- zuubahsettiği şey, Beşiktaş klübü-| nün elinde mevcut vasıtalar ve un- surlara mukabil lâyık olduğu gibi faaliyete sevkedilmemiş olmasını, güreş gibi, atletizm. gibi, evvelce en önde yürüdüğü spor şubelerinin bugün tamamen Sönmüş bilunması- dır. Büyük bir ekseriyetin müzahe « ret ettiği bu tenkitlere idare heyeti hin en yakın bazı arkadaşlarının da sâştirak etmesi, uzun senedir idare ba Meyan reyeci iaavecsser ee > miş olduğu görülüyordu. Nizamna me mucibince bu sene adi kongrede idare heyeti intihabı yapılması mev- zuu bahsedilemiyeceği İçin kongre eksöriyeti idare heyetinin düşürül - mesine karar vermiş ve üç kişiden müfekep muvakkat bir heyet seçi- lerek yeni intihap için kongreyi bir hafta sorira fevkalâde içtimaa davet kararile dağılmıştır. Umumi manzarasını hulâsa ettiği- miz kongrede idare heyetinin hesap bilânçosu kabul edilmiş ve bu nokta- dan zimmetleri tebriye edilmiştir. Kongrede mıntaka namına futbol ajanı Abdullah, vilâyet nammada Beşiktaş kaymakamı hazır bulun - muştur. Bundan başka kongrenin hararet- Ti olacağını evvelden haber almış o- lan Türk spor kurumu reisi tarafın- dan vilâyete yapılan müracaat üze- rine hususi inzibat tedbirleri de a - lanmış bulunuyordu. Saat üçe geldiği zaman Beşiktaş kaymakamı kongre ruznamesinde ye ni idare heyeti intihabı yazılı olma: dığına göre kongre mesaisinin ruz - name haricine çıkmasına müsaade edemiyeceğini (o söyliyerek gelecek hafta kongrenin yeni idare heyeti için fevkalâde olarak daveti icap e- deceğini tebliğ ve kongreyi tatil et- miştir. Fevkalâde Kongre İçin Aza Davet Ediliyor Beşiktaş klübü kongre ve muvakkat idare heyeti relsi bildiriyor: Bepiktaş Jimnastik klübünün 20 Mart 838 tarihli kongresi kararı mucibince yen ni Idare heyetini intihap etmek zi kongreyi 27 mart $38 tarihine tesadüf e den Pazar yünü saat onda klüp binasına | fevkalâda içtiman gavat eder ve asli âza- nin teşriflerini dileriz. Ruznama! Yeni idare heyeti intihabidır. ———— Yarım bir müstemleke halinden çı- kısın, yani milli istiklâl davasının üs- dünden daha henüz on beş sene gee- Bu zaman da, bir kültür davası kısa bir zamandır. Yalnız ü için çok tıbbiye mektebinde değil, bütün ilim ve sanat sahalarında ilmi zihniyetin, nların hâkim olması lâzım. tradisyo Buna ne şüphe... Fakat ilmi zihniyet için evvelâ ilmin tradisyonu olması Miz, Biz henüz bu devre giriyoruz. 92.595 u | - İ rihinde hükümet istimlâk etti, İstimlâk ka- rarından evvel de araziyi taksim ederek #öçmenlere tevzi etti ve iki yüz ev yaptı, 1 bin dönümlük çiftliğimiz 2698 liraya 9- ındığından bu bedelin artırılması için dev let şürasına müracaat ettik. Üç senedir ge- cek binaların gerek çiftliğin vergisi bizim tahakkuk ettirilmekte ve tahsili tidalar verdim. Bir netice çıkmadı, Elim den çıkan arazinin vergisini neden ben ve- reyimi?., * Yalancı şahitler Okuyucularımızdan Namık Tezcan oğlu yaziyor: “Gazetenizde Ahmet Emin Yalmanın “Bir vatandaşla mülket, isimli yazısı ile Bay Yalkının iş takip edenler hakkındaki yanam okudum. Yalancı şahitler mesele! hakikaten mühimdir. Rir arkadasım var. Ürtüne bir iftira atılmış, Üç yalancı şehit bulunmuş. Üç bucuk senedenberi muha - kemesi devam ediyor. Yakında muhakeme neticelenecek. Bu Işi yakından bildiğim için, şahitlik meselesinin, yalancı kikaten Üzerinde e- 'yetle durulmıya değer bir mevzu ol- duğu kanantindeyim.,, her İCEVAPLARIMIZ : # “Tıp Fakültesinde dördüncü sümester talebasinden