Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
13-10.93817 ——— Kurtuluş Savaşında Deniz Kahramanları "Anadoluya Top Ve Cephane Kaçırırken.. eniz kahramanlarının hatıra- D larını toplamak ihtirası be- ü Ortaköyden Kasımpaşa, oradan la Suadiyeye sürükledi. Bu sefer de deniz binbaşısı Hul.- d Yükseli buldum, İstiklâl sava- şına ait hatıralarını almağa gel- dJiğimi söylediğim zaman binbaşı, üzünü buruşturdu. Manalı mana - 1 başmı salladıktan sonra - içinin kavrulduğunu anlatan bir sesle: — Ah, dedi, ben İstiklâl sava- şında bulunamadım ki?., Hayret ettim. Bunun imkânı yoktu: — Nasıl olur Bay Hulki dedim, Istiklâl mü-adelelerine iştirak et- miş olduğunuzu yakından biliyo- Tum. — Evet, fakat.. — — Niçin şaşırdınız. Işin bir de “fakat” tarafı var! Ben İstiklâl sa- vaşında vazife aldım. Maalesef hep İstanbulda bulunarak çalıştım. Bu vazifenin de ötekiler kadar muükad- des olduğunu takdir etmiyor deği- lim. Şu var ki bilfiil çarpışmadı- ğımdan, düşmanla gözgöze gelme- diğimden, sebebi anlaşılmaz bir üzüntü duyarım, Zaman zaman yü- reğim sızlar. Munveneti bahriye grupunda idim. Grupun vazifesi mu- |ayyendi. Anadolunun silâh, cepha- | ne, sıhhi malzeme gibi mübrem ih- | tiyaçlarmı temin etmekle mükel- lefti. Bizimle birlikte çalışan bir grup daha vardi, onun adı 'da Ü3 LT 1 » ae » eee Gizli birer teşekkül olan bu iki grupun Tersanedeki ambarlardan )uzumlu_ şeyleri Anadoluya kaçır- ması l?'ır muvaffakıyetti, Cephe- lerde dövüşenleri kıskanırken gön- lümüzü bu muVaffakxyeuerin ver. diği teselli ile sulardık — Durun öyle j MESMRİ Cük bir ha yle ise, dedi, size kü- |takım t Ve Mektebinde, dedi, bir hane vardı, aksamı ile top cep- | sevkedilmi -Bunlarm — Anadoluya la meggu]uı için fırsat kollamak- |bin işgal = O günlerde mekte- Dmış yüı-umü;ğ"g' Tivayeti de al- îw deığiı:f kuvvetleri mektebe girer yi â yaparlarsa neti- | ;îîlîtîğiîü K tehlikeler doğabilirdi. talığı iyi iaşadürü Bay Şevket, or- Siyetiki ıdı.ı-eıettiği için, işgal key- luyordu Beciktirmeğe muvaffak o- Sin; " OA, işin ergeç patlak vere i duk.cegnıı Süreti katiyede biliyor- Bâlla Vveri : M Kü bahakku çenlle, kşgal meho- 3 ük etmeden önce mek- :îât:nhkb“ hetameli malzemeyi o- gönd aldırmak — ve Anadoluya yapmîşem İyi hoş amma, bunu Fakat ta doğrusu dile kolaydı. Çaresiz. —Emir emirdi ve mutlaka Yapılacaktı. b Mayıs 922 akşamı — Haliçten İT Motöre binerek hareket ettim. Her şey yerli yerinde idi. Köprü- den Sıktık, Bardakan boşanırcasına bır'yş_gmur yağmağa, dalgalar a- labildiğine — yükselmeğe başladı. Birdenbire Marmaranın meşhur In_fiğ_ılşgndan belâlı bir nümune Hulki Yüksel Ertuğrulda iken.. lanmağa koyulan motörün içinde halimiz harap! aat yirmi üçe doğru motö- rün karbüratörü de bozul- mağa yüz tuttu. Bizi yolumuzdan alıkoyuyor., Bazan duruyoruz, dal- galara uyan tekne kıvrana kıvra- — na yalpalıyor bazan yol alıyoruz. Ma kine ümitsiz bir hastanm son eneîrji lerini harcadığı gibi dermansız iş- liyor. Nihayet dağların dayana- madığı zora bizim motör de daya- namadı. Durdu. Geriye dönmeği a.klmnzda.n ge- çirmemiş