HAVZADA: Avda Bir Domuz Bir Avcıyı Öldürdü Havza (T de bir domuz, bir avcıyı öldürmüş-| tür. Havaların müsalt olduğunu gö- ren köylüler av tertip etmişler, rast- ladıklı sürüsünün etrafını çevirmişlerdir. Bu sırada topal Kurt ça, arkadaşı Hakverdiye bir domu- zun hücum ettiğini görerek ateş et- miş, fakat, tutturamamıştır. Domuz bütün hiziyle Hakverdiye yüklenmiş ve sağ ayağına dişi ile müthiş bir darbe indirmiştir. Hakverdi biraz sonra ölmüştür. ei BİLECİKTE j Kaçakçı Tutuldu Bilecik (TAN) — feden dünen iki jandarma, açık ara- zide birisinin elektrik rak ilerilediğini görmüşler ve kendi- Geceleyin vazi- feneri yaka-| gb SlRn Adana Valisinin Beyanatı e im beş yıllık dü... programı tatbik ediliyor Adana, (Tan muhabirinden) — Sey han mntakası için hazırlanan beş yıl-| * lık kalkınma programının en büyük kısmı tatbik edilmiye başlanmışıtr. Adana valisi Tevfik Hadi Baysal, bu! işler hakkında bana şu izahatı ver-) ir; — 938 yılı, beş yıllık büyük kal kınma programımızın en mühim bir kısmının tatbik devresidir. Büyük İbir şevk ve azimle işe girişmiş bulu- İnuyoruz.Bu yıl bütçemiz de her sene kinden geniştir. Geçen yıllarda yedi yüz küsur bin lira üzerinde oynıyan bütçesi, milyon küsur lirahıktır. Umumi meclise, birçok şiler üze- rinde tekliflerde bulundum. | bu sene bir modern ve muazzam bir kevi binasının te- İ hastane, açılmasını Kültür faaliyete ke Jak etin seuh alledecek Bürücek yaylasında güzel, modern bir yaylâ oteli, taşta plâj, gazi-| , büyük bir otel, ve diğer lüzumlu| 1azzam | hi ve bah eaktır. Bah, kasının işti kurul min edilecektir. ler, arzu edenlere çok müsait rtları ile verilecektir. ğln faaliyet progrumına koyduğu bu yeni hastane yapıldıktan sonra bugünkü Bakanlığının kadul ine tahsis edile BURSADA : Kış Sporları Haylı Alaka Uyandırdı Bursa, (TAN) Uludağdak İspor hayatı memlekette büyük bir alâka uyandırmıştır. Uludağ; fa çıkanlar tekrar tekrar çıkmak © zusunu gösteriyorlar. Spor Kurumu, kayak evine bir radyo hediye etmiş- tir. Bu sayede sporcular dağın serin havası içinde müzik zevkini de alınış olacaklardır. Tifo Önleniyor (TAN) — Bir ay önce sal gın halinde olan tifo zalmıya başlamıştır. mücadele işl Bursa, günlerde a Belediye Reisi et ver cak fakirlere ar muayene bundan sonra he: ilkmektep binası ii verilecektir. Bundan başka, yine vi- lâyet, kızılay ve belediye arasında , iki sat Baş, diş, nezle, grip, romatizma, Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. İcabında günde üç kaşe alınabilir. a em Mh A MINA Grip, Baş ve Diş Ağrıları, Nevralji, .Artritizm, Romatizma GÖLPAZARINDA: Bir Çamaşırhane ve Mezbaha Kuruldu Gölpazarı (TAN) — Kaymakam Köpekler Çoğaldı Konya Aksarayı (TAN) ta köpekler artmı celeri çarşı sokak! dan, g — Her te- ştır. Bilhassa ge ettiği sanat mekteb Hikmet Akman ve Belediye Reisi A- sım Özerle arkadaşları iyi işler ba- «rıyorlar. Bu cümleden olarak, bir) * mellerini atacağız; bu kültür ve 8 irmi Adananır yal hareketlerine on beş ikinel bir birlik teşkil ediyoruz. Bu GİRİ em gym birlik te ziraat amelesine ve fakirlere «ir. Bu İş yapıldığı zaman, Kiz sanat era | damın, Söğüdün Esri köyünden İs Utüsünün aşılması He memleketin nasıl Bü yük bir ihtiyacı tatmin edilmişse, bilhassa mail oğlu Mehmet olduğu anlaşılmış, Üzerinde bir toplu tabanca, yanmd ene müddetle kâfi geleek bir likte olacaktır. çiftçi ve makine memleketi olan Adananın sıhhi ve modern meskenler yaptıra- tak ve kendilerine on senelik faizsiz baha ve sekiz ocaklı bir çamaşır- leniyor. ki eşekte 87 kilo yaprak tütün bulu- narak müsadere edilmiş, Adliyeye ve rilmiştir. | a BOLUDA: Bu birlik koyaca Motörcülük İçin Kurs Açıldı Bolu (TAN) — Halkevi, ve fransızca kurslarını de motörcülül tör, otomobil, moi almanca klet ile ünit mo törlerinin sevk ve idaresi öğretilecek olan bu kursa 200 vatandaş yazılmış tir. Çoğu köylüdür. Yazılamıyanlar da çok olduğu için kursun daimi bir mektep haline getirilmesi kararlaştı DALA. im vee er b Yeti tarafından yapılacak imtihanı kazananlara diplorai Verilödektir. g2 KIZILCAHAMAMD. Eğlenecek Yer Yok | Kızılcahamam (TAN) -— Kazamız. da sinema, okuma odası, mahfel, rad yo gibi eğlence vasıtası veya oturula cak bir yer yoktur. Halkın hoşça va-| $ kit geçirmek ihtiyacını sezen bir zat; | kızaklar yaptırmış ve tanesini 125) kuruştan satmıya başlamıştır. Yaşlı | G başlı adamlar bile aldığı için kızakçı iyi bir kâr yolu bulmuştur. Buna mu kabil, bilhassa memurların pazar gün leri oturup dinlendikleri kahvehane- de iskambil oynanması yasak edilmiş | tir. , tarihe karşi bir sevgi beslediğin! yazıyor sun; bu güzel sevgi önünde büyük bir hürmetle eğil- dim. Sen, kadınlar âleminin, bütün bir âlemin tacı iftiharı olacak ve bizleri ışıklarının ardından sürüklü- yeceksin! Edebiyata, musikiye, felsefeye olan büyük tema- yülünü görüyordum: Bugün tarihe karşı doğun heve- sini okur okumaz emin ol, daha büyük bir sevi: irpınâım. Ben hayat için şü hakika- akikiyede den ziyad Ben tarihi severim, çünkü tarihle vukuatı değil, insanları okurum. Vukuat mütekerrirdir, fakat insan- lar? Sezarlar, İskenderler, Selimler, Aristolar, Hâmit- ler, Fikretler... Daima başka, daima b rüz, milletler ölür; medeniyetler ölür; asırlar ölür; lâ kin tarih dalma canlı, daima yaşar, yi Ben tarih bilmiyorum, demek, ben cihan kadar ya şıyorum, demek değil midir? Oku, Yıldız, dalma oku Ölmez insanlığa kavuşmak, en ziyade sana yakışır!, Her şubei mütefekkirin bir tarihi var: Tarihi felse fe, tarihi edebiyat, tarihi edyan, tarihi sanat, tarihi fen; tarihi musiki... Lâkin, bu genişlik senin idrâk ve hayalinin genişliği karşısında ne kadar daralır!.. Kadın müverrih... Bu, ne kıymetli hakikat! Bu ha- kikat önünde küçülmemek kabil mi? Şimdi gözlerim- de geniş bir ufuk açılıyor; orada sen, kâ'natı irfonm bulutsuz güneşi, sönmez yıldızı... Etrafında damanı tefekkürüne sarılmış mes'ut hemşireler. Hattâ ilk mevzuunu düşünüyorum: “Tarihte kadın- lari” Fahir ağabeyin mektupları ruhuma tükenmez bir kaynak gibi akıyor; bana ilham veriyor, şifa veriyor, umut veriyor; kendime inan veriyordu... Büyük harp memlekete bir taun gibi yayıldı, Türk topraklarını dört yandan alevler sardı. Balkan cengi- Otobüs Servisleri Açılacak | Bu yıl bütçesinde belediye ile ya- liboluda “Dirik,, diğer olacaktır. Bu yıl da koyduğumuz tahsisatla geçen sene birçok tesisa- tını ikmal ettiğimiz şehir hipodro - munda bir de hayvan sergisi ve bir) poligon