7 Ocak 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

7 Ocak 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——— 7-1-0938 NAPOLYONUN MISIR SEFERİ : Fransanın Haksız İngilterede Derin Akisler Yaptı pm Brest, Toulon, Ge- neve ve Korsika arasındaki Civitia — Veccla limanlarında bü- Yük askeri tedarikât görüldüğü, Cadix' de Ispanya donanmasının (o tarihte Ispanya, Ingiltere aley- binde Fransanın müttefiki :di) fa- *liyetle teçhiz edildi, Anverse ve Padükale, Normandie ve Britanie * kıyılarında müteaddit ordugühlar kurulduğu, Fransa ordusu Baş kumandanlığına tayin olunan Ge- era| Bonapartın Okyanus sahille- rini dolaştığı ve her limanda te- vakkuf ettiği haberleri İngilterede hep birden duyulmuştu. Bonapar- tm, ayni zamanda, Amerika muhs Tebesi esnasında iyi bir ad kazan- miş eski deniz zabitlerinden kalan- ları Pariste etrafına topladığı da duyuldu. İngilterede, Saint — Ja- mes kab'nesinin bütün bu malü- Mmattan İlk edindiği fikir, bu hazır- lıkların Ingiltere ve Ir.andaya mü- teveceih olduğu, Fransanm kara hudutlarında tesis ettiği barıştan istifade ederek bu uzun İngiltere barbini göğüs göğüse bir savaş ile bitirmek istediği şeklinde oldu. Bu kabine düşünüyordu, ki Italya te- darikâtı bir hiledir. Asü hedef, bü- yük Britanya adalarıdır. Bunun için, Toulon filsu Septe Boğazını geçerek müttefik İspanya donan- ması ile birleşecek ve her İkisi bir» Pkte Brest'e gelerek oradan bir Fransız ordusunu Ingiltereye ve diğer birisini Irlandaya naklede- ceklerdir. Bu mülâhazalarla, In- giliz amirallığı, tez elden bir yeni Gonanma donatmalkla iktifa etti ve Bonapartm Toulon'dan hareketini duyunca da Amiral Roçeri on harp gemisi ile Cadix önünde Amiral Saint Vincent kumandasındaki In- Biliz donanmasını takviyeye gön- derdi. Bu suretle bu donanma 30 harp gemis" bu'du Buna muadil diğer bir Ingliz donanması .da Brest önünde idi. miral Saint — Vincent. Akde- iş DİZ tarassut etmek ve bu- radan malümat almak gayesi ile, Amiral Nelson kumandasında 3 kalyon (hattı harp gemisi demek- tr) dan mürekkep bir floyu Is Panya ve Provense sahilleri ara- Sında dolaştırıyordu. 24 Mayısta, Yani Bonapartın Toulondan haber- Siz çıktığının beşinci günü, Amiral Neisona, Fransız donanması henliz Toulonda ise bu limanı abloka ete Mesini, eğer çıkmışsa peşine düş- mesini bldird', Ve bu 10 kalyonu Bönderdi. Kendisi, Cadix önünde kaldı. O, en ziyade, Toulondaki Fransız donanmasının Nelson'dan kurtularak Seple Boğazmı geçme- #inden end'şe ediyodu. Am'ral Saint — Vincent'm. Nel- Sona gönderdiği talimatta, Mısıra karşı bir sefer müstesn., bütün 'b- timalleri göz önüne aldığı görü'ür. Yeni Halkevi binası Dâsının inşatı yakında tamamlana" Saktır. Salan bin kişi alacak büyük Hiktedir. insa masrafı 62'bin Birayı ii... |“... YAZAN: General H. Emir 2... Bonapart Fransa ihti âli yıllarında Halbuki bir yandan Amerika mat- buntı bu esnalarda hep Mısır sefe- ri bazırlıklarından bahsediyor. di- ğer yandan Türkiyede Toulon ha- arlıkları bemen katiyetle, Mrsrrm, zaptı hedefine atfed liyordu. Bun- lara rağmen, Ingiliz Ara'ralinin ta- limatında, Fransız kuvvei seferiye- sinin Brezilyaya Adalaı denizine veya Istanbula gitmesi ihtimalle- rinden - bahsedild'ği halde - Mısıra yürüyebileceği — ihtimaline temas olunmaması hayli garip ve mera- ka değer. Işte Ing'ltereyi şaşırtan ve Ingilterede ters hareketler ve telâş'r teb rler doğuran asıl se- bep, 150.000 askerin Fransanm Ok yanüs sahillerinde ordugühlar kur ması 'di. Bu hâdise, Mis'r seferini gizlemiye :mükemmelen yaramıştı. elson, 17 Mayısta Tou'on ö&- nünde bir Fransız korveti- ni zaptetti ve bundan Fransızların hazırlıklarını anladı, fakat, hedefi- ni öğrenemed'. 3 kalyonu ile Korsi- ka, Provans ve İspanya arasmda dolaşırken. 19 — 20 Mayıs gecesi bir boraya tutularak #emileri hasa ra uğradı: bizzat bindiği geminin direkler: kırıldığı için yedekte ge- kilerek f losu ile Saint — Pierre a- dasna gitti ve gemilerini orada tamire bıraktı. Iste Nelsonun tam bu boruya tutulduğu 19 Mayıs ge- cesi. Bonapart Fransız donanması ile Toulondan çıkmış. Kors burnu. nu dolaşarak 10 Haziranda Malta önlne gelmişti. Nelsonun, cem'an tamamlanmak üzere Kastamonu (TAN) — Halkevi bi- | bulacaktır. Bu binanın bir eşi de Bir.) bunu alıp koyacak yer yoktur. Ancands yapılmaktadır. Kızılay, Hava Kurumları ile Halk | Çankırıda bir silo yapılmasmı Itizum Partisi, gibi teşekküller de Haikev |lu görmüştür. Bu hususta vilâyetimi binasında yerleşeceklerdir. Hareketi 13 kalyon ve 50 toplu bir. firka- teynden ibaret donanmanın kuman- dasmı eline aldığı 1 Haziranda bile henüz Toulon önünde dolaştı. ğına bakılırsa, Fransız donanması- nin buradan çıktığı hakkmda ma- lümatı yoktu. O, 15 Haziranda, Pransiz Okolordusunun muhtelif fırkalarının randevu yeri farzettiği Toskana sahillerinde Tagliamont koyunu keşfe geldi ve ancak 20 de Napolide hükümetten, Fransız Ar- madasmın Maltaya (o debarkman yaptığını ve Fransa Cümhur'yeti sefirinm, kuyvvei seferiyenin hede- fi Mısır olduğunu söylediğini öğ- rendi; 22 Hazıranda, bu haber ona Mesinada teyit olundu ve Fransız donanmasının Maltadan Kandiye. ye geçtiğ'ni burada öğrendi. Nel son, bu haberler Üzerine Mesna Fenerini dönerek Iskenderiyeye yol verdi ve buraya 29 Hâziranda vardı: fakat. ne Fransız donanma- #i buraya gelmiş ve ne de ondan bir haber almabilmişti. Bu donan. ma acaba nerede bulunuyordu? #ngiliz donanması herhangi bir Ü sahülmize uğrarsa ona su ve erzak verilmesi ve kolaylık gös terilmesi için Istanbul, güya bütün vilâyetlere bir tebliğ salmıştı. Fa- kat, bu tebliğ o sıralarda henüz yer'ne varmamış olacak ki. Isken- deriye açıklarına gelen Ingiliz flo- suna burada ne su, ne erzak veril- medikten başka Tskenderiye önün- de durmasına bile müsaade göste- rilmedi. Nelsonun bir sanda! ile Is- kenderiye limanma gönderd'di za- b'tler, Iskender:ye eşrafından güm rükçü Seyit Mehmet Kerim ile ko- nuştular: “— Fransızlar bir cesim donan- ma ile denize çıktılar, Onları arıyo- ruz Ne tarafa gittikleri melüm değil: lâkin. bu taraflara gelmele- ri ihtimali var, Siz onlarla baş ade- mezsin z. Biz muhafazanıza çalış mak isteriz. dediler, Seyit Mehmet Kerim İngilizle- rin bu sözünü hile ve desiseye'ham lederek onlara haşin ve dürüşt ce- vap verdi, ingilizler, şu cevabı ver- dik “Bizim dostça yaptığımız bu ika zı kabul etmiyorsünüz, bari gçık- larda durarak kaleyi düşmandan muhafaza etmemize müsaade &İ'niz ve bize zahire veriniz.,, dediler. Fakat, Seyit Mehmet ve diğer İskenderiye âyanı İngilzlere iti- mat göstermediler: “Bu belde devleti aliye mem- leketlerindendir. Burada Pran- sızların vesair'n işi yoktur. Siz işi- nize gidniz,, yolunda kati bir ce vap savurdular: Ingiliz zabitleri. bu cevap karşısında donanmaları» na döndüler unun Üzer'ne İngiliz dönan- ması İskenderiye önünde faz- la durmamış ve Fransızları ara- mak İçin y'ne denize açılmıştır. İş- te; Istanbulun kuriyesinden evvel Iskender yeye gelen Ingiliz donan- masıdır, ki Generai Bonapart “bir cesim Frans'z donanması, «le Mısıra doğru yolda olduğunu "İk defa haber vermiştir. Gümrükçü Seyit Mehmet Kerim “Murat Beye mensup ve gümrükçü'üğe onun ta- rafından mansup,, olduğu 'çin key fiyeti derhal Kahireye yazmış ve “beldenin muhafazası içn ask*r istemiş!',. Fakat bu asker gelme den ve hattâ bu haber Kahireye varmadan, Ii Temmuz 1798de Fransiz Armadası Iskender yenin den'z ufkunu kaplamış ve 2 Tem. muzda İskenderiye kalesine Fran- 82 bayrağı çekilmiştir. Çankırıda da Sılo Yapılacak Çankını, (TAN) — Bu sone Ziraat Bankası Çankırı köylerinden aldığı fazla mikdarda buğdayı bır çinko am bara doldurmüştur, Fakat ambar kıs men yıkılmış ve buğdaylar meydana saçılmıştır. Köylünün elinde daha sa tılacak buğday bulunduğu halde Ziraat Vekâleti, işi tetkik etmiş, ze bazı sualler sorulmuştur. PA. SN ALTA Sevimli bir küçük göçmen ve arkasında küçük kardeşi... Türk toprağına dün ilk ayak bastığı dakikalarda * 1700 Göçmen Arasında Uzunca - Bir Dolaşma arayburnu rıhtımmda e'ele tutuşmuş, Eskimo kiyafet 7-8 vaşlarında neşeli çoduklar ko or. İri mavi gözü. penbe penbe yanaklı küçük bir kiz çocu- ğuna yaklaştım. Vapurdan inen kahverengi şalvarlı, siyah örtülü bir kadına sevinçle bağırıyor, el- lerini çırpıyordu: — Anâ, ans. Çocuğa sordum: — Adım ne kızım?, — Hanife. — Nereden geliyorsun? — Ta Romanyadan.. çok uzak- tan. işte şu vapurla geldik. Emektar “Nazım,, vapuru, mev simin en son göçmen kafilesini ge tirmişti. Sarayburnu rıhtiminm &- zeri mahşer gibi kalabalık. Ro manyadan ge'en Türk kardes'eri- mizi soğuk rıhtum lizerinde Sıhhat Vekâletinin uzanan kolları, Kızrla- yin kaynıyan sıcak çorbası kar- şılıyor.. R €n. rrhtrma gittiğim vakit, akşam oluyordu. göçmen koğuşlarının yanıbaşındaki mut- fak arı kovanı gibi işliyor. ellerin de yemek tasları. kadın. erkek, genç. ihtiyar, Romanyalı kardeşle rimiz mutfağa koşuşuyorlar. Siyah koyun klirkünden koçü- Buna sarılmış sarışın. uzun boylu dinç bir de'ikanlı, ağzında sigara Ağızlığı ile, denizi (seyrediyordu. Bani görünce, ırkınm bütün sicak kanlılığı ve safiyeti ile: — Ne güzel memleket, dedi. — Çok sevdin mi? — Sevmez miyim?. Millet top rağı başka yere benzer mi?, — En çok neresini sevdin? — Her yüzünü. Konuştuğum delikanlı Osman is minde bir Silistireli. bana, bira- kıp geldiği diyarı şöyle anlattı; — Biz hepimiz Silistire boyun- dan ge'iyoruz. Şu gördüğünüz va pur dolusu insan Siletire boyunda ki Seyitali kasabası, Usul köy, Rahmanaşıklar © köylerindendir. Kendi milletimizin topraklarma gelmek için can atıyorduk. o“ — Orsda ne iş yapardınız? — Rençperlik... Buğday, arpa, mısır. fasulye eker, dike: renç perlik eşyamız: da aldık getirdik, Arabamız, sapanımız, hayvanımız nemiz varsa, hepsi beraberimizde,, — Evli misin sen, Osman? — Evliyim ya.. Evli olmaz mr yım?.. gran are i Yazan: ; Reşal Feyzi; rana — Kaç çocuğun var?. — Dört. Osman gülümsedi. Gözlerini va- purun merdivenlerine dikerek: — Bir de mayısta ge.ccek, de di. / N N , omunyadan gelen göcmen- leri muayene eden doktor: — Çok sevinilecek bir hâdise, diyordu. gelen kardeşlerimizin ma- aşallah hepsinin ailesi kalabalık- tr. Her baba mutlaka 4—5 çocuk- ludur. En bilyilk çocuk sekiz, do- kuz yaşındadır. Otekiler bundan küçlük., Ekseriya birde ananm karnında vardır. Hepsi sağlam in- sanlardır. İşte © görüyorsunüz. Genç, dinç, gürbüz insanlar,. (hti- yarları bile, beyaz saka.lı dedeler bile çelik gibiydi. Göçmen tesçil bürosunda, vapur- dan çıkanların hüviyetleri kontrol ediiiyor.. Her göçmen, elindeki ve- sikaları burada gösteriyor.. Ismi, ailesi, çocukları tespit edi iyor. Bu sefer gelen göçmen mitkarı 1691 dir, 1141 i büyük, 558 i küçük.. 12 yaşından aşağı olanlar büyük ad- dediliyor. Göçmen işleri bürosunda bana verilen izahate göre, bu sefer gö- lenler, Çatalen, Silivri, Çorlu Te- kirdağ civarma sevkedileceklerdir. Buralarda hazırlanan omisafirha- ne erde kışı (o weşirecekler, yazın, yine Trakya mmtakasında kendi- lerine ayrılan köylerde iskân edi- lecekler, yeni yaptırılacak evlere yerleştirileceklerdir. Göçmenler, beraberlerinde 517 baş büyük. 43 küçük baş hayvan getirmişlerdir. e emi Türklerin fiziyo- nomisi, temiz ve asi) Türk wwkmm bütün karakteristik hatla- rm taşıyor Büroda hüviyeti tee- vit edi en Aliye soyadmı sordular. Ali tir müddet düşündü: — Lâsbımı mı soruyorsunuz? dedi.. size Hotunlu derler.. T& es kidenberi böyle. Bana babamdan bir hüccet kaldı. Üzerinde eski bir yazı var, ben okuyamadım. Işte O eski k ığıtta Hotumlu ismi yazılı. Şu garip dünya: İki Cinayet İşliyen Bi .. e ir Tüfek Bulgaristanda geçen hafta çok ga rip bir ölüm hâdisesi olmuştur. Po- morle kasalası halkmdan Lübonir Çokof, avdan evine döndükten sonra kaldırılması için tüfeğini karısına ve rirken tefek. kendiliğinden ansızm patlamış, kadın ölü olarak yere 8 rilmiştir. Hidise yerine gelen polislere Ço- kof, olup, biteni anlatmış, fakat po- isler buna inanmamışlar ve Çokofu tevkif etmişlerdir. Ancak kadınm maktul düştüğü yerde Çokof'un tü- feği karısına nasıl verdiği hakkmda bir tecrübe yapılması icap etmiş ve bu tecriibenin yapılması komiserle di ger bir polise havale edilmiştir. Tec rübenin yapılması esnasında polis, komisere tüfeği ayni suretle verirken tüfek bu defa yine kendiliğinden ateş alarak komiseri öldürmüştür. . Toltstoy'un toruna Maruf Rus edibi Tolstoy'un torunu Jan Tolstoy. hırsızlık suçile Fransa da Gras kasabası mahkemesinde sor guya çekilmişse de yaşınm küçüklü ğü dolayısile serbest bırakılmıştır. Bundan sonra küçük Tolstoy'u Çar tik Rusyasının sabık Paris elçisi Fes dero! himayesi altma almıştır. Bilindiği veçhile J. Tolstoy, bu yaz ağüstosun 27 inci günü. bir ıslahha- neden kaçtıktan sonra bir bisiklet altm saat ve sair kıymetli eşyalar çal dığı için Kan gehrinde tevkif edil mişti, :. 80 bin kişiyi İngiltere polisi kaç gündenberi ma tem içindedir. Çünkü en iyi sivil me murlarmdan biri ölmüştür. Bu memurun ismi Herbert Coys dur. Herbert, Londra zabıtasmda u- zun yıllar çalışmıştır. İngilterede o dili “80.000 kisiyi tanrvan adım,. den mektedir. Çünkü Herbert. karşıma getirilen bir müerimi bir defa gördü. mü, onun vücudünde ve yüzünde bil tün karakteristik çizgileri hafızasın da tutarak bir deha hiç unutmaz. Bu suretle Herbert Coys, İngilterede 80 binden fazla yerli ve yabancı kimse yi tanıyordu. O, Londrada adeta di ti bir sicil dosyası idi. Bu sebeple In giiterede polis romanlarının kahra- manlarına da Herbert'in ismi veril. mektedir. yer. Şarki Türkistandaki Hoten şehrinden başka bir şey değildi. Ali, geniş omuzları, uzun boyu ile Orta Asyanm su katılmamış halis soyunu ne güzel temsi! ediyordu. Siyah koyun postundan gocuğuna sarmmış, heybetli duruşile mağ- rur. mavi gözlerinin parlak derin- liklerinde, orta Asyadan haber ge- tirmiş taze ve serin bir pınarın tatlı berraklığı vardı. daya sarı biyıklı bir genç girdi. Ateş gibi parlak göz- leri vardı. Bakışlarından zekâ âki- yordu. Burada, göçmenlerin küvi- yeti tespit edilirken, soyadı olmi- yanlara birer soyad: da veri'iyor. Sabahtanberi, yüzlerce kişiye seye adi vermekten hafızası yorulan genç memur bana dönerek: — Bu. Rahman Aşıklar köyn- den Ahmet. dedi.. Ahmede bir soy adı da siz verin.. Şengöçmen. Şen- göçer. Güzelgeç, Gülgeç.. Hepsini verdik. — Ahmet, dedim, Aşıklar kö- yünden mi?, Ahmet yüzüme bakarak gülü yordu. Adeta utanır gi — Köyün ismi, dedi.. Bizim eli- mizde ne var? Memur ilâve etti: — Bulduğumuz soyadlarının ek- serisinde göç, göçmen asıllarından parçalar bulunuyor.. neden böyle yapıyoruz, bilmem,.? Ahnföde soyadı o bu'mak bana düşüyordu. Biran düşündüm; — Ahmet te, Gönülgeçme olsun, dedim.. Memur, bir yeni soyadı bulmak» tan kurtulduğu için. Ahmet te, ih- timal, gönlüne daima gendiik tel kin edecek bir soyadı sahibi oldu- Bu için memnundular., Ahmet Gönülgeçme, yarm Çatal. cava sevkedilecek. e LİLA Vm md > lala sk Hk b kadar

Bu sayıdan diğer sayfalar: