r:’ DAT 'N KECRMZ saro Mahmut Saim, Yeni irDolandırıcılıktan Yine Mahkemede Dün Asliye Üçüncü Ceza mahkemesinde, sahte firma ve yalan adre:zle dolandırıcılık yaptığı iddiasile tevkif edilen Mahmut Sa- imin yeni bir davasına daha başlanmıştır. İddia şudur: Bir Otel Hırsızı Tutuldu Sultanahmet sulh birinci ceza hâ. £imi dün, bir otel hırsızını daha mah küm etmiştir. Hâd'senin tafsilâtı şu. dur: Akhisarlı Şevket isminde biri ge. çenlerde yanında iki arkadaşı bulun. duğu halde Sirkecide Cihan oteline gitmiş, 9 numaralı odayı kiralamıştır. Şevket sabahley'n erkenden kalk. mış ve çıkıp gitmiştir. Saat 9 da u. yanan arkadaşı Cemal, elbisesinin kaybolduğunu görünce otelciye mü. racaat etmiş, sonra da polis işe el koymuştur. Fakat, Şevket bir türlü bulunamayımca, otelci, gece nüfus kâğıdınm suretini defterine kaydet. tiği için bunun suretlerini çıkartmış, ve Sirkec'deki bütün otel sahiplerine dağıtmış, ayrıca da eşkâlini de tarif etmiştir, Evvelki gün Anadolu oteli. ne bir misafir gelm'ş, kâtip hüviye. tini yazarken nüfus kâğıdındaki İb . rahim oğlu Şevket adlarmı görünce nazarı dikkatini celbetmiştir. Kendi. sine bir oda göstermekle beraber der hal Cihan oteline giderek vaziyeti de haber vermiştir, Cihan oteli sahibi Şevketi tanrmış ve hemen polise ya- kalatmıştır. Dün mahkemede sorgusu yapıldık. tan sonra şahitler dinlenmiştir, Suç. lu, otelci ve mal sahibile de yüzleş. tirilmiştir. Nihayet, hâkim suçun iş. lend'ğine kanaat getird'ği için ken. disine'T ay hapis'cezası vermiş, ve derhal tevkif etmiştir. ——— ——— Müfettişlik Yapmamışlar ! Şevket ve H kmet adlarında ikı sa. bıkalı hakkında, hukuk fakü'tesine ait mühürleri taklit ederek sahte ge. hadetname tanziminden dolayı tehki kata başalnmıştı. Hâdise birinci ist'n tak dairesinde tetkik ve tahk k safha sındadır. Bu iki suçlu kendilerinin sahte olarak maliye müfetişl'$i de yaptıkları şeklinde itirafta bulunmuş lardı. Fakat öğrendiğ mize göre, ma. liye teftiş heyeti arasında bu isim ve hüviyette hiç kimse bulunmamış- tır. — Nâlân bana bir oyun yapmış olacak!. Bu felâke tin hakikat olması kabil değildir!... diyaıduı_ıı. Başım uyuşmuştu, Kulaklarımda derin uğultular vardı. Mahmut Saim, (Galatasaray . Fe. ner neşr'yat müdürlüğü) başlığını ta şıyan kâğıtlarla Anadolunun tanm. mış tüccarlarıma bir tamim gönder. miş ve kırtasiye, melbusat ve fan'le ticarethanesi için daimi mümessil bu lunduracağımı, kendilerine 30 lira ma aştan başka yüzde müsait nisbette bir kazanç vereceğini de vadetmiş - tir. Adapazarından bir tüccar ken . disine müracaat etmiş ve bu mümes. silliğe talip o!duğunu bildirmiştir. Mahmut Saim, göndereceğ: mevhum melbusat ve kırtasiye ve fanileye mu kab'l kendis'nden elli lira istemiş, © da göndermiştir. ğ Dün suçlu kendisini müdafaa eder ken: — Bay reis, benim firmam sahte değildir. Isterseniz Kültür direktör. lüğünden sorunuz. Benim Galatasa. ray, Fener diye bir mecmuam var . dır. Ben kendis'nden elli lira aldım. Istediği eşyayı göndermiye vakit kal madan tevk'f edildim. Altındaki mü. hürüm de sahte değildir. Bu bir hu. kuk davasıdır. Ceza ile alâkası yok. tur, demiştir. Müddeiumumi dosvavr 'stediği için mahkeme talik edilmiştir. Hariçten Şarkı Siparişi Kabul Edilmeyince Şakir ve Raif adlı iki arkadaş, ev. velki gece kafayı tuttuktan sonra Divanyolundaki Şen bahçe gazinosu. tal, ::r;ı lstnm'şılerdlr. Hariçten şarkı siparişi kabul edilmediği 'çin arzula. rı yerine getirilmemiş, onlar'da gazi. no sahibine küfretm'şlerdir. Dün ik'si de sövmekten ve sarhoş luktan suçlu olarak meşhut suçlar müddeiumumiliğine verilmişler, Sul. tanahmet sulh birinci ceza hâkimi sorgularını yapmıştır. Karaları bu. gün tefh'm edilecektir. Hastanede Öldü Maksut Cafer isminde bir usta iskeleden düşerek yaralandığı için Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmış, fakat, dün ölmüştür. Müddeiumumi. Genç Kız Şehadetini Geri Aldı Dün sabah ağırceza mahkeme. sinde Sekine adlı genç bir kız şa Üü iKİZLERİ HDAM Bugin İ P E K Snemasında Hissi, Muazzam, ve Mükemimel şaheser. Baş rolde: —Z'Z EMiL YANiNGS İ ASA " LOREL - HARDi H İKİ BÜYÜK FİLM BİRDEN TÜRKÇE SÖZLÜ - BÜYÜK KOMEDİ hit olarak dinlenirken şehadı tinde istintak hâkimliğindeki i. fadesini bozacak şeyler söyle. miştir. Mahkeme, Yalan yere şe hadet ettiğime kanaat getirdiği için hakkında takibat yapılma- sına karar vererek müddelumu. miliğe teslim edilmek üzere Jan darmaya vermiştir. Sekine bir saat kadar jandarma nezaretin. de kaldıktam sonra birinci sorgu hâkimliğine verilmiş, burada: — Ben ömrümde ilk defa mah kemeye gelmiştim. Hüâkimlerin heybeti bemi şaşırttı. Başım dön dü. Ne söyliyeceğ'mi bilemed'm. Estintak hâkimlifinde söyledik. lerim doğrudur, demistir. Sorgu hâkimi, Sekineyi ser. best bırakmıştır. Amerikalı Bir Gazetecinin Tetkikleri Jorj Piyer isminde bir Amerikalı gazeteci şehrimize gelm'ştir.-Ameri. kalı meslektaşımız, dün kendisile gö. rüşen bir muharririmize demiştir ki: — Bir dünya seyahati yapmakta. yım. Bundan evvel bir kere daha dev r-âlem yapmış ve Türkiyeye uğrama mıştım, Buradan sonra, Yunanistan, Mısır, Filistin, Suriye, Irak, Hindis. tan, Blucistan, Efganistan, Malaya, Çin, Japonya, Havaya da gittikten sonra, memleketime döneceğ'm. Memleketin'zde ettiğim ilk intiba, Türkiyenin, başka memleketlerin elli senede yaptıkları inkişafı 13.14 sene iç'nde vücuda getirmiş olduğudur. —| Otuz memlekestte tahsil gençliği hakkında tetkiklerde bulunuyorum. Bürada da Türk çocuklarının tahs!l şekillerini tetkik edeceğim. İşte bu maksatla bugün Universiteye gittim. Istanbul Universitesini, tesisat, sis . tem, program ve umumi bakım itiba rile dünyanın en iyi üniversitelerin . den biri olarak gördüm, Burada tah. min ettiklerimden çok daha iyi şeyler görüyor ve öğren'yorum. Tetkikler!'m 10 gün kadar sürecektir., lik, takibata başlamış ve tabibi adil | Enver Karan da cesedi muayene e. derek ölüm sebebinin tesbiti için mor ga kaldırılmasına lüzum göstermiş. tir, 'a (: KADIN VE ERKEĞİ *ALAKADAR EDEN MEVZU Bethoven'in ilâhi müziği... Tolstoy'un en güzel eseri... 1 KREUTZER SONAT Güzel bir kadının ıztırabı, Seven bir erkeğin kıskanclığı, Bir gencin aşkı, Herkesi düşündüren mevzu, Mevsimin en muhteşem filmi.. İlâveten: EKLER JURNAL TURK sn — Fransızca LİL DAGOVER PETER PETERSON Vatan iştiyakmı tasvir eden bir film... Sonderece kuvvetli bir dram... Fevkalâde bir sergüzeşt... Çok büyük bir aşk... ması da JOHANES HEASTER BKY NEREÇEETE . | | Bugün SS Üü € Ir Sin:mesında Trolka misline ender tesadüf olunur, bir şaheser, — Baş rollerde : JEAN MURAT - GHARLES VANEL ilâveten: EKLER JURNAL dünya havadisleri BUGÜUN MELEK Sinemasında Nefis ve şahane bir film sizi bekliyor: MARLENE DIETRİCH SPANYOL ÇiÇEKLERİ m İspanyolca büyük operet. Madrid Operası artistleri ve Flârmonik l orkestrası tarafından T Ü g K Sinemasmda li / Şehzadebaşı FER A H Sinemada Bu akşamdan itibaren yalnız bir hafta Büyük Türk san'atkârı e ZATİ SUNGUR Türkiyede ilk defa olarak YEPYENİ MANYETİZM, FAKİRİZM . ve . İSPİRTİZM hünerlerini gösterecektir. Fırsatı kaçırmayınız. Yerlerinizi evvelden tedar'k ediniz. Tel. 21359 BLCA Fransizca sözlü. Rejisörü: ERNST LUBİTSCH Seans'ar: 2—4.15—6.30—9 da ÖLÜM Yol ve Yapı Limited Şirketi, K dir ve Keten Sanayii Türk Anoni Şirketi müessis ve müdürlerinden V Istanbul Belediyesi KOMEDİ KISM! Saat 20,30 da. N Ni N SATILIK KİRALIK !W ımm Komedi 3 perde n Şehir Tiyatrasu HERTUĞRUL SADI ÇCEK TIYATROSU Pazartesi akşamı &KADIKOY SUREYYA SINEMASINDA İITAAT ILAMI maruf tüccar ve müteahhitle! Bay Mehmet Muratoğlunun eşi yan Hatice Muratoğlu müptelâ ol! ğu hastalıktan kurtulamıyarak vefi etmiştir. Bugün —cumartesi günt .4 —o— ÇOCUK KISMI Cumartesi, Çarşamba saat l4 te — Ben geldim... Buradayım... Gelin beni alm.. Bu halden kurtarm... diye bağırmak istediğim halde hiç sesim çıkmıyor, kısılmış çenelerim kımıldanmıyordu. Bu hal ne kadar sürdü bilmiyorum. Yüzümde şak lıyan tokat eesleri beni kendime getirdi. Beybabamla Vesime yüzüme, göğsüme su serpiyorlar, kollarımı bacaklarımı uğuyorlardı.. — Nalân öldü mü?.. Beybabam asık bir yüzle, — Hayır!., Hayır!.. diyor ve kendi kendine söyle nir gibi : — Allah Allah!., Ne zaman geldi bu çocuk?. Bu musibet tellâllığını da hemen kim yaptı? diye mırrl danıyordu. Vesimenin gözleri kızarmış ve şişmişti. Kendini tutmıya çalıştığı halde ağlıyordu. Beni karga tulumba edip içeri götürdüler; bir ka napenin üstüne yatırdılar. Hâlâ ağlıyamıyordum. Sanki gözyaşlarım birdenbire kurumuştu. Biraz sonra kendime geldim. Hemen yattığım yer den doğrularak Beybabamın e'lerini tuttum: — Bu felâket demek ki hakikat? dedim. Yarabhi! bu kabil mi?. Beybabam başını iki yana salladı: — Ecel! dedi Sıra onun deği di; fakat... Sustu. ağlamıya başladı. Bu yaşlar benimkileri de £ gsümün derinliklerinden çağırmışlardı. Birdenbire öyle bir gözyaşı tufanıma yakalandım ki, hıçkırıkla rım az kaldı beni boğaçaktı. Beybabam beni yavaş yavaş göğsüne çekmiş ve başımı avuçları arasma almıştı. Biraz kendime gel memi bekledikten sonra sordu: — Sana Nalânm öldüğünü kim söyledi?.. — Hilmi Bevin torunu!. MAVİ BONCUKİRamiz denğ T böNü — Dün bu zamanlar gelmiş olsaydım, son nefesin de yanında bulunmuş olurdun.. — Beni bekledi mi? diye sordum, — Bekledi... Birkaç defa senin ismini söylerken duydum... ; Biribirimize sarıldık; demek Nalân ölmüştü? Ar tık yoktu demek... Yarabbi! Ben bu sonsuz hasrete nasıl dayanacaktım?. Hayali kafamda, sesi kulakla rımda durüyordu. Handani sordum. Babasımın akra balarının yanımda olduğunu ve İlhami Beyin de bu gece oraya gideceğini söylediler. Beybabam öflce jile başını sal'adı. Dişlerini gıcırdatarak: — Hain herif! dedi. Ve birdenbire kalkıp gitti. Büyük anneyi yatakta bulmuştum. Zavallı ihtiyar kadın üzüntüsünden âdeta hasta olmuştıî Fersiz gözlerini silerken içini çekiyor: — Benim güzel yavrum... Pek genç öldü... Daha çok yaşamalıydı.. diy e ağlıyordu O akşam yemek filân yemeden odama çekildim ve yatağımın üzerine kapanıp ağladım, ağladım. Çok geçmeden kapmın tokmağı bir el tarafımdan çevril mişti. Birdenbire öyle tuhaf bir hisle sarsıldım ki, hey dan kalbimin dur dan korktüm. Nalân daima böyle, herkes yattıktan S#onra gelip odamın kzanısımı acardı. Gözlerim kapıya dikilmiş bakarken içeri Vesime girdi; bana parmağile “sus!” işareti vererek yanı ma yaklaştı. Arkasında birşey saklıyordu. Karyola mın kenarma oturdu. Gözlerimin içine bakarak : — Kenan! dedi. Buraya Nalânm son vasiyetini yapmıya geldim.... Al!.. Bunlar senin.. Arkasında sakladığı şeyi çıkarıp uzattı. Bu bir gazete kâğıdına sarılmış küçük bir paketti. Merakla: — Ne var bunun içinde?.. diye sordum. — Okuyacaksın! dedi. Onları sana teslim etmem için rica etti... Ben vazifemi yaptım... Gazeteyi açtım. Içinde bir deste kâğıt vardı ki, üzerleri Nalânın ince yazısile doluydu. Bunlar arasın da bir de kapalı zarf gözüme ilişti. Ustünde şu satır lar okunuyordu: “Kızıma!.. Ön sekiz yaşına bastığı zaman!..” Gözlerim yeniden buğulandı, duman'andı, — Bunları bana mı yazdı? dedim. — Evet!.. Niçin inanmadın?. — Kenan!., Nalânı çok severdin değil mi?, — Hâlâ seviyorum. — O da seni sever miydi?. — Bir kardeş gibi!. — Aldanıyorsun çocuğum... Nalân seni bir kar deş gibi değil, seven bir kadın gibi severdi. KAYIP — Ankara 189 uncu alay dan aldığım askerlik tezkerem yandı. Yenisini alacağımdan hükmü yoktur. Cidenin Yenice kariyesinde Kırlangıc .bu halkada © parmaklardan kalan bir damla sıca! saat 11 de Şişlide Ömer Bey a| manmdan cenazesi kaldırılarak — Nasıl? diye haykırdım, öyleyse bunu benden neye gizledi? : — Gizlemesi icap ediyordu... | — Vesime Allah aşkına beni fazla üzme!. Ne halde olduğumu görüyorsun... — Fazla birşey söyliyemem Kenan!., Sanı herşe yi bu kâğıtlar anlatacak... Vesime ayağa kalktı. Hıçkırıklarmı mendilile bo ğgarak: — Zavallı Nalân!.. diye mırıldandı BSonra kapıya doğru yürürken bana döndü * ; — Nalân kâğıtları gazeteye kendi sarmıştı... Bent hiç açmadan sana verdim... Son dakikalarında, p8 keti bana teslim ederken: “İçinde bir küçük yadigâf da var... Sakm düşüreyim deme!., Böylece kendine ver!..” dediydi. Odada yalnız kalmca hemen kâğıtları lâmbanm önüne serdim. Hakikaten aralarında, beyaz bir kâği da sarılmış küçük birşey vardı. Açtım. Bu, Nalânmm her zaman sol elinin orta parmağında taşıdığı iri yö kut yüzüktü. Fena oldum. Yıllarca bu yüzüğü taşıyafl güzel, beyaz parmaklar gözümün önüne geldi. Acab$ var mıydı?.. Yokladım. Soğumuştu. Onu sol eli yüzük parmağımna geçirdim. Şimdi sıra önümdeki gıtları okumıya gelmişti. Nalân bunların hiç birim? tarih atmamış, numara koymamıştı. Fakat sırasi? üst üste yığmış olacak, 'i Bu notlar beni büsbütün perişan etti. Bethahtlığ? mın derecesini tayin edemiyordum. D Yüzlerce defa okuduğum ve hattâ ezberled. ğim DU yazıları olduğu gibi defterime egçiriyorum, YA (Birinci kâğıt) | “Dünyada senin bana yaptığın fenalığı hiç ) kimseye yapmamıştır Kenan!.. Bir hasta kadının Kiw biyle oynadığın yetmiyormuş gibi, onun hayatmı d3 bir oyuncak ettin... Beni çok, pek çok seviyordun de ğil mi?.. (Arkası Var) ——