yapılacaktır. Yeni mektep binaları için Şehir içinde on beş bin liralık mo- ul binası yapılacak ve büyük bir ihtiyacı daha karşılanmış bütçeye #smini alacak olan yeni muhacir köyünde göçmen ev- İta olan tadilât biter bitmez önümüz- taksitlerle verilecektir. Bu suretle on sene sonunda toplanacak müteda- vil sermaye ile de ar, rı İşler yapıla- Miz tır. Eski postane binasmda yapılmak- deki haftalar içinde burada memur, subay ve sporculara mahsus olmak üzere büyük bir lokanta ve gazino a- çılacaktır. Bu binanın üst kısmı bölge spor na ve ziraat odasına tahsis edilecek- tir, Şehir stady koya ylarda ba Vilâyet bütçesinin imkânı de, kasabalar arası yolları esaslı su- Bedikö sile * Gölpazı yetiştirmek üzere çılmışıtır. mumu da, güzel bir hale 7 latımaktadır. GİRESUNDA: golto tamir ve kasım kasım. yemi-im-İe şaata devam edilecektir. Beş senelik köy programının tat- İ bikinde bu yıl daha büyük bir ehem miyet ve has: sum, (TAN) sinin bazı köylerin: iyet gösterilerek, bil- | hassa köyler arası yolları iyi bir ha- le sokulacaktır. ğin olduğu yerde Bir Muhacir Köyünün Temeli Atıldı Gelibolu, (TAN) — Tki bin dönüm &razisi bulunan Koru çiftliği hükü- rafından istimlâk edilmi evlik asri bir muhacir kö- na karar verilmişt Tik temel taşı, Gelibolu ve Lâpseki içebaylarile alay kumandanı ve di- Bu nahiyede Be! lunmadığı cihetle yasak edilmiştir. o Giresun, (TAN lerinin temeli atılıyor. SYAL.N ğer zevatın huzurunda konulmuştur. İşmdaki kard Köyün ismi “Dirik” olacaktır, tür. | BORN UYORUM ışan kocaman bir va- le tepelerinde düşmanla dövüşm r ş ş oldu. Fahir y yazmadı. dım. Haf hizmetçi Çanakkaleye bana birşi gideceği akşam haber ta sonuydu; beni mektepten almıya gi Fahir Ağabeyin o akşam ... vapuri! gideceğini söyledi. Mektepten çıkınca doğru rıhtıma koştum. Lâkin vapur kalkmış, uzaklaşmıştı. Uzaktaki dumanlı gök gesine elimle selâmlar yollarken dolu gözlerle onun bir cümlesini hatırladım: e böyl anki boştu; bütün taşı, toprağı, eşyası, insan bomboştu. Babamın gidişi de böyle ansızın olduydu; babam bir daha geri dönmedi; acaba gidenler hep böyle geri dönmezler mi? Acaba Fahir Ağabey de bir da- ha geri dönmez mi? Babâğız, Fahir Ağabeysiz'ben sonra ne olurum? O akşam amcam yirmi yaş birden çökmüştü; yen- gem hiç görmediğim bir kıyafete girmiş; alnına sım sıkı beyaz bir tülbent sarmış : “Başım çatlıyor, başıma bir çare bulun!” diye bir köşede inliyordu. Doktor geldi, yengeme uyu; cu il Hizmetçilerin her biri bir köşede ağlıyordu. Evin canı, ;kalbi, sevgilisi, bir tanecik oğlu Çanakkale düşman karşısına, ateş, ölüm karşısına gitmişti. Amcam beni görünce: — Fahiri gönderdik, Yıldız, dedi. O zamana kadar hıçkırıklarımı boğazımda boğu- yordum, artık dayanamadım; bir kanapeye atıldım, ben de katıla katıla ağlamıya başladım. Çapa yollarında muzika, trampet, boru, şarkı, ayak sesleri biribirine karışıyor... Sabahlardan akşamlar, günlerden gecelere; haftalardan aylara kadar ardı a- rası kesilmiyen bir akın... Çanakkale doymaz bir o- burlukla kanımızı içi Daha tik çarpışmada etra- fımızdan kimler eksilmedi! Ne bulu bir damla kıvılcım gibi, o uğur: ti... Dershanenin camlarını bir yumrukla kırarak tram- pet, şarkı, boru seslerinin a şmak iç çalanıyorum. Yurdu alev sarmış; onu kurtarmak için ölenlerin sayısı korkunç olmıya başladı; memleketin bütün gönç çocukları, Fahir Ağabey oralarda çarpı- şırken ben neden böyle miskinler gibi oturmaya mah kümüm?! Onların, uğruna can verdikleri topraklarda kiymetler a sönüp bit- hane vücude getirilmi sap dükkânları kapatılr rajte uygun dört kasap dükkân! yap| vi tırılmış ve içlerine akar su alınmış Yeni Mektepler Yapılıyor “Gölpazarı (TAN)— Yenipazar na- ünde asri ilkokul binaları dır. İnşaat bitmek üzeredir. TAN) 4 Gölpazarı (TAN) — Kasabamı- gın sokakları lüks Tâmbalarile aydın Keşap Köylerimde" Çiçek Hastalığı çekghastalığı görülm tedbirler ittihaz olunmuştur. ve koyun eti satılması 3 Yaşındaki Kardeşini Öldürdü - İoğlu 8 yaşlarında Aslan Yaşar, ba- basının tabancasını bulup oynamıya başlamış, kazaen çıkan kurşun 3 ya ştir. Eski ka - Halkevinde Konferanslar ış, sahhi N i Aksarayı (TAN) — Halke- devam Türkçe muallimi Yakup Sa İlan”, tarih muallimi Nac l rihte g de konferanslar ediyor. “Yas ıpçak “ta mevzulu könfe- lerdir. Dil - Tarih ko- raylı şairlerin eserle- rinden derlenmiş parçaları konferans lardan sonra okumaktadırlar, İlçebay Cenap Aksu, Ha verilecek konferanslara alâka g melerini memurlara tamim etmi Dalaman Çif em yeeğiz, (TAN) — Dalaman çift müdürlüğüne Hayri Özbek edil rip beşer © yaptırıl evinde Se Köy kâtibi — burada bir kurs &- miştir edenberi muh işlerin miş ve bir çok çiftliklerde vr dürlük yapmış, olgun bir zirastçi - dir, — Keşap nahiye-| dek çer sg $ KÜÇÜK HABERLER * / r. Hastah- söndürülmesi için i Ek (TAN) — Beyan His; genç kızlarımızın dikiş, k eserlerinden mürekkep ©- ei Halkevinde lodiye teşkilâtı bu- arda koyun muvakkaten pazarı (TAN) — Belediye itfriyex 8i00 liraya bir arazöz alınmıştır olunmuştur. hükümet di- — Akköyde # Mürefte (TAN) - kolu, her seneki faali İlk olarale (ah all edilmiş, gençler ben sonra nasil, hangi hakla rahat yaşarım? Hem, ben de vatan yolunda ölmenin yüksek zev- kini, heyecanını tatmak; kendimi ateşe atmak, yüz binlerce genç kardeşle beraber yanıp kavrulmak #s- tiyorum. Geceleri rüyalarım hep bu hümma ile dolu... Uyanır uyanmaz kendimi miskin,, işe yaramaz bir ka lip içinde bulunca varlığımdan iğreniyorum. Artık ma dersler de girmiyor; kandan, cinayetten ür- peren ben, toprağım için çarpışırken ne kadar cesur ağım!... Çanakkaleye gidenlerden haber gelmiyor; Çanak kaleye, gidenler geri dönmüyor... Fahir Ağabeyden ancak ikişer kelime yazılı iki kart alabildik; sonra haftalarca süren uzun bir sükât.. Tik günler zafer hep bizdeydi; sonra biribifine uye mıyan haberler gelmiye başladı: kâh düştanın' kay bettiğini; kâh bizim 15 bin, 30 bin şehit verdiğimizi öylüyorlardı. Hele Avusturalyalıların karanlıklar içinde siperlere dalarak askerl vahşice süngü- leyip boğmaları tüyler ürpertecek şeydil.. Bunları duyduğumuz za: iz, dolgun gözlere le biribirimize bakar, Fahir Ağabey nerelerde? O, eridi; kalbi, hangi süngünün ucunü şu tüyler ürpertici siper boğu , lâkin birimiz birşey sö r söylenirse hakikat oluvermesinden korkuyor» Fahir Ağabeyi haftalarla, defalar arayıp sordurduk; or remedi... er a bekledik, birçok lan kimse bir haber ve . st var)