Mİ ği GEREDEDE: Yeni Elektrik Tesisatı Tamamlanıyor Gerede (TAN) — Kasabamız bele diyesi iyi çalişiyor. Elektrik tesisati bitmek üzeredir. Geredenin elektriğe kavuşması bir gün meselesidir. Belediye reisi ihsan Yalçın, saati halka haber vermek üsete bir cana- var düdüğü alınmasına da katar ver- miştir. Yeniçağa'da Çalışmalar Gerede (TAN) -- Yeniçağa pahiye- si C. H. Partisinde semereli bir #ütet- $e çalışılmaktadır. Her Pazartesi ge- cesi medeni bilgiler, Kayvaricılık, #p- birli gazlerden köruhmâ çareleri hakında konferanslar verilmektedir. Cümartesi ve Çâfşamba götleri de kâdirilara biğki ve dikiş dersleri ve- rilmektedir. Bu derslere 57 Bayan iş- tirek etinektedir. Bü #ehe içinde Yeniçağaya daimi | bir ebe getirtilecektir. Ayni saman da her ayin bir gününde döktor sel bâdilip halk imeccanen muayene ölü nacaklir, Yeniçağanın bütün sokaklarına ya- kında küldirim taşi döşenecektir. Müdürünün çalışmaları sayesinde Ye niçağa nahiyesi gümüne bit sahiye şeklini almaktadır. # Gerede (TAN) Sulh hukuk hâ- kimi ve Halkevi köycülük şubesi baş kâhi Saim Biselmanın Küirşehir Sulh hukuk hâkimliğine tayini mümasebe- tile Halkevinde bit çay ziyafeti ve riltniştir. * Gerede (TAN) — Halkevinde intisamlı galışılıyor. Temsil kolu bir müsamere hazırlamaktadır. Kasaba « Lıya ve köylüye, Zehirli gazlerden kö ruhta çâreleri öğretmek üzere kön- fotronslar verilmektedir. Safranbolu Kazasınıt Karabük MEMLEKETTE Ai Civarına Nakli Düşünülüyor Bafranbölü, (TAN) — Zonguldağa bağli olan kazamızda 64531 insan ya- sıyör. Kasabamızın nüfüsü (se 5309 dan ibarettir. Saftanbelü, kışlık ve yazlık ölurak Iki kısımdan o mürek- keptir. Kışlık Safranbolu bir dere &t fatıma yapılmıştır” 1i38 evi ve 800 dükkân vardır. Halkın yazın tağihdi. Bi Satranıbölu, 9 kilometre ötede bağ İst arasında kürulmuştur. 1075 ev den teşekkül etmiştir. Kasâbamiz, mafhur bir yer addo- Yutâbilir, Caddeleri dâf olmakla be- faber muntazam şekilde kaldırımlar #niştar, Safranbolüdan Karabük'e Kaymakam İhsandan aldığım isa hata yöre, Safranbolunun haritası yaptırılmış ve tasdik ettirilmiştir. Fa kat, buğün Safranbolu kasabasının başta yöre nakli mevzüubahistir. Çünkü kışlık Safranbolu çukurdas dir, sıhhat bakımlarından iyi bir mev kide değildir. Buna mukabil yazlık Safranbolunun havasi temizdir, sü Yü boldur, mevkii bağlıktır. Diğer tâ taftan, 13 kilametre uzaktaki Kara- bük demir ve çelik fabrikalarının ku tulmuya bşalamaâsile büyük bif ehöm İmiyet alinıştır. Ekonomi bakımların. dan Safranbolühun Karabüke taşin- tası İyi olacaktir ve bu, zamanla kendi kendine de etgeç olacaktır. Bugün, Karabükteki inşaat dolayı- Alle, Safranholunun ekonömik vazl yeti birdenbire inkişaf etmiştir, alış vöriş siyadeleşmiştir. İki yl evvel iş sizlikteni İstanbula gitmekle alan Zat fatbolululat, şimdi ticaretin bolldğ- Safranbolu Kaymakamı B. İhsan lar. Her gün Safranbölü « Karabük örasında ötebüsler ön kadar sefer ya- İbiyorlar ve Karabükte çalışanların hepsi, Safranbolu ile münasebette bu İlmuyor, Safranbolunun İhracatı şimdilik ke testeye, mamul deriye, tiftiğe, Sale- be, balmumuya ve av derilerine ihhi- sar ediyor gibidir. 