Mahkermelerde HAKARET: Dişçi Avni Bayer Aleyhine Açılan Dava Şahitler, Suçlunun Ahmet Bekirof'a Hakarette Bulunduğunu Söylediler Londra, birahanesi direktörü, Ah met Bekirof tarafından dişçi Avni Bayer aley çılan korkutma ve sövme davasına dün Beyoğlu birin- ci 5 ahkemesinde devam our davacı Ahmet tı bulundu- h ceza edi şahitlerin çağırı terdiği için mi hitleri çağırı meraklı dinley velâ, Leonida di — Bir gün beraber bira şir birer birer şa- başladı, Koridor ilerle dolu idi dinlendi. ve şunları Avni Bayer arkadaşile m geldi. Birer kadeh viski içtiler. Sonra dışarıdan gizlice bir konyak getirttiler. Ben, Avni Bâyeri Şanuvar barın dan tanırım, Bir iki defa da Londra birahanesine geldi. Beni Bırdı. altından sarılı bir şişeyi uzatarak: — Bunu koynuna sakla, direk- tör görmesin, dedi. Ben de şişeyi tezgâha götürdüm direktör gördü ve bana şişenin ne olduğunu sı Avni Bayerden aldığımı Söyle kendisi yanına gitti ve dedi ki: bir Türk ticarethanesidir. Bir çok vergilerle mükellefiz. Hariçten içki getirtmek yasaktır. ize Masanı kâğıtlara nce — Avni Bayer, burası Müessesesi ve Avni Bayer, bunun üzerine bağı- ra bağıra küfürler savurdu. Ve “Se nin karnını deşerim,, dedi Ahmet Bekirof kendisine hiç bir #y emedi, Bundan sonra dinlenen birahane sahibi Raşit oğlu Yasin de şunları anlattı: — Avni Bayer, iki defa bize gelmişti. Hâdise günü de bir arka- daşile boraber (geldi. Birer kadeh viski içtiler, Sonra Dışarıdan bir şi şe konyak getirtmiş, içmiş. Kendi- sinden iki lira istedim, vermedi, kar nını yararım, dedi. Sahnedeki kızlar dan Çiftetelli istedi Müdür, mani oldu. Iskemleyi kaldırıp kafasına vu racaktı. Bunda nsonra, şahitlerden garson Süleyman oğlu Osman Yavuz, Roko HUKUK: a Anasını İnkâr Eden Papazın Davası Dün üçüncü hukuk mahkemesin- de, ayda yedi büçuk liralık nafakayı vermemek için anasini oOinkâr eden papaz Kostantinin davasına devam edilmiştir. Mahkemeye gelmiyen papazı, avu- katı temsil etmiştir. Duruşma siry- sında papazın anası Kalyopi yine he yecanlanarak buhranlar geçirmiş, ve bif aralık kendinden geçerek iskemle ye yığılmıştır. Muhakeme, Patrikhaneden nüfus ye vaftiz kayıtlarının getirtilmesi i| gin talik edilmiştir. —— 'AĞIRCEZADA: Şişhane Faciası Davasında Son Safha Dün ağır ceza mahkemesinde Şiş- hane tramvay faciası davasına de- yam edilmiştir. Şahit olarak dinlenen vatman Murat, şunları söylemiştir: — Ben aş atman İh- sandan im almıştım. Uç seferden sonra vatman Fahreddine teslim et- i ahreddin, arabayı teslim a- lizımgelen muayeneyi yapmış « ondan sonra kabul etmişti. Şirket vekilleri cereyan tellerinin kaza esnasında kesildiğini söylemiş- lerdir. Eblivukuf raporunda İse, tel lerin, ayni arabanın daha evvel altın bakkalda diğer bir tramvayla çarpış- tığı sırada kesildiği yazılıdır. Duruş- wukuf tarafın- Hakaret davasına bakan Beyoğlu Sulh Birinci Ceza hâkimi B. Osman Nuri dinlendi. Bunlar da ayni şekilde İ- fade verdiler. Avni Bayerin avuka- — Bu şahitler kendi adamlarıdır. dildir, dedi Davacı Ahmet Bekirot ta dedi ki; — Geçen celsede Avni Bayer: “Mahkümiyetim yok., demişti | Fakat tahkikat yaptım. 7/11/9304 tarihinde Üçüncü Asliye Ceza İ mahkemesinde 362 numaralı dos ya ile altı ay hapis ve bin beş yüz lira para cezasına mahküm oldu- ğunu öğrendm. Birçok gazinolar- da, birahanelerde de para verme- diği için, Emniyet Müdürlüğün- de parmak izi alınmıştır. Tahkik edebilirsiniz. Avni Bayer cevap ki: — Mahkümiyetim kesbi katiyet etmedi. devam ediyor. vererek dedi var, Fakat Muhakemesi Bunun üzerine, davacı, İ Bebeko, Asım isminde üç şahit ha gösterdi. Şahitlerden Tevfik gel- memişti. Hâkim B. Osman Nuri, di- ğer şahitlerin dinlenmesi için du- İruşmayı şubatın 17 sine talik etti, SAHTEKÂRLIK: Pasaportunu Tahrif Eden /Bir Habeşli Berhan oğlu İbrahim isminde bir Habeş seyyahı, Habeş konsolosluğun- dan kendisine verlimiş pasaportun tarih ve numaralarında tahrifat yap- tığı iddiasile dün birinci sulh ceza mahkemesinde sorguya çekilmiştir. Suçlu, arapçadan başka lisan bil mediği için bir avukat, mahkemede İ tercümanlığını yapmıştır. Berban, kendisini şöyle müdafaa etmiştir: nım. Üç senedenberi yaya olarak A ya ve Afrikayı dolaşıyorum. Bunu, bütün gazeteler de yazdı. Tahrandan buraya gelirken oradaki Türk kon- solosu bana altmış gün izin verdi. Yaya gidip geleceğimi söyleyince bu miktarı yüz altmış güne çıkardı. Hâkim, kendisine Edirneye gitmiş- ken niçin tekrar İstanbula döndüğü- İnü sordurunca: Oraya Sultan Selim camlini görmi- ye gitmiştim; onun için tekrar dön- düm, cevabını verdi. Pasaportun bir kısmı yanıktı. Bu- nun, nasıl olduğu kendisinden soru- lunca, Çekoslovakya konsolosunun kâzaen sigarasile Neticede, mahkeme, suçlunun tev- kifine mahal görmiyerek serbest bi- rakılmasına ve pasaportun kendisine iadesine karar verdi. — —— dan tetkik edilmesi için talik edilmiş- tir, Avena ve etbaıdır. Hakikat böyle de | yaktığını söyledi. TAN Yeni Hatay İmtihanı (Başı 1 incide) rılsa bile bunu bir netice diye de- gil, tatbikat tamam (surette inkişaf edinceye kadar ancak yeni bir tec- rübe diye telâkki edeceğiz. Kendi kendimize soracağız: Paris hüküme- ti, Hataydaki memur ve mümessili- ne bu defa açık, kat! ve samimi ta- limat verecek mi? Bu talimatı ver- | mekle memura cidden söz geçirmiş olacak mı ve Fransız müstemleke memurlarında kökleşen menfi ruhu yenecek mi? Sonra aradaki anlaşmanın tatbi- kinden mesul olan Milletler Cemi- yeti komisyonu da mesuliyetinin de- recesini bu defa kavrayöcak mi? Ce- nevre anlaşmasının iki ihtilâflı ta- raf arasındaki bir uzlaşma olduğu- U ve tatbikata bunun ruhu tama- mile hâkim olmazsa ihtilâfın hâd bir şekilde yeniden parlamış olaca- ğını, fena ihtilât ihtimallerinin es- kisinden mulâk şekillerde ortaya fırlayacağını takdir edebilecek pi? | eticenin böyle olması hakkın- da candan temennilerde bu- lunmakla beraber hükmümüzü ân- İ cak tatbikata göre vermemiz çok tar bildir. Oyle ümit etmek istiyoruz ki Fransa hükümetinin ve Milletler Cemiyetinin o mümessilleri, doğru yolu nihayet bulacaklardır. Buni Türk - Fransız dostluğu ve Yakın Şarkın sükün ve istikrarı namına da istiyoruz; barış cephesindeki ahenk ve Milletler Cemiyetinin hakiki ru- huna sadık kalması ve manen kuv- vetlenmesi bakımlarından da te #nenni ediyoruz. Ahmet Emin YALMAN * Bir Cevap Başvekil Celâl Bayar tarafından Yalovada gazetecilere verilen ye- mekte konuşulan bazı meseleleri doğrudan doğruya beyanat diye yazdım ve arkadaşım Asım Us bana tarizlerde bulunuyor. Başvekil sözlerinin yazılmasında fayda olan kasımlarını saşmalı ve yazmak best bırakmıştır. Ben mesuliyeti ü- zerime alarak bu gibi noktaları kendimce seçtim ve yazdım. Nite- kim bundan evvel Başvekil bizi Pe- rapalas otelinde topliyarak bilhassa milli gazetecilik hakkında fikirleri- ni söylediği zaman da ben bu söz- lerdeki istifadeyi bütün okuyanlar rımıza yaymak ihtiyacını duydum ve hareketimin mesuliyetini üzeri- me alarak 8 Ilkkânun tarihli TAN gazetesinde Başvekilin ve Dahiliye Vekilinin bazı sözlerini doğrudan doğruya beyanat şeklinde yazdım. Diğer arkadaşlar o zaman bu beya- natı yazmadılar. Bu, kendi bilecek- leri bir şeydir. Fakat sonradan bil- vasıta duyduğuma göre Başvekil, sözlerinden neşrinde fayda olanla- rı seçmek ve neşretmek suretile bu sözlerin istifadesini 8 Iikkânun sa- yımızda çıkan yazılarla okuyanlara yaymamızı iyi karşılamıştır. Yalova konuşmasında da ayni hareketi tekrar (o ederken, Asım Us'un eskidenberi umacı görmüş gibi korktuğu atlatmak fiilinde bu- Tunmağı hiç hatıra getirmedim. O akşam gece saat bire kadar otu- rup çalıştım. Neşrinde fayda gördü- ğüm sözleri ayırdım ve yazdım. Dİ- ğer arkadaşların da ayni suretle ha- reket edeceklerini tabit sayıyordum. Asım Us, Yalovaya dair yazıdan Hatay işleri hakkında bir fıkrayı &- larak ayni nokta hakkındaki beya- nat daha geniş ve uzun olduğunu söylüyor. Diğer bazı noktalar hak- kında Başvekil ve Dahiliye Vekili- nin bir kısım sözlerini tekrar etmiş olmakla beraber Hataya ait konuş malar hakkında ben şöyle dedim: “Başvekilin ve Dahiliye Vekili- min bu bahse dair sözlerini aynen tekrar edecek değiliz,, Sonra “Ce- rTeyan eden sözler neticesinde insa- nın gözü önünde canlanan manza- ra,, diye ancak şahsi bir, iki inti- ba yazdım ki bunlar kimsenin be- yanatı mahiyetinde olmadığına gö- re: “Başvekilin bu nokta hakkın- daki sözleri şunlardır, diye bir mu- kayese ve münakaşanın hiç yeri yoktur. Aziz arkadaşım, kendisinde- ki ezeli atlamak derdinin elemile, evvelce eksik yazdıklarım tamamla» mak arzusuna tâbi olmuş ve ince bir zekâ kullanarak beyanatın bir AMERİKA: Silâhlanma Programı Iyi Yürüyor Yaşington, 27 (A.A.) — i tısat encümeninde izahat veren A- mwerika bahriyesi erkânı harbiye rel si amiral Leahy, derhal yeni 65'ti- caret gemisinin inşasına başlanma- sı lâzım geldiğini, aksi takdirde ti- emret filosu ile derpiş edilen harp filosu arasındaki nispetin bozulaca- ğını söylemiş ve bu 65 ticaret gemi- sinin 150 veya 200 milyon de İ çıkacağını ilâve etmiştir. Bahriye komisyonu, bu 65 gemi- nin icabında muavin kruvazör ola- cak tarzda yapılmasını tesbit etmiş tir, Orduya Gelince: Nevyork, 27 (A.A) — Amerika ordusunun miktarı bir kaç sene zar fımda derhal emro amade bulunacak İolan 675,000 kişiden mürekep ola- l caktır. Halen Amerikan ordusu 165 bin kişiden mürekkeptir. Milli muhafa- 210 bin