——— aa 6-3-938 IT AN Gündelik Gazete amam YAN'ın hedefi: Haberde, fikirde, her» geyde iz, dürüm, samimi olmak, karlin geketesi olmıyan çalışmaktır. —— ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 Kr, 1 Sene 200 Kr, 10 > Ay 1500 » 400 3 Ay 800 » 159» LAy s0 > Milletlerarası posta itihadına dahil ol- Hiyan memleketler için 30, 16, 6, 3,5 Jira dır, Abone bedeli peşindir: Adres değiş tirmek 25 kuruştur, Cevap İşin mektüp Yara 10 kuruşluk pal ilâvesi İâzrmdir. GÜNÜN MESELELERİ | Almanya İngiltereden Ne İstiyor ? (Yazan: M. ZEKERİYA) Chamberlain hükümeti, İtalya ila Olduğu gibi Almanya ile de sulhen anlaşmak taraftarıdır. Nitekim bu maksatla bugün hariciye nazır bu- İunan Lord Halifax iki ay evvel Ber- Vine gönderilmişti. O vakit Hitlerle iliz mümessili arasında cereyan €den müzakere şu noktalara temas ©- diyordu: 1 — Almanya beş sene için müstem eke iddiasından vazgeçecektir. Buna mukabil, 2 — Hitlere Orta Avrupa ve şarki Avrupada serbesti verilecektir. 3 — Milletler Cemiyeti, Almanyayı Memnun edecek surette, tadil edile- <ektir. 4 — Müşterek emniyet siyaseti bi- takılacaktır. 5 — İngiltere Francoyu tanıyacak tar. 6 — Sovyet Rusya hariçte bırakı - garpte dört devlet (Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya) yeni bir Pakt aktedeceklerdir. Geçen iki ay içinde bu anlaşmalar ag tahakkuk edenler şunlar olmuş” 1 — Hitler bu müzakerelerden bir- 25 çün sonra müstemleke davasını Ü Taha. Rayiştağda irat ettiği son Butkünda tekrar müstemleke mesele- SİNİ tazelemiştir. İngilterede muhafa- akârlar İmparatorluğun en küçük bir parçası bile verilemez iddiasında- dir. Fakat, hükümet sulhü idame için bu hususta müzakereye girişmiye â- 2 — Hitler, orta Avrupada derhal faaliyete geçmiş ve Avusturya mese- Yakya hududunda da 20 fırka asker toplamıştır. Buradaki serbestisini kul lanımıya hazırlanmaktadır. millet- lerinden üçünün mu- kadderatı üç diktatörün elin- dedir. Bunlardan Mussolini elli beş, Hitler kırk dokuz; Jo- seph Stalin elli dokuz yaşın- dadır. Bunlardan birinin ma- kamı inhilâl ettiği takdirde ne olacak ve yerine kim gele- cek? İtalya, Almanya ve Rusyada dik törlerin halefi şimdiden seçilmiş gibidir ve bu halefler rejimi ida- me edeceklerdir. İTALYADA: ussolininin kendine halef o- larak seçtiği zat, damadı Kont Ciano'dur. Ciano, Duçenin büyük kızı Eddenın kocasıdır. Hü- nerli bir diplomattır ve cesur bir tayyareeidir. 1927 de Düçe, halefi- nin henüz doğmadığını söylemiz ti. Hakikaten Ciano siyaset bakı- si altı sene sonraya düşer. Fakat Ciano, ilerleme merdivenini, sürat- le tırmandı. Ataları, asırlarca önce korsanlıkla şühret bulan kimseler- di. Babası, muharip bir adam ve kuvvetli bir diplomat olan Amiral Ciano'dur. İtalyan aristokrasisini Mussolini lehinde harekete geçiren ilk adam olmakla maruftur. Oğlu ise çocuğluğundan başlıyarak, fa- şist olmuştu. Cinno, Roma üniver- sitesinden hukuk mezunu olarak lıyarak tiyatro ve kitap münekkit- Uiği yapmış, bu sırada bir komü- pist ile düello ederek komünisti fe- olarak kaydetmişti. Genç Clano, 1925 te diplomasi hizmetine girmek için imtihanları- hi bitirerek Cenubi Amerikada hiz- met etmiş, sonra