b Ç onu affederiz. Aksi takdirde hem ya- kalarız, hem de cezası ağır oluür, de- tur. miştir: ğ Üi Kaçan BİR Mahkemelerdâ W —— ——— —TT — - KATİL SUCLUSU Sabıkalı Teslîm_ Oldu Acele İşi Varmış, Onu Görüp Gelmiş! Gümrükteki beş numaralı ceza mahkemesinden Yenipostane binasın- daki jandarma nezaretanesine getiri- lirken binanın 2 kapılı oluşundan isti fade ederek kaçan sabıkalı Koço dün sabah karakol kumandanı Bay Kam- bere gelerek teslim olmuş ve: — Bayım beni affediniz, mahkeme dün beni tevkif etmişti. Evimde çok mühim bir işim vardı. Onu görmek için kaçmıştım. Şimdi geldim. Teslim oluyorum, demiştir. Koçco kactıktan sonra karakol ku- mandanı Kamber onun Tahtakaleye geçtiğini haber alarak adım adım ta- kip etmiş ve nihayet arkadaşlarına: — Koço yarın gelip teslim olursa bulunmuştur. mış, Mahkeme koridorunda birkaç ko - miser ve polisle beş, altı jandarma Mahkeme dinleyici olarak hiçbir kimse almma- ç ve jandarmaların arka sına da bir sivil komiser konulmuş- Jandarma muhafazası Altında sorguya çekildi Mahkeme Salonunda Öldürüleceğini İleri Sürdüğü İçin Tertibat Alınmasına Lüzum Görüldü Geçenlerde hamallar kâtibi Hasanı öldüren Petürkeli Yusuf Karabatağın muhakemesine dün Ağırceza mahkemesinde devam edilmiştir.. Suçlu, Müddeiumumiliğe müracaat ederek ölen Ha- sanın kardeşleri ve akrabaları tarafından mahkeme salonunda öldürüleceğini söylemiş ve tertibat alınmasmı istemiştir. Bunun için suçlu hâkimlerin önüne mutadın hilâfına olarak iki jandarma ile çıkarılmıştır. e| Mahalleyi Biribirine TAN - a 16 - 9 - 937 ge merasimle diplomaları verilmiştir. Bu münasebetle, ları gösteren bir de sergi açılmıştır. Beşiktaş Biçki Yurdunda KA . Bi ; Ç e$ yıl bitiren genç kızlarımıza dün Yukarıdaki resimde, Yurdu bitiren genç kızları birarada görüyoruz. Öğle neşriyatı: 50: Havadis. 13,05: Muhte neşriyatı 14,00: SON.. Akşam neşriyatı: Akşam Neşriyatı: kadaşları tarafından Türk mu# ve halk şarkıları. 20,30: Ömer tarafından arapça söylev. zan ve arkadaşları tarafından yârı). 21,15: Orkestra. 22,80: pl la sololar, Opera ve operet' ları. 23,00: SON. bir yıllık çalışma- ölümünden iki Ufül eden sarışm yıldız JEAN HARLOW'un İKİ KARILI KOGA Fransızca sözlü büyük filmi 9,45: Paris kısa dalgası: akşam AY 30: Keza.. 10,45: Berlin kısa Sinemasında Görmek için biletlerinizi evvel- den aldırınız. Müessir ve hissi bir mevzuda olan bu parlak ve şık Dd Günün Program Özü SENFONİLER 22 Viyana: Senfonik konse€ legro moto perpetüo) 7,10 Berlin kısa musiki parçaları (8,15: De ay evvel çevirdiği Berlin kısa dalgası: Hafif fif musiki. (14,15: Devamı).. Bükreş: Konser. 14,15 Paris 12,30: Plâkla Türk musikisi. ©| Kji 1f 18,30: Plâkla dans musıld!!;- 30: Spor müsahabeleri: I*%Şre fik tarafından. 20,00: Celâl VE di 20,45: 8) Ü? | musikisi ve halk şarkıları (40 ÖĞ pargi” N I. (jğ dalgası: Küçük n i plâk. #f | 9,20 Paris kısa dalgası F ea udg | Koço da bu vâde inanarak gelmiş ve teslim olmuştur. Kumandan da kendisine vâdettiği gibi kolaylık yap- mış ve eline kelepçe vurmadan tevki- faneye göndermiştir. — Necdet henüz yakalanmamıştır. O - nun da kendi kendine gelip teslim o- lacağı ümit edilmektedir. Tutulan köylü Sigaraları fAdapazarlı Osman isminde bir genç ikanunen yalnız köylerde satılması lâ- zımgelen 4500 köylü sigarasını şehre sokarken memurlar tarafından yaka- lanmış ve inhisarlar heyeti mahsusa- — gınca 8 lira para cezası ve sigaralarm — -müsaderesine karar verilmiştir. Os- man bu karara itiraz ettiği için Sulta nahmet sulh birinci ceza hâkimi da- v vaya bablamıştır. Suçlu: —Bay hakim ben bu siğgaraları köy — den aldım. İstanbuldaki dostlarıma — hediye etmek için getiriyordum. Sa- — tacak değildim, demiştir. Hâkim Reşit, 8 lira cezayı ipka et- — miş, 4500 sigaranın müsaderesini ka- — nunsuz bulduğu için suçluya iadesine — kkarar vermiştir. L 1”[ 'Adliyeye Verilen Eroinciler —— Emniyet kaçakçılık bürosu memur | İarı evvelki gün Dökmecilerde Battal, 'M lAhmet, Albert ve ayı Ahmet isminde. /| dört eroin kacakçısını yakalıyarak “Adliyeye teslim etmişlerdir. İkinci Davacı yerinde Hasanm biraderi Mehmetle avukatı Nuri bulunmuşlar dır. Dün mahkemede şahitler dinlen- miş, sonra Eminönü kazası merkez komiserinden gelen tezkere okunmuş stur. Bu tezkereye göre, Yusuf ha - malların başma kontrolör tayin edil- miş, bundan dolayı hamallar arasın- da gürültü çıkmıştır. Başmüfettiş tahkikat neticesinde müşvik olarak Yusuf Karabatağı bir daha işe alm- mamak üzere bölükten çıkarmıştır. Yusuf Karabatağın işten çıkarılma- sında ölen kâtip Hasanın hiçbir ro- lü olmamıştır. Bu tezkereden sonra suçlu mahke- meye bir istida vererek emniyet ikin- ci şube direktörü Necati ile Şarkk De- miryolları işletme müfettişliğinde Na fıa komiseri Ziyanın ve gar komiser ve pölislerinin şahtt olarak dinlemme- lerini istemiştir. Mahkeme, müddeiu- müuminin isteği üzerine dosyayı tet - kik için müddeiumumiliğe vermiye karar vermiştir. Müdafaa şahitleri hakkındaki kararı sonra düşünecek- tir. Duruşma, 20 Teşrinievvel saat on dörde bırakılmıştır. kaçak Fırıncının Ellerini Bağlıyarak ParasınıAlanlar Dün ağır ceza mahkemesinde ge- çen sene Aksarayda fırıncı Nurinin ellerini ayaklarmı bağlıyarak parası- nı alan Marangoz Hulüsi ile arkadaşı Cemilin muhakemelerine dün ağır ce- za mahkemesinde devam edilmiş, şa- hitler dinlenmiştir. Kararın tefhimi için muhakeme başka güne bırakıl- Katmışlar Tevfik ve Naki adlı iki arkadaş ev- velisi gece şarapla rakıyı karıştırmış lar, Beyoğlunda eğlenmişler, Saat iki- — Telefon: film emsalsiz bir muvaffakıyet kazanacaktır. ilâveten : FOX JURNAL Son Dünya Havadisleri 41656 de Mahmudun otomobiline binerek H 2 Şehteminie elmiğee. Şekreminin | Bayrak Nizamnamesi Tasdikten Çıktı de otomobil durur durmaz Tevfik s0- kağa sapmış ve kaçmış, şoför,Naki « den para isteyince aldığı cevap Şu ol- muş: — Parayı Tevfik verecekti, benim param yoktur. Bunun üzerine şoför Mahmut Tevfiğin arkasından koşu - yor ve bağırıyor: — Hırsa var. Tevfik karanlıklar içinde Mustafa- nın evinin bir _kqesiqç*tsak%myor.* Muctafa “hirsme var ' 'gesine Jivanı- yor ve hırsızlığın kendi evinden yapıl dığı zannile sokağa uğruyor. Bir de evinin köşesinde Tevfiği görünce he- men yakasından yapışıyor ve “yaka- ladım,, diye feryadı bastırıyor. Kom şularından Osmanla Tahsin de gürül- tüye uyanıyorlar. Tevfiği hırsız zan- nile epeyce döğüyorlar. Bu sırada Na ki de geliyor, o da Tevfiği kurtarmak için ikinci bir cephe alıyor. En sonra gelen şoför Mahmut: — Yahu o hırsız değil. Benîm_ pa- ramı vermedi de onun için Dağir - dım. O da buraya saklanmış; diyor. Fakat Mustafa buna inanmıyor, im- dat düdüğü çalıyor. Bekçi ve polis ge linciye kadar üç taraf biribirlerine gi- riyorlar. Tevfik üzerinde 170 lira pa> ve hususi bayrakların nerede ne za: dir. NizamnblağlA GARALAR' Sahah aa mesi lâzım gelmektedir. cezalandırılacak, keza usulü dairesin. tir. —H Elini Makineye Kaptırdı lışan Ramazan, sağ elini kaptırmış, tedavi altıma almmıştır. man çekileceğine ait kayıtlar da var- kilecek olan bayraklar, akşam gurub anında indirilecektir. — Bayrakların hep birlikte bir düdükle, yahut her yerden görülebilen bir işaretle çekil- Nizamname ve bayrak kanununa aykırı şekilde bayrak yapıp satanlar de çekilmiyen bayraklar mahallin en büyük memurunun emrile indirilecek ,Balattaki duba imalâthanesinde ça makineye Kumar Oynarken Yakalandılar Türk bayrağı nizamnamesi, Devlet Galata Mumane caddesinde 23 nu- Şürâsı tarafından tetkik ve tasdik o- lunmuştur. Nizamnamede bhayrağın kısımları, yapılışı, nispet ve ebadı hakkındaki hükümlerle merasim, süs maralı evde kumar oynandığını haber alan zabıta memurları burada ara - ma yapmışlar, Bahri, Kemal, Musta- fa, Şakir ve Hüseyin isminde beş ki- şiyi cürmü meşhut halinde yakala - - | mışlardır. LK Böşe O SRER Parsa Beola GüzZÜÜM “Arabaya Saklamış Manav İbrahim, dün satıcılık ya - parken yerde para dolu bir cüzdan bulmuş ve arabadaki kavunların ara- sına saklamıştır.Yolçulardan Mustafa - |bunu görmüş ve hemen polise haber vermiştir. Bu sırada cüzdanm sahibi İzzet te polise başvurmuştur. İbra- him, suçlu olarak dün Sultanahmet sulh birinci ceza hâkiminin önüne çı karılmıştır. Hâkim Reşit, suçu sabit görmüş, İbrahime bir gün hapis ve bir lira para cezası vermiştir. Ertuğrul Sadi Tek Bu gece (Yeşilköy) ram vardı, onu da aldılar, diyor. deiumumiliğine verildiler. Sultanah: Dün hepsi de biribirlerini dövmek- mıştır. ten suçlu olarak meşhut suçlar müd- - Tiyatrosunda 3 — Talebe hüviyet karnesi Met sulh üçüncü ceza hâkimi bugün REVÜ ve da olmayanlar imtihana kararmı verecektir. KAYNANA 'tır. dalgası: Konser, 15: Keza. 5 şova: Karışık orkestra, koro VE re, 19,15 Varşova: OÖrg m! plâkları, 20 Milâno, Florans ruzzi orkestrası. 20 Lâypzig musikisi, şarkıları (Sopran, keman). 20,25 Peşte: Çigan © trası. 21,10 Lâypzig: Büyük celer.. 21,15 Bükreş: Sellon M kisi, 21,30 Berlin kısa dalgu'!;.ğ | ro konseri. 21,40 Prag kısa N sı: Çocuk korosu. 22,05: Prag 'dr dalgası: Keman ve orkestra (f.w;_ yez). 23,05 Prag kısa dalgası: vil*i ser (Toch - R. Strauss - StraV” ; — ki) 23,30 Stutgart: Gece mi OPERALAR, OPERETLER 22 Milâno, Florans: Massefi “Thais” operası. " RESİTALLER 10 Berlin kısa dalgası: Blvy::., h halk havaları 12 Berlin kısa dâlğag sı: Norveç keman, musiki . 15 Barina BU veşeeı” Şi — BÖDM | 23 Varşovas SŞarkbresitali. — DN DANS MUSIKİSİ itme 19 Berlin kısa dalgası: İşi! ! İ miş valsler. 21: Vafşova, D : BEYOĞLÜU HALKEVİNDEF | KURSLAR | Beyoğlu Halkevinden: ge 1 — 1936-1937 ders yılı içind gel yoğlu Halkevi kurslarına devam MJ ve ikmale kalan talebeler için İ imtihanları aşağıda yazılı g'““'wa yapılacaktır. M ' a) Riyaziye: 16-9-937 perşembe 4 b) Teknik resim: 17.9.937 Cumâ â c) Elektrik: 18-9-937 ci ça 2 — İmtihanlar sözlü olacakı saat 19 da başlıyacaktır. Diyerek namaza çıktı. Camiden tesadüf ettikleri- — nin birçoğu yine bayramlık rubalarımı giymişler, M n Ç bi ve çıkarken de şadırvanın yanında toplanmıya baş- lamışlardı. Sebebini sormıya lüzum görmedi. Kendi kendine acı acı sırıtarak: — Nikâh oluyorlar, Dedi. Ve birçoklarımı görmemeklikten gelerek eve döndü. Çarşı boyundan, sokağa saparken aklına gel- di: Dayısının bu hali ne olacak? Mlerak mı, hastalık mı, sinir mi? Belli değil. Bir çare aramamak olamaz dı. Halden, marazdan anlıyan kimse de yoktu ki, Kö- pek ısırdığı zaman bile bu kadar keyifsiz olmamıştı. Hem o kadar tehlike dedikleri halde, işte bir aya ya- km zaman geçti, ne oldu sanki? Dünyada bin bir maraz var,, Kimi öyle mühlik zannolunur, iki gün de geçer. Kimi de böyle hiçten, küçük bir can sıkın- tısından peyda olur, günlerce sürer. Gerçi bu da o kadar ehemmiyetsiz bir sıkıntı değildi. Haysiyet me- selesiydi. Hacı, aylarca süren bir dostluktan, söz ke siminden sonra hirkaç arvatla bir iki zıpçıktıya mağ lüp olmalı mıydı? Dayısı gibi bir zata karşı irtikâp edilen bu muameleye kim olsa kızar, Bâhusus dayısı nımn her halinden, her hareketinden Günere gönül kap tırdığı belli. Geçen yıl geldiği vakit şeytan alası kızı nereden görmüş? O gün bugün, gözüne koymuş, ni- hayet bu raddeye getirmişti. Fakat kadının fendi er- keği yendi demişler. Hazreti Adem Efendimizi bile ihtilâl eden bu cins iblis, elbette Hacı Zeynullah gibi dangalağa külâh giydirecek, Nitekim de giydirdi. Bari dayısını âlet etmeseydi. Gönül bu, öyle şeyler olmuş ki dile kaleme gelmez. Gönül düşkünlüğünün marazları tevarih kitaplarına kadar geçmiş. Cinnet, verem, karasevda hep ondan çıkmış. Müderrisin zih- ni bu son karasevda kelimesine takıldı kaldı. (Aca- ba karasevdaya mı uğradı ki..) diye içini çekerek ve — korkusundan çeneleri takırdıyarak düşüne düşüne — eve geldi. Kapıdan girer girmez, aşağıda bir telâş gördü. Ne var, ne oluyor merakile etrafına bakındı.. F ŞSiMDiLikK sacınlar titreşiyorlar, Emişin esmer rengi kireç gi- bi: Kendisi camideyken, valdesi bir aralık oda kapı- sından bakmıştı. Efendi sediri üzerinden, aşır oku- yan mollalar gibi sallanıyor ve inliye inliye mırılda- nıyordu, Gözünün ucuyle kadımı görünce homurdandı. Du- dakları arasından birkaç kelime döküldü: — Emiş.. nasıl.. hani ya.. kızım, içim yanıyor, çatlıyacağım. g Emişin annesi, biraderinin kıza düşkünlüğünü bil diği için hemen aşağı inerek: — Gı, dedi. Senin admı söyledi. Gir bir kere yanı- na, Belki bir iki konuşur da içi açılır. Hem geçen ka- zadan hic bir marazın olmadığını görüp hoşuna gi- der. İsırırım hal! Genç kız dayısımın odasına girdi. Yanına kadar gitti ve tatlı bir sesle: — Nasılsın Efendi dayı? * Dayısı ses çıkarmadı. Kız: — Sen beni hasta sanmışsın. Benim birşeyim yok ki. Bu sefer başını kaldırıp baktı: — Otur ! Kız, bu, boğuk emir üzerine, sedirin kenarma ve hemen diz dize gibi oturdu. Ellerinin araları açık ve içeriye doğru bükülmüş, parmaklarımı biribirine sür- terek homurdandı: — Marazm geçti mi? — Birşeyim yok ki. Küçük bir kaza. Elim mi kay- dı ne oldu? — Benim çok şeyim var, Başım çatlıyor, boğazım kuruyor, Içimde ateş var. Fırın mı nedir? Yüreğim- de birşeyler kabarıyor. Patmaklarım burkulup acı- yor. Dili biraz dolaşmakla beraber muntazam konuşu- yordu. Kız, dayısını bu kadar söylettiğine memnun oluyordu: Belki söylemekle içi açılırdı.. — Hepsi geçer. Çok düşünüyorsun ya. — Ben ne bileyim. Düşünmek ister miyim? Amma kabil değil. Birşeyler oluyorum. Kızım, kızım! — Buyur dayı! — İçim kabarıyor! — Su getireyim mi? Telâş, heyecan ve korku ile haykırdı: — İstemem! Kız hüzünle bakıyordu. — Getirme! İstamem kızım! Birşey, göğsümün i- çinde birşey kabarıyor.. — Sil ağzını dayı. Ağzı salya içinde. Bulanık bir su kalın dudakları- nı kaplamış. Ellerini apışınımn arasına sokup gizlemi- ye çalışarak: — Çekil kızım; ben fena oluyorum. Genç kız, dayısınm fenalığını gördükten sonra 68 kilemedi. Onu teselli için bilâkis çenesini sa doğru yaklaştırarak gülümsedi: — Hayır, hayır, git, diyorum. İçimde birşey kulaklarımda uğulduyor, seni diyor... — Ne var dayr; ne oluyor? varı — Kalkmak, seni yakalamak istiyorum. Tutar” — sam.. Tutturma kendini! e. Bu bağırmadan kız korktu. Tam çekileceği esnâ da, dayısı kımıldahdı, doğruldu. Eğri parmaklı elle” rini kıza doğru uzatarak tükürük saçan bir dehşet e: — Kaç, yoksa ısıracağım! K Diye feryat etti. Kız bir çığlık kopararak f“'ı:m Gürültüyü işitenler yukarıya üşüştüler. Kız 0da ge ortasına gelmeden dayısı yerinden fırladı, önce üstü yere düştü, tekrar sıçramıya çalışarak hâ bre? — Kaç! Kaç ısıracağım ha! B — Diye inliyordu. Kadımlar kapıya yetişmişlerdi. îo, sözü işitince Emişin anası odaya girdi, kIZI p. lundan çekerek top gibi dışarı fırladılar. Tam (ı)nl - nada Dünbelek te kapının önüne gelmişti. Kad can havliyle kapıyı çekip kapadılar. İçeriden : — Kapat kapat! Isırmadan kapat! ürtü Diye gelen bir iniltiden sonra boğuk bir gümbül — oldu. Hasta yere yuvarlanmış, derin derin hom danıyordu, e Kadınlar, korkularmdan ne yapacaklarını ”% lar. Birisi akıl edip yavaşça gitti, kapmın halk . bir kuşakla sımsıkı bağladı. İşte böyle Emiş tir tir titrediği, ğgerleri şaşkm şaşkm - bakıştıkları di- sr z talh rada Müderris Hâfız gelmişti. Bu tafsilâtı ald':ed,' T sonra yukarı çıkmıya davrandı. Kadınlar şi önlediler, dinlemedi. yalnız: a K — Salih Efendiye, Kasm Ağaya habar salm: (AT