kişi, ihtiyat ise ve 150 bin neferdir. Nevyorkta Yine Panik (| | Nevyork, 27 (A.A.) — Dün, Nev-| york borsası, teşrinisanidenberi, en | fenu gününü yaşamış ve kıymetler, bir çok kompartımanlarda, 1 ilâ 7 puvan kaybetmiştir. | Sukut, kismen, Reisieümhur Roo- | sevelt'in gündeliklerde tenzilât yar | pılmıyacağı hakkındaki beyanatına atfedilmektedir. KACAKCILIK Esrar ve Eroin Suçundan Yakalananlar Son günlerde esrar ve eroin sat- mak ve kullanmaktan suçlu olarak yakalananların sayısı göze çarpacak kadar artmıştır. Bir ay içerisinde bu suçlardan mahkemeye verilen ler yüzden fazladır. Dün de yeniden üç vaka teğpit edilmiş, altı kişi ya- A muştur, Hâdise şunlardır. i Galatada bir kahve işleten Tode- ri oğlu Apostolun kahvesihde-esrar | içildiği görülmüş ve yakalanmıştır. Fehmi, Süleyman, Elif kadın ve Ya şar da eroin satmaktan, Hıfzı ismin de biri de eroin kullanmaktan s li olarak yakalanmışlardır. pıda kutuculuk yapan Moizin de e- roin müptelâsı olduğu tespit edil. | miş, asliye beşinci ceza mahkemesi altı ay müddetle tedavi altına alın Yaasına karar vermiştir. Tevkif Edildiler Kapalıçarşıda kaçak hah satar- ken yakalanan Halepli Şerifle, suç ortağı Hasanın mevkufen muhake- melerine karar verilmiş, ve her iki Suçlu da tevkif olunmuştur. Hindi Davasında Şahit Dinlendi Dün, ikinci sulh ceza mahkemesin- | de meşhur hindi davasına devam edil! miştir. | Bu celsede, Vasilâki isminde bir şa hitle suçlunun müdafaa şahitleri dir lenmiştir. Şahitler, hindileri meyha- nede gördüklerini, fakat kimin tara- fından yendiğini bilemediklerini söy- lemişlerdir. Duruşma, şahit Fevzinin çağırılması için talik edilmiştir. kısmını aynen tekrar için bir vesile hazırlamış gibi görünüyor. Bu ince rekâya ve mesleğe olan bu derin bağlılığa ve alâkaya aferin der, ge- çerim, 4 ME. Ye | kar; RUSYA: Şimal Kutbundaki Heyet Dönüyor! .Moskova, 27 (A.A) — Şimal dei İ yolları idaresi şefi Otto Şmit, “Şi Kutbu, sabih Sovyet istas ei Sovyet ilim adamlarını buzlar üs rinden alacak olan heyete bizzat yaset edecektir. Kızılorduda Moskova, 27 (Havas) — Kizıloi nun yirminci yıldönümü münasd tiyle, askeri kabahat suçluları wi — kında umumi af ilân edilmiştir. münasebetle Çarlık devrinde kul nılıp inkılâptan sonra ilga edilen kararname mânasına gelen “Uki tâbiri yeniden kullanılmıya başl mıştır. Şanghayda Facialar Londra, 27 (Radyo) — Röyter A- Jansı bildiriyor: Bugün Şanghay şeh- ri yine birçok hâdiselere sahne ol muştur, Japonların bir nöbetçi aske- ri Amerika sefaretinin üçüncü kâtibi Mister Allisonun yüzüne bir tokat indirmiştir. Japonya namına söz söy lemiye salâhiyetli bir zat, hâdise bin “Mister oAllison'un © Japon askerleri tarafından (işgal o olu- nan bir evde oturmakta ısrarın- dan çıktığını, bu sebeple bu te- essüfe değer hâdisenin vuku buldu- Bunu, hâdisenin tekerrürüne karşı gelmek için tedbir alınacağını söyle- miştir. Bundan başka Japon askerlerin- den mürekkep bir grup, beynelmilel imtiyazh mıntakada bir İngilize ait bir eve ti Hindistandan Talepler Yurdumuzdan ipek, süt tozu, kol plâk, badem, kitre, zeytinyağ, yağ, güllâç, tütün, tuzlu balık, ra, balı, havlu satın almak is Hindistanda Kalküta şehrinde bağ firmalar Türkofise müracaat etmiş lerdir. ruz ederek süngü ucuyla hizmetçileri tehdit etmiş ve hizmet- çilerin paralarını ellerinden almış- lardır. Evin üzerinde İngiliz bayrağı vardi. Şanghaydaki Çinli teröristler bu- gün bir sürü el bombaları atarak bir takım hasarlara sebebiyet vermiş. lerdir. Çinlilerle Japonların biribirlerine son derece hasmane ve zalima- | ne hareketleri Şanghay mıntakasını son derece feci bir vaziyete düşür- müştür. mulâtından olup ve pilotun da Rus duğunu bildiriyorlar Japon bahriyesi Japonya Bahriye Nazırı Amirsi Yonai dün mebusan meclisinde $0İ sözleri söylemiştir: “—Japonya, memleketin bahri mf dafsası bakımından kendisini emri yetsizlik içinde hisseylememektedif” Bununla beraber, vakit gectikten sof ra hayflanmamak için, diğer devlet” lerin filolarındaki inkişaf hareketl” ri dikkatle takip olunmaktadır. FP kat bu ana kadar Japonya, mukabil tedbirler alınmak üzere, bu devletle” rih plânlarına dair kâfi derecede mf fassal malümata malik değildir. Bir Japon gazetesine göre Japon yanın bü seneki fevkalâde harp büt gesi beş milyar yendir. Üç buçuk mil yar orduya ve bir buçuk milyar do" nanmaya tahsis olunmuştur. Harp haberleri Hankov'dan bildirildiğine göre 15 Japon tayyaresi bu sabah Hankov yare meydanı üzerinde uçmuş ve tayyare tersanesini bombardımana teşebbüs etmişlerse de muvaffak o- Iamamışlardır. Şunghaydan verilen bir habere gö- re, Japon kıatları bu sabah Yenehov*| un cenubu garbisindeki Lianhelati- en'i işgal etmişlerdir. Bir Çin mem- baından verilen haberlere göre Ja- ponlar Çufuyu terketmişler ve Çinli- | lerin seyyar kolları tarafından ihata edilmekten kurtulmak için şimale doğru çekilmişlerdir. Japonlar, dün Nankinde düşürdük- leri bir Çin tayyaresinin Sovyet ma- BUGÜN Müthiş korsanlık ha- yatını ve korsanla ww-müöâdelesini tas- vir eden büyük, mü- essir ve son derecb canlı ve hareketli ESiRLER GE Misi Fransızca sözlü filmini mutlaka görünür. Baş rolde: WARNER BAXTER Büyük bir servete mal olmuş emsalsiz bir filmdir. DRESDNER BANK'ın Müdiran Heyeti sabık özsından : Bay $. RITSCHER Uzun ve iztiraplı bir hastalığı müteakıp 69 yaşmda olduğu halde 25/26 Kânunusani gecesi vefat etmiştir. Müteveffa müşkil anlarda Müdiriyet heyetimiz âza- lığında bulunarak yorulmak bilmez faaliyetini ve bü- yük dirayetini bu vazifesine hasretmiştir. Memaliki ec- nebiye ile muamelât sahasmda iktisap ettiği tecrübe sayesinde hariçle yeniden ticari münasebet tesis ettiği- miz sıralarda baha biçilmez iktidarını göstermiştir. Müteveffanın ismi ve eseri Dresdner Bank'ın ismile ayrılmaz bir kül olarak ebedileşecektir. DRESDNER BANK İdare ve Müdiriyet Meclisi Dehakâr filmini terilerine bildirir. SAKARYA SİNEMASI HARRY BAUER'in JORJ RİGO ve JANİN KRESPİN ile beraber çevirdiği muazzam ve emsalsiz VATAN FHASFeETIi akşamdan İtibaren göstermek mecburiyetinde bulunduğunu muhterem müş- İlâveten : 1937 PARİS SERGİSİ Bugün yalın matinelerde : mevsimin en büyük muvafakryeti GİNGERS ROGERS ve FRED ASTAİRE tarafından ve 1937 PARİS SERGİSİ VALSDALGASI