olduğumuzdan Pa.ylı yol almış bulunuyorduk. Mot'or istaper ettiği zaman Kınalıada ile Fener- bahçe açıklarında bulunuyorduk, Motör sesi kesilince, tabıı_ıtin ku- durması daha yakmdan hissedili. yor. Rüzgâr, su Sesi, Çf"l_ğmfşlşr, karanlık ve yağmur motörün için. deki birkaç insanı ürkütmek için el ele vermişler. Zavallı motör, yahut Zîval;ı biz- ler dalgalara uymaktan başka bir şey yagpamıyorduk._Motor sürük- lendi, çalkandı. İçeriye Sular dolu- yordu. Bizim bir hayli uğraşarak boşalttığımız suların 'ycîrme lodos bir seferde iki üç misli fazla su iade ediyordu. h Tam bu sırada Bankların üzeri. ne düştüğümüzü hissettim. Demir atmağa vakit kalmadan iri dalga- lar motörü kapınca kayalara fırla. tıverdi. Lodos motörü kaldn_-.ıp kal. dırıp vuruyor, parça parça öldürü. yor, parça parça batmyordu'. Biran geldi ki motör denizin üstündeki kızılca kıyametten — usanmış gibi denizin dibine iniverdi. Motörün arkasında minicik bir bot vardı, o- na bindik. Bir kürek, bir kürek daha derken o da battı. Motörcü. ler, sahile doğru yüzüyorlardı. Bek- lemenin bir faydası yoktu! Ne o. lursa olsun, kurtulmak lâzımdı. Sa- hil epeyce uzak. Yüzüyord_um. Kuv vetli bir yüzücü olmadığım için, ıkma kakma, su yuta yuta mu. yordum. Bu fırtınalı gecede şahıle ulaşmam gerçek bir mucizedir,. araya ayak basar basımaz K ikinci bir belâya çattık. Çık- tığımız yer bir İngiliz askeri kam- pr imiş, Bunü anlar anlamaz koy- numdaki resmi evrakı yırttım, Za- - ten bu işin bitmesile etrafımızı süngülülerin sarması da bir oldu. Zabitlerinin yanına vardığımız zaman, tüccar olduğumuzu, Malte. peye sebze almağa giderken yolda battığımızı söyledik. Saat bir bu- çuğa kadar da karada kabir azabı YGti ee l anaan saakani Hrvunlerl Arle Tabana kuvvet doğru Kadıköyü- ne. Vakit ramazan, ortalıkta da- vul gümbürtüsü, Biz yarı çıplak. Bekçilerin, davulcularm hayretten açılmış gözleri önünde davullu zur- nalı bir geçit resmi yaptıktan son- Ta hamama yollandık. Göbektaşı iliklerimize işliyen soğukları sök- tü a.ttı. Işte bu kadardır ol hikâye. Binbaşı Hulki sözünü bitirdikten sonra gülmeğe başladı, ben de gü- lüyordum. Fakat kahkahalarımızm sesindeki mâna Hulkinin geçirdiği gece kadar heyecanlı ve - fırtınalı bir mâna idi, (Arkası var) Fotoğraf Yüzünden Yabancılar Rahatsız Ankara, 12 (Tan muhabhirinden) — İstanbulda Beykoz civarında İstan- b_ul boğazımın memnu olmıyan bir ye rinde _fo_toğraf almak istiyen Polon- ya ıîlçı.şmin karakola kadar götürül- mesi hâdisesi üzerine Dahiliye Vekâ lı_atı vaziyeti mahallinden tahkik et- tirmiştir. Bu usulsüz müdahalenin başka yerlerde de tekrar edilmemesi ve memleketimizi Ziyaret eden ecne- bilerin gayri memnu : mmtakalarda istedikleri gibi gezip dolaşabilmeleri için Dahiliye Vekâleti bu emrinde ec- nebilerin, Türk vatandaşları gibi, yal nız memnu askeri mımntakalarda fo- toğraf almak, kroki ve resim yapmak tan menedildiklerini ve diğer yer - TLeı*de tamamen serbest bulunduklar?