Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Suh allm hareketlerini gözün 'ükünlçnmlyan İlyas Çavuş büyük <Maj etle cevabı yapıştırmıştı: k"mmı lâmu hümayununuzdur ki; let İP çavuş parçasıyım, Dev- Yökt Urunun kâffesine vukufum bu kun Âncak, şevketlü efendimin larma iradeleri şu merkez- ) hezdi hümayununuzda mi h“hınan Murat Bey hakkında İPheler hâsıl olmuştur. S ah Ismail, fena halde bozul- Muştu. Derviş kıyafetine so dlmm:nadoluya gönderdiği üç a- h*beı ıîn bir hayli zamandanberi ümadığı için zaten endişe Çay h“llmuyordu Şimdi, İlyas Sün bu sözlerini işitir işit- %ı m%îmann ele geçtiğinden kort ! V H ı : İelâş ile sormuştu: | l Süphe mi.. hakikat mi?:. di; Yaş Çavuş, safiyetle cevap ver ,(mmîevketlü sultanım bana yalnız ) den bahsettiler.. Hattâ, şu Ve ettiler; “Murat Bey, he &%“k sayılacak bir çağdadır. "’“nunî davasıma kıyam edeceğini qı.ım Ancak, bazı kimseler ken teşvlk ediyorlar. Bunun enca d*rim'yn. getirmiyecek. Şah bira- ya Murat Beyi pek tutsun- ynlıy Böyle münafıkların sözlerine , %akOmaamlar veyahut, ken- ka% yollasınlar.. Birden bine Bviğ Yemin ederim ki; onu kendi t'ı'—"îl.'l'ıdaıı ayırt etmem; dediler, A ah Iİsmail, biraz geniş nefes / k &ldr. Selimin (hakikat) ten , !.ndı_(!üphe) den bahsetmesine i- Tef Ve; Murat Bey vasıtasile, Ah Smt,m İq“ taraftarlarını isyana W;_ttıgmı Selimin henüz bil- * sandı. Kendisini büsbü- Bi Süpheden kurtarmak i için, şöyle “k&beıe yaptı: Avuş Ağa!.. Sen de benim ta » Sultan biraderime selâm Murat Beyden yana, hiç en- N a eslnler O; bizim yanımız- ?ıq huukça’ Sultan biraderimin rı- fma hareket edemezler. Mu h.ı Yi kendi yanlarına gönderme hld:ğ isterdim. Fakat, gerek ve gerek cehaletten bize Gın u“! olan bir adamı, sarayımız ürmak mülük adabına yakış- deyi u, kendileri de takdir e- Belki Hele bir zaman daha geçsin, M Urat Beyi ikna eder, kendi tiş, * Sultan biraderime gönderi- 'ıt '“n h' Çavuş, sözün iyi bir mecra eh"ılxlrıe memnuniyet hissetti: ıu,n ttâ, Şah Hazretleri... Efen- hi“& ftanım, Murat Beye karşı Muaumeı fikri beslemediğini !.% €k istedi. Pederi Ahmet Sul Tak, k'“ Yüzüğünü bir hâtıra ola- %e“dmme gönderdi... Hele bir “»ı h'dı - Temaşaya şayandır. « Hemen elini koynuna dal- Ismaıle uzattı. F İsmailin rengi hafifçe sarar- %,ı'q?l açtı. Fakat yüzüğe te- &den, yanındaki yastığın ü- iğ“ baım . Yüzük, hakikaten Beydı Ahmet Sultan, tam Sikarmış.. Hayatmı kurtar h.;,îî ile onu Selime göndermiş * O andeki şaşkımmlığının e- kkh mln katilleri, Selimden al almakla beraber, o an kesmişlerdi, “y!'etı görür görmez, sözü AM etti S zlh : Ki b kî)'metmdedır Şevketlü ih, birader zadelerine böy- Çıkardığı küçük bir mahfa- klarının ucu ile tuttuğu biraktı. Derin bir hayretle ğmdıgakîkaamda bu yüzüğü parma €siz ki Ahmet Sultanın bu mZhgüemn derhal infaz etmiş '.Wekı h“"â, Şah Ismailin çehre- hümayunlarma tarif had T NN Çi Şt amma, arzedeyim. Tam- İsmail, Aldığı Cevaptan Çok Müteessir Olmuştu le kıymetli bir bergüzar gönderme leri, hiç şek ve şüphe yoktur ki; mu habbet ve teveccüh eseridir... Efen dimiz buyurdular ki; “Pederlerinin malıdır. Bizde, emanet idi. Emane- ti, hak sahibine teslim ediyoruz. Murat Bey bu yüzüğü parmakları na taksınlar. Bunu gördükçe, hem pederlerine rahmet okusunlar, hem de bizi ansınlar.” Şah Ismailin rengi, biraz daha sa rardı. Hakikaten bir hazine değe- rinde olan bu yüzük, şimdi onun na zarında çok korkunç bir mahiyet al dı. Fakat şu andaki hissiyatını, bü- yük bir sükütun ve itidal ile sakla- de'ş — Hakikaten emsalsiz birşey... Hay hay, Murat Beyi çağırır biz- zat kendisine veririm. Diye mırıldandı. _i_!yas Çavüş, vazifesini ikmal etmişti..., Avdet için, Şah İsmailden izin istedi. Şah Ismail, nezaket icabı olarak Selime selâm gönderip (halisane te menniyat) ta bulunduktan sonra İlyas çavuşu savdı.. Ve derhal Mu- rat Beye haber gönderdi. Murat Bey gelince; parmağının ucu ile yüzüğü gösterdi, — Bunu tanıdın mı?. Dedi. Murat Bey, babasının yüzüğünü vanıdı. Büyük bir teessürle, onu al mak için elini uzattı. Fakat o ande Şah ismail, onun bileğinden tuta- rak: — Sakm dokunma.. Bu yüzük, se ni öldürmek için gönderildi.. Buna eminim. Diye bağırdı... Genç ve tecrübesiz Murat Bey, şaşa kalmıştı.. Şah İsmail, zannında aldanıp al- danmadığını tecrübe etmek için zin danların birinden bir mahküm ge- tirtti. Bu yüzüğü parmağına taka- rak, o mahkümu, saray odaların- dan birine hapsettirdi. Aradan bir hafta geçmeden, yü- züğü takan mahkümun saçı sakalı dökülmiye başladı. Bütün derileri kıpkızıl Bir hal aldı. Mahkümun parmağından yüzüğü çıkardılar. Fakat onu, ölümün pen çesinden kurtaramadılar. Ilyas Çavuş, efendisinin arzu ve iradesini tamamile yerine getirdiği için müsterih olarak İstanbula av- det etmişti. Onu, büyük bir dikkat le dinliyen Selim, gülümsiyerek: — Çok şükür.. Bu gaileden de kur tulduk.. Şu âne kadar, hiç şüphesiz ki, Murat Bey de ecel şerbetini iç- miştir. Kızılbaşları Kesiniz Demişti... Fakat Şah Ismailin ze- kâsı, Murat Beye ecel şerbetini içir memiş.. bilâkis onu, muhakkak o- lan bir ölümden halâs etmişti. Bu da, talih ve kaderin bir cil- vesi idi. Çünkü Murat Beyi, bun- dan daha feci bir âkıbet beklemek- te idi. urat Beyi de bu suretle öl- dürdüğünü zanneden Selim; artık hiç bir saltanat davacısı kal- madığına emin olarak, şimdi plânı nm büyük kısmını tatbika geçmiş- ti. TAN Yazan : Ziya Şakir Saray kâtiplerinden en itimat et- tiği adamları toplıyarak bunlara, Rumeli ve Anadoluda imha edilecek olan kızılbaşların defterlerini tan- zim ettirmiş,, Ve bu defterleri, her taraflarından mühürleterek, imha felâketine uğrayatak olan yerlerin kadılarına göndermişti. Kadılar; i- kinci bir emir gelinciye kadar bu defterleri açmıyacaklar; büyük bir dikkat ve mahremiyetle saklıyacak lardı. Ancak bu emir geldikten son ra, mahalli (ülema) sından ve şeri- at eshabından üç zatın huzurunda açacaklar; derhal emrin infaz ve tatbikına başlıyacaklardı. (Arkası var) EKONOM Gunluk Piyasa | andırma — mıntakasından Istanbul teslimi çuyallı olarak altmış iki bin kilo keten tohumu kilosu 9,30 kuruştan sa- tılmıştır. e nadolu kirli yapağıların- dan elli bin kiloluk bir parti 58 kuruştan ve on bin ki- | loluk bir parti tiftik kilosu 135- 138,5 kuruş arasında müşteri | bulmuştur. v ehrimize ithal edilen li- | | monların bu hafta fiyat- | ları düşmüştür. 504 tanelik li - 'ı monların sandığı 700 — 725 ku ruştan, 330 tanelik büyük limon- | ların da sandığı 750 kuruştan sa | tılmıştır, e mdık piyasasında fiyatlar canlamnmıya başlamıştır. Şehrimize gelen 25 ton iç tombul fındığın kilosu 45 — 46 kuruş ar da müşteri bul tur. || Unitürk öğleye doğru 13,20 FRANK DUSUYOR 24 saat içindeki sukut 6,08 frank — — tutmaktadır. Poincar& kabinesi Za- manındanberi Fransada bu kadar sü- ratli ve devamlı bir sukut görülme- diğinden bunu Fransanın dahili işle- rinde bazı karışıklıklar olduğu veya Chautemps kabinesinin sarsıldığı şek linde tefsir edenler vardır. Borsamızda dünkü muamele Borsamızda bir Türk lirası dün akşam 23,05 frank olarak kapanmış- tır. Türk borcu için gelen telgraflar- da Paris borsası 253 açılış ve 255 ||£frank kapanış gösterilmiştir. Bu iti- barla dün sabah 13,92,5 lirada açılan liraya düşmüştür. Bu arada 70—72 kuruş kadar bir sukut kaydedilmiştir. Bor- Bulgaristanın Domates İhracatı Arttı Bulgar ihracat enstitüsü bu yıl i- çinde dış ülkelere 7 milyon kilo do- mates ihraç edildiğini ve bu miktarın bir rekor teşkil ettiğini bildirmekte- dir. Ihracat 1936 gsenesine nisbetle yüzde 50 fazladır. ÖĞÜTLE Karaciğerden Gelen Şişmanlık Şişmanlık birçok defa karaciğe- rin kendi işini iyice görememesin- den ileri gelir ve karaciğer tedavi e- dilince şi: lık büsbütün g bile haylice azalır, hiç olnıa.zba art maz. Yediğimiz yemeklerdeki yağları eritmek, kanın içerisinde istifade e- dilebilecek hale getirmek hu miyen eski kâğıt rubleler yahut es ki kâğıt marklar gibi... Karaciğerin gördüğü pek çok iş- lerden biri de zehirleri eritmek, om- ları tesir edemiyecek hale getirmek tir. Yediğimiz yemekler de barsak- larımızda fenol denilen birtakım maddeler hâsıl ederler. Karaciğer da karaciğerin işi pek mühimdir. Bir hayvanım karnı doyurulduktan sonra hazim halinde iken boğazla nır, karaciğeri iki kısma ayrılır. Bir kısmındaki yağ hemen ölçülür. Karaciğerin bir kısmı da münasip bir sıcaklıkta 18 saat brrakıldık- tam sonra, içindeki yağ ölçülür. Iki ölçü biribirile mükayese edilince görülür ki karaciğer on sekiz saat- te yağım yüzde kırk birini yok et- Hayvanlar üzerinde tecrübeyle sabit olan bu işi, tabii, insanın ka- raciğeri de görür. Hattâ insanm ka raciğeri hayvanlarınkinden daha zi yade çalışmıya mecbur olduğundan - hem de insan boğazlanmadan ça lıştığı için - belki bizim karaciğeri mizin yok ettiği yağ misbeti yüzde kırk birden daha ziyadedir. Bunun içindir ki hekimlerden bazıları ka raciğer için “yağları yakan bir ma kine” derler. Bu makine bozuk olursa yağları yakamaz, daha doğrusu yediğimiz yemeklerin yağları kand ada yakı- lamıyacak halde kalırlar. Kan bun ları taşıyamıyacağından vücudün ötesinde, berisinde bırakır. Bundan da yamru, yumru şişmanlık hâsıl o lur. Karaciğeri bozuk olan adam şiş man olur. Fakat şişmanlığı yapan yağlar yakamıyacak halde olduğun dan lüz da işe de yar bu ddeleri türlü türlü şekillere sokarak en sonunda fena bir tesir ya hale getirirler. Kara ciğeri bozuk olup ta bu işini göre- meyince o fenoller ayni halde kala- rak kan içerisinde bütün vücude ya yılırlar. Halbuki fenol vücut için bir zehir gibidir. Çünkü vücudümüz | deki yağların yanmasına engel o- lurlar. Bundan da yine şişmanlık hâsıl olur. Demek oluyor ki insanm karaci. ğeri bozuk olunca yediğimiz yağlar bir taraftan yakılamıyacak halde kalırlar, bir taraftan da yakılacak hale geçenler önlerine çıkam engel den dolayı yakılamazlar. Bu türlü şişman ne kadar az ye se, ne kadar çok işlese yine şişman kalır. Hüner karaciğeri işletip yağ- larım erimesini temin etmektir. Zaten karaciğerin bozukluğu yal vermekle kal Bo- zıi-ı karaciğer az çok büyük olur, idrarda biraz şeker bulumur, çünkü karaciğer şekeri eritmek işine de karışır. Şekerli hastaları korkutan asetondan da biraz eser bulunmak mümkündür. Karaciğeri bozuk 0- lanlarda damarlardaki tansiyon da azçok artar, barsaklar bozulur, inkı baz gelir. Bazılarında basur meme leri de olur. Karaciğer tedavi edilip te bu u- zuv işini yolunda görmiye başlayın ca bu saydığım alâmetlerin hepsi Şişmanlık yanabilecek yağlardan ileri geldiği vakit lüzumunda fay- dalı bir zenginlik demektit: Pehli- vanların çalışmadıkları vakit şiş - manladıkları gibi,.. Halbuki karaciğeri bozuk, yam- ru yumru şişmanm yağı içi geçmiş, sarrafların kabul etmedikleri kâğıt paralara benzer: Şimdi hiç para et- birden, şi lıkla birlikte, azalır. O tedaviyi görem şişman kendini da ha rahat hisseder. Fakat, takdir e- dersiniz ki karaciğerin tedavisini insan kendi kendine yapamaz. Yo- lunda işlemiyen karaciğeri, iy? işli- yecek hale getirecek ilâçları ancak hekiminizin reçetesile alabilirsiniz ve ancak onun tarifine göre kulla nabilirsiniz. Ka gelmiştir. Buğdayların sa muameleleri bu sebeple durgun - laşmış, alıcı ve satıcılar çekilip git- mişlerdir. Dün yalnız Sıvas — Erzu- rum tahvilleri üzerinde bir iki mua- mele olmuş ve bu tahviller 98,25 li- raya çıkmıştır. Merkez Bankası bir Ingiliz lirasına 627,75 kuruş kıymet koymuştur. Mersinden Satılan Arpa Ve Çavdarlar Dün şehrimize dokuz vagou buğ - dayı ü vazon arDaniki vagOon.SAYĞAL rt vagon! Ziraat Bankasf namınma gönderilmiş- tir. Piyasa gevşek geçmiş ve fiyatlar- da 3-4 para kadar düşüklük olmuş- tur. Yumuşak buğdaylar 5,20—6 ku- ruştan, Polatlılar 6,18 kuruştan, sert buğdaylar 5,32 — 5,35 kuruştan, i— 4,05 kuruştan satılmıştır. Mersinden vapur teslimi kilosu 3,35 kuruştan iki yüz bin kilo arpa ile yine Mersin vapur teslimi iki yüz bin kilo çavdar satılmış ve kilosu 4,12,5 kuruştan verilmiştir. Bandır- manın yeni mahsul mısırlarından da yeni çuvallı olarak vapur teslimi ki- losu 4,50 kuruştan yüz bin kilo satıl- mıştır. _ be 15 Eylul ÇARŞAMBA PARALAR Sterlin 626.— — 630,— Dolar 123,— — 127,50 Fransız Fr. 86,— 92,— Liret ilü,— — 115,— Belçika frangı 80,— S4,— Drahmi 18,50 23,— İsviçre Fr. — 5T0,— — 580,— Leva 20,— 23,— Florin 65,— TO,— Kron Çek T4a— < Si— Şilin Avusturya 21,— — 23,50 Mark — 3l— Zloti 20,— 23,— Pengo 2i,— 25,— Ley 12,— 14,50 Dinar 48— — S2,— Kron İsveç 30.— 32,— Altın 1052,— 1053,— Banknot 259,— — 260,— ÇEBLER Lopdra 628,— — 627,71 New-York 17877 — 0,7870 Paris 22,5125 22,7675 Milâno 14,9682 - 14,9693 Brüksel 4,6810 — 4,6822 Atina 87,0225 87,0570 Cenevre 3,43 3,4313 Sofya 63,6942 - 63,72 Amsterdam — 1,4314 — 1,4326 Prag 22,5716 22,58 Viyana 4,1688 — 417 Madrid 11,7038 11,7084 Berlin 1,9630 — 1,9623 Varşova 4,18 4,1816 Budapeşte 3,9810 — 3,9825 Bükreş 106,5286 106,5710 Belgrad 34,435 — 34,4484 Yokohama — 2,7356 — 2,7366 Moskova 20,33T5 Stokholm 3,0884 No Lılı_n kentali 10 leva fazlaya alınmak- u | tadır. Buraların çavdarları da 8 leva — 24 Saatte Mühim Sukut Görüldü Dün Londradan gelen telgraflar frangın son yirmi dört saat içinde birdenbire düştüğünü bildirmiştir. Evvelki akşam 137,59 frank olan sterlin dün sabah Londrada 138,79 franktan açılmıştır. Bu düşüklük hayret verici bir şekilde devam ederek sırasile 142,93, 143,37 frangı bulmuş ve akşama doğru daha fazla artarak 144,50 ve nihayet 145,75 frankta kalmıştır. Bulgaristan Buğday Oftisk. . 3 Miis'l'al'ısılden Doğru- dan Doğruya Mal Topluyor Bulgar buğday ihracat ofisi, bu se- ne doğrudan doğruya müstahsiller « den Buğday ve çavdar toplamaktadır. Ofis, yumuşak buğdaylardan kentaline 76 hektolit- relik olanları 320 levaya, sert buğ - daylardan 76 hektolitrelikleri 350 le.- vaya, beyaz malları ise 400 levaya sa tın almaktadır. 71 hektolitrelik çav. darlara verilen fiyat 245 levadır. Bu fiyatlar esastır. Buğdayların cinsine göre, bu esastan bir leva fazla veya noksanına mal toplatılmaktadır. Ana liz kıymeti bakımından bazan i-5 leva kadar indirildiği de olmaktadır. Tu- na ve karadeniz kıyılarının buğday- ları daha yüksektir. Tuna mallarının kentali beş ve Karadeniz buğdayları- daha yüksektir. Yerli sarfıyat için ihracat ofisi değirmenlere buğday vermektedir. Değirmenler buğdayla- rım kentalini 386-400 levaya ve çave darların kentalini 287 — 300 leva- 'ya ofisten satın almaktadırlar. Ofisin inhisar mahiyetinde olan çalışmaları neticesinde 600 bi ntona varan Bul gar buğdaylarınımn ihtiyaçtan fazlası (tahminen 200 bin ton) iyi fiyatlar. la ihraç edilmektedir. Bu suretle buğ — day yetiştiremiyen mıntakalarda bile ekmeklik kilosu 4—5 levaya mşl e- dilmektedir. Bulgar hükümeti, Ziraat Bankası- na, buğday ofisine beş yüz milyon levalık bir kredi açmıştır. Bu para - ile kenevir, ayçiçeği ile pamuk tohü- mu satın alınacaktır. İAHİRE BORSASI — 15-9-937 FIYATLAR Cinsi Aşağı Yukarı KB E & .. 4 Buğday yumuşak 5,35 6,1214 Buğday sert 5,20 —— Arpa 4 G Mısır sarı 4,10 - 4,20 Keten tohumu 9,30 — — Fındık kabuklu 20,20 —— Tiftik mal 133 — —— Tiftik Kastamonu 138,20 — — Yapak Anadol 26,— 58,— GELEN Buğday 180 Ton Arpa 15 Ton Gi Çavdar 30 Ton Yapak 8 Ton B. Peynir 11 Ton Un 93 Ton « Tiftik i2: Toll Mısır 25 Ton Yulaf 50 Ton GIDEN Kuşyemi 25 Ton Darı 10 Ton İç fındık 5. Toğ ü K. fımdık 414 Ton Nohut 444 Ton Tiftik 1 'on — DIŞ FIİYATLAR LA Buğday Liverpul Buğday Şikago Buğday Vinipek