120 bin hektar vüsatindeki ormanlarının başlıcaları Şunlardır Büyük Düz ormanı, Turna, Helge- me, ölü yaylâ.. Buralarda, kereste imal öden fabrikalar Vardir. Köy Kalkınması İçin Köy kalkinmas programının osas- masından dolayi memnun bulunuyor HENDEK TE: Köy Eğitmenleri Hendek köylerin- de vazife aldılar Hendek; (VAN — Arifiye köyü & gilinemleri Yetiştirme kursuhuh ge geh teğrinieyvel #ohünda vetdiği ik mebunlardan sekiz Kişilik bit grup, Başözrelmenleri Fever Günçerin & daresi altındâ iki dydanböri kendi köylerinde çalışmiya Bağlâmışlardır. |Bu kısa müddet zarfında eğitmefile- rin köylerde iyi tesitleri gürülmüş- tür, Eğitmenler, yalnız büyük, küs çük köylüleri okutmakla kalmamiak- ta, tarla işleri, hayvancılık, sebzeci- lik, sütçülük, fidancılık ve arıcılık gibi köplülerin geri kaldıkları işler: de kendilerine rehber olmaktadırlar. Vine eğitmenler, köy kuyularım ve lâğınılarını fenni şekilde kapattırnı- ya; yolları ağıçlandırmıya ve çamur dan kurtarmıya başlamışlardır. Gece derslerinde de köylülere iç- timai telkinlerde bulunmaktadırlar; ından beşer yüz adet dut fidanı ve- rilmiştir. Bu fidanlar kismen okul bahçesine dikilmiş, kısmen de köylü- ye dağıtılmıştır. Böylece Hendek ve havalisinde ipekböcekçiliğine doğru İler eğitmene, İzmit vilâyet fidanlı- | 1-3- 988 Üzak Sarktakı Harekâta Bir Bakış (Başı 5 incide) Orta Çin Japon ordusu (0. & Y. O.), Yeni hâdise olarak, Hangekiöru #nuhafebe ile #âptetMiş, Yâfidize irmâğifan Şatiğhağ - Chirkiâhg munsap kısmının şimal kıyıların: da birkaç yer almış ve Nanking şimlinde Pükow'dan, “deriityölü bounda Şimâle Süclöw istikâme tinde yürüyen bir kol da Çinlileri le müsademeler yaparak yalnız 40 km. kadar ilerileyebilmişti. Müte baki kuvvetler başlıca Nankiriz » Wuhü - Han, lunuyorlar. Bu ordunun karğısında Çin otdu sunun asıl büyük kısmı Wuhu'nun cenup batısıfiği Ve Hâriğehöw İava- lisindedir. Hangehow cenubunda (Chekiang vilâyetinde) ve Pukötr - "sinan demiryolu üzerinde ayrı gruplar halinde, Çin kıtaları faali- edir. . imali Çin, Japöh ördüğü (Ş. Ç. Y. O), başlığa küvvetle- ri İle Peking - Tientsin Sarı irmak batısı - Centing dolaylarında bu- lunmakta ve Shansi ve Sutiyuan'da bam #Mmüftezelet bulündürmükta idi. Nankihg'in zâptınıdan sotu bu orduda yeni hâdise, Sarıırmak ge şilerek, 40 gündenberi Japon töp ateşi ile harap olanı Tsihan'ını, 13 - 30 de, şiddetli #hüharebeler Retice $İ ve birçok telefat mukabili zaptı ve buradan itibaren Tsingtao isti- kametinde bir kolun yürümesi oi- muştur. Bu hareket, Birincikânt- Bow cephesinde bu- rikn iğ veya İS unda, İsing'de bu- iunan Japon iplik ve kumaş fabri- kdlarının Çihlilet tarahıtidafi ya- Kilihdsi üzerine ihtiyar olunmuştu. iililör ddfhal Tiinat'ın ce- nubunda bulunan Tsian'ın şimalifide kuvetli bir mev3i tula fik töpgüları ile Jâpotilâr durdur #iüslar ve Ttingiao demiryolu ü- zerinde Weiksien'in batısında Ja- pon kolunun ilerilemesine şiddetle mâfi olmuşlardı. Bundan başka Shârisi ve İlopci vilâyelleri cenup kismlerindâ bulunan Gin Miütrezelğri, örta vo Şimali Çin &- tasipdi, Passifik kıyısında Hai- chow'dan başlıyarak Suchow ve Chöngöhow'dâ Tüinân - Pükow ve Peking - Hangehow deiniryollarını keserek Shânsi vilâyetinin mörkâ- 21 Şian'a giden Ve Lünghai detnifs yolu adiyle #hstutf ölari, Hattı #iuha faza ediyorlardi. Bunlardan başka Pekinig-Hangehew demiryolunun bi hassa Sür ırmak clvaritda ve da- ha cönubundaki kısımlarında dahi Çin Kıtâlari tahaşşüt ediyordu. Görülüyöf ki. Şimal ve Orta Çin, Japöü ordulürı, Çin kitâlâtinin ie gali altında, 500 km. kibi büyük bit este ile öyrilmiş idiler. Her iki imuhafip taraf harbe sonuna Kadar devam katâri verdikleri sefi #â, artık Japön ve Çin Büğküül- dahlıklatının me Şölda Ve hangi hedeflör peşinde hareket edöcüks leri mev#üü bahiâblüt ki bunu da yarın okursunuz. bazı da ik adim atılmış olüyor. KIZIİLCAHAMAMDA: Gece, Bir Avukatın Evini Taşladılar Kizlönhümâri (TAN) “- Burâda bir &vükatiti evinde kimse bulührü: diği bif sattahda bütün pehcöre cati- VAM tüşlâ Kıfilmiştir. Hâdise gedey- Yin vükübülmüştür. Bunun bir hüsüs met veya sarhoşluk eseri olduğu #âs Atliyof. Tahkikat yâpilmaktadir. Kizrleâhamamlar Tamir Edilecek Kirilcaliarim (TAN) — Kirilca- hamam kaynaklarındaki asrdide te- NEVROZİN Baş, diş, nezle, grip, #omatizma, Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. İcabinda günde üç kaşe alınabilir. ÜSKÜDAR - KADIKÖY ve Havalisi HALK TRAMVAYLARI TÜRK ANONİM ŞİRKETİ Hissedarlar ütmümi heyeti 31 Mart 1938 Pefşembe günü öğle- deh önce sâat on buçukla Şirketin Usküdar'daki Merkezinde adi BUGÜNKÜ SAFRANBOLU : Safranbolüdan bir görünüş Bu ilk gideceğim balo için siyah satenden bir elbi- 88 yüptirmiştim; Hasan, ben iyi gişinemezsem diye yine üsülüp durdu. Kaç kere, işi gücü, elbise, modi düşünmek olan İsmet Hanıma sordu! — Atâba Yıldız nasil bir elbise yaptırım? diye. Beni tanıdığı gün, giyinişimi, düşünüşümü her tür lü #evkimi, herkesinkinden Üstün bülan Hasan, şimdi beni giyindirmek için başkalarının sevkine mütacaat ediyötdu. O akşam siyah saten, dümdüz, yakasında yalnız bir çiçek olan elbisemi giydith; başıma siyah, urun bir tül sadrim. Yüzüme hafif bir pudrü gesdirdim; dudaklarım, yanaklirim Kendinden ( #öhklenimişti, Hasan sağıma geçiyor, soluma geçiyöt, Utaklağip karşımda duruyor, elbiseye, bana bükiyofdü.. Ahliyordum, 6 bep behim giyinemediğimdeh korkü- yordü; durup durup "acaba büşha bir renkte mi yap tıtsaydın bu elbiseyi?” diye üzüntülerini gösteriyor- du. Bense kendimi pek beğenmişlim; siyah elbise ile yüzüm hem solgun, hem de fehkli görünüyordu. Vücudüm, biçimli, ineeydi. Üsetimde göze çarpanı birşey yoktu; o kadar sade idim. İsmet Hanımla Namik Bey bizi almiya geldiler; - İsmet Hanımın üzerinde yine Kaltrüsiden alinmiş teni Ferik boncuklu, pullu bir tuvalet vârdı; Hasan hemen ona sordü: -- Nasil Yıldızın elbisesi? Sizinki gibi bir şey öle, diye ö kadar söyledim, dinlericdi. Bu, pek kara, pek sade, değil mit, İsmet Hanım: — Eh, dedi; mademki kendileri beğenmişler... Bu emlede birçok mâna gizliydi: “Bir şeye beh?e miyor, amma, anlartiyor, ne denir?” gibi Namık Bey: -- Gök sade, çek kibar elbiseniz, Yıldız Hanım; Aedi. Rehkten, boncuktan Usahdım artık. İsmet Hanımı göstererek: * — İsmete de o kadar sövlüyorum. dinlemiyor: larına göre, Safranbolü küzâsında müzir hayvanlarla mütadelş edile öek, dümüzliklar âlinacek, köy okuna odalari yaptınılması için malzeme te- min edilecek köylerde kiremit, kireç, taş ocakları kurulacaktır. Kazamızda kültür vaziyeti de yo- lundadır. Safranboluda 3; kaza dahi- Mpde 45 ilk ökül vardır, Bunların Şir misli yenidir, asri şekilde inşa ölün- müştur. İki yerde de köy yatılı okulu yaptırılacaktır. Safranbölü çocuklarının yüzde 411 öküyor. Talebe sayısı, 9073 kiz ve OBA erkektir. Bu adetler, bir öfta mektep açılması ldsumunu göster - füektedi İllâ mevsimin en pahalı, eşi bulunmuyan modelini yedek... N Perapalasın döner kapısından içeriye akın akın, renk tenk insan daliyor. Biz de girdik; mantolar vestiyere biraktık; salona ayak basar basmaz katşi- mâ iki tombul genç kiz çıkı; Hasaha doğru & titarak yaklaştılar: — Bü kadar samandıt ne oldunu? ki? Hiç bir yer. , de sise rasigelmemişiz... Hastaydınız, ne vardı?, Selâmlaştılar; Hasan kızlarla beni tanıştırdı: — Matmazel Dora; Matmazel Süzan, > Katım Yildiz... Kizlatın ağti âğık kaldı! * He. Siz evlisiniz? Bizse sizi bekârtiniz san- müşiğ; hiç bize söylemediniz kl. — Evet, evliyim. Hüsünitı bu rastlayıştan canı sikilmiş #fbiydi: gâ- buk ayrılmak istiyordu; kızın biri Hasana: -— Ne vakit ki gelirsiniz, bize hanımınım da ge Miriniz; olmaz mi? diye beni evine dâvet elti, Hâsana sordum: — Bu yeni dostlarınız kimler?. — İtiş önnım, iki #rmeni kız, İsmafi Beyin dak- âlölüri.. — Ne samimi dostlar peyda etmişsin, maşallah bön görmüyeli.. Hasân sikıldı, Siste. Allı, güllü giyinmiş, başlafına refik renk giçekler İ sisatın tamir ve tevsii hükümetçe ka- rârlaştırılmıştır. Yapılan keşif bunun 8 bih liradan fazlaya çıkacağını gös- törmiştir. Hamam inevsiminden &v- vel tamirata başlanilacaktır. Kısileâhâmam Ağâçlânacik Kızılcahamam (TAN) — Bir, iki sene evvel Ankara ziratt müdürlü ğünden buraya getirilip şosenin etras fına dikilen fidanlar, ziraat memuru olmüdıği için gayri terini dikildiği ve yor. Yehi sitdat memürümüz Bat Ka raca, Ankaradan tekrar fidanlar ge: tirtip diktirmiye karar vermiştir. # Kızılcahamam (TAN) — Hükü- döktofumuz Ibrahim Alp, muntazam Mieddisinden dolayı vekâletçe bir tak- bükilmiadiği Gihetle kurumuş bulünü- | surette toplanacaktır. Esas'Mmukaveletiameye göre en az beş his- sesi bulunanların hisse senetlerini içtima gününden bir hafta ev. veline kadar, Şirket veznesine yatırmaları ve dühuliye varakası almaları ilân olünur. Görüşülecek işler * i — İdare Meclisi ve Mürakıp #aporlatmın okümmast, 2 — Bilângonün tasdiki ve İdare Meclisinin ibrasi, 3 <— Esas mukavelenamenin otuz dördüncü mâddesine göre İdare Meclisi âzaliği için intihap icrası ve otuz beşinci maddesine göre vaki intihabım tasdiki, 4 — Mürakip seçilmesi ve ücretinin kararlaştırilması, Üniversite Rektörlüğünden : “ıp Fakültesi Anatomi İaboratuvarına alınacak üç kalem tıbbi sefanin açık eksilimesine verileri fiat yüksek görüldüğündün ayhi Şeralt ile 7-3-938 pazartesi günü saat 15 de Uh iversite Rektörlüğünde tekrar ihale edilmek üzere açık eksiltmeye konul muştüf. (İ1İĞ) dirmame ile taltif edilmiştir. takinmış; yüzleri Kayteri gülleri gibi kıs) ve şişkin Ermeni kızları biz yürürken bitibirlerini dürterek birğeyler fısıldâştılar, gülüştülef.. Balo ayti #amahda güzel, kibar; gülünç ve bayağı İdi. İstanbulda geti, mütaâssıp, görgüsüz aileler ya- nında şüphe yek ki evlerinde intiğam bulunan, bir Avrupalı gibi yaşamasını, giyinmesini bilen aileler de az değildi; balo halkının büyük bir kisti bü te- Kimdâtdı; güzel giyinmişlerdi; vakur ve Kibürdilar, Gülünç tarafı; elbiseler dekölte olduğu halde başlar hâlâ âğiliamıştı; saçlar üzünlü, kısalı, renk renk tüllerle örtülmüş, alarüs sarılmıştı Kenar kanapelerde genç, Yaşlı, daha kapalı, daha âlatütka; bir manken gibi kımıldamadan oturân ka dinlâr, Hattâ bunlafın arasında bölki yalnız (balo) görmek merakile gelmiş garşaflılar vafdi.. Salonları dolaştık; bir aralik İsmet İHahim İHasi- na; — İşte sizinki geliyor. Diye karşıdan gelen çok boyalı, tombulea bir gönç kadin gösterdi. Hasan, böyle ulu orta konuşan İsmet Hanıma yi- ne kızdı: “— Neden berimki ölüyor, Hanimefendi, rita &dö& rim, Tombül, boyali kadın önümüze gölinşili.. Hasan elini uzütki, teklifsis bir tavırla, âdetâ tükürüklerini -— Nasılsınız, Hanımefendi? — Ya siz, nasılsınız? Sizi kaybettik, canım! Dost- Tuğunuz bu kadaf mı? Ve bir kırıtkah kahkaha... Lüzümsuz, bir bel ve Böğtüh kiriş. : Hâsan böhi gösterdi: -- Yıldız biraz rahatsızdı da... Tanışmazsınız, de Zil mir, Karım; Yildiz... Bana döndü: — Raife Hanirh. Anladım; Kadıköylü Raife dedikleri, hastayken göre gündüz dedi ködüsühu dinlediğim; seninki, nunki diye kimin üzerinde kâldiği, kalacağı mühaka- $a edilen meşhur kadıri; demek bü kâdıninişi Ayrıldıktan sohra İsmet Hâhım Hüsânat — Şu koket kiymetli; bayağı kadırilarıri da Bere #ihi beğenirsiniz? diyd yine hücüm etti. Örtü salonda bir masaya oturdük; İsmet Hanimia Hüsafi bir İlki dühsettiler; lâkin İsmet Hanim çabuk yoruldu; döndü. Hâsan Kadıköylü Raife ile, Ermeni kızlarile dansetti; soluk Söluğâ © da döndü: — Beceremiyörlini; vesselâm... Hepsinin ayvakla- fına, eteklerine Bastım; kadınlara ayıp oldu; bütü ür kik otürayım... dâdi. İsmet Hüpimir gözleri etraftâ iti; Namık Bej'has İoya girdikten sonra bir daha görühmemişti; Hasan, onu dansedörkön gördüğünü söyledi; İsmet Harim şimdi Hasanı sofguya çekmiye başladı; kocasının kin lerle dansettiğini öğrenmek istiyordu. Nihayet Namık Bey uzaktan göründü gelince İsmet Hanım fena halde ağzını açtı — Her zaman behi böyle bırakır, gidersin! Alemin karılarım eğlendireceğine biraz benim yanımda ©- tur; sende hiç utatma yok mu? Nöinık Böy bu iltifata aldırış etmedi; olurdu. Kaş- larini gatti, uzaklara baktı; boş dakilca sonra ayağa kalkti, betim önümde eğildi" (Döböms tar) vatiimıza