28 Şubat 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

28 Şubat 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Paris Modasına Göre! Gündüz Elbiseleri Kp yö ceketleri eskisi- ne nazaran daha uzun ve daha rahattır. Geniş yakalar artık gözükmez oldu. setlerin açık duran önlerinden bluzlar görün- Mektedir. Paltoların arkaları re denkot gibi sıkı ve bele yapışıktır. Truvakar modası çoktan geçmiş- tir. Paltolar düz hatlarla dizlerden Sşağı kadar uzanır. Bteklikler yer- den otuz beş santim yukarıda ve Etçen senekine nazaran süslüdür. Eteklerin vücude oturması pliler Ve pli kaşelerle temin edilir. Çizgiler ve benekler: 1938 kos- tümleri, amudi i, verev çizgili kumaşlardan — yapılmaktadır. Bu bahar da her seneki gibi Polka be- Bekleri vardır. Blüzlar: Eteklerin Üzerine ye- lek şeklinde çıkmaktadır. Yakalar dik, kollar ortadır. En çok külla- hılan kumaşlar çizgili ve benekli sert İpeklilerdir. Omuzlar: Eskisine nazsran da- kâre ve eteklerin enliliğile mu- Yazene temin edecek kadlır geniş- tir. Cepler ya üste dikiümekte ve- Ya içten sade kesikler halinde gö- Tünmektedirler. Bel: Beller normaldir. Geniş ke- Merlerle iki türlü yapılır. 1. — Be Mi aşağı görünmesi icabedenler, blâ zun, 2 — Beli yukarı görünmesi icap edenler eteğin kumaşından yaparlar. umtaşlar: Bu sene, yünlü, fanilâ, serj, gabardin, al- paka keten çok kullanılacaktır. Renkler: Renkler pörlak. veya donuk ta olsa geçe tun ve morlermdan çok" uzaktır, Bahar kostümlerinde açık mavi ve gri, yaz kostümlerinde maren ve toz pembe kullanıla tır. Ustteki, mavi yünlü kumaştan yapılmış olan tayyörün beli sıkı en senenin eflâ- olmakla beraber, önü iliklidir. Ya- ka geniş olarak yapılmış. uçların- dan itibaren sıra sıra bastırılmış- tar. Kollar uzundur ve eldivenin içine kadar uzanmaktadır. Şapkanın kenarları açık ortası koyu mavidir. Alttaki kostümde be- neklerle çizgiler birleşir. Palto- Mun zemini siyah çizgileri sarıdır. Içeride bulun»n elbise siyah üs zerine sarı beneklidir. Paltonun astarı maşındandır. Bu model biraz klâsiktir. Fakat bu modelde sadelik tercih edilme- si, elbisenin daha kullanışlı olma- 81 içindir. elbisenin ku- Bir Tek Şapkaya Altı Şekil Vermek siyah kadife ade Öcü "m 5 yapılan bir şapkaya pek az Şık bir tayyör I# masrafla birçok şekiller vermek eli-! mizdedir. Resimlere dikkat ediniz; 1 — İngilterede Kent düşesinin gi; dibi bu sade, fakat zarif şapka saçla- rın ortadan ayıranlara iyi gider. Saç klipler hem ucuz, hem de sıktır. Bu klipleri şapkanıza koymadığınız larınızda da kullanabilirsiniz ayrığının iki yanına konan n esvap | 2 — Şapkanıza bir değişiklik ver- mek için giydiğiniz jerse esvabın ren ginde kalın yünü, kordun halinde bü küp şapkanın etrafına iliştirebilirsi- niz. Arzu ederseniz bu kordonun uç- larını alnınınzın ortasında bir tuğ gi- bi yükseltebilirsiniz. 3 — Bir çay elbisesi ile giyinmek için şapkayı biraz daha gerip giyip önüne üç tüy takarsınız. Bu tüyleri önden bir kliple tutturutsunuz. 4 — Yedi buçuk santim eninde kur deleyi, verevlemesine katlayıp. resim de gördüğünüz gibi taç şeklinde ke- siniz. Bu tacı şapkanızın önüne rap- tedersiniz. 5 — Şapkanızın üzerine seyrek benekli bir vuvalet koyunuz. Tuvaleti, sadece uçmaması için bir, ince ve iki yerinden şapkuya iliştiriniz. Vu- valetin reglije bir halde durması z6- Tafetini artırır. 6 — Genç gözükmek İsterseniz şapkanın etrafına geniş mavi bir ka dife kürdele dikip kurdelenin uçla- rını alnınızın ortasında büyük bir fi- yango ile birleştiriniz. Kiâsik bir tayyör Moda âleminde Moda ve güzellik mütehassısları bu günkü klâsik renkler haricinde yeni Uşmıya başlamışlardır. Bir Fransız kimyager iki senelik bir çalışmadan sonra üç yeni renk icat etmiye mu- vaftak olmuştur. Bu renklerden biri pembe ile eflâtun arasında yepyeni ve çok cazip bir renktir. Adı da “Gök pembe,. dir. Öteki renk te yumurta İsarisile kırmızı arasındadır, fakat ma İvi şanjanlıdır. İ Ancak mütehassıslar, renk mesele- sinde mürekkep renklerin istikbale hâkim olacağını ileri sürüyorlar. Ku- maş fabrikaları, daha şimdiden yeni renk icat etmek için çalışanlarla mu kâveleler yapmak için harekete geç- mişlerdir. Bu yeni renklerin saç renklerine e sirayet edeceği anlaşılmaktadır. Yepyenirenkler | renkler icat etmek için hararetle ça- | Re "rr! * Halkın 24 Saafi ç Saçlarımızı Nasıl Muhafaza | | ş 7 Uzak Şarkta Cephe--Gerisinde Şanghay İçinde Edebiliriz? i Nasıl Geçiyor? Ss güzelliği, insan vücudünün bütün güzellikleri “gibi sıh- | hate bağlıdır. Dikkat ettinizse, bilir- siniz ki, hastalandığınız zaman saçla- rinız da bozulur, Yediğiniz şeylerin saçlarınız Üze- rinde büyük tesiri vardır. Fazla tuz- lu yemekler saç diplerini kuruttuğu gibi başı da kabuklandırır. Lüzumun- dan fazla et yemek, midede asidi ar- tırdığı için saçlar için muzırdır. Ni- şasta bülün kan sistemine tesir eder ve saç guddelerinin ifrazatını Hüzu-| mundan fazla artırır. Yağlı. saçlar, yağlı gıdalarden ileri gelir, Saçınızın bu temayüllere karşı gel mek için tabii tuz seviyesini muha-| foza edecek şekilde pişmiş sebzeler, yemelisiniz. Saçlara yaptığınız ondülâsyon. per) manant, sık sık şampuvanlarla yıka- mak ve losyonlarla yapılan friksiyon lar gibi ameliyeler saçların tabii yağ| larını kurutur. Bunun için saçınızı | temizlemeniz * lâzımdır. o Sabunsuz şampuvan'ar, ortaya yeni bir saç te- mizleme usulü çıkarmıştır. Yalnız saçları temizlediğiniz gibi beslemiye de mecbur olduğunuzu unutmamalı- siniz. Saçınızı her temizleyişte tamamile yağsız bıraktığınizı düşünün. Eğer, hilkaten saçınız yağlı ise bir şey yap- mak icap etmez. Lâkin saçınız kuru| ise kurutmadan temizliyen şampu » vanlar kullanmanız lâzımdır. Kuru saçlara her gün biraz zarar- sız briyantin veya badem yağı sür melisiniz, Süreceğiniz yağı elinize döktükten sonra fırçayı bu yağa sü- rüp saçınızı fırçalarsınız. Bu suretle! saçınız hem beslenir, hem de şarlak- lığını muhafaza eder. Eğer saçınızı bu kadar yağlamak kâfi değilse haftada bir gün zeytin yağı İle yağlamalısınız ve mak- mı biraz ılındırdıktan sonra parmak- larınızı bu yağa batırıp saç köklerine İyice masaj yaptıktan sonra başınıza sıcak ve nemli birer havlu sarıp yir- mi dakika böylece beklersiniz. Hav-| lu soğudukça yenilemek lâzımdır. 20 dakika sonra başınızı sabunsuz bir şampuvanla yıkarsınız. Mühim bir nokta da saçları katiyen | yaş bırakmamaktır. Uzun zaman yaş kalan saçların cinsleri bozulduğu gi- bi renkleri de koyulaşır. Saçlarınızı şimdiye kadar boyama. | dınızsa ve boyamak niyetinde iseniz | bu işi yapmadan evvel iyice düşünü- müz. Saçlarını boyayan ne kadâr ka- dın varsa hepsi bilir ki, insana on çok yaraşan. saçının kendi tabii rengidir. | YEMEK KİTABI NEMSE BÖREĞİ Böreği yapmak | lan harç mikları: 500 gr. un, | 500 gram tereyağı, 3 yumurta, 10 gr. Tuz, 225 gr, ılık su, Unu hamur tahtasına yayıp ortasım | havuz şeklinde açtıktan “sonra 10 gr. tuz, iki yumurta, 225 gr. ılık su ilâve ediniz ve bir müd- det iki elle birden yuğurup, ba- mur muntazam bir top haline gelince bir iki dakika daha yu- gurup 10 dakika kadar dinlen- diriniz, Dinlenen hamur bir san- tim kalınlığında bir merdane ile daire şeklinde açılıp ortasına 500 gr. tereyağı konulur, sonra boh- ça şeklinde kapatılır. Böylece dinlendirilen hamur Merdane i- le bir santim inceliğinde muste- til olarak açılır. Açılan musta- ©lin bir ucu ortesına getirilerek | kapatılır, diğer ucu da ayni şe- kilde ortaya doğru kapatıldıktan sonra hamur unlanarak üzerine nemli bir bez örtülüp dinlendi- rilir. Bu ameliye üç defa tek - rarlanınca hamur üç milimetre inceliğinde açılıp istenildiği şe- kilde kesilir ve evvelce yağlan- mış olan tepsiye dizilip üzerine yumurta sarısı sürülüp orta hı | raretli fırında otuz dakika | şirilir, in lâzim ©- Şen zamanlarda Şanghay zi yaret edenler-burasının ha kikaten Babil kulesi haline gek miş olduğunu görürler. İçinde bin bir çeşit insanın kaynaştığı bu bey nelmilel mahşer, Nuhun tufanın- dan değil, Japon istilâsından baş- larını kurtarmak için, tıpkı bin- lerce sene evvelki insanların kor- ku ve haşyeti içinde sırıtıyorlür, Japon harbine gelinciye kadar, Şangh en geniş mikyasta Koz bir şehirdi. EKğerisi Av - rupah olmak üzere beş milyon ka- dar insani besliyen bu Metropol Uzak ın ticaret merkezi oldu- ğu kadar büyük serseriliklerin pa yitahtı mesabesinde bulunuyordu. Çin - Japon harbi başlayıp ta isti- lâya uğriyan Çin şehirlerinden can larım kurtarmak kaygusile bura- ya gelenler eski nüfusa katılınca Şanghay, dünya yüzüne kurulmuş bir mahşer manzarasına büründü. Uzak Şark Avrupabar için koyu bir esrar memleketi olduğu kadar uzun müddet, ümitsiz ve parasız- ların sergüzeşt yolunda can attık- ları bir yerdi. Buraya gidenler bir vasıta ile kazanmanın yolunu bü- lurlarsa ne âlâ, aksi taktirde mah- volup gidiyorlardı. Şanghay, Sin- gapur, Melburn denilebilir ki, Av- rupa medeniyet ve ayni zamanda ih tirasının bir aygını attığı merha - lelerdi. Gönlü ihtirasla dolu oldu- ğu halde kendi memleketlerinde bu ateşi söndürmek imkânını bula mıyanlar soluğu buralarda alıyor- lardı Çünkü burada servet avlamak imkânı olduğu gibi bu olmadığı taktirde bin bir gece masallarını gölgede bırakacak sergüzeştler ya» şamak mümkündü. imdi Şanghayda kaynaşan insan kütleleri ezeli mu- ratlarına ermiş kadar memnun gö- rünmüyorlarsa da Japon âfetinin gün geçtikçe yaklaşan cehennemi nefesini duymıyan bir hissizlik içinde yaşıyorlar. Otomobiller, bisilketler | tram- vaylar büyük caddelerde baş- tanbaşa kayıp giderken & ayağın- da küçük pabuçlarile yürüyen i- pek meşlahlı Çinliler ve golf pan- talonlu İngilizler, bin bir emelin peşinde koşan bir istipal ile yuvar- laniyorlar. Birçok şehirlerde iyi semtler ol- duğu gibi Şanghayın da başlıca semti Wökwoy ismindeki geniş cad denin civarıdır. İngiliz ve scnebi müesseselerin toplandıkları bu mer kez ticari faaliyetlere sahnedir. Buna mukabil Şanghayın isimsiz Ilelerinin dar sokakları serse- bir araya toplandığı yer- Şın ıkla beyaz ve hattâ si- yah ırkın biribirile kucak- aştığı bu âlemin bilhassa esraren- giz taraflarını görmiye giden bir gazetesi, gözlerinin önüne Çin - Japon harbinin dehşet ve fecaati- ni unutturacak bir bollukla seri- len garip sahnelerin seyrine dak mıştır, Bu zatın anlattıklarına göre, sokaklar bir canbazhane halini al- mıştır. El çabukluğu yaparak dört beş bilyayı havada oynatan Çinli- lerden tutunuz “Mösyö,; bana bir dakika bâkiniz!,, dedikten sönre yeleğinizin cebinden saatinizi ses- sizce aşıran göz boyayıcılara ka - dar çeşit çeşit adam, polisin gözle- ri önünde gelip geçenden para sız- dırıyorlar. Bıçak atmakta mahir © Çinliler Avrupalıların İskrim hötaları gibi yabancılara ders veriyorlar, Japon güreşinin marifetlerini bilenler Av Tupa canbazhanelerinde iş . almak hevesine düşen kimselere bunları öğreterek geçiniyorlar. Adi cinayetler burada; önüne ku lay kolay geçilemiyecek bir geti lik almıştır. Cinayet faillerini'elde etmek hemen hemen mikânsızdır. Daha birkaç hafat evvel göğsüne bir bıçak saplanarak öldürülen biri yerden kaldırılırken hiçbir kimse katili tutmak için bir teşebbüste bulunmadı. Sebebini soruyorsunuz. “— Beyhudedir, diyorlar, Çinli simdi saklanacağı deliği bulmuş- tur bile!.. Polis gidip katil ordusi- le başını belâya sokmak istemez. — Katil ordusu nerededri.,,, — Şu sokağa sapınız. Burada göreceğiniz her kapı sizi bu ordu- nün karargâhlarından birine gö- türür. inlinin, çevik süratli ve be- cerikli hareketleri burada n Avrupalılara da sin- Paşupin de oyununda bir vakit oyuncu- biribirinin gırtlağına e- tılması yüreklere haş vere bir mücadele olduğu halde atiklik- te Çinlileri yenerek esrarengiz bir beceriklik gösteren Avrupalılar şoktur, Şanghayda hele bugünkü şartlar içinde hiçbir şey emniyette değil dir, Mal ve can, herhangi bir te sadüle kurban gidecek bir hazırlık la sallantıdadır. Bankalar Amerika h Gangsterlerin cüret maharetile beş dakik içinde soyulabilirler. Amer'kada tatbik edilmiyen dis siplin tedbirleri burada fazlasile varken yine eksik olmıyan haydut luk vakaları buranın hususiyetle « rinden biridir. an zamana kadar miktar. ları pek çok olduğu halde son hâdiseler dolayısile Çin top- rakalrını terkeden Avrupalı kadın- lar da göze çarpan sergüzeştler ya- şamışlardır. Bunlardan biri Mis Eleonor'dur. 1934 senesinde Şanghaya gelmiş olduğu tespit edilen bu kadın ev- velâ Avrupalıların devam ettikleri küçük barlarda varyete artistliği etmiş, ondan sonra tanıştığı zen « ginleri sır miştir. dikli ihtilaf ların çıktığı ile soymakta hiçbir s- cemilik göstermeden birkaç sene içinde Şanghayın iki ipek fabrika- sının sahibi olmuştur. Miss Eleonor gibi Şanghayda pek çok kadın saymak mümkündür. Bunların ekserisi biraz para sahibi olunca memleketlerine dönüyor - lar. Nitekim bu bayan da Japon tecavüzünü müteakip mallarını tas fiye edip çekilmek üzere iken bir yerlinin cinayetine kurban gitmiş tir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: