| | | Nasıl dogdu? - Nası yaşadı? - Nasıl battı ? No. 32 — IKINCI KISIM — Yazan: Ziya Şakir Kötü Bir Hükümdar, İyi Bir Aktör: Vahdettin Hidisatı, çok yakından takip e- den ve Anadoluda umumi bir is- yan çıkması korkusile tiril tiril tit- reyen Vahdettin, işe müdahale et- mek mecburiyetini hisseylemişti. Artık, efkârı umumiyeyi pek zi yade sinirleştiren Ali Kemal Beyi istifaya mecbur etmk için mahira- ne bir manevra çevirmek istemiş- 4 Fakat bu sinsi hükümdarın ken- özün atlatmak istediğini derhal hisseden Ali Kemal Bey, ondan da- ha kurnaz hareket etmiş.. Parlak bir istifaname yazarak koynuna koyup saraya gitmiş.. Padişah Vah- dettinin huzuruna çıkarak: aynen şu sözleri söylemişti: — Padişahiım!.. Bilirsiniz ki, Da- hiliye Nezaretini kabulüm, yalnız şahsı hümayunlarına hizmet mak sadından ibaretti... Meclisi Vüke- lâda, refiklerimi, menfi siyaset tedvirinden men'e muvaffak ol. dum. Fakat en nihayet, hidematı sadıkanemi inhilâle düçar edecek bazı vakayi tahaddüs etti. Bunda muvaffak olduğumu hissednler, icraatıma mâni olabilecek her tür- lü müşkülât ikadan çeknimediler. Muvaffakıyetsiz hizmet HMasından ise, resmen vezifeden müfarekati tercih ettim. Maddiyat ve manevi- yatım, zatı seniyelerine merbut- tur. Hususi surette arzı hizmet ve sadakatten çekinmiyeceğim. Yal- niz birşey istirham ederim. Vazi- fei resmiyemden tecerrüt etmemi vesile sddeden bütün hasımlarım, şimdi bana hücum edeceklerdir. Kulunuzu, bunlardan muhafaza buyurunuz. Ve bü sözleri söyledikten sonra da cebinden istifanemesini çıkar- miş; padişah Vahdettine takdim etmişti. Kötü bir hükümdar olduğu ka- dar, iyi bir aktör olan Vahdettin, derhal müteessir bir çehre takına- rak, çok samimi bir tavurla aynen şu cevabı vermişti: — Devletin. tarihi anlar yaşadı- İ şu feci devrinde, beni büsbütün yalnız bırakmıyacağınıza eminim... Sadakatiniz beni büyük ümit ve tesellilere sevketmiştir. Yine va- zifei sadakati ifa yolundaki vadi- nize memnunum.. Saray, her da- kika, ve bilâ kaydü şart, size açık- tır. Refik Beyle (1) beraber, teşri- ki mesaiden ayrılmayınız. Ben, her ikinizin de sadakatnie güve merek, irşadat ve telkinatınızı sa- birsızlıkla bekliyeceğim. Ali Kemal Bey, bu suretle Da- hiliye Nezaretinden çekilmişti. Hattâ, fırkaya devâmını da seyrek- leştirmişti. Artık bütün mesaisini, Padişah Vahdettin ile Damat Fe- rit Paşanın hususi hizmetlerine hasretmişti. adık Bey ile taraftarları. kı- sa bir sükün devresi geçir- e sonra, yine ortaya atılmış- ar; — Memleketi felikete sürükli- yen Damat Ferit Paşa kabinesini; Mustafa Sabri Hoca ile Vasfı Hoca bu milletin başına belâ ettiler... Bunlar, fırkadan çekilmeli. Fırka- mızı, bize terketmeli. « Diye feryada başlamışlardı. Alev, yeniden parlamıştı. Ve es- kisinden daha tehditkâr bir şekil almıştı, Asıl garip olan şu ciheti. Hür- TİYet ve İtilâf fırkası, senelerce Ortada süründüğü halde. tamami- le sahipsiz kalmıştı. Hiçbir kimse Ortaya çıkıp ta