zeE Biy'* UKÇT geee NF S “mar davasını neticelendirmiştir. kahvehanesinde evvelki gün gece yarısı 31 kâğıdı oynanır ve ma- sanın üstünde kumar paraları dönerken komiser Şinasinin idare- “sindeki üç sivil mehur cürmü meşhut yapmışlardır. Rizeli asçı Hasan, Şuayyip Hasan Çelik, sıvacı Emrullah ta oynıyanlar ara- EERTTE 3 Kumar Suçluları, Para Cezasına Mahküm Oldular — Dün Sultanahmet Sulh Birinci Ceza mahkemesi karışık bir ku- sındad yakalanmışlardır. Polis dün meşhut suçlar müddei- Küçükpazarda İsmail Kıvıç'ın Sarhoşluk ve Hakaret Suçluları Beşiktaşta eczacı kalfalığı yapan Musa, dün sarhoş olduğu halde pas- tahaneye gitmiş, orada arkadaşile kavga etmiştir, İş polise haber veril miş, kendisini merkeze götürmek is tiyen polis Azize de: — BSen kim oluyorsun da beni gö- türüyorsun demiş ve hakaret etmiş- tir. Asliye ikinci ceza mahmekesi dün bu iddiayı tetkik etmiş, suçu sabit gördüğü için Musaya bir ay hapis ve bir lira para cezası verm?şt'ır. Suçlu derhal tevkif edilmiştir. AAA L SERE A TAN umumiliğine bunlarla beraber bir | ga de Ali Osman adlı suüuçlu vermiştir. Müddeiumumilik, Ali Osmanın kah- | vehane sahibi olmadığını tespit etti: | ği için onu serbest bırakmış, diğet İ beşini mahkemeye vermiştir. Mahkeme, İsmailin kumar oyn:. - madığı ve oynanan kumardan da ha 'beri bulunmadığı — -ticesine varmış ve ona beraet kararı — venmiştir. Diğerlerinin kumar oynadıkları sa - bit olduğu için birer lira para ceza- 1 sma mahküm olmuşlardır. Hâkim, | masanm üstünde bulunan iskambil | kâğıdile 39 kuruşun da müsaderesi- ne karar vermiştir. Üç lira para cezası Uzunçarşıda kahveci İsmail, dün Ahmet ve Nobar isminde iki arkadaşı | na kumar oynatırken yakalanmıştır. Sultanahmet ikinci ceza hâkimi üçü- | ne de üçer lira para cezası vermiş- —— — —- Bu da Başkası (Ayni mahkeme dün, Süreyya adlı bir memura da bir ay hapis cezası vermiş ve tevkif etmiştir. Süreyya, dün çok sarhoş olmuş, rezalet çıkar | tacak bir hale gelmiş, kendisini ka! ra kola götürmek isteyen polis me- muruna da hakaret etmiştir. Suçlu | geç vakit tevkıfaneye goturulmuş Hınç Almak İçin İftiraya Kalkmış | Polis iki gündenberi Ali ve Cemal | 1sminde iki genç hakkında hırsızlık | suçile tahkikat yapıyordu. Bunların | gümrükten bir balya aşırdıkları po- lise ihbar edilmişti. Polisin tahkika- tı ilerledikten sonra suçlular müd - LİTTERATURE INTEINATIONALE Bir şenelik ahboöne ücreti: Türk Lirası Beher nüshası: Türk Lirası Abonmanlar aşağıda gösterilen adreslerde kabul olunur: MEZHDUNARODNAJA KNİGA, Kuznetski Most, 18 MOSKOVA HAŞET KİTAPEVİ Türkiye Şubesi: 469, İstiklâl caddesi BEYOĞLU—İSTANBUL, (Posta kutusu 2219) lstıyenlere kataloglar ve nümunelik nüshalar gönderilir. | ı ve Sovyet edebıyat ve san'atıma hasredilmiş aylık mecmua. 1 Sovyet Rusyada çıkan Fransızca gazete ve mecmualar: 'İZVESTİYA — SSSR: İçtimai ve siyasi büyük gazete Sovyet Rusya Hükümetinin nâşiri efkârı ABONE ÜCRETLERİ: 12 aylık Türk lirası 13— 6 aylık Türk lirası 6.50 3 aylık Türk lirası 3.90 1 aylık Türk lirası 1.90 Beher nüshası ,, » 0.05 e JOURNAL DE MOSCODU: Siyasi, İktısadi ve edebi Haftalık mecmua Salı günleri çıkar, Başmuharriri: VİCTOR KİN Bir senelik abone ücreti Türk Lirası Beher nüshası: Türk Lirası e REVUE DE MOSCOU: Resimli aylık mecmua Siyasi ve iktisadi makaleler, Sov yet Rusyanım yeni muvaffakryetleri hakkmda havadisler, edebi tenkitler, yeni tiyatro, san'at ve sinema eserlerine dair yazılar neşreder. ı Bir senelik abone ücreti: Türk Lirası Beher nüshası: Türk Lirası —REVUE DE MOSCOU ve JOURNAL DE MOSCOU'ya birlikte abon. man yapıldığı takdirde, bir senelik abone ücreti 325 kuruştur. 2.60 0.33 URSS EN CONSTRUCTİON: Bol renkli fotoğraflı ve en iyi cins kâğıt üzerine tabedilmiş mecmua Bir senelik abone ücreti: Beher nüshası: Türk Lirası Türk Lirası 5.20 0.50 © Sovyet İttihadının Sosyalist kültürüne 3.25 0.30 deiumumiliğe verilmek Üüzere iken muhbir polise müracaat etmiş: kimi, Hasanı tevkif etmiştir. Bu memlekette tuhaf bir şey gözüme çarptı. He- men hiç bir bekâr rkeğe tesadüf etmemiştim, Hat- tâ evli olmıyanlar bile ya nişanlı, ya sözlüydü. Fe- ridunun İstanbulda nişanlısı varmış. İlk izini alır al- maz hemen evleneceklenmiş. Kasabada erkeklerin çoğu iki üç karılıydı. Tek ev.- Hler, parmakla gösteriliyordu, Bu meseleyi bir gün arkadaşıma sordum. Güldü: — Buradabekârlık âdeta ayıptır, dedi. Seni de iyakmda evlendiririz. — Bu kadar kolay demek? dedim. Cevap vermedi. “Sonra görüşürüz!,, gibilerde ba, şını salladı. Muhitimde en çok sevdiğim fırka ku. mandanı Sırrı Paşa idi, Bu adam elli beşini geçkin — beyaz saçlı, nur çehreli bir askerdi. Maiyetindeki. lere bir âmirden ziyade bir baba gibi muamele eder; fakat, kendisini herkese saydırırdı. Talimden döndü. ğümüz zamanlar bazan mahfelde, bazan da zabitana ayrılan bahçede toplanıyorduk. Bir çok eğlenceleri, mız vardı. Fakat ben daha ziyade paşanın yanında p onunla kı ktan zevk alıyordum. Paşa da bem seviyordu. Arkadaşlarımla aram çok iyi idi. Velhasıl şu (D. R.) benim için çok iyi, çok münasip bir yerdi. İçimde sonsuz bir hasret acısı olmasa, bu. rada gayet rahat yaşıyacaktım, Vazife başına geçeli bir buçuk ay olmadığı halde, İstanbula altı mektup göndermiştim. Bunlardan üçü beybabama, üçü Nalâna idi, Yolculuğumdan, (K..) vilâyetinin ve (D. R.) kasabasımın ahvalinden ve ni. hayet vazifemden, arkadaşlarımdan bahsetmiştim. Bu altı mektuba gele gele üç cevap geldi. Ikisi beybabamdan, biri Nalândan! Görüyordum ki, Nalân yalnız benim kendi kendimi avutmamı değil, iki sa. tırlık bir mektubıle teselli bulmamı bile çok görüyor. du. : KŞ A MAD (D. R.) nin kışı pek şiddetli olurmuş.. Kar bir kerö — Ben Cemalle kavgalı idim. Öç almak için kendisine bu şekilde süç A isnat ettim. Bunun aslı yoktur. de- miştir. Polis Ali ile Cemali birakmış, En büyük filmi iftira ve cürüm uydurma suçile muh- bir Hasanı müddeiumumiliğe ver - n E l K A H H A M A N A H I miştir. Sultanahmet birinci ceza hâ- COO ERin Pek yakında..... Sinemasımda v 5 ikincikânun SAÇ BUGÜN 2 .- En eğlenceli ve en güzel filmi. Bugün iPEK Sinemasında Baş rollerde: GARY COOPER Mevsimin en NEFİS - EN GUZELB. ŞAHOANE xâmxğm Ğmm ı J EANETTE MACDONALD d P Hafta SAKARYA sinemasında ATEŞ Yıldızların en güzel ve dehakârı Filmini görenler; ediyorlar. ÇARŞAMBA MARLENE DİETRİCH REJİ: ERNST LUBİTSİ—l y KERİME NADİR —39— başladı mı hiç dinmeden ilkbahara kadar yağarmış.. Bunuün için herkes daha yazdan kışa hazırlanmıya başlamıştı. Ambarlarmı pirinç, un, nohut, buğday, ni. şastayla dolduruyorlar, karınca gibi çalışıyorlardı. Feridun benden bir sene önce (D. R.) ye geldiği için bana yardım ediyordu. Bazan evimizin önündeki küçük sette oturup konuşuyorduk. O, yirmi beşini geçmiş, orta boylu, biraz tıknazca idi. Saatlerce gü. neşte, beygir üstünde dolaşmaktan yüzü sertleşmiş, esmerleşmişti. Yine bir gün ayni yerde otururken bana dedi ki: — Buranın kışma dayanılmaz. Fakat şu gördüğün ormanda çok güzel av eğlenceleri yapılır, Avı sever misin? Biraz düşündüm: — Bilmem, dedim; hiç avlanmadım... Bu sözüme arkadaşım o kadar şaştı ki, gözlerini açarak: — Hiç avlanmadın mı? dedi; sen bu yaşa kadar nerede yaşadın böyle? O günden sonra bu av bahsi biricik mevzuumuz oldu. Benim bir de Rıdvan, isimli emirberim vardı. Rıdvan uzun boylu, zayıf, ağır başlı bir çocuktu. Galiba asker olmadan önce (K..) da aşçı çırağı imiş. Zavallı Rıdvanm bir derdi vardı, Bunu bir gün, öğrendim: Sakin bir akşamdı. Dere boyunca yürü. yerek evime geliyordum, Feridun bir tavla partisini seyretmek için mahfelde kalmıştı. Ağır ağır yürür. ken biraz uzakta, derenin çalılarla örtülü bir kıyı. sında bir taşa dayanmış düşünen bir adam gördüm; biraz yakl Rıdvanı tanıdım. O beni görmemiş- ti. Yanma gidip elimi omuzuna koydum, Birdenbire ürkerek yerinden fırladı. — Korkma, dedim yabancrı değil, benim.. Selâm verdikten sonra bir adım geri çekildi. Çeh. resi soluk, gözleri kırmızıydı. — Ne 0? dedim: Ağlıyor muydun" İnkâr edemedi: — Evet efendim! — Niçin ağlıyordun? Cevap vermedi, Taşın üzerine oturarak sordum: — Söyle Rıdvan, niçin ağlıyordun? — Hiç beyim!. — Canım hiç olur mu? Bir derdin mi var? Söyle bu derdini bana!. ğ Başını önüne eğdi. Dudaklarında acı bir gülümse. yiş vardı. Birdenbire doğrularak: — Gönül çekiyorum, dedi; derdim ne olacak haı. h'r Bu sözü öyle tuhaf söylemişti ki, gülmekten ken. TP OU T T AT MELEK Sinemasmda YENİ SENEYİ KUTLULAMAK İÇİN ZEVK — NEŞ'E — EĞLENCE PROGRAMI 1-MiKiNiN ŞEN HAFTASI 4 Kısımlık Renkli Koömedi Şen Yumurcak SHİRLEY TEMPLE'n, Fransızda -Sözlü Seanslar: 11 — 1 — 2,15 — 4,15 — 6,30 suvare 9 da BUGÜN SAAT 11 de hususi tenzilâtlı matineler tertip edilmiştir. k Yeni yılınıza neş'e ve kahkaha ile giriniz, bütün seneniz mes'ut olsun. e PERİLER DİYARI” »e gelen ve bngün sizi en mükemmel Türkçe sözlü filmleri ile SABA Y* Sinemasında bekliyen LOREL- söylüyor. O halde gidiniz, görün üz, ve kahkaha ile gülünüz. Bugün T saat 11 de tenzilâtlı matine. ÖÖ N 2 Büyük ve Türkçe fılm birden I.SEZAR BORJİYA 2- BUFALOBİL Maceralar Kralı - JEANE ARTUR Bugün seanslar saat 11 de baş lar, gece saat 9 da BUFALOBİL saat 1İl deki seans tenzilâtlıdır. DANİELLE DARİEUX'nün (Paris sergisinde birinci mükâfatı kazanan) Suiistimal Davası “MÜKEM MEL BİR FİLM” demekte ittifak Bugün mutlaka bu filmi gidip görünüz. Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine, Suvareler için yerlerinizi e vveldeı aldırmız. Telefon: 41341 MELEK Snemasın'a ŞTT TEANEERN AA 2-1-938 ——— HARDİ Türkçe sözlü, tarihi film. l Büyük bir Fransız filmi ı Çigan. şarkılarile dolu bir film Jean Murat — Charles Vanel yalîîııîla: su " En Sinemağmda Istanh! Belediyesi Şehir Tiyatrosu İN PRAM KISMI saat 20,30 da T KRAL LIR | T trajedi 3 kısım ' 'KOMEDİ KISMI - Saat 20,30 da. T BIR KAVUK nmvgtş_.nn 'ql' Bu:ıım—' *"'30 b Matuıe "RTUĞRUL SADI TEK TİYATROSU Yarm gece (Kadıköy-Süreyya) CEZA KANUNU z _,_,_,_%_____ dimi alamadım: — Gönül çekiyorsun ha? dedim. Bu sana yakışır mı koca Rıdvan?. Benden bu cevabı beklemiyormuş ki şaştı. Fakat ben kendi gönlüm gibi hıçkıran bir erkeğin karşısın da saygı duyarak ciddileştim; — Söyle dostum.. Bak sana “dostum,, diyorum..; Herşeyi söyle., Belki derdine bir çare bulurum: Elini alnımdan geçirdi. Oracığa oturmaktan ziyade çökerek: — Bizim bir kolağası var, dedi, Kendisini tanıra- nız.. Su iri göbekli, uzün boylu, dev cüsseli herif,, — Evet! Kollarını yürürken çok sallar... — Tâ kendisi.. Önun bir yeğeni var. Allah içig güzel bir kızcağız.. — Korkarım ona aâşıkem!.. — Evet beyim! Fakat bu melun herif kızı hamâ verdirmiyor. Halbuki biz biribirimizi istiyorduk, — Sebep? — Ben fakir bir adammışım., — Yalnız bu mu? — Evet! — Kızın seni istediğine emin misin? — Nasıl emin olmam... Kendisini tam dört jere kaçırmıya kalktım da başaramadım. Geceleri unühnla bahçelerinin arka tarafında buluşuruz. — Sen de ama da beceriksizmişsin ha! Insan bir işe dört kere girişir de başaramaz mı? — Nasibimiz gözyaşı dökmekmiş beyim., N? ya. parsın... — Üzülme, dedim; Mademki bu kız da seni iştiyor, elbette bir gün biribirinizin olursunuz. Yeniden hıçkırdı; — Onu gelin ederler.. Yaşı on altıyı bulmus.. Ah o kör olası kolağası.. O ne zalimdir o!. — Peki Rıdvan, bu kızım anası, babası yok Mu? : (Arkası var)