biri,, tmzasile mektup gönde- ren okuy muza Ci a temizin yazı işleri müd A Göreleden Memiş imzasile yazan okuü- yucumuza: Sikâyetinizi alâkadar makamlara bildi bir tercih sebebi olmadığına gö- wn smyabilirsiniz. e mürsesat ediniz. Tekirdağlı Bugün Şehrimize Geliyor Türkiye başpehlivanı Tekirdağlı Hüseyin Paristen Londraya gitmek üzere Fransada müsaade bekliyordu. Londradan müsaadeyi alamıyan baş pehlivanımız Pariste boşyere güreş beklemektense vatanına dönmeği ter sh etmiştir. Başpehlivanımız bugün limanımı- za gelecek olan Romanya vapurile Köstenceden dün akşam hareket et- miştir. Avrupa güreşlerinde muvaffak ©- lan pehlivanımızın sevenler tarafın- dan karşılanacağı muhakkaktır. Pantikyan, Telâş İçinde (Başı 2 incide) Akşam olunca; Fuat Beyi o za- man İstanbul Polis Müdiriyeti Si- cil Kalemi mümeyyizi olan, (şim- di Ankarada daimi encümen başkâ tibi) halamın oğlu Macit Beyle di- ğer arkadaşlarımızın muhafaza ve nezareti altında emniyetle Selimi yeye naklettik. O gece gizli hizmet ler grupunun açıkgöz casusu terzi M. de beraber olduğu halde İngiliz memur ve casusları evimi bastılar ve araştırdılar. Aradıklarını bula- mıyarak yeis içinde cehennem 0- lup gittiler. F uat Beyi götürdüğümüz yer her cihetçe emniyetli bir yerdi. Hele gece bu eve giderken ve girerken iyi bir tesadüf eseri 0- larak kimseye rastgelmemiştik. Muvakkat bir zaman için herhan- gi bir teblike akla gelmiyordu. Fa kat baskının ertesi sabahı; terzi M. AM Ve yine bu pazar Muhafızgücünün atlı gezintisi de devam etti W in bu ihbarının asılsız çıkmasından İşler Tıkırında Gidiyor! — Çeviren: MH. Rifat Anton Cekhof . Yazan : Uzun zamandır bir yudum Su, bir tutam ot görmemiş olan hay- vanlar, vagonun duvarlarındaki 15 laklıkları, ihtiyar yanlarına gelince de kürkünü yalarlar. Parlak, yaşlı gözleri, susuzluktan, vagon sarsıntı sından çektikleri azabı, aç ve bitik hallerini gösterir. İhtiyar inlemek kabilinden söyler: — Bari, bir an evvel geberseniz! Artık yüzünüzü görmiye bile kat- lanamıyörum! Öğle üzeri tren bir bü durur. Orada nizamhame mucibin- vük garda ce hayvanlara su verilecektir. Fa- kat hiç biri içmez, su o kudar 50- ğuktur. radan iki gün daha geçer ve nihayet donuk bir sis içinde payitaht görünür. Yolculuk bitmiş tir, Tren şehre girmeden evvel. eş- yaya mahsus garda durur. Sığırlar trenden çıkarılır. Serbest biraki- Tır. Hayvanlar, sallanır, sendeler, bir buz üzerinde kayarlar. Ta, baba oğul şenrm'Kenatılıas Hay yormuş gibi van pazarı yakınımda ucuz, pis bir otele sığınırlar. Orada murdarlık içinde oturur. kalkar, çok fena yer içerler, odalarının altındaki kahve ocağından çıkan müziç bir çalgı se si ile bunalarak uyurlar, ihtiyar sabah karanlığı fırlar, bir alcı av lamaya çıkar. Oğlu bütün gün ods- Yarında kalır, yahut payitahtı gör“ mek üzere hindi gibi dolaşır. Güb- ze yığınlarile dolup taşan bir mey danlık görür. Sıra sıra otel levha- larını okur, sisler içinde bir ma- nastırın duvarına bakar, dalar. Za man zaman sokağa sapar, bir bak kal dükkânının camekinında ren- gârenk pisküvi kutularını seyre- der. Esner, tembel tembel yine o- 'dasına döner. Payitahtın zevk ne- resinde? Nihayet sığırlar satılır, sığırt- maç tutulur; hayvanlar onar onar kafile haline konur ve şehrin bir ucundan öbür ucuna sürülür. On- lar, başları düşük, takatleri bitik bir halde görültülerle dolup boşa- nan sokaklardan geçer ve hayatla» rında ilk ve son defa gördükleri bu garip âleme tamamen lâkayt o- larak tevekkül ile yürürler. Üstleri başları yırtık pırtık olan sığırtmaçlar da onlarla ayni halde dir, onların da başları düşük, on- lar da herşeye lâkayttır, sıkıntılar içinde hayvanları güya sürerler. Bunlardan bazan biri kendine ge ve İngilizlerin yanında mahcup | kalmasından $on derecede teessür duyduğunu öğrendik. Öğleye doğ- | ru da; kendi gibi birkaç alçak cn sus ile beraber Harem iskelesi ve | Selimiye taraflarmda dolaşmakta | oldukları haberini aldık. Bunların | Fuat Beyi sakladığımız evi Keşif | ve tahmin edebileceklerine iht imal vermiyorduk. Faaliyet yalnız bu bir iki serseriye kalsaydı korkacak birşey pek o kadar yoktu. Fakat ar kadan İngiliz ve Yunan casusları. | mın da buralara geleceklerini. ta raf taraf araştırmalara girişecek- lerini keşif ve tahmin için biç te keramete ihtiyaç yoktu. Ortada yüz bin drahmilik resim vardı. (Devami var) | | - AURA ARA NEAR lir gibi olur; önünde kendine tes- lim edilmiş sığırlar bulunduğunu hatırlar ve aklı başında olduğunu için hayvanlardan birine ya na sığınarak bir sopa aşkeder, hayvan acıdan sürçer ve bir hari lede on adım ileri sıçrar ve böyle yabancı bir yerde, yabancılar önüB de dayak yemekten utanmış, gibi etrafına bakar. S atışı bitirdikten sonra, ken di kasabalarında da pek iyi bulunan ecek * öteberi alarak dönmiye hazırlanırlar. Sığırları alanla içkiyi fazlaca ks çıran ve bu yüzden sinir kesile ihtiyar, trenin kalkmasına üç sast oğlu ile meyhaneye iner ve Bütün emsali gibi tek başına yemek, 16“ çay içmek üzere yerleşir. mek, elinden gelmez; yanmda ç€ ne çalacak. ukalalığını gösterecek bitini bulundurmak ister. Garso * na: ” Çağır elendini! Kendisine ikram etmek istediğimi söyle! Der. Mides. Mr alana smsiet ka basa Jİ” arya Mela, bra, ner an turur. İhtiyar - Bir iş yaptık. Bir keçi verdik yerine bir kozalak aldık, Ama n8” lere katlanarak. Neler çekerek” Buraya gelmek Üzere yola çıka” ken et 390 a idi, geldik fiyatlaf 3.25 e düşmüş Vaktile yetişem& mi daha evvel gelmeli 8” $iz, şimdi o kadar istek yokmüğ perhiz zamanı çatmı Masal? Hepsi Okurt masalı, Sığır b” şına 14 ruble kaybım var” Bir sığırın kasabadan buraya £€ tirilmesi nelere mal oluyor, b sen. 15 ruble târife; bahşiş, krs vesaire vesaire olarak ta sığır b şına altı ruble vermişim. Patron bu gevezelikleri nezektf olarak dinler, çayı istemiye İs ye içer. İhtiyar içini çeker; kole” rını sallar, fena talihine yan” fakat ne de yapsa asıl yandığı VW radığı zarar değildir. Kaybetmiş ya kazanmış, onun için asıl el miyetli nokta kendisini dinliy birini bulmak, vaktini bir şeyle &”| çirmek ve treni kaçırmamaktır. yaşlar: ! aba oğul bir saat sonra sf | larında beybeleri, elleri” de çantaları ile inerler, kızağı necek, trene yetişeceklerdir. P? ron, garsonlar ve bir iki kadın ye dilerini uğurlarlar. İhtiyar bu p” pohtan hoşlanır?, Sağına solunA © nar kapiklik saçar ve dili çö rek: — Sağlıcakla kalın Kismi yakında yine görüşürüz!.. gibi takım şeyler söyler. Kızağa oturunca ihtiyar şeri sını çıkarır ve manastırın kö” tısı vüran duvarına doğru ba€ karır, Öğlu da yanına çöker: caklarını dışarı salıverir. Yüzü N dir; orada ne bir sıkıntı, ne we zu okunmaz. Ocaklarına dö uye vi olaf Zamanki gibi duygusuz bir rinden dolayı da birşey payltahtı gezemediğinden da esef ettiği yoktur. Kızakçıya : — Haydi! derler. O. beyi baçlar ve dönüşte eşyanın “Öğ Bundan ve ağırlığından dolay! | küfür basar. — SON — af 0