TAN 13 -10. 937 Bu akşam - saat tam9da M ELE K Sinemasında Sinema mevsiminin ilk muhteşem filminin gösterilmesi şerefine Büyük Ve —Reszmi S'menr_ı'a Müsameresi LA DAM O KAMELYA Sevenlerin... Sevilenlerin... Aşkı Tanıyanların Filmi... 4 Baş rollerde: £ GRETA GARBO . ROBERT TAYLOR . LIONEL BARRYMORE DIKKAT: Bu geceki müsamere için Igca kalmamıştır. Bütün kol- tuklar numaralıdır. Halkımıza hoş bir vakit geçirtmek için birçok sürprizler hazırlanmış, Foli caz orkestrası temin edilmiştir. : Yalnız bu geceki resmi müsamere için Smoking veya Frak mec “ü Genç Kızı | Aldatanlar Ceza Gördü Dün ağırceza mahkemesi, bir randevuculuk ve zorla tecavüz davasmı neticelendirmiştir. Va- vanın Ziya, Musa ve Eleni adlı üç mevkuf suçlusu vardır. 1d- dia şöyledir: Randevuculuk yapan Eleni bir Suçlu Nahiye Müdürü P. " Mahkeme Tahliye İste- — gini Kabul Etmedi Rüşvet aldığı iddiasiyle tevkif edilen Yeniköy nahiyesi müdürü — Alâettinin muhakemesine dün Asliye Birinci Ceza Mahkemesinde — devam edilmiştir. Bu celsede cürmü meşhudu yapan emniyet ikin- — ci şube müdür muavini Fahri ile komiserlerden Alişanın yüzleşti-| ) | ) MEL EK gişesi bugün sabahtan itibaren açıktır. Telefon: 408685 LA DAM O KAMELYA filminin ikinci kopyası yarın akşamdar | —;tîbaren IZMIRDE ELHAMRA sinemasında büyük müsamere olarak başlıyor. < AHa ke ee 1 — rilmeleri yapılacaktır. Bay Fahri, Ağrı emniyet müdürlüğüne nak- ledildiği için yazılan istinabeye cevap gelmemişti. Alişan, din- lendi. 5 Yıl Hapse Mahküm olan - Bir Mevkuf İhtilâsta Alâkası - Görülmediği İçin Beraet Etti : Dün ağırceza mahkemesi yedi se- — mnedenberi devam eden bir ihtilâs da- — vasmı neticelendirdi. Beş seneye mah — küm olan bir mevkufun beraetine ka- — rar verdi ve derhal tahliye etti: — Yedi sene evvel zat maaşları müdü — Tiyetinde 1715 liralık bir ihtilâs ol- — Müş, mutemet Kemalle memur Veh- — bi ağırceza mahkemesine verilmiş - — lerdir, Mahkeme her ikisini de beşer — seneye mahküm etmiştir. Vehbinin — avukatı mahkemeye geldiği için hak- — kındaki hüküm giyaben verilmiş, bun — dan sonra da Vehbi ortadan kaybol- “ müştur. Kemal hapisaneye girmiş ve beş senelik mahkümiyetini de bitirdik — tehf sonra çıkmıştır. Polis 9 ay evvel — de Vehbiyi tevkif etmiştir. Dün tef- —- him edilen karara göre, Vehbinin ih — tilâsı vaktile devlete haber verdiği ve J bulunmadığı için — âhtilâsta alâkası — mahkeme beraetine karar vermiştir. E - Dahiliye — Müsteşarı ee * İznikte — İznik, (TAN) — Dahiliye Vekâleti idari müsteşarı Sabri Çitak, Bursa valisi Şefik Soyerle beraber buraya gelmiştir. Müsteşar, panayır yerini — gezmiş, sonra hükümet dairesine gi- — derek teftişlerde bulunmuş, belediye- " yi de ziyaret etmiş, halkın dertlerini / dinliyerek satıcılarla hasbühalde bu- Reis şu suali sordu: — Alâeddin otomobilden indikten sonra, müdüriyet binasına giderken elleri cebinde mi idi, değil mi idi? — Hayır elleri cebinde değildi. Sağ elinde de baston vardı. Reis şahidin sorgu hâkimliğindeki ifadesini okuttu. Orada: — Elleri cebinde idi, diyor ve bas- tondan da hiç bahsetmiyordu. Reis, bu ifadelerden hangisinin doğ ru olduğunu sordu. Alişan bir müd- det düşündükten sonra ilâve etti: — Epeyce müddet geçti. Hâdiseyi unutmuşum. Her halde istintan nâ - kimliğinde verdiğim ifade doğrudur. Suçlunun avukatı Nail söz aldı ve: — Bay reis, şahidin ifadeleri biri- birini tutmuyor. Kanuni bir kıymeti yoktur. Bunun zapta geçmesini iste- rim, dedi ve böylece zapta geçirildi. Avukat? bundan sonra dedi ki: — Suçlunun muhakemesinin 1609 numaralı kanun mucibince iki Aay içinde bitirilmesi lâzımdı. Halbuki he ,nüz muhakeme bitmedi. Muhakeme- nin gayri mevkuf yapılmasını, yahvt kefaletle serbest bırakılmasımı iste - rim. Müddeiumumi bu talebin reddini istedi. Muhakeme, müzakereye çekil- di, serbest bırakılma isteğini reddetli ve şahit Fahrinin ifadesinin telgrafla istenilmesine karar verdi. Muhalrama ye 26 teşrinievvelde devam edilecek- —— Askeri Elbise Giyen Genç Tevkif Edildi Şükrü isminde bir genç, sivil oldu- ğu halde asker elbisesi giydiği için şhut suçlar müddeiumumiliğine ve rilmiştir. Sultanahmet üçüncü ceza hâkmi Şükrüyü tevkif etmiştir. Meşhut Suçlar Müddei Umumisinin Maaşı Artırıldı Adliye Vekâleti, Istanbul meşhut suçlar müddeiumumisi Hikmet Sone- lin mesaisini takdir ettiği için maa- şını 34 ay evvelinden muteber olmak üzere artırmıştır. Terfi emri dün gün evine Münevver adlı bir genç kız getirmiştir. Ziya ve Musa o- rada cebren kıza tecavüz etmiş- lerdir. Suçlular altı aydanberi mevkufturlar, Müddelumumi bir celse evvel suçlularım cezalandırılmasını is- temiş, muhakeme, dün hazırla - dığı kararı tefhim etmiştir. Ka- rara göre, üçünün de suçları sa- bit görülmüş, Ziya beş, Musa iki, Eleni de altı ay hapse mahküm olmuşlardır. Eleni, mahkümiyet müddetini bitirdiği için serb>st bırakılmıştır. Diğer suçlular tev kifaneye götürülmüşlerdir. MANYA Istanbula doğru hareket etmiştir, Ti eee İki Analı Çocuktan Doğan Dava Iki analı çocuk yüzünden doğan ve üç senedenberi muhtelif mahkemeler- de birçok şekillerde devam edegelen davaların birişine daha dün asiiye ü- çüncü ceza mahkemesinde başlanmış tır. Çocuğun babası seyyar tatlıcı B. Ali, bu davada hakaretten suçludur. Davacı yerinde de çocuğun anası ol- duğunu iddia eden Fatma Nezahat vardır. Dün mahkemasde, Alinin reflkası Fatma İlhan şahit olarak dinlenmiş- tir. Ali Ilhan şunları söylemiştir: — Bir gün Fatma Nezahat bizim evin önüne geldi. Bana- “Senin koca- nı öldürteceğim,, dedi ve kocama da hakaret etti. Kocam hiç ağzını aç - madı, Yalnız karakola haber verdi. Davacı Fatma Nezahet, bu şahade- te itiraz etmiştir. Müddeiumumi dosyayı tetkik et - mek istediği için mahkeme talik edil- miştir. ——— Komünistlik Suçluları Dün ağırceza mahkemesinde ko - münistlik yaptıkları iddia edilen Hik- met, Vasıf, Salâhaddinin muhake- melerine- devam edilmiş, kararın bil- '4 e beraber Bursaya gitmiştir. unmuştur. Daha sonra Şefik Söyer- “— Şu insan kısmı hiç olduğu gibi görünmüyor. Bu çocuğun hal ve tavrından böyle bir adam olduğu- nu kim tahmin edebilirdi!” diyorlardı. Sonra da, bu- nu her söyleyişte ilâve ediyorlardı: — Inşaallah Halit bir Istanbula dönsün. Kız karde — şine o çok daha âlâ, çok daha mükemmel kısmetler bulur!, — Seniha onları sessiz dinlemiş, onların belki kendi vicdanlarmı aldatmak üzere durup durup tekrar et- tikleri bu sözleri onlara söyleten sebepleri anladığı- Na dair hiç birşey sezdirmiyerek, yüzünde hiç bir hat - kımıldamadan dinlemişti. Cemil Şevket ismini taşı- yan ve uzun boyu, çok soluk rengi ve siyah gözlerile hayli cazip bir genç olan bu komşuyu acaba seviyor" — muydu? Onun talebinin reddedilişi kalbinde acaba bü yük bir yara mı açıyordu? Bunları hiç belli etme- mişti. Hem ıstırabımı ilân etmiş olsaydı da etrafında bu- — Nu farketmemiye, anlamamıya ve bu kabil olmazsa — gektiği ıstırabı mânasız bir çocukluk ve bir çılgınlık y olarak kabul etmiye karar verilmiş bulunuyordu. Sade, ertesi sene, Halidin Avrupadan nihayet dön- düğü günlerde bir başka kısmet çıkmış ve bu sefer artık büu yeni kısmette hiç bir kusur ve kabahat bul- Mıya çalışılmamış, Halil Kâmil ismini taşıyan ve ne- zaretlerden birinde müfettiş olan bu adam için Ce- — Mal Paşanım komşularından yine kendi gibi müteka- it bir paşaya yarım saatlik bir ziyaretinde edindiği malümat hemen kâfi görülmüş, tamamile mükemmel kendisine tebliğ edilmiştir. —-a — Tecek boşluklar bırakılmadan, yapılmıştı: şeyler sayılmış ve Seniha hemen o gece annesi tara- fından odasma yalnız çağırılarak kendisine alman karar bildirilmişti. Ve bu bildiriliş kati bir eda ile, cevap istenmiyerek ve söz arasına cevaba imkân ve- — Paşa baban kimlere sordu ise hep methetmiş- le:—r. Her hususta mükemmel bir adammış. Günün bi- rinde müsteşar olması ihtimali bile varmış, İki kere dirilmesi için talik edilmiştir, le l 8 TOPLANTILAR e© DAVETLER © Beşiktaş Halkevinde Lisan Dersleri Beşiktaş Halkevinden: Evimizde açılan Fransızca, İngiliz ce, almanca derslerine 18.10.937 pa zartesi günü başlanacaktır. Kurslara devam eden talebenin kayıtlarını ye- nilemek ve yeniden devam et.n'mkW istiyenlerin de her gün saat 12 den | akşama kadar Evimiz idare memurlu güüd MÜlüLEana nayıdarlll Yaplir- mâları lâzımdır. TEŞEKKÜR Sevgili ve fedakâr babamız Topçu Yarbaylığından mütekaid — Mehmet Lütfi Kurşuncu'nun bizleri ve bütün dostlarını unutulmaz ve derin hüzün ve kederlere salan baka diyarına inti- Büyük bir filmin çerçevesi içinde büyük bir aşk şaheseri [ OLGA TCHEKOWA ve MARİA ANDERGAST | tarafından calibi dikkat bir tarzda oynanan | e bu hafta Sümer Sinemasında görülmemiş bir muvaffakıyet kazanmakta olan WALEWSKA filmini mutlaka görünüz. Ilâveten: EKLER JURNAL Enternasyonal casuslarm en tehlikeli.... ve en sevimlisi... Selânikten Matmazel Doktor namındaki bu meşhur casusu burada görecek miyiz? b Göz kamaştırıcı bir hâdise « 3 y X.,! VALS - DALGASI Pek yakında Bk, K A LRE Y AA Günün proxramı — İstanbul 13 Teşrinievvel 1937 ÇARŞAMBA ÖĞLE NEŞRİYATI: 12,30: Plâkla Türk musikisi. 12,50: Has vadis. 13,05: Muhtelif plâk neşriyatı. 14 SON. AKŞAM NESRİYATI 18,30: Plâkla dans musikisi. 19,00: Ale met Rasimin musiki eserleri: Ahmet K& mal Sazsever tarafından. 19,30 Radyoio” nik komedi: (Toska) 20,30: Ömer Rızâ tarafımdan arapça söylev. 20,45: Bayaft Muzaffer ve arkadaşları tarafımdan Türi musikisi ve halk şarkıları (saat âyarı): 21,15: Şan orkestra refakatile: Julya tas rafımdan. 21,45: Orkestra. 22,15: Ajan$ ve borsa haberleri ve ertesi günün prog' ramı, 22,30: Plâkla sololar, Opera ve 0* peret parçaları. 23,00: Son » Günün Prograam Özü SENFONİK KONSER 20,35 Viyana, Graz: Osvald Kahasta'” nn idaresinde senfoni. 21 Stokholm Fritz Busch'un idaresinde (Ezigeti, Mo- zart). HAFİF KONSERLER 7,10: Berlin kısa dalgası: Sabah 'eonse” ri (8,15: Devamı). 9,20 Paris kısa dai* gası: Plâk, 9,45: Keza 10,30: Keza, 11. Plâk. 11,50: Plâk. 13: Keza, 13 Berlin sa dalgası: Hafif musiki (14,15: Devami) 13,10 Bükreş: Radyo orkestrası (14.157 Konserin devamı). 14,.15,Paris kısa dalt gası: Rennes'den konser nakli, 15 Parif, kısa dalgası: Monpelye'den konser nakl_i'i 16,30 Paris'kısandalgası: Orkestra ve P’;". Vâıîoâgî_îyüx&îâgm’âîa. Nakren c Kul reş: Hafif musiki , ve Romen mugi 19,10: Varşova: Serenadlar (Plâklarla) 19,30 Berlin kısa dalgası: Avusturya halk musikisi, 20 Berlin kısa dalgası: Karış b svnk ) 'da ERTUĞRUL. SADİ TEK Varşova: Erkek korosu. 21,40: Prag ki BU GECE kılı Çigan orkestrası. 22,45 Bükreş: LOt (BÜYÜKADA) da | kantadan konser nakli. 23 Varşova: Shü' [SEKİZİNCI) kespeare'in güftelerine bestelenen esef” lerden. 23,30 Kolonya: Solo piyâno rı kali münasebetile gerek bizzat zah - met ihtiyar edip gelerek son teşyide ve gerek yazı ve söz ile taziyet ve te- ll L sellide bulunmak suretile kederleri- mizi paylaşıp gönlümüzü alan kadir- “ ğ I[ şinas ve baba dostu zevata teşekkür TT İstanbul Belediyesi Şehir Tiyotraları katile orkestra. RESİTALLER Saat 20,30 da 19 Berlin kısa dalgası, rese Lampmari! KURU GÜRÜLTÜ | tarafmdan yeni şarkılar. 19:15 Peste; yano refakatile viyo) oönsel (ariosti, keri 3 perde 16 Fablo ly, Tovey). 20,10 Lâypzig: Şarkılar (ha Komedi havaları). 21 Varşova: Halk şarkıları. Zİ program (Binder'in idaresinde). 20,20 * dalgası: Asker ibando. 22,20 Peşte: Şaf' 35: Bükreş: Piyano konseri. 22 Vargşovt ve minnettarlıklarımızı sunarız. Saat 20,30 da M lm Chopin'in eserlerinden piyano konseri: Çocukları: Mediha Kurşuncu, Dr. TOKA ! 22,10 Bükreş: Schubert'in şarkılarındat' Osman Said Ku t Mühen h 22.25 Prag kısa dalgası: Keman konsert/ disi Ali Fuad Krı:::::oumu ğop:ğâî Na su (Bruck) 22.30$ Kolonya: Sauta ve Fli refakatile tenor şarkıları. YA KANCILII : “NAHİD SIRRI —l4— heyeti teftişiye reisine vekâlet te etmiş. Bu beye var. manı biz pek münasip bulduk. Halbuki bu yeni kısmetin bir sene evvel ahlâksız diye boşadığı karısından on altı yaşında, âdeta ge- linlik bir kızı ile biri on bir, biri dokuz ve biri yedi yaşında üç oğlu vardı ve bunların hepsine Serihanın bakması, dört çocuğa birden analık etmesi icap e- diyordu.Oğlanların biribirinden yaramaz ve haylaz ol dukları söylenmiş, Halil Kâmilin de fazla sinirli ve sık sık hasta olan bir adam olduğundan bahsedilmiş. ti. Müsteşar olması ihtimali ise hiç söylenmemiş, sa- de heyeti teftişiye reisile arasının pek bozuk olduğu ve sık sık kavga ettikleri anlatılmıştı. Fakat bu dört çocuk babası ve yaşı geçkin adama kız vermek için fazla masraflara girişmek ve mükemmel çeyiz hazır. lamak mecburiyeti yoktu. Paşanın yaptığı tahkikat ta bu talip için hep iyi şeyler, hep mükemmel şeyler öğrendiğini söyliyen annesine, Seniha siyah gözleri. nin simsiyah bir bakışiyle baktıktan sonra ince ve renksiz dudaklarını büzmüş: — Belki pek iyi bir adamdır. Fakat ben kocaya varmak istemiyorum! demişti. Ve hu cevap Medihayı birden pek öfkelendirerek onu uzun bir nutka başlatmıştı: — Tuhafsım kızım. Kocaya varmıyacaksın da ne yapacaksın? Bırakacağımız apartımanların iradile mi yaşıyacaksın yoksa? Bu adamın kabahati nedir? Karısını boşaması ise, bundan dolayı kendisini ayıp- Ü dirkalil eai lamak değil namus meselelerindeki taassubundan do layı tebrik etmek lâzımdır. Ne kusuru var? Pekâlâ mükemmel adam! Amma ne imiş? Pek genç değil- miş! Senin ağzın da süt kokmuyor ya! Kızla erkek arasında on üç, on dört yaş hiç te büyük bir fark sayılmaz.. Paşa baban benden tam on sekiz yaş bü- yük değil mi? Amma bak benden sağlam maşallah! Lâkin kocasınım kendisine nisbetle fazla yaşlı ol- duğunu söylemek bile hatırına geldiği halde dört çocuktan Mediha bahsetmemiş, bu hatırına gelmemiş veyahut bunu da talibin meziyetlerinden biri olarak göstermiye artık dili varmadığı için bu bahiste sü- küt eylemişti. — Amne, hatırlar mısınız, geçen sene Cemil Şevket Beyi beğenmemiştiniz. Bana lâyiık bulmamıştınız! Bu sesteki hırçın eda nihayet Medihanm dikkatin- den kaçmamıştı. Ve kadın bir an bozulur gibi, uta- nır ve eseflenir gibi olduktan sonra, bir küçük ço- cuk kandiran bir insan edası takmarak demişti ki: — Vallahi o genç hakkında biraz müşkülpesent davranmış olabiliriz. Fakat işte isabet etmişiz: Bu gün daha iyi bir kısmet karşısındayız. Bir nezaret mü fettişi umumisini bir şirket memurile mükayese e- decek değilsin ya! Bu sefer koca bir konağın hanı- mefendisi olacaksım. — Belki de dediğiniz gibi bu zat ötekile mükayese edilemez, Fakat ben kocaya varmıyacağım.. Ne bu- na, ne de daha iyisine, hiç kimseye varmıyacağım! Ve Mediha omuzlarını silkmis: — Daha fazla deli saçması dinlemiyeceğim! di- ,yerek odadan çıkmış, kapıyı Senihanin üzerine vu- rarak gitmiş, fakat Halil Kâmile red cevabı vermek te zaruri olmuştu. « (ne buna, ne de daha iyisine, hiç kimseye var- mıyacağım!) Senihanm hem müteneffir, hem yorgun bir sesle söylediği bu cümleyi nasıl, ne çeşit, ne gibi sebepler* den doğmuş bir ıstırabın söyletmekte olduğu, bu red cevabı verilirken Medihanm hiç hatırına gelmemişti. Sonra da feci bir şüphe içine burgu gibi girmiş, fa- kat kadın bu şüpheden ne kocasına, ne de oğluna bali setmiye cesaret etmiyerek sade kızını birkaç ay mü- temadi bir göz hapsine almış, onun her sözünden, her hareketinden mânalar çıkararak bir ipucu keş- fetmiye çalışmıştı. Ancak gayri tabii hiç birşey, şüp helerine kuvvet verecek hiç hir hal farkedememişti. Edemeyince de alâkası devam etmemiş, yani Seni- hayı daimi bir alâkaya lâyik bulmamıştı. Şu kadar ki, kanaat haline gelemiyen bu şüphe kızına karşi olan gevşek bir sevgi bağının daha da gevşemesine sebebiyet vermişti Annesile babasınm dillerinden senelerce düşürme- dikleri veçhile vâkrta Avrupadan döner dönmez Halit yüksek maaşa geçmişti ve kardeşi için hiç bir mas- raf ta etmiyor da denemezdi. Lâkin bu masraf ediş- | ler kendi yüzünden senelerce türlü mahrumiyetler çekmiş ve hattâ istikbali feda edilmiş bir kardeş© | borç ödenmesi şeklinde yapılmıyor, çok daha ziyade ve hattâ münhasıran bir lütüf şeklinde oluyordu. . men Halide tâbi ve hattâ mühtaç bir vaziyette kal- Babası ile annesi iki yıl ara ile ölünce Seniha tamâ- mıştı. Göztepede yarısına sahip bulunduğu köşk sık sık boş kaldığı için, bütün geliri babasından bağlanan | çok küçük bir aylığa inhisar ediyor gibiydi, ı (Arkası vart — h