Pekine giderek İtalyanın en meşhur diplomatların- dan Daniels Vara'nın maiyetinde | tipliğine tayin olunmuştu. üssolininin papalık makamile anlaşmak üzere olduğu bu sırada genç Ciano'nun kazandığı muvaffakıyet, onun Duçeye da- mat olması ve düğünden sonra 4 a—— — 3 — İngiltere, Milletler Cemiyeti. Me artık güvenilemiyeceğini ilân et - miştir, Bu sebeple Almanyanın Milletler Cemiyetine v ine dönmesine lüzum kalma- Muştar, 4 — İngiliz hükümeti, müşterek #mniyet siyasetini terketmiş, fiilen anlaşma siyasetini takibe baş- lamıştır, $ — İngiltere, Prancoyu tanımıya Karar vermiştir. Yalnız bunu İtalya We anlaşmanın neticesine bırakmıştır. © — İngiltere dörtler misakının ak taraftar olduğunu ilân etmiştir. Şu halde Hitler - Halifax mülâka- Enda görüşülen meselelerde halledi- İemiyecek hiçbir nokta | kalma - Müştar, Eğer Almanya ortaya yeni me taliple çıkmazsa, İngiltere ile anlaş güçlük çekmiyecektir. Bir Tashih © Geçende Kasımpaşada hir okuyucu İsne tahsili için evine yapılan mü Şicaat üzerine yazdığımız şikâyetine üçüYet aşağıdaki cevabı göndermiş - ve tezin 20-2-938 tarihli nüshasında) eli Sükan, ve böyle mi toplanır?) başlığı altında İane g2 üzerine yapılan İncelemede: Bok, Sercinde ve takvim ve saire satışında ki jay Peksinin yardım eylediği yolunda Malan » Kendi izde bir üfek fino köpeği var. Bax zan neşeli olur, kendi kuyruği- ie kendisi oynar. Ku; yakalsmak için döndükçe kuyruğu kem den kaçar ve böylece döner, bre dö- ner, Bizim köpek gibi, kendi yaptığı göh- setle kendisi böbürlenen, kendi yalanı na kendi inananlar vardır. İnandırmanın lik şartı kendisi İnan- mak olduğuna göre, bunu haklı bulma» mak mümkün değildir. ın tanıdıklarım arasında kendi ya- rı bilirim. Ri yip ken. birisi, dostlarının haki esklerini öğrenmek Için vefat ettiği ha- berini işse etmiş, Gazetelerde vefatı ha beri dercedilmişme de han! pek göze çap pacak bir teessür uyandırmamış. Bu- nun Üzerine kendi hattı destile hakkın- da yazdığı bir merslyenİn sonunda: , “Merhumun aramızda bıraktığı boşlu- ğu kendisinden başka kimsenin doldur masına imkân görmüyoruz. yazarak ertesi günü ortaya çıkmış ve soranların umumi üzerine geri gi te dim, diye ni uğu pek belli değildi. Sırasına göre, kâh Micazlı, kâh Musullu, kâh Bağdatlı olurda Bu adamın iki zenaatı ve bir merakı vardı. İlanın doğru olmadığı ve meselenin Zanaatinin birisi başkalarına (bedel nı e askerlik mükellefiyeti kanununun | Maoca gitmek İdi Şi, neslin pek Minleri, addesine tevfikan mublaç asker bilmediği bu iş! anlatayım. Malöm yal " * yardım için tahakkuk ettirilen|» Zengin olan müslimler için Hacca git- kinaz vermek istemiyen Mehmet Eral hak Babe m emrettiği gekilde tahsi- Vİ kanunumun tatbik edilmiş olmasın — Maret bulunduğu anlaşılmıştır. Matbu- Bınddei mahsusasına tevfi - — #paetenizin ayni sütununda tavzihini Gerim. mek farzdır. Lâkin her zengin, Hicaza kadar » Hele o zamanki şartlar altında» seyahat meşakketine katlanamaz. Çün- kü ekseri zenginlik - tepeden inme ol» mazsa - yaş İlerledikten sonra gelir ge- elkmiş bir nimettir Zaten memleketi. çıkmış, daha sonra gazeteciliğe baş Ba yaralamış ve nihayet onu faşist | mından 1927 de henüz doğ- gi İ mamış © bulunuyordu. O Onun ilk siyasi mevkii işgal etme- Mareşal Voroşilof YASET ALEMİN Mareşal Goering GÖNÜL:15 İŞLERİ Mesut Olmak İçin mi Evlenilir ? IYazan: Gönül Doktoru) Gencin hayali mesut bir yuva kur- maktır. Kız veya erkek ikisinin de rü- yası budur, Bunun için evlenir. Ev- lendikten sonra mesut olmıyacağımı bilse hiç böyle büyük maceraya atı- lir mı? Çocuklarımı evlendirmek istiyen ana babanın da en büyük dileği bu- dur; Çocuklarının saadetini görmek Kont Ciana Yarının Diktatörleri Kimler Olacak ? TIR. HULASA OLARAK OKUYUCULARIMIZA Şanghaya gitmesi ile neticelendi ve Ciano, bu Çin şehrinde İtalyan kon solosluğunu yaptığı sırada bir er- kek evlât sahibi oldu. Milletler ce- miyeti tarafından Çin vaziyetini tahkik için gönderilen beşetin Fe- ii erener TERİER Terrain Bee Çi seliriiğine “gecil Londrada toplanan iktisat konferansına işti- rak etti, daha sonra kabineye pro- paganda nazırı olarak girdi. Habeş harbinin kopması üzerine Kont Ciano, tayyareci olarak har- be iştirak etmiş ve Adisababya PAZARDAN P Yalanına GA NŞR ? YAZAN: | | Burhan Felek kırktan yukarı adamlar ole nun neticesi değil mide? Ne Ise, işte yaşı ve sıhhati Hacca imiye müsli olmiyanlar. başkasını nâmile Hicaza gönderip göya far ederdi. Hahi bir nevi ibadet ve- Bahsettiğim adamın başlıca o zensati bu isi. Köndi rivayetine nazaran, yedi, defa Mictza gitmiş, İki defa dn Yama- na. Başkaları, bedel için gittiği zaman- lar, onun, Şam veya Beyrutta vakit Deçirip Hacılar dönerken avdet elliği- ni söylerlerdi, Amma, ne dereceye ka - dar doğru idi, pek kestiremezdik. sirke ve turgu al geçinirdi. Tek merakına gelince yemiş ve bij- hassa Üzüm yetiştirmek olduğunu söy- lersem rahmetli sirkeci Hacının Vasıf larını tamamlamış olurum. Asıl üzerinde durulacak nokta bu idi. Hacının bu merakın; ler, onun da- ima çıktığı mahalle kahvesinde, doğru- dan doğruya kendine hitap stmiyerak falan yerde en okka ağırlığında üzüm salkımı koparıldığını söyledikleri 2m - man Hacının bunu en aşağı 15 okka ya- pip Musuldaki bahçesinde kestiğini id- dia etmemesine imkân yoktu. Hasının bu (manla- Merak) » 6 kadar Meri gitti ki bütün mahalle erkekleri VERİYORUZ. , , o varan ilk İtalyan tayyarecisi ol - muştur, Duçe, sırf meyva İle kendini bes- lemiye başlayınca Ciano da onun yolunu tuttu ve yakışıklılığını mü- hafaza için fazla yemekten çekin- ğına geldi. Her sabah 6.30 da Du- çenin karşısına geçerek, dünya va- ziyetini anlatır ve uzun bir gün- lük çalışmasından sonra ya evine, yahut karısının çok hoşlandığı par Jak ziyafetlerden birine gider. el AZARA Kendi lâtife etmek ve onun büyük bir Iman ile söylediği yalanları dinlemek | baş- hea sevk olmuştu. iin ben, bu adamsağıza Iki mu lu posta kartpes- “kendini - nin yetiştirdiği meşhur Musul üzümün- den bin adet çubuk göndermesini, iste- dim. İki akşam sonra tertip ettiğimiz bir plânla sirkeci o Macının üzümden, bağdan, asma çubuğundan anlamadığı» nı ileri sürdüler. Hemen, koynundan gı» kardığı Fransızca o kartpostali elimize sundu: — Ya buna ne dersiniz? diye salâhi- yetini ispat etti, Benim şaştığım şey, bu mdam kendin- de bir tek asma çubuğu kendisinin üzümle yarım saat bile mag gul olmamış bulunduğunu Bildiği hal de, bir iütife olması muhakkak olan böy le bir kartpörtala inanarak öleme gös- termasi idi, Başka bir defa da, Iğne ipiikin içini dilim dilim diktiğim bir elmayı biçare- ye “Amerikada yetişen bir nevi dilim- Ni elma, diye gösterdik. Önce Inanma- dı. Fakat kabuğunu soyup ta içinden ele ti dilim çıkınca yemin ederek, bunun daha büyüğünü ve içi on Iki dilimlisini Yemende gördüğünü ve tohumunu alıp Musulda yetiştirdiğini Vddla etti. O zaman hepimizin iâtife edip hop- landığımız sirkesi Hacıya benzer adem e rastgeliyorum. Bunla, dimi Alim, kimini sanatkâr, imis dramaturge sanıyor- lar, Ve kendilerine, sirkesi Hacıya be- nim yaptığım gibi yapılan şakalara, bir hakikat olarak İnanıp geriliyorlar, ge- elliyorlar ve geriliyerlar. 2 mlm ym — Günün birinde Hariciye Nazırlı- iano, görünüşü itibarile tam bir İtalyandır. Orta boylu sayılmıyacak kadar kısadır. Sağ - lam yapılı ve geniş omuzludur. Yü- zü canlı bir zekâ ifade eder. Açık sözlü, neşeli bir adamdır. Bedeni teşekkülü bakımından Duçeye ben- zer, üniforma giydiği zaman tama- mile babasının tavırlarını takınır ve o zaman aralarındaki benzeyiş büsbütün artar. Cinno'nun şöhreti ve diplomst- liği geçen yılın siyasi muvaffakı- — a m rl m gemini tır. İtalya Hariciye Nezaretinde bu lunduğu devre esnasında Habeş il- hakı, ya filen, yahut hukuken ta- nmmak yolunu tuttuğu için bu de- vir de Italyan diplomasisinin altın devri sayılıyor. Ciano, bundan baş ka İngiltere ve Fransa da dahil olmak üzere bir çok ticaret muahe deleri yapmış, Hitlerle görüşerek Almanya - İtalya bağlarım, İtal ya - Avusturya - Macaristan mü- nasebetlerini sağlamlamış, ve İn- giltere ile İtalya arasında temi- nat mübadelesine salk olmuştur. ALMANYADA: ugünkü Almanyanın en bel- Ji başlı üç siması Adolf Hit- ler, Mareşal Göring ve doktor Gö- bels'tir. Bütün rivayetlere rağmen bunların üçü biribirinden ayrıl- maz, beraber çalışır ve biribirini anlar kimselerdir. N Şüphe yok ki, Mareşal Göring, 2 numaralı nazidir. Canhılığı, as- kerliğe bağlanışı, parlâk zekâlı, fa- kat topal Göbelsten fazla sevilme- sine saik oluyor. Almanya Matbuat bürosu şefi Doktor Erich Gritzbaeh, Göring hakkında yazdığı eserde, en belli- başlı meziyetlerinin şunlar olduğu nu anlatıyor: 1 — Şövhlyelik, 2 — Yahudi düş- manlığı, 3 — Nezaket ve rikkati. Göringin şövalyeliğini anlatan harp hikâyesini her Alman bilir. Harp sırasında Almanyanın en meşhur tayyarecisi Rihthoven'e halef olan Göring, bir gün Fransız- lar hesabına dövüşen Danimarka- hı bir tayyareci ile karşılaşmıştı. Bir aralik Danimarkalı tayyarecinin mitralyözü işlemedi. Göring has - mının müdafaasız kaldığını anla- yınca kendini selâmlamış ve geri dönmüştü. Ar eserde anlatıldığına gö- re, Göring, küçük bir ço- cuk iken de âri olmıyanların üze- rine köpeğini musallat: edermiş! Bu da onun Yahudi düşmanlığının kati delili olarak gösteriliyor. Ne- zaket, ve rikkatine gelince bir ge- “İnsan halök ebedi bir gıdadır aldanmak, | YİK VE > Amma, kendi kendine aldanmak bil- izde gördüğümüz şeyyahların yüzde iin aksamları ve tatli cünleri Hacı Un o yem faydalı bir gıda midir? ileri sürülüyor. Yeni evlileri, tebrik ederken onlara saadet dileriz. Hülâsa herkes evlenmeyi saadetle birlikte görür. Halbuki evlenmek demek saadet aramak demek midir? Sevgi, gençlik, yenilik ilk zamanlarda hakikaten ye- ni evlileri bir saadet havası içinde ya- şatır, Fakat sonra yavaş yavaş gümüş kaplamalar dökülür. Hakikat sırıtır. Beklenen ve hayâl edilen şeylerden birçoğunun tahakkuk etmediği görü- lr. Ve artık mesut değildirler. Kendi kendilerine söylenirler: Ar- tık biribirimizi sevmiyoruz, demek mesut değiliz.,, Sanki saadet evliliğin ayrılmaz bir unsuru imiş gibi, evlilikte daima bu- nu bekleriz. Başka hiçbir hâdisede saadet beklemeyiz. Halbuki evliliğe bütün çıplaklığile bakarsak bunun saadetle veya bahi- sızlıkla hiçbir alâkası olmadığını görürürz. Muvaffak olmuş evlenme - ler veya iflâs etmiş evlenmeler var dır. Bunda kocanın, kadının, çocu - ğun, varidatın, yaşayış tarzının, dest ların, sıhhatin ve daha birçok unsur ların rolü mevcuttur. Saadet hava - dan toplanmaz, zaman İle, tecrübe ile; olgunlukla elde edilir. ça zannetmek bizi hayal sukutuna uğ ratır ve asıl o vakıt bedbaht oluruz. Düğün, hediye, yeni elbiseler, ye: ni bir hayatın başlangıcı gençi sarhoş eder. Suni bir âlem yaratır, gençler bu süslü ve sari edici hava içinde era geleli kayi eder. ler. Bu hayal biz müddet onları cid- den mesut eder, Fakat oyuncak, hediye, seyahat ço» | cuğu bir müddet eğlendirdiği gibi, bu İ yenilik te gençleri bir müddet avu « tur. Sonra saadetin tohumunu artık kendi içimizde aramak zamanı gelir. Hakiki saadet içimizde yaşıyan saa- dettir. Onu dışarda, suni şartlar için- de aramak yanlıştır. Evi ve hayatı şen ve yaşanır hale getiren biziz. Onun için saadeti kendinizde ara- yınız, evlilikte değil, bilâkis eve saa- Jeti götüren siz olunuz. kında, “Führerin en sadık arka- daşıdır,, deniliyor. l Fakat Hitlerin halefi, birçok ba- kımlardan kendisine benzemez. İkisi arasındaki benzeyiş inat ve i- rade kuvvetindedir. Fakat bu ka- dar... Hitler, kendi düşüncelerine mutaassıbane bağlıdır. Bir taraflı düşünür gibi görünür. Hit ler, Okendi kendini (o yetiş - tirmiş, Obasit ozevkli (baş - kalarının arasına karışmaktan çe- kinen bir adamdır. Göring ise bü- yük memurlar yetiştiren bir aile- nin evlâdıdır. Tehlikeler ile çar. pışmayı sever, Makyavel siyasetini sever, fakat ayni zamanda roman- tik, hattâ Donkişotça tarafları olan fakat bir işin yalnız bir tarafım dü şünmekle kalmıyan bir adamdır. Bugün hem asker, hem devlet a- damı, hem hatip, hem teşkilâtçı, hem diplomat, hem sanat muhib- bi, hem sporcudur. Azameti sever, üniformalarile şahane tayrile meş- hurdur, fakat, hareket adamıdır. | öring büyük harpten son- ra ihtilâlcilerle beraber çar lışmak istemediği için Danimarka ve Isveçte tayyarecilik yaparak ya şamış ve Barones Karin Fok ile ev- Jenmişti. Karısı 1931 de öldü ve Göring, 1935 te aktris Emmi Sonnenman ile evlendi. Göring bu iki evlilik Arasında kendi siyasi kıvmetini keş fetmiştir. Tâ baştan Hitler ve Lu- dendorf ile birlikte çalışmış ve Hit. ler ile Ludendorfun hükümet dar- besi teşebbüsüne iştirak ederek fe-