fırkanın varlığını etmemiş.. Sadık Bey İle İsmail Beyin Pariste, (1) Vahdettinin has müşaviri, Ye (hazinei hassa müdürü umu Mısırda, Atinada fırka namına çe- virmek istedikleri fırıldaklar müs- tesna olmak üzere, hiç bir fert, bu Sadık Bey, başına birkaç kişi topladı. Bunlarla kendisine tekrar fırka dlideri süsü veriyordu. Hal bedbaht fırkaya taraftar çıkmamış o puki, Sadık Beyin fırka namını ta. Şimdi onu, iki babalı bir çocuk gibi paylaşamıyorlardı. Sadık Beyin bu hücumlerma, Şehislâm Mustafa 'Sabri fendi sü- küt ile mukabele etmisti. Bu sefer müdafaa cephesine, Adliye Nazırı Vasfi Hoca Efendi geçmişti. Sadık Beyin, fırkayı parçale- mak.. ve bu parçaları da kendi ca- zibesi etrafında toplamak teşebbü- süne karşı, Vasfi Hoca, şiddetli bir ateş püskürmekle mukabeleye gi- rişmişti. Vasfi Hoca, Sadık Beyin ha- reketlerini (halnane bir nifakçılık) sözleriyle tavsif ediyor; müdafan- sını da şöylece tespit eyliyordu: — Fırka: hangi şekle girerse girsin. Meclisi Mebusan toplanıp ta, orada (ârayı milli) yi temsil et- medikçe.. yani, meclisteki siyasi fırkalar şekline girmedikçe hükü- mete (ademi itimat) beyan etmiye salâhiyeti yoktur. Sadık Beyin söz. leri ve hareketleri. boştur. Ben, fir kanın hem müessislerinden,hem de idare heyeti âzalarındanım. Beni fırkadan çıkarmak için, &ncak kon- grenin kararı lâzımdır. b Mustafa Sabri Efendi ile biz tesis ettik. Sadık Bey, iki sene sonra bi- 7e iltihak etti. Şimdi de bize mev- ki vermek istemiyor. Dağdaki gel- miş, bağdakini kovuyor.. Sadık Bey, bizi efkârı umumiyede dü: şürmek için çirkin silâhlar kulla- nıyor. Kabinenin mesuliyetini. fır kamıza yükletmek istiyor. Halbu- ki kabine ayrı.. fırka, büsbütün ayrıdır. Bizim, kabinedeki haro- ketlerimizi, bir vatandaş sıfatiyle tenkit edebilir. Fakat, fırka kapı- sından içeri girdiğimiz zaman, iş değişir... Hem; Ferit Paşa kabine- $i, fırkanın ısrariyle iktidar mev- kline, kendi emniyet ettikleri x0- vatı getirdiler. Evet, kabinenin muvaffakıyetsizliğini; daha — doğ- rusu, talihsizliğini bizde biliyoruz... Biz de itiraf ediyoruz. Hattâ, fır. ka namına bizde tenkit ediyoruz. Fakat, bundan fazla birşey yap- miya hakkımız ve salâhiyetimiz yok ki.. Amma ve Hikin, şu haki- kat te malüm olmalıdır ki; fırka- da, hükümet te, bizimdir. Bu he- kikati öğrendikten sonra; Sadık Bey, artık boş yere yorulmamal, telâş etmemelidir. telâş etmemelidir. diyordu. asfi Efendinin bu müdafaa- ları da, hücumları da zayıf dafaaları da, hücumları da zayıf gün, fırkada, yeni tema- Sadık Beyin tam can alacak nok- verdiği bu kütle, beş On (hazele) 7! den ibarettir... Sadrazam Paşa Pariste iken işlerim fazla idi. Sa- dık Beye, kâfi derecede mukabele edememiştim. Şimdi. Paşa Hazret leri geldi. Benim işlerim de hafif- ledi. Bir taraftan resmi vazifemi ifa edeceğim. Diğer taraftan da fır- kamızın sadık unsurlarını etrafı. ma toplıyarak Sadık Beyle büyük bir mücadeleye girişeceğim. Diye, fırkacılık