- nı tekrarlamaktadır. Bu yoldaki kanun hükümlerini ih- lâl eden polis ve jandarma teşkilâtı Mensuparlının şiddetle tecziye edile- ceği de ayrıca bildirilmiştir. TAN EKONOMİ Piyasada Yulaf Satışları Son hafta içinde dahili ihtiyaçlar için yemlik olarak mühim miktarda yulaf satılmıştır. Satılan miktar 5,338,000 kilodur. Müteahhitler tara fından temin olunan yulafları İstan- bul piyasası 800 ton ve kilosu 4,69 kuruştan, İzmit piyasası 1040 ton, ki- losu 4,95 ten, Çanakkale piyasası 600 ton 4,23 - 4,85 kuruştan, Tekirdağ pi yasası 600 ton beş kuruştan, Kırkla- reli piyasası 1050 ton 5,90 dan, Çorlu. piyasası 248 ton 5,48 kuruştan ver- miştir. Marmara, Çanakkale mintakala- rında bu sene 7T -8 bin ton ve Bandır- ma mıntakasında 15-20 bin ton kadar mahsul bulunmaktadır. Dış piyasa- lardan henüz alıcı çıkmamış olmakla beraber fiyatlar hakkında sondajlar yapıwkta,d!r. Almanya ve İtalyanın yulaf piyasamızla alâkadar olacağı tahmin ediliyor. Dünya İpek Kozası Rekoltesi de Noksan Avrupadan piyasamıza verilen bir habere göre, bu sene Asya da dahil olduğu halde dünya ipek kozası istih- salâtı geçen seneye nazaran yüzde yirmi kadar noksan görülmektedir. Bundan dolayı Avrupa ve Amerika piyasal"mda koza fiyatları yüksel - miye başlamıştır. Memleketimizde koza yetistiren mıntakaların toplu o- larak rekoltesi bu ay içinde anlaşıla- caktır. Söylendiğine göre kozalarır - mızın bu sene iyi fiyatla satılması için ümitler gittikçe kuvvetlenmektedir. — İtalyadan Mal İstekleri İtalyan firmalarından bazıları mem Yeketimiz mahsülâtindan arpâ, Kurü| fasulye, Kuru sebzelerle ik: bin kental taze zeytin ayrıca fazla miktarda no hut almak için Türkofise müraca - at etmişlerdir. Bu yıl mekteplerin açıldığı Zü- man mektep kitaplarmın bazılarının basılması bitmemesi yüzünden bir kİ- tap borsası meydana çıktığının el- bette farkındasınız. Bayan veya bay öğretmen ket- di vazifesini iyi yapmak istediği İ- çin, ders kitaplarını vaktinde hâ- zırlamaları lâzım gelenlerin — vazi- felerini vaktinde görmediklerini tâ* nımıyor. Mektep açılınca dersine başlamış ve devam ediyor. Ders kitabı olsun olmasın, talebesine SÜ aller tertip ederek onlardan vazif© “ istiyor. Bu suallerin cevaplarımı bul mak için talebenin elinde kitap bU” lunması lâzım. Kitapta yazılı olan şeyleri öğretmen dersinde ağızda" söylemiş amma küçük & şittiği sözleri tekmil not edebilmesİ kabil mi? Uniyersitelilerin bile P*""i fesörün söylediğimi kaydede! pek nadir görülen bir şeydir. —- Bir taraftan vazifelerini vaktinde yapamıyanlarla, bir taraftan VAZİ- fesini iyi gören öğretmen arasında kalan zavallı talebe kendi vazifesi- ni yazabilmek için, bir yıl önce KEt- di sınıfında bulunmuş ar! ':;_ na müracaat ediyor, ondan eski ki-- taplarını kendine satmasını '-t'YOT- Kitap borsası da bu suretle meyda- na çıkıyor, Sınıfını geçmiş olan C0- cuk eski kitabınm para € ga laymca, tabiidir ki, onu en çok Pâ- Ta verene satmak istiyor.. İIlerde tüccar veya sarraf olacak miniminilerin şimdiden borsa İSle- rinde idman 'etmeleri bir bakımdan belki hoşa gider. Fakat birkaç ba- kımdan da pek ziyade can sıkacak şeydir. Bir yıl önce okutulan, fakat bilgilerin genişlemesinden dolayı de ğiştirilmesine lüzum görülen bir Anan Atdatkenem hit vel da G Kirli Kitap Borsası İldıî kalmasının tedris bakımın - dan hoş görüle anlatmak bana düşgmez_ y dilmler Fakat sağlık bakımımdan ders kitaplarınm elden ele geçmesi he- kimlerin çoktamberi nefret ettikleri bir usuldür. Kitapların birçok has- talıkları bulaştırmıya sebep olduk- ları ötedenberi kabul edilir. Bu has en başında söylenen vera ve kolera hastalıkları memleketi- Yoksa da şarbon hastalığı — Maalesef — sıksık duyulmakta- dır. Çiçek hastalığı da pek nadirse de, kızıl, kızamık, difteri, boğmaca öksürüğü çocuklarımızın arasında âz çok fakat daima işitilmektedir. Her vakit, her yerde mevcut olan verem hastalığının bile kitaplarla Beçebileceğini kabul eden hekimler çoktur. c Kitaplarım hastalığı bulaştırmak tehlikesi dezenfeksiyonla “kalmaz, demeyiniz. Çünkü o küçük ders ki- taplarını birer birer dezenfekte et- Meyi düşünmek tatbiki kabil birşey değildir. Bu iş ancak mahsus âlet - lerle ve pek kıymetli kitaplar için görülebilir. İstersemiz, kitapla hastalık bula- Sacağını hiç kabul etmeyiniz, o mü- hiş hiçbirini hatırı- Diza getirmeyiniz. Fakat bir çocu - Bun bütün bir ders yılmda kullan- dığı, her vakit temiz olamıyan par- Maklarmı ağzında ıslatarak yaprak larını çevirdiği kitap — mânen pek k olmakla beraber — madde- tem pek kirli bir şeydir. Bunu el - bette kabul edersiniz. Onun için mektepteki çocuğunu- Zun, kitapları hazırlanmış olmryan derslerinden f -a not alması tehli- kesi olsa bile ona kullanılmış kitap amll'tma.vmıı, danı da ihraç olunmaktadır. MESE PALAMUDU Rekolte, 15,000 Ton Eksik Olacak Fakat, Fiyatların Yükseleceği ve Iyi Satış'ar Yapılacağı Anlaşıyor Mühim ihraç maddelerinden biri olan meşe palamudunun bu sene dünya rekoltesinde noksan olduğu anlaşılmıştır. Memleketi- mizin de rekoltesi geçen seneye nazaran 12 — 15 binton kadar eksiktir. Gelen haberlere göre, muhtelif mıntakalarda palamut devşirilmesi bitmiştir. Çanakkale her sene 10 — 11 bin ton mah- sul verirken bu sene bu miktar 6 — 7 bin tona inmiştir. Senede 45 bin ton palamut istihsal edildiği halde bu yıl ancak 25-30 bin ton kadar mahsul toplanmıştır. Bu miktarın yirmi bin kilosu Uşak, İz- mir mıntakalarındadır. İstihsalâtın ancak 4-5 bin tonuü yerli sanayi ve debağhanelerde kullanıldığı için ka - Avrupa ve Amerikada, palamutun gördüğü iş, kimyevi terkiplerle temin edildiği halde tabil mahsulün piya - sası damia sağlam kalmıştır. Bu se- ne fiyatların yükseleceği ve istekli de vam edeceği anlaşımalktadır. Şimdi - den kilosu dört kuruşu bulmuştur. Orman Tezkereleri Aranmıyacak Maddeler Memleketimizden ihraç edilecek bazı orman mahsulâtından bundan böyel nakliye tezkeresi aranmaması kararlaşmıştır. Bu mahsulât arasın- da bulunan maddeler, selep (orkide sovanı) tomalan denilen yer manta- rı, kitre, çilek, muhtelif yabani çi - çek sovanı, kocayemişi, Alıç, çiriş, çöven, hardal, meyankökü, Susak, ak gündüz kökü centiyan, gök boya ve saire otlardır. Bunlardan nakliye ve ihraçlarında orman tezkeresi aranmı. yacaktır. “ Zahire Borsasında Satılan