Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
( SsSPOR )—_ İzmire Giden İstanbul Muhteliti İzmirde Fuar kupası maçlarına iştirak eden İstanbulun genç muhtelit tak lesef bakalarda > Ffakıyet göstere- medi. Resimde maçlara iştirak eden muhtelit takımımızı gö- rüyoruz. İzmirli Vehap Antrenör mü Olmak İstiyor? Evvelki günkü —nüshamızda, fut- bolcü Vehabın İzmirden ayrılacağına dair “Yeni Asır” a verdiği acıklı mü- lâkatı nakletmiştik. Wehabın Ankara veya Tİstanbul klüplerinden birine girmeğe çalışaca- ği hakkındaki sözlerinden müteessir olduğu anlaşılan “Anadolu” refiki - mizin iki yıldız imzalı muharriri bu husustaki noktai nazarını şöyle an- latıyor: “Bugün bir Vehap meselesi, yani bir oyuncu meselesi karşısındayız. Vehap geldi; oynamak ve çalışmak fstiyor. Mensup bulunduğu takım, bölgeye başvuruyor. Bölge, keyfiyeti merkeze bildireceğine, “biz bu işi tet kik ve halle salâhiyettar değiliz, mer keze yazın,, diyor. Bu, birinci plânda bir savsaklamadır. Görüyorsumuz ya, samimi davranarak eski klüpçülük- lerin yavaş yavaş kımıldamağa baş- Jadığını ileri sürmüyorum. Vehabm klübü ne yaptı, ne düşü- nüyor bilmem, Vehaba gelince, o da İstanbul veya Ankara takımlarından birine girmek için İzmirden ayrıla - cak. Vaziyeti kabataslak olarak böyle tesbit ettikten sonra, tekrar ele ala- lım: Vehabm bir profesyonellik vaziye- ti vardır. Fakat Vehap bunu istiye- rek mi, yapmıştır? hayır!.. Bu genç, muhakkak ki, Türkiye - deki en iyi oyuncuların başında gelir. Bu itibarla, milli takımda yer alması Jâzımdır. Hem milli takim menfaati iktizası, hem de kendi hakkı olarak.. Jlamma, Rusya turnuvasında disip- linsizlik göstermiş; olabilir. Fakat 'Türkiyede, biz, bu gözlerle neler gör- müşüzdür, neler? Niçin başkaları hakkında bu kadar titiz davranılma- dı da Vehaba gelince böyle hareket edildi? Vehap; işte, bundan müteessiren Parise gitti ve profesyonel bir oyun- cu oldu. Çünkü o; bacakları ile yaşı- yan bir insandır. Bu itibarladır ki, her cürümde olduğu gibi, bunda da bir tahfif edici sebep var, demektir. Sonra her şeye rağmen Vehabın hiçbir klüpte oyuncu olarak yer ala- mıyacağına kanaat getirseydik, biz de Vehabı meselâ sadece bir antrenör olarak çalıştınmağı — teklif ederdik. Çünkü Vehap, Avrupada futbol üze- rinde epeyce çalışmış ve bugün için bir çok yenilikler öğrenmiştir. Mese- lâ mmtakamızın antrenörüne (250) liraya yakın bir para verilmektedir. 'Aldığımız randımanı düşünürsek, bu paranın bir kısmı ile Vehabı mükem melen çalıştırmağı elbette tercih e- deriz. Halbuki antrenörlük, ikinci dere- ceye kalıyor. Bu genci, başka klüp- ler pek âlâ alacak ve lisansını da, yu- karıdaki esasları müdafaa ile, mü - kemmelen temine muvaffak olacak- tır. Ve neticede İzmir kaybedecektir. Halbuki bu genç İzmirlidir. Onu İz- mir yetiştinmiştir. Böyle bir oyuncu- nun ne kadar zamanda yetiştirilebi- leceğini ve yetiştikten sonra ne ka- dar faydalı olabileceğini uzun uzadı- ya izaha hacet yoktur.., Avrupada Atletizm Bu mevsim atletizm müsaba- 'kalarının zamanıdır, Italyan at- N » letleri Fransızlarla karşılaşmış $ ve iki puan farkla galip gelmiş- ( Yalnız dikkati celbeden nokta $ şudur: Italyanlar 400 metre mâ- $ nialıdan gayri bütün koşuları ka-y zanmışlardır. $ Italyan sürat sşampiyonu Ma- $ riani yüz metreyi 10,4/10 da & g yapmıştır. : —.. ...- MA A AAA AAA AAA AAA e Yüzme Birincilikleri İzmir, 15 (TAN) — Yüzme birin- cilikleri müsabakası yarın başlıya - caktır. Romanya Güreşçileri İzmirde yapılacak olan Balkan gü- reş müsabakalarına girecek Roman - yalı güreşçiler dün şehrimize geldi- ler. İNGİLİZ TAKIMI GEZİYOR Şimdiye kadar bir futbol takımı için garip görünecek uzun, pek uzun bir seyahate çıkmağa karar veren takım İngilizlerin amatör Cornthians takımıdır. Gelecek ayın ortasında başlıyacak olan bu seyahat bir sene sürecektir. Amatör Ingiliz takımı Mısıra ve Su- riyeye de uğrıyacaktır. Devriâlem turu, şeklinde seyahate çıkmış - olan bu takım Çindeki vaziyet dolayısile birkaç uğrağı programımdan çıkar- dığından başka memleketlerle anlaş- ma yapabilirmiş. TAN — Biz bu fırsattan istifade edemez miyiz acaba?... — ğ Uzun Bisiklet Turuna Çıkan Genç Kayseri, (Hususi) — Yurt içinde bisikletle, ilk defa tek başıma, Üç bin kilometrelik bir tur yapmak - ta olan Kâmran Bozkır Ankaradan Eylülün altıncı günü öğleden sonra saat 2,5 ta hareket ederek Sek - sen kilometrelik merhalesi olan (Ba- lâ) yı saat 5 te tutmuş. Balâda bir gece kaldıktan sonra, ikinci merha- lesi olan 120 kilometrelik (Balâ — Kırşehir) arasını da muvaffakıyetle ve ârızasız bitirerek eylülün yedinci günü öğleden sonra saat 3 te Kırşeh- rini tutmuştur . Eylülün 10 uncu günü sabahı sa- at altıda Kırşehirden ayrılan bisik- letçi Kırşehir — Kayseri arasının yol ları bozuk olmasına rağmen çok mu- vaffakıyetli ve ârızasız bir yürüyüşle öğleden sonra saat üçte Kayseriye gelmiştir. Bulgdrisfanda Spor İşleri Sofya, 15 (TAN) — Bulgaristanda spor ıslahatı yapacak olan Alman be den terbiyesi mütehassısı Dr. Karl Dim Sofyaya bugün gelecektir. B. K. Dim, Bulgaristanda iki ay ka dar kalarak sporun ıslahı için fikir- letini maarif nezaretine bildirecektir. Tenis Şampiyonunun Maceraları Kamyon Dünyanın en kuvvetli amatör tenisçisi olduğunu ispat eden DONALD BUDGE Şoförü Olmak İsterken Şampiyon Oldu Amerikalılar bu sene Davis kupa- ” gıni genç şampiyonları Budge saye- sinde kazandılar. Dünya birinciliği kupasını Ameri- kaya götürmeğe muvaffak olan bu genç tenisçiye profesyonel olması için bir milyon franklık kontrat teklif ettikleri halde amatör kalmayı tercih ederek teklifi reddetti. Bu büyük serveti reddeden Budge zengin de değildir. Fakat, bir sene daha amatör kalarak Davis kupasını Avrupalılara karşı müdafaa edecek gençler yetiştikten sonra profesyo- nel olmaya razı olacağını gazetecilere bildirdi. Henüz yirmi iki yaşında olan Bud- ge nasıl tenise başladığını ve küçük- ken hangi mesleği sevdiğini bir mec- muaya yazdığı makalede anlatıyor: — Mektepte iken tenisi sevmez - dim, Bütün arzum babam gibi kam- yon şoförü olmaktı. Bir gün babamın kamyonu ile ça- lıştığı büyük çamaşır fabrikasının sahibinin oğlu Fred bana bir tenis partisi teklif etti. Beraber gittik, ilk defa onunla ciddi bir maçta kar- şılaştım. Fred hatırı sayılır hevesli- serdendi. Şayanı hayrettir ki ben o- nu yendim, O da neticeye şaşırdı. Benimle birkaç tecrübe daha yaptı yine kazandım. Sonra bir raket sa- TAN M VAA AAA AAA A A 'Sarkılarla Fanteziler 1689 g87 — PROZİ an yana dizilmiş beş sandal- ye. Ortada ötekilerden fark lt olsun diye şişman, ötekilerden farklı olsun diye süslü bir kadın o- turacaktır. Arkasında kuyruklu, i- pek bir balo fistanı. Onlara “çalgı- lı bahçelerin öksesi” diyorlar. Hepsi teker teker ayağa kalka- caklar ve şarkılarını okuyacaklar. Bu ortadaki yosma, nazlıdır. Az söyler ve gülümsemez. Bunun için de öteki kızlar onu çekemiyorlar ya. — Üç metre krep jorjet, iki ku- tu pudra, diye ona dudak bükü- yorlar. Soyadlarımda seslerini metheden bu şarkıcı kızlar çinde sesini plâ- ğa vermiş, radyoda söylemiş olan- lar da vardır. Amma onlar için me rasim ayrıdır. Onlar, daha süslü ve pahalı giyinmişlerdir.. Imtiyazlıdır lar. Onlar için perde kapanır. Tse- ride mühim hazırlıklar varmış gibi bir müddet beklenir. Sandalyeler, kızlar ve çalgılar ve çalgıcılar kal- dırılır. Bir o, bir de ona refakat e- decek kemancı kalır. Perde açılır. Tenezzülen gelmiş gibi şarkılarmı okur, Kontratı gecede üç şarkı söy lemektir. Sarhoş alkışı ile şarkısını tekrarlamaz ve bahçenin kapısında ki elektrikli afişte büyük harflerle ismi yazılıdır. Bu, çalgılı bahçelerin yasasıdır. e rtadaki kalktı. — Garsgon, bir kadeh daha. Fısıltılar susar. Çoşkun bir keriz havası başlar. Ayakta, ellerini göbeği hizasında kavuşturmuş, elindeki kücük bir mendili buruşturur. Topukiarı üze- rindek omuzlarile kalçalarını saza uydurarak kımıldamıya başlar. On da şarkı söylemekten ziyade oyuna çıkmış bir kantocu hali vardır. “Dabrukamı çalayım.” ha — Güzel söylüyor be. — Kari dediğin böyle olmalı. tın aldık. İşe ciddi ciddi başladık. Büdge garip âdetlerinden birini ifşa ediyor. Maçlarda neticeden ziya- de rakibini kaç darbede yendiğine da- ha fazla merak edermiş... Arkadaşlarından birini müsabaka- dan evvel darbeleri saymaya memur eder ve her sette kaç vuruş yaptığı- nı-sorarmış.. Bu merakım yüzündendir ki, Al- man şampiyonu Von Gramm'i 4837 vuruşta yendiğimi biliyorum. En uzun maçımda; 7403 vuruş yap tığımı saydılar. En kısa müsabakamda da 1837 vuruş yapmışım. Bu en kısa müsa- bakamı da Grand'a karşı oynamış- tim, Bir sene daha amatörlüğe hizmet ettikten sonra hayatımı temin ede- cek serveti kazanmak üzere profes- yonel olacağım. O zaman dünyanın en küvvetli profesyoneli addolunan İngiliz Perry ile boy ölçüşürüm. Yazan : Ce ü “Düm tek de düm tek” *“JIçilmez mi birer tek?” “Içilmez mi birer tek” — İçelim anam. — Garson bir kadeh daha. “Prozit şerefe prozit.” * ; YA — Yeni mi bu? En Güzel Model Nihayet Evlendi İngilterenin zengin gemi sahiple - rinden birinin oğlu olan James Wal- ford, artistlerin modeli olmakla şöh- ret kazanan Misis Muriel Whiteley ile evlenmiştir. Mis Muriel, tanınmış birçok artist- lerin modelidir. Büyük ressamlar ta- rafından resimleri yapılmıştır. Ren- ginin güzelliği, elâ gözlü oluşu, ve saçlarının karalığı, ressamları kendi- sine meftun ediyordu. Mister James te heykeltraştır ve birkaç defa karı- sının büstünü yapmıştır. Karadenizde Yüzme Yarışları Moskova, 15 (A.A.) — Karadeniz- de Soçide bugün mukavemet yüzme yarışları yapılmıştır. İki kadımnın iştirak ettiği 20 kilomet relik yarışta bayan İvgenia Ftorova, 7 saat 18 dakika ile birinci gelmiştir. Dört erkeğin iştirak ettişi 30 kilomet relik yarışta Kuznetsot, 1 saat 13 da- kika 3-10 ile birinci olmuştur. İzmir Valisi Selânik Panayırına Gitti İzmir, 15 (TAN) — Valimiz B. Faz lı Güleç ve İktısat Vekâleti siyasi mü şaviri B. Ali Rıza Selânik panayırı- na gitmek üzere bugün buradan Yu- T İLE DÜMTEK nanistana hareket ettiler. — Eski değil. Çalgılı bahçelef çin çıkmış derler. — Belli. Sarhoş şarkısı. ipli Yanındaki bahçeden mandol bir alafranga saz sesi geliyor. F ca şarkılar söylüyorlar: “Trava, mangaki alani” “Trava, ta mazarosmani” e ir nedamet sesi: — Keşki oraya gitseyd"'k, — Alafrangadan anlamam daş. Rakının üç mezesi vardir: vun, beyaz peynir, alaturka Sâf* — Doldur bakalım, —— Tutuldun.mu? Elini arkadaşının omuzunâ yar. — Tlik. “At kolunu boynuma, Birer kadeh içelim.” — TIçelim anam. “Prozit, şerefe prozit” — Garson “ben her akşaf beş kadeh çekerim”. — Afiyet olsun paşam. — Söyle onu çalsınlar, Garson bahçenin duvarında! nı gösterir. (Hariçten şarkı istemek me dur.) , Dumanlı kafalar yasak tân“:.m' ; — Oyleyse biz söyliyelim. a hoş olmam sen üzülme şekerim Garson bahçenin öteki duvar ki ilânı gösterir. (Hariçten şarkı söylemek nudur.) yor v yi il” mpl” | mer” Ka “Düm tek de düm tek Içilmez mi birer tek” — Söyle şu karıya içirdiği detlerin parasını ondan alacağ? m — Şişede durduğu gibi dursâ amma, e ahçe yavaş yavaş mnhl::; B mıya başlayınca kızlar : birden kalkarlar ve bir & “Bahtın açılsın Daim saçılsın Gönlün şen olsun Kendini üzme sakın Heyyy vur patlasın Çal oynasın Bu hayat böyle geçer hey Bu hayat böyle geçer.” . . Lâmbalar birer birer 555“70:_ Çalgıcılar sazlarını kılıflarınd y Mi leştiriyorlar.. Garsonlar, rıklarmı toplarken ateşini nlsuğrlr ye almlarını masalatın mevn& rine dayamış sızmışlar, Y& ıa",pı vaş kalkıyorlar ve sallana ije iki tarafa yalpa vurarak bahçeden cıkıyorlar. Düm tek de | Düm tek J