ihtirasının son haddini göstermişti. stanbuldaki muhtelif düş manlarım azgınlığı arttık. ça artıyordu, Birçok kimseler, bu düşmanların zulüm ve hakaretle, rine uğramamak için evlerinden dışarı çıkmıyordu, Memleketin ve hükümetin vaziyeti, günden güne vahametin en derin çukuruna doğ ru sürükleniyordu. Avrupa siyaset mahfellerinde, altı yüz küsur sene. lik Osmanlı Imparatorluğunun a- leyhinde en korkunç kararlar ha. arlanıyordu... Bütün bu acı haki. katler, en bariz bir şekilde görü. nüp dururken, Istanbulda (Post kavgası), böyle bir cidal halini alı- yordu. * TArkası var) Çocukları Difteriden Koruyunuz Bu hastalığa eskiden anneler kuşpalazı derler ve bir yerde adı geçince, çocukları yanlarındaysa hemen onların kulaklarını çeker- erdi, Onların fikirlerinee, biyle kulak çekmek çocuğu müthiş has- talıktan korumak içindi. Zaten © zamanlarda hastalığın sebebi, na- sıl bulaştığı, nasıl korunulacağı ki- linmediği gibi nasıl irileceği de henüz öğrenilememiş olduğun dan annelerin bu hareketleri a yıplanamazdı, Şimdi ona herkes difteri hasta ığı der. Adımı değiştirmesi, biraz da, artık hemen her tarafı iyice meydana çıkmış olmasındandır. Kuş palazı esrar perdesi altında bir bastalıktı, Halbuki difteri deni» lince nereden geldiği, ne yaptığı, nasıl korunulacağı ve nasıl iyi edi- leceği öğrenilmiş bir hastalık hatı- ra gelir Şimdi de hastalığın bu ye- ni adı geçince, isterseniz çocuklar rın kulağını * ama pek hafifçe » çe- ker, yanağını da okşarsınız. Fakat bu kadarım yapmakla çocuğun hastalığa tutulmıyacağım sanır ve korumak için ne yapmak lâzım ol- tasına yüklenmişti. Eski dostunun | duğunu bilmezseniz pek ayıp. ço- bütün ihtiraslarım tamamiyle dizip) cuklarınız için de pek yazık olur. döktükten sonra; — Sadık Bey ile taraftarları, belki yeni bir fırka teşkil edebilir- ler.. Fakat hiç bir zaman, iktidar riste iken, gürültü patırtı ile beni ürkütmek.. Sadrazam vekili oldu- ğum cihetle beni istifa ettirerek böylece kabineyi kökünden devir- mekti. Halbuki ben. gürültüye pa- puç bırakacak adamlardan değilim. O zaman istifa etmediğim gibi, bu- daşların böyle bir fikirleri olsa bi- le, Sadık Beye inat olmak üzere, onları bu fikirden vaz geçirece- Vâkıa, şimdi difteri hastalığı 65- ki kuşpalazı kadar korkunç değil- dir. Eskiden ona tutulan zavallı ço- cukların yüzde yetmişine kadarı giderdi. Çünkü tedavisi bilinmez- di. Şimdi vaktinde yetişilince se- romla tedavi edilir, çocuk kurtarı- lar. Fakat ne de olsa çocuk için lü- zumsuz ve acıklı bir şeydir. anne- si ve babası, bütün ailesi, için de büyük bir heyecan. Sonra bas talık vaktinde tedavi edildiği va- kit bile birtakım sakatlıklara se- bep olabilir. Onun için çocuğun ona hiç tutulmaması elbette daha hayırlı olur, Yine vâkıa, difterinm adı esxı kuşpalazının adı kadar çok ve sık işidilmez. Onun tedavisi kesfedik. SİMİ li DIŞ TİCARET: Almanyaya Yapılan Yumurta Ihracatı Durdu Türkiyeden Almanyaya yumurta ihracati durmuştur, Yeni ticaret an- | laştması tatbik edilmeğe başlayalıdan beri Almanyaya ancak 1500 kental| yumurta ihraç edilebilmiştir. Satış fiyatları. yarım sandık hudut tesli- ma 41 —42 lira arasındadır. İhracatçılar satış teklifinde bulun dukları takdirde müsait fiyatlar alı- nacağı ümidi vardır. Ihracat, bugün- kü vaziyette devam ederse, Türkiye için aynlan 40.000 kentallik yumur ta kontenjanının dörtte biri bile dol durulamıyacaktır. Maamafih, ilkbs- hara doğru Ihracatın artacağı ümidi vardır. * Portakallarımız İyi Çıkmadı Dörtyol, Mersin ve Payas civarı portakallarından ikinci parti, geçen hafta Almanyaya varmıştır. Malla - rın ekspertizi neticesinde 9£ 16—18 nispetinde bozuk ve çürük olduğu, ambalâjlarının da matlübe muvafık olmadığı görülmüştür. Çürük ve bo- zuk 9e 7,5 tan fazla olduğu takdirde | fiyatta tenzilât yapılması kabul edil. | diği için bu satışlardan beklenen 1s-| tifade temin edilemiyeceği anlaşılı - yor. Türkiyeden fazla portakal al - mak istiyen bazı Alman ithalâtçile- rı, gelen malların bu neticeyi verme üzerine teşebuslerindep vazgeçmiş lerdir. Irak Hükümetinin Bir Kararı | Amerikan pamuk nevilerinin ye - tiştirilmesine başlanan Irakta. hükü met yeni kararname İle bu nevi pa- mukların tohumlaril pamuk yetiş - tirenleri bu marttan itibaren beş sene müddetle ziraat vergilerinden istisna etmiştir. dikten sonra adı battı denilebile- cek kadar seyrekleşmişti.. Sonra yine meydana çıktı. Adı. herhalde fazla olarak. işitilir. Hele kış mev- simi yaklaşıp ta soğuklar başlayın- ca daha sik sık duyulur. Birinei- teşrin ayında çoğalmıya o başlıya- rak ikincikânunda ve şubatta da- ha sıklaşır, martın sonuna kadar sürer. Yağmur günlerinde daha gok olur. Fakat yaz mevsiminde bile adı büsbütün batmaz, yine tek tük duyulur. Kış mevsiminin başında hastalı- ğin sık sık işitilmesine sebep insa- nın © mevsimde hastalıklara kar- şı mukavemetinin azalmasını . Difteri mikrobu bütün yıl birçok yerlerde, birçok çocuklarda vardır. Fakat soğuk gelmedikçe onu tası- yan çocuklar hastalığa karsı mu- kavemet edebilirler. Kışın ilk kıs GUNLUK PİYASA Samsun teslimi Anadolu ından yedi yüz bin kiloluk bir par- tılmış ve iskele teslimi kilosu 403,8 kuruştan verilmiştir. * Dün pilyasamıza getirilen Anadı lu malı yapağılardan 7500 kiloluk bir kısım kilosu 52 kuruştan ve beş bin kiloluk eğlük tiftiği de kilosu 130 kuruştan verilmiştir. * Urfadan gönderilmiş on bin kile. luk çuvallı susamlar. kliesu 18 ku- ruştan müşteri bulmuştur. Piyasa mıza ayrıca 20 bin kiloluk susam gel miş ve henüz satılmamıştır. * Bandırma — mallarından — çuval sen öç bin kilo yolaf kilcay 4.10 çuvallı otuz bin kiloluk Gönen Tütünleri Değer Fiyatla Satılmadı Gönen, (TAN) — Bu yıl tütünleri miz çok satılamamıştır. Müstahsil - lerle mahalle mümessilleri. belediye ve Parti menupları geceleyin Halke- winde toplanmışlar, bu vaziyet hak- kında ilgili makamlara başvurmağı karar vermişlerdir. Bu yıl zürraın elinde gecen sene- lerdekinden daha çok ve daha nefi; tütün vardır. Akhisarda Tütün Piyasası Akhisar, (TAN) — Bu yıl çevre mizde istihsal edilen 6 milvon kilo tütünün $ milyon kilosu satılmıştır Fiyatlar 20—122 kuruş arasında- Bır. Satışlar gevşek bir surette de- vam ediyor. Zürra. gelecek sene bazırlıkları- ns başlamıştır. Akhisar, (TAN) — Bu yıl havalar pok yağmurlu gittiği için kış mahsu lü az ekilebilmiştir. Hindistandan Mal Talepleri Hindistanda Delhi şehrinde bazı müesseseler Türk mallarından tü - tün, halı, havlu. Bombaydan: süt to zu. badem, ipek ipliği (Okontrmlâk, Singapurdan: badem. hah sigara, zeytinyağı. Kalkütadan: zeytin yağı sigara, zevtin. balık. tütün kitre, ba- bk yağ, güllaç gibi maddeler, satın almak istediklerini Türkofise bil- dirmişlerdir. Almanyadân da her nevi zahire sarap, hububat, kereste kütük isten nilmektedir. e an BORSA mında mukavemet azalınca hasta lık kendini gösterir. İkinci kânun ve şubata kadar vücut soğuğa da alışarak mukavemeti yine eski de- recesini bülduğundan martta ve çok yerlerde nisanda bile soğuk henüz devam ettiği halde, difteri adı seyrekleşir, Ona en ziyade, iki yaşla yedi yaş arasındaki küçük çocuklar tutu: Tur. Fakat daha önce ve daha son- ra tutulanlar da vardır. En acıklısı daha yeni doğmuş bir çocuğun bur nunda yabancı bir nezle sanılan hastalığın difteri olmasıdır. Onun için minimini çocuklarda nezle bu- lununca ondan şüphe etmelidir... Difteri on yaşından sonra azalırsa da büyük yaşta insanlara bile bu- laşanlar vardır. Ancak böyle mi- saller nadir olduğundan difteri, en çok defa, çocuk hastalığıdır. Buna da sebep insan çocuklukta ona tu- , tulunca aşılanmış olması değildir. şünkü difteri bir çocukta birkaç defa tekrarlıyabilir. Büyüklerde pek az görülmesi çocukluk yaşının ona daha ziyade istidat vermesi de 5—2—e38 İ PARALAR Alış Satış Prank 16— B— Dolar 123. 126— Liret S8, 105— Belçika Fr, s0— 8— Drahmi 8— 22 İsviçre Pr, 675.— 582— Leva 20— 23 Florin 65— 1 Kron Çek M— 82— Silin Avusturya 21.— 2.— Mark »— mw Dow »— 2— Penso 2.— 20— Ley 12.— 14. Dinar 48— 52— Kron İsveç 30— 32. Sterlin 81— 6a- ÇEKLER Açili — Kapanı Paris 226 2428 Nevyork 0750 01855 Milâno 151110 sine Brüksel 40942 4694? Atina 861460 — B674n0 Cenevre 34280 34280 63.420 “İda önümüzdeki senelerde elma is- BORSALARDA : Dün Borsada 22 Vagon Buğday Satışı Oldu | Buğday fiyatları yavaş yavaş yük- selmekte devam ediyor. Dün piya- i İsaya tüccar namına on vagon buğday ş İgelmiş ve satılmıştır. Ziraat Bankası N hesabına da üç vagon “e 7 çavdarlı 3 Ulgın mal: buğday gelmiştir Evvelki o; gün banka namına satılan ayni cins ve yüzde beş çavdar buğdaylar 5 5.325 kuruşa verilmiş. dün. içinde 4 yüzde ikı nispetinde fazla çavdar ş bulunduğu halde 5.36.5 kuruştan ya s ni dört para fazlasına muamele gör- müştür. Bu vaziyet piyasanın kendi- m muhafaza etmesine ve tüccar mal | larının da syni suretle 3—4 para İyükselmesine sebep olmuştur. Dün- kü satışların yekünü yirmi iki va o gondur. Bunlardan on vagonu tüe - o carın, Üç vagonu Ziraat Bankasının ve dokuz vagonu piyasa namına gel- İmiş hazır mallardandır. Dünkü $a- tışlarda çavdar nispetlerine göre yu- İmuşaklar 532.5 kuruştan 6.04 ku- 'ruşa kadar verilmiştir. Ekstra Po- lsth 1—2 çavdarlılar 6.20 kuruştur, Sert buğdaylar 5.225—5.30 kuruş arasındadır, Çavdar beş kuruş. kuş- yemi 88.15 kuruştur. Kalburlan mış nohutlara 7.20 kuruştan alıcı çıkmıştır. Küçük f(asulyelerin kilosu * 16.30 kuruştan verilmistir Dün ihra catçılar. arpa almamışlardır. Borsada Son Muameleler Dün Paris borsasından O Ünütürke 3 dair haber alınmamıştır. Londra bör sasında frank ve doların vaziyetinde bir değişiklik olmamıştır. Borsumız- k da Unitörk 18.95 liradır. Diğer tah- 3 villerde. hisselerde fiyat farkı yok « “ tur. Aslan çimentosu 10.90 lirada - dır. Gayrimübadi! 19.20 liradan 8- ranmıştır. Bir sterlin 627 — 630 ku- a Tuş arasında musmele görmüştür. vi Portakal ve Liman Rekoltesi Fazla j Son senelerde dünya portakal ve f mandarina rekoltesi süratle artmış tar. 1936-37 mah». Gün 193.000.000 sandık olduğu tahmin ediliyor. 1926 ş - 30 vasati rekoltesi ise 160.000.000 A sandıktı, Filisün 1936 -37deli milyon sandıklık rekoite ile yeni bir rekor tesis etmiştir. Italya, Brezilya, çi Cenubi Afrika Mtihadı, Japonya ve “ Misirda da istihsal fazla olmuştur. son senelerde grapefruit mahsulü de artmış we ayni büronun raporuna nazaran bu madde istihsalâtı da bir 4 artış temayüz © göstermiştir. Ha- * len meyva veren ağaçlardan ancak & 31 i tam verim çağına girmişbu- o lunmaktadır. Bu itibarla önümüzde- © İki beş sene zarfında istihsalin artma j sı kuvvetle muhtemeldir. Limonlarda da Birleşik Amerika için ayni seyir görülmektedir. 1937 de Kaliforniyoda limon ağaçlarının işgal ettiği saha 47.000 akrdır. Bu sahanın “e 34 ündeki ağaçlar he » büz tam verim çağına girmemiştir. Elma Rekoltesi Bu seneki elma rekoltesi geçen se ne elde edilen noksan mahsulden $© 75 ve 1931 — 1935 vasatisinden © O 25 fazladır. Fiyatlar geçen seneden düşüktür. Birçok cenebi memleket- lerde elma üzerinde talebin artması, yeni ticaret anlaşmalarma konulan hükümler ve Avrupa rekoltesinin az olması dolayısile ihracatın artacağı ümit olunmaktadır. Ameriks Ziraat İNezareti zirai iktısat şubesinin ras (| porlarına nazaran Birleşik Amerika- tihsalâtının azalacağı tahmin edil mektedir. 1 Ikincikânun 1935 te bü- tün Birleşik Amerikada 100 milyon elma ağacı vardır ki bu miktar 1910 daki miktarın yarısından azdır Mah al verecek çağda olan ağaç adedi B2.500 000 dir Son senelerde nisbe- ten ağaç eksilmesi dolayısile mah * sul yetiştiren ağaçların miktarı a- salmıştır. Bu gidişle 1940 senesinde mahsul | veren &lma ağacı adedinin 74.000.000 dan fazla olmıyacağı tahmin edil mektedir Maamafih bu noksarın bir kısmının beher ağaçtan istihsal olunan mahsul miktarının artması su retile kapatılması mümkün olacağı