Mallar Dün şehrimize on üç vagon buğday ile dört vagon arpa gelmiştir. Yumu şak buğdaylar 5,27,5 - 6,05 kuruştan Polatlının 1-2 çavdarlıları 6,22,5 d.en sert buğdaylar 5,17 - 6 dan, arpalar- dan 200 bin kiloluk bir mikdar 4,02 4,05 kuruştan 10 bin kilo çuvallı ke- ten tohumu 10,07 kuruştan, _Fenike- nin çift çuvallr susamlarından on beş bin kilo 16,05 kuruştan satılmıştır. Yeni Fındık Mahsulü — Mühim Sevkiyat İçin Hazırlık Başladı Bu seneki fmdık — istihsalâtımızm dış memleketlerden İtalya ve istihsalâtına nazaran kğîite îîp:iît tar itibarile iyi olduğu anlaşılmıştır.. Fmdik ihracatı için başlıyan hazırlık lar bitmek üzeredir. Avrupa ile doğ« rudan doğruya muamele yapan Gire sun, Ordu, Trabzon tüccarları sev . kiyat için tedbir almışlardır. Şehri« miz piyasasındaki satışlar henüz ta. mamile canlanmamıştır. Dün yüz yir mi beş çuval kadar tombul ic fmndık satılmıştır. Şehrimizde yapılan satış larda bu cins findığm Kkilosu 28 ku « ruştan verilmiştir. Sivri fındık Üze. rine yeniden iş olmamıştır. Kilosu 18 kurüştür. Bugüne kâdar Trabzon ni takasmdan 22 bin cuvsi iç fındık ih« raç olunmuştur. p ei aai el SA ei Yunanistanda Tütün Az — Yunanistanın bu seneki tütün mah sulü geçen seneden on dört milyon- okka kadar noksan olduğu haber ve«s rilmiştir. Bu seneki tütünler mah- lüt olarak ancak elli milyon — kioylu bulacaktır. : ZAHİRE BORSASI | 4 ”A 3 S A 12-10-937 , | FIYAILAR ae A AN T ASRRDİR T ASN a Cinsi Aşağ Y " 12 Birinciteşrin SALI Hi ğ'ğ'j PARALAR Buğday yumuşak 65 CaI i 625,— 629,— | | Buğday sert SIT G Sterlin Ve K yemlik YKS İ Dolar 123, 127, Arpa yeza 78 86 Arpa Anadol d— 410 Fransız Fr. a. — | |Nohut kaba T; Hi e Liret 105.— 110,— | | Susam 16, 5 1610 Belçika Fr. 80.— — 8d— | |İç fmdık 3120 ee Drahmi 18.— — 28,— | |Keçi kılı x Si— — — İsviçre Fr. 5T0,— 580,— Tabak yünü 65,— — 8820 ge 20),— — 23.— Peynir beyaz Si7 — Yü e Fiorin Öö— #Hb— Z. yağ l. ci yemek. 58,20 50,— Kron Çek T4— — Sd,— GELEN Şilin Avusturya 21,— — 23.— | |Buğday 264 Mark 28,— — 3l,— Arpa 47T şx Zloti 20)— — 22,50 | (Mısır 70 — Ton Pengo 21,— — 2ö.— | |Keten tohumu 30 Ton Ley 12.— 14— | |Fasulye 1224 Ton Dinar 48,— — 52,— İç fmdık 261 Ton Kron İsveç 30.— — 32,— | |K. fındık 311/, Tor Altm »— 1062,— | | Yulaf 16 T Banknot 260,— 261.— | | Yapak 5 Ton ÇERLER Un Ton Londra 627,— — 627,— DIŞ FIYATLAR İ New-York 0,7906 - .0,79 Arpa Anvers 524 K Paris ,6550 — 23,65 Mısır Londra 394 K Milâno 15,0190 150270 Keten T. Londra 840 K Brüksel 4,69 4,6885 Fmdık G. Hamburg 94,50 K Atina 87,1610 87,1610 Fımdık L Hamburg 9450 K Cenevre 3, 4 3,43 'T 065 oOZeyığ Kep3uç Sofya 63,71958 — 63,71958 M 06'G Tadasarı Kepğnç SA : Li DST 4 Prag , ,D1715 y Viyana ——— 41914 — 4.1914 TAN | Madrid 11,9617 11.9617 Berlin 1,9675 — 1,9685 ABONE BEDELİ Varşova 4,18 4,18 Türkiye Ecnebi Budapeşte 3,9875 — 3,9875 PeE< ” z Bükreş — 107,3365 107,3365 K b yep l e VAS U Belgrad — 3441 — 3441 Ft B SAA Bp ll Yokohama — 2,74 2,74 130 354 KLAY, 300 ., | Mosokva — 20,305 — 20,305 We e zi bi e akay di | o © € ütokh"lm 3,0933 3ı0933) SO GÜD DŞ